İdris YAVUZYİĞİT
859 subscribers
33 photos
126 files
44 links
Download Telegram
Komşuluk Hukuku.pdf
3.6 MB
'Komşuluk Hukuku'
Selam ve dua ile Allah'a emanet
İmam Hatip olarak görev yaptığım Erzurum Aziziye Dadaşkent Merkez Camiinde 2010-2012 yıllarında camimize internet bağlatmış, bilgisayar ve yazıcı imkanı sağlayarak üniversite öğrencilerimizin istifadesine sunmuştuk. Öğrencilerimiz ders, sınav, araştırma, ödev, proje vb hazırlıklarını camimizde gerçekleştirip çıktılarını alıp teşekkür edip bir gönül bağı inşa ederlerdi.

Biliyorum ki Camilerimiz ibadet yeri, muhabbet ocağı, sevgi mekânı, şehrin kalbî, maneviyatın merkezidir.

Camilerimizi imar ettiğimiz gibi ihya da edebilmeliyiz. Şehrin karmaşasından bunalan ruhların huzur bulduğu, arındığı, bilgilendiği mekanlara dönüşen Camilerimiz aslî hüviyetine kavuşacaktır.

@dibgenclik @dibalierbas
@diyanettv @diyanethbr @turkiyediyanetvakfi

#mevlidinebi #peygamber #cami #ilim #imamhatip #dingörevlileri
#çocuk #diyanetişleribaşkanlığı #diyanetgençlikmerkezi #diyanetgençlik #genç #alierbaş #gençdiyanet #diyanet #sevgi #toplanti #diyanettv #medya
"BEN DE BİR VALİ'YİM SADECE"

Vali olarak ilk hacca giderek o yıllarda basında epeyce fırtınalar kopmasına vesile olan merhum Hazım Oktay BAŞER
1975-78 yılları arasında Konya valiliği görevinde bulunmuştu.
Rahmetli Hazım Oktay Başer. Konya’ya ilk vali olarak atandığı günlerde henüz kamuoyu tarafından fazla pek tanınmaz.
Birgün sabah namazına Konya’daki camilerden birine gider. Tabi koruma yok, makam şoförü yok, etrafında pervane olan bürokratlar filan yok...

Sabah namazına durma vakti gelir fakat o gün ne tevafuk ki hoca efendi namaza gelememiştir. İçlerinden biri; “Arkadaşlar hoca efendi bu gün gelemedi. İçinizde hocalığı olan varsa geçsin namazı kıldırsın” der. Bunun üzerine cemaat birbirine bakışır fakat kalkan olmaz. Cemaatin hiç tanımadığı Hazım Oktay Başer kalkar sarığı cüppeyi giyer mihraba geçip sabah namazını kıldırır.
Sabah namazından sonra Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi Konya’da mahalledeki lokantada çorba içilir esnaf dükkânına, işinin başına geçer. Hele camide ilk defa gördükleri kılığı kıyafeti düzgün, hali tavırları son derece naif ve nazik üstelik önlerine geçip imamlık yapıp namazlarını güzelce birlikte eda ettikleri beyefendi bir misafirleri de olunca yakasını bırakmazlar.
Cemaatten birisi; “Efendim sabah kahvaltısını bu gün bizim fakir hanede yapalım buyurunuz" der. Tabi bu nazik daveti kimse kırmak istemez ve hacı amcanın evine geçilir. Kahvaltı sofrası kurulunca maneviyat dolu harika bir sohbet olur.
Kahvaltı yapılır, artık mesai saati de yaklaşmıştır, ama önemli bir husus unutulmuştur. Birinin aklına geliverir; “Yahu arkadaşlar sohbetin güzelliğine daldık tanışmayı unuttuk, şöyle bir tanışsak…” der. Hazım Oktay Bey sağındakine “Buyurun efendim sizden başlayalım der” ve sırasıyla adını-soyadını, ne işle meşgul olduğunu filan söyleyerek herkes kendisini tanıtır. Sonunda sıra kendisine gelir: “Efendim bendeniz Hazım Oktay Başer, âcizane Konya valisiyim” der.
Herkes bir şok olmuştur. Aman efendimler, Muhterem Valimler...
Allah cc rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Ne güzel örnekler bırakmış...
Fil Suresi minik kuşların büyük filleri yendiğini anlatan bir suredir. Şu hayatta kendini ne zaman kuşlar gibi küçük ve savunmasız hissedersen hemen o sureyi hatırla.

Büyük ya da güçlü olan kazanamaz. Allah kimin yanındaysa o kazanır.

