Bir adam çıksın, bütün dünyaya kafa tutsun, sadece son bir ayda bile trilyonlarca dolar zarara sebep olsun ama onun yol üstündeki sıradan bir mekanı yok edilemesin, yeterince sarsıcı bir gerçek değil mi bu?
Mekanımın camları bile kurşun geçirmez değil. Sıradan çift cam... Kırk yıllık bina, duvarları bile çok sağlam değil.
2018'in ikinci yarısında Ankebut Operasyonunu başlattım. O günden bu güne kadar neler neler yaşandığını sürekli takipçiler de biliyor, dünyanın her yerinden etkili ve yetkili herkes de biliyor.
Lakin o günden beri ben hala aynı mekanda emniyet içinde oturuyorum. Bu, nasıl mümkün olabilir?
Lakin o günden beri ben hala aynı mekanda emniyet içinde oturuyorum. Bu, nasıl mümkün olabilir?
Mesela, son süreçten bir örnek vereyim. Bana inat, sinir olarak, kontrolü kaybederek İstanbul boğazına iki farklı zamanda ABD askeri gemilerini demirleyeceklerine...
Sözde büyükelçilerini güverteye çıkartarak güç gösterisi yapmayı deneyeceklerine....
Dünyanın en büyük uçak gemisini dibimize demirleyeceklerine...
Gelip benim mekanıma demir atsalardı? Olmuyor mu?
Sözde büyükelçilerini güverteye çıkartarak güç gösterisi yapmayı deneyeceklerine....
Dünyanın en büyük uçak gemisini dibimize demirleyeceklerine...
Gelip benim mekanıma demir atsalardı? Olmuyor mu?
Olmuyor... Sessizce neler neler denediler senelerdir ama olmuyor. Ne denerlerse denesinler olmuyor. Hatta onlar kim, yer altındaki gizli şehirlerde yaşayan uzaylı türlerin ellerindeki teknoloji bile bu sıradan mekana zarar veremiyor.
Bir ara çok kafaya taktılar, bu mekanın bulunduğu bölgede yerin altını boşaltmak ve ani çökmeye sebep olmak istediler. O da olmadı. O vakit "Kartal depremi" denilen acayip hadise yaşandı, hemen panikle üzerini kapattılar. Hiç fay olmayan yerde güya deprem oldu. Deprem dedikleri şey de normal deprem gibi sallamadı.
Benim mekanım, dünyadaki bazı özel yerler gibi, Deccal'ın bile zarar veremeyeceği şartlarda korunuyor.
Buralarda çok sayıda araç ve cihaz var ama insan gözü görmüyor. Uzaylı insanların gözü de görmüyor. Dünyalıların ve uzaylıların ellerindeki teknoloji ile ürettikleri görüntüleme/tespit cihazları da onları göremiyor.
Onlar bazen mekanımın içindeler, bazen dışındılar, bazen bir kısmı içeride bir kısmı dışarıda ama hep sessizce nöbetteler. Onlar akıllı gibiler. Otursanız konuşsanız, uzun uzun konuşursunuz onlarla...
Buraya bir UFO bile gelip düşemez. Buraya bir UFO bile atış yapamaz, yapsa isabet almaz.
Buraya, tamamen mekanik robotlar da giremez. Yıllar önce anlatmıştım, uzaylı türlerin elinde, dışı insan gibi görünen ama içinde uzaylı insan bulunmayan terminatör robotlar var. Çok çok sağlam, kuvvetli ve zarar verme gücü çok yüksek robotlar bunlar. Buraya onlar da giremez.
Buraya, tamamen mekanik robotlar da giremez. Yıllar önce anlatmıştım, uzaylı türlerin elinde, dışı insan gibi görünen ama içinde uzaylı insan bulunmayan terminatör robotlar var. Çok çok sağlam, kuvvetli ve zarar verme gücü çok yüksek robotlar bunlar. Buraya onlar da giremez.
Buranın etrafında savunma kalkanı var ve uçan araçlar da bir mesafeden sonra yaklaşamaz. Aynı kalkan, karadan hatta yerin içinden gelecek tehlikelere karşı da koruma yapıyor.
