Akademi Dergisi
2.13K subscribers
61K photos
26K videos
370 files
7.59K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Çocuklara izletmeyin.

Hassas iseniz kendiniz de izlemeyin.

Bu gördüğünüz vahşeti/katliamı, Netenyahu, Barack Obama, Sanhedrin hahamları, CIA, MOSSAD, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu yaptı/yaptırdı.

(11 Mayıs 2013, Reyhanlı)
Osmanlı Kalesi, Mehdiyye - Tunus.
Endonezya'da bir ramazan klasiği:

Hatim halkaları...
Trump’ın görevden alınması için 10 milyon imza toplandı

Ulusal savunma grupları, topladıkları 10 milyon imza ile birlikte dilekçelerini Demokrat Kongre Üyesi Rashida Tlaib’e sundu. Tlaib, Temsilciler Meclisi’ne bağlı Adliye Komitesi’ne bir yasa tasarısı sunarak, Trump’ın görevini kötüye kullanıp kullanmadığının soruşturulmasını istemişti.

Twitter hesabından da bir açıklama yapan Tlaib, “10 milyon insan demokrasimizi korumak istiyor. 10 milyon insan ABD Anayasasını savunmak istiyor. 10 milyon insan hukukun üstünlüğüne karşı bireysel sorumluluğumuz olduğunda ısrar ediyor” ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa içindeki Kıble Mescidi'nde namazdan çıkan Osmanlı askerleri, 1915 civarı.
Çin'in eski Tahran Büyükelçisi ve Ortadoğu uzmanı Hua Li Min'e göre, İran çeşitli kaynaklara sahip uygar bir ülke olması nedeniyle hiçbir baskı ve yaptırım bu ülkeye diz çöktüremez.

Çin'in eski Tahran Büyükelçisi ve Ortadoğu uzmanı Hua Li Min, ABD Devlet Başkanı Donald Trump'ın İran'a yönelik ağır ve aşırı baskılarına işaret ederek, 'İran çeşitli kaynakları barındıran geniş bir ülke olması açısından her hangi bir yaptırımı geri püskürtme gücünü elinde bulunduruyor' dedi.

8 yıl süren İran-Irak savaşı sırasında İran'ın daha ağır koşullarda bile yaşadığını kaydeden Çinli uzman, 'İran yaptırımları geride bırakarak daha istikrarlı bir duruma kavuşabilecek güçtedir' değerlendirmesinde bulundu.

İran'la P5+1 arasında imzalanan nükleer anlaşmanın Ortadoğu'da barışın korunması yönünde çok önemli bir etken olduğunun altını çizen Çinli Ortadoğu uzmanı Li Min, Çin'in bu anlaşmanın bir üyesi olarak sürekli bu anlaşmayı desteklediğini ifade etti.
Çok çirkin bir davranış tarzı..

Hiç yakışık alıyor mu... Bu kadar yardımseverlik, bu kadar güzel ahlak sergiliyoruz. İyi niyetimiz ve samimiyetimiz bu derece gözler önünde. İstiyoruz ki önce şu haçlıların, Siyonistlerin, BOP'çuların hakkından hep beraber gelelim ve sonra İranla aramızdaki meseleleri de medenice çözelim...

Lakin bu nasıl bir ruh hali ve karakter çeşididir. Ne kadar zorlama, tutarsız, acayip bir haber metnidir bu böyle...
İhbar ettiğimiz gibi, üç ayrı araçta tonlarca uyuşturucuyu yakaladın, anladık, soruşturma ve operasyonlar için gizledin ve dün yakalanmış gibi haber yaptırdın. Araçları, detayları niye gizliyorsun hatta çarpıtıyorsun? Operasyonlar bu kadar uzun sürmediği halde haberi neden bu kadar geç yapıyorsun. Seni bu kadar zorlayan, durduran, sıkıntıya düşüren ne?

Hikayeyi neden kasten çarpıtarak anlatıyorsun. Toyota'nın hangi model araçlarından üç tanesi ile toplamda 2,6 ton uyuşturucu taşınabiliyor ve gümrükten gizlice geçirilebiliyor?

