Bahane kıl gibidir, herkeste bulunur; ama çare akıl gibidir, az kişide bulunur.
"Seni yok sayacaklar sen daha çok var olacaksın.." der Sezai Karakoç
Varlığını hissetmek için en iyisi olacaksın. Çalışacaksın, yılmayacaksın, her düştüğünde yeniden ayağa kalkacaksın ve işinin en iyisi, arananı olacaksın.
Eğitim seminerlerinde söylediğim bir söz hatırıma geliyor: Sizi yok sayanları, görmezden gelenleri, sürekli eleştirenleri hizmetlerinizle, faaliyetlerinizle, mücadelenizle çıldırtacaksınız…
Varlığını hissetmek için en iyisi olacaksın. Çalışacaksın, yılmayacaksın, her düştüğünde yeniden ayağa kalkacaksın ve işinin en iyisi, arananı olacaksın.
Eğitim seminerlerinde söylediğim bir söz hatırıma geliyor: Sizi yok sayanları, görmezden gelenleri, sürekli eleştirenleri hizmetlerinizle, faaliyetlerinizle, mücadelenizle çıldırtacaksınız…
Manevi Danışmanlık Rehberlik ve Din Hizmeti sunuyoruz
https://www.instagram.com/reel/C5QMqcdoZ-H/?igsh=OXJ6enBlNGpvcThp
https://www.instagram.com/reel/C5QMqcdoZ-H/?igsh=OXJ6enBlNGpvcThp
Diyanet Gençlik Hizmet Mekanları oluşturuyoruz
https://www.instagram.com/reel/C5SxTkFIRlX/?igsh=NThhZzI3bzFsNXl1
https://www.instagram.com/reel/C5SxTkFIRlX/?igsh=NThhZzI3bzFsNXl1
KADİR_GECESİNİN_KADRİNİ_BİLMEK_İdris_YAVUZYİĞİT_2019.pptx
6.3 MB
“Kadir Gecesinin Kadrini Bilmek” konulu sunum vaaz örneğimiz
Kamplara önem veriyoruz ve farlı zaman dilimlerinde pek çok kampı gençlerimizle gerçekleştiriyoruz
https://www.instagram.com/reel/C5DcYU6IFue/?igsh=MTlmbGF3NmMzc211NQ==
https://www.instagram.com/reel/C5DcYU6IFue/?igsh=MTlmbGF3NmMzc211NQ==
Gençlik hizmetleri kapsamında yürüttüğümüz atölye ve eğitim programlarımız var.
Gerek yurtlarda gerekse gençlik merkezlerinde ve genç ofislerde din, eğitim, kültür, sanat, kişisel gelişim, dil, değer ve benzeri alanlarda farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde atölye ve eğitim programları yürütüyoruz.
Emeği geçen ve katkı sunan tüm hocalarımıza canı gönülden teşekkür ederim.
https://www.instagram.com/reel/C5X5v4mIg6w/?igsh=bXNnbnV1c25vdHoz
Gerek yurtlarda gerekse gençlik merkezlerinde ve genç ofislerde din, eğitim, kültür, sanat, kişisel gelişim, dil, değer ve benzeri alanlarda farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde atölye ve eğitim programları yürütüyoruz.
Emeği geçen ve katkı sunan tüm hocalarımıza canı gönülden teşekkür ederim.
https://www.instagram.com/reel/C5X5v4mIg6w/?igsh=bXNnbnV1c25vdHoz
RAMAZAN-BAYRAMI-Idris-YAVUZYIGIT-2019 kopyası.pptx
13.4 MB
Ramazan bayramı ile ilgili hazırlamış olduğumuz sunum vaaz örneği
Rabbim dünyasını Ramazan kılıp ahirette bayram edenlerden eylesin her birimizi
Rabbim dünyasını Ramazan kılıp ahirette bayram edenlerden eylesin her birimizi
Necip Fazıl, bir gün vapurla Kadıköy’e geçerken, yanına biri yaklaşarak;
–“Üstad! Peygambere neden gerek duyuldu? Biz insanlar kendi yolumuzu bulabilirdik” der.
