Akademi Dergisi
Photo
Konya'nın Karapınar ilçesinde oluşan ve sayıları 350'yi geçen obruklar, yerleşim yerlerinin yakınında, tarlaların ortasında veya kara yollarının yakınlarında olduğu için gün geçtikçe bölge halkını endişelendiriyor.
Türkiye'de hazine'nin borçlanması bütün zamanların rekorunu kırdı
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Ocak-Nisan döneminde Hazine'nin net borçlanması geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 119 artışla 56,1 milyar TL'den 123 milyar TL'ye yükseldi. Yılların ilk dört ayları itibarıyla 2020'deki 123 milyar TL'lik net borçlanma, tüm zamanların en yüksek rakamı oldu.
Ocak-Mart döneminde 63,3 milyar TL olan Hazine'nin net borçlanmasına, Nisan'da aylık bazda rekor olan yaklaşık 59,7 milyar TL eklendi. Önceki aylık bazda rekor net borçlanma 41,9 milyar TL ile Şubat 2020'de gerçekleşmişti. 31 Mart 2020 itibarıyla merkezi yönetim borç stoğu 1 trilyon 462 milyar TL seviyesinde bulunuyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, Mayıs'ta 40, Haziran'da 22, Temmuz'da 27 milyar TL borçlanmaya gideceğini açıkladı. Hazine, 2020'nin ilk üç ayında 26,4 milyar TL nakit açığı vermişti. Büyük bölümü karantinada geçen Mart ayında Hazine'nin nakit açığı 40,4 milyar TL ile rekor kırmıştı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Ocak-Nisan döneminde Hazine'nin net borçlanması geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 119 artışla 56,1 milyar TL'den 123 milyar TL'ye yükseldi. Yılların ilk dört ayları itibarıyla 2020'deki 123 milyar TL'lik net borçlanma, tüm zamanların en yüksek rakamı oldu.
Ocak-Mart döneminde 63,3 milyar TL olan Hazine'nin net borçlanmasına, Nisan'da aylık bazda rekor olan yaklaşık 59,7 milyar TL eklendi. Önceki aylık bazda rekor net borçlanma 41,9 milyar TL ile Şubat 2020'de gerçekleşmişti. 31 Mart 2020 itibarıyla merkezi yönetim borç stoğu 1 trilyon 462 milyar TL seviyesinde bulunuyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, Mayıs'ta 40, Haziran'da 22, Temmuz'da 27 milyar TL borçlanmaya gideceğini açıkladı. Hazine, 2020'nin ilk üç ayında 26,4 milyar TL nakit açığı vermişti. Büyük bölümü karantinada geçen Mart ayında Hazine'nin nakit açığı 40,4 milyar TL ile rekor kırmıştı.
Akademi Dergisi
Sanhedrin hahamları kendi acizliklerini, çapsızlıklarıı kabullenemeyerek faturayı alt tabakaya kesmeye de çalışıyor. Bunlardan biri de Netenyahu... Netenyahu yalnız kalmış durumda. Sanhedrin hahamları onu çok yetersiz, sorunlu ve işe yaramaz görüyorlar.…
İsrail'in başkenti Tel Aviv'de yüzlerce kişi, Başbakan Netanyahu ile koalisyon hükümetini protesto etti.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Rabin Meydanı'nda buluşan yüzlerce kişi koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafe kurallarına uyarak hakkında yolsuzluk davaları açılan Başbakan Netanyahu ile koalisyon hükümetini protesto etti.
Başbakan Netanyahu ve Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz 20 Nisan’da koalisyon hükümetini kurma konusunda anlaşmıştı.
Eylemciler hakkında yolsuzluk davaları açılan Netanyahu'nun koalisyon anlaşması ile iktidarda kalmasını protesto ediyor.
Eylemciler, protesto boyunca sık sık 'Yolsuzluk hükümetine hayır diyoruz' sloganı attı.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Rabin Meydanı'nda buluşan yüzlerce kişi koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafe kurallarına uyarak hakkında yolsuzluk davaları açılan Başbakan Netanyahu ile koalisyon hükümetini protesto etti.
Başbakan Netanyahu ve Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz 20 Nisan’da koalisyon hükümetini kurma konusunda anlaşmıştı.
