Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
25K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Afet bölgesindeki vatandaşlarıma hitap ediyorum

Çok uyanık, dikkatli, kararlı olun. Önünüzde biraz daha sıkıntılar var ama sonrası çok hayırlı olacak.

Oraları sakın satmayın ve terk etmeyin. Zaten Türkiye'nin başka başka yerlerine de başka başka musibetler gelecek hatta yağacak. Bu bir yana... Diğer yanı da şu ki afet bölgesinin dağı taşı altın da olacak. Hem madenler, petrol ve gaz bol bol çıkacak hem de ziraat ve hayvancılıkta dünyanın belki de bir numarası afet bölgesi olacak. Hatta açık ara farkla öne geçme ihtimali de yüksek. Dünya, ziraatın ve hayvancılığın en iyi şartlarda nasıl yapılacağını o bölgeden, o bölgedeki projelerden ve tekniklerden, bilgi/birikimden öğrenecek. Çok yakında video platformlarında dünya genelindeki çiftçilere ve besicilere yönlendirmeler yapan kişiler olacaksınız. Dünyanın her yerinden yatırımcılar, o bölgedeki projeleri incelemeye hep gelecekler.

Çünkü yıllardır anlattığım projeler yakında yapılmaya başlanınca, bu projeler için en uygun yerlerden bir yerin de afet bölgesi olduğu hemen kabullenilecek. Ben yayınlarımda her şeyi açıkça yazmadım ve her okuyan anlamadı ama düşmanlarımız her şeyi hemen anladılar. Üzerlerindeki şu panik halinin bir sebebi de bu...

Türkiye gerçek hürriyetine kavuştuğunda ki çok az kaldı, o projeler yapılmaya başlandığında, dünyadaki hiçbir unsur ya da ittifak Türkiye'nin karşısında duramaz. Devamındaki birkaç sene içinde Türkiye somut şekilde, herkesin kabullendiği şekilde dünyanın en güçlü ülkesi olur. Bunu çok kesin olarak biliyorlar.

Sayılı günü kalmış olan hain Ankara hükumetinden yapılan açıklamaları vaatlari de hiç dikkate almayın. En az bir buçuk sene, ihtimal ki iki buçuk sene orada kayda değer gelişmeler olmayacak. Sıkıntılı süreç devam edecek. Sonra da her şey bir anda tersine dönecek. Orası bir cazibe merkezi olacak. Evler, dünyada ilk defa kullanılan tekniklerle çok kısa sürede yapılacak ve uygun maliyetli olup çok da uzun ömürlü olacak.

Bu süreç içinde birileri tarafından göstermelik birkaç toplu konut projesi yapılabilir ama o da AKPKK'ye kalmayacak. AKPKK'nin ömrü bitti, o onlarca devlet de onu ayakta tutamayacak. İşgal teşebbüsleri bile, suni afetler bile AKPKK'yi ayakta tutamayacak. Türkiye'nin gerçek hürriyetine ulaşmasına ve hızla devleşmesine mani olamayacak.

O halde, oldu bitti ile yapılacak yeni inşaat projelerine dahil olmayın. Paranızı kaptırmayın. Onlar, sonuna kadar yapılacak olsa bile kimse rağbet etmeyecek. Evden, binadan sayılmayacaklar.

Çünkü çimento ve beton bu ülkede tarih olacak, kullanılmayacak. Şu anda bile alternatifleri hazır ve daha ucuz ve daha emniyetli ve daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı...

Sakin olun, metin olun, bilinçli olun, kararlı olun, uyanık olun. Oyunlara gelmeyin. Birlik ve beraberlikten ayrılmayın.

Manevi eksik ve kusurlarınız varsa, onları düzeltmeye de çabalayın. Maddi imkanı olanlar hiç vakit kaybetmeden yaz kış çok iyi şartlarda barınmayı sağlayan kümbet şekilli çadırlardan alsınlar. Branda ile kaplanmış olanından değil, doğru malzeme ile kaplanmış olanından alın. Yine, kendi elektriğinizi üretip kullanmanızı sağlayan hazır sistemler artık her yerde bolca var ve fiyatları da uygun. Bu sıkıntılı süreci, mümkün olabilen en az zorluklarla atlatmak aslında biraz da sizin elinizde. İki adet ortalama büyüklükte güneş paneli, iki adet araba aküsü ve bir adet inverter ile elektrik sorununu kökten çözebilirsiniz. Çok fazla teknik bilgi de gerektirmez ve kendiniz bile montajlayabilirsiniz. Böylelikle, çok emniyetli arazilerde rahatça ikamet edebilirsiniz.

