Rus amiralden 'Karadeniz'de Rus gizli silahı' iddiasına yanıt

Rusya'nın Karadeniz'de gizli silahlar geliştirme çalışmaları yürüttüğüne dair iddiaya yanıt veren Rus Amiral İgor Kasatonov, iddia sahibi Ukraynalı amiralin yeterli bilgiye düzeyine sahip olmadığını vurguladı.

Eski Ukrayna Donanması Komutanı Amiral Sergey Gayduk, 'Rusya'nın gizli silah geliştirmeleri' hakkında kaleme aldığı bir makalede Moskova'nın Karadeniz'de sualtı operasyon üssü kurarak Karadeniz'de tam kontrolü sağlamak istediğini belirtmişti.
Gayduk'un iddiasına yanıt veren Rus Amiral İgor Kasatonov, Gayduk'un yeterli bilgi ve yetkinlik düzeyinde olmadığının altını çizdi.

Kasatonov, "Gayduk çok zayıf bir eğitime sahip. Bu kişiler, belirli şablonlara ve masallara dayalı eğitim aldı ve gereken bilgi sistemine sahip değil" dedi.

Gayduk'un popülist bir çalışma yaptığını ve bu çalışmanın sonuçları hakkında polemik yapılmaması gerektiğini kaydeden Kasatonov, "Rusya'nın Karadeniz'de sahip olduğu tüm ekipman, sürekli olarak güncellenen ve modernize edilen ortak güvenlik sistemi kapsamında yer alıyor" ifadelerini kullandı.

Sevmaş gemi yapım tesisi Genel Müdürü Mihail Budniçenko, Rusya lideri Vladimir Putin ile video konferans yoluyla yaptığı görüşmede tersanede hipersonik silah taşıma kapasitesine sahip ‘Voronej’ ve ‘Vladivostok’ adlı iki yeni denizaltının yapımına başlandığı bilgisini vermişti.

Kırım’ın Kerç kentindeki tersanede iki amfibi geminin yapımının başlama törenine katılan Putin ise yeni nükleer denizaltıların Rusya’nın savaş becerilerini güçlendireceğini belirtmişti.

'AB'nin Trump'a boyun eğip Huawei'yi yasaklaması halinde, Çin'den Nokia ve Ericsson'a misilleme gelecek'

ABD Başkanı Donald Trump'ın sıkı markajı sonucunda Avustralya'nın ardından Britanya da Çin teknoloji devi Huawei'yi 5G ağından çıkarma kararını açıklarken, Avrupa Birliği'nin (AB) de benzer bir karar alması ihtimaline karşı Pekin'in yaptırım kartını gösterdiği belirtildi. 

Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Pekin'in, AB'nin ABD, Avustralya ve Britanya'nın izinden gidip Huawei'ye 5G yasağı getirmesi halinde, Avrupa'nın iki büyük telekom ekipmanı üreticisi Nokia ve Ericsson'a misillemede bulunmayı değerlendirdiğini yazdı.
Habere göre Çin Ticaret Bakanlığı, Nokia ve Ericsson'un Çin'de imal ettiği ürünleri diğer ülkelere göndermesini engelleyecek ihracat kontrolleri getirmeyi değerlendirmeye aldı.

Yasaktan karlı çıkanlar Ericsson ve Nokia

WSJ'ye konuşan kaynaklardan biri, bunun ancak Avrupa ülkeleri Çinli tedarikçilerin tepesine binip 5G ağlarının dışında kalması için yasak çıkarırsa, kötü hal senaryosu olarak devreye sokulacağını söyledi. 

Şimdilik Huawei yasağı çıkarmayan AB, diğer yandan üye ülkelerin 5G ağının kurulumu sırasında yüksek risk olabileceği öngörülen tedarikçilerle birlikte çalışırken uygulaması gereken güvenlik standartları rehberi yayımladı.

Britanya'nın bu yılın sonundan itibaren telekom operatörlerinin Huawei'den 5G parçası almaması ve 2027 itibarıyla 5G ağından tüm Huawei donanımını çıkarması kararından ilk etapta karlı çıkanlar, Ericsson ve Nokia oldu.
Biri İsveç, diğeri Finlandiya merkezli iki şirketten Çin devinin dışlanmasından doğan boşluğu hızla ve geniş çapta kapamaya hazır oldukları açıklaması gelmişti.

Rusya, Azerbaycan- Ermenistan sınırına yakın bölgede 150 bin askerle tatbikat başlattı. Tatbikat sayın Vladimir Putin’in talimatıyla “Rus askeri birliklerinin hazırlığını ölçmek amacıyla” başlatıldı.

Karadeniz ve Hazar Denizi'ne yayılacak

Rusya Savunma Bakanlığı, toplam 35 askeri üs ve 17 deniz üssünde 56 "taktik tatbikat" gerçekleştirileceğini, ayrıca 27 bine yakın askeri araç ve ekipman, 414 savaş uçağı ve 106 savaş gemisinin "sürpriz denetimlere" tabi tutulacağını açıkladı. Tatbikatların sonbahar için planlanan kapsamlı "Kafkas 2020" tatbikatına hazırlık işlevi de göreceği bildirildi.

