"Cenaze namazı kıldıracak imam kalmadı."
TRT Uygurca da görevli Gazeteci Mirkamil Kaşgarlının Annesi, Doğu Tüğrkistan Teşkilatlar Birliği ve Maarif Cemiyeti Başkanı Hidayet Oğuzhan’ın Teyzesi Haci Buvi Hadiçe hanım’ın hayata göz yumduğu haberi 6 gün sonra ortaya çıktı.
Haberi teyyit etmek için tam 3 gün uğraştığını sosyal medya hesabından paylaşan Kaşgarlı evin bütün erkekleri toplama kampında olduğundan Merhumun Cenazesini kaldıracak tek kişi bulunamadığı için Çinli yetkililerin Toplama kampında tutuklu bulunan ailenin bir bireyine cenazeyi kaldırması için bir günlük izin vermek zorunda kaldığını belirtti.
TRT Uygurca da görevli Gazeteci Mirkamil Kaşgarlının Annesi, Doğu Tüğrkistan Teşkilatlar Birliği ve Maarif Cemiyeti Başkanı Hidayet Oğuzhan’ın Teyzesi Haci Buvi Hadiçe hanım’ın hayata göz yumduğu haberi 6 gün sonra ortaya çıktı.
Haberi teyyit etmek için tam 3 gün uğraştığını sosyal medya hesabından paylaşan Kaşgarlı evin bütün erkekleri toplama kampında olduğundan Merhumun Cenazesini kaldıracak tek kişi bulunamadığı için Çinli yetkililerin Toplama kampında tutuklu bulunan ailenin bir bireyine cenazeyi kaldırması için bir günlük izin vermek zorunda kaldığını belirtti.
İşkence gören Uygur Türkü Tursun: Beni öldürmeleri için yalvardım
Çin’deki Uygur kamplarından kurtulmayı başaranlardan biri olan 29 yaşındaki Mihrigül Tursun, yaşadıklarını Washington’da gazetecilere anlattı.
Doğu Türkistan'ı işgal altında tutan Çin’in yüzbinlerce Müslümanı farklı kamplarda tuttuğunu, buralarda insanların fiziki ve psikolojik işkencelere maruz kaldığını anlatan Tursun, kendisinin de dört gün boyunca uyumadan sorgulandığını, saçının kazındığını ve kişisel mahremiyetini ve beden dokunulmazlığını hiçe sayan tıbbi muayenelerden geçirildiğini aktardı.
Üç kez tutuklanarak bu tip kamplara götürüldüğünü söyleyen Tursun, “Bu şekilde işkence çekmektense ölmeyi tercih ederdim. O nedenle beni öldürmeleri için yalvardım” dedi.
Çin’deki Uygur kamplarından kurtulmayı başaranlardan biri olan 29 yaşındaki Mihrigül Tursun, yaşadıklarını Washington’da gazetecilere anlattı.
Doğu Türkistan'ı işgal altında tutan Çin’in yüzbinlerce Müslümanı farklı kamplarda tuttuğunu, buralarda insanların fiziki ve psikolojik işkencelere maruz kaldığını anlatan Tursun, kendisinin de dört gün boyunca uyumadan sorgulandığını, saçının kazındığını ve kişisel mahremiyetini ve beden dokunulmazlığını hiçe sayan tıbbi muayenelerden geçirildiğini aktardı.
Üç kez tutuklanarak bu tip kamplara götürüldüğünü söyleyen Tursun, “Bu şekilde işkence çekmektense ölmeyi tercih ederdim. O nedenle beni öldürmeleri için yalvardım” dedi.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Çin'e harp ilan etmeliyiz. Zorlanmadan ezer geçeriz.
Türkiye'deki Çin büyük elçisi dahil olmak üzere, resmi yetkili bütün Çinlileri bir meydan yerde toplayıp bu çocuğa yapılanın aynısını onlara yapmalıyız. Görüntüleri dünyaya dağıtmalıyız. İnsanlıktan nasip almamış acayip mahluk türü. Hayvanlardan adi sefiller.
