Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.7K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Zaten deniz alanındaki doldurma hat için hem blok halinde kayalar hem de eritilmiş kayalar lazım olacak. Bu nedenle, hiç para etmeyen, yüksek kayaların bulunduğu, geniş çevre olarak hiç mesken bulunmayan bir alan, tersane yapmak için daha öncelikle tercih edilecek. Böylece uzak yerlerden kayalar taşınmayacak, süre uzamayacak, maliyet artmayacak.
Karadaki yarım dairenin tamamına yakını kuru zeminde tesviye edilecek ve sonra deniz seviyesinden aşağı doğru oyulacak.

Alanın denize sıfır noktasına dokunulmadan, kara içinde kalan kilometrelerce alan önce ele alınacak. Yani deniz ile karanın buluştuğu düz hat kazılmayacak, deniz suyunu tutan bir set gibi orada bırakılacak ama o düz hatın hemen iç kısmından başlayarak kuru alanda tesviye ve oyma işleri yapılacak.

Susuz alanda çalışılmış olacak, masraflar düşecek, süreç hızlanacak. Bir yandan kara içindeki yarım çember alan hazırlanırken, diğer yandan deniz içindeki yarım çember alan da hazırlanacak, doldurulacak. Sonra tam sahil kenarı, denize sıfır nokta olan yer de açılacak, oyulacak ve karadaki yarım çember alana da deniz suyu verilmiş olacak.
Denizdeki yarım çember alanın doldurulması sırasında da zorlanılmayacak. Zaten gelişmiş iş araçları kullanılacak. Bunlar karadan denize doğru eritilmiş lavları sere sere, döke döke ilerleyecekler. Denilebilir ki neredeyse su içinde pek çalışma olmayacak.
İki yarım çemberden oluşan bu devasa tersanenin zeminine eritilmiş kaya dökülecek.

Kuru havuzlar büyük büyük olacaklar. Geniş ve kolayca çalışılabilir şartlarda olacaklar. Yan yana olacaklar ama her iki kuru havuz arasında geniş bir kara alanı olacak. O kara kısmında da rahatça çalışma imkanı elde edilecek. İşte o havuzlar arasındaki kara alanı bile beton olmayacak. Oralara da eritilmiş kayalar dökülecek.

Böyle bir tersane bir kere yapılınca, ana hatlarıyla hiç değilse bin sene kullanılacak. Üstündeki detaylar, teknolojiler zamanla değişecektir ama temel/ana kısım kayalardan, sapasağlam şekilde yapıldığı için hep kalacaktır.
Böyle bir projenin yapılması zan edildiği gibi uçuk masraflarla olmayacak. Onlarca senede tamamlanmayacak. Şaşırtacak kadar hızlı tamamlanacak.
Bütün tersane işleri, araçları, gereçleri, cihazları, uzmanları, çalışanları, depoları, hammaddesi, yedek parçası, her şeyi bir araya toplanmış olacak.

Burası küçük bir şehir gibi olacak. Kendi güvenlik birimi, hastahanesi, okulları, çocuk bakım evleri, süpermarketleri, alış veriş mağazaları, yemek mekanları, tiyatrosu, spor salonları, yüzme havuzları, her şeyi olacak.

İşletme, çalışanları için bu hizmetleri uygun maliyetlerle karşılarken bile, sağladığı bu hizmetlerden de aslında sürekli ve işe yarar kazanç elde edecek.

Daha sonra, ihtiyaca göre bu tersane kara alanında etrafa/içeriye doğru da genişleyecek.
İlgilenen taraflar saatlerini yedi sene sonraya ayarlamalılar. Yedi sene sonra bu işlere girişildiğinde, bu gibi projeleri kolayca yapabilecekleri araçları, cihazları, uzmanları, eğitimli çalışanları, sermayeleri, planlamaları vs. olmalı.

Bütün her şeyleri ile denemeler yapmalılar sık sık, tecrübe edinmeliler. Sorunlar çıkmadan bu projeleri yapabileceklerine emin olmalılar.

