Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.7K photos
25.8K videos
370 files
7.58K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Eygi'nin bu dava ile bir bağı yok. Eygi, gençlik yıllarından beri MİT personeli... Eygi gibi MİT'e çalışanlardan biri olan Mısıroğlu, 15.12.2018 tarihinde kayıt edilmiş şu videosunda "MİT'e çalışmak kötü bir şey değildir. Neredeyse vatan millet mevzusu diyerek ben de çalışacaktım" diyerek Eygi'yi temize çıkartmaya çalışıyor. Eygi'nin MİT personeli olduğunu inkara yol bulamayınca, böyle bir aldatmaca yapıyor. Oysa MİT denilen kurumu, MAH yani Milli Amele Hizmet'ten MİT yani Milli İstihbarat Teşkilatı haline getiren CIA'dır, Siyonizmdir. O günden bu güne MİT, Türk milletine ve devletine değil, içimizdeki İsrail'e, Masonluğa, Siyonizme, Ankebut Ağı'na hizmet etti, halen de bunlara hizmet ediyor. O günden bu güne MİT'in başına gerçek Türk ve Müslüman olanların geçmesine izin verilmedi. Sadece başına değil, üst makamlarına da izin verilmedi. Böyle bir MİT, hiçbir zaman gerçek Türklerle ve Müslümanlarla uzun süreli çalışmadı. An itibari ile bile MİT'in başında, İsrail ile danışıklı dövüştürtülerek bir hiç iken kahramanlaştırılan gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan Hakan Fidan var.
Okur yazar olanlar arasında MİT'in bu gerçek yüzünü bilmeyen hiç kimse yok ama Eygi kadar münafık ve hain olan Mısıroğlu, son çare olarak, okur yazar olan kimsenin yemeyeceği bir gol atmaya çalıştı o gün o cumartesi sohbetinde...

MİT'i kurarken CIA'nın en öncelikli hedeflerinde biri, Türkiye'nin de Sovyetlerden gelen Komünizm fırtınasına kapılmasına mani olmaktı. Bu hedef çerçesinde Türkiye'de gerçek yüzü gizlenerek neler neler çevrildi. Münafık Kadir'in videoda bahsettiği Alparslan Türkeş kod adlı şahıs da çevrilen dolaplardan biriydi. Türkiye'de derhal güçlü bir antikomünist mücadele verilmesi için Pentagon'da hususi eğitime tabi tutulmuş ve CIA güdümünde mücadele vermiş bir gizli Yahudiydi. Zaten bütün Türkiye'ye duyurduğum halde ve Mısıroğlu'na da onlarca kere sorulduğu halde, bir türlü çıkıp da Türkeş'in bu gerçek yüzünü anlatmadı. Yakın tarihin bu kritik temel taşını, antikomünist mücadele için Türkiye'de kimlerin nasıl kimliklere büründüğünü, başka bir hedef için kurulmuş görünse de nasıl teşkilatlar, cemaatler, dernekler kurduğunu anlatmadı. Anlatamazdı, çünkü Kadir de aynı yere ömrünün sonuna kadar hizmet etti. Aynı sistem içinde kullanıldı.

Bu kısımlara on senedir temas ediyorum. Detaylarına önceki yazılarımdan bakabilirsiniz. İşte Eygi'yi MİT personeli yaparlarken hedefleri de İslamcıların arasından sağlıklı ve hızlı bilgi almak, onları mümkün mertebe yönlendirmek ve onların antikomünist duruşunu güçlendirmekti. İslamcıları ve bazı bozuk tarikat ve cemaatleri, Komünizme karşı mücadelede kendi istedikleri ayarda tutabilmekti. Eygi, hayatı boyunca bundan başka bir şey olmadı. Bu gibi art niyetli ve haince projelerde kullanılan basit bir piyon olmaktan başka bir şey olmadı.
Adı Arzu...

Eygi'nin MİT ile kontağı, Arzu isminde bir kadındı. Bu kadın da Müslüman ya da vatansever falan değildi. Tesettürlü de değildi. Eygi ile nikahı falan da yoktu ama çok uzun süre gayr-i meşru cinsi münasebet de yaşadılar. Bu kadın yer yer Eygi'ye yakın durabilmek için tesettüre uygun kıyafetler de giyerdi. Çoktan öldü, gitti. Eygi'nin evlenmemesinin asıl sebepleri de bunlar...

1- Hain bir ajan olması ve sürekli risk altında olması, evlenip yuva kurmasını çok güç hale getiriyordu. Zaten işler sarpa sarınca bir ara yurt dışına da kaçmak zorunda kaldı.

2- Zaten Müslüman olmadığından, gayr-i meşru ilişkiden kaçınmaması ve nikaha/evliliğe ihtiyaç duymaması

Bu hususta hemen sözü Said-i Nursi'ye getirip onun da evlenmemiş olduğuna vurgu yaparlar ve Eygi'yi savunurlar. Halbuki Said-i Nursi de gizli Hıristiyan, gizli ajandı ve ruhban sınıfındandı. Bu sebeplerle evlenmedi. Zaten Eygi'nin en çok açık verdiği konulardan biri de Said-i Nursi konusuydu. Meydana çıkmış binbir türlü somut gerçeğe/ispata rağmen ve bir yandan da kendisi o kadar ihlaslı, mert bir mü'min rolünde görünmesine rağmen, Nursi'yi inatla savundu. Savunmaya yol bulamadığı halde ısrarla savundu ve Nursi gerçeklerini ben daha fazla duyurdukça o çok rahatsız olup karşı yazılar dahi yazıdı. Böyle yapmak zorundaydı, çünkü Said de antikomünist mücadele için kullanılan basit bir piyondan başka bir şey değildi. Bomboş, ilimsiz, kopyacı, tekrarcı, samimiyetsiz, münafık bir haindi... Tıpkı, Eygi gibi... İkisi de aynı yere ve aynı hedefe çalışıyorken, Eygi, Said'e nasıl vursun?

3- Arzu'nun varlığı da zaten Eygi'nin gerçek bir yuva kurmasının önünde büyük engel teşkil ediyordu.
Haydi, hemen bu yazdıklarımı sorun Eygi'ye... Telefonum 0554 360 56 66... Zaten biliyor kim olduğumu ve bana bir dakika içinde nasıl, nereden ulaşabileceğini. Bu Telegram grubunu da takip ediyor uzun süredir.

Telegram üzerinden hemen bir sesli görüşme yapıp kayıt edip paylaşalım. Daha yüzüne çarpacağım çok ihanetleri, adilikleri var. Müslümanları küfre götüren Nazım Kıbrısi gibi apaçık bir sapık ve şarlatanı, Allah'ın dinini, ayetlerini, tasavvufu, Allah dostlarını alet ederek müdafaa edebilmesi ama buna rağmen bir de sık sık yazılarında "Üzülüyorum. Ehl-i sünnet yıkılıyor. Tasavvufun içi boşaltılıyor" demesi de bundan, münafıklığından...
Nazım Kıbrısi de hem MİT'e hem de İngiliz gizli servislerine çalışan bir haindi. MİT'e diyorsam, anlaşılmıştır, MİT içindeki gizli Yahudi ve gizli Ermeni hainlere... Nazım'ın sözde tasavvuf anlayışı da gözler önünde. Binbir türlü somut, tartışmayı bitiren sapıklık ispatlarına rağmen ısrarla Allah'ın veli kulu ve mürşid-i kamil ilan ettikleri Nazım şarlatanının sözde müritlerinin halleri tartışmaya mahal bırakmayacak kesinlikte gözler önünde. Allah'ın ayetlerini bile sazla, defle okuyup tepinip duruyorlar. Kadın erkek aynı mekanlarda tepinip adına zikir diyorlar. Bir kısmı değil, hepsi bu halde... Mevzuyu şimdi duyan ve Nazım kimmiş, peşinden gidenler nasılmış bilmeyen biri bile açar Youtube'dan Nazım Kıbrısiye ve peşinden giden sözde mutasavvıflara dair videoları ve mevzuyu en geç bir saatte kesinleştirir ve hepsine lanet edip geçer. Ya bu Eygi, ya bu Mısıroğlu ve benzerleri? Bunlar, bu kadar sene neyi tartıştılar/tartışıyorlar? Bu kadarı, aldanarak yapılabilir mi? Avanak uyutturklarını mı zan ediyorlar bu gibi münafıklar? Bu davanın sahipsiz olduğunu mu zan ediyorlar? Bu milleti toptan ahmak mı zan ediyorlar? Şu Kadir'in ardından yazdığı köşe yazısında, onun hakkında "Ehl-i sünnet üzere idi" diyebilmesi bile sahtekarın, münafığın teki olduğunu somut surette ispat eden delillerden biri... Münafığın teki olmasa, senelerdir ispatları ile gözler önüne serdiğim sarsıcı Kadir Mısıroğlu gerçeklerini hiç vakit kaybetmeden yazar, insanları BOP'çuluktan, Kadir'in küfre düşüren kitaplarından, kasten aldatıcılık ve ihanet sergildiği cumartesi sohbetlerinden uzak tutardı. Mü'min bir kalp, tehdit altında kalacağını hatta katledilceğini bilse bile bunu yapardı.

Allah, bütün münafıklara lanet etsin ki etmiş de zaten.
AKPKK’li Aydın Bozdoğan Belediyesi'ne bağlı Bozbel A.Ş’de kadrolu çalışan 88 işçinin işine son verildi. CHPKK Aydın İl Başkanı Ali Çankır, müfettişleri ve İçişleri Bakanlığı yetkililerini hukuksuzlukları tespit etmesi için göreve çağırdı.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"Ne öyle hep sarışın, biraz da esmer çıkart ekrana"

Nazım Kıbrısi meselesini iki gün bile tartışan birinin, ya aklında sorun vardır ya da kalbinde...

Şu videoyu baştan sona bir izleyin. Sonra kendinize sorun:

Mehmet Şevket Eygi ve Kadir Mısıroğlu gibiler, bu Nazım'ın onlarca sene yakınında da bulundular. Bunlar nasıl Müslümanlar ve bu kadar rezilliğe, ihanete, dinimizle alay edilmesine, Müslümanların kandırılıp sonsuz felakete sürüklenmesine nasıl tahammül ettiler? Ve ben bunları son 8-10 senedir somut ispatlarla gözler önüne serip durduğum ve büyük ses getirdiğim halde, onlar hala nasıl olup da Nazım'dan yana durabildiler, durabiliyorlar? Eygi, bir canlı yayında karşıma çıksa, on dakika bile renk vermeden durabilir mi karşımda? Şu hususların tartışılacak bir yanı var mı?

Kadir Mısıroğlu, Nazım Kıbrısi'nin gizli Hıristiyan ve Misyoner olduğunu biliyordu. Eygi de biliyor. Bu sistemin mensupları birbirlerini hep biliyor.
Neresinden yola çıkıp incelerseniz inceleyin, yol, sonunda Ankebut Ağı'na ve ağı/sistemi yöneten konseylere ulaşıyor. Şeytan'ın Konseyi'nin yedi üyesinden biri olup aynı zamanda 13'ler Meclisi'nin de bir üyesi olan Haham Ben Abrahamson'a bir bakın, yine ne haltlar çeviriyor.
Şu "İfade özgürlüğü" denilen şey sadece devlet, asker, polis, İslam, Türk, ahlak düşmanları için mi geçerli?

Sadece gizli Yahudiler, gizli Ermeniler, gizli Rumlar, gizli Misyonerler, çift kimlikli omurgasız sürüngenler için mi geçerli?

Türk, kendi vatanında tutsak mı, örtülü bir işgal altında mı?

Geçerli hiçbir delil olmadığı halde evinden, yuvasından, çocuklarından alınıp bir de başörtüleri bile indirilerek ceza evlerine doldurulan ve yıllardır oralarda tutulan Müslüman hanımları, bu ülkede ikinci sınıf vatandaş mı? Onların özgürlükleri, hakları yok mu? Anayasa Mahkemesi üyeleri de hep kripto kimlikli kişiler mi?
Şu fotoğrafı yayıp altına da "Sahte mürşid-i kamil Nazım Kıbrısi, mezarından kalkmış ve o anları fotoğraflamışlar" diye yazsam, inananlar çok olur.

İnsan, şu pisliğin sadece sıfatına ve beden diline, o hiç eksik olmayan kibirli/alaycı gülüşlerine bakarak bile tiksinirdi.

Konseylerin üyesi olup şeytanlıkları yüzlerine vurmuş olan o Sanhedrin hahamlarından bir farkı var mı şu sıfatın?
Osmanoğullarının dramı 😊

Çoktan devşirilmiş, aslından bozulmuş ve şu sıralarda memleket, vatan, din, akıbet, ahiret mücadelesi vermek yerine miras, arazi, gayr-i menkul, İslamcılık mücadelesi veren Osmanoğullarından hala ümitli olanlar var.

Sahte şeyhlere, bozuk tarikatlara, AKPKK gibi ihanet projelerine büyük destek verip dimdik duran bizlere selam bile vermeyen bu lüzumsuların, bizlerden bu kadar uzak durmalarına şükürler ediyoruz. Bunlar sebebi ile başımıza taş yağsa, yeridir.

Ha bu arada, dolar 6.10 Türk Lirası oldu.

Osmanlı, çoktan tarih oldu. Yeniden bir Osmanlı da kurulmayacak. Çok daha güçlü, mükemmel bir İslam devleti kuracağız.
Adalet Bakanlığı, 9 milyar lira yatırımla 48 yeni cezaevinin inşaatını sürdürürken, mahkumların çalıştığı İş Yurtları Kurumu’nun da 4 milyar liraya 43 cezaevi yaptırdığı ortaya çıktı. Planlara göre böylece, Türkiye'nin 2 yıl içinde 13 milyar lira yatırımla 91 yeni cezaevi olacak. Lakin bu planların tutmayacağına, birkaçı hariç, diğer cezaevlerinin hiçbirinin tamamlanamayacağına kesin gözü ile bakabilirsiniz. Bunların tamamlanmama ihtimali Kanalistanbul'un hiçbir zaman yapılamayacağı ihtimali kadar yüksek...
THY ilk çeyrekte 1.25 milyar lira zarar açıkladı.

Türk Hava Yolları(THY) ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı. KAP'ta yer alan verilere göre şirket, yılın ilk 3 ayında 1.253.000.000 lira zarar etti.

Geçen yıl aynı dönem zarar 314 milyon lira olmuştu.
İhracat bir yılda yüzde 6 azaldı
TÜİK'in açıkladığı verilere göre ihracat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,3 azaldı.
Erdoğan'ın korumalarının darp ettiği avukatın hakaret etmediği belirlendi

Bilirkişi raporu ile birlikte korumalar tarafından darp edilen Avukat Sürenoğlu’na zorla imzalatılan ve hakaret iddiasını içeren tutanak yalanlandı.

Sürenoğlu’nun “Bir düğün için bu olur mu” dediği ifade edilen bilirkişi raporunda, avukatın Erdoğan’a hakaret ettiğine ilişkin herhangi bir tespit yer almadı. Rapor, korumalar tarafından Sürenoğlu’na zorla imzalatılan ve hakaret iddiasını içeren tutanağı da yalanlamış oldu. Bu da korumaların gerçeğe aykırı tutanak düzenlediği gerçeğini ortaya çıkardı.
TÜİK, Ocak - Mart 2019 arası kırmızı et üretim istatistiklerini yayınladı. Buna göre, kırmızı et üretimi 1 yılda yüzde 16 azaldı
Han-ı yağma: Erdoğan'ın 1 yıllık örtülü ödenek harcaması 1 milyar 722 milyon lira

Erdoğan'ın yalnızca 2018 yılında örtülü ödenekten 1 milyar 722 milyon lira harcadığı ortaya çıktı. Sözcü yazarı Çiğdem Toker, 14 yılda harcanan miktarın da 14.5 milyar lira olduğunu yazdı.