Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.6K photos
24.9K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ankara'da kimyasal madde üreten fabrikada yangın: 1 ölü, 3 yaralı

Ankara'nın Kahramankazan ilçesi Keresteciler Sitesinde kimyasal madde üreten fabrikada çıkan yangında 1 kişi hayatını kaybederken 3 kişi yaralandı.
Akademi Dergisi
Kızılay Başkanı karaparacı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık’ın, 10 ay önce Yeşilay’da ‘uzman yardımcısı’ olarak göreve başladığı ortaya çıktı. Daha önce Kınık’ın oğlu Muhammed Furkan Kınık’ın da TRT’de çalıştığı kamuoyuna yansımıştı.
Genç Kızılay Başkan Yardımcısı Furkan Özdemir'in, resmi site'de bulunan özgeçmişinde “5. sınıfta okul başkan yardımcısı, 8. sınıfta okul başkanı” yazdığı ortaya çıktı. Gelen tepkilerin ardından site bakıma alındı.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İstanbul Sultangazi'de bulunan Alibeyköy Barajı'nda suyun çekilmesiyle otomobil ortaya çıktı.
Akademi Dergisi
ABD'de yaşanmakta olan ve bitmek bilmeyen afetlerin bir sebebi de bizim son yıllardaki mücadelemiz. Dünyanın iklimini suni yollarla kontrol altında tutan çok yüksek teknolojili sisteme yıllardır zarar veriyoruz ve bunu yaklaşık iki buçuk senedir ara ara yazdım…
Güney Afrika'da obruklar çoğalıyor

Birkaç hafta önce Boksburg şehrinin Rondebult Yolu üzerinde büyük bir obruğun keşfedilmesinin ardından, Plantation Farm yakınlarındaki Heidelberg Yolu boyunca 5 obruk daha tespit edildi. Yolun bir kısmı EMPD (Polis) tarafından kapatıldı.
Akademi Dergisi
Tamamen hukuksuz, tamamen keyfi ve hükümsüz olan o kararı kimsenin tanıması ve itaat etmesi gerekmiyor. Hukuka uygun olmayan kanun olamaz. Kanuna uygun olmayan emir ve yasak da olamaz. Olursa, kimsenin itaat mecburiyeti olmaz.
Kayseri 2. İdare Mahkemesi, Kayserispor-Fenerbahçe maçı için getirilen deplasman yasağındaki yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Bu karar ile Fenerbahçe taraftarı maça girebilecektir.
Akademi Dergisi
Çıkardığı imar affıyla depremde yıkılan onbinlerce binanın birinci dereceden sorumlusu ve hayatını kaybeden yüzbinlerce kişinin katili sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı, tescilli vatan haini Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesinde millet feryad ederken…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
2017- Adıyaman, Samsat depremindeki mağdur vatandaşların 6 yıldır kalıcı konut beklediği ortaya çıktı: "Bir konteynerde 7 kişiyiz. Yattığımız zaman kimin ayağı kimin kafasında belli olmuyor. Psikolojimiz bozuldu."
Yoruma bile gerek yok. Şunların peşinde giden de destek veren de emirlerini dinleyen de insan türünden sayılamaz.
Akademi Dergisi
Yunanistan halkı, hükumetin istifasını istedi Yunanistan’da halk dün geceden beri tren kazası nedeniyle sokaklarda protesto düzenliyor. Sadece ulaştırma bakanının istifası değil, hükumetin istifası da isteniyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Haber Türk spikeri Serap Belet: “Dün tren kazasından sonra Yunan bakan istifa etti. Bu bana Çorlu tren kazasını hatırlattı. Bugün ise 45 binden fazla insanı kaybettik. Tek bir kişi bile sorumluluk hissetmiyor.”
GSM şirketlerine soruşturma açılsa ne olur, kararları aslında hakimler değil, arka plandan mason tarikatının üstadları veriyor.

Zaten o GSM şirkerlerine "Afet bölgesinde iletişimi kesin, sahayı faaliyetlerimize ayarlayın" diyen de aynı mason üstadlar...

