Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Becirovic’i İstanbul’da misafir etmekten büyük bir memnuniyet duydum. 🇹🇷🇧🇦
Bağımsızlığının ilanından bu yana Türkiye olarak Bosna-Hersek’in her daim yanında olduk ve olacağız.
Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik güçlü desteğimizi de kararlılıkla sürdürmekteyiz.
Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu üyeliğimiz ve EUFOR Althea Harekâtındaki mevcudiyetimizle hem Bosna-Hersek’in hem de bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlıyoruz.
Bosna-Hersek’te tüm kesimlerin katılımıyla geniş tabanlı bir toplumsal uzlaşının ve barış içinde bir arada yaşama anlayışının hâkim kılınmasının önemi ve değeri açıktır.
Geçmiş tecrübeler ışığında, Bosna-Hersek’te yaşanabilecek herhangi bir menfi gelişmenin, tüm Balkanlar’ın istikrarına tehdit oluşturacağı gerçeğini unutmamamız gerekiyor.
Dost ve kardeş Bosna-Hersek’e yaklaşımımızın temelinde tarihî ve kültürel bağlarımızın yanı sıra bu anlayış yatmaktadır.
Görüşmemizde Bosna-Hersek’le ikili ilişkilerimizi derinleştirmek amacıyla atılacak adımlar üzerinde de durduk.
Karşılıklı ticareti artırma noktasında yapılabilecekler hakkında fikir teatisinde bulunduk.
Saraybosna-Belgrad Otoyolu’nun yapımına ilişkin çalışmaları da bu kapsamda ele aldık.
Projenin bir an evvel tamamlanmasına dair temennimi Sayın Başkan’la paylaştım.
Enerji ve altyapı başta olmak üzere Bosna-Hersek’in kalkınmasına yönelik projelere destek vermeye devam edeceğimizi de bu vesileyle kıymetli kardeşime aktardım.
Ülkelerimiz arasında kimlikle seyahati mümkün kılacak anlaşmayı yakın zamanda imzalayarak halklarımız arasındaki beşerî münasebetleri daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.
Askerî ve güvenlik alanındaki iş birliği de gündemimizde yer aldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Mayıs ayında alınan kararla 11 Temmuz, 1995 Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Uluslararası Günü ilan edildi.
Türkiye, alınan kararı eş sunucu olarak destekledi.
Bu temelde biz de 11 Temmuz’u Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Günü olarak ilan ettik.
90’lı yıllarda Bosna-Hersek’te dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen katliamın bir benzerini maalesef bugün Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşıyoruz.
Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir.
Bağımsızlığının ilanından bu yana Türkiye olarak Bosna-Hersek’in her daim yanında olduk ve olacağız.
Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik güçlü desteğimizi de kararlılıkla sürdürmekteyiz.
Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu üyeliğimiz ve EUFOR Althea Harekâtındaki mevcudiyetimizle hem Bosna-Hersek’in hem de bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlıyoruz.
Bosna-Hersek’te tüm kesimlerin katılımıyla geniş tabanlı bir toplumsal uzlaşının ve barış içinde bir arada yaşama anlayışının hâkim kılınmasının önemi ve değeri açıktır.
Geçmiş tecrübeler ışığında, Bosna-Hersek’te yaşanabilecek herhangi bir menfi gelişmenin, tüm Balkanlar’ın istikrarına tehdit oluşturacağı gerçeğini unutmamamız gerekiyor.
Dost ve kardeş Bosna-Hersek’e yaklaşımımızın temelinde tarihî ve kültürel bağlarımızın yanı sıra bu anlayış yatmaktadır.
Görüşmemizde Bosna-Hersek’le ikili ilişkilerimizi derinleştirmek amacıyla atılacak adımlar üzerinde de durduk.
Karşılıklı ticareti artırma noktasında yapılabilecekler hakkında fikir teatisinde bulunduk.
Saraybosna-Belgrad Otoyolu’nun yapımına ilişkin çalışmaları da bu kapsamda ele aldık.
Projenin bir an evvel tamamlanmasına dair temennimi Sayın Başkan’la paylaştım.
Enerji ve altyapı başta olmak üzere Bosna-Hersek’in kalkınmasına yönelik projelere destek vermeye devam edeceğimizi de bu vesileyle kıymetli kardeşime aktardım.
Ülkelerimiz arasında kimlikle seyahati mümkün kılacak anlaşmayı yakın zamanda imzalayarak halklarımız arasındaki beşerî münasebetleri daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.
Askerî ve güvenlik alanındaki iş birliği de gündemimizde yer aldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Mayıs ayında alınan kararla 11 Temmuz, 1995 Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Uluslararası Günü ilan edildi.
Türkiye, alınan kararı eş sunucu olarak destekledi.
