Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
24.9K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
"Senin gibi münafıkları bu davanın içinden temizlemeden ölmeyeceğim." Recai Kutan'ın da aralarında bulunduğu ve siyasetçi isimlerden oluşan 8-10 kişilik bir grup, açık havada, bir masanın etrafında toplaşmış bazı meseleleri değerlendiriyorlar.
"Nerede bu Zeki Çalışkan?"

Zeki Çalışkan'ı aşırı kilolu, kısa boylu, dağınık takım elbiseli ve kel biri olarak gördüm. Çok sefil bir halde görünüyordu.

Önce onun sebep olduğu sıkıntılarla uğraşıyordum. Mesai arkadaşları arasına ve çevresinden olanlara gidiyordum, derdimi anlatıyordum. Onlardan birine "Bakın, tıpkı Adnan Oktar'ın yaptığı gibi yaptı. Bana, birbirinin kopyası onlarca dava açtı. Adalet sistemiyle oynadı." diyordum. O kişi verdiğim dosyaya bakıp bakıp şaşırıyor ve söylediklerimi tasdik ediyordu.

Sonra ben yana döne Zeki'yi arıyordum. Kalabalık, fabrika misali geniş ofis ortamlarında dolaşıyordum. Üst katta bulamayınca zemin kata iniyordum. Yüzlerce masanın ve bilgisayarın yakın aralıklarla ve aralarında bölmeler olmadan konulduğu, yüzlerce kişinin çalıştığı ortamlarda dolaşıyordum.

Arayıp tarayıp da her yana bakıp onu bulamayınca, biraz da hiddetli şekilde "Nerede bu Zeki Çalışkan?" diye meydanda soruyordum. Kenar kuytu bir yere gizlenmiş ve mesai arkadaşlarından birkaçı bana onun yerini gösterdiler. Onu yakasından ya da omzundan tutup tenha bir yere çektim.

Yıllardır öyle büyük sabır etmişim ki ona, yaptığı şeytanlıklara, başıma ördüğü çoraplara, sebep olduğu fitnelere, cemaatimizdeki münafıklarla beraber çevirdiği oyunlara, tuzaklara... Sahte yasaklama yazılarına ve cemaat sistemimizde dolaştırttığı "oynamış" ve sözde Akademi Dergisi yasaklanmış gibi yazılmış e-postalara... O birikmiş öfkeyle hemen başladım Zeki Çalışkan'a vurmaya...

Defalarca sağ ve sol yanından sert darbeler vurup böbreklerine çalıştım. Çok kiloluydu, hemen de sarsılmadı, yıkılmadı. Arada fırsat bulup beklemediğim anda bir de o bana yumruklar savurdu ama çok dikkatliydim, kaçındım ve hiçbiri isabet etmedi.

Ben daha da hiddetlendim ve artık karşısında durarak göğsüne ve kafasına doğru ve daha sert vuruyordum. Bazı şeyler rüyanın başından itibaren sembolik olarak gösteriliyordu ve ben vurdukça Zeki'nin vücudu, havası bir anda kaçmış bir büyük balon misali kıvrım kıvrım yere çöktü, hacmi çok azaldı ve şekli de insan şeklinden çıktı. Hacmini kaybeden ve şekli bozulan son kısmı kafa kısmıydı ve o anlarda dili hala durmuyor, çirkin konuşuyordu, her zaman olduğu gibi fitne çıkartmak istiyordu ki son hamlemde iki çenesini tutup ayrı yönlere çekerek ağzını da yırttım. O anlarda rüyada "Zeki bitti, buraya kadardı." diye düşünüyordum.

#RüyaTabirleri
Bütün dişlerin dökülmesi, anne tarafından ve baba tarafından yakın akrabaların tamamıyla sorunlar yaşandığına/yaşanacağına, ayrı düşüldüğüne/düşüleceğine delalet ediyor.

#RüyaTabirleri
Rüyalar arasından salih rüyalara itibar edilir. Salih rüyalar, ilham, keşf, kişinin kendisine delil de olur, yol da gösterir.

#RüyaTabirleri
"İşte böyle... Bu kadar büyük nimetler insana, yaşadığınız gibi bu kadar büyük acılardan, imtihanlardan, sıkıntılardan sonra veriliyor. Cefasını çeken, sefasını sürüyor."

#RüyaTabirleri
Üzüntü keder ve musibete delalet ediyor. Evlilik/aile hayatında ciddi seviyede sıkıntılar olacağına, etrafınızda çok şerli ve muzır insanlar olduğuna, bunları sizin hakkınızda yalanlar söyleyip iftiralar atacağına delalet ediyor. Ayrıca sizin oraları bulaşıcı bir hastalığın yıkıp geçeceğine ama size bulaşmayacağına, bunun öncesinde bu felaket yaşanırken etrafınızdaki kişilere nasihat edip dursanız da oğlunuz dahil sizi kimsenin dinlemeyeceğine delalet ediyor. Sonra yeni, hayırlı, mutlu bir hayat başlıyor sizin için. Etrafınızdaki münafık, şerli, muzır kişiler hep yok oluyor ve galiba samimi olarak sadece kızınız kalıyor.