Hala organize haldeki ihanetleri, kasıtları göremeyen kaldıysa, bu işleri bırakıp seyyar satıcılık yapsın. Milleti de boşa oyalamasın. Millet onları muhalif ve vasıflı kişiler zan ediyor.
Askerlerimizin ilk anda sahaya inmesine sebep oluyordum, iniş başlamıştı ve sonra zorlanarak durdurdular. Peşimden hamle yapmasını beklediğim binlerce kişi, "Mesele bu defa devlet, vatan, millet, bir şeyler yapmalıyız. Enkaz altında yüz binlerce insan var. Bu işin devamında milli güvenlik krizi de var." diyerek o hamleleri yapsalardı, askerlerimizi sahaya indirmeme hainler mani olamazlardı. Tepe kadrolar mani olamazlardı.

Sözde muhalif olan o kişiler, peşimden gerekli hamleleri yapmak yerine korka korka geri durdular. Onların bu hallerine rağmen sahada pek çok şeyi yönlendirdim ve onlar zamanla saklandıkları yerden ses verebildiler. O da samimiyetsizce ve cılız sesler oldu, oluyor.
Askerlerimizin sahaya inmesi hususunda Tayyiple Hulusi ve Soysuz arasındaki tartışmalar, karar ayrılıkları v.s hepsi film fırıldak... Aciz kalarak buna göz yumuyorlardı ve sonra toparlandılar.

Hala bunları, o gece baş hainler arasında yaşananları, olduğundan başka türlü şekilde ve "Sarsıcı gerçek" diye millete anlatanlar da bu işleri bırakıp seyyar satıcılık yapsınlar. Aralarındaki tartışma "Hani indirmeyecektik, siz ne yapıyorsunuz. Sakin olun, bir şey olmayacak. Korkmayın" türünden tartışmaydı.
Bu depremi, o hainlerin hepsi de önceden biliyordu ve hepsi de kararları önceden biliyordu.

Askerin sahaya indirilmeyeceği de önceden kararlaştırılmıştı. Bunun asıl sebebi de darbe korkusu falan değil. Asıl hedefleri sahayı, milyonlarca insanı ve o toprakları sahipsiz ve yardımsız bırakmaktı. Bunu sağlayabilmek için en başından beri adeta çırpındılar, hala çırpınıyorlar. Aldıkları kararlara, o kararları hangi vakitlerde aldıklarına, geriye doğru dönüp bir bakın. Her şey açıkça gözler önünde... Şuradan bile yol bulsalar, şu hali tersine çevirecekler. Oysa şu anda bile devletimiz hainlerden alınsa, bölgenin bütün acil, öncelikli sorunları kısacık sürede ve sadece Türkiye'nin imkanları ile çözülebilir.

Şu depremlerden sonra, bu güne gelindiğinde, her şey çok başka olacaktı. Bin beter bir halde olacaktık şu anda... Onların planları yüzde doksandan fazla oranda bozuldu.
Sahaya böyle müdahaleler yapılmasını, devlet içinde devlet olunmasını, kendilerini bu kadar zorlayacağımızı, planlarından haberdar olmamızı, hızlı kararlar ve müdahalelerle sahadaki kontrolü büyük oranda ellerinden almamımızı, milletimizi yardım için ayağa kaldırmamızı, yardımların elden yapılmasını istememizi, yağmacıları ezmemizi, basın ve medya hainlerini ezmemizi, bulaşıcı hastalıklara izin vermememizi ve yaptığımız onca şeyi hiç beklemiyorlardı.

İşte İsrail'in ve Çin'in bile sözde yardım ekiplerinin halleri basına da yansıdı. "Sizi yıktık, işte buradayız ve buraya bayrak diktik. Devletiniz aciz, hepiniz çaresizsiniz." dercesine görüntüler, mesajlar vereceklerdi, doğru düzgün sahaya bile inemediler. Görüntüden ibaret birkaç kurtarma eylemi yapıp def olup gittiler. Görüntüyü zor toparladılar, o kadar aciz kaldılar. Çevremize doluşan düşman askeri unsurları da neler neler yaşadı.