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan ona şu cevabı verir:
–“Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçseydin ya karşıya”
–“Üstad! Peygambere neden gerek duyuldu? Biz insanlar kendi yolumuzu bulabilirdik” der.
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan ona şu cevabı verir:
–“Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçseydin ya karşıya”
Ömür akıp giderken zamana yenik düşmemek...
Yorulmadan istikamet üzre devam edebilmek...
Heyecanla ruhlara dokunmaya gayret etmek...
Kuran ve Sünnet kaynağında şekillenmek...
Sahih bilgiyi işleyerek saf dimağları şekillendirmek...
Sadece Hakk'ı razı etmek için yolda olmak...
Kişilik ve kimlik kaybına uğramadan İnsanca yaşamak...
Müslüman şahsiyetinde ömrü tamamlamak...
İhsan Şuurunu hayata hâkim kılmaktan başka çıkar yol yok malesef.
"Her an Allah seni görüyor"
"Bir an dahi olsa seni bırakmıyor"
"Nerede olursan ol O seninle"
"Sana şah damarından daha yakın"
Yorulmadan istikamet üzre devam edebilmek...
Heyecanla ruhlara dokunmaya gayret etmek...
Kuran ve Sünnet kaynağında şekillenmek...
Sahih bilgiyi işleyerek saf dimağları şekillendirmek...
Sadece Hakk'ı razı etmek için yolda olmak...
Kişilik ve kimlik kaybına uğramadan İnsanca yaşamak...
Müslüman şahsiyetinde ömrü tamamlamak...
İhsan Şuurunu hayata hâkim kılmaktan başka çıkar yol yok malesef.
"Her an Allah seni görüyor"
"Bir an dahi olsa seni bırakmıyor"
"Nerede olursan ol O seninle"
"Sana şah damarından daha yakın"
DUANIN_HAYATIMIZDAKİ_YERİ_VE_ÖNEMİ_İdris_YAVUZYİĞİT.pptx
1.1 MB
Haftanın Hutbesi ile bağlantılı Duanın Hayatımızdaki Yeri ve Önemi konulu Sunum Vaaz örneğimiz
Cumanız mübarek olsun
Cumanız mübarek olsun
Dünya içindeki nimetleriyle bizim Ahirette bizim için.
Neden her ikisi için aynı gayreti gösteremeyiz?
Neden birine daha çok önem verir diğerini ihmal ederiz?
Neden gitmekten, göçmekten korkarız?
Bildiğimiz ve karşılaşacağımız kesin bir gerçek olduğu halde neden uzak dururuz?
Neden yokmuş gibi davranırız?
Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdulmelik, Seleme bin Dinar'a sormuş:
"Ey Ebû Hazım, neden ölümden hoşlanmıyoruz?
Seleme bin Dinar:
"Çünkü ahiretinizi harap, dünyanızı ise mamur ettiniz. Mamur bir yerden harap bir yere taşınmaktan hoşlanmıyorsunuz." deyince " Doğru söylüyorsun" diye cevap vermiştir.
Düşünün ki zor zahmet, meşakkat uğraştık, emek sarf ettik, sermaye yatırdık ve bir ev satın aldık. Gönlümüzce dayayıp döşedik... Evimize girerken nasıl bir mutluluk hissederiz değil mi. Yüreğimiz heyecandan yerinde durmaz, biran evvel içeri girmek isteriz.
Yada çok sevdiğimiz, arzuladığımız bir yemek yapmak için gerekli malzemeleri alıp mutfağa girdik, kolları sıvayıp hayallere dalarak yemek yaptık. Vakti gelince tabağa koyup masaya geçtiğimizde hissederek yerken doyumsuz bir keyif alırız değil mi.
Evli bir çift düşünün ki uzun yıllar sonra Rabbim onlara hasretini çektikleri bir evlâd ihsan edecek haberini aldılar. Nasıl hisseder, nasıl bir heyecana kapılır, madden ve manen nasıl bir hazırlığa girişirler değilmi? Hele birde yavrularını kucaklarına aldıklarına...