Hayat devam ediyor ve o halde mücadelemiz de devam edecek. Başkalarına bakmadan önce, kendi imkanlarınızla da kendinizi hızla ve doğru kararlarla nasıl ayağa kaldırabileceğinize, muhafaza edebileceğinize ve hayata sağlamca tutunabileceğinize hemen şimdi bir bakın...

Etrafınızda küçük desteklerle bile ayağa kalkabilecek vatandaşlarınız var, onları da unutmayın. Bu zor günleri hep beraber atlatacağız ve oraları da Belde-i Tayyibe'ye dahil edeceğiz.
Blinken da çöp... Şimdi bay Kamala gelsin, o da sert kayaya çarpsın, dünya da görsün.
Çin'in Rusya'ya silah vermesi ya da vermemesi, gerçekten müttefik olması ya da olmaması, bizim meselemiz değil. Bizim siyasetimize, hedeflerimize, planlarımıza zarar vermiyor, engellemiyor.

Bu türlü dengeler, gelişmeler karşısında ABD'nin AB'nin, İngiltere'nin ya da NATO ittifakının başına neler gelebileceği de bizi ilgilendirmiyor.

Türkiye olarak bu meselenin de hiçbir tarafında değiliz. NATO tarafında da değiliz.

Türk ordusuna güvenerek adımlar atanlar, hemen yolun başında tıkanıp kalırlar.

Türkiye, kendini savunmak haricinde ve çevresindeki Türkleri savunmak, işgal altındaki topraklarını geri almak haricinde askeri güç kullanmayacak. Kimsenin danışıklı ya da yarı danışıklı planlarına alet, maşa, piyon olmayacak.

Bu duruşun aksine olarak, hain Ankara hükumetinden yapılan açıklamaların, alınan ve duyurulan kararların tamamı hükümsüzdür ve Türkiye'yi bağlamaz.
Akademi Dergisi
Video
Neden?

Çünkü dünyanın her yerindeki metafizikçiler, çok ileri seviyede olmayan metafizikçiler bile bu kadarını görebiliyor, bilginin bu kadarına ulaşabiliyor.

Dünyada uzaylı ve farklı insan türleri olduğunu, binlerce yıldır yer altı şehirlerinde gizlice yaşadıklarını, yüksek teknolojileri olduğunu, yeryüzünün dengelerine sinsice ve yüksek teknolojilerle müdahale ettiklerini görebiliyorlar.

Yeşilleri de grileri de başka türleri de görebiliyorlar. Ye'cüc ve Me'cüc kavimlerinin de yeşiller ve griler olduğunu görebiliyorlar. Bunları görmek, bunları bilmek işten bile sayılmaz... Buna rağmen mason, satanist, gizli Yahudi birileri ekranlara çıkartılarak hala zihinler bulandırılmak isteniyor.

Metafizikçiler, onların çoğunun biyonik robotlar olduğunu, yerlerine geçilmiş karakterler olduğunu da görebiliyorlar.

Hatta metafizikçiler, onlara, uzaylı taraflara neler yaptığımızı, bu oyunun sonuna geldiğimizi, kazanan ve en sonunda da kazanacak taraf olduğumuzu da görebiliyorlar.

Öyle metafizikçiler, o yeşillerin, grilerin arasında da var. Onlar da sonlarının geldiğini görüyorlar ve biliyorlar. Kur'an ayetlerinin ve ayrıca hadis-i şeriflerin hak olduğunu da kesinlik seviyesinde biliyorlar ama inatla red ediyorlar. Bu nedenle yeryüzünde ABD, İngiltere, İsrail, Çin, Rusya, Japonya, Tayvan, Hindistan, Pakistan, İran, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, BAE, Suudi Amerika, Katar, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya üzerinden organize halde ve tamamen ahmakça planlar deniyorlar. Sonlarını bile bile... Kaderi değiştiremeyeceklerini bile bile...
Mersin, Adana ve Antalya'nın, suni depremlerle ve başka türlü suni afetlerle vurulmasına ve düşmanlarımızın işgaline hazır hale getirilmesine karşı çok tedbirli, uyanık ve gayretli olmalıyız.