Eylemciler hakkında yolsuzluk davaları açılan Netanyahu'nun koalisyon anlaşması ile iktidarda kalmasını protesto ediyor.
Eylemciler, protesto boyunca sık sık 'Yolsuzluk hükümetine hayır diyoruz' sloganı attı.
Muharref (Tahrif edilmiş, aslından bozulmuş) olan Tevrat'a inanıp da yol alan herkes bir aşamadan sonra Satanist olmak zorunda.
Geçen sene de yazmıştım, Ankebut Ağı'nın mensupları arasında hakim olan inanç sistemi, milletimizin anladığı manada bir Yahudilik/Musevilik değil. Bu ağda yaygın olan inanç Şeytan'a tapınma seviyesinde. Ve yine yıllardır yazdım, durdum ki Mason teşkilatı da Satanist bir teşkilattır. "Kainatın Ulu Mimarı" dedikleri, sorulduğunda kim olduğunu net söylemedikleri kişi İblis'in ta kendisidir. Mason teşkilatında 33 derece vardır ve 17 dereceden sonra her Mason Satanist olmak zorundadır. Zan etmeyin ki Masonlar sadece keçi kurban ederler. Onlar da İblis'e insan kurban ediyorlar.
Geçen sene de yazmıştım, Ankebut Ağı'nın mensupları arasında hakim olan inanç sistemi, milletimizin anladığı manada bir Yahudilik/Musevilik değil. Bu ağda yaygın olan inanç Şeytan'a tapınma seviyesinde. Ve yine yıllardır yazdım, durdum ki Mason teşkilatı da Satanist bir teşkilattır. "Kainatın Ulu Mimarı" dedikleri, sorulduğunda kim olduğunu net söylemedikleri kişi İblis'in ta kendisidir. Mason teşkilatında 33 derece vardır ve 17 dereceden sonra her Mason Satanist olmak zorundadır. Zan etmeyin ki Masonlar sadece keçi kurban ederler. Onlar da İblis'e insan kurban ediyorlar.
Akademi Dergisi
Siz bunu Nazi işareti olarak mı biliyordunuz? Svastika da denilen gamalı haçın tarihi insanlık tarihi kadar eski... Adem aleyhisselam irtihal etmeden önce dünyada, küfür/inkar üzere giden evlatları arasında bu svastika sembolü kullanılıyordu. O günlerden…
Şimdi biraz geriye doğru bakalım, geçen sene yazdığım şu yazıları bir kez daha okuyup hafıza tazeleyelim.
Akademi Dergisi
Aslında gamalı haçı Adolf Hitler seçmedi. Adolf Hitler, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri ile görüşüp İslam'ı kabul ettiği ana kadar Yahudilerin/Masonların gizli teşkilatlarının içindeydi. Gizli Masonik örgütlere üye idi ve onların öğretileri doğrultusunda…
"Dolardaki piramitin en tepesindeki göz de Kainatın Ulu Mimarı diyerek şifreledikleri Şeytan'ın yani Azazil'in sözde her yere hakim olan ve her yeri gören gözüdür. "
Akademi Dergisi
Bu yüzden Mason mahfillerinde üst dereceli Masonlar, ayinlerini gizlice yaparlar. Alt dereceli Masonlar basit anlatımlarla ve sembolik sözde ayinlerle oyalatılırken, üst rütbeli Masonlar en iyi ihtimalle Şeytan'a keçi kurban ederler. Lakin sık sık da insan…
"Şeytan'ın, dünyaya ve bütün Ademoğullarına tahakküm etmek için kurduğu bu sisteminin şu andaki genel adını Ankebut Ağı koyduk."
Akademi Dergisi
Meşhur hadis-i kudside hazret-i Allah "Ben alemlere sığmam ama kulumun kalbine sığarım" buyurdu. Şeytan'ın en nefret ettiği sözlerden biri de bu oldu. Ta Adem babamızdan beri Ademoğlunda en nefret ettiği yer kalp oldu. Bu yüzden Ankebut Ağı'nın Mason/Satanist…
Şeytan'a insan kurban ederken NEDEN kalpleri özelikle hedef alıyorlar ve parçalıyorlar.
Tayyip'in son halleri ve konuşmaları hiç iyi değil.
