Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.8K photos
25.1K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Allah dünyada her şeyi en mükemmel dengede yarattığı gibi, bu kısmı da en mükemmel dengelerle yarattı.

Lakin, suni müdahalelerle bu dengenin bozulmasının önünü kapatmadı. Çünkü burası imtihan dünyası... Çünkü burada iyilerle kötülerin mücadelesi olacak. Bu nedenle burada iyiliği de kötülüğü de izin veriyor ama iyiliği ödüllendiriyor, kötülüğü ise cezalandırıyor.
Yeryüzündeki devletlerin hükumetlerini elinde oynatan ve yer altındaki devasa şehirlerde yaşayan uzaylı türlerden bazıları, şu zamanlarda, bu konuda dehşetli planlara sahipler.
Ege denizinin dibinde, çok ileri teknolojili araçlar kullanarak, deniz dibindeki suyu büyük bir hızla dondurmayı ve yüzeydeki su seviyesini büyük bir hızla yükseltmeyi planladılar. Bu şekilde hem Ege bölgemizi hem de Yunanistan'ı sular altında bırakmak istiyorlar. Bunu yaptıklarında çok büyük ihtimalle Marmara denizi de kabaracak ve Marmara bölgesi de dev dalgaların altında kalacaktır.

Bu tekniği kullandıklarında, deprem yapmaları da gerekmiyor. Deprem yapmadan da dev dalgalar yapabiliyorlar.

Daha önce bahsetmiştim ki denizlerdeki suları kontrol etmelerine, kabartmalarına, dev dalgalar oluşturmalarına yarayan teknoloji onların elinde binlerce senedir var ve o araçların adına yeryüzünde Poseidon diyorlar. Mitoloji denilen o konuların hepsinin kısmen gerçeklik payı var. Binlerce sene önce dünyada o teknolojileri kullandılar, insanlar gördüler yaşadılar ama insanları ayrıca kandırıp "Tanrılar bunları yapıyor" dediler. Şu tanrısı, bu tanrısı dediler, tevhid inancını bu şekilde de bozdular. Oysa su tanrısı, gök tanrısı, falan filan tanrısı dediklerinin hepsi, ileri teknolojili cihazlar, araçlardı.

Bu hususları daha önce yazmıştım
Gerçek Tayyip Erdoğan ve gerçek Emine Erdoğan, ölmemişlerse bile yeraltı şehirlerinden birinde uyutuluyorlardır. Şu anda bunların suretlerinde imal edilmiş olan biyonik robotlar sahada... Bizden darbe aldıkça iç dış değiştirmeye çalışıyorlar.

O iki karakter, o iki biyonik robot, şu yukarıda anlattığım planların hepsini de biliyorlar, daha fazlasını da biliyorlar. Buna göre sahayı yönlendiriyorlar.
O iki biyonik robotun içinde görevli olan uzaylı insanlarla, İngiltere ve İsrail'in idaresini elinde tutan biyonik robotların içindeki uzaylılar, arka plandan anlaştılar. Uzaylı insan türleri arasındaki anlaşmalar gereği, yeryüzünün siyasi, mali, askeri, dini bütün dengeleri ayarlanmak isteniyor.
Bunlar anlaşırken Tayyip ve Emine rolündeki uzaylılar "Bizim Türkiye'de gücümüzün kaybolmasına izin vermeyin. İktidarı kaybetmemize izin vermeyin. İstanbul'u/Mfs'yi durdurun. Sizin Türkiye'de yapmak istediğiniz her şeye yardımcı olalım" dediler. Zaten hala ayakta durması imkansız olan borsa da bu anlaşmalar gereği ayakta tutuluyor. Döviz kuru da bu anlaşmalar gereği sabitlendi. Şu anda İstanbul, bu hükumeti onlarca kere yıkmış, geçmişti ama Ankara hükumetini ayakta tutmak için adeta dünyada yerin altı ve üstü seferber edildi.
Bu anlaşmanın icabı olarak şu anda Türkiye devletinin bütün gücünü, İngiltere'nin ve İsrail'in menfaatine olacak şekilde sınırlandırıyorlar, kilitliyorlar, işlemez hale getiriyorlar. Çünkü anlaşma yaptıkları uzaylı taraf, büyük İsrail projesini de yürüten taraf... Vatikan'la da iyi anlaşan taraf... Buraların Yahudi ve Hristiyan memleketi olmasını istiyorlar. Daha doğrusu, o görüntüde olmasını ama aslında satanist bir milletin oluşmasını istiyorlar. Batılıların getirildiği felaket hale getirmek istiyorlar. Yoksa yahudilere, hristiyanlara da kıymet verdikleri yok. Zaten batıda da doğu da gerçekten hristiyanlar ya da yahudiler yok. Onların istediği ayarda sözde hristiyanlar sözde yahudiler var.