Türkiye, suni afetlerle ve hava bombardımanları ile diz çöktürebilecekleri bir ülke değil. Şartlar ne kadar aleyhimize dönerse dönsün, işgalcilerin karaya tutunmalarına izin vermeyeceğiz.

Sözde insani yardım görüntüsü arkasında ve/veya NATO kapsamında, o işgalci ön birliklerin karaya tutunmalarına da izin vermeyeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ağır hasarlı evine bakmaya giden bir depremzede evindeki değerli eşyaların yağmacılar tarafından çalındığını gördü.
Mersin, Adana, Antalya ve Konya'da bulunan bütün vatandaşlarımız, panik yapmadan, oralarda da yıkıma sebep olabilecek şiddetli depremleri yüksek ihtimal dahilinde görerek, binalarından çıksınlar ve geceyi dışarıda geçirsinler.
Sanki gökyüzünün yüksekliği azalmış ve sanki yıldızlar daha yakınmış gibi görünen gecelerde, afet ihtimalinin yüksek olduğunu değerlendirin. Gerekiyorsa geceyi sakince ve panik yapmadan dışarıda geçirin.

Çünkü, tabii olsun ya da suni olsun, depremler öncesinde kesinlikle bölgenin manyetik alan dengesi değişir. Göğün manyetik alanı değiştiğinde geceleri sanki gök biraz aşağı inmiş ve yıldızlar daha yakınlaşmış gibi bir görüntü oluşur.

Bu, 99 Marmara suni depreminde de böyle oldu. Sonraki suni depremlerde de böyle oldu ve bundan sonrakilerde de böyle olacak.

Devletimizin depremleri çok büyük isabet oranıyla önceden tespit edebilecek ve bölge halkını ikaz edebilecek teknolojisi, imkanları, kadroları kesinlikle var ama onlar da kullanılmıyor. Türkiye devleti, şu son Hatay depremini önceden halkına duyurabilirdi. Bunda da kesinlikle ihanet var. Biz dahi, devletin imkanlarına kıyasla çok yetersiz ve kısıtlı olan imkanlarımızla Hatay depremini önden haber verebildik.
Tayyip karakteri, Soysuz karakteri, Bohçalı karakteri, Hulusi karakteri, Şentop karakteri, Meral karakteri, Fuat karakteri, Kemal karakteri, Kalın karakteri, Yaşar Güler karakteri ve bilinen o diğerleri...

Hepsi de bu saldırıyı biliyorlardı ve aslında daha şiddetli olmasını bekliyorlardı.
Biz de biliyorduk. İkazlar da yaptık.

Kızmışlar, çok ama kızdılar. Günlerdir sahada yaptıklarıma ve şurada yazdıklarıma, milletimi bilgilendirmeme, devletmizi, ordumuzu, emniyetimizi yönlendirme çok kızdılar.

Çaresiz, aciz bir Türkiye görüntüsü oluşturmak istediler, bunu bozmama çok kızdılar. Sözde yardımlar iddiasıyla işgalin ön hazırlıklarına giriştiler, bunu bozmama da çok kızdılar. Yağmalar alsın yürüsün istediler, bunu da bozdum ve çok kızdılar. Organlar ve insanlar kaçırmak istediler, bunu da bozdum ve çok kızdılar. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasına meydan vermek istediler, bunu da bozdum, çok kızdılar. Orada ahali açlıktan, imkansızlıklardan, soğuktan ölsün istediler, milli bir seferberlik havası/şartları oluşturdum, buna da çok kızdılar.

Sözde Türk basın ve medyasına had bildirdim, rest çektim, ayar verdim, buna da kızdılar.

İsrail dokunulamaz zan ediyordu kendisini, buraya gönderdiği ekipleri korkudan titrediler, günlerce sahaya inemediler, sonra görüntü olsun diye ancak inebildiler ve bir halt edemediler, buna da çok kızdılar.

Soysuz'un resmi kimlikli olan çetelerine kadar hepsini sıkıştırdım, dengelerini bozdum, sahada afalladılar ve buna da kızdılar.