Bana ulaşan son bilgilere göre Tayyip bittiğini anladı. Aslında anlamaya çoktan anlamıştı da inkar ediyor, kabullenmek istemiyordu. Artık kabullenmiş gibi bir hali var.
Kendisine ve çetesine hareket alanı bırakmadığımı, bir yeri kapatsa diğer yeri patlatacağımı, bana gücünün yetmeyeceğini, kendisini bitirirken içinde bulunduğu uluslar arası sistemi (Ankebut Ağı'nı) de dağılma aşamasına getirdiğimi görüyor.
Bundan sonra moral motivasyonu yıkıldığı güne kadar sıfır olacak. Bundan sonra ona gün yüzü yok. Ettiğini çok fena bulmaya/çekmeye başlayacak. Her sabah güneş doğacak ama hiçbir zaman karanlıkların, korkuların, paniklerin, daralmaların içinden çıkamayacak.
Bütün detaylarına kadar kaçış planları hazır ama kaçmalarına izin vermeyeceğim. Diyelim ki bunu yapamadım ve kaçtılar, hepsini tek tek toplatıp aldıracağım.
Bana ulaşan son bilgilere göre Tayyip bittiğini anladı. Aslında anlamaya çoktan anlamıştı da inkar ediyor, kabullenmek istemiyordu. Artık kabullenmiş gibi bir hali var.
Kendisine ve çetesine hareket alanı bırakmadığımı, bir yeri kapatsa diğer yeri patlatacağımı, bana gücünün yetmeyeceğini, kendisini bitirirken içinde bulunduğu uluslar arası sistemi (Ankebut Ağı'nı) de dağılma aşamasına getirdiğimi görüyor.
Bundan sonra moral motivasyonu yıkıldığı güne kadar sıfır olacak. Bundan sonra ona gün yüzü yok. Ettiğini çok fena bulmaya/çekmeye başlayacak. Her sabah güneş doğacak ama hiçbir zaman karanlıkların, korkuların, paniklerin, daralmaların içinden çıkamayacak.
Bütün detaylarına kadar kaçış planları hazır ama kaçmalarına izin vermeyeceğim. Diyelim ki bunu yapamadım ve kaçtılar, hepsini tek tek toplatıp aldıracağım.
CIA'dan İbrahim Kalın'a ve Hakan Fidan'a yeni talimatlar geldi.
Aleyna Tilki'nin ve içinde bulunduğu, bağlantılı olduğu Yahudi/Satanist çetenin diğer üyelerinin her anlamda korunması ve kollanması talimatı geldi.
Hem halktan insanların saldırılarından korunmaları için ek tedbirler alınmasını istediler hem de adli makamların bir operasyon yapmasının engellenmesini istediler.
Aleyna Tilki'nin ve içinde bulunduğu, bağlantılı olduğu Yahudi/Satanist çetenin diğer üyelerinin her anlamda korunması ve kollanması talimatı geldi.
Hem halktan insanların saldırılarından korunmaları için ek tedbirler alınmasını istediler hem de adli makamların bir operasyon yapmasının engellenmesini istediler.
Tilki bunlar, tilki ama biz de aslanız, meydan bırakmayız.
Aleyna'yı bu güne kadar da sürekli kontrol altında tutan ve yönlendiren bir kadın var. Bütün Türk milletinin ve özellikle Türk kadınlarının ve genç kızlarının namusuna açıkça kastetmiş olduğu halde sözde Türk basın ve medyası tarafından hep el üstünde tutulan ve devasa bir namussuzluk projesi kampsamında Ankebut Ağı tarafından kullanılan ve kollanan bu kadın, cezaevinde iken yaptığım manevralarla nihayet ayağını kaydırdığım Sabetaycı gizli Yahudi Ayşe Arman.... Arman'la Tilki telefon görüşmesi yaptılar.
Tilki: Ben bu yazılardan çok rahatsızım, karşılık verilmeyecek mi?
Arman: Bir süre sessiz kal, her şeyden uzak dur. Geri planda kal. Sivrilme. Kendine dikkat et. Dikkat çekecek bir şey yapma.
