Milyonlarca taraftarıyla, yetiştirdiği sporcularıyla, kazandığı başarılarla Türk sporunun iftihar vesilelerinden biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı Sayın Ali Koç ve yönetim kurulu üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde ağırlamaktan memnuniyet duydum.
“Mazisinde bir tarih yatan,” bugün de kendisine gönül verenlerin gururu olmayı sürdüren Fenerbahçe’ye, başta UEFA Avrupa Ligi olmak üzere çıkacağı müsabakalarda başarılar diliyor, tüm Fenerbahçe taraftarlarına selamlarımı iletiyorum.
“Mazisinde bir tarih yatan,” bugün de kendisine gönül verenlerin gururu olmayı sürdüren Fenerbahçe’ye, başta UEFA Avrupa Ligi olmak üzere çıkacağı müsabakalarda başarılar diliyor, tüm Fenerbahçe taraftarlarına selamlarımı iletiyorum.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri’ni alan firmalarımızı, temsilcilerini; işçisinden mühendisine, yöneticisine kadar tüm arkadaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum.
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor.
Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firmayla temsil ediliyor.
Yine dünyanın en büyük 225 teknik müşaviri listesinde 8 firmamız bulunuyor.
Firma sayısı itibarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci sıradayız.
Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz.
Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu.
Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
Ülkemizin büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide bizleri temsil eden müteahhitlerimiz ve müşavirlik firmalarımızla iftihar ediyoruz.
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor.
Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firmayla temsil ediliyor.
Yine dünyanın en büyük 225 teknik müşaviri listesinde 8 firmamız bulunuyor.
Firma sayısı itibarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci sıradayız.
Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz.
Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu.
Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
Ülkemizin büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide bizleri temsil eden müteahhitlerimiz ve müşavirlik firmalarımızla iftihar ediyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İnşaat alanındaki her hamle 250’den fazla alt sektörü etkiliyor. Sadece ülkemizde 6 milyon insan doğrudan ve dolaylı olarak bu sektörden geçimini sağlıyor.
Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırıyor hem de Türkiye’nin marka değerini yükseltiyor.
Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırıyor hem de Türkiye’nin marka değerini yükseltiyor.
2024 Türkiye’sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkûm etmek, ülkemize yapılacak çok büyük bir haksızlıktır.
Dünya değişirken; ekonomide, üretimde, teknolojide yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz.
Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil; takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır.
“Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var” demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır.
Dış politikamızı, bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler, hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız.
Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz.
Ülkemizin gerek Şanghay İşbirliği Teşkilatı gerek BRICS gerekse ASEAN’la diyalog zeminini genişletme iradesinin arkasında işte bu yaklaşım vardır.
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 ekonomisinden 3’ünün bulunduğu Asya-Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla iş birliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz.
Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir.
Üyesi olduğumuz, parçası, mensubu olduğumuz ittifaklar da bellidir.
Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez.
Siyah beyaz bir dünyada, iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz.
Kazan-kazan temelinde, dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle, tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz.
İnşallah son 22 yıldır olduğu gibi korkularla değil, öz güven içinde hareket etmeyi sürdüreceğiz.
Dünya değişirken; ekonomide, üretimde, teknolojide yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz.
Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil; takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır.
“Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var” demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır.
Dış politikamızı, bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler, hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız.
Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz.
Ülkemizin gerek Şanghay İşbirliği Teşkilatı gerek BRICS gerekse ASEAN’la diyalog zeminini genişletme iradesinin arkasında işte bu yaklaşım vardır.
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 ekonomisinden 3’ünün bulunduğu Asya-Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla iş birliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz.
Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir.
Üyesi olduğumuz, parçası, mensubu olduğumuz ittifaklar da bellidir.
Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez.
Siyah beyaz bir dünyada, iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz.
Kazan-kazan temelinde, dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle, tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz.
İnşallah son 22 yıldır olduğu gibi korkularla değil, öz güven içinde hareket etmeyi sürdüreceğiz.
Yaş, cinsiyet, statü, siyasi görüş fark etmeksizin futbolu insanımızı buluşturan ortak bir payda, kaynaştırıcı bir güç olarak görüyoruz.
Bu yüzden Türkiye Futbol Federasyonumuzun, futbolun başka pek az dalda bulunan bu gücünü milletimizin lehine artırmasını bekliyoruz.
Esasen bu beklenti milletimizin tamamında mevcuttur.
Milletimiz bizden gerginliği, kısır tartışmaları değil; kardeşliği, dostluğu, adil yönetim anlayışını ve her anlamda kaliteli futbolu teşvik etmemizi bekliyor.
Milletimiz, kısacası futbolda olumlu iklimin tesis edilmesini bekliyor.