#RüyaTabirleri
Anlaşılan o ki İstanbul'da bulaşıcı hastalıklar iyice artacak, her yeri saracak, yüksek sayıda kişinin ölmesine sebep olacak ve tedbir almaya çalışan dikkatli insanlar bile az ya da çok zarar görecekler.

Rüyada görülen ateş ya da yangın, büyük zarar demektir. Bazen bulaşıcı hastalık, bazen deprem, sel, fırtına gibi tabii afetler, bazen ise düşman bir devletin saldırısı yani savaş demektir.

Rüyada bir yerde ateş/yangın görmek, orada dini-ahlakı tamamen terk etmiş ve cehennemi, cehennem ateşinde yanmayı sonuna kadar hak etmiş kişilerin olduğuna da delalet eder.

Şu rüya, insanların büyük çoğunluğunun, bu güne kadar yaşanan acıları, bela ve musibetleri ve şimdilerde yapılan bunca ikazı hiç umursamadığına da delalet ediyor.

#RüyaTabirleri
İstanbul'da bir suni/yapay deprem

Kimsenin moralini bozmak istemem ama ben bu gece de çok kötü rüyalar gördüm ve ne yazık ki benim rüyalarım çıkar, gerçek olur.

#RüyaTabirleri
Mevlamızın rahmeti ne kadar büyük ve iyileri hep koruyor.

#RüyaTabirleri
"Ben demiştim."

#RüyaTabirleri
"Rüyanın son kısmından anladığım o ki bu harpler böyle devam ederse, bizim dünyamızın insanlarının da müşahhas/somut surette gözleriyle görecekleri şeyler yaşanacak, bulunacak."

Uzayda yaşanan harpler. Merihliler, Satürnlüler, Yeşiller, Griler ve diğer türler arasında metafizik sahada ve gerçek sahada yaşanan ve yaşanacak harpler.

Rüyada "Kapı gibi bir şey" denilen yer, dünyamızın, çok yakın bir gelecekte zahirde ve batında (Maddi ve manevi/dini sahada) başka bir hale dönüşeceğine, buna bahsedilen bu harplerin de vesile olacağına delalet ediyor. Şu ana kadar bile Yeşilleri pes etmeye yakın hale getirmiştik. Griler ise çaresiz ve ümitsiz hallerdeydi. Bu savaşlardan sonra Yeşiller, Griler ve onlara yardımcı olan diğer gayr-i müslim türler artık dünyamızı rahat bırakmak zorunda kalacaklar.

#RüyaTabirleri
Giresun'da önce kuraklık olacak, tabiat/bitkiler büyük darbeler alacak. İnsanlar da zor hallere düşecekler ve içme suyu bulmak bile çok zorlaşacak. Daha sonra ise aşırı yağışlar neticesinde daha büyük felaketler yaşanacak. Sel baskınları, toprak kaymaları ve yüksek sayıda can kayıpları yaşanacak. Sen de orada ikamet ettiğin için bunlardan payına düşeni alacak ve bazı zorluklar yaşayacaksın. Lakin az zararla atlatanlardan ve hayatta kalanlardan olacaksın. Tabii ki tedbirini şimdiden alırsan böyle olacak. Almazsan rüya tebdil olacak ve sen de helak olacaksın.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Şayet isabetle tabir edebiliyorsam, yakın gelecekte Hatay'da büyük bir deprem olacağını söyleyebiliriz.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Akademi Dergisi
"Türkiye'de ve dünyada beklediğiniz felaketler yarından daha yakın olabilir." #SizlerdenGelenler
"O sırada pencerenin yanında ateist olduğunu bildiğim bir arkadaşım korkmuş ve şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Ben de dedim ki güneş batıdan 2. kez doğuyor. O sırada gün doğdu ve bir yanardağ patladı. Yeşil ağaçların arasındaki evler kuru topraklar arasında simsiyah oldular ve aralarında bir de camii vardı. Kaçışın imkansız olduğunu düşündüm. Ön cama koştum, dışarı baktım. Yağmur yağıyordu ama şu değil yağa benzer bir şekilde. Böyle birşey olacağını siz yazmışsınız ve bunun gerçekleştiğini size söylemek istedim. Odadan telefonumu almayan gittim, benim kaldığım odaya birkaç damla o yağmurdan giriyordu. Nasıl olacağını düşündüm çünkü heryer kapalıydı. Sonra salona annemin yanında gittim. Bunca felaket arasinda evimiz sağlamdı ve her zamanki balkon manzarası hiç bozulmamisti. Balkon kapısından esen esintiyle rahatladım. Annem kendinden emin bir şekilde oturmuş bana bakıyordu. Sonrasında ruyamdan uyandım."