Bu temelde biz de 11 Temmuz’u Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Günü olarak ilan ettik.
90’lı yıllarda Bosna-Hersek’te dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen katliamın bir benzerini maalesef bugün Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşıyoruz.
Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir.
Böylesine anlamlı bir akşamda kalplerimizi buluşturan, ruhlarımızı ve dualarımızı bir araya getiren Rabbime sonsuz hamdediyorum.
Allah’ın selamı; Muhammed Mustafa Efendimizin, onun ehlibeytinin, raşit halifelerinin, tüm sahabeikiramın üzerine olsun.
Allah’ın selamı; Muhammed Mustafa Efendimizin, onun ehlibeytinin, raşit halifelerinin, tüm sahabeikiramın üzerine olsun.
Millet olarak son iki asırdır çok yönlü bir kuşatmayla karşı karşıyayız.
Milletin ruh köküyle, medeniyet değerleriyle bağını zayıflatmak isteyenler yıllardır aynı noktaya hançer vuruyor.
Bu milletin iman kalesini çökertmek için yıllardır pervasızca saldırıyorlar.
Aralarında FETÖ’cülerin ve bölücülerin de olduğu malum mahfiller, bunu son derece planlı, sinsi ve kurnazca yapıyor.
Artık eskisi kadar olmasa da hâlen birilerinin bu manevi işgal projesine gönüllü taşeronluk yaptığını görmekteyiz.
Kimileri de millet ve memleket düşmanlarının tuzağına düşerek bu manevi yıkım projesine destek veriyor.
Ülke gündemine gelen bazı hadiseler, bu çevreler tarafından milletle ve milletin inanç değerleriyle kavga vasıtası haline getiriliyor.
Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki Cuma hutbesini, hutbede okunan ayetikerimeleri hedef almaya başladılar.
Kendini bilmezin birisi çıkıyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına, doğru düzgün bilgisinin olmadığı dinî konularda ahkâm kesiyor; Diyanet Teşkilatımıza, hocalarımıza utanmazca had bildirmeye kalkıyor.
Buram buram tek parti faşizmi kokan bu ilkellik karşısında maalesef mensubu olduğu parti içerisinden akıl, vicdan ve biraz feraset sahibi hiç kimse itiraz etmiyor, genel başkan dâhil hiç kimse tepki göstermiyor.
İrşat vazifesini layıkıyla yapan, iman kalemizin muhafızları hocalarımızın yıpratılmasına eyvallah etmedik, etmeyeceğiz.
Milletin ruh köküyle, medeniyet değerleriyle bağını zayıflatmak isteyenler yıllardır aynı noktaya hançer vuruyor.
Bu milletin iman kalesini çökertmek için yıllardır pervasızca saldırıyorlar.
Aralarında FETÖ’cülerin ve bölücülerin de olduğu malum mahfiller, bunu son derece planlı, sinsi ve kurnazca yapıyor.
Artık eskisi kadar olmasa da hâlen birilerinin bu manevi işgal projesine gönüllü taşeronluk yaptığını görmekteyiz.
Kimileri de millet ve memleket düşmanlarının tuzağına düşerek bu manevi yıkım projesine destek veriyor.
Ülke gündemine gelen bazı hadiseler, bu çevreler tarafından milletle ve milletin inanç değerleriyle kavga vasıtası haline getiriliyor.
Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki Cuma hutbesini, hutbede okunan ayetikerimeleri hedef almaya başladılar.
Kendini bilmezin birisi çıkıyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına, doğru düzgün bilgisinin olmadığı dinî konularda ahkâm kesiyor; Diyanet Teşkilatımıza, hocalarımıza utanmazca had bildirmeye kalkıyor.
Buram buram tek parti faşizmi kokan bu ilkellik karşısında maalesef mensubu olduğu parti içerisinden akıl, vicdan ve biraz feraset sahibi hiç kimse itiraz etmiyor, genel başkan dâhil hiç kimse tepki göstermiyor.
İrşat vazifesini layıkıyla yapan, iman kalemizin muhafızları hocalarımızın yıpratılmasına eyvallah etmedik, etmeyeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ortada kalp taşıyan herkesin içine kor gibi düşen bir ateş var...
Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabının yargı önünde sorulması, döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için gereken her türlü adımı hukuk çerçevesinde atacağız.
Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabının yargı önünde sorulması, döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için gereken her türlü adımı hukuk çerçevesinde atacağız.
1’inci Dönem Hâkim ve Savcı Yardımcıları Eğitim Programı’na başlayan 1.076 hâkim ve savcı yardımcımıza Mevla’dan başarılar diliyorum.