Toyota kamyonetler bile 1,5 ton taşıyor. Hiç mi resmiyette gösterdiği bir yükü yoktu bu kamyonetlerin? Neyin arasında gizleyerek getirdiler tonlarca uyuşturucuyu? Göstere göstere kasaya doldurup da mı geçirdiler gümrükten?
"Yapılan ihbar üzerine, kapalı kasa üç büyük kamyon ile İran sınırları içine getirilmiş 2,6 ton uyuşturucu maddeyi yakaladık" demek neden bu kadar zor? İran'ın bu kadar kıskaca alındığı bir anda, Ankebut Ağı'nın ve dolayısıyla ABD'nin ve İsrail'in karşısında elini bu kadar güçlendirdik, bir maddi menfaat talebimiz olmadığı gibi bir teşekkür bile beklemedik ama bari doğru düzgün bir duruşla/karakterle doğru düzgün bir haber yapsalardı. Bu kadarcık iyi niyetleri, vefaları olsaydı. Nedir bu korku? Bizim gücümüz, istihbarattaki mükemmel isabet oranımız gözler önüne çıkınca, İsrail korksun, ABD korksun... İran neden gücümüzün iyice göz öne çıkacak olmasından dolayı onlardan daha çok korkuyor, çekiniyor?
Birkaç gün önce bir kez daha dünyada haber oldu ve şimdi aklımı meşgul ediyor. İran, Hizbullah'ı bile uyuştrucu paraları ile mi finanse ediyor? İslam'ı alet ederek, "İslam devletiyiz" diyerek, ihbar edip yakalattığımız bu kadar uyuşturucuya da yoksa çöktüler mi? Uyuşturucuyu işi yapıp, uyuşturucu satıp "Hizbullah mücahitleri ve mücahideleri" dedikleri kadroları mı yedirip teçhiz ediyorlar, edecekler? Sadece İran dışındaki kadroları mı uyuşturucu parası ile besliyorlar? İran, ekonomisini tıpkı Ankebut Ağı'na dahil edilmiş ülkeler gibi kara paralarla mı ayakta tutmaya çabalıyor...

Biz ne anlamalıyız şimdi şu yaşananlardan?
İran, nerede durduğuna ve nasıl durduğuna dönüp bir daha baksın. Böyle devlet/millet yönetilmez. Böyle Müslümanlık olmaz. Böyle ittifak/müttefiklik olmaz. Böyle dayanışma olmaz. Böyle bir arpa boyu yol alınmaz. Ben olsam, çok memnun ve mutlu olurdum ve iki gün sonrasında haberi hem de büyük puntolarla yaptırırdım. Güzel bir rüzgar oluştururdum. Haber içeriğinde "İran'dan ihbar yapıldı, zehir tacirleri yakalandı" demekten hiç çekinmezdim hatta metin içine teşekkür mesajı da ekletirdim.

Kapalı kasa üç büyük kamyonda ele geçirdiklerini ve uyuşturucunun kaynağını, nereden geldiğini gizliyorlar, bu bir yana... Bir de bu kadar geç haber yapıyorlar. Bu da bir yana ama "İran'ın Pakistan sınırında yer alan Sistan ve Beluçistan ilinde yaklaşık her ay büyük miktarda uyuşturucu, polis ekipleri tarafından ele geçirilmektedir." diye haberin sonuna ekliyorlar. İçlerindeki o dürtü, bunu yapmaya zorluyor onları. Lakin bu bilgi de doğru değil. Bunu yazdırırken de doğru yazdırmadıklarını kendileri de biliyorlar.
Bu, inkar edilemez bir gerçek...

Bir tarafta Türk birliği, bir tarafta İslam birliği ve en merkezinde Türkiye var.