Tilki: Ne yapacam beeen, böyle mi durcaaaaım
Arman: Yaşamak istiyorsan, başına bir şey gelmesini istemiyorsan, öyle duracaksın
Aleyna'yı bu güne kadar da sürekli kontrol altında tutan ve yönlendiren bir kadın var. Bütün Türk milletinin ve özellikle Türk kadınlarının ve genç kızlarının namusuna açıkça kastetmiş olduğu halde sözde Türk basın ve medyası tarafından hep el üstünde tutulan ve devasa bir namussuzluk projesi kampsamında Ankebut Ağı tarafından kullanılan ve kollanan bu kadın, cezaevinde iken yaptığım manevralarla nihayet ayağını kaydırdığım Sabetaycı gizli Yahudi Ayşe Arman.... Arman'la Tilki telefon görüşmesi yaptılar.
Tilki: Ben bu yazılardan çok rahatsızım, karşılık verilmeyecek mi?
Arman: Bir süre sessiz kal, her şeyden uzak dur. Geri planda kal. Sivrilme. Kendine dikkat et. Dikkat çekecek bir şey yapma.
Tilki: Ne yapacam beeen, böyle mi durcaaaaım
Arman: Yaşamak istiyorsan, başına bir şey gelmesini istemiyorsan, öyle duracaksın
Cezaevinde iken, ilk 4-5 ay bunlara ciddi bir karşılık vermedim, kendimi zayıf gösterdim ama bir an geldi "Beklediğim şartlar oluştu. Karşı cepheyi bir sarsıp kendine getirmemin vakti." dedim ve sert bir müdahaleyi bir anda yaptım.
Beni çaresiz kalmış gibi görüp olmadık davaları başıma yığmaya başladıklarında ve nihayet on sene sonra Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile yargılanma imkanını bu şekilde bulduğumda, Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesine SEGBİS üzerinden bağlanarak bunları hoplatan bir ifade verdim. Bir oldu bitti ile bana cumhurbaşkanına hakaretten de ceza vermeyi düşünüyorlardı ama neye uğradıklarını şaşırdılar. İfademde "AKP bir siyasi parti değil, organize suç, terör ve ihanet örgütüdür. Bu örgütün Türkiye kısmında en etkili isimlerden biri de sahte diplomalı, gayr-i meşru cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır." dedim ve devamında organ işine, uyuşturucu işine , bildiğiniz hususlara birkaç cümle ile temas ettim. "Delillerim var, yargılanmak ve delillerimi sunmak istiyorum" dedim.
Beni çaresiz kalmış gibi görüp olmadık davaları başıma yığmaya başladıklarında ve nihayet on sene sonra Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile yargılanma imkanını bu şekilde bulduğumda, Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesine SEGBİS üzerinden bağlanarak bunları hoplatan bir ifade verdim. Bir oldu bitti ile bana cumhurbaşkanına hakaretten de ceza vermeyi düşünüyorlardı ama neye uğradıklarını şaşırdılar. İfademde "AKP bir siyasi parti değil, organize suç, terör ve ihanet örgütüdür. Bu örgütün Türkiye kısmında en etkili isimlerden biri de sahte diplomalı, gayr-i meşru cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır." dedim ve devamında organ işine, uyuşturucu işine , bildiğiniz hususlara birkaç cümle ile temas ettim. "Delillerim var, yargılanmak ve delillerimi sunmak istiyorum" dedim.
"Kalk lan ayağa, sen kime şov yapıyorsun."
Hakim onların adamıydı. Sabetaycı gizli Yahudi olan Fatih Erdemir'di. Mahkemede adını soruyordum, adını veremiyordu. Çünkü Sabetaycıları ciğerlerine kadar tanıdığımı/bildiğimi biliyordu. Ben bu ifadeleri verince elini kürsüsüne vura vura, mahalle serserilerinde görülebilecek tavırlar sergileye sergileye yargılamayı sabote etmeye, bu ifadeleri verdirmemeye, yazdırmamaya çabaladı. Bir an geldi "Kalk lan ayağa, sen kime şov yapıyorsun." dedi. Bir an geldi "Gel buraya gel. Ben Muğla'dayım. Üç çocuğum var, ne yapacaksın" dedi. Planı, yargılamanın/duruşmanın devam edemeyeceği bir ortam oluşturmaktı. Beni sinir krizlerine sokmaktı. Bütün hünerini sergiledi ama ben buz gibi soğuk kaldım, niyetini anladım, ona fırsat vermedim. Her seferinde sakinleştirdim, sarstım, kendine getirdim, bazen sözlerimle dövdüm ve yeri gelince "Siz bir hakimsiniz. Ben sarsıcı da olsa böyle iddialarda bulunmuşsam, bana bunların delilini sorup yargılamalısınız. Böyle davranamazsınız. Sizi HSK'na da şikayet edeceğim." dedim. "Et lan, et. İstediğin yere et" falan diye bağırsa da çaresiz sakinleşti ve ayar aldı. O duruşma çok geniş anlatılmalı. Daha sonra genişçe anlatırım, o duruşma tarihe geçen bir duruşma olmuştu.
