"Sadistçe zevk almışlar."
Bu cinayeti işleyenler sadistçe zevk almışlar. Bunun kanıtı bulunan sperm örnekleri. Şiddetin içinde zevk alınmaya çalışılmış. Cinsel saldırı var. Bu bir sadist cinayeti. Bu cinayeti birden fazla kişi işledi ve birden fazla kesici alet kullanıldı. Cinayeti işleyenlerin işkenceden zevk aldıklarını görüyoruz. Bu tip vakalara 'psikopatolojik' yani psikopat deniyor. Bu tip kişilik bozukluklarında kişi sadist öğeler içerir. Sadistçe karşısındaki insana eziyet ederken, bundan zevk alır. Sperm olması da vahşi işlenen cinayette zevkin kanıtı.
Bu cinayeti işleyenler sadistçe zevk almışlar. Bunun kanıtı bulunan sperm örnekleri. Şiddetin içinde zevk alınmaya çalışılmış. Cinsel saldırı var. Bu bir sadist cinayeti. Bu cinayeti birden fazla kişi işledi ve birden fazla kesici alet kullanıldı. Cinayeti işleyenlerin işkenceden zevk aldıklarını görüyoruz. Bu tip vakalara 'psikopatolojik' yani psikopat deniyor. Bu tip kişilik bozukluklarında kişi sadist öğeler içerir. Sadistçe karşısındaki insana eziyet ederken, bundan zevk alır. Sperm olması da vahşi işlenen cinayette zevkin kanıtı.
"Bir baba olarak tüm babalara sesleniyorum"
Süreyya Karabulut, cinayetin toplumda büyük bir yara açtığını ve açılan bu yaranın kolay kolay kapanmayacağını söyledi. Karabulut, "Cinayetin satanistçe mi yahut da ne şekilde işlendiğine dair internet sitelerini gördüm. Kendisinin ve ağabeyinin bu sitelere üye olduklarını gördüm. İçler acısı. Bir baba olarak tüm babalara sesleniyorum; çocuklarınızı böyle sitelerden uzak tutun. Bu siteler iğrenç, bir baba olarak izlerken tüylerim diken diken oldu" dedi.
Süreyya Karabulut, cinayetin toplumda büyük bir yara açtığını ve açılan bu yaranın kolay kolay kapanmayacağını söyledi. Karabulut, "Cinayetin satanistçe mi yahut da ne şekilde işlendiğine dair internet sitelerini gördüm. Kendisinin ve ağabeyinin bu sitelere üye olduklarını gördüm. İçler acısı. Bir baba olarak tüm babalara sesleniyorum; çocuklarınızı böyle sitelerden uzak tutun. Bu siteler iğrenç, bir baba olarak izlerken tüylerim diken diken oldu" dedi.
Silivri Cezaevi’nde 44 mahkum koronavirüse yakalandı
Silivri Ceza İnfaz Kurumu 7 numaralı L tipi Cezaevi’nde koronavirüs belirtileri gözlemlenen ve hemen akabinde sağlık kurumuna sevk edilen 2 tutuklu/hükümlünün Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı aktarılan açıklamada, İl Sağlık Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde, iki şahısla temasta olduğu değerlendirilen tutuklu/hükümlüler üzerinde kapsamlı bir filyasyon çalışması yapıldığı, testlerde 42 tutuklu/hükümlünün daha Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı anlatıldı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu 7 numaralı L tipi Cezaevi’nde koronavirüs belirtileri gözlemlenen ve hemen akabinde sağlık kurumuna sevk edilen 2 tutuklu/hükümlünün Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı aktarılan açıklamada, İl Sağlık Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde, iki şahısla temasta olduğu değerlendirilen tutuklu/hükümlüler üzerinde kapsamlı bir filyasyon çalışması yapıldığı, testlerde 42 tutuklu/hükümlünün daha Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı anlatıldı.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Münevver Karabulut cinayeti bir ayin cinayetiydi
Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksey Krivoruçko, Rus ordusunun ilk S-500 füze savunma sistemlerini 2021 yılında almayı planladığını söyledi.
