Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.6K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Gebze Fatih Devlet Hastanesi Acilinde sıra bekleyen vatandaş:

“İki saattir bir ilaç yazdıracağız, 140 kişi önümde vardı onu bekliyoruz. Sözde kuyruk yok hastanelerde, izdiham dolu.”
Forwarded from Gozilla Downloader
TARİHİN EN BÜYÜK İSTİHBARATÇI KATLİAMI
👁 27.5K 👍 3.8K
📥 14.01.2024
👤 Cevheri Güven
🕒 26:51

I can download this tracks:
Forwarded from Gozilla Downloader
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
📼 720p, 💾 177.6MB, @Gozilla_bot
Akademi Dergisi
TARİHİN EN BÜYÜK İSTİHBARATÇI KATLİAMI 👁 27.5K 👍 3.8K 📥 14.01.2024 👤 Cevheri Güven 🕒 26:51 I can download this tracks:
İlk beş dakikasını izledim, daha fazlasına tahammül edemedim...

Şu Cevheri Güven, onca cümleyi ciddiyetle mi kurmuş, ciddi görünürken izleyici ile dalgasını geçmek için mi kurmuş, emin olamadım.

Cevheri, MİT'in gerçek bir istihbarat teşkilatı olduğunu mu zan ediyormuş?

MİT denilen kara paracılık ve ihanet teşkilatının, aslında MI6'nın, CIA'nın, MOSSAD'ın bölgedeki şubesi olduğunu bilmiyor muymuş? Son zamanlarda Rusya'dan Çin'e kadar, Arap devleti denilenlerden bilmem nerelere kadar, hepsine çalıştığını, hepsi ile kara para ve terör işleri de yaptığını bilmiyor muymuş? Çok ilginç....

Hal şu ki Cevheri Güven de kara paracı, terörist çevrelerin içinde ve onlardan bir grubun yönlendirmeleri ile bu yayınları yapıyor.
Londra'nın tezgahından geçmeyen kişiler, bu ülkede kaymakam bile olamıyorlar. Bunu da bilmiyor muymuş?

Bahsettiği yabancı gizli servislerin, MİT mensuplarının yüzlerini ve kimliklerini öğrenmek için, o toplantıda verilen görüntülere ihtiyacı mı varmış?
Gizli Ermeni/Çingene Hakan Fidan CIA personeli değil mi? Bir yandan da İngiltere, İsrail gizli servisleri ile sıkı bağlantılar içinde değil mi ve onlardan talimatlar almıyor mu?

MİT'in başında iken milyon türlü suçu, ta ki katliam ve insan kaçakçılığı suçlarına kadar, o ülkeler ve gizli servisler adına işlemiyor muydu? Ve o kadar vahim kere vahim suçları somut delillerle ispat edilmesine rağmen, vatana ihanetten yargılanmak yerine sürekli makamını korumuyor muydu? Hatta sürekli basında, medyada övülmeye devam edilmiyor muydu? Hatta Mayıs 2023 sözde seçimlerinden sonra aynı unsurlar tarafından güya Dış işleri bakanı yapılmadı mı? Hala ihanetlerine devam etmiyor mu? Hala her türlü devlet sırrını malum taraflara aktarmıyor mu?

Diyelim ki MİT, gizli tutabilerek bazı personelleri kadrosuna kattı, bunlar MİT'in başındaki Hakan Fidan haininden ve onun etrafındaki kendi gibi hain çeteden ne kadar gizlenebilecek? Hakan bunları biliyorken söz konusu ülkelerin kara paracı ve terörist gizli servislerine mi vermeyecek?
Ben sık sık olduğu gibi, bu defa da FETÖ'cü ve insan şeytanı Cevheri Güven'in kafasını anlamakta zorlanıyorum.

Beden dili, ağır metafizik musallat altında olduğunu, kendini oynatanların kendisini metafizik saldırılardan gereğince koruyamadığını açıkça gözler önüne seriyor... Lakin başka bir şeyler daha olmalı. Düzenli olarak ot, toz, alkol, bir şeyler olmalı. Sadece şeytanlaşmış olmak, bu kadar tuhaflıklar sergilemeye yetmez. Çünkü daha önce yayınladığı videolarını hiçe sayarcasına bir mantıksızlık ve saçmalık ile video hazırlamış.