Türkiye'deki Çin büyük elçisi dahil olmak üzere, resmi yetkili bütün Çinlileri bir meydan yerde toplayıp bu çocuğa yapılanın aynısını onlara yapmalıyız. Görüntüleri dünyaya dağıtmalıyız. İnsanlıktan nasip almamış acayip mahluk türü. Hayvanlardan adi sefiller.
İçimden bir ses, "Al yanına cemaatinden yüz binlerce kişiyi, bas Çin'in Ankara'daki büyük elçiliğini, tokatlaya tokatlaya çıkart onu oradan ve sonra at kalabalığın içine, ne oluyorsa olsun" diyor.
Şartlar da müsait... Konseylerin, Ankebut Ağı'nın, AKPKK'nin, Tayyip'in, CIA'nın, İsrail'in, herkesin işine geliyor. Çatışma ortamı da oluşmaz. Tayyip "Çok kalabalıktılar, inanılmaz hızlı organize oldular. Mani olamadık, üzücü hadiseler yaşanmadan önce mani olacak gücü bulamadık. Elçiyi ve elçilikteki diğer personeli kurtaramadık. Çok üzgünüz." falan der, uydurur bir şeyler geçiştirir.
Sonra da başlar kıran kırana bir çatışma, bakalım Türkiye'de bir tane Çinli firma kalabilir mi... Bir Çinli firmanın bir kamyonu, treni, gemisi Türkiye'den geçebilir mi...
(Fotoğrafta Çin'in Ankara Büyük Elçisi ve bir kibir abidesi insan şeytanı olan Deng Li görülüyor.)
Şartlar da müsait... Konseylerin, Ankebut Ağı'nın, AKPKK'nin, Tayyip'in, CIA'nın, İsrail'in, herkesin işine geliyor. Çatışma ortamı da oluşmaz. Tayyip "Çok kalabalıktılar, inanılmaz hızlı organize oldular. Mani olamadık, üzücü hadiseler yaşanmadan önce mani olacak gücü bulamadık. Elçiyi ve elçilikteki diğer personeli kurtaramadık. Çok üzgünüz." falan der, uydurur bir şeyler geçiştirir.
Sonra da başlar kıran kırana bir çatışma, bakalım Türkiye'de bir tane Çinli firma kalabilir mi... Bir Çinli firmanın bir kamyonu, treni, gemisi Türkiye'den geçebilir mi...
(Fotoğrafta Çin'in Ankara Büyük Elçisi ve bir kibir abidesi insan şeytanı olan Deng Li görülüyor.)
Doğu Türkistan'da çocuklar ya kamplarda beyni yıkanarak ve Komünist propagandası ile yetiştiriliyor ya da anneleri babaları kamplarda oluğu için sahipsiz kalıp feci şekilde ölüyor.
Doğu Türkistan’ın Hoten ili Karakaş ilçesine Bağlı Zava beldesi ÇokanCilga mahallesinden Rahmetullah Şirbaki İsimli minik çocuğun cansız donmuş bedeni bölgedeki derede bulundu.
Zavallı çocuğun annesi de babası da toplama kamplarına kapatılmıştı. 78 yaşındaki dedesi ve 76 yaşındaki ninesi ise ona bakacak güce sahip değildi. Sonunda çocuk kayboldu. Üç gün sonra donmuş haldeki cesedi bulundu.
Doğu Türkistan’ın Hoten ili Karakaş ilçesine Bağlı Zava beldesi ÇokanCilga mahallesinden Rahmetullah Şirbaki İsimli minik çocuğun cansız donmuş bedeni bölgedeki derede bulundu.
Zavallı çocuğun annesi de babası da toplama kamplarına kapatılmıştı. 78 yaşındaki dedesi ve 76 yaşındaki ninesi ise ona bakacak güce sahip değildi. Sonunda çocuk kayboldu. Üç gün sonra donmuş haldeki cesedi bulundu.