Yedi sene sonra kanallar açmaktan, dağları tıraşlamaya ve suni göller oluşturmaya... Ege denizini doldurarak şehirler kurmaya... Van gölünü bütünüyle bin beş yüz metre ya da daha da fazla aşağı indirmeye... Kara denizden başlayan kanalı Van gölüne, oradan devam eden kanalı Basra körfezine bağlamaya... Fırat nehrini deniz suyu kanalına çevirmeye... Fabrikalarda çok sağlam, çok konforlu ve tak-sök evler üretmeye... Kanalların etrafında milyonlarca ev yapmaya... En gelişmiş seviyede madencilik yapmaya... Ve çok daha fazlasını yapabilmeye, her şeyleri ile hazır olmalılar.
Bu öyle bir proje ki kocaman kuru havuzların üzerleri kapalı olabilir. Üzerlerinde çok yüksek, çok sağlam, gün ışığı geçiren çatılar bulunabilir. Üstelik zeminle çatı arasındaki yan yüzeyler de kapatılabilir.

Böylece kuru havuzlarda çalışırken rüzgar, hava cereyanı, yağmur, kar, dolu yağması sorun olmaz. Üstelik o çatı alanlar sayesinde de tesisin ürettiği elektrik gücü ve su miktarı artar.

Bu çatılar zaten üzerlerine yağan yağmuru ve karı bile toplayacaklar, ziyan etmeyecekler. Bu devasa tesis zaten güneş ve rüzgardan istifade ile gece gündüz kirli suları hatta deniz suyunu, içilebilir su haline getirecek. Üstelik bu kısımdaki işletme maliyeti şaşırtacak kadar düşük olacak.
Bunu yapmak, kuru havuzların üzerini ve etrafını kapatmak mesele bile değil çünkü, kuru havuzların arasındaki kara alanlarına, isteniyorsa fabrika bile kurulacak, fabrika...

O kadar geniş alan, o kadar sağlam zemin olacak, kuru havuzlar arasında bile... Kuru havuzlar arasındaki kayalık kara alanında, kullanılacak gelişmiş teknoloji sayesinde, kısa sürede çok derin ve sağlam kuyular/temeller açılabilecek. O kuyulara, özel yapılmış taşıyıcı kolonlar adeta çakılacak. En şiddetli depremde bile o zemine ve o zeminden beslenen, güç alan çok ağır çatılara hiçbir şey olmayacak. Fırtına ve yağış hiç sorun olmayacak.
Bu sistem sadece tersane için yapılmayacak. Turizm için de yapılacak.

Çok benzeri şekilde yapılan turistik alanların zemini kaya sağlamlığında olacak. Deniz alanında kalan yarım çember kısım hem istenmeyen rüzgarları kıracak, hem de istenmeyen dalgaları hatta dev dalgaları yani tsunamileri kıracak, mani olacak.
Bu sistemle yapılacak olan turistik tesislerde dev dalga ve deprem endişesi kalmayacak.

Deniz alanındaki yarım çember şeklindeki doldurma alanın hem denize bakan kısmında, hem de karaya bakan kısmında, toplamda on binle villa olacak. Ayrıca karadaki yarım çember alanda da yüksek sayıda konut ve diğer maksatlarla kullanılan binalar, büyük oteller vs. olacak.
Bu gibi projelerde çemberin içinde birkaç tane küçük adacık da yapılabilecek. Çemberin dışında, doldurma alanın dış kısmında da adacıklar yapılabilecek. Bu suni adacıklar da zemine eritilmiş kayaların serilmesi, dökülmesi ile yapılacaklar, çok sağlam olacaklar.
Yine bunun benzeri projeler donanmamız için de yapılacak.

Donanmamıza ait çok sayıda deniz aracı bu korunaklı çemberin içinde duracaklar. Zaten daha önce tekrarla anlattığım gelişmiş teknolojilerle ve karadan havaya sistemlerle, uçaklara pek ihtiyaç kalmadan hava savunması da sağlanabilecek. Çemberde bu türlü karadan havaya atış yapan enerji silahları olacak.

Savunma maliyetleri, şu andakine göre yok denecek kadar küçük rakamlara düşecek. Toplarla, füzelerle, füzelere karşı ya da uçaklara karşı füze gönderen sistemlerle boş yere uğraşılmayacak.
Kayalık alanlar tıraşlanırken ya da oyulurken ya da eritilmiş kayalar bir yere dökülürken... En gelişmiş ve güçlü toplar/füzeler atılsa bile yıkılmayacak kadar sağlam hücreler, tüneller vb de yapılabilecek.

