Akademi Dergisi
ABD ile Çin el ele çöküyorlar...
Alman kimya şirketi BASF Çin'den kaçıyor mu?
Alman kimya şirketi BASF, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezindeki Korla'da bulunan iki ortak girişimi Markor Chemical ve Markor Meiou Chemical'daki hisselerini satacağını duyurdu. Süreç 2023'ün dördüncü çeyreğinde başlatılmıştı, ancak şimdi hızlandırılacak.
Bunun yanı sıra BASF'nin Çin'deki varlığında herhangi bir değişiklik olmayacağı ve şirketin Çin'deki ticari faaliyetlerine ve planlanan yatırımlarına "tamamen bağlı" kalacağı iddia edildi.
BASF şu anda Çin'in Guangdong eyaletinde on milyar dolara mal olacak yeni bir Verbund tesisi inşa ediyor. Korla'da şirket, örneğin polyester, poliamidler ve poliüretanlar için hammadde olarak kullanılan bütandiol üretiyordu.
Alman kimya şirketi BASF, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezindeki Korla'da bulunan iki ortak girişimi Markor Chemical ve Markor Meiou Chemical'daki hisselerini satacağını duyurdu. Süreç 2023'ün dördüncü çeyreğinde başlatılmıştı, ancak şimdi hızlandırılacak.
Bunun yanı sıra BASF'nin Çin'deki varlığında herhangi bir değişiklik olmayacağı ve şirketin Çin'deki ticari faaliyetlerine ve planlanan yatırımlarına "tamamen bağlı" kalacağı iddia edildi.
BASF şu anda Çin'in Guangdong eyaletinde on milyar dolara mal olacak yeni bir Verbund tesisi inşa ediyor. Korla'da şirket, örneğin polyester, poliamidler ve poliüretanlar için hammadde olarak kullanılan bütandiol üretiyordu.
Akademi Dergisi
Ekranlara oynama ve şov bittiğine göre, gerçeklere dönebiliriz. ABD'nin Irak ve Suriye'de yaptığı askeri operasyonlar tamamen hukuka aykırı. Tamamen işgal ve terör faaliyeti. ABD'nin de koalisyon denilen şeyin de böyle bir hakkı yok. ABD ve onun gibi sömürmeci…
Bağdat merkezindeki Firdos Meydanı'na dikilen pano:
"Allah'a yemin olsun ki, onların (ABD güçlerinin) ülkede kalmasına izin vermeyeceğiz."
"Allah'a yemin olsun ki, onların (ABD güçlerinin) ülkede kalmasına izin vermeyeceğiz."
Akademi Dergisi
ABD iç dengeleri çok karışık ve fırtınalar esiyor. İsrail iç dengeleri de öyle. ABD ve İsrail'in başka ülkelerle arasındaki dengeleri de çok bozdum. İngiltere Kraliyetinin iç dengeleri de çok karışık. İngiltere'nin iç dengeleri de fırtınalı. Kral Charles…
ABD merkezli teknoloji şirketi Cisco, binlerce kişiyi işten çıkaracak
Konuya aşina üç kaynağa göre, Dünyaca tanınmış internet altyapısı ve kurumsal ağlarda en çok kullanılan aktif ve pasif network cihazlarını üreten bir ağ teknoloji şirketi olan Cisco, binlerce çalışanı işten çıkarmayı planlıyor.
San Jose, Kaliforniya merkezli şirketin web sitesine göre 2023 mali yılı itibariyle toplam çalışan sayısı 84.900.
Bir kişi, şirketin işten çıkarmalardan etkilenecek toplam çalışan sayısına karar verilmekte olduğunu söyledi.
Konuya aşina üç kaynağa göre, Dünyaca tanınmış internet altyapısı ve kurumsal ağlarda en çok kullanılan aktif ve pasif network cihazlarını üreten bir ağ teknoloji şirketi olan Cisco, binlerce çalışanı işten çıkarmayı planlıyor.
San Jose, Kaliforniya merkezli şirketin web sitesine göre 2023 mali yılı itibariyle toplam çalışan sayısı 84.900.
Bir kişi, şirketin işten çıkarmalardan etkilenecek toplam çalışan sayısına karar verilmekte olduğunu söyledi.
Akademi Dergisi
Bunlar hiçbir şey değil... Daha çok yeraltı üssü patlayacak. Daha çok şehirler arası otobüs kazası yaşanacak. Daha çok belediye otobüsü kazası yaşanacak. Daha çok benzin istasyonu patlayacak. Daha çok yakıt nakliye gemisi/tankeri yanacak. Daha çok yakıt nakliye…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Meksika'nın Akapulko şehrinde saatte 300 km esen şiddetli fırtına binalarda kırılmadık cam bırakmadı ve şehirde büyük maddi hasara sebep oldu.
Akademi Dergisi
ABD iç dengeleri çok karışık ve fırtınalar esiyor. İsrail iç dengeleri de öyle. ABD ve İsrail'in başka ülkelerle arasındaki dengeleri de çok bozdum. İngiltere Kraliyetinin iç dengeleri de çok karışık. İngiltere'nin iç dengeleri de fırtınalı. Kral Charles…
ABD kamu borcunun GSYİH'nın %116'sına ulaşması bekleniyor
Kongre Bütçe Ofisi'ne göre, kamunun sahip olduğu yükümlülükler gelecek yıldan itibaren ülkenin yıllık üretimini aşabilir.
Kongre Bütçe Ofisi (CBO) Çarşamba günü yayınlanan son Bütçe ve Ekonomik Görünüm raporunda, ABD'nin kamu borcunun önümüzdeki on yıl içinde tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmasının beklendiği uyarısında bulundu .
CBO'ya göre federal kamu borcu 2023 mali yılı sonunda 26,2 trilyon dolara ulaştı ve GSYİH'nın %97'sini oluşturdu. Bu rakamın bu yıl %99'a ulaşması ve ülkenin 2025'teki yıllık ekonomik çıktısını (GSYH'nin %101,7'si) aşması bekleniyor.
2028 yılına gelindiğinde, kamu borcu, GSYİH'nın %106'sı olan II. Dünya Savaşı rekorunu aşacak ve 2034 itibarıyla 48,3 trilyon dolara ulaşacak; bu, mali üretimin %116'sına denk gelen benzeri görülmemiş bir rakam ve son 50 yılın ortalamasının neredeyse iki buçuk katı olacak.
CBO'ya göre kamu borcundaki artış, artan bütçe açıklarının doğrudan sonucu. 2024 yılında federal bütçe açığının 1,5 trilyon dolara, yani GSYİH'nın %5,3'üne yükselmesi ve önümüzdeki on yılda daha da artması bekleniyor. Kümülatif açığın 2025-2034 döneminde toplam 20,0 trilyon dolara ulaşacağı ve büyümeye devam ederek borç seviyelerini 2054 yılına kadar GSYİH'nın %172'sine kadar şaşırtıcı bir seviyeye çıkaracağı öngörülüyor.
Kongre Bütçe Ofisi'ne göre, kamunun sahip olduğu yükümlülükler gelecek yıldan itibaren ülkenin yıllık üretimini aşabilir.
Kongre Bütçe Ofisi (CBO) Çarşamba günü yayınlanan son Bütçe ve Ekonomik Görünüm raporunda, ABD'nin kamu borcunun önümüzdeki on yıl içinde tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmasının beklendiği uyarısında bulundu .
CBO'ya göre federal kamu borcu 2023 mali yılı sonunda 26,2 trilyon dolara ulaştı ve GSYİH'nın %97'sini oluşturdu. Bu rakamın bu yıl %99'a ulaşması ve ülkenin 2025'teki yıllık ekonomik çıktısını (GSYH'nin %101,7'si) aşması bekleniyor.
2028 yılına gelindiğinde, kamu borcu, GSYİH'nın %106'sı olan II. Dünya Savaşı rekorunu aşacak ve 2034 itibarıyla 48,3 trilyon dolara ulaşacak; bu, mali üretimin %116'sına denk gelen benzeri görülmemiş bir rakam ve son 50 yılın ortalamasının neredeyse iki buçuk katı olacak.
CBO'ya göre kamu borcundaki artış, artan bütçe açıklarının doğrudan sonucu. 2024 yılında federal bütçe açığının 1,5 trilyon dolara, yani GSYİH'nın %5,3'üne yükselmesi ve önümüzdeki on yılda daha da artması bekleniyor. Kümülatif açığın 2025-2034 döneminde toplam 20,0 trilyon dolara ulaşacağı ve büyümeye devam ederek borç seviyelerini 2054 yılına kadar GSYİH'nın %172'sine kadar şaşırtıcı bir seviyeye çıkaracağı öngörülüyor.
Çok şekilsiz bir adam. O kadar uzun boylu birinden yüksek idrak seviyesi, yüksek muhakeme seviyesi, yüksek kararlılık seviyesi, anında/yerinde müdahale kabiliyeti, yeterince gayret/mücadele ve daha pek çok şey beklenemez.
O kadar uzun boylu, iri yarı kişileri idareci, kral, prens, patron yapmak vahim seviyede bir hata...
O kadar uzun boylu, iri yarı kişileri idareci, kral, prens, patron yapmak vahim seviyede bir hata...
Forwarded from Şahin Bey(Akıncı)🇹🇷
Bizden sonra gelecek olan iyi niyetli güzel insanların ders alması maksadı ile ben de kısaca hayatımdan bir özet yazıyorum.Aslında insanı en çok üzen ve yoran şey anlatamadığı ve anlatmadığı meselelerdir. Bu meselelerden bazıları; gerçekte yaşadığın acılar, bazıları da vesvese yoluyla girdiğin girdaplar, karanlık korku tünelleri ve ruhundaki depremler. İstemediğin bir evliliğe zorla razı olman,çünkü baba; eğer evlenmezsen babalık hakkımı haram ederim diyor ve sonra yıllarca sürecek mutsuz bir evlilik,yıkılan hayaller(tekamül okuyamadım, üniversiteye gidemedim)stresler, bunalımlar.İlk başlarda neler oluyor diyorsun çözüm ararken gelen artçı sarsıntılar. Evet bir şeyler oluyor ve ne olduğunu anlamak için , hocaları, doktorları ve psikologları gezmeye başlıyorsun. Check up sonuçlar çok güzel çıkar.Hoca; bunlar bu yaşta normal der ve bi üfler.Psikolog seni dinlermiş gibi yapar, o anda tek düşündüğü şey alacağı saat ücretidir, seans sonunda sana bir de renkli reçeteye ilaçlar yazar ve seni bu hapların bağımlısı yapar. Öyle zamanlar olur ki; yakınındaki insanların sana karşı bilerek yaptığı hatalar, iftiralar…Bunun yanında verilen vesveseler seni öyle bir hale getirir ki, öyle kötü şeyler söyleyip yapmak istersin ki.Tam işte o anda Allah’ın(cc) yardımı gelir sabredersin. Gitmek istersin ve gittiğin yerlerde de yolunun kesişmesi gereken kim varsa hepsiyle tanışır yüzleşirsin, kaçamıyorsun hiç bir yere. En uzağa kuzey kutbunda bir ülkeye gidersin orada da farklı bir boyutta çıkarlar karşına. Uykusuz geçen gecelerde Allah’ın(cc) huzurunda ağlarsın, dualar edersin bu durumdan kurtulmak için. Ayakta duracak halin bile yokken yakınlarının maddi, ruhi sorunlarını çözersin de bir tek kendi meselende zorlanırsın. Fedakarlık yaptığın insanlardan bir teşekkür yerine, yapmasaydın sözünü duyarsın. Zenginliği de fakirliği de görürsün,üstüne bir de evlat acısı yaşarsın. En kötüsü de hiç kimseye kötülük yapmadığın halde hep kendini suçlu görürsün. Baba, anne, kardeş ve evlat hepsiyle ayrı ayrı imtihan. En hayret ettiğim şey hala hayattayım, vicdanımı, iyi niyetimi, samimiyetimi, saygımı ve sevgimi kaybetmedim fakat insanlara olan güvenimi kaybettim. Ve sonra Akademi Dergisi ile tanıştım. Aslında hayatımda neler olduğunu, kimlerle mücadele etiğimi MFS hocam sayesinde öğrendim.Meğer cinlerle insan şeytanlarıyla uğraşmışım. Şu sıralar okumalarla dinlemelerle,sinyal gönderiyorum, duru görü de Deccali’ de gördüm ölümsüzleri de.Şimdi daha iyiyim. Üç günlük dünya öyle ya da böyle öleceğiz. Maksadımız;bizim yaşadıklarımızı bizden sonraki gelecek olan hakiki mü’ minler yaşamasın diye iyi niyetle, samimiyetle, paramız varsa para ile yoksa sinyalimizle bu hizmeti ve Cihad’ı yapanlarla aynı yolda yürümek olsun. Saygılarımla.
Akademi Dergisi
Hawai'de asıl sorun yerin altındaki şehirlerde mi? Yerin altındaki sorunlar bitmeden yerin üstündeki yangınlar bitmeyecek mi?
Hawaii'de 6,3 büyüklüğünde şiddetli bir deprem gerçekleşti.
Eşlerinize, kızlarınıza, annelerinize dikkat edin. Kimsenin garantisi yok. Herkes nefsine uyabilir, yolunu şaşırabilir. Pek çok kişinin dünyasının ve ahiretinin cehenneme dönmesinin sebebi eşleri, kızları, anneleri... Onların fitneleri...
Kadınların nefisleri çok daha kuvvetli ve erkekler gibi sistematik düşünce yapısına sahip değiller. Kadınlar, salih erkeklerin kontrolü altında olmak istemediklerinde, yollarını şaşırdıklarında, sadece kendileri için değil, etrafındaki başka kişiler (başta da babaları, erkek kardeşleri, erkek evlatları ve kocaları) için çok büyük maddi ve manevi tehlikelere sebep olurlar.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi TR'de de en büyük sorunlardan biri, kadınların her hususta söz sahibi olması. Erkekleri ellerinde oynatması. Her dengeye karışmaları. Erkeklerin kadınların fitnelerine gerekli tepkiyi göstermemesi. Kararlı duruşta olmayışları.
Eşi, kızı, annesi olduğu için onları silip geçememesi...
Hadis-i şerifte "Kadının idaresi altındaki milletler yüz üstü sürünsün. Yüz üstü sürünsün. Yüz üstü sürünsün" denildi. Burada sadece başında kadın idareci olan milletler kastedilmiyor. Genel olarak kadınların her şeye karıştığı ve her yerde sorunlara sebep olduğu milletlerden/ülkelerden bahsediliyor. Bu nedenle zaten Ankebut Ağı bütün ülkelerde kadınları şımartmaya hatta dokunulmaz yapmaya oynuyor.
Kadın kontrol dışında kaldığında zaten o milletin başına başka bir bela gelmesine gerek kalmıyor. Zincirleme reaksiyon misali hayatın her yerinde her şey soruna dönüşüyor.
Kadınların nefisleri çok daha kuvvetli ve erkekler gibi sistematik düşünce yapısına sahip değiller. Kadınlar, salih erkeklerin kontrolü altında olmak istemediklerinde, yollarını şaşırdıklarında, sadece kendileri için değil, etrafındaki başka kişiler (başta da babaları, erkek kardeşleri, erkek evlatları ve kocaları) için çok büyük maddi ve manevi tehlikelere sebep olurlar.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi TR'de de en büyük sorunlardan biri, kadınların her hususta söz sahibi olması. Erkekleri ellerinde oynatması. Her dengeye karışmaları. Erkeklerin kadınların fitnelerine gerekli tepkiyi göstermemesi. Kararlı duruşta olmayışları.
Eşi, kızı, annesi olduğu için onları silip geçememesi...
Hadis-i şerifte "Kadının idaresi altındaki milletler yüz üstü sürünsün. Yüz üstü sürünsün. Yüz üstü sürünsün" denildi. Burada sadece başında kadın idareci olan milletler kastedilmiyor. Genel olarak kadınların her şeye karıştığı ve her yerde sorunlara sebep olduğu milletlerden/ülkelerden bahsediliyor. Bu nedenle zaten Ankebut Ağı bütün ülkelerde kadınları şımartmaya hatta dokunulmaz yapmaya oynuyor.
Kadın kontrol dışında kaldığında zaten o milletin başına başka bir bela gelmesine gerek kalmıyor. Zincirleme reaksiyon misali hayatın her yerinde her şey soruna dönüşüyor.
Akademi Dergisi
Eşlerinize, kızlarınıza, annelerinize dikkat edin. Kimsenin garantisi yok. Herkes nefsine uyabilir, yolunu şaşırabilir. Pek çok kişinin dünyasının ve ahiretinin cehenneme dönmesinin sebebi eşleri, kızları, anneleri... Onların fitneleri... Kadınların nefisleri…
Son on yıllarda TR'de İslami bir serbestlik ve yükselme yaşanmış olduğu zan ediliyor. Hayır... Sadece şekilden ibaret bu... Hala kötü niyetli, dünya sevgisi olan, hadiselere kadınsı duygu ve hırslarla yaklaşan kadınların borusu ötüyor bu ülkede... Değişen bir şey yok. Şekildeki değişiklik özde yok.
Akademi Dergisi
Son on yıllarda TR'de İslami bir serbestlik ve yükselme yaşanmış olduğu zan ediliyor. Hayır... Sadece şekilden ibaret bu... Hala kötü niyetli, dünya sevgisi olan, hadiselere kadınsı duygu ve hırslarla yaklaşan kadınların borusu ötüyor bu ülkede... Değişen…
Mason biraderler, kadınları hep çalışmaya, kariyer sahibi olmaya, kocalarını dinlememeye, hayatta kendi ayakları üzerinde dirk durmaya yönlendiriyor.
Hususiyle son 50 yıldır TR'de gece gündüz, her türlü imkanı kullanarak, başta da yayıncılık imkanlarını kullanarak toplumu buna programladılar.
Hususiyle son 50 yıldır TR'de gece gündüz, her türlü imkanı kullanarak, başta da yayıncılık imkanlarını kullanarak toplumu buna programladılar.
Akademi Dergisi
Mason biraderler, kadınları hep çalışmaya, kariyer sahibi olmaya, kocalarını dinlememeye, hayatta kendi ayakları üzerinde dirk durmaya yönlendiriyor. Hususiyle son 50 yıldır TR'de gece gündüz, her türlü imkanı kullanarak, başta da yayıncılık imkanlarını…
Çünkü aileyi yıkmak istiyorlar. Aileyi yıkarak toplumu, toplumu yıkarak devleti yıkmak istiyorlar. Bu sayede son kalan Türkleri/müslümanları da yıkmak istiyorlar.
Akademi Dergisi
Çünkü aileyi yıkmak istiyorlar. Aileyi yıkarak toplumu, toplumu yıkarak devleti yıkmak istiyorlar. Bu sayede son kalan Türkleri/müslümanları da yıkmak istiyorlar.
Kadının çalışması, belli şartlara riayet edildiğinde kesinlikle haram değil ama velisinin ya da eşinin rızası lazım. Her sahada da çalışamaz. Ailesini, çocuklarını da ihmal edemez. Kendini erkek gibi "evin reisi" gibi göremez. Kocası ile bir sayamaz. Türlü hususları, dengeleri görmezden gelemez.
Lakin masonlar kadınların çalışmasını isterken, tam olarak bunları yıkmak, kadınla erkeği karşı iki taraf gibi yapmak istiyorlar. Toplumda huzur ve sükunun tamamen kaybolması için uğraşıyorlar. İş yerlerinde de evlerde de huzur bulunamaz olsun diye, bu sebeple erkekler derbeder olsun, yaralı olsun, sorunlu olsun, mücadele edemesin, dik duramasın, karakterli olamasın, kendini salsın, çaresizce nefsine uysun ve kadınların istediği şekle girsin diye bunu yapıyorlar.
Ademoğullarına bütünüyle düşmanlar. Hiçbir yerde insanlığın iyiliğini istemiyorlar. Bu nedenle kadınları ve kadınlara dair meseleleri acımasızca bir silah olarak kullanıyorlar. Bunu basın, medya, sosyal medya, devlet erki, hukuk sistemi, eğitim sistemi gibi kritik araçları/vesileleri kullanarak yapıyorlar.
Soros'un ve benzerlerinin sözde STK'leri de bu nedenle hep kadınlar üzerine odaklanarak faaliyet gösterdiler, gösteriyorlar.
Lakin masonlar kadınların çalışmasını isterken, tam olarak bunları yıkmak, kadınla erkeği karşı iki taraf gibi yapmak istiyorlar. Toplumda huzur ve sükunun tamamen kaybolması için uğraşıyorlar. İş yerlerinde de evlerde de huzur bulunamaz olsun diye, bu sebeple erkekler derbeder olsun, yaralı olsun, sorunlu olsun, mücadele edemesin, dik duramasın, karakterli olamasın, kendini salsın, çaresizce nefsine uysun ve kadınların istediği şekle girsin diye bunu yapıyorlar.
Ademoğullarına bütünüyle düşmanlar. Hiçbir yerde insanlığın iyiliğini istemiyorlar. Bu nedenle kadınları ve kadınlara dair meseleleri acımasızca bir silah olarak kullanıyorlar. Bunu basın, medya, sosyal medya, devlet erki, hukuk sistemi, eğitim sistemi gibi kritik araçları/vesileleri kullanarak yapıyorlar.
Soros'un ve benzerlerinin sözde STK'leri de bu nedenle hep kadınlar üzerine odaklanarak faaliyet gösterdiler, gösteriyorlar.
Bir erkekle bir kadına aynı ağırlığı taşıtmak eşitliktir ama adalet değildir. Kadınların bünyesi erkekler gibi olmadığına göre, bu şartlarda eşitlik, adaletsizliğin ta kendisidir.
Son yıllarda bu "eşitlik" palavrasını, tuzağını eskisi kadar dillendiremiyorlar. Çok sağlam cevaplar, kapaklar aldılar ve çokça da ifşa oldular.
Son yıllarda bu "eşitlik" palavrasını, tuzağını eskisi kadar dillendiremiyorlar. Çok sağlam cevaplar, kapaklar aldılar ve çokça da ifşa oldular.
Bir yandan söylemlerini değiştirdiler. Diğer yandan aynı maksada doğru gitmeye devam ettiler. "Toplumsal cinsiyet eşitliği" diye uydurma tabirler, kaideler dayattılar.
Toplumdaki bütün kadınlarla bütün erkeklerin eşit olmasını bir yana bırakalım, toplumdaki bazı erkeklerle diğer erkekler bile eşit değiller. Bazı kadınlarla diğer kadınlar da eşit değiller.
Eşitlik iddiası bir yanılgı değil, açıkça bir kasıt... Açıkça bir tuzak.
Toplumdaki bütün kadınlarla bütün erkeklerin eşit olmasını bir yana bırakalım, toplumdaki bazı erkeklerle diğer erkekler bile eşit değiller. Bazı kadınlarla diğer kadınlar da eşit değiller.
Eşitlik iddiası bir yanılgı değil, açıkça bir kasıt... Açıkça bir tuzak.
Kısa süre önce, kadınların, kocalarının soy isimlerini taşımak zorunda olmadığına dair de karar ilan ettiler. Bunlar da hep masonik faaliyetler.
Erkeklerin hakimiyeti altında, kontrolü, koruması, sevgisi, şefkati altında yaşayan kadınlar görmek istemiyorlar. Huzurlu bir millet ve devlet görmek istemiyorlar.
Erkeklerin hakimiyeti altında, kontrolü, koruması, sevgisi, şefkati altında yaşayan kadınlar görmek istemiyorlar. Huzurlu bir millet ve devlet görmek istemiyorlar.
Kadınların hırslarıyla, duygu karmaşalarıyla, sistematik bakış açısından uzak ve çoğu zaman erkeklere "tuhaf" gelen tarzlarıyla her şeye karışmalarını istiyorlar. Erkekleri dinlememelerini, onları adamdan bile saymamalarını istiyorlar.
Kısım kısım planlarını uygulamaya devam ediyorlar.
Kısım kısım planlarını uygulamaya devam ediyorlar.