Tatbikatlara ağırlıklı olarak Rusya'nın güneybatısında konuşlu kara kuvvetlerinin katılacağı, ancak ülkenin diğer bölgelerinden hava unsurlarının da katkı sağlayacağı kaydedildi. Deniz tatbikatlarının da Karadeniz'in yanı sıra Hazar Denizi'ne kadar uzanacağı, Kuzey ve Pasifik birliklerinden unsurların da katılacağı bildirildi.

ABD’de mahkeme binası ateşe verildi

ABD’nin Portland kentinde polis şiddetine karşı eylem yapılan göstericiler federal mahkeme binasını ateşe verdi.

AP’nin haberine göre, polis şiddeti karşıtı göstericiler, geçen hafta sonu mahkeme binasını korumak için yerleştirilen engelleri aştı ve federal mahkeme binasının girişini ateşe verdi.Mahkeme binası içerisindeki federal güvenlik güçleri protestoculara göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

Portland polisinden yapılan açıklamada, yüzlerce protestocunun dün geceden sabaha kadar olay mahallinde toplandığı ve çok sayıda protestocunun koruyucu kasklar, gaz maskeleri, şemsiye ve sopalarla bina kapısına yöneldiği belirtildi. Açıklamada, federal güvenlik güçlerinin bina içerisinden çıkarak protestocuları dağıttığı ifade edildi.

İsrail’e ait savaş uçakları Suriye’nin başkenti Şam çevresinde ve ülkenin güneyinde konuşlu İranlı milislerini hedef alıyor. Suriye devletine ait hava savunma sistemleri saldırıları engellemek üzere aktifleştirildi.

Mısır Meclisi, Libya'ya asker gönderilmesine yönelik tezkereyi onayladı

Mısır’ın devlet gazetelerinden Cumhuriyet’in haberine göre, Mısır Meclis Başkanı Ali Abdulal başkanlığında bugün yapılan gizli oturumda;

"Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’ye Mısır ulusal güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri alma" yetkisi verildi.

"Nerede bu Zeki Çalışkan?"

Zeki Çalışkan'ı aşırı kilolu, kısa boylu, dağınık takım elbiseli ve kel biri olarak gördüm. Çok sefil bir halde görünüyordu.

Önce onun sebep olduğu sıkıntılarla uğraşıyordum. Mesai arkadaşları arasına ve çevresinden olanlara gidiyordum, derdimi anlatıyordum. Onlardan birine "Bakın, tıpkı Adnan Oktar'ın yaptığı gibi yaptı. Bana, birbirinin kopyası onlarca dava açtı. Adalet sistemiyle oynadı." diyordum. O kişi verdiğim dosyaya bakıp bakıp şaşırıyor ve söylediklerimi tasdik ediyordu.

Sonra ben yana döne Zeki'yi arıyordum. Kalabalık, fabrika misali geniş ofis ortamlarında dolaşıyordum. Üst katta bulamayınca zemin kata iniyordum. Yüzlerce masanın ve bilgisayarın yakın aralıklarla ve aralarında bölmeler olmadan konulduğu, yüzlerce kişinin çalıştığı ortamlarda dolaşıyordum.

Arayıp tarayıp da her yana bakıp onu bulamayınca, biraz da hiddetli şekilde "Nerede bu Zeki Çalışkan?" diye meydanda soruyordum. Kenar kuytu bir yere gizlenmiş ve mesai arkadaşlarından birkaçı bana onun yerini gösterdiler. Onu yakasından ya da omzundan tutup tenha bir yere çektim.

Yıllardır öyle büyük sabır etmişim ki ona, yaptığı şeytanlıklara, başıma ördüğü çoraplara, sebep olduğu fitnelere, cemaatimizdeki münafıklarla beraber çevirdiği oyunlara, tuzaklara... Sahte yasaklama yazılarına ve cemaat sistemimizde dolaştırttığı "oynamış" ve sözde Akademi Dergisi yasaklanmış gibi yazılmış e-postalara... O birikmiş öfkeyle hemen başladım Zeki Çalışkan'a vurmaya...

Defalarca sağ ve sol yanından sert darbeler vurup böbreklerine çalıştım. Çok kiloluydu, hemen de sarsılmadı, yıkılmadı. Arada fırsat bulup beklemediğim anda bir de o bana yumruklar savurdu ama çok dikkatliydim, kaçındım ve hiçbiri isabet etmedi.

Ben daha da hiddetlendim ve artık karşısında durarak göğsüne ve kafasına doğru ve daha sert vuruyordum. Bazı şeyler rüyanın başından itibaren sembolik olarak gösteriliyordu ve ben vurdukça Zeki'nin vücudu, havası bir anda kaçmış bir büyük balon misali kıvrım kıvrım yere çöktü, hacmi çok azaldı ve şekli de insan şeklinden çıktı. Hacmini kaybeden ve şekli bozulan son kısmı kafa kısmıydı ve o anlarda dili hala durmuyor, çirkin konuşuyordu, her zaman olduğu gibi fitne çıkartmak istiyordu ki son hamlemde iki çenesini tutup ayrı yönlere çekerek ağzını da yırttım. O anlarda rüyada "Zeki bitti, buraya kadardı." diye düşünüyordum.