Bu sayede... Sivil kullanımda afetlerden korunma için, afet sonrasında sığınma için, afet sonrası ihtiyaçların depolanması için kullanılacaklar...

Askeri kullanımda afetlerden korunma, afet sonrasında barınma, afet sonrası için stok tutma gibi maksatlarla kullanılacak, ayrıca mühimmat deposu olarak da kullanılacak. Bütün tedbirlere rağmen, beklenmeyen sorunlar çıkmışsa ve düşman taarruzu bir şekilde mümkün olmuşsa taarruzdan korunmak için, kritik unsurları, silahları, araç ve gereçleri korumak için de kullanılabilecek.

Bu kısımlara saatlerce aralıksız hava bombardımanı yapılsa bile hiç yıkılma, çökme, yanma olmayacak.
Trakya'da, Marmara'da, Ege'de, Ak denizde boşuna böyle alanlar aramayın. Buraların hepsinin deniz sınırları değişecek. Boşuna arazilere paranızı gömmeyin. Büyük zararlar edeceksiniz.
Kanser diyorlarsa ölmüştür o Charles ya da en azından ölüm koridoruna girmiştir ve çıkamayacağına da emin olmuşlardır.

Sahayı hazırlamak için "kanser" diyorlardır şimdilik...

Fazla kalamayacağını, kısa sürede oyundan düşeceğini açıkça yazmıştım o vakit...

Sahi Sırrı nerede, ölüm koridorunda mı, çıktı mı, öldü mü, gömüldü mü?
Şu aşağıdaki hadis, kandillerin dini delili değil:

“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib Gecesi, Şabanın 15. Gecesi, Cuma, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.”

Deylemi'de geçen bu hadis hep zayıf bulundu. Senetleri sorunlu görüldü. Zayıf hadislerle amel etmek isteyen eder ama yeterince kuvvetli bir delil değildir zayıf hadisler.
Akademi Dergisi
Şu aşağıdaki hadis, kandillerin dini delili değil: “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib Gecesi, Şabanın 15. Gecesi, Cuma, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.” Deylemi'de geçen bu hadis hep zayıf bulundu. Senetleri sorunlu görüldü. Zayıf…
Kandırıldığımızı kabul edeceğiz.

Biz ehl-i sünnet müslümanlar da pek çok dini meselede kandırıldık.

Bunlardan biri de kandiller...

Zaten şu yukarıdaki hadisi delil kabul edenler varsa, o halde her cuma gecesini de kandil ilan etsinler. Kandil günlerinde ve gecelerinde yaptıkları amelleri yapsınlar.
Akademi Dergisi
Kandırıldığımızı kabul edeceğiz. Biz ehl-i sünnet müslümanlar da pek çok dini meselede kandırıldık. Bunlardan biri de kandiller... Zaten şu yukarıdaki hadisi delil kabul edenler varsa, o halde her cuma gecesini de kandil ilan etsinler. Kandil günlerinde…
"Kandillere dair itibar edilecek dini delil yok. Kandiller peygamberimiz zamanında, sonraki asırlarda yoktu. Son birkaç asırdır var" demek, ehl-i sünnete düşman olmak demek değil.

13. yüzyılda da kandil uygulaması görülmüş ama çok yayılmamış. 18. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmış.

"Osmanlının koca koca alimleri bilmiyor muydu" diyen maymun suratlı, gizli Ermeni, pavyon serserisi, MİT'in maskelisi Halil Konakçı, ne kadar boş biri olduğunu altı dakikada kendisi dünyaya ilan etmiş.
Akademi Dergisi
"Kandillere dair itibar edilecek dini delil yok. Kandiller peygamberimiz zamanında, sonraki asırlarda yoktu. Son birkaç asırdır var" demek, ehl-i sünnete düşman olmak demek değil. 13. yüzyılda da kandil uygulaması görülmüş ama çok yayılmamış. 18. yüzyıldan…
Ayrıca o videoda sıraladığı, isimlerini saydığı, koca alim gördüğü kişilerin hepsinin kocaman sarı kartları var. Kırmızı kartı vermek için biraz daha detaylı çalışmalar yapılması gerekiyor.