Ehl-i sünnet senin için yol oğul,
Feyiz bereket bu mezhepte bol oğul,
Hak aşkıyla yüreğince dol oğul,
Secde üzre bedeninle sol oğul.
ÜSTAZ'ı bul, feyze nura dal oğul,
Kalpten kalbe nurdan zincir sal oğul,
Baban seni her an bilir bal, oğul,
Ölene dek bu davada kal oğul.
Veysel söyler nasihate gel oğul,
Yüce dağlar engel olmaz, del oğul,
Zoru görüp bükmeyesin bel oğul,
Sağlam kalbi koparamaz sel oğul.
Feyiz bereket bu mezhepte bol oğul,
Hak aşkıyla yüreğince dol oğul,
Secde üzre bedeninle sol oğul.
ÜSTAZ'ı bul, feyze nura dal oğul,
Kalpten kalbe nurdan zincir sal oğul,
Baban seni her an bilir bal, oğul,
Ölene dek bu davada kal oğul.
Veysel söyler nasihate gel oğul,
Yüce dağlar engel olmaz, del oğul,
Zoru görüp bükmeyesin bel oğul,
Sağlam kalbi koparamaz sel oğul.
İNSANLAR NEREDE?
Yerel kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre Çin'in Doğu Türkistan'da kurduğu toplama kampları ile beraber İnsanların envai çeşit suçlamalar ile hapsedilmesi şehirler ıssızlaştı. Kent ve ilçelerdeki Müslüman Türk nüfusunun gözle görülür azalması neticesinde fark il ve ilçelerde sokak ve caddelerin bom boş halleri tek tek görüntülendi.
Nisan 2019 a ait görüntülerde Doğu Türkistan'ın Aksu İli Gulca, ili Kuçar ilçesi, Yarkent İlçeleri ayrı ayrı görüntüleniyorken, genelde tıklım tıklım insanlar ve sokakta oynayan çocuklardan geçilmeyecek olan bu Mahallelerin şimdi tamamıyla boşaltılmış vaziyette olması dikkat çekiyor.
Yerel kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre Çin'in Doğu Türkistan'da kurduğu toplama kampları ile beraber İnsanların envai çeşit suçlamalar ile hapsedilmesi şehirler ıssızlaştı. Kent ve ilçelerdeki Müslüman Türk nüfusunun gözle görülür azalması neticesinde fark il ve ilçelerde sokak ve caddelerin bom boş halleri tek tek görüntülendi.
Nisan 2019 a ait görüntülerde Doğu Türkistan'ın Aksu İli Gulca, ili Kuçar ilçesi, Yarkent İlçeleri ayrı ayrı görüntüleniyorken, genelde tıklım tıklım insanlar ve sokakta oynayan çocuklardan geçilmeyecek olan bu Mahallelerin şimdi tamamıyla boşaltılmış vaziyette olması dikkat çekiyor.
Çin yine cami yıktı. Müslümanlar ezilip can verdi.
Doğu Türkistan'da kapsamlı bir şekilde kültür katliamı gerçekleştirmekte olan Çin Komünist yönetimi aynı zamanda din düşmanlığını da en üst seviye ye taşıyarak Müslüman Uygur Türklerine yapılan tüm baskı ve rejim uygulamalarını Huy Müslümanlarına da aynı şekilde uyguluyor.
Bitter Winter haberinde Çin’in Kansu Eyaleti, Ningksia Huy Bölgesinde Müslümanlar tarafından inşa edilen caminin kubbesi Çin hükumeti tarafından yıkıldığı yer alıyor.
Bilgilere göre, cami bir ay kadar önce inşa edildiği ancak dün hükumet yetkililerinin Cami kubbelerini, minarelerini, kapılarını, pencerelerini ve tavanlarını vinç yardımıyla zorla yıktığı bildirildi.
Yöre halkının yıkım mahallinde yıkıma karşı tepkilerini göstermek için protesto gösterileri yapıldığı, ancak bazı Müslümanların yıkılan Caminin enkazı altında ezildiği görüntüleniyor.