Lâ Edrî
AİLEDE İLETİŞİM VE HUZUR PRENSİPLERİ ANA SUNUM.pptx
20.9 MB
'AİLEDE İLETİŞİM VE HUZUR PRENSİPLERİ ANA SUNUM' dosyasını sizinle paylaşıyorum
AZAR KİME, NAZAR O'NA...

Leylâ, bir Bâğdâd mahallesinde aşure dağıtıyordu. Herkes sıraya geçmiş, Leylâ'nın elindeki kepçeden nasîbini alıyordu.
Mecnûn da sıraya geçti.
Leylâ, herkesin kâsesine aşure katıyordu ki sıra Mecnûn'a geldi.
Elindeki kepçeyi kaldırdığı gibi Mecnûn'un başına indirdi Leylâ; öyle bir sertçe vurdu ki...
"Yürü git ey deli" dedi; "Yok sana aşure!"
Mecnûn, sevincinden göklere uçtu.
Mecnûn'un bu sevincini görenler çok güldüler ve kınadılar.
"Ey deli, ne diye seviniyorsun ki hem aşureden nasîbini alamadın, hem de başına kepçe yedin?"
"Nasıl sevinmem?" dedi Mecnûn;
"Leylâ herkese aşure dağıttı. Ama hiç kimsenin başına kepçeyle vurmadı. Yalnızca benim başıma vurdu. Bana da herkes gibi aşure verseydi, ben de herkes gibi olurdum. Herkese aşure yemek nasîb oldu. Ama sadece bana, Leylâ'nın kepçesini yemek nasîb oldu."

Ferhâd Fânî
ALLAHIN SELAMI RAHMET VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN

Çocuğa özgürlük alanı tanır, insan ve birey olarak görürsen Bilaller, Habbablar, Sümeyyeler yetişir.
Çocukların içindeki boşluğu imanla doldurursan Musablar oluşur.
Güvenip sorumluluk verirsen Aliler, Üsameler gibi cesurlar meydana çıkar.
Yüce bir davanın neferi olduklarını aşılarsan Hariseler, Caferler yetişir.
İmanın ahlakını da verip yola çıkarsan Helal-Haramı en iyi bilen Muazlar yetişir.
Şekline, şemaline bakmadan örnek ve önder olursan Mesudlar yetişir.
Kontrollü denetimler yapar, takip edersen tepeden tırnağa iman kesilen Harisler yetişir.
Kınamaz, hor görmez, müsamahakar davranırsan Kabe'nin şubelerine Müezzin olacak Ebu Mahzureler yetişir.
Sen, yolunda istikametini bozmaz, emin adımlarla yürümeye devam edersen Habbablar, Bilaller, Ömerler, Süheybler, Selamanlar, Aliler, Abdullahlar seni takip eder.
Sen örnek ve önder olursan örnek ve önder olacak Fatımalar, Hasanlar, Hüseyinler yetişir.
Çocuksu ruhunu canlı tutar, müsamahakar davranırsan Enesler, Aliler, Zeydler, Abdullahlar, Esmalar, Fatımalar kendiliğinden meydana atılır.
Köşeye sıkıştıklarında, fevri ve pervasız davrandıklarında, iradeleri zayıfladığında gönüllerine ve akıllarına dokunduğunda iffet timsali gençler yetişir.
Sen, yalnızlığa terk etmezsen, sorumluluktan kaçmazsan, evini Erkamlaştırırsan nice imanların kemal bulduğunu, nice canların pervanelere dönüştüğünü, nice susuzların hasretini giderdiğini görürsün.
Sen güvendiğinde ve güven verdiğinde, etrafında güvenliğin kendiliğinden oluşacağını görürsün.
İman, ibadet, ahlak, iffet ekseninde komşuluk, dostluk, arkadaşlık, misafirlikler dizayn edersen Muahad anlaşmasıyla elde edilen Eman'a yuvanda yetişen fidanlarda erişir.
Vaktini bereketlendirir, doğru zamanda doğru insanlarla olursan Adullah İbn Ummi Mektumlar gibi İslam'ın izzetini imanda bulan gönül gözü açık sadıklar yetişir.
Sorumluluktan kaçmaz, yapmaları gereken şeyleri bizzat yaptırır ve takip edersen yani demem o ki evlendikleri halde evlatlarını evlerine kadar gidip altı ay boyunca sabah namazına kaldırırsan mahşer meydanında seni ayağa kaldıracak, Fatımalar Alilerle mahcup olmazsın.
Elinden ve dilinden emniyet bulan çocukların, sevginden emin olan gençlerin olursa tatlı dilli, boş sözlü, sahte sevgili, şeytan kılıklı insanlardan muhafaza etmiş olursun.
Sahabenin gençlerini örnek ve önder edinip, İmanlı, ahlaklı, amelli, iffetli nesil yetiştirirsen makam-mevkilere takılmaz, gelecek endişesi gütmezsin.
İslam Dini, sağlığı Korumak İçin Ne Tür Tedbirler Almıştır?
a. Beş Zaruri Husus içerisinde canın, neslin ve aklın korunmasını saymış ve bunlara gelecek her türlü zararı haram kılmıştır.
b. Sağlık İbadetler İçin Şart tutulmuştur. hac ibadeti için sağlık gerekir. Namazın tam manasıyla eda edilebilmesi sağlığa bağlıdır. Tadili erkan sağlıkla mümkündür. Oruç tutabilmek için sağlıklı olmak şarttır. Nice şeker hastaları, kanser ve böbrek hastalarımız var oruç tutmak istiyorlar ancak buna muktedir olamıyorlar.
c. Temizlik İmanın Yarısı kabul edilmiş, birçok ibadetin ön şartı olarak değerlendirilmiştir. Namaz için abdest almak şarttır. Abdestin geçerli olması temizliğe bağlıdır. Hadesten taharet ve necasetten taharet olmaksızın namaz geçerli olmaz.
d. Kişinin gusül gerektiği zamanlarda gusletmesi,
e. Beş vakit, cuma ve bayram namazları için abdestini alması,
f. Vücudun gerekli yerlerini örtmesi
g. Bedeninde, elbisesinde ve namaz kılacağı yerlerdeki pislikleri gidermesi (Hadesten Taharet Ve Necasetten Taharet) namazın farzlarındandır
h. Kasık ve koltuk altlarının temizlenmesi, Tırnakların kesilmesi ve temiz tutulması,
i. Pis ve kirli ortamlardan uzak durmak, Temiz bir ortamda yaşamak
j. Küçük ve büyük abdestten sonra taharet alınması,
k. Uykudan uyanıldığında, Yemekten önce ve sonra ellerin yıkanılması, Ağız ve diş sağlığı için Dişlerin her zaman temizlenmesi,
l. Evlerin, işyerlerinin ve çevrenin temiz tutulması,
m. Zararlı Şeylerden Uzak Durmak emredilmiş, böylece sağlığın korunması hedeflenmiştir. Sigara, İçki, domuz eti, laşe vb. yemek içmek insan vücuduna zararlı olduğu bilimce de tespit edilmiştir.
n. Bulaşıcı ve salgın hastalıklardan korunmak, Zamanında tedaviye başvurmak, Sağlık kurallarına uymak, Enfeksiyon ve mikrobik hastalıklar için çözüm bulmak
o. Haramlardan Sakınmak gerektiği kesin bir dille ifade edilmiştir. Kumar, faiz, zina, livata ve adet günlerinde cinsel ilişkiden sakınmak
p. Trafik işaret ve İş Yeri Kurallarına Uyulması
q. Sıcak-Soğuğa Dikkat
r. Yemeklerde tıka basa yenmemesi, haram ve helale dikkat, israf edilmemesi, İyi beslenmek
s. Ruh Sağlığı İçin İman Ve İbadet etmenin gerektiği, Salih amellere yönelinmesi gerektiği vurgulanmıştır ("İnsanoğlu mideden daha kötü bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna, belini doğrultan bir kaç lokma yeter. Eğer yemek istiyorsa, midenin üçte biri yiyecek, üçte biri içecek ve üçte biri de hava içindir.”
(İbn-i Mace, H.no:3349))
t. Güçlü Mümin Zayıf Müminden Hayırlıdır hadisiyle Müslümanın her alanda güç ve kuvvet sahibi olması gerektiği vurgulanmış
u. Seyahat etmek ve öfke anında mekân değiştirmek, Aşırılıklardan sakınmak
v. Birbirimizle olan diyaloglarımızda hep sağ elimizi kullandığımız için temizliğin sol elle yapılması Sevgili peygamberimizin işaret ettiği sünnetlerdendir.
ENGELLİ BİR BEBEĞİN ANNESİNE MEKTUBU
Merhaba anne... Nasılsın? Ben iyiyim. Doğmama çok az bir süre kaldı.
Ama sana söylemem gereken bir şey var.
Kimilerine göre bazı eksikliklerle geleceğim.
"Özürlü" diyecekler bana.
Ama ben senin dışında başka kimseden "özür" dilemeyeceğim anne.
Senden şimdiden özür dilerim.
Beklentilerinin hepsine cevap veremeyeceğim için.