Hakim onların adamıydı. Sabetaycı gizli Yahudi olan Fatih Erdemir'di. Mahkemede adını soruyordum, adını veremiyordu. Çünkü Sabetaycıları ciğerlerine kadar tanıdığımı/bildiğimi biliyordu. Ben bu ifadeleri verince elini kürsüsüne vura vura, mahalle serserilerinde görülebilecek tavırlar sergileye sergileye yargılamayı sabote etmeye, bu ifadeleri verdirmemeye, yazdırmamaya çabaladı. Bir an geldi "Kalk lan ayağa, sen kime şov yapıyorsun." dedi. Bir an geldi "Gel buraya gel. Ben Muğla'dayım. Üç çocuğum var, ne yapacaksın" dedi. Planı, yargılamanın/duruşmanın devam edemeyeceği bir ortam oluşturmaktı. Beni sinir krizlerine sokmaktı. Bütün hünerini sergiledi ama ben buz gibi soğuk kaldım, niyetini anladım, ona fırsat vermedim. Her seferinde sakinleştirdim, sarstım, kendine getirdim, bazen sözlerimle dövdüm ve yeri gelince "Siz bir hakimsiniz. Ben sarsıcı da olsa böyle iddialarda bulunmuşsam, bana bunların delilini sorup yargılamalısınız. Böyle davranamazsınız. Sizi HSK'na da şikayet edeceğim." dedim. "Et lan, et. İstediğin yere et" falan diye bağırsa da çaresiz sakinleşti ve ayar aldı. O duruşma çok geniş anlatılmalı. Daha sonra genişçe anlatırım, o duruşma tarihe geçen bir duruşma olmuştu.
"Aydın Doğan üzerinden de CIA yönetiyor."
O sözde hakim, bağıra çağıra da beni durduramayınca, bu sefer sakin kalarak ama alaya alarak ya da yanlış biliyor muşum havası oluşturarak hakkımdan gelmeyi denedi ve bunu da beceremedi. Ben, fırsatını bularak şöyle cümleler de kurdum ve yazılmasını sağladım:
"Bu ülkede bu kadar büyük ihanetler ve vahim kara para suçları işlenebildiyse bu, basın ve medyanın göz yumması hatta destek vermesi sayesinde oldu. Aydın Doğan da gizli Yahudi ve Masondur. Bu organize suç teşekkülünün içindedir. Son yıllarda karşımda çok sıkıştığı için, elindeki medya gücünü satmış göründü. Bu, gerçek bir alış veriş değil. Ortada bir çek var ama karşılığı yok. Bir para hareketi bile yaşanmadı. Demirören sadece bir emanetçi. Resmiyette onun üzerine gösterdi ama hala Aydın Doğan yönetiyor. Aydın Doğan üzerinden de CIA yönetiyor. Bu hususta da somut delillerim var. Bunları da hemen mahkemenize sunabilirim."
Sabetaycı Fatih Erdemir artık çaresiz kalmıştı, ifadelerimi mecburen yazdırdı.