Krivoruçko, S-500 satın almaya ilişkin devlet sözleşmesinin 2021 yılında imzalanmasının ve sevkiyat tarihinin 2025 olarak belirlenmesinin planlandığını da belirtti.
Krivoruçko, şimdilerde ön testlerin yapıldığını kaydetti.
Krivoruçko, S-500 satın almaya ilişkin devlet sözleşmesinin 2021 yılında imzalanmasının ve sevkiyat tarihinin 2025 olarak belirlenmesinin planlandığını da belirtti.
Krivoruçko, şimdilerde ön testlerin yapıldığını kaydetti.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Birlikte daha güçlüyüz
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 75'inci yılında "Zafer Günü" vesilesiyle Twitter hesabından mesaj paylaştı.
"Avrupa'da silahlar susalı 75 yıl oldu. NATO, İkinci Dünya Savaşı'nın harabelerinden kuruldu" ifadesini kullanan Stoltenberg, böylelikle Avrupa ve Kuzey Amerika arasında güçlü bir bağ kurulduğunu kaydetti.
Stoltenberg, "Bugün 30 dost ve müttefikiz. Hatırlıyoruz ve birlikte daha güçlüyüz" ifadesini kullandı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da sona ermesinin 75'inci yılında "Zafer Günü" vesilesiyle Twitter hesabından mesaj paylaştı.
"Avrupa'da silahlar susalı 75 yıl oldu. NATO, İkinci Dünya Savaşı'nın harabelerinden kuruldu" ifadesini kullanan Stoltenberg, böylelikle Avrupa ve Kuzey Amerika arasında güçlü bir bağ kurulduğunu kaydetti.
Stoltenberg, "Bugün 30 dost ve müttefikiz. Hatırlıyoruz ve birlikte daha güçlüyüz" ifadesini kullandı.
ABD’de koronavirüs nedeniyle işsiz kalanların sayısı 33.3 milyona yükseldi
Koronavirüs salgınının merkez üssü olan ABD’de işsizlik artmaya devam ediyor. ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklana verilere göre bu hafta 3.2 milyon kişi daha salgın nedeni ile işsiz kalırken, işsiz kalan kişi sayısı 33.3 milyona ulaştı. ABD’de geçtiğimiz Mart ayında resmi işsizlik oranı yüzde 4.4 ile son 50 yılın en düşük seviyesine yakın seyrediyordu.
Koronavirüs salgınının merkez üssü olan ABD’de işsizlik artmaya devam ediyor. ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklana verilere göre bu hafta 3.2 milyon kişi daha salgın nedeni ile işsiz kalırken, işsiz kalan kişi sayısı 33.3 milyona ulaştı. ABD’de geçtiğimiz Mart ayında resmi işsizlik oranı yüzde 4.4 ile son 50 yılın en düşük seviyesine yakın seyrediyordu.
Pislik
Gizli Yahudi Aleyna Tilki, Amerika'da ayinlere katılmaya, İblis'e tapmaya, insan kurban etmeye devam ediyor. Genç bir kadını ayinde kurtban ettiler. Hep beraber saldırıp öldürdüler. Yine kafasını da kestiler, türlü sadistlikler sergilediler. Aleyna da elinde bıçakla çok kere sert darbeler vurdu. Yayınlarımdan sonra kafası iyice kötü oldu, öfkesi ve kibri dağlar kadar ve öfkesini kurbandan çıkarttı. Anlatılabilecek gibi bir manzara değildi o yaşanan...
Gizli Yahudi Aleyna Tilki, Amerika'da ayinlere katılmaya, İblis'e tapmaya, insan kurban etmeye devam ediyor. Genç bir kadını ayinde kurtban ettiler. Hep beraber saldırıp öldürdüler. Yine kafasını da kestiler, türlü sadistlikler sergilediler. Aleyna da elinde bıçakla çok kere sert darbeler vurdu. Yayınlarımdan sonra kafası iyice kötü oldu, öfkesi ve kibri dağlar kadar ve öfkesini kurbandan çıkarttı. Anlatılabilecek gibi bir manzara değildi o yaşanan...
