İsrail'i ayaklarımın altında eze eze yok edeceğim. Orada bir tane Yahudi, bir tane satanist, bir tane mason, bir tane kara paracı, bir tane haham, bir tane tefeci, bir tane bile insanlık düşmanı bırakmayacağım. Bunu, onlar istediler... Öyle ki geçmiş devirlerde yaşadıkları toplu öldürülmeler, bunun yanında hiç kalacak. Dünyayı artık bu pislikten temizleyip kurtaracağım.

Bunu en kısa sürede yapmak için, yeraltı uzaylı şehirlerini bundan sonra daha da şiddetli ve hızlı şekilde yıkıp geçeceğim. Söz mü, yemin mi, hiç gerek yok... Sözüm zaten kanun, bu dediğimi de yapacağım.

Almanya'nın içindeki İsrail'in tamamen imha edilmesi ve oyundan düşürülmesi sürecine bundan böyle daha da öncelik vereceğim.

Benim adım mfs... Sarsılmaz dağ gibi, Kaf dağı misali meydandayım. Aşılmazım, geçilmezim. Şu andan itibaren fragman bitti ve film başladı. An itibariyle kılıcım kınında değil.

Haydi, reste reste, atara atar. Gerçek çatışma kısmına geçiyoruz.

Düşünmeyin, devam edin.
Ben her kısmını düşünüyorum, planlıyorum, şartlarını ayarlıyorum.

İncirlik üssünü ateşe verin gitsin. Uçakları da içindeki canlıları da yakın gitsin. Tekrar ediyorum, hiç kimse hiçbir şeyden çekinmesin. Öncelikle oraya çevirme yapmış olan hainlere sıkılsın. Hatta onlar da diri diri ateşe verilsin.

Türkiye burası, kim posta koyabiliyormuş, bir görelim.

Türkiye'de en az 100 bin kişi öldü. Sayı 200 bini bile geçebilir.

Bunun misillemesi olarak, çok sayıda ülkede çok yüksek sayıda kişi ölecek. Bu saldırının arkasındaki ülkelerden biri de ABD... Sadece ABD'de ölecek kişi sayısı 10 milyonun üzerinde olacak...

7 Şubat 2023, TSİ 02:15 itibariyle bunu yazdım ve yayınlıyorum. Bakalım, onlarca kere olduğu gibi, bir gün gelince, geriye dönüp bu yayını da hatırlatacak mıyım... Bakalım onlarca şeyi ilan ede ede yaptığım gibi, bunu da yapacak mıyım.

Haydi bakalım...
Oyun öyle oynanmıyor, böyle oynanıyor. Bu işin arkasındaki asıl taraf olan uzaylılardan ölecek insan sayısı, çok çok daha yüksek olacak. Milyarlarca olacak...

Sizin atom bombalarınızla bile dalgamızı geçeceğiz, anlayabildiniz mi?

“Şehri de enkazdaki insanları da kaderine terk etmişler. 6 Şubat 18:23 ve hiçbir yardım ekibi burada bulunmamakta.”

"Boşuna mı yaptık depremi... Böyle restleştik ve yıktık, geri adım atarak şimdi bir de yardım mı göndereceğiz?" diyorlar...

Sahadaki adamları da "Afetle mücadele mi edilir, afetten kaçılır." diyorlar, gülüyorlar, kaçınıyorlar. Zaten her yeri kendileri gibi kripto kimlikli, karaktersiz, korkak, vasıfsız, namussuz adamlarıyla doldurdular.

Evet, imar affı cinayettir hatta toplu katliamdır. Bunu bir kez daha uygulama sahasında acı acı gördük, yaşadık, yaşıyoruz. Bu da demokratik seçim sisteminin sebep olduğu bir vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Seçim kazanmak için af üstüne af çıkartanlar, şu anda yüz binlerce kişinin daha kanına/vebaline girmiş oldular.

Daha kötüsü ise, hala seçim kazanma maksadıyla ve tamamen hukuksuz şekilde, türlü hususlarda af üstüne aflar çıkartılıyor olması...

Şunları insan sınıfından sayarak muhatap almak, insanlığa ihanettir.

Çoktan insanlıktan çıkmışlar ama memleketin idaresinde olan kişiler bunlar... Bu da demokratik cumhuriyet rejiminin bir pisliği... Ne kadar hırsız, peşkeşçi, namussuz, yalancı, nitelikli dolandırıcı, dinsiz/kitapsız, münafık hayasız varsa, hepsi devletlerin başında...

Çoktan infaz edilip mezar yeri bile verilmeyecek olan insan şeytanları, inanılır gibi değil ama hala devlet kademelerinde bulunuyorlar.

Şuna kim neyin cevabını versin, şuna hangi söz tesir etsin? Böyleleri karşısında işe yarayacak tek şey kurşun... Onu israf etmemek lazım. Bir tane yeterli...

Köpek desen, köpeklerin suçu yok, onlara hakaret. Bu gibilerin tasmalarını çözmüşler, meydana salmışlar.

Ya şu pislik herife ne demeli?

En başından itibaren taktılar Tayyip'in koluna, daha doğrusu Tayyip'i onun koluna... Herkes değişti, o kaldı... Beyaz Saray'ın tasmalı sadık iti...

Şu kişiye hangi söz tesir etsin? Ülkenin ciddi bir kısmı, on vilayeti eş zamanlı olarak ABD saldırısıyla çökertilmiş, en kaz altında en az 50 bin kişi var ve ABD'nin tasmalı iti çıkıp hala parti ve ittifak reklamı yapıyor.