Yardım toplama numaralarıyla istedikleri kadar paralar vuramadılar, buna da kızdılar. Halk bu defa çok bilinçli olabildi ve vurgunlar çok sınırlı kaldı.


Türkiye'de bir korku ve çökmüşlük halinin hakim olmasına izin vermedim, buna da kızdılar.

Gemilerine, uçak gemilerine, Türkiye'ye gönderdikleri başka ülkelerin yetkililerine, NATO yetkililerine ve en son da Blinken'a meydan bırakmadım, buna da kızdılar.

Şu ana kadar neler yaptıysam, kat kat fazlasını yapacağım ve asla geri adım atmayacağım.
Bütün Türk milletine sesleniyorum

Derhal ve tamamen silahlanın ve bölgenizdeki bütün yabancı unsurları vurun. Hangi ülkerin personelleri, askerleri, üsleri, araçları, bürokratları olduğuna hiç bakmayın. Ayırt etmeyin. Canlı teslim almaya uğraşmayın.

Polislerimiz de askerlerimiz de sizinle beraber yabancı unsurları imha edecekler. NATO unsurları da imha edilecek.

Türkiye çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya...
Bütün bürokratlara, belediye başkanlarına kadar herkese sesleniyorum.

Ankara hükumetine itaatı derhal terk edin ya da başka çaresi kalmadıysa son çare olarak istifa ederek kendi hayatınızı kurtarın. Yoksa sizler de vurulacaksınız.
Son saldırının devamı gelecek. Fay hattını istedikleri gibi kıramadılar ve kırmaya çabalıyorlar. Hain Ankara hükumeti ve onunla bunca yıldır danışıklı dövüşen sözde siyasi partiler ve liderler hala ülkenin idaresinde etkili oldukça, can kayıplarımız onlarca milyona çıkacak. Kaybedilen şehirlerin sayısı onlarca adete çıkacak. Ve yine de devletimizin, ordumuzun imkanlarını seferber etmeyecekler. Yine de onlarca ülkenin ortak işgal teşebbüsüne meydan verecekler.
Sağcısı, solcusu, şucusu, bucusu, kadını, erkeği yok. Milli seferberlik haline geçiyoruz. Evvela ordumuzun genelkurmay kademesindeki hain rütbelileri parçalayacağız. Ordumuz ve milletimiz el ele devam edecek.
Daha önce de söylemiştim, tekrar ediyorum Hatay ilindeki sahil şeritlerinden epeyi içeriye girin. Sahile yakın yerlerde bulunmayın.
Manyetik alan dengesi, karıncalar, kuşlar ve daha pek çok şey, depremi önden haber veriyorlar. İsteyen bütün devletler bu alametleri sürekli takip eden sistemler kurararak afet bölgelerindeki vatandaşlarına erken uyarı yapabilirler. Bir iki dakika değil, yarım saat hatta bir saat öncesinden tedbirler aldırabilirler. Bunu yapmak için yüz binlerce kişiyi seferber etmek ya da yüzlerce milyar dolar ayırmak da gerekmiyor. Çok da kolay, zahmetsiz ve nispeten masrafsız bir iş bu...

Lakin o masonlar, buna da izin vermiyorlar. Bunun bu şekilde kabullenilmesine bile meydan vermek istemiyorlar. Böyle bir kabullenişi bile baskılıyorlarlar. Onlardan biri de maymun Celal... O herifin Türklükle, Türkiye ile hatta insanlıkla bir bağı yok. Son süreçte çoğu yönlendirmeyi onun üzerinden yaptılar.
Türkiye'ye yapılan bunca suni afet saldırılarının ve işgal ön hazırlıklarının arkasında Netenyahu kadar Trump karakteri de var.
Son günlerde Türkiye'nin muhtelif yerlerinde, hava sıcaklıklarında çok ani düşmeler ve yükselmeler yaşandı. Bunlar da elektromanyetik saldırıların, frekans saldırılarının tezahürü... Yaşanan bu ani hava şartlarını dürüst bilim adamları, "suni müdahaleler yapılıyor" ifadesini kullanmadan asla açıklayamazlar. Hala müsilajın bir anda nasıl ortadan kalktığını açıklayamadıkları gibi...