O sözde hakim, bağıra çağıra da beni durduramayınca, bu sefer sakin kalarak ama alaya alarak ya da yanlış biliyor muşum havası oluşturarak hakkımdan gelmeyi denedi ve bunu da beceremedi. Ben, fırsatını bularak şöyle cümleler de kurdum ve yazılmasını sağladım:
"Bu ülkede bu kadar büyük ihanetler ve vahim kara para suçları işlenebildiyse bu, basın ve medyanın göz yumması hatta destek vermesi sayesinde oldu. Aydın Doğan da gizli Yahudi ve Masondur. Bu organize suç teşekkülünün içindedir. Son yıllarda karşımda çok sıkıştığı için, elindeki medya gücünü satmış göründü. Bu, gerçek bir alış veriş değil. Ortada bir çek var ama karşılığı yok. Bir para hareketi bile yaşanmadı. Demirören sadece bir emanetçi. Resmiyette onun üzerine gösterdi ama hala Aydın Doğan yönetiyor. Aydın Doğan üzerinden de CIA yönetiyor. Bu hususta da somut delillerim var. Bunları da hemen mahkemenize sunabilirim."
Sabetaycı Fatih Erdemir artık çaresiz kalmıştı, ifadelerimi mecburen yazdırdı.
Neye uğradıklarını şaşırdılar. Büyük bir deprem oldu ve şiddeti hız kesmeden, uzun süre devam etti. Birkaç hafta geçmişti ki Hürriyet gazetesinden genel yayın yönetmeni Vahap Munyar (o da gizli Yahudi ve Mason) ve Ayşe Arman dahil yaklaşık 45 etkili isim ayrıldı. Bu, onlar için kabullenilemez çok büyük bir darbe ve zarar oldu ama bir yandan da yargılanmadan ve ceza almadan kurtuldukları için sevindiler. Tabii ki bu millete ihanet etmekten hiçbiri geri durmuyor. İşte bu Ayşe Arman, Aleyna Tilki üzerinden bu milletin namusuna, ahlakına, dinine, örfüne, aile kurumuna kasteden Türk görünümlü Yahudilerden biri... Gizli Yahudi Aleyna Tilki'yi ve benzerlerini yönlendirenlerden biri...
Sonra bunlar bu yaşananı millete anlatamayacağı için, sanki sendika meselesinden böyle bir hadise yaşanmış ve işten olmuşlar oyunu sergilediler.
Sonra bunlar bu yaşananı millete anlatamayacağı için, sanki sendika meselesinden böyle bir hadise yaşanmış ve işten olmuşlar oyunu sergilediler.
İntihar etmedi, öldürüldü
Emekli Emniyet Müdürü Ali İhsan Güngör evinde öldü bulundu. Ali İhsan Güngör hayatı boyunca Ankebut Ağı'na hizmet etmiş, ağın her türlü kara para işlerini bilen ve görev yaptığı her yerde onları kollayıp destekleyen bir gizli Yahudi ve Masondu.
Sebep olduğumuz çok sayıda soruşturma var. Bunlardan birinde oklar Ali İhsan Güngör'ü gösterdi ve Ankebut Ağı panikledi. Soruşturmanın önünü kesmek için onun yok edilmesine karar verildi. Bu işi Solomon Soysuz üzerinden hallettiler. Soysuz, silahlı çetesi içindeki adamlarını yönlendirdi ve Ali İhsan'ı yok ettiler. Sonraki aşamalara da müdahale ettiler ve tutulan evraklar, yapılan otopsi dahil her şey sahte, hileli...
Gerçekte cesedine otopsi yapılmadı. Cesede neşter bile vurulmadı.
Emekli Emniyet Müdürü Ali İhsan Güngör evinde öldü bulundu. Ali İhsan Güngör hayatı boyunca Ankebut Ağı'na hizmet etmiş, ağın her türlü kara para işlerini bilen ve görev yaptığı her yerde onları kollayıp destekleyen bir gizli Yahudi ve Masondu.
Sebep olduğumuz çok sayıda soruşturma var. Bunlardan birinde oklar Ali İhsan Güngör'ü gösterdi ve Ankebut Ağı panikledi. Soruşturmanın önünü kesmek için onun yok edilmesine karar verildi. Bu işi Solomon Soysuz üzerinden hallettiler. Soysuz, silahlı çetesi içindeki adamlarını yönlendirdi ve Ali İhsan'ı yok ettiler. Sonraki aşamalara da müdahale ettiler ve tutulan evraklar, yapılan otopsi dahil her şey sahte, hileli...
Gerçekte cesedine otopsi yapılmadı. Cesede neşter bile vurulmadı.