Kurban dahil, kadın-erkek olmak üzere beş kişilik gruptular. Üçü kadın, ikisi erkekti. Önce grup olarak cinsi sapıklık yaşadılar ve bu cinsi sapıklık sırasında her şey kurban edilecek kadın merkeze alınarak yaşandı. Sonra kurban belledikleri kadını tongaya getirdiler ve Şeytan'a kurban ettiler.
FBI çok az bir gayretle bu gerçekleri meydana çıkartabilir. Gerekirse biz de bilgi/belge/delil verebiliriz.
Sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde bu pisliklerin belirlenip idam edilmesi, insanlık vazifesi...
FBI çok az bir gayretle bu gerçekleri meydana çıkartabilir. Gerekirse biz de bilgi/belge/delil verebiliriz.
Sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde bu pisliklerin belirlenip idam edilmesi, insanlık vazifesi...
Dünkü yazılarımdan sonra Netenyahu daha da çaresiz, daha da ümitsiz. İsrail'in sonu geliyor.
Dünkü yazılarımdan sonra Sanhedrin hahamları Netenyahu'ya fırça çektiler, tehdit de ettiler. Netenyahu'nun elinden gelecek bir şey yok. Asıl kendileri acizler, çaresizler, ne yapacaklarını bilmez haldeler. Ona buna fırça çekince işlerin düzelmeyeceğini de biliyorlar.
Sadece İsrail'de değil, dünden beri dünyanın her yerindeki Ankebut Ağı mensuplarında sarsıntı büyük. Trump bile sinir krizi gibi haller yaşıyor. O Trump denen insan şeytanının keyfini kaçırmak kolay şey değildir, hiçbir şeyi umursamaz ama şu sıralar o kadar kötü bir haldeki bazı öğünleri atlıyor, yemek bile yemediği oluyor.
Dünkü yazılarımdan sonra Sanhedrin hahamları Netenyahu'ya fırça çektiler, tehdit de ettiler. Netenyahu'nun elinden gelecek bir şey yok. Asıl kendileri acizler, çaresizler, ne yapacaklarını bilmez haldeler. Ona buna fırça çekince işlerin düzelmeyeceğini de biliyorlar.
Sadece İsrail'de değil, dünden beri dünyanın her yerindeki Ankebut Ağı mensuplarında sarsıntı büyük. Trump bile sinir krizi gibi haller yaşıyor. O Trump denen insan şeytanının keyfini kaçırmak kolay şey değildir, hiçbir şeyi umursamaz ama şu sıralar o kadar kötü bir haldeki bazı öğünleri atlıyor, yemek bile yemediği oluyor.
Saldırıydı
İran'ın başkenti Tahran'da yaşanan 5,1 büyüklüğündeki deprem doğal değildi. HAARP denilen tesis kullanılarak Amerika tarafından yapılmış sismik ve elektromanyetik bir saldırıydı.
Yayınlardan sonra iyice sinirlendiler ve bu defa gövde gösterisi için değil, küçük çaplı yıkıma sebep olmak, zarar vermek için saldırdılar.
İran'ın başkenti Tahran'da yaşanan 5,1 büyüklüğündeki deprem doğal değildi. HAARP denilen tesis kullanılarak Amerika tarafından yapılmış sismik ve elektromanyetik bir saldırıydı.
Yayınlardan sonra iyice sinirlendiler ve bu defa gövde gösterisi için değil, küçük çaplı yıkıma sebep olmak, zarar vermek için saldırdılar.
Forwarded from SpaceExplorerTv
"Alanı, insanların zihinleri olan savaş" yarım asırdır dünya üzerinde yoğun şekilde yaşanıyor. Özellikle son otuz sene içindeki pek çok büyük askeri çatışmada/müdahalede taraflardan bazıları bu teknikleri kullandı.