Demek istediğim dünyaya dair arzulayıp kavuştuğumuz şeyler bizi nasıl mutlu ediyorsa Ahiret ve orada kavuşacağımız nimetler de bize o şekilde mutluluk vermelidir. Bu mutluluk istemeyle değil çalışmayla elde edilebilecektir. Ve bu dünya hayatında gerçekleşecektir. Dünyamızı da ahiretimizi de mutluluğa açmak bize bağlı.
Bunun için Rabbimize teslim olmak, emrine girmek, sözünü tutmak, hayatı güzelleştirmek, kalbi selim olmak, emin olmak, sırat-ı müstakim üzere yaşamak, rızasını kazanmak gerekir.
09.05.2020
Neden her ikisi için aynı gayreti gösteremeyiz?
Neden birine daha çok önem verir diğerini ihmal ederiz?
Neden gitmekten, göçmekten korkarız?
Bildiğimiz ve karşılaşacağımız kesin bir gerçek olduğu halde neden uzak dururuz?
Neden yokmuş gibi davranırız?
Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdulmelik, Seleme bin Dinar'a sormuş:
"Ey Ebû Hazım, neden ölümden hoşlanmıyoruz?
Seleme bin Dinar:
"Çünkü ahiretinizi harap, dünyanızı ise mamur ettiniz. Mamur bir yerden harap bir yere taşınmaktan hoşlanmıyorsunuz." deyince " Doğru söylüyorsun" diye cevap vermiştir.
Düşünün ki zor zahmet, meşakkat uğraştık, emek sarf ettik, sermaye yatırdık ve bir ev satın aldık. Gönlümüzce dayayıp döşedik... Evimize girerken nasıl bir mutluluk hissederiz değil mi. Yüreğimiz heyecandan yerinde durmaz, biran evvel içeri girmek isteriz.
Yada çok sevdiğimiz, arzuladığımız bir yemek yapmak için gerekli malzemeleri alıp mutfağa girdik, kolları sıvayıp hayallere dalarak yemek yaptık. Vakti gelince tabağa koyup masaya geçtiğimizde hissederek yerken doyumsuz bir keyif alırız değil mi.
Evli bir çift düşünün ki uzun yıllar sonra Rabbim onlara hasretini çektikleri bir evlâd ihsan edecek haberini aldılar. Nasıl hisseder, nasıl bir heyecana kapılır, madden ve manen nasıl bir hazırlığa girişirler değilmi? Hele birde yavrularını kucaklarına aldıklarına...
Demek istediğim dünyaya dair arzulayıp kavuştuğumuz şeyler bizi nasıl mutlu ediyorsa Ahiret ve orada kavuşacağımız nimetler de bize o şekilde mutluluk vermelidir. Bu mutluluk istemeyle değil çalışmayla elde edilebilecektir. Ve bu dünya hayatında gerçekleşecektir. Dünyamızı da ahiretimizi de mutluluğa açmak bize bağlı.
Bunun için Rabbimize teslim olmak, emrine girmek, sözünü tutmak, hayatı güzelleştirmek, kalbi selim olmak, emin olmak, sırat-ı müstakim üzere yaşamak, rızasını kazanmak gerekir.
09.05.2020
Muaz bin Cebel, imamlık yaptığı bir günde yatsı namazını kıldırırken Fatiha sûresinden sonra Bakara sûresini okumaya başladı. O kadar uzun okudu ki, kıraatin sonu bir türlü gelmeyince cemaatten birisi ona uymayı bırakarak namazını kendi başına selam vererek tamamladı.
Muaz bundan haberdar olunca o adam için “o münafıktır” dedi.