Elbette bunu beklerken rekabet kalitesinin, seyir zevkinin, marka değerinin ve başarıların arttığını görmek istiyor.
Bu haklı beklentilere cevap vermek hepimizin görevidir.
Kulüplerimizin finansal yapılarının düzeltilmesi…
Müsabakaların adil bir şekilde yönetilmesi…
Yöneticilerimizin ve medyamızın mesuliyetlerinin farkında olması…
Sporcuların sahada hakkaniyetli bir biçimde, fair play ruhuyla mücadele etmesi…
Genç futbolculara daha fazla şans tanınması gibi başlıklarda daha hassas hareket ettiğimizde, inanıyorum ki Türk futbolu tarihinin en parlak dönemini yaşayacaktır.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde, milletin evinde ağırlamaktan memnuniyet duyduğum Türkiye Futbol Federasyonumuzun kıymetli yöneticilerine nazik ziyaretleri için teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum.
Bu yüzden Türkiye Futbol Federasyonumuzun, futbolun başka pek az dalda bulunan bu gücünü milletimizin lehine artırmasını bekliyoruz.
Esasen bu beklenti milletimizin tamamında mevcuttur.
Milletimiz bizden gerginliği, kısır tartışmaları değil; kardeşliği, dostluğu, adil yönetim anlayışını ve her anlamda kaliteli futbolu teşvik etmemizi bekliyor.
Milletimiz, kısacası futbolda olumlu iklimin tesis edilmesini bekliyor.
Elbette bunu beklerken rekabet kalitesinin, seyir zevkinin, marka değerinin ve başarıların arttığını görmek istiyor.
Bu haklı beklentilere cevap vermek hepimizin görevidir.
Kulüplerimizin finansal yapılarının düzeltilmesi…
Müsabakaların adil bir şekilde yönetilmesi…
Yöneticilerimizin ve medyamızın mesuliyetlerinin farkında olması…
Sporcuların sahada hakkaniyetli bir biçimde, fair play ruhuyla mücadele etmesi…
Genç futbolculara daha fazla şans tanınması gibi başlıklarda daha hassas hareket ettiğimizde, inanıyorum ki Türk futbolu tarihinin en parlak dönemini yaşayacaktır.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde, milletin evinde ağırlamaktan memnuniyet duyduğum Türkiye Futbol Federasyonumuzun kıymetli yöneticilerine nazik ziyaretleri için teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum.
85 milyonun emniyeti, huzuru; ülkemizin birlik ve beraberliği için fedakârca çalışan Emniyet ve Jandarma Teşkilatımız, hiç tartışmasız ülkemizin de milletimizin de kıvanç kaynağıdır.
Ülkemizin dört bir yanında gece gündüz çalışan tüm emniyet güçlerimize şükranlarımı sunuyorum.
Ülkemizin dört bir yanında gece gündüz çalışan tüm emniyet güçlerimize şükranlarımı sunuyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Savunma sanayisinde dışa bağımlılığımızı azaltmak, bu alanda muhannete muhtaç olmamak için her türlü gayreti gösteriyoruz.
Lübnan’a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük.
Lübnan’a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük.
Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere New York’a doğru yola çıktık.
Ziyaretimizin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu yıl genel kurulun en dikkat çekici etkinliği BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde tertiplenecek “Geleceğin Zirvesi”dir.
23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor.
Görüşmelerin ilk gününde, 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edeceğim.
Zirveye hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına dikkat çekeceğim.
Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim.
Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim.
İsrail hükûmeti, bir nevi Nazi imha kampına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor.
Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi de haklı çıkardı.
İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılar ve tacizler de aynı kirli senaryonun birer parçasıdır.
Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak.
Genel kurul marjında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşımla görüşmeler de gerçekleştireceğiz.
Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak.
Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz.
Ziyaretimizin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu yıl genel kurulun en dikkat çekici etkinliği BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde tertiplenecek “Geleceğin Zirvesi”dir.
23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor.
Görüşmelerin ilk gününde, 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edeceğim.
Zirveye hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına dikkat çekeceğim.
Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim.
Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim.
İsrail hükûmeti, bir nevi Nazi imha kampına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor.
Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi de haklı çıkardı.
İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılar ve tacizler de aynı kirli senaryonun birer parçasıdır.
Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak.
Genel kurul marjında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşımla görüşmeler de gerçekleştireceğiz.
Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak.
Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Görevi barış ve güvenliği sağlamak olan kurumlar çok açık bir ahlaki çöküş içerisindedir.
Gazze’de 352 gündür devam eden katliam bunu bir kez daha göstermiştir.
Gazze’de 352 gündür devam eden katliam bunu bir kez daha göstermiştir.