Bu teknikler, körfez savaşı sırasında yoğun şekilde kullanıldı. ABD'nin Irak'ı 2003'de işgali sırasında da kullanıldı. Iraklı bir çiftçi, bir tüfekle koca helikopteri zorunlu inişe mecbur bırakmamıştı. Basında bu şekilde haber yapıldı ama o sıralarda Amerikan helikopterleri riske bile girerek çok alçak uçuş yapıyorlardı. Çünkü o bölgede yaşayan halkı zihin kontrolüne tabi tutan sinyaller yayan cihazlar o helikopterlerde idi. Bu cihazlar ile hedef kişilerin arası ne kadar yakın olursa, tesiri o kadar güçlü oluyordu.
Sonraları Irak'ta, Felluce Sünni Üçgeni denilen alanda, Sünni Müslümanların işgale karşı destansı direnişini kırmak için de zihin kontrol teknikleri kullanıldı. Pikap kasası kadar büyük müzik kolonları bu direniş hattının etrafına getirildi. Dünya basınına "ABD, direnişi kırmak için yüksek sesli müzikle işkence ediyor" şeklinde geçen bu uygulama bir zihin kontrol tekniği idi. Müzik yayını ile aynı anda, işgale bir türlü teslim olmayan o bölge zihin kontrolüne sebep olan dalgalarla vuruluyor ama o bölgedeki Iraklıların şaşkın, agresif, şuuru bulanık hali dikkat çekeceği için bu maske takılıyordu.
An itibari ile Türkiye'deki ceza evlerinde, askeri tesislerde ve çok kalabalık öğrenci toplanan üniversite kampüsleri gibi yerlerde NASA, CIA, NSA, MOSSAD, MİT'in hain kanadı, Mason teşkilatı ve AKPKK ortaklığı ile ve konseylerin en üst yönetiminde zihin kontrol teknikleri test ediliyor. Başarılı olduğu gibi bütün bir Türk milleti üzerinde derhal uygulanacak. Bu kapsamda, hususiyle ceza evleri, bulunmaz fırsat olarak görülüyor.
Ankebut Ağı'na çalışan ve Mason da olan ceza evi müdürleri, kaymakamlar, valiler ve jandarma komutanları organize şekilde kullanılarak ceza evlerindeki TC vatandaşlarına, zihin kontrolüne hiç direnemesinler diye kimyasalllar da veriliyor. İnsanın iradesini zayıflatan ve zihin kontrolüne hazırlayan bu kimyasallar, sularına ve yemeklerine katılarak mahkumlara ya da tutuklulara veriliyor. Şu anda bütün ceza evlerinde ve sürekli olarak verilemese de sadece Türkiye'de bu teknikle saldırıya maruz kalmış yüz binlerce kişi olduğu değerlendirilmeli.
"Dördüncü dünya savaşı, insanların zihinlerinde yaşanabilir. Çok yakın gelecekte, bilgisayarları, tabetleri, telefon cihazlarını koruyan antivirüsler gibi koruyucu sistemler geliştirilip insanların beyinleri/zihinleri korumaya alınmak zorunda kalınabilir" diye, yaklaşık on senedir yazıyorum.
Bu sene Davos'ta toplananlar arasında, AKPKK projesinde etkin olarak kullanılan ve "Tayyip'i Tayyip yapan adam" olarak bilinen CIA casusu, gizli Yahudi ve Mason Cüneyt Zapsu, şaşkınlıktan kendinden geçmiş halde birkaç cümle kurdu. Şaşkınca gülümseyerek "İnanabiliyor musunuz, yakında bir savaş çıkacak ve bu, insanların zihinlerinde yaşanacak. Bilgisayarları koruyan antivirüs uygulamaları benzeri şeylerle insanlar beyinlerini korumaya alacak" diyordu. Biz bunları on hatta yirmi sene önce söyleyince, bizim devletimiz ne yapıyordu?
Bu teknikler, körfez savaşı sırasında yoğun şekilde kullanıldı. ABD'nin Irak'ı 2003'de işgali sırasında da kullanıldı. Iraklı bir çiftçi, bir tüfekle koca helikopteri zorunlu inişe mecbur bırakmamıştı. Basında bu şekilde haber yapıldı ama o sıralarda Amerikan helikopterleri riske bile girerek çok alçak uçuş yapıyorlardı. Çünkü o bölgede yaşayan halkı zihin kontrolüne tabi tutan sinyaller yayan cihazlar o helikopterlerde idi. Bu cihazlar ile hedef kişilerin arası ne kadar yakın olursa, tesiri o kadar güçlü oluyordu.