Doğu Türkistan'da kapsamlı bir şekilde kültür katliamı gerçekleştirmekte olan Çin Komünist yönetimi aynı zamanda din düşmanlığını da en üst seviye ye taşıyarak Müslüman Uygur Türklerine yapılan tüm baskı ve rejim uygulamalarını Huy Müslümanlarına da aynı şekilde uyguluyor.
Bitter Winter haberinde Çin’in Kansu Eyaleti, Ningksia Huy Bölgesinde Müslümanlar tarafından inşa edilen caminin kubbesi Çin hükumeti tarafından yıkıldığı yer alıyor.
Bilgilere göre, cami bir ay kadar önce inşa edildiği ancak dün hükumet yetkililerinin Cami kubbelerini, minarelerini, kapılarını, pencerelerini ve tavanlarını vinç yardımıyla zorla yıktığı bildirildi.
Yöre halkının yıkım mahallinde yıkıma karşı tepkilerini göstermek için protesto gösterileri yapıldığı, ancak bazı Müslümanların yıkılan Caminin enkazı altında ezildiği görüntüleniyor.
Komünist Çin, Doğu Türkistan Müslümanlarının dini ve milli değerlerini yok etmeye yönelik çalışmaları kapsamında Kur'an-i Kerim ve seccade, İslami içerikli tablo gibi dini eserleri yakmasının peşi sıra şimdi de Uygur kültürüne odaklanmış Uygur işletmelerini ve kitap evlerini kapatmaya başladığı bildirildi.
Yerel kaynaklara göre kaşgar ve Hotan bölgelerindeki çok sayıda Uygur Kitap evlerinin gerekçe gösterilmeden mühürlenerek kapatıldığı öğrenildi.
Yerel kaynaklara göre kaşgar ve Hotan bölgelerindeki çok sayıda Uygur Kitap evlerinin gerekçe gösterilmeden mühürlenerek kapatıldığı öğrenildi.
O insanlar hep meslek sahibi...
Çin yönetimi o kampları ‘’Meslek edindirme kampları’’ gibi hoş ve kabul edilir isimler ile adlandırıyor ama o insanlar hep meslek sahibi...
Mayıs 2018'de paylaşılan Hoten ili Lop İlçesinde açılan Toplama Kamplarındaki Türklerin görüntülendiği ilk karede bulunan bazı insanların kimlik bilgileri ortaya çıktı ve hiç birinin herhangi bir mesleğe ihtiyaçlarının olmadığı da aşikar.
Elde ettiğimiz bilgilere göre sağdan ilk kişi Abdullah, Hoten İli Lop İlçesi 5. Kent 1. mahalleden... Mesleği ise usta marangoz.
Ali Ahun Kari ise öne çıkan din adamı ve Hafız.
Aziz Hacı ise Lop İlçesi Merkez Cami arka bahçesine komşu binada ikamet eden sevilen din adamı. Ve son olarak Muhammet Emin, Şanghay Sanayi Fenler Üniversitesi mezunu.
Çin yönetimi o kampları ‘’Meslek edindirme kampları’’ gibi hoş ve kabul edilir isimler ile adlandırıyor ama o insanlar hep meslek sahibi...
Mayıs 2018'de paylaşılan Hoten ili Lop İlçesinde açılan Toplama Kamplarındaki Türklerin görüntülendiği ilk karede bulunan bazı insanların kimlik bilgileri ortaya çıktı ve hiç birinin herhangi bir mesleğe ihtiyaçlarının olmadığı da aşikar.
Elde ettiğimiz bilgilere göre sağdan ilk kişi Abdullah, Hoten İli Lop İlçesi 5. Kent 1. mahalleden... Mesleği ise usta marangoz.
Ali Ahun Kari ise öne çıkan din adamı ve Hafız.
Aziz Hacı ise Lop İlçesi Merkez Cami arka bahçesine komşu binada ikamet eden sevilen din adamı. Ve son olarak Muhammet Emin, Şanghay Sanayi Fenler Üniversitesi mezunu.