Dünya üzerindeki bu Deccaliyet sistemine gerçekten karşı duran, direnenler sadece gerçek müslümanlar... Onların şu andaki merkezi de İstanbul... Bu merkezi de bu teşkilatı da artık tamamen yok etmek istiyorlar.
Ayrıca, dünyada yeraltı şehirlerinde gizlice ve binlerce yıldır yaşamakta olan... Zülkarneyn devrinden beri yaşamakta olan uzaylı türlerin tamamına yakını, İstanbul merkezli bu mücadelenin bir şekilde ezilmesi, durdurulması kanaatine sahipler. Bu nedenle de saha saldırgan taraflar için oldukça müsait şartlarda...

Yani uzaylı dengeleri arasında da bu saldırı rahat şartlarda yapılabiliyor. Bu nedenle o gölgesinden korkan Tayyip karakteri, çıkıp oraya buraya rest çekebiliyor. Biz dünya insanlarının, hususiyle Türkiye milletinin aciz zavallılar olduklarını düşünüyorlar. İşte burada çok yanıldılar ve bu işte de İstanbul onların planlarının çoğunu bozdu, bozmaya da devam ediyor, edecek.
Suni depremler ve sonrasındaki kasıtlarıyla ölmelerine sebep oldukları herkesi, İblis'e kurban ettikleri kişiler olarak görüyorlar.
Onun bunun çocuğu...

Yağmacıları değil de yağmacılığa karşı mücadele etmeye çalışan, yağmacılığa karşı devletin gücünü sahada görmek isteyen vatandaşlarımızı tehdit ediyor. Hem de bizim devlet gücümüzü bize karşı kullanarak bunu yapıyor...

Bozuk plak Fuat Oktay: "Sosyal medya üzerinden yok yağmalanma yapılıyor yok bilmem ne olayı çığrından çıkarıp başka boyutlarda olayları tetiklemeye çalışanlara gereğini yaparız. Yapacağız da. Yapmama şansımız yok." dedi.

Yağmalama hadiselerini gösteren yüzlerce videoyu on milyonlarca vatandaşımız izlemişken, çıkıp resmi yetkili olarak "Yağmalama haberleri doğru değildir." diyebildi. Sözün bittiği yer çoktan geçildi. Hiçbir devlet görevlisi, bunların emirlerine itaat etmeyecek. Eden, kendini yakar.

O biyonik robotun içinde çok uzaylı öldü... Şu anda içinde olan da ölecek.
Bebeklerin ve çocukların kaçırıldığına dair yaptığım yayınlardan sonra, tamamen Ermeni/Çingene insan şeytanlarının kontrolünde olan sözde Aile Bakanlığı, bebeklerin ve çocukların sorumluluğunun bakanlığa ait olduğunu açıklamıştı.

Bu açıklamanın üzerinden 24 saat bile geçmeden e-devlet sistemi üzerinden deprem bölgesindeki bebek ve çocukların sözde evlat edindirilmesi için başvuru bölümü açıldı.

İstedikleri kaçırma düzenini sahada tesis edemediler ve bu defa devlet kurumlarını bu kaçakçılık işinde daha yoğun kullanmayı tercih ettiler. Bu başvuru bölümünü göstermelik açtılar. Bulunan bebekler ve çocuklar sistem içerisinde satılmaya başlandı. Bu bebek ve çocuklar özellikle cumhurbaşkanlığı forslu her türlü araçlarla olay mahalinden götürülüyorlar.

İsrail, İngiltere ve ABD yine bu insanlık dışı işte başı çekiyor. Güya yardım gönderen onlarca hükumet de bu işin içinde...