Sonraları Irak'ta, Felluce Sünni Üçgeni denilen alanda, Sünni Müslümanların işgale karşı destansı direnişini kırmak için de zihin kontrol teknikleri kullanıldı. Pikap kasası kadar büyük müzik kolonları bu direniş hattının etrafına getirildi. Dünya basınına "ABD, direnişi kırmak için yüksek sesli müzikle işkence ediyor" şeklinde geçen bu uygulama bir zihin kontrol tekniği idi. Müzik yayını ile aynı anda, işgale bir türlü teslim olmayan o bölge zihin kontrolüne sebep olan dalgalarla vuruluyor ama o bölgedeki Iraklıların şaşkın, agresif, şuuru bulanık hali dikkat çekeceği için bu maske takılıyordu.
An itibari ile Türkiye'deki ceza evlerinde, askeri tesislerde ve çok kalabalık öğrenci toplanan üniversite kampüsleri gibi yerlerde NASA, CIA, NSA, MOSSAD, MİT'in hain kanadı, Mason teşkilatı ve AKPKK ortaklığı ile ve konseylerin en üst yönetiminde zihin kontrol teknikleri test ediliyor. Başarılı olduğu gibi bütün bir Türk milleti üzerinde derhal uygulanacak. Bu kapsamda, hususiyle ceza evleri, bulunmaz fırsat olarak görülüyor.
Ankebut Ağı'na çalışan ve Mason da olan ceza evi müdürleri, kaymakamlar, valiler ve jandarma komutanları organize şekilde kullanılarak ceza evlerindeki TC vatandaşlarına, zihin kontrolüne hiç direnemesinler diye kimyasalllar da veriliyor. İnsanın iradesini zayıflatan ve zihin kontrolüne hazırlayan bu kimyasallar, sularına ve yemeklerine katılarak mahkumlara ya da tutuklulara veriliyor. Şu anda bütün ceza evlerinde ve sürekli olarak verilemese de sadece Türkiye'de bu teknikle saldırıya maruz kalmış yüz binlerce kişi olduğu değerlendirilmeli.
"Dördüncü dünya savaşı, insanların zihinlerinde yaşanabilir. Çok yakın gelecekte, bilgisayarları, tabetleri, telefon cihazlarını koruyan antivirüsler gibi koruyucu sistemler geliştirilip insanların beyinleri/zihinleri korumaya alınmak zorunda kalınabilir" diye, yaklaşık on senedir yazıyorum.
Bu sene Davos'ta toplananlar arasında, AKPKK projesinde etkin olarak kullanılan ve "Tayyip'i Tayyip yapan adam" olarak bilinen CIA casusu, gizli Yahudi ve Mason Cüneyt Zapsu, şaşkınlıktan kendinden geçmiş halde birkaç cümle kurdu. Şaşkınca gülümseyerek "İnanabiliyor musunuz, yakında bir savaş çıkacak ve bu, insanların zihinlerinde yaşanacak. Bilgisayarları koruyan antivirüs uygulamaları benzeri şeylerle insanlar beyinlerini korumaya alacak" diyordu. Biz bunları on hatta yirmi sene önce söyleyince, bizim devletimiz ne yapıyordu?
Bir tek Satanist büyücülerin büyüleri eksikti. O da oldu, tam oldu.
Aşırı derecede kızmışlar. İyi yükleniyorlar ama boşa uğraşıyorlar. Yaptıkları büyülerde vazife alan çok güçlü cinlerden 50'den fazlası kısa sürede öldü.
Aynı anlarda 1.200 kadar cin de yaralandı. Bunların yaklaşık yarısı çok ağır yaralı, ölmeden önce son anda kaçanlardan ve kesinlikle ölürler.