Komşumuz çocuklarını benimle oynatmak istemediği zaman boynunu eğeceğin için.
"Bana doğru düzgün bir evlat bile veremedin", sesini duyarsan bir gün. Kulağındaki her yankısı için.
Mağaza mağaza dolaşıp bisiklet seçmenin tatlı heyecanı yerine,
Tekerlekli sandalye almanın burukluğunu sana yaşatacağım için.
Çağrılmayacağımız her aile toplantısı, bayram kutlaması, piknik için.
Ya da çağrılacağın ama benim yüzümden gidemeyeceğin her toplaşma, her düzenlenen kadınlar günü için.
ÖZÜR DİLERİM ANNE.
Ama senden bir isteğim var; Benden sakın vazgeçme anne!
Bacaklarım güçsüz olabilir. Kolayca tırmanamayabilirim merdivenleri.
Sakın beni taşımaya kalkma anne!
Tamam engelleri birlikte aşalım yine.
Ama sen elimden tutma! Bana yardım etmek istiyorsan yukarı çık ve bana "gel" de!
Çıkamadığım için ağlayabilirim belki de.
Ama sen ağlat beni anne!
Ağlasam da daha çok merdiven çıkarmalısın bana.
Yoksa asla güçlenemem.

Kulaklarım iyi işitmeyebilir. Konuşmaya başlamam biraz zaman alabilir belki.
Ama sen sakın suskunluğa bürünme anne!
Daha çok konuşmalısın benle!
Daha çok şarkı söylemeli, daha çok kitap okumalısın bana!
Yoksa asla konuşamam.

Belki bazı takıntılarım, ısrarlarım olabilir geldiğimde.
'N'olur bana 'hayır' de anne!
Bana acıdığın ve beni mutlu etmek için, istediğim her şeyi yapma hatasına sakın düşme!
Lütfen ağlat beni anne!
Şimdi beni ağlat ki, ilerde birlikte ağlamayalım.
Yoksa asla ayakta duramam.
Belki etrafındaki insanlardan biraz farklı bir yüzüm olabilir doğduğumda.
Çok iyi görünmeyebilirim belki…
Ama sen yine güzel güzel bak bana anne!
Öyle bak ki, bende aynaya baktığımda karşımda güzel bir yüz görebileyim.
Yoksa asla kendime gülümseyerek bakamam.
Bir şeyleri hemen kavramayabilir, çabucak anlamayabilirim belki.
Ama sen yine anlat bana anne! Defalarca anlat!
Benden sakın VAZGEÇME!
Yoksa asla öğrenemem.
Son bir şey daha;
Lütfen bu satırları okurken ağlama!
Çünkü ben yazarken inan hiç ağlamadım ANNE!
4_5814312316262418446.pptx
29.2 MB
Namazın Önemi konulu sunum vaaz örneği
•Çocuğa özgürlük alanı tanır, insan ve birey olarak görürsen Bilaller, Habbablar, Sümeyyeler yetişir.
•Çocukların içindeki boşluğu imanla doldurursan Musablar oluşur.
•Güvenip sorumluluk verirsen Aliler, Üsameler gibi cesurlar meydana çıkar.
•Yüce bir davanın neferi olduklarını aşılarsan Zeydler, Caferler yetişir.
•İmanın ahlakını da verip yola çıkarsan Helal-Haramı en iyi bilen Muazlar yetişir.
•Şekline, şemaline bakmadan örnek ve önder olursan Mesudlar yetişir.
•Kontrollü denetimler yapar, takip edersen tepeden tırnağa iman kesilen Harisler yetişir.
•Kınamaz, hor görmez, müsamahakar davranırsan Kabenin şubelerine Müezzin olacak Ebu Mahzureler yetişir.
•Köşeye sıkıştıklarında, fevri ve pervasız davrandıklarında, iradeleri zayıfladığında gönüllerine ve akıllarına dokunduğunda iffet timsali gençler yetişir.
•Sen, yolunda istikametini bozmaz, emin adımlarla yürümeye devam edersen Habbablar, Bilaller, Ömerler, Süheybler, Selamanlar, Aliler, Abdullahlar seni takip eder.
•Sen, yalnızlığa terk etmezsen, sorumluluktan kaçmazsan, evini erkamlaştırırsan nice imanların kemal bulduğunu, nice canların pervanelere dönüştüğünü, nice susuzların hasretini giderdiğini görürsün.
•Sen güvendiğinde ve güven verdiğinde, etrafında güvenliğin kendiliğinden oluşacağını görürsün.
•Sen örnek ve önder olursan örnek ve önder olacak Fatımalar, Hasanlar, Hüseyinler yetişir.
•İman, ibadet, ahlak, iffet ekseninde komşuluk, dostluk, arkadaşlık, misafirlikler dizayn edersen Muahad anlaşmasıyla elde edilen Eman'a yuvanda yetişen fidanlarda erişir.
•Çocuksu ruhunu canlı tutar, müsamahakar davranırsan Enesler, Aliler, Zeydler, Abdullahlar, Esmalar, Fatımalar kendiliğinden meydana atılır.
•Vaktini bereketlendirir, doğru zamanda doğru insanlarla olursan Adullah İbn Ummi Mektumlar gibi İslam'ın izzetini imanda bulan gönül gözü açık sadıklar yetişir.
•Sorumluluktan kaçmaz, yapmaları gereken şeyleri bizzat yaptırır ve takip edersen yani demem o ki evlendikleri halde evlatlarını evlerine kadar gidip altı ay boyunca sabah namazına kaldırırsan mahşer meydanında seni ayağa kaldıracak, Fatımalar Alilerle mahcup olmazsın.
•Elinden ve dilinden emniyet bulan çocukların, sevginden emin olan gençlerin olursa tatlı dilli, boş sözlü, sahte sevgili, şeytan kılıklı insanlardan muhafaza etmiş olursun.
•Sahabenin gençlerini örnek ve önder edinip, İmanlı, ahlaklı, amelli, iffetli nesil yetiştirirsen makam-mevkilere takılmaz, gelecek endişesi gütmezsin.
GENÇLER!
Hadi Bir Göz Atın ve İki Cihan Saadetinin Huzurunu Hissedin...