O bebekler ve çocuklar, dünya genelinde, satanist ayinleri yapan pisliklere, sübyancı ve işkencesi sapıklara, zorla fuhuş yaptıran mafyalara/gizli servislere, organ işi yapan gizli servislere ve mafyalarına satılıyor.
Resmi yetkili olsun ya da olmasın, sahada bebek, çocuk, organ kaçıranların epeyi bir kısmı Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütünün mensupları... Onlar da doğrudan İsrail'e ve İngiltere'ye çalışıyorlar.
Halkın yakaladığı, linç ederek emniyet ya da jandarma mensuplarına teslim ettiği kişiler arasından... Avukatı olanların avukatları araştırılacak. Barodan devlet tarafından avukat atanacak olanları varsa, atanan avukatlar araştırılacak. Onların da çoğundan yol Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütüne çıkacak.

Adnancıları çoktan çökerttik. Paraları yok, ümitleri yok, bu onlar için de son bir ümit oldu ve bu felaketten vurgun vurmak için çırpınıyorlar.
Akademi Dergisi
İstiyor, istiyor, o da istiyor Çünkü sona geldiler ve iyice psikopata bağladılar. "Gelin, milyonlarca kişi Ankara'yı basın, kaçak sarayımı da meclisi de bakanlıkları da kuşatın. Biz insan sınıfından değiliz, tekrar insana da asla dönüşmeyiz. Kafalarımız…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Bir vatandaş, yakının enkazdan çıkardığı cesedini elleriyle arabaya yükledikten sonra isyan etti:

"Buranın 7 tane milletvekili var, nerede bunlar? Yarın kapıma gelip oy isteyeceksin. O zaman ne diyeceksin bu cenaze hakkında?"
O ülkelerin hepsi arka plandan paslaşıyorlar ve İstanbul'a inat bir şekilde sözde yardım ekipleri ve gemileri göndermeye devam ediyorlar.

Öncü işgal kuvvetlerinin adını yardım ekibi koydular. Hain Ankara hükumeti de onlarla anlaşmalı halde, hatta çoğundan talimat alır halde faaliyet yürütüyor.
Akademi Dergisi
Antakya’da yağmacılık yapan şahıslar yakalandı.
Uzman olan kişiler, şu diz çöktürülmüş pisliklere baktıkları gibi anlarlar... Onlar, sıradan/halktan kişiler değiller. Ya askerler ya polisler ya milisler ya da teröristler... Kesinlikle eğitimliler ve organizeler... Ve kesinlikte Türk değiller...

İhtimal ki bu güne kadar başka zamanlarda/vakalarda da ele geçirilmişlerdir ve sonra AKPKK-MHPKK hükumetinin/çetelerinin marfiyetiyle defalarca serbest bırakılmışlardır.

Bu gibileri kimse teslim almasın. Kafa başına bir kurşunla işlerini bitirsinler. Hatta hiç kurşun ziyan etmeden kafalarını ezsinler, üzerlerine biraz moloz atıp yollarına baksınlar.

Bunlardan bu ülkede birkaç milyon tane var ve hepsini infaz edeceğiz. Ceza evi süreci ya da sınır dışı edip bırakmak falan yok... Herkes ettiğini bulacak. Bunların ağa babaları da bulacak.

Askere, polise hesap sorulmaz. Ne vebal varsa benim üzerimde... Herkes bunun iyice farkında olsun.
Akademi Dergisi
Bakalım, aynı merkezden idare edilen Ekşi Sözlük'ün görünür sahipleri, bu kayda ne yapacaklar.
#SONDAKİKA 🔴

🔻Ekşi Sözlük'e erişim sorunu yaşanıyor.

Korkuyorlar, korkudan titriyorlar. Ayaklarının altındaki zemin kayıyor. Enkazın altında şimdi kendileri kalacaklar. Ne yapabileceklerini şaşırmış vaziyetteler. Çoğu kaçmayı düşünüyor ve uçaklar hazır bekletiliyor.

Kısa süre sonra, yerli yabancı sözde acil kurtarma ekiplerine açıkça sıkıldığının haberlerini de göreceksiniz.