Kripto kimlikli hainler oldukları halde dava adamı rolü oynayanlar bile bunun çoktan farkındalar... Yıllardır büyük bir dikkatle Akademi Dergisi yayınlarını takip ediyorlar, isabet oranını biliyorlar. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde nelere sebep olduğumuzu gördüklerinde de ağızları açık kalıyor. Yıllardır olduğu gibi peşimizden hamle yapmak zorunda kalıyorlar.

Neler olacağını çok iyi biliyorlar, genel hatlarıyla doğruları söylüyorlar ama son kısmını gerçeklere göre değil, temennilerine göre anlatmak zorunda kalıyorlar.

Gizli Ermeni Hüseyin Hakkı Kahveci'yi de dinleyin...

Şu sahtekar ibne de her şeyin farkında, filmin sonunu biliyor. Lakin çoğu kısmını doğru anlatsa da son kısmını kabullenemiyor. Kendisi de gizli Ermeni olduğu, o gördüğü şeyler gerçekleşirse Türkiye'de duramayacağını hatta başına neler neler geleceğini bildiği için, son kısmını kıvırarak anlatıyor.

Tayyip'in siyaset sahnesinde tutulmasına yüzde bir bile ihtimal olmadığını bildiği için, şu şartlarda mecburen sözde millet ittifakına yönlendiriyor insanları...

Yine kandırıyor, yine aldatıyor ve her videosunda "Bu can sizi çok seviyor" demekten de utanmıyor. Utanması olsa, ibne olmaz zaten...

Gizli Ermeni Can Aydoğmuş'u da dinleyin...

Hatta şu rezil herif Sinan Hoca'yı da dinleyin. Son günlerde o da çark etmek zorunda kaldı. Basit oyunlarını, para alarak saha yönlendirmeye çalışmalarını azaltmak zorunda kaldı. O yolun çıkmaz sokak olduğunu iyice anladı ve bu güne kadar söylemek istemediği pek çok şeyi söyler oldu. Her şey aynı şeyi görüyor söylüyor.

- Tayyip'in ve diğer bütün siyasi liderlerinin sonu geliyor
- Siyasi partiler kapatılıyor, rejim değişiyor
- Yeni bir kurtarıcı lider çıkıyor
- Biraz sıkıntılar yaşanacak olsa da Türkiye gerçek hürriyetine ulaşıyor ve uçuşa geçiyor
- Türkiye'ye akıl almaz seviyede yatırımlar geliyor
- İstanbul, yeni bir dünya düzeni kuruyor.
- Yıkılmaz dağ gibi görülen ülkeler dibi görüyor, batıyor. Bazıları parçalanıyor, bazıları tamamen yok oluyor.

İsterseniz yurt dışındaki medyumlara ve astrologlara da kulak verin. Hür idaresiyle ve dürüstçe hareket edenlerin hepsi aynı şeyleri söylüyorlar. Zaten hemen hepsi mfs'yi, İstanbul'u, bu güne kadar neler yaşandığını, söylediklerimin nasıl da gerçekleştiğini biliyorlar.

Mfs'ye aykırı görüşler aktardıklarında nasıl mahcup ve itibarsız olacaklarını da biliyorlar.

Buna rağmen mason tarikatı, kara paracı hükumetler ve gizli servisler, yaşandığına ve gerçek olduğuna inanamadıkları bu gidişatı tersine çevirmek için çok sayıda medyum ve astroloğa yüksek meblağda paralar vererek, aksi yönde de konuşturuyorlar. Zaman zaman bunları tehditle de yönlendiriyorlar.

Kaçınılmaz sonu gördüler ama yine de nasıl zorluyorlar, izleyin...

https://www.youtube.com/watch?v=_VzGAcaa4jc

Aydın Doğan'ı sormuş, "Nerede?" demiş... Keşke cevabını da verebilecek kadar dürüst olsa. Süreci herkes biliyor. Aydın Doğan da Murat Ülkerler de mfs yumrukları yediler. Türkiye'nin ağası, paşası gibi takılıyorlardı. İstedikleri gibi sözde seçimlerin sonuçlarını belirliyorlardı. Seçim süreçlerinde de işlemedikleri suç kalmıyordu. Keyiflerince şahışlara, cemaatlere, şirketlere karalama kampanyaları hatta linç kampanyaları yapıyorlardı. Bana da yapmayı denediler, sert kayaya çarptılar iki kez üst üste...

Sonra, müdahalelerim karşısında bir anda neye uğradıklarını şaşırdılar. Türkiye'de duramaz oldular. CIA, MI6, İngiltere'nin sözde büyükelçisi, İsrail, hiç kimse güç yetirip de onları elimden kurtaramadı. Aynı anlarda Adnan Oktar grubu da karşımdaydı, onları da kurtaramadılar.

Aydın Doğan'ın çekirdek kadrosundan kaç kişi daha hızla sahadan uzaklaştılar, onların da nerelerde olduklarını sorsun... Mfs Türkiye'sine yıllardır neler yaşanarak gelindi, onları anlatsın, dürüst olsun. Aydın Doğan'ın emanetçisi olan Demirören'in da mfs karşısında ne hallere düştüğünü anlatsın.

Onları korumaya ve onlar üzerinden Türkiye'yi ellerinde tutmaya çabalayan hükumetlerin, liderlerin, gizli servislerin, mafyaların ne hallerde olduklarını anlatsın. Nerede Trump? Nerede Merkel? Nerede Putin? Ne halde o Macron ve Netanyahu, bunları da anlatsın.