•İmanı hayat haline dönüştüren gençler,
•İlim yolunda yürüyen gençler,
•İbadetlerin hakkını veren gençler,
•İstikametten ayrılmayan gençler,
•İffeti bir elbise olarak giyinen gençler,
•Ahlakı önceleyen gençler,
•İnfak ve İkramı ahlak haline dönüştüren gençler,
•Hak ve adaleti tutan, batılla mücadele eden gençler,
•İhlas üzere yaşayan, yaptığını Allah için yapan gençler,
•İzzeti İslam'da bulan ve İslam'la yücelen gençler....

Bilin ki Allah ve Rasulü sizleri seviyor.
YILBAŞI DENİNCE AKLINIZA GELEN İLK ŞEYLER?

Şans Oyunları, Piyango Vb.
Yuva yıkan, maddî kayıplara neden olan Kumar vb.
İçki Tüketimi
Ahlak Zafiyeti
Çılgınca İşlenen Günahlar, Akla ziyan eğlenceler
Sarhoş Kimselerin Zararları
Bacaları Mesken Edinen Noel Baba
Günlerce, haftalarca süren hazırlık
Okullarda yapılan anlamsız faaliyetler ve kutlama programları...
Ağaç katliamı
İsraf....
BU YÖNLERİYLE BAKTIĞIMIZDA ALLAH'A İSYAN GECESİ OLAN BİR YILBAŞI VE ONUN İÇİN YAPILAN GÜNAH HAZIRLIKLARI ORTAYA ÇIKMAKTADIR.

BAZI KARDEŞLERİMİZİN AMAN HOCAM SENDE DEDİĞİNİ DUYAR GİBİYİM..
“Onlara, "Allah’ın indirdiğine uyun" denildiğinde, "Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız" dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa!”
(Bakara 170)

Bilin ki
Yılbaşında İşlenen günahları, gecenin karanlığı örtemez..
Zİra Hz. İsa bir peygamberdir.
Bir peygamberin doğum günü nasıl kutlanır?
İçki, kumar ve günah olan çirkeflikleri ortadan kaldırmak için gelen bir peygamberin doğum gününü böyle kutlamak doğru mudur?
Bir peygamberin doğum günü çılgınlıklarla, günahlarla kutlanır mı?
Hz. İsa peygamberin kemiklerini sızlatacak fiil ve eylemlerden, duygu ve düşüncelerden, adetlerden uzak durmak zorundayız.

İslâm Alimlerine Göre: “Bir Müslümanın başkalarının bayramlarına ilgi duyması, onların âdetlerini benimsemesi, başka bir dinin şiârı olan işi, kendi ihtiyarı ile yapması caiz değildir.”
Kim bir topluluğun yaptığını hoş görürse, o da onlardan olur.
Haçlı orduları, silahla giremediği yerlere misyoner orduları ile giriyor. Kültür erozyonu yaşıyoruz...
Yılbaşı öncesi misyonerler faaliyetlerini arttırmaktadır.
Kiliselere kandırılan gençleri götürmekte, Efes’e geziler düzenlemekte, ücretsiz İnciller dağıtılmakta, Noel baba kıyafetli insanlar sokaklarda dolaştırılmakta, Birçok büyük alışveriş merkezi süslenmekte, okullarda bir yolu bulunarak Noel baba kıyafetleri dağıtılmaktadır.
İnsanımız malesef Misyonerlerin yapmaya çalıştığı kültür erozyonuna doğru gönüllü bir şekilde kayıp gitmektedir.
Müslüman bazı kesimlerin Hristiyanlardan daha büyük bir heyecanla yılbaşı kutladığını gören Fener Patriği şaşkınlıkla:
“Noel bizim bayramımız!” demiştir.
Ermeni patriği de:
“Müslüman olan Türklerin noele bu kadar önem vermesi, beni hayrete düşürdü. Türkler kendi bayramlarından daha çok noeli kutluyor.” Diyerek şaşkınlığını ifade etmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bizlere buyurmaktadır ki:
“Beni İsrail arasında bozgunculuk şöyle başladı: Bunlardan birisi günah işleyen diğer birisine rastlar, ‘Be adam, Allah’tan kork, yapmakta olduğun işi bırak, zira o iş sana helal değildir.’ der. Ertesi gün yine aynı adama rastlar. Böyle olduğu halde o adamla yiyip içmekten, düşüp kalkmaktan çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allah-u Teala bunların kalplerini birbirine benzetti.” (Riyazü-s Salihin ve Tercemesi sf: 237)

“Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir. Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin.” (Tirmizi, İsti’zan, 7)

Efendimiz (sas) bir gün buyurmuşlar ki:
“Sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyarsınız. Onlar kertenkele deliğine girse, siz de peşlerinden girersiniz”
Sahabe dehşet ve merak ile: “Ey Allah Resûlü! Bizden öncekilerden kastın Yahudi ve Hıristiyanlar mı?” dedi. Efendimiz’de (sas) “Evet, başka kim olacak!” diye cevap verdi.” (Buhari, el-İ’tisam, 14; Müslim, İlim, 3)

“…Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.” (Ra'd 11)
“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlence konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer müminseniz Allah’tan korkun.” (Maide 57)

Bizim için yılbaşı gecesi, muhasebe gecesi olmalıdır. Zira bir yılı bitirirken yaptıklarımız ve yapamadıklarımız, hatalarımız-sevaplarımız, kalp kırıklıklarımız, günahlarımız, iyilik ve hasenatlarımız, kötülük ve kayıplarımız…
Nice insanlar bu hayattan göçüp gittiler, bir gitmeye hazır mıyız?
Ömrümüzden geçen 365 gün içinde daha çok hayr adına mı şer adına mı gayret ettim?…
Rabbim benden razı oldu mu? Olmadı mı?
Bir yıl boyunca ben ne yaptım?
Kâr mı ettim, zarar mı?
Yapmamız Gereken Neleri Yaptık?
Neleri Yapmadık?
Yaparken Neleri Eksik Bıraktık?
Kimlerin Kalbini Onardık?
Kimlere İyilik Yaptık?
Hangi Faydalı Amellerde, Sosyal İçerikli Hizmetlerde Bulunduk?
Kaç Yetime Tebessüm Ettik, Derdiyle Dertlendik?
Hangi Alanlarda Günümüzü Tükettik?

Rabbimizi Razı Edecek Ne Gibi Bir Hayat Tarzımız Var?
Bir esnaf bile akşam o günün hesabını yapmadan kepenk kapatmazken biz bir yılı kapatırken nasıl olur da hesap yapmayız.

HİÇ HESABINI YAPTIK MI?
365 gün içinde beş vakit namaz vardı. Kıldık mı?
365 gün içinde bir ay ramazan orucu vardı, tuttuk mu?
365 gün içerisinde insanlarla oturup kalktık hiç kimsenin hakkına girdik mi?
Kaç insana yalan söyledik, aldattık?
Kaç fakiri soframıza alıp karnını doyurduk?
Kaç yoksula yardım elimizi uzattık?
Kaç alışverişte hile yaptık?
Ailemizi, hısım akrabamızı, komşumuzu gözettik mi?
Kendimiz için istediğimizi mümin kardeşimiz içinde istedik mi?
Bu yıl boyunca biz Allah ve Rasulü için ne yaptık?
Bir yıl boyunca ahretimiz için ne hazırladık?

لا تزول قدمُ بن ادم يوم القيامة من عند ربه حتى يُسئل عن خمس: عن عمره فيم افناه, وعن شبابه فيم أبْلاه, وماله من اين اكتسبه, وفيم انفقه, وماذا عمل فيما علم.
"Kişi ömrünü ne yolda tükettiğinden,
vücudunu nerede yıprattığından,
malını nereden kazanıp nereye harcadığından,
bildiği ile ne iş yaptığından
sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamayacaktır.“
( Tirmizi, Kıyame, 1)

Boş vakit adı altında ömrünü Eğlenmekle, Boş Emellerle, Faydasız Şeylerin Peşinde Koşturarak Geçiren toplumlar, Geleceklerini Kendi elleriyle yok etmiş olacaklardır.
Fudayl Bin İyaz'ın dediği gibi:
Yolcuları az da olsa sen hak yoldan ayrılma.
Rağbet edeni çok da olsa kötü yola sapma.
Hayatı Geregi Gibi Degerlendirmek.pptx
6.3 MB
Hayatı Geregi Gibi Değerlendirmek konulu Sunum Vaaz Örneği
YIL BAŞI TAKLİT VE YILLIK MUHASEBEMİZ.pptx
5.4 MB
'YIL BAŞI TAKLİT VE YILLIK MUHASEBEMİZ' dosyasını sizinle paylaşıyorum
"Sıkıntı yok efendiler, dert; insana yol gösterir." der Hz. Mevlâna

Acaba bizlerin ne gibi dertleri var?
Din için, Ümmet için, Ülke için,
İnsan ve insanlık için,
Mazlumlar ve Masumlar için,
Yetimler ve Yoksullar için,
Gençler ve Gençlik için,
Etrafı çepe çevre saran günah ve haram yığınları için,
Dağılmaya yüz tutan aileler için,
Zararlı alışkanlıkların koynunda zamanı kendilerine dar edenler için,
Sahih Dinî Bilgiyi yaşayıp örnek olarak sunamadığımızdan dolayı yitip giden yığınlar için....
Yol almak isteyenler için Dert çok, sıkın az, imtihan zordur.
Dualarında yer aldığım,
sohbetlerinden istifade ettiğim,
cebinden çıkarıp ikram ettiği şekerlerinden tattığım hocam.
Allah'ın rahmeti üzerine olsun.
Makamın cennet, ruhun şad, melekler yoldaşın olsun.

2 ocak 1991 yılında Hakk'a yürüyen Hocamız Gönenli Mehmed Efendi HZ' ni vefat yıldönünde Saygı ve Rahmetle Anıyoruz.himmetleri hazır olsun. Hocamız Mehmed Öğütçü Gönenli Mehmed Efendi Türkiye'nin uzun yıllar Reisül Kurra'sıydı.
Reisül Kurra, yani Kur'anı yedi kıraat ve on rivayet üzerine okuyan icazet almış üstat hafızların duayeni, eğitimi sürdüren en tecrübeli üstadı.Okumak için Anadolu'dan gelen fakir ve kimsesiz öğrencilerin İstanbul'da yerleştikleri ve destek buldukları ilk kapı Gönenli Mehmed Efendi'nin kanatlarıydı. İstanbul'un hemen hemen her semtindeki camii ve kurslarda okuyan öğrencilerin ekmeklerini yiyecek içecek ve giysilerini Gönenli Mehmed Efendi temin eder ve talebelerin ceplerine harçlıklarını koyarak öğrenim masraflarını karşılardı. O öyle bir hocaydı ki talebelerin kirlenmiş giysilerini yıkanmak üzere evine getiriyordu. Eşi Valide Sultan, talebelerin kirli giysilerini o dönemki şartlar yüzünden elinde yıkamak zorunda kalıyordu.Hakk'ın rızasının halka hizmet etmekle kazanılacağına inanan Gönenli Mehmed Efendi insanları ferahlatan üslubuyla büyük kitleleri camiilere çekmeyi başarmıştır.İnsanların kendisine gelmesini beklemez, o onların mekanına giderdi. Aynen ümmetine olan sevgisi ve merhameti herşeyin üzerine çıkmış Resulallah S.A.V gibi o da talabelerin dulların yetimlerin köprü altında kalmış gariblerin yolcuların hatta turistlerin şefkatli hocasıydı.Düşünceleri ve kişiliğiyle bir ekol olan Gönenli Mehmed Efendi, sayısı haftada altmışı geçen vaazlarında az ve tesirli söz söylerdi. Kur'anı okumak, okutmak, yaşamak ve yaşatmak için beldeden beldeye koşan Gönenli Mehmed Efendi Kur'an meclislerinin en önemli simasıydı.Fakir ve muhtaçlara yönelik hizmetlerini Kızılay, Yeşilay gibi hayır kurumlarında da sürdürmüş olan bu vakıf insan kimseden bir şey talep etmeyip, kendisine verileni de halka ve öğrencilere dağıttı.Gönenli Mehmed Efendi hakkında onu tanıyan herkesin yaptığı ortak yorum şudur: "Gönenli Hoca mı? Onun gibisi bir daha zor gelir." Kısacası Gönenli Hoca insanların kalbinde, klasik bir din adamından çok daha büyük, çok daha anlamlı bir yer edinmiştir. Gönenli Mehmed Efendi "Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, nefret ettirmeyin." hadis-i şerifini hayatında en güzel bir şekilde uygulamıştır. O, "yükte hafif, sevapta ağır olanları götürmeye çalışacağız" diyerek insanları dinin emirlerini yerine getirmeye teşvik ederdi.Kendisi çok zeki bir insandı. Bir kez gördüğü bir insanı 40 yıl sonra görse tanırdı. Eğitime, özellikle anneliğin sorumluluğunu da düşünerek hanımların eğitimine büyük önem verirdi. 90 yaşında, iki taraftan koluna girilmiş güçlükle bir insan düşünün. Eşi kendisine soruyor: "Artık sohbet vermek için camii camii dolaşıp yorulmasanız". Şu cevabı veriyor: "Belki cemaatime söylemeyip unuttuğum bir şey kalmıştır."Gönenli Mehmed Efendi Hazretleri de her büyük gibi Allah indinde vazifeli olarak dünyaya gelmiştir. Nasıl bizim kimden ve ne zaman doğacağımız biz kulların seçimi değilse bir peygamber, bir alim bir şehid bir veli veya bir mürşid kendisini bilerek ve seçerek bu dünyaya gelmez. Gönenli Mehmed Efendi Hazretleri Rabbimizin seçerek ve vazifeli olarak dünyaya gönderdiği çevresine ışık olmuş şahsiyetlerden birisidir. Allahu tealanın gönderdiği vazifeli kullarının ister bir peygamber olsun ister bir veli, alim veya mürşidi kamil olsun hepsinin uslubu vazifesi ayrı ayrıdır. Bunları biz Kur'andan kitaplardan veyahut onların yarında bulunmaktan tanıyoruz. Gönenli Mehmed Efendi Hazretlerinin hayatı uslubu ve vazifesi Peygamber Efendimiz (s.a.v) hazretlerinin yolunu takip etmektedir. Kendisi daha ziyade hanım cemaate hitap etmek, onları bilgilendirmek ve eğitmekle uğraştı. Çünkü sık sık "'siz bir anasınız, bir eşsiniz, siz bir evin en iyi idare edicisi ve iyi bir evlat eğiticisiniz " derdi.Kur'ân'a önem verir. Herkesin iyi bir Kur'ân okuyucusu olmasını isterdi.
Hocamız vaazlarına gelenlere "Neden geldin?" demez, herkesi kabul eder. Gelmeyenlere de "neden gelmedin?" diye sormazdı. Tertemiz, düzgün ve zevkli giyimli, sempatik ve insanları kendine çeken bir alimdi. Elinde çantası, bütün insanlara tebessüm dağıtan yüzüyle Gönenli Mehmed Efendi yakın dostu zamanın alimlerinden Bediuzzaman Said Nursi hazretlerinin deyişiyle " Kahraman Mehmetçik ". Gönenli Mehmed Efendi bereketli ve verimli bir ömür sürmüştü. Yüzyılın en büyük cenazelerinden biri onun Fatih camiinde, yurdun her yanından ve yurtdışından onbinlerce kişinin büyük alimlerin katıldığı cenazesiydi. Sade bir hayat süren Gönenli Mehmed Efendi muhteşem bir topluluk ve törenle Hakk'a uğurlanmıştı. 2 Ocak 1991 Çarşamba günü Hakk'ın rahmetine kavuşan Gönenli Mehmed Efendi'nin cenaze namazınıcenaze namazını Abdurrahman Gürses kıldırdı. Kabri şerifi Edirnekapı, Sakızağacı şehitliğindedir.