Kendisi de MİT'in, adli yetkililerin, hükumet denilen çetenin, türlü çetelerle, mafyalarla ve gizli servislerle kaynaşmış olduğunu türlü yönlerden anlatmamış mıydı?
Akademi Dergisi
Ben sık sık olduğu gibi, bu defa da FETÖ'cü ve insan şeytanı Cevheri Güven'in kafasını anlamakta zorlanıyorum. Beden dili, ağır metafizik musallat altında olduğunu, kendini oynatanların kendisini metafizik saldırılardan gereğince koruyamadığını açıkça gözler…
Şimdi gayr-i meşru şekilde MİT başkanı yapılan Abraham Kalın da CIA casusu değil mi?

Melih Gökçek'in "İb. Kalın" yazarak yaptığı paylaşımdan sonra bunu bütün TR duyup öğrenmedi mi? Aynı sözde Türk basın ve medyası bunu gizlemek için seferber olmadı mı? Sözde sosyal ağlar, aslında CIA'ya bağlantı kapıları, Kalın'ın CIA personeli olduğunu gizlemek için çırpınmadı mı? Göstere göstere sansür uygulanmadı mı?

Üzerine bunca sene geçtikten sonra İbrahim Kalın MİT'in başına getirilmedi mi?

Bunların yaşandığı, saymakla bitmez başka skandalların ve ihanetlerin de alenen yaşandığı bu ülkede gerçekten bir "milli" istihbarat teşkilatı mı varmış? Onun personellerini, söz konusu ülkelerin bilmeme ihtimali mi varmış?

Komik bile değil Cevheri'nin yaptığı, iğrenç...

Hakan Fidan da İbrahim Kalın da Abdullah Gül de Ahmed Davutoğlu da Kemal Kılıçdaroğlu da kendisi gibi gizli Ermeni/Çingene diye... Gerçekleri sınırlı şekilde anlatmak istiyor diye de iğrenç hallere düşüyor Cevheri...
Şu Aydan Şener vardı ya, bir ara çok meşhurdu. TRT'nin arkaladığı Çalı kuşu dizisinde oynamıştı. Bu milletin vergileriyle çekilen dizide, bu milletin dinine, değerlerine ağır saldırılar yapılmıştı.

Bir de Ay-dan Şen-er'i yükselten ve koruyan Osman Fahir Seden vardı. Hani o Çalı Kuşu'nun da yönetmeni olan Osman... İşte o Aydan Şener de gizli Ermeni... Osman Seden de gizli Ermeniydi. TRT bile en başından beri Türklere, müslümanlara hiç bırakılmadı. Hala Türklerin ve müslümanların kontrolünde değil.

Bu topraklar, bu topraklardaki kurumlar, yüzyıllar öncesinden "hainlerin" sızmalarını yaşadı. Son birkaç asırdır o hainler "en iyi" ve "en güçlü" devirlerini yaşadılar.
Şu anda AFAD'dan, UMKE'ye, Kızılay'dan Ahbap'a ve İHH'ye kadar, sözde yardım teşkilatları bile gizli Ermeni/Çingene dolu. Siyasi parti denilen suç, terör ve ihanet örgütleri de gizli Ermeni çingenelerle dolu. Ekranlar, basın, medya, sosyal medya, gizli Ermeni Çingenelerin hain kadrolarıyla dolu... Şu 2024 senesinde bile gerçek Türkler/müslümanlar, sosyal medya platformlarında bile hala sansürlüler.

TR'de gizli Ermeni/Çingenelerin sızmadığı bir tek İslam tarikatı ve cemaati yok.

Bütün kara para işleri, ihanet işleri, ahlakı çökertme işleri, para vurma işleri, yardım paralarına çökme işleri, peşkeş işleri, organ işleri, fuhuş işleri, hırsızlık ve gasp işleri, TR'yi sömürge ülke ayarında tutma işleri, bu gibi gizli Ermeni Çingeneler veya gizli Yahudi Çingeneler üzerinden yürütülüyor. MİT dediği hain kurum da bütün bunları ve daha fazlasını en tepeden sevk ve idare ediyor.

Cevheri Güven, anlatacaksa bir şeyler, bunları anlatsın da millet iyice uyansın. Asırlar geçse bile sorunların neden çözülmediği iyice meydana çıksın.