Kayaların oğlu diye diye, 19 diye diye kıvıracağına, tutup asgari seviyede dürüstlük sergilesin.

Tel Aviv'de büyük kalabalıklar Netenyahu'yu protesto ediyor

Gösteri, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun tartışmalı reformlarını askıya almasına rağmen gerçekleşti.

Mayıs'ta kıyamet kopacak. Anlatamam, çok sert, çok keskin.

Fatih Erbakan geçen sene, ‘Erdoğan aday olamaz’ demiş

Adnan Oktar organize suç ve ihanet örgütü mensubu, Yeniden Refah Partisi'nin Genel Başkanı Fatih Erbakan, cumhurbaşkanı adayı olması için imza toplanırken Cumhur İttifakı'na katıldı. Dolayısıyla Erdoğan'ın üçüncü kez aday olmasına destek verdi. Oysa geçen sene aynı görüşte değilmiş. "3. kez seçime girmesi hukuken mümkün görünmüyor" demiş.

Erbakan, söz konusu görüntülerde şunları söylüyor: “Buna baktığınız zaman 2014 ve 2018 dolayısıyla 2 kere seçilmiş artık 3. kez seçime girmesi hukuken mümkün görünmüyor.”

'Erdoğan size ne yaptı?' sorusuna çiftçinin cevabı..

Seçim güvenliği sıfır

Gazeteci Timur Soykan, İstanbul Ataköy'de lüks bir rezidansın askıya çıkarılan seçmen kaydını paylaştı.

Listede doğuştan TC vatandaşı hiç kimsenin olmaması dikkat çekti.

AKPKK’li belediye başkanına kaçak kazıdan hapis cezası

Balıkesir’de kaçak kazı davasında aralarında Sındırgı Belediye Başkanı AKPKK’li Ekrem Yavaş’ın da olduğu 3 sanığa 4 yıl hapis cezası verildi.

AKPKK’li Sındırgı Belediyesi’nde görevli B.Ç ve M.Ö'nün belediyeye ait traktör ve kepçeyle sit alanında kaçak kazı yapması üzerine soruşturma başlatılmıştı. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, diğer 2 sanık B.C ve M.Ö 4 yıl hapis ve 8 bin lira adli para cezası aldı.

Asla izin verilemez

Sivil yolcu uçaklarında tek pilotlu sisteme geçilmek istenmesinin arka planında büyük bir art niyet var.

Mesele, teknolojinin çok gelişmiş olması nedeniyle ikinci bir pilota gerek kalmamış olması meselesi değil. Bu iddia zaten doğru da değil. Mevcut sivil yolcu uçakları en az iki kişilik pilot ekibi için tasarlandılar ve imal edildiler. Bu uçakların bu tasarıma rağmen tek pilotla kullanılması doğru değil. Bu uçakların kısa süreç içinde teknik olarak dönüştürülmesi de mümkün değil.

Kara paraları iyice kesilince, sömürgecilik faaliyetlerinin önü iyice kapanınca çok büyük mali krizlere giren sözde medeni ülkeler, bu kriz şartlarında havayolu firmalarını ayakta tutmaya çabalıyorlar. Bunu yaparken, insanların/yolcuların canlarını riske atmaktan da hiç çekinmiyorlar.

Türkiye'de, bu art niyetli çabalara destek mahiyetinde çıkışlar yapanları, sözde haberler yapanları görmek istemiyorum. Firmalar peş peşe batacaksa bile (açıkça batmaya başladılar ve bunun olacağı yıllar öncesinden kesinleşmişti) yine de insanların canı hiçe sayılamaz.

Piyasanın kuralı bellidir, yapamayanlar çekilir ya da batar, yapabilenler yoluna bakar.

Yıllardır yazıyorum, ben sivil hava taşımacılığında bir gelecek göremiyorum. Ancak peş peşe çok çok büyük buluşlar, gelişmeler yaşanmalı ki bu saha faaliyetine yoğun şekilde devam edebilsin. Aksi halde denizde ve karada çok çok hızlı ve emniyetli şekilde ilerleyen, masrafları da düşük olan araçlar yaygınlaşacak ve tercih edilecek.

Yakın gelecekte neler olacağı bu günden belliyken, buna göre hamleler yapmayanların hatta bunu önlemek isteyenlerin feci akıbetlerini kimse dert etmek zorunda değil. Onların lüzumsuzluklarının sıkıntısını insanlar/yolcular çekmek zorunda değil.

Şu anda, dünyanın en önde gelen havayolu şirketleri bile batak haldeler. THY de batak halde... Katar havayolu da öyle... Asya'dakiler de öyle ve hepsi de bu sonu bile bile tercih ettiler. Sivil yolcu uçakları ile kara para işleri yapılmasına bundan sonra hiç izin vermeyeceğiz ve çemberi iyice daraltacağız. İşte o zaman iflas fırtınaları yaşanacak ve buna kimse mani olamayacak.

Venedik'te kargo gemisi karaya oturdu

Genel kargo gemisi Nordic Kylie, Venedik'in Marghera limanından ayrıldıktan kısa bir süre sonra Marghera Kanalı, Venedik Lagünü'nde karaya oturdu. Gemi, yaklaşık yarım saat sonra kendi imkanlarıyla kendini kurtarmayı başardı.

New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne yıldırım düştü.

Ordu, Fatsa’da, vatandaşların Kızılay’a bağışladığı kıyafetler ve yardım kolileri, İsmailağa Cemaati’nin kaçak yurdundan çıktığı iddia edildi.