Adam bunu duyunca konuyu Peygamberimize taşıyıp durumu anlattı ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın elçisi! Biz [gün boyu] kendi elimizle [tarlalarımızda] çalışıyor, develerimizle habire su taşıyoruz. [Bu sebeple de akşama yorgun düşüyoruz]. Muaz dün gece yatsı namazını kıldırırken Bakara suresinden okumaya başladı, kıraati çok uzun tuttu. [Ben dayanamayıp namazı kendi başıma tamamlayınca] benim hakkımda münafık dedi”.
Bunun üzerine Allah Resûlü Muaz’a çok kızarak üç defa “Muaz! Sen fitneci misin?” diye azarladı. Ardından da “Şems ve A’lâ sûreleri gibi sûreleri okusana!” buyurdu.
(Buhârî, “Edeb”, 74; Müslim, “Salât”, 36)
Muaz bundan haberdar olunca o adam için “o münafıktır” dedi.
Adam bunu duyunca konuyu Peygamberimize taşıyıp durumu anlattı ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın elçisi! Biz [gün boyu] kendi elimizle [tarlalarımızda] çalışıyor, develerimizle habire su taşıyoruz. [Bu sebeple de akşama yorgun düşüyoruz]. Muaz dün gece yatsı namazını kıldırırken Bakara suresinden okumaya başladı, kıraati çok uzun tuttu. [Ben dayanamayıp namazı kendi başıma tamamlayınca] benim hakkımda münafık dedi”.
Bunun üzerine Allah Resûlü Muaz’a çok kızarak üç defa “Muaz! Sen fitneci misin?” diye azarladı. Ardından da “Şems ve A’lâ sûreleri gibi sûreleri okusana!” buyurdu.
(Buhârî, “Edeb”, 74; Müslim, “Salât”, 36)
HELAL_LOKMANIN_İNSAN_HAYATINA_ETKİSİ_İdris_YAVUZYİĞİT_1.pptx
5.5 MB
Helal Lokmanın Önemi ve İnsan Hayatına Etkisi
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Rabbim bana dokuz şey emretti:
- Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı,
- Öfke ve rıza halinde de adâletli söz söylememi,
- Fakirlikte de zenginlikte de iktisad yapmamı,
- Benden kopana da sıla-ı rahm yapmamı,
- Beni mahrum edene de vermemi,
- Bana zulmedeni affetmemi,
- Susma halimin tefekkür olmasını,
- Konuşma halimin zikir olmasını,
- Bakışımın da ibret olmasını,
- Ma'rufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi."
(Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)
"Rabbim bana dokuz şey emretti:
- Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı,
- Öfke ve rıza halinde de adâletli söz söylememi,
- Fakirlikte de zenginlikte de iktisad yapmamı,
- Benden kopana da sıla-ı rahm yapmamı,
- Beni mahrum edene de vermemi,
- Bana zulmedeni affetmemi,
- Susma halimin tefekkür olmasını,
- Konuşma halimin zikir olmasını,
- Bakışımın da ibret olmasını,
- Ma'rufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi."
(Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)
ألَيْسَ مِنكم رَجُلٌ رَشِيدٌ
Hazreti Lut, kavmine şöyle demişti:
"İçinizde aklı başında kimse yok mu?"
(Hud Sûresi 78.)
Hazreti Lut, kavmine şöyle demişti:
"İçinizde aklı başında kimse yok mu?"
(Hud Sûresi 78.)
“Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden mahrum edeceğim. Onlar, bütün mûcizeleri görseler de iman etmezler; doğruluk yolunu görseler onu izlemezler. Fakat eğrilik yolunu görürlerse hemen ona saparlar.” Bu durum, onların âyetlerimizi yalan saymalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir. (Araf 147)
Şadi Şirazi ne güzel söylemiş: “Sertlik gördüğün yerde yumuşaklık göster, yumuşak İpekği keskin kılıç dahi kesemez.”
“Bir devlete en büyük hizmeti, evlerin çatılarını değil fertlerin ruhlarını yükselterek yerine getirebilirsiniz; zira fukaraya yaraşır sığınaklarda yaşayan yüce ruhlar, geniş malikanelerde gizlenmiş zelil esirlere tercih edilir.”
Epiktetos
Epiktetos