Usta-çırak ilişkisi içinde geçecek 2 yıllık sürede hâkim ve savcı yardımcılarımızın görevlerine tam manasıyla hazır olacaklarına inanıyorum.
Yeni yetiştirme modelimizle hâkim ve savcılarımızın mesleğe en iyi şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz.
Buna göre adaylıkta süre 2 yılken yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık.
Akademideki eğitim süresini 7 aydan 10 aya yükselttik.
Böylece yardımcıların 300 saat daha fazla eğitim almalarını sağlayacağız.
Ayrıca yardımcıların sınav ve değerlendirme süreçlerini de yoğunlaştırdık.
Araştırma, analitik düşünme, muhakeme ve yazım kabiliyetinin geliştirilmesi amacıyla hâkim ve savcı yardımcılarımıza tez hazırlama yükümlülüğü getirdik.
Böylece yardımcılar; 3 yıllık yoğun, teorik ve pratik yönü güçlü, dolu dolu bir eğitimden geçeceklerdir.
Her bir hâkim ve savcı yardımcımızın bu süreci en verimli şekilde değerlendirmesini bekliyorum.
Usta-çırak ilişkisi içinde geçecek 2 yıllık sürede hâkim ve savcı yardımcılarımızın görevlerine tam manasıyla hazır olacaklarına inanıyorum.
Yeni yetiştirme modelimizle hâkim ve savcılarımızın mesleğe en iyi şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz.
Buna göre adaylıkta süre 2 yılken yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık.
Akademideki eğitim süresini 7 aydan 10 aya yükselttik.
Böylece yardımcıların 300 saat daha fazla eğitim almalarını sağlayacağız.
Ayrıca yardımcıların sınav ve değerlendirme süreçlerini de yoğunlaştırdık.
Araştırma, analitik düşünme, muhakeme ve yazım kabiliyetinin geliştirilmesi amacıyla hâkim ve savcı yardımcılarımıza tez hazırlama yükümlülüğü getirdik.
Böylece yardımcılar; 3 yıllık yoğun, teorik ve pratik yönü güçlü, dolu dolu bir eğitimden geçeceklerdir.
Her bir hâkim ve savcı yardımcımızın bu süreci en verimli şekilde değerlendirmesini bekliyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ceza soruşturmalarında gizlilik kuralının gayesi hakikati örtmek değil, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını engelleyecek müdahalelerin önüne geçmektir.
Milletimizin gündemini meşgul eden, 85 milyonun yüreğini yakan son hadiselere bu zaviyeden bakılmasında yarar görüyoruz.
Milletimizin gündemini meşgul eden, 85 milyonun yüreğini yakan son hadiselere bu zaviyeden bakılmasında yarar görüyoruz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Sesimizle, sözümüzle, dualarımızla, insani yardımlarımızla, elimizdeki tüm imkânlarla Gazze’nin, Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Onların asil ve onurlu direnişine her zaman destek vermeye devam edeceğiz.
Milyonlarca taraftarıyla, yetiştirdiği sporcularıyla, kazandığı başarılarla Türk sporunun iftihar vesilelerinden biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı Sayın Ali Koç ve yönetim kurulu üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde ağırlamaktan memnuniyet duydum.
“Mazisinde bir tarih yatan,” bugün de kendisine gönül verenlerin gururu olmayı sürdüren Fenerbahçe’ye, başta UEFA Avrupa Ligi olmak üzere çıkacağı müsabakalarda başarılar diliyor, tüm Fenerbahçe taraftarlarına selamlarımı iletiyorum.
“Mazisinde bir tarih yatan,” bugün de kendisine gönül verenlerin gururu olmayı sürdüren Fenerbahçe’ye, başta UEFA Avrupa Ligi olmak üzere çıkacağı müsabakalarda başarılar diliyor, tüm Fenerbahçe taraftarlarına selamlarımı iletiyorum.
Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri’ni alan firmalarımızı, temsilcilerini; işçisinden mühendisine, yöneticisine kadar tüm arkadaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum.
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor.
Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firmayla temsil ediliyor.
Yine dünyanın en büyük 225 teknik müşaviri listesinde 8 firmamız bulunuyor.
Firma sayısı itibarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci sıradayız.
Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz.
Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu.
Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
Ülkemizin büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide bizleri temsil eden müteahhitlerimiz ve müşavirlik firmalarımızla iftihar ediyoruz.
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor.
Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firmayla temsil ediliyor.
Yine dünyanın en büyük 225 teknik müşaviri listesinde 8 firmamız bulunuyor.
Firma sayısı itibarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci sıradayız.
Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz.
Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu.
Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
Ülkemizin büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide bizleri temsil eden müteahhitlerimiz ve müşavirlik firmalarımızla iftihar ediyoruz.