Şeytan Kilisesi dedikleri mekana, önde gelenlerinden beş Satanist büyücü birden girmiş, kurmuşlar halkayı, saatlerce büyü yaptılar. Yorgunluktan yıkılıp öleceklerdi ama hala büyü yapıyorlardı. "Haa hooouuu, haaauu hooouu" diye diye... İşe yaramadı.
Türkün gücünü gördüler. Cinleri şamarlarımızı yedi ama akıllı olmazlarsa çok yakında kendileri de yerler. Bu güne kadar ilimsiz Müslümanların önünü cinlerle, büyülerle kesmiş olabilirler ama acı gerçeği kabullenmeliler. Biz, büyülerle durdurulamayız. Sanhedrin bile durdurumadı, bunlar da durduramayacaklar.
Aşırı derecede kızmışlar. İyi yükleniyorlar ama boşa uğraşıyorlar. Yaptıkları büyülerde vazife alan çok güçlü cinlerden 50'den fazlası kısa sürede öldü.
Aynı anlarda 1.200 kadar cin de yaralandı. Bunların yaklaşık yarısı çok ağır yaralı, ölmeden önce son anda kaçanlardan ve kesinlikle ölürler.
Şeytan Kilisesi dedikleri mekana, önde gelenlerinden beş Satanist büyücü birden girmiş, kurmuşlar halkayı, saatlerce büyü yaptılar. Yorgunluktan yıkılıp öleceklerdi ama hala büyü yapıyorlardı. "Haa hooouuu, haaauu hooouu" diye diye... İşe yaramadı.
Türkün gücünü gördüler. Cinleri şamarlarımızı yedi ama akıllı olmazlarsa çok yakında kendileri de yerler. Bu güne kadar ilimsiz Müslümanların önünü cinlerle, büyülerle kesmiş olabilirler ama acı gerçeği kabullenmeliler. Biz, büyülerle durdurulamayız. Sanhedrin bile durdurumadı, bunlar da durduramayacaklar.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
DİKKAT! Küfür içerir.
"Ben de bir şey ekliyeyeyim, sizin yapacağınız şekli şemaili, ayini si..yim."
"Ben de bir şey ekliyeyeyim, sizin yapacağınız şekli şemaili, ayini si..yim."
Rüyada televizyon kumandası gören kişinin, toplum için normal sayılmayan, kimsenin yapmak için kolay cesaret edemeyeceği işlere girmesi ve tüm gözleri de dikkatleri de kendi üstüne çekmesi anlamına gelir.
Rüyada Televizyon İzlemek: Büyük hedefler ve büyük idealler anlamına gelir. Rüya sahibinin gözü yükseklerdedir, azla yetinmesini bilmez, hep daha iyisini ve daha fazlasını ister.
Rüyada televizyon taşımak, çevresindeki herkes onunla iletişim kurmaya çalışırken o, kaçmak için yer aramaktadır.
Rüyada Televizyon İzlemek: Büyük hedefler ve büyük idealler anlamına gelir. Rüya sahibinin gözü yükseklerdedir, azla yetinmesini bilmez, hep daha iyisini ve daha fazlasını ister.
Rüyada televizyon taşımak, çevresindeki herkes onunla iletişim kurmaya çalışırken o, kaçmak için yer aramaktadır.
"Afyon'a yürürken, yol nasıl İzmir'e çıkar"
Mevzu olmuşken yazayım. Önceki gece rüyamda, doğup büyüdüğüm ve yaşadığım şehir olan İstanbul'dan, memleketim olan Afyon'a yürüyerek gidiyormuşum. Uzun uzun yürüyor, mahalleler, sokaklar, caddeler geçiyordum. Bir ara yolumun karıştığını anladım. Önünden geçtiğim bir atelye ya da küçük imalathane gibi bir yerin kapısındaki küçük tabeladaki adresi okudum ki sonunda İzmir yazıyordu.