Buraya senelerdir yerin altından, dünya teknolojisi ile bile ağır saldırılar yapabilirlerdi. Yapamadılar, yapamazlar. Tek bir patlama bile olmadı. Lakin teşebbüs çok oldu. Burada, patlayıcı maddeler patlamıyor. Ayrıca, kalkanı yerin altında da geçemiyorlar. Araçları, cihazları bozuluyor, yanıyor. ilerleyemiyorlar.
Buradaki koruma sistemi, istenirse peşimden geliyor, benimle beraber yer değiştiriyor.
Mesela bir polis aracının içinde alınıp götürülüyorken kastedilecek olsa, karşılık veriliyor. Beni götüren polisler bile bir şey anlamıyor, fark etmiyor, yola devam ediyorlar.
Bir adliye binasında bulunuyorken hedef alınsam, koruma sistemi karşılık veriyor. Güya yüksek koruma olan adliye binalarında istedikleri gibi gezebiliyor görünmezlik özelliği olan o araçlar, cihazlar...
Bir ceza evine konulsam, oranın etrafında da bir kalkan hemen oluşturuluyor ve saldırıların her türlüsüne karşı duruluyor.
Hatırlıyor musunuz bazı geçmiş yayınlarımı?
Son on yılda dünyadaki devlet başkanlarından veya siyasetçilerden bazılarına silahlı saldırılar yapıldı ve kafalarından bir iki karış geride tutulan o silahlar patlamadı. Hedeflerinin o kadar dibine kadar girebilen saldırganlar, şaşırıp kaldılar. Böyle çok hadise yaşandı, yaşanıyor. Bunu konu etmiş ve özel koruma olduğunu yazmıştım.
Çünkü etrafımdaki teknolojinin çok zayıf da olsa bir benzeri düşman taraflarca da kullanılıyor. Barutlu mermiler, toplar, füzeler, çok kolayca bertaraf edilecek saldırı araçları.
Son on yılda dünyadaki devlet başkanlarından veya siyasetçilerden bazılarına silahlı saldırılar yapıldı ve kafalarından bir iki karış geride tutulan o silahlar patlamadı. Hedeflerinin o kadar dibine kadar girebilen saldırganlar, şaşırıp kaldılar. Böyle çok hadise yaşandı, yaşanıyor. Bunu konu etmiş ve özel koruma olduğunu yazmıştım.
Çünkü etrafımdaki teknolojinin çok zayıf da olsa bir benzeri düşman taraflarca da kullanılıyor. Barutlu mermiler, toplar, füzeler, çok kolayca bertaraf edilecek saldırı araçları.
Bahsettiğim koruma sistemini oluşturan araçlar, istenirse görünür olabiliyorlar. Onlar, duvarları hatta kalın ve çelik duvarları bile engel olarak görmüyorlar. Anında, kimse fark etmeden duvarların içinden geçebiliyorlar. Onların düzenli şarj edilmesi bile gerekmiyor. Bir yerde koruma yapmaları için programlanarak bırakılsalar, sonra orada unutulsalar, seneler sonra gidilip oradan alınırlar. Seneler boyunca da vazifesini aksatmamış olur.
Bu araçlar, istediklerinde fiziki şekillerini değiştirebiliyorlar. Kendilerini küçültebiliyor ya da büyütebiliyorlar. Bunu istedikleri kadar sık ve kolayca yapabiliyorlar. Bunu yapınca yıpranmıyorlar, zarar görmüyorlar.
Bu araçlar, istediklerinde fiziki şekillerini değiştirebiliyorlar. Kendilerini küçültebiliyor ya da büyütebiliyorlar. Bunu istedikleri kadar sık ve kolayca yapabiliyorlar. Bunu yapınca yıpranmıyorlar, zarar görmüyorlar.
Bu araçlardan önde gelen bazıları beynimle haberleşebiliyorlar. Metafizik sinyallerimi okuyabiliyor, anlayabiliyorlar.
Bu araçlar, sessiz olmaları gereken yerlerde son seviyede sessiz iş çıkartıyorlar. Mesela bir saldırı timi, buraya çokça yaklaşmadan beyinlerinden vurulabiliyor. Timdeki herkesin beyni ağır darbe alıyor.