#RüyaTabirleri

Mü’minlerin annesi Hazreti Aişe (Radıyallahu anha) şöyle demiştir:

Rasul-i Ekrem'e tâunu sordum. Bana şöyle buyurdu:

“Tâun (verem gibi bulaşıcı hastalıklar) Allâh-u Teâlâ'nın dilediği kimselere gönderdiği bir azâbıdır. Fakat bunu mü’minler için rahmete çevirmiştir. Bu salgına yakalanan hiçbir mü’min yoktur ki bu günlerde ecrini Allah’dan bekleyerek evinde sabırla oturur, ve Allah’ın ona yazdığından başka hiçbir şeyin başına gelmeyeceğine inanırsa mutlaka bir şehid ecri alır.”

Hadis-i Şerîfi Ahmed bin Hanbel, İmam-ı Buhârî ve Nesâî Hazretleri rivayet etmişlerdir. İmam-ı Nevevî Hazretleri bu hadis-i şerifi Riyâzü's-Sâlihîn (Salihler Bahçesi) isimli eserinde nakletmiştir.

Büyük muhaddis İbn Hacer şöyle diyor: Hadîs-i şerif, şartlarına riayet ederek evinde sabreden bir mü’minin bu salgında ölmese bile şehid ecrine nail olacağını buyurmaktadır.”

Bu dört şart:

1. Şikayet etmeden sabretmek,
2. Evinde oturmak,
3. Ecrini Allah’dan beklemek,
4. Allah’ın yazmadığı hiçbir şeyin ona dokunmayacağına inanmaktır.

AB 1,8 trilyonluk pakette uzlaştı

AB liderleri, dört gün dört gece süren ve çetin pazarlıklara sahne olan zirvede yedi yıllık bütçe ve korona kriz yardımlarını içeren 1,8 trilyon euroluk pakette uzlaştı.

AB devlet ve hükümet başkanları, Brüksel'de dört gün dört gece süren maraton görüşmelerin ardından bütçe ve korona kriz paketi üzerinde uzlaşmaya vardı. Bir trilyon 800 milyar euroluk mali paket AB'nin önümüzdeki yedi yıllık bütçesini ve koronavirüs salgınının ekonomik etkilerine karşı fonları içeriyor. Korona paketinin hacmi tek başına 750 milyar euroyu buluyor. 2021-2027 bütçesinin hacmi ise bir trilyon 74 milyar 300 milyon euro olarak belirlendi.

Acımıyoruz, üzülmüyoruz, aldanmıyoruz, kanmıyoruz...

Elde edebildiğimiz ilk bilgilere göre Pınar Gültekin gizli Hristiyan bir aileden/kökenden geliyordu ama mensup olduğu bir din ve ahlak sistemi yoktu...

Son derece düşük, bitik halde yaşamakta olan birisiydi. Her türlü uyuşturucu, içki, eğlence ve cinsi sapıklık vardı ve sevici (lezbiyen)di. Etrafında düzgün hiç kimse yoktu. Arkadaş çevresi arasında çok sayıda Satanist de vardı ama Satanist ayin cinayeti gibi durmuyor. Çok büyük ihtimalle bir cinsi sapıklık sırasında bir şekilde öldü ya da öldürüldü.

Sözde Türk basın ve medyasındaki malum takım, hemen bu lüzumsuz kadın üzerinden de bir gürültü çıkartmaya başladı. Gecenin ikisinde iş merkezine fuhuş için gidip bilmem kaçıncı kattan düşen fahişenin birini, kendilerinden olduğu için kutsadılar adeta ve hala her seferinde kendilerinden olan düşükleri kutsamaya çalışıyorlar.

Şu sözde Türk basın medyasındaki insanlık, ahlak, Türk ve İslam düşmanı insan müsveddeleri artık tek tek belirlenip alınmalı... Bunlar vatana, devlete, millete, insanlığa ihanetten cezalandırılmalı.

Şu milleti ve hususiyle de gençlerimizi, daha fazla itikadi ve cinsi sapıklıklara, ruh hastalıklarına, maddi ve manevi felaketlere sürüklemelerine izin verilmemeli... Yaptıkları gazetecilik ve habercilik değil, organize şekilde bir milleti ifsat faaliyeti..

Evde sebze ve farklı besinler yetiştirebilmek için pratik yöntemler.

Londra'da maske ve aşı karşıtı yüzlerce kişi sokaklara çıktı: 'Maske zorunluluğu insan hakları ihlali'

İngiltere'de toplu taşıma araçları ve mağazalarda maske takma zorunluluğu getirilmesi, başkent Londra'da dün yüzlerce kişinin katıldığı bir gösteriyle protesto edildi.