Yaklaşık 3 milyon kayıp var Maraş merkezli afetlerde ama ilk anlarından itibaren bunların yüz binlercesini enkaz altından kurtarabilmek mümkün iken ölüme terk edenler ve bölgede kablosuz haberleşmeyi bile kasten kesenler yine gizli Ermeni ve Yahudi Çingeneler... Bu kadar vahşice bir muameleyi de en çok MİT üzerinden yaptılar bu hainler ve Cevheri bunları anlatsın... Orduyu sahaya indirmeyenler de aynı kesimler... Hepsi talimatları Londra'dan, Washington'dan, Tel Aviv'den alıyorlar. Bunları anlatsın...
Akademi Dergisi
Şu anda AFAD'dan, UMKE'ye, Kızılay'dan Ahbap'a ve İHH'ye kadar, sözde yardım teşkilatları bile gizli Ermeni/Çingene dolu. Siyasi parti denilen suç, terör ve ihanet örgütleri de gizli Ermeni çingenelerle dolu. Ekranlar, basın, medya, sosyal medya, gizli Ermeni…
Bu şeytan kişiler ve kesimler, her türlü şeytani faaliyeti yürüterek, kasten bu memleketi her sahada çökertiyorlar ve sonra da suçu yine biz gerçek Türklere ve İslam dinine atıyorlar. Bu kadar da sınırsız, ayarsız, küstah şeytanlar bunlar...

İşlerine gelince sözde İslami partiler, işlerine gelince sözde milliyetçi partiler tesis ediyorlar. Zaten sol denilen partileri de terör partileri denilenlere kadar yine bunlar tesis ederek yönetiyorlar. TR'de HDPKK'nin, şimdiki adı ile DEM'in en önde gelen üyelerinden biri gizli Ermeni ve MİT casusu Devlet Bohçalı değil mi?

MİT de bunlarla dolu ve o yüzlerin ve isimlerin meydana çıkması, o kadroların neredeyse tamamı için bir sorun oluşturmuyor. Zaten bilindiklerini biliyorlar. Yoksa o kadar kişi itiraz etmez mi bir araya toplanmaya? Toplanınca görüntü kaydı yapılmasına? Bu kadar mı ahmak bu Cevheri?

Belki izleyicilerinin çoğu burada anlattığım gerçeklerin tamamını bilmiyor ama herkes anlıyor Cevheri'nin hainin, alçağın, şeytanlaşmışın teki olduğunu ve işine geldiği kadar bilgi verdiğini ve işine geldiği yerlerde kasten çarpıtma yaptığını...

Kaç yerde gördüm, takipçilerin haklı olarak onu yerden yere vurduğunu ama onun yaşananları görmezden geldiğini...

Leş gibi kokuyor memleketin her yeri, ta sosyal medyası ve video ortamları bile... Bu hainlere benzin döküp yakmadıkça da temizlenmez bu pislik...

Bir de anlaşılmaz olan tarafı şu, san ki memlekette sessiz bir devrim yapmamışım gibi, hala eski tas, eski hamam tarzıyla yol alabileceklerini zan ediyorlar. Kendi iç kavgalarını, kara para çekişmelerini, koltuk kavgalarını bile milli meselelermiş gibi yutturabileceklerini zan ediyorlar.
Bu ülkede çok eskiden beri "Türk katliamı" yapıldı, yapılıyor. Bu hain iç unsurlar, söz konusu dış düşman unsurların sevk ve idaresi altında, milletimize her kötülüğü yaptılar, yapıyorlar.

Gerçek Türklerin, müslümanların soyunu kesmek için tarihte eşi benzeri görülmemiş sinsilikte mücadeleler verdiler. Bu mücadeleyi asırlara yaydılar.

Balkan savaşları, Yemen savaşı, Kafkasya savaşları, Çanakkale savaşı, hepsi aslında Türklerin soyu kurutmak için ve Türklerin arasından Mehdi çıkınca yalnız olması, güçsüz olması için yapıldı. Hala bu çerçevede çok sinsi uygulamalar, müdahaleler yapıyorlar.

Şimdilerde, yeni doğan bebeklerden topuk kanı alınması uygulamasının arkasındaki sarsıcı gerçeklerden biri de bu... Genlere bakıyorlar, kim gerçek Türk, kim değil kayıt altına alıyorlar. Bu uygulama sayesinde Türk zan edilse de kendi kanlarından, genlerinden yani Çingene olanlardan kişileri de listelemiş oluyorlar. Hain teşkilatlarını genişletmek, güçlendirmek, öncelikle ise ayakta tutmak istiyorlar.
Akademi Dergisi
Yalan rüzgarı Liranın çöküşüne ve enflasyonun kontrolden çıkmasına ve ülkenin mali sahada da savrulmasına neden olan maliye siyaseti, kaldığı yerde devam ediyor. Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan gibi Londra piyonlarının, tamamen gayr-i hukuki, gayr-meşru ve…
Mali kriz nedeniyle Türkiye'de büyük şirketler çatırdıyor

Türkiye’de faaliyete olan 3 büyük yapı marketi firmasından biri olan Tekzen’in iflası istendi. 120 milyon TL sermayeli şirkete açılan iflas davasının duruşması ise önümüzdeki ay görülecek.

İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davaya göre, Sem Danışmanlık AŞ, Tekzen Ticaret ve Yatırım AŞ’ye karşı icra takibi başlattı. Tekzen, davaya itiraz etti.

Tekzen, yapı marketi sektöründe Koçtaş ve Bauhaus’tan sonra sektörün 3’üncü önemli firması olarak biliniyor.
Akademi Dergisi
Sizce de hapse mi girecek ya da ne olacak? Yolsuzluk Rüşvet Evrakta sahtecilik Kara para aklama Silah kaçakçılığı Uyuşturucu kaçakçılığı İnsan ve organ kaçakçılığı Tarihi eser kaçakçılığı Vatana ihanet İhaleye fesat karıştırma, peşkeş Görevi…
Varlık Fonu'na devredilen Et ve Süt Kurumu borç batağında

Türkiye Varlık Fonu’na devredilen bir şirket daha zarar etti. Kamu İktisadi Teşebbüslerden birisi olan Et ve Süt Kurumu’nun borç batağında olduğu ortaya çıktı.

Sayıştay raporuna göre, 2021 yılında 521 milyon lira zarar eden Et ve Süt Kurumu’nun 2022 yılındaki zararı 706 milyon 450 bin liraya kadar geldi.
Akademi Dergisi
Kandırılıyorsunuz. Uzun zamandır bu günleri anlattım. Yıkılırken bile vurgun vurmanın çabasındalar. Zombi şirketlerin, zombi bankaların hisselerini satın alıyorsunuz. Ölmeyen, batmayan şirketler halinen dönüştürüldüler bunlar. Devletlerin kurumlarının ve…
İşsizlik ödeneği, işsizlere değil patrona gitti

2023’te işsizlik ödeneği için başvuranların yalnızca yüzde 45’i ödenek almaya hak kazanabildi. İşsizlik Fonu’ndan patronlara 40 milyar lira ödendi.

Geçen yılın ilk 11 ayında işsizlik ödeneği için başvuran 1 milyon 483 bin 875 işsizden sadece 673 bin 360 kişiye maaş bağlandı. 2023’te işverenlere aktarılan kaynak ise yüzde 39.65 artarak 39 milyar 932 milyon 441 bin TL’ye ulaştı. Türkiye İş Kurumu’nun (İşkur) İşsizlik Sigortası Fonu 2023 Bülteni’ne göre fon varlığı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 58.44 artarak 196 milyar 950 milyon 756 bin TL’ye ulaştı.
Akademi Dergisi
Son süreçte dünyanın her yerinde, elinde HAARP benzeri teknolojiler bulunan ülkelerin tamamında bile, durmaksızın tabiat felaketleri yaşanıyor. İklim şartlarında/normallerinde büyük değişmeler görülüyor ama hiçbiri diğerini suçlamıyor. Zararları çok büyük…
Fransa'da Belal Kasırgası nedeniyle kırmızı alarm verildi

Fransa basınında yer alan haberlere göre, Fransa'nın denizaşırı topraklarından La Reunion'da olumsuz hava şartlarından dolayı teyakkuza geçildi.

La Reunion yetkilileri, saatteki hızı 250 kilometreye ulaşan Belal Kasırgası'na karşı alınan önlemler kapsamında yerel saatle 16.00'dan itibaren adadaki havalimanının uçuşlara kapatılacağını bildirdi.
Akademi Dergisi
"Dalgaları kim yönetiyor?" Cevabını herkesin bildiği soruyu neden sormuşlar? Bir de kapaktan sormuşlar. Dalgaları ben yönetiyorum. Kafam atarsa askeri ya da sivil deniz aracı demeden oyun dışına atıyorum. O Yemen dümdüz edilse, hemen ardından İran da…
Mısır'ın Süveyş Kanalı gelirleri düştü

Kanal yetkilisi Osama Rabie bu hafta başında yaptığı açıklamada, Mısır'daki Süveyş Kanalı'ndan elde edilen gelirlerin 2024'ün ilk on bir gününde yıllık %40'lık bir düşüş gördüğünü söyledi.

