Proton VPN'yi kullanmayın. Sisteme çalışıyor. İstihbarat maksatlı kullanılıyor.

"Bu günler geçecek, sizi bulacağız."

Kahramanmaraş'ta evleri yağmalayan yabancı uyruklu şahıs ile Türk vatandaşı arasında yaşanan olaya ait görüntüler.

99 Marmara depreminden sonra da aynı ülkeler, aynı maksatla Türkiye'ye geldiler. Güya acil kurtarma ve yardım ekipleri ve ayrıca gıda yardımları v.s. getirdiler.

Oysa devrin Sağlık Bakanı Osman Durmuş, onların organ ve insan ve ziynet eşyası kaçırmalarına mani olmak için çok direndi... Sözde yardım/kurtarma ekiplerini de gemilerini de kan yardımlarını da istemedi, ret etti.

Aydın Doğan medyası başta olmak üzere, bilinen o sözde Türk basın ve medya kuruluşları, şu anda olduğu gibi, o vakit de mason tarikatından idare ediliyorlardı. Durmuş'u ağır şekilde linç ettiler, ezdiler. Eş zamanlı olarak siyasi sahada hükumet üyeleri de Durmuş'un üzerine çok gittiler.

Aynı sistem şu anda işleyemiyor. İstanbul engeline takılmış vaziyette ama direniyor, işlemek istemiyor. Herkes bunun farkında olsun ve her ihtimale hazırlıklı olsun. Bu defa bu sistemi tamamen çökerteceğiz. Türkiye'de onların tesis ettiği mevcut rejimi bile değiştireceğiz. Gerçekten hür bir ülke ve devlet olacağız.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ecevit-bakan-a-cok-kizdi-kes-sesini-39097799

Twitter'a erişme engeli uygulamaları bile aslında onların aleyhine döndü.

Bocaladılar, ne yapabileceklerini bilemiyorlar. Hızla çöküyorlar.

Soysal medya hesaplarımızın başına bir şey gelirse, www.mfs.tv adresindeki sistemizden bütün paylaşımları anında görebilirsiniz...

Ona da bir şey olursa, www.mfshaber.com adresinden devam edeceğiz. Ona da bir şey olursa, başka adresler de duyuracağız.

“Deli Mi Ne?” isimli Youtube kanalının sahibi, Hatay’da kendi hayatını riske atarak enkaz altından bir vatandaşı kurtardı.

İnanılır gibi değil ama kendisi depremin ilk anlarında bu evi paylaştı, yardım istedi, yardım gitmeyince Antalya'dan saatlerce yol gidip kendisi çıkardı.

Malatya, Hürriyet Parkı'ndan gelen görüntülere göre sığınmacı görünümlü haydutlar konaklara, Türk vatandaşlar çadırlara yerleştiriliyor.

"Bizim vatandaşımız çadırlarda kalıyor, gelen yardımların hepsi mültecilere gidiyor."

Bir uçak gemisi daha gönderiliyor

Dünyanın her yerinde kara ve kanlı para işleri yapan, savaşlar çıkartan, terör örgütleri kurup kullanan, mafyalarla çalışan Amerika Birleşik Devletçiklerinin, USS George W Bush isimli uçak gemisi de sözde arama-kurtarma ve yardım faaliyetleri iddiasıyla Türkiye'ye doğru gönderildi. Bir yandan Instagram'a erişmeye de engeller konuldu.

Ne imiş, afetlerden sonrasındaki insani yardımlarmış bunlar... Çok bilgi kirliliği, provokasyonlar, dolandırıcılıklar varmış da sosyal ağlar o nedenle kısıtlanıyormuş.

Çoluk çocuk bile inanmaz bu yalanlara...

Onlarca ülkenin eş zamanlı işgal teşebbüsüne karşı son hazırlıklarımızı da tamamlıyoruz.

Hala bir tek paylaşımla bile, konu komşu ve akrabalarını ikaz ederek bile bu mücadelenin içinde bulunmayanların, yatacak yerleri yok. Bu millet bu hürriyet mücadelesini kazandıktan sonra bu ülkede yerleri de yok.

Yayınlarımız Twitter'da yayılıyor diye, artık Twitter algoritmaları sansürleyemiyor diye de Twitter'a erişmeyi kısıtladılar.

Sahadaki adamları da bunu bilmediği için, çıldırdılar. "Ne diye şimdi Twitter'ı kapattılar" diye isyandalar. "Para vuramaz olduk, sistem takıldı" diye kızıyorlar.

Instagram'a erişme engelleri çıkartmalarının asıl sebebi de bu... On yıldan fazladır yayınlarıma uygulanan sansür artık kırılıyor. Sistem buna karşılık veremiyor.

İsmim geçmese ya da "Akademi Dergisi" ifadesi geçmese bile algoritmalar, yapay zekalar, benim yazılarımı, iddialarımı, üslubumu tanıyorlar.

Yazılarımın benzerleri yazıldığında da biliyorlar engelliyorlar. Daha doğrusu engelliyorlardı, şimdi sayı o kadar arttı ki engelleyemiyorlar.

Afet bölgesinden kurtulduktan sonra ülkemizin batı ve kuzey batı kısımlarına giden vatandaşlar var. Bunların arasında, hiçbir şeyi umursamayan, sadece kendini düşünen, o bölgede bıraktıklarını da düşünmeyen, vatan-millet hassasiyeti bile kalmamış bir yığın var.