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Sonra yine sahne değişiyor ve yine ofis gibi kapalı bir mekandayım ama orasını emniyetli buluyorum. Karşımda masasında oturan ve yüzü seçilmeyen kişiyi de dost görüyorum. Onunla bazı meseleleri değerlendiriyorum. O anda arkamda bir yol varmış ve o yoldan bir araba aşırı hızla geçiyor. Gittiği yönde az ileride deniz/sahil varmış ve o aşırı hızla o araba denize uçuyor. Denize arabanın burnu vurunca su 8-10 metre yüksekliğe sıçrıyor. Sanki 8-10 mt yüksekliğinde bir tsunami gibi görünüyor. Ben suya bakınca devasa boyutta bir sıçrama olduğunu düşünüyorum, biraz şaşkınlık yaşıyorum ve ardından içimden "İşte rezil oldu. Bütün pisliği meydana çıktı ve intihar etti diyorum."

2019'un Ağustos ya da Eylül ayında, Ümraniye E Tipi toplama kampında gördüğüm bu rüya burada bitiyor, uyanıyorum.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Memleketi saran fırtına

Bundan 6-7 ay önce, cezaevinde iken ben de bir rüya görmüştüm.

Kapalı bir mekandayım. Sanki büyük bir fabrikanın çok büyük, tek katlı ve ortasında kolonlar olmayan kısmı kullanım dışı bırakılmış da ben oradayım. Hangar gibi desem değil, daha da büyük bir yer. Ben onun orta kısmında yan duvarlardan birinin dibinde ve dışarı dönük olarak bakıyorum.

Ortam karanlık ve tam bir felaket karanlığı, fırtına karanlığı gibi. Elektrik, aydınlatma falan yok. Önümdeki duvaraya bakıyorum ki sağ yanımda bir kapı var. Kapı ahşap değil, Büyük bölümü camdan oluşan, zayıf ve doğrama bir kapı. Sola doğru bakıyorum ki kapının bana göre solunda bir cam çerçeve var. Bu, mağazaların büyük, tek parça, ortakayıtsız vitrin camları gibi.

Ben kendimi şu şekilde görüyorum. Sağ elimi kapının arkasına destek olarak bastırıyorum. Sol elimi de soldaki çok büyük camın arkasına destek olarak bastırıyorum. Tam o anda dışarda çok ama çok şiddeti bir fırtına çıkmış olduğunu anlıyorum.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Ben içeride olduğum ve dışarı çıkmadığım halde rüyada fırtınanın şiddetini anlıyorum, içimde hissediyorum. "Ne kadar da şiddetli. Şimdi bütün Türkiye'yi mahvedecek" diyorum.

Sonra kapı dar olduğu için olsa gerek onu tutabiliyorum ve dışarıdan içeri gelen fırtına baskısı kapıya zarar vermiyor. Lakin aynı anlarda o vitrin camı büyük baskı altında kalıyor ve içe doğru göbek yapıyor. Normalde cam kırılır ama kırılmayıp içe doğru eğriliyor. Ve camın sağ yanında, camla oturduğu çerçeve arasında üç karışlık bir açıklık oluyor. Göbek yaptığı halde aynı açıklık solunda olmuyor. Ben, "Bir keramet var galiba. Normalde bu açıklıktan fırtınanın içeri sızması lazım ama sızmıyor" diye düşünüyorum.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
O anda arkama bakıyorum ki 8-10 yaşlarında 8-10 çocuk var. Yüzleri gösterilmeyen çocukların bazısı erkek çocuğu, bazısı kız çocukları.

Ve sonra bir anda sahne değişiyor, ben kendimi Amerikan cipleri gibi çok geniş bir lüks cipin içinde görüyorum. Yoldayım ve fırtınanın esip geldiği yöne doğru yol alıyorum. Bir fark ediyorum ki sanki yaz günü, tertemiz havada yol alıyormuş gibiyim. Ne sarsıntı duyuyorum, ne gürültü duyuyorum ne de arabanın sallandığını ve zorlandığını görüyorum. Çok güzel ve sorunsuz bir şekilde yoluma devam ederken arkama dönüp bakıyorum ki çocuklar da arka koltuklardalar.

#RüyaTabirleri
Forwarded from Akademi Dergisi
Yola devam ediyorum. Bir yere geliyorum ve oranın fırtınanın başladığı yer olduğunu biliyorum. Fırtınanın başladığı yerin de arkasına geçtiğimi, fırtınayı arkamda bıraktığımı anlıyorum. Bir bakıyorum ki orada askerler ve birkaç askeri araç var. Araçlarından inmişler, ayakta bekliyorlar. Onların, yabancı bir ülkenin askerleri olduğunu anlıyorum. Arabadan iniyorum. Çocuklar da iniyorlar. Yabancı askerlerle biraz konuşuyorum ve sonra onlar yanımdaki çocuklara İngilizce konuşmaya başlıyorlar. "Bu çocuklar İngilizce bilmezler. Sizi anlamıyorlar. Türkçe konuşun" diyorum ve uyanıyorum.

#RüyaTabirleri