"Afyon'a yürürken, yol nasıl İzmir'e çıkar" diye şaşırıyordum. Yürümeye devam edince bir demir direk bulup tırmandım. Epeyi yükseğe çıkınca, o direğin hemen yanında bir radyo vericisi direğinin de yükseldiğini ve nasıl olduysa onun en üst kısmındaki kalın demir tel gibi, sinyal verici gibi yerde sıkı sıkı ellerimle tutarak asılı kaldığımı gördüm. Kendimi tehlikede gördüm ve hemen tekrar elektrik direği gibi bir yapısı olan o demir direğe döndüm. Sonra sakin adımlarla ara demirlerine basa basa aşağıya indim. Tam inerken, yüzüm direğe ve sırtım insanlara dönük halde ayağımı yere atacakken, pantolonumun sağ cebinde, cezaevinde iken kullandığım küçük radyo vardı ve onu mahallenin üçbeş serserisi çaldı.
#RüyaTabirleri
Mevzu olmuşken yazayım. Önceki gece rüyamda, doğup büyüdüğüm ve yaşadığım şehir olan İstanbul'dan, memleketim olan Afyon'a yürüyerek gidiyormuşum. Uzun uzun yürüyor, mahalleler, sokaklar, caddeler geçiyordum. Bir ara yolumun karıştığını anladım. Önünden geçtiğim bir atelye ya da küçük imalathane gibi bir yerin kapısındaki küçük tabeladaki adresi okudum ki sonunda İzmir yazıyordu.
"Afyon'a yürürken, yol nasıl İzmir'e çıkar" diye şaşırıyordum. Yürümeye devam edince bir demir direk bulup tırmandım. Epeyi yükseğe çıkınca, o direğin hemen yanında bir radyo vericisi direğinin de yükseldiğini ve nasıl olduysa onun en üst kısmındaki kalın demir tel gibi, sinyal verici gibi yerde sıkı sıkı ellerimle tutarak asılı kaldığımı gördüm. Kendimi tehlikede gördüm ve hemen tekrar elektrik direği gibi bir yapısı olan o demir direğe döndüm. Sonra sakin adımlarla ara demirlerine basa basa aşağıya indim. Tam inerken, yüzüm direğe ve sırtım insanlara dönük halde ayağımı yere atacakken, pantolonumun sağ cebinde, cezaevinde iken kullandığım küçük radyo vardı ve onu mahallenin üçbeş serserisi çaldı.
#RüyaTabirleri
Rüyada direğe tırmanmak, zor ve gerçekleşmesi mümkün olmayan hayallerin gerçekleşeceği anlamına gelir. Rüya sahibinin pek çok kişiye göre delilik olarak görünen isteklerinin, inancını ve azmini kaybetmemesi sayesinde gerçek olacağına delalet eder.
Bir kişi eğer rüyasında demir bir direk görürse, o kişinin kendine olan özgüveni yerine gelir, güzel günlere olan inancı artar ve bu yüksek motivasyon hem meslek hayatına hem de özel hayatına yansır kişi bu sayede başarıdan başarıya koşar demektir.
Rüyada direk görmek, âlim, bilge ya da din adamı olan kişiyle tabir edilir. Konuştuğu dinlenen, lafının üstüne laf edilmeyen, itibar sahibi, toplum tarafından benimsenmiş, rütbesi kabul edilmiş ve herkesin sevdiği, yeri geldiğinde akıl danıştığı yol sorduğu, yeri geldiğinde kendisinden ilim ve irfan öğrendiği ulu ve yüce bir insanın varlığına tabir edilir.
Bir kişi eğer rüyasında demir bir direk görürse, o kişinin kendine olan özgüveni yerine gelir, güzel günlere olan inancı artar ve bu yüksek motivasyon hem meslek hayatına hem de özel hayatına yansır kişi bu sayede başarıdan başarıya koşar demektir.
Rüyada direk görmek, âlim, bilge ya da din adamı olan kişiyle tabir edilir. Konuştuğu dinlenen, lafının üstüne laf edilmeyen, itibar sahibi, toplum tarafından benimsenmiş, rütbesi kabul edilmiş ve herkesin sevdiği, yeri geldiğinde akıl danıştığı yol sorduğu, yeri geldiğinde kendisinden ilim ve irfan öğrendiği ulu ve yüce bir insanın varlığına tabir edilir.