Perşembe gecesi bir talk show'da konuşan yetkili, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan deniz arterindeki gemi trafiğinin, 1 Ocak ile 11 Ocak arasında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %30 düştüğünü belirtti.

Rabie'ye göre Süveyş Kanalı'ndan geçen gemi sayısı, 2023 yılının aynı dönemindeki 777'ye kıyasla bu yılın ilk on bir gününde 544'e düştü.

Kargo taşıma süresinin en az iki hafta arttığını, mal teslimi ve sigorta maliyetlerinin de arttığına dikkat çekti.
Akademi Dergisi
ABD'nin battığını gizliyorlar. Çin'in battığını, Rusya'nın battığını, İsrail'in ve İngiltere'nin battığını gizliyorlar. Almanya'nın, Fransa'nın battığını gizliyorlar. Bunları batıracağımı ilan ettiğimde bana gülüyorlardı, şimdi sinirden gülüyorlar. Bankaların…
Fransa milyonlarca parayı eritti

Fransa'nın milli darphanesi Monnaie de Paris, Avrupa Komisyonu'ndan tasarımlarının onayını talep edememesinin ardından 27 milyon madeni parayı yeniden eritmek zorunda kaldı. Fransız La Lettre gazetesinin bu haftanın başlarında bildirdiğine göre, yürütme organı yeni parayı basıldıktan sonra reddetti.

On, 20 ve 50 sentlik madeni paralar Kasım ayında yeni bir tasarımla üretildi. Ancak bloğun yasama kolu, AB bayrağının yıldızlarının üzerlerinde tasvir edilme şeklinin Avrupa Komisyonu'nun katı ve kesin gerekliliklerine uygun olmadığına karar verdi.

Darphaneye göre, reddedilen 27 milyon madeni para, 2023'te üretilen 1,4 milyar madeni paranın %2'sinden azını oluşturuyor. Tasarımın, Fransa Maliye Bakanı Bruno'nun 7 Aralık'ta yapılması planlanan sunumdan sadece altı gün önce reddedildiği bildirildi. Le Maire, Paris Darphanesi genel merkezini ziyaret etti. Geri dönüşün tesise madeni paraları eritmek ve yeniden basmak için 1,6 milyon dolara kadar maliyet getirdiği bildirildi.
Kara paracı ve sömürmeci Japonya'nın Türkiye'deki sözde büyük elçisi Katsumata'ya 72 saat süre veriyorum.

72 saat geçtiğinde hala TR'yi terk etmemişse ve herhangi bir gerekçe ile yerine başka bir sözde büyük elçi atanırsa... Japonya ile olan müsabakımızda yeni ve çok daha yıkıcı bir raunda geçeceğiz.

Baştan, en açık şekilde izah ettim. Çok çok az sayıdaki iyi niyetli Japonları tenzih ederim, geriye kalan Japon yığınlarına Allah lanet etsin. Bunların fert fert ülkemizde bulunmalarını bile istemiyoruz. Ülkemizde sözde diplomatik temsilcilerinin bulunmasını da istemiyoruz. Burada kanımızı döken terör örgütlerini besleyen, onlarla ortak iş tutan, burada iktidarımızı ele geçirmiş hainleri ayakta tutmak için çırpınan Japonlar, TR'de hayat hakkına bile sahip değiller. Sadece sözde elçinin değil, bu mesajımın bir şekilde ulaştığı bütün Japonların da TR'yi en kısa sürede terk etmesinde, onlar için büyük faydalar var. Aksi halde, yaşanacak çok sarsıcı hadiselerden ben sorumlu olmayacağım. Kanımızı dökenlerin, aramızdaki hainlere açıkça kol kanat gerenlerin bizim topraklarımızda mezarları bile bulunamaz. Buradaki Japon ya da Türk işletmelerinde çalışan olarak bulunan Japonlar da derhal TR'yi terk etmeliler.

TR, Japonya ile dost değil, dost olması da mümkün değil. TR, Japonya'nın başka masum milletlere yapmakta olduğu adice muameleleri de görmezden gelmiyor ve gelmeyecek. Japonlar hak ettikleri muameleleri görecekler, yaşayacaklar.

Göze göz, dişe diş, kana kan...