Bizimle müttefik olmak isteyenler varsa, İran gibi olmasınlar. Bizim gibi olsunlar. Dost, düşman gördükleri herkese karşı adaletli, hakkaniyetli, samimi, saygılı olsunlar. Biz, Ankebut Ağı'nın ülkemizdeki kısmını tek başımıza da çökertebilecek ve ülkemizin idaresini ele alabilecek güçteyiz ki çok yakında bunu yapacağız. Sonra, devlet gücümüzle birlikte dünya genelinde yayılmış Ankebut Ağı'nı tamamen çökertebilecek güçteyiz. Müttefik olmak istediğimizi açıkça yazdığımız bazı devletlerin bu güne kadar zaten sahada hiçbir şeye ellerini sürdüklerini görmedik. Hep biz onlara maddi/manevi kazandırdık ama onlar sadece izledi. Ben kısa süre önce de yazmıştım ki herkes safını seçmeli. Türkiye'siz bir Ortadoğu ve dünya, mümkün değil. Bizsiz bir Türkiye de artık mümkün değil. Müttefik olduğunu iddia edip bir ileri iki geri adımlar atmak da mümkün değil. Safını seçen samimiyetle seçmeli ve dik durmalı.
Tam bir insan şeytanı...

İran'ın Ankara Büyükelçisi Farazmand, nefsin 360 kötü ahlakından 300 kadarını üzerinde taşıyordur.

Kendini beğenmiş, kibir abidesi, alaycı, kindar, ahlaksız, yalancı, sahtekar, fitneci, riyakar diye saysanız yüzlerce saymak lazım. Hepsi bu insan şeytanında var.

Nefsinden başka bir şeye kıymet vermiyor, herhangi bir inancı/değeri/sınırı yok ve İran'a da ihanet ediyor. Şuurlu bir şekilde Ankebut Ağı'na çalışıyor.

Kendini çok güçlü, vasıflı görüp karşımızda çok çok basit Acem oyunları oynamaya kalkan İran, daha kendi büyükelçilerinin bile nerede, kime ve nasıl çalıştığını bilmiyor.
"Bir gün bu mfs beni de yazacak"

Farazmand, Ankara'dan Tahran'a ne bilgi/nota geçiyorsa, bir kopyasını İsrail'e de geçiyor. Elbette ki Tahran'dan kendisine ne bilgi/talimat geçiliyorsa, onları da İsrail'e aktarıyor.

Farazmand'ın bu hainliğini Tayyip, İbrahim Kalın, Solomon Soysuz, Jeffrey ve diğerleri hep biliyor. Türkiye'den İran'a, İran'dan Türkiye'ye uyuşturucu dahil olmak üzere Ankebut Ağı'nın her neyini kaçırıyorlarsa, ağın hangi kara ve kanlı işlerini yapıyorlarsa, hepsini Farazmand da biliyor ve gücü yettiğince, imkan bulduğunca destek oluyor. Yaptığı, destek olduğu işlerin sayısına ve büyüklüğüne göre para/pay alıyor.

Tayyip'in kara para işlerinde kullandığı çetesinin adamları ile konuşurken "Bir gün bu mfs beni de yazacak" diye konuşuyor.

Farazmand, 'İran'ın içindeki İsrail'in adamı ve Yahudi kökenli. Uzun zamandır Ankebut Ağı'na mensup ve ağın her türlü pis işini meşru görüyor, imkan buldukça destekliyor.
Akademi Dergisi
"Bir gün bu mfs beni de yazacak" Farazmand, Ankara'dan Tahran'a ne bilgi/nota geçiyorsa, bir kopyasını İsrail'e de geçiyor. Elbette ki Tahran'dan kendisine ne bilgi/talimat geçiliyorsa, onları da İsrail'e aktarıyor. Farazmand'ın bu hainliğini Tayyip, İbrahim…
Tayyip her zaman olduğu gibi yayınlarımızı ilk görenlerden, dikkatle takip edenlerden...

Bu paylaşımları da gördü ve CIA casusu İbrahim Kalın'a şöyle dedi:

"İran'ın bu paylaşımlardan haberi olduysa ve dikkate alıyorsa, büyük ihtimalle elçi hakkında soruşturma yapacaktır. Bu, bizim için kötü oldu. Elçiye söyleyin, dikkatli olsun."

Farazmand, bu insan şeytanlarının büyük miktardaki sevkiyatlarında ayrıca bir güvenlik unsuru oluyordu. Bunlara çok yardımcı/destek oluyordu.