Ayrıca, milletimiz gerekli tepkileri gösteremesin, hak arayamasın, hain Ankara hükumetine sıkıntılar çıkmasın diye de organize halde büyüler yapıyorlar. Türkiye'nin üzerine yağmur misali büyüler yağıyor.

Dünyadaki on binlerce metafizikçinin hangisine sorsanız, size hemen bunları anlatır. İsterse detaylarını da anlatabilir. Bunlar zor işler değil.

Biden ve İngilizler "Çuvalladık" diye değerlendirmeler yaptılar.

Afet bölgesine pekmez ve tahin gönderilmeli. Hem ısıtır, hem enerjiyi ve hareketi artırır, hem tok tutar, hem de kolayca bozulmaz. Yardımseverler kendi aralarında organize olmalılar. Kendi araçlarıyla ve adamlarıyla nakil yaparak, elden dağıtmalılar.

Çin'in pislik adamları, Soysuz'u çok destekliyorlar. Rusya da destekliyor. Sahadaki çoğu pis iş, Soysuz merkezli olarak çevriliyor.

Ne zaman yapabileceklerini bilemiyorum ama bütün takipçilerim biliyorlar ki uzun zamandır "İki büyük deprem bekliyorum" dedim, durdum. İkinci deprem, bu yaşanandan kat kat şiddetli bir deprem olacak.

Gördünüz, astrolog takımı da aldanabiliyor hatta çoğu aldanmayıp da kasten aldatıyor. 2026'dan önce ya da 2028'den önce büyük İstanbul depreminin yaşanmayacağını söyleyip duran o kişilere, hala itibar etmek istiyorsanız, tamamen kendi seçiminiz, kendiniz bilirsiniz.

Vaziyetin ciddiyetini hala idrak edemediyseniz, hala tedbirler almadıysanız, hala bir yerinden tutup da bu mücadelenin içinde yer almadıysanız, zaten ya aklınızda ya da niyetinizde ciddi seviyede bir bozukluk var demektir.

Tekrar ediyorum, İstanbul'dan sonra en riskli şehir, Bursa...

Elbistan'dan anlık görüntü...

Vatandaşlar isyan ediyor:

"Şu an itibariyle ne arama kurtarma var, ne de bir çalışma var. İnsanlar çaresiz. Acil yardım bekliyoruz"

Hatayspor Teknik Direktör Yardımcısı Gökhan Zan: "Yalvarıyorum. Hatay çok kötü durumda. Yardım yok. Su yok. Kimse kimseye ulaşamıyor. Kendi çabamızla bir şey yapmaya çalışıyoruz. Yalvarıyorum sesimiz olun. Perişanız."

Beşşar Esed'in, Suriye'yi de etkileyen, Suriye'de de can kayıplarına sebep olan depremin zararlarını görüşmek üzere yapılan toplantıya gülerek başlaması tepki çekti.

14 Haziran 2020 tarihli Akademi Dergisi yayınıdır.

Çanakkale için de büyük risk var. Tedbirli olunmalı...

Mühim ve sarsıcı bir gerçeği anlatmanın artık vakti geldi. Türkiye'de son yaşanan suni afet saldırılarında, çok çok ileri teknoloji kullanıldı.

Sadece o bilinen HAARP sistemleri kullanılmadı. Gelişmiş bir yeraltı aracı da kullanıldı.


Bu araç yerin altında hızla hareket edebiliyor. Toprağın, taşın, kayanın kimyası ile oynayıp yakabiliyor. Sürekli maddenin atomlarıyla oynayarak ve maddeyi önünden iterek kendine yol açabiliyor. Çekirdek isimli (The Core) filmde, dünyanın çekirdeğine gönderilen araca temel mantık olarak benzeyen bir teknikle çalışıyor. Zaten o film de elde edilmiş olan bu türlü bilgilerden yola çıkılarak yazıldı ve çekildi...

Bu araç kendi bünyesinde çok yüksek bir enerji üretebiliyor. Etrafı bir enerji bulutu gibi oluyor.

Suni afet saldırısı sırasında gökte, iyonosfer tabakasında biriktirilen yüksek güçteki elektromanyetik enerji ile bu araç arasında bağ kuruluyor.

Bu araç, deprem için üretilmiş elektromanyetik alanı sektirmeden kendi üzerine çekmek istiyor. Böylelikle, gökte biriktilmiş suni manyetik alan, nokta atışı ile hedefe gönderilmeye çalışılıyor. Elbette her teknolojik araçta olduğu gibi bu sistemde de istenmeyen, hesap edilemeyen şeyler yaşanabiliyor.

İşte yıllardır "poseydon" ya da "poseidon" diye yazarak konu ettiğim araçlardan biri de bu...

Son 3-4 yıl içindