Akademi Dergisi
2.15K subscribers
60.5K photos
25.6K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Neticesi olarak kadınlara şiddet ve kadın cinayetleri hiç azalmadı. Onlarca senedir arttı ve artış hızı da yükseliyor.

Çünkü kadınla erkeğin mutlu eşler olmasının önü eğitim sisteminden yayıncılığa, devletin kanunlarına kadar, her şeyle kesiliyor. Kadınla erkek iki düşman taraf haline getiriliyor. Bunun için de uydurma hukuki söylemler, tartışmasız hukuk kaideleri gibi dayatılmak isteniyor. Bakın arkasına o belli başlı kripto hainler, holdingleri, sözde STK'leri, sözde TV kanalları, sözde gazeteleri, sözde siyasi partileri var ki hepsini mason biraderler kontrol/idare ediyorlar. Tek merkezli bir sistem bu...
Kadının şımartıldığı bir ülkeye atom bombası atılmasına gerek yok. Zaten ülke genelindeki her yerde hatta her hanede kurulu düzen kalmıyor, yıkılıyor. Atom bombasından daha yıkıcı tesiri oluyor.

Neticede başta kadınlar mahvoluyor. Erkek olamıyorlar, erkeksi ama erkek olamamış bir canlı türüne dönüşüyorlar. Erkekler mahvoluyor çünkü karşısında kadınsı duyguları ve tavırları olan, kendisini tamamlayan bir canlı türü aradığı halde bulamıyor. Çocuklar mahvoluyor, çünkü aile denilen fitne yuvasında bir gün bile huzurlu, kavgasız, sorunsuz geçmiyor.

Hatta bu sistem öyle işlemeye başlıyor ki kadının düşmanı da kadın oluyor.

Bütün bunlar İblis'in yüz bin senelik şeytanlık tecrübeleri ve bunları masonlar üzerinden toplumlara dayatıyor.
Kadının tahsil yapmasına, meslek sahibi olmasına, çalışmasına, maddi imkanlara sahip olmasına, şahsi zenginliği olmasına ve o zenginliğin kendi tasarrufunda olmasına, kimsenin karşı olduğu yok.

Lakin kadının, velisi ya da kocasının rızası olmadan kafasına buyruk şekilde ve bir de istediği sektörde, iştediği iş yerinde çalışmasına karşıyız.

Kadının ailesini, çocuklarını ihmal etmesine ve ailenin dengesinin şaşmasına karşıyız.

Kadının erkeksi bir hale getirilmek istenmesine karşıyız.

Kadının, kendini çalışmaya mecbur hissedeceği bir baskı altına alınmasına karşıyız.

Kadının çalışıp kazandığının kocası, babası vs tarafından elinden alınmasına da karşıyız.

Bizler kadınların haklarını da erkeklerin haklarını da savunuyoruz ve adaletten yanayız.

Lakin masonların kontrolündeki mecralar, bu gibi cümleleri daha ilk duyduklarında bile başlıyorlar yaygaraya... Başlıyorlar fikir ve ifade hürriyetini, yayın hürriyetini baskılamaya... Buna rağmen onlar güya medeni oluyorlar, bizler de güya yobaz...
Bilimsel gerçekler var. On beş seneye yakındır kadınla erkeğin eşit olmadığına dair bilimsel temellere dayanan yorumlar, yayınlar yapıyorum.

Dünyanın dört bir yanında büyük şirketlerin kadınları vitrin olarak çalıştırdığını, kadınlara erkekler gibi maaş, yetki ve sorumluluk vermediğini... Kadınlardan erkekler gibi iş verimi beklemediğini ispatlarıyla hep anlattım.
En önde gelen güya kadın hakları savuncusu şirketlerin hatta Facebook ve Google'ın bile kadınlara erkekler gibi iş ve para vermediğinin haberlerini de paylaştım.

Senelerdir bu gibi hadiseler yaşanmaya devam ediyor ve güya kadın erkek eşitliğini savunan ve masonlara ait olan o dev şirketlerde bile kadınlara asla erkek işleri verilmiyor. Birkaç vitrin ile görüntü veriliyor, imaj yapılıyor.
Güya astronot yapılan kadınların tam manasıyla baş belasına dönüştüklerini de teknik kısımları dahil anlattım.
Çok sayıda şirkette, çalışan kadınların aybaşı zamanında yakalarına bunu belli eden bir rozet taktırıldığını... Ve diğer çalışanlara "Bu kadının sıkıntısı var, ruh hali iyi değil ama geçici bir sorun. Birkaç gün bu kadına bulaşma ve alttan al. Onun davranışlarında sakın mantık arama, sakın öfke krizlerine girme ve kavga etme." mesajı verildiğini de paylaştım.

Çünkü aybaşı halinde kadınlar sadece fiziki sorunlar, sancılar yaşamıyorlar. Ruhi, zihni olarak da daralıyorlar ve bu, kararlarına, davranışlarına da yansıyor.
Ta geçmişte kalmış bu yayınlar sebebiyle de çok sayıda ülkede, başta da Rusya'da hayırlı gelişmeler oldu. Rusya, kadınların çalışamayacağı meslekleri belirledi ve devlet kararı ilan etti. Kadınların yapısına uymayan meslekler devlet tarafından listelendi.

Bu da çok büyük bir hayra sebep oldu. Çok sayıda kadın da erkek de rahat etti. Gelecek nesillerden çok sayıda kadın da erkek de gereksiz ama ciddi sıkıntılar içinde kalmaktan korundu.
Bundan bir süre sonra, bize örnek olarak dayatılan bazı batı ülkelerinde...

Suç işlemiş olan kadınların, suç işledikleri anda aybaşı halinde olup olmadıklarına bakılır oldu. Bu uygulamaları hala devam ediyor.

Aybaşı halinde suç işleyen kadının cezası çok hafifletiliyor ya da bazen ceza da vermiyorlar.

Nerede eşitlik?

Hani nerede?

Dünyanın neresinde?

Hangi sektöründe, hangi meselesinde?
Onlarca senedir filmlerle, dizilerle Türk milletini "genişlemeye" yönlendirdiler hatta zorladılar. Namussuz yapmak için çırpındılar.

Bu millet karısının kızının orada burada, yabancı erkekler arasında çalışmasını içine sindirebilecek bir millet değildi. "Kadındır" diyerek sahip çıkıyordu, koruyordu, ikram üstüne ikram ediyordu, her derdine koşuyordu.

Bir yandan bu "genişleme" mümkün olsun diye erkeklere de türlü tuzaklar kurdular. Bilerek mali sistemi bozuk tuttular. Bilerek TR'de maddi imkanların genişlemesine, teknolojinin gelişmesine mani oldular.

Bir erkek çalışınca bir evi geçindiremez olsun diye baştan planladılar.

Bilerek müstehcen yayınlar yaptılar. Erkekleri de türlü yerlerden ve eş zamanlı olarak vurdular, vuruyorlar.

Erkekler haram kazanç elde etsin, haram yesin ve yedirsin diye bin türlü sinsi plan yaptılar ve uyguladılar. Haram yiyen zaten harami olacak, genişleyecek, namussuz da olacak ve bunu çok iyi biliyorlar.
Evet... TR tam bir bataklık, kokuşmuş bir ülke ama bunu masonlar yaptılar.

Evet, evet... TR'nin bu cahilliğinin, nizamsızlığının, bu öfkeli halinin, bu suç bataklığı ve "fitne" vaziyetinin arka planında tarikatlar ve cemaatler var.

Lakin mason tarikatı ile misyoner cemaatleri ya da STK tabelası altında faaliyet gösteren kripto hainlerin cemaatleri var.

Ortada gerçek İslamı bırakmadılar ki bu rezilliğin arkasında İslami cemaat ve tarikatlar olsun.

Buna rağmen onlarca senedir bir yandan da bu rezilliğin faturasını yine de müslümanlara, sözde İslami cemaat ve tarikatlara kestiler. İşte bu kadar da şeytanlar, bu kadar kuralsızlar.

İblis bu işte... Acımaz ve çoğu zaman açıkça savaşmaz, restleşmez. Sağdan, soldan, her yerden dolaşır ve tuzağını kurar.

O satanistler, masonlar da ellerinde piyon zaten, onları da vesile eder.
TR'nin kurtulmasını istiyorsak ki istiyoruz. Kadınları yeniden evlerine çekeceğiz. Çalışmak isteyenlerine çok hususi, emniyetli, muhafazalı şartlar oluşturacağız. Taciz, tecavüz, fitne, fesat ortamı bırakmayacağız. Ahlaki eğitmeyi de bu temelde yapacağız. Herkes birbirinin karısına, kızına, namusuna dikkat edecek.

Evin reisi yeniden ve gerçekten erkek olacak.

"Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler" ayetinin gereği yapılacak.

Gerçekten müslüman bir toplum olacağız.

Erkekler, bütün iyi niyetlerine, bütün ikaz ve nasihatlarına rağmen kendilerini dinlemeyen kadınlarını boşayıp bırakacaklar. Aralarında sevgi varsa bile Allah için dik duracaklar ve ondan geçecekler. Onunla yolunu ayıracaklar.

"Kariyer de yaparım çocuk da yaparım" masalları anlatanların yüzüne başta gerçek kimlikleri, kripto kimlikleri ve arka plan bağlantıları çarpılacak. Bağlantıları meydana çıkartılacak. Her yerden, her fitnenin arkasından masonların çıktığı, herkese duyurulacak. Basın, medya, sosyal medya derhal el değiştecek. Hukuk sistemi değiştirilecek.

Hala parazit yapmak isteyeceklere artık laf anlatılmayacak, insanlık namına kurşun sıkılacak kurşun. Çünkü o hainlerin, o fitnecilerin düşman ordusu askerlerinden farkı yok. Sadece açıkça düşman değiller ve üzerlerinde askeri kıyafet yok. Her şeyin de farkında olarak yapıyorlar bu kötülükleri, sonra katledilen, dövülen, ezilen kadınlara güya en çok da bunlar ağlıyorlar. Bu kadar sinsi ve acımasız haldeler.
Kızını, kızlarını, güya kariyer yapmak, geleceğini teminat altına almak adına erkeksi düşüncelere ve tavırlara yönlendiren... Erkekler gibi rahatça ve her türlü iş ortamlarına gönderen... Tek başına başka şehirlere iş görüşmelerine, iş toplantılarına bile gönderen... "Al ehliyetini, bin arabana, atla kızım bak işine, giyin kuşan, bak hayatına" diyen bir anne görüldüğünde...

Damadına, piyasanın tabiriyle "köpek" çeken bir anne görüldüğünde...

O anne, anında toplum dışı olacak. "Mahalle baskısı" diyerek mücadele etmek ve kırmak istedikleri şey de bu idi zaten ve bunu kıramayacaklar. Bütün toplum restini çekecek. Toplumun kötülüklere, namussuzluğa, çıplaklığa, ayyaşlığa, serseriliği tepki verdiği, baskı yaptığı güzel günlere geri dönülecek. Mahalle baskısı en yüksek seviyeye çıkartılacak.

Bu rezil ve fitne, kavga, sorun dolu hayatlara sebep olan filmlerin, dizilerin yayınlanması hemen yasaklanacak. Bunları yazanlar, çekenler, yapımcılar hakkında soruşturmalar başlatılacak.
İniltiler yükseliyor memleketin her yerinden... Her nizam bozuk, her hane ağır yaralı ama söz konusu hainler, başta da o masonlar, acımasızca ve sinsice vurmaya devam ediyorlar.

Sözde, son on yıllarda İslami gelişmeler oldu bu ülkede ama ibnelik, zina hatta evlilerin zinası bile serbest bırakıldı. Bunlara tepkisiz kalmasının bedelini bu millet her yerde ödedi, ödüyor. Erkek çocukları için bile, sadece erkek çocukların bir arada olduğu müesseselerde bile artık emniyet yok emniyet...

Çıldırılmış gibi bir vaziyet var ve bu hale kasten sebep oldular. Bu maksatla en çok da kadınlar üzerinden tuzaklar kurdular.
On seneden fazla süre önce açıkça yazdım "Tek cemaatler, tarikatlar mı rezil halde. Devletin neredeyse bütün resmi okullarının öğretmenler odası umumhane gibi olmuş. Herkesin gözü başkasının eşinin üzerinde. Ders aralarında o sözde öğretmenler odalarında o sözde öğretmenler birbirlerinin iç çamaşırlarını, cinsi sapıklıklarını konuşuyor." dedim.

Şimdi düzeldi mi, hayır... Çok daha beter halde okullar, öğretmenler bile...
Öğretmenler arası skandallar, öğretmenlerle öğrenciler arası skandallar, öğrencilerle öğrenciler arasındaki skandallar...

Ordu içindeki ve emniyet teşkilatı içindeki skandallar... Kadın erkek bir arada kuralsızca çalışılan devlet dairelerindeki skandallar patladı, gidiyor.

Her yer zina, fuhuş, aldatma, hile, fesat, kötülük, namussuzluk doldu.

Bu halin müslümanlıkla ne alakası var. Ortada müslümanlık mı var. Sadece adı var, adı...

Zaten bu kripto ve mason alçakların kendi siyasi partilerindeki ve STK'lerindeki cinsi sapıklıklar da yıllardır gündem olup duruyor.
Özel sektör şirketlerinde ve kuruluşlarında zaten herkese her şey serbest.

Karısını yatakta başkası ile yakalayan erkeğe "it" muamelesi yaptı devlet sistemi ve hala yapıyor.

Evine gizlice sevgilisini getiren ve her haltı yapan kızına, bir tokat vurdu diye, ceza verdiler bu ülkede bir babaya...

Daha Maraş merkezli büyük helak hadisesine seneler vardı bu hadise yaşandığında. Ben yazdım, yine "gidişat çok fena" manasında yazdım. Kİmsenin umurunda olmadı. "Ne hale geldik biz, bizi kim bu hale getirdi" denilmedi. Milyon kişi bir kaç dakikada helak edildi, yine kimsenin umurunda değil. Aylar önce yazdığım gibi, basında ve medyada hakim olan havada bir yumuşama, bir sakinleşme, ibret alınmış bir hal bile oluşmadı.

Sözde gazeteciler ve TV yayıncıları hala demokrasi, eşitlik ve 'Kadına şiddete hayır' palavraları anlatıyorlardı her yerde...
Nereden yıktılarsa oradan kaldıracağız... Nereden bozdularsa, oradan düzelteceğiz.

Bu nedenle, öncelikli olarak kadın erkek hukukunu yeniden ve gerçekten İslami esaslara göre belirleyeceğiz. Genişlemeye, namussuzlaşmaya da meydan vermeyeceğiz, yobazlığa da meydan vermeyeceğiz. Aşırılık gevşeklik sınırlarını iyi gözeteceğiz.

Kadının ezilmesine, zulüm görmesine, horlanmasına da izin vermeyeceğiz ama kadının şımartılmasına, erkekleştirilmeye çalışılmasına, yapamayacağı işlere ve taşıyamayacağı yüklerin altına sürüklenmesine de izin vermeyeceğiz.
Japonya'da bilmem kaç senedir kadınlar için ayrı vagonlar var metrolarda... TR'de niye yok? Kripto hainler, o pislikler istemediği için...

Türk ve müslüman rolü oynayarak ve organize şekilde bu millete ihanet ettikleri için.

Rusya'da kadınların çalışamayacağı sektörler belirlenmiş, üzerine de kaç sene geçmiş, Rusya kadınları korumaya almış. TR hukuk ve bilim devleti değil mi, TR neden yapmamış?
Namuslu, dürüst, iyi niyetli, sorunların derhal çözülmesini isteyen, adalet isteyen bütün kadınlar da bu yazdıklarımı kabul ederler. Çünkü bundan başka hakikat yok bu hususlarda...

Masonların ellerindeki en büyük silahlardan biri kadın... Hem erkeklerin namusunu çökertmek için düşük kadınları ellerinde silah olarak kullanıyorlar. Hem de kadınları çökertmek için de kadınları kullanıyorlar.

Erkekler bu fitne karşısında dik duramasınlar diye müstehcen yayınlarla eş zamanlı olarak toplumdaki bütün erkekleri hedef alıyorlar. Aklı yeni başına gelmekte olan bir erkek bile, daha dünya hayatının ne olduğunu doğru düzgün anlayamadan, sayısız güzel kadını çırılçıplak görebiliyor. Sabah, öğle, akşam, her an karşısında çıplaklık, kadın, şehvet var.

TRT'nin haber kanalının kadın sunucusu bile orasını burasını öne çekerek güya haber sunuyor ve ülke genelindeki gençler bu kadını ve orasını burasını gündeminde tutuyor bu ülkede... Sonra böyle yetişen erkeklerin sağlıklı bir bedeni, zihni, düşünce yapısı, karakteri olması bekleniyor.

Sonra kadına değer vermesi, kadına iyi davranması bekleniyor.

Var mı böyle bir tezat...

Kadınlar da kadınların sorunlarını çözmek istiyorlarsa, reçetesi bu... Başka yolu yok. Uyanacaklar, oyunları görecekler, oyunları bozacaklar. Evlerinin kıymetini bilecekler. Huzur, emniyet, sıhhat içinde olacaklar. Çalışacaklarsa da belirli şartlar, tedbirler içinde ve eşlerinin/babalarının rızası dairesinde çalışacaklar. Başkalarının sevk ettiği ve şartlarını belirlediği gereksiz bir yarışın ve kavganın tarafı olmayı ret edecekler.