Muhtemelen onlar, gelecek diğer afetlerde ibret-i alem olarak ölecekler.

"Doğudan gelmişlerdi, buraya sığınmışlardı. Şimdi buradaki afette öldüler." denilecek.

Yangın yer altından geliyor.

Dünyanın en önde gelen kaçakçı ve kara paracı ülkelerinden biri olan Rusya'nın, sözde Acil Durumlar Bakanlığı, başında bir hükumet bulunmayan Türkiye'de, başıboş ve kanunsuz faaliyetlerine devam ediyor.

İskenderun Limanı bölgesinden yangın söndürme çalışmalarına ait görüntü paylaştılar. BE-200 amfibi uçağı gün içinde 6 kez yangın bölgesine su bırakmış, toplamda 600 ton su bırakılmış.

Lakin yine de "Yangını söndürdük" diyemediler. O halde? Neyden emin olabildik? Yangın yer altından geliyor. Orada yer altında bir tesis var. Gizli bir şeyler var. Bunun akılla, mantıkla, bilimle, başka türlü bir izahı yok. En iyi ihtimalle kaçak, kayıt dışı bir boru hattı var.

Sonunda da kaçak işin kaçakçı sahibi devreye girmiş ve söndürmeye çalışıyor. Bu anlaşılıyor, başka bir şey değil...

Her yolu deniyorlar

Sınırlarımız içindeki milyonla sözde mülteciyi, sahada yağmacılar olarak kullanıyorlar. Onların ihtiyaç duyduğu bütün şartları hazırlamak için çırpınıyorlar. Şimdi bir de tam zamanında sınır kapısını açtılar ki kaçırılanlar Suriye'ye götürülsün. Suriye'deki otorite boşluğu sayesinde, oradan dünyanın her yerine rahatça dağıtılır. Sözde yardım maksatlı kullanılacak gemiler üzerinden bunu kolayca yapamayacaklarını anladılar, şimdi Suriye tarafını kullanıyorlar. Talimatı Tayyip verdi. Öncesinde Esed ile görüştü, anlaştı. Orada zaten emirlerine amade olan sözde cihatçı çeteler, terör örgütleri dolu... YPG/PKK falan da hep işin içinde, eskiden beri hep beraber çalışıyorlar. Depremzede bebekler, çocuklar hatta mümkün olursa yetişkinler bile şimdi bir yandan Suriye'ye de götürülüyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:

"Cilvegözü sınır kapısı açık. İki kapının da açılması için çalışıyoruz. Bu siyasi değil insani bir konu. Gelen yardımların Suriye'ye ulaşması adına gerekli desteği de veriyoruz."

Bu hususu yalanlıyor ama yalan değil, gerçek. Çok daha sarsıcı gerçekler var. Devlet gücümüz, aleni şekilde milletimizin aleyhine kullanılıyor. Her yerde, her kısımda ve aleni şekilde aleyhimize kullanılıyor.

Zaten devamında gelen sosyal medya yasaklamaları, sınırlandırmaları, buna izah getirmeye çalışırken kurdukları cümleler, yüzlerinin ve gözlerinin halleri, her şey gözler önünde... Zihniyetleri, niyetleri, işleri, her şey açıkça gözler önünde...

Söverek, sayarak, tehditler savurarak bu çözülmeyi, bu ifşayı durdurmayı denediler. O çıkışları da ayrıca aleyhlerine döndü, dönüyor. Sadece çatışma kısmı kaldı. Çatışacağız ve devletimizi bunların elinden alacağız. Her an bir yerde o çatışma patlak verecek ve ardı su gibi akıp gelecek.

Fester Abdü, jammer (sinyal kesici) ile diğer cihazları birbirinden ayıramayacak bir kişi değil... Sonra kendisine baskı kurulduğu için, talimat aldığı için aksine bir açıklama yaptı. O açıklamayı hür iradesiyle yapmadı.

Kimsenin de karadaki araçlarla sinyal yayarak, hangi binaların yıkıldığını tespit ettiği falan yok. Öyle bir uygulama yok. Buna kimse de inanmaz.

Gündüz vakti helikopterle uçularak ya da İHA hatta bir güçlü dorne uçurularak, görüntüler bilgisayarın uygulamasına aktarılarak bu işlem yapılıyor zaten... Bu şekilde çok kısa sürede tarama ve tespitler yapıldı zaten.

Öyle suç üstü oldular ki uyduracak yalan bulamadılar.

İnsan ve organ kaçakçısı Yunanların, sözde acil yardım iddiasıyla göndermek istediği C-130 kargo uçağı da sinyale girdi.

Bu tür uçaklar, uçan tenekeler... Bunları düşürmek çok kolay bir iş.

Çoktandır zaten Yunan tarafının jetleriyle dalgamızı geçiyoruz. İlan ede ede kaç tanesini düşürdük.

Sözde muhalif kanal... Sizin muhalifliğiniz de ancak bu kadar olur zaten...

Gizli Ermeni dolu Halk TV, Kahramanmaraş'ta harp kaçkını/ haydut Suriyeli grupların yağma yaptığını söyleyen Avukat Zeki Çekici'yi hattan aldı.

Sunucu, 'Çok da öyle demeyelim' diyerek müdahale etti.