Yalanlarında da sınır tanımıyor. Sahada kimsenin olmadığını bütün dünya gördü, takip etti, ediyor. Buna rağmen çıkıp bu pişkinliği, bu küstahlığı, bu insanlık dışı tavrı sergiliyor.

Bu millet bu tiplere, bu kadar insanlıktan çıkmış şeytanlara tahammül etmek ve itaat etmek zorunda mı? Kim getiriyor o zorunluluğu? Beyaz Saray mı? Pentagon mu? CIA mı?

Yardım görüntüsü bir kamuflajdı...

Aslında İncirlik merkezli olarak bir işgalin ön adımlarını atacaklardı.

İzin vermedik, vermeyeceğiz. Şurada her şeyi açıkça yazmıyorum ama herkesin anlayabileceği şekilde yazıyorum.

İncirlik'e uçaklar inerse, peşinden gelecek hamlelerle, Türkiye'nin güney doğusu Türkiye'den kopartılacak.

On milyondan fazla sözde mültecinin buralara doldurulması, halkın bu kadar tepkisine rağmen burada tutulması... Bölgenin nüfus dengesinin bunca yıldır değiştirilmesi... Daha pek çok şey aynı merkezden planlandı ve o merkez, şu suni afet saldırından sonra bizim zayıf düşeceğimizi, çökeceğimizi, mücadeleyi bırakacağımızı, çatışmalara girmeyeceğimizi değerlendirdi. Bir işgale direnemeyeceğimizi değerlendirmişken sert kayaya çarptı.

Tayyip, Bohçalı, Soysuz, Akar, Kemal, Temel, Ahmet, Ali, Ümit, Meral, Gültekin, Muharrem ve diğer bilinen hainler, hepsi bu planlardan yıllardır haberdarlar. Danışıklı dövüşüp duruyorlar. Şimdi şu kadar büyük felakete rağmen bölgeye ordumuzun gönderilmemesi de hatta temel seviyede acil yardım ve kurtarma imkanları/ekipleri gönderilmemesi de şu anda en az elli bin kişinin enkazlar altında ölüme terk edilmesi de aynı planların gereği...

Evet, onlarca ülke ittifak etti ve bu defa da Türkiye'yi bölemedi, kocaman bir parçasını kopartamadı. Asıl mesele bu...

Ankara hükumetinin de ömrü buraya kadardı... Sözde muhalefet partilerinin ve liderlerinin de ömürleri buraya kadardı. İngiliz dayatması demokratik cumhuriyet rejimin ömrü buraya kadardı... İçimizdeki İsrail'in, içimizdeki Ermenistan'ın ömürleri buraya kadardı. Tekrara girmiyorum, zaten herkes her şeyi çoktan anladı.

Bundan sonra çoğunlukla silahlarımız konuşacak ve çok kısa süre sonra Türkiye gerçek hürriyetine kavuşmuş olacak. Şunu tekrar ediyorum, başka suni afetler de olacak ama yine diz çökmeyeceğiz. Yine vatanı, devleti, milleti, çoluk çocuğumuzu, namusumuzu muhafaza edeceğiz. Yine de yolumuzdan dönmeyecek ve bütün hainleri hak ettikleri şekilde yok edeceğiz.

Bu, bir milli müdafaa hareketi... Herkes, çekinmeden çeksin tetiğini...

Hatırlatayım...

Karıştırmıyorsam eğer 2022'nin Eylül ayında, bir yazıda, bir iki cümle ile temas etmiştim. "İsrail, Türkiye'nin güneyinden bir zarar vermek isteyecek" mealinde yazmıştım.

Ülkemize yapılan ve on vilayeti yıkıp geçen son saldırıda kullanılan çok sayıda piyon ülke var ama onların tasmalarını tutan yine iki ülke var: İsrail ve İngiltere...

Şimdi onların dünya haritasından silinme süreci iyice hız kazanacak... Bu yok etme süreci devam edecek ve yolumuz melhame-i kübra'ya çıkacak. Orada da İstanbul hükumeti galip olacak ki bu, hadis-i şeriflerde de anlatılmış.

Devasa çapta toplumsal eylemler başlayacak. Türkiye'nin belki de her şehri aynı anlarda meydanlarda olacak. Kısacıktan bile kısa süre kaldı. Herkes hazır olsun.

Gezi eylemleri bunların yanında devede kulak gibi kalacak. Artık her şey peş peşe hatta çoğu şey ise eş zamanlı olarak yaşanacak.

Demiştim...

Artık İtalya diye bir ülke de yok. Kısa sürede yaşanacaklara çok şaşıracaksınız. İtalya bu saldırıya, bu insanlık suçlarına dahil olmanın, bu vahşeti sergilemenin cezasını çok sert görecek, yaşayacak. Kimse İtalya'yı ayakta tutamayacak.

Oysa ben İtalya'ya samimiyetle dostluk eli uzatmıştım... Böyle bir sonu onlar tercih ettiler ve tamamen hak ettiler.

"Süleyman Soylu saat 11:00 gibi geldi buraya. Yarım saate Afad'ı yolluyorum dedi. Saat gece 01:00 oldu hani Afad? İnsanların hiç bir değeri yok. Madem biz bize yetiyoruz, sizin ne işiniz var? Benim söyleyeceklerim bu kadar."

Deprem için görevlendirilen doktor, koordinasyonsuzluğu anlattı:

''AFAD temsilcisi salmış. Doktorlar branşlarına göre ayrılmamış, kimin nereye gönderileceği belli değil. 5 saattir bekliyoruz. Kendimiz organize olduk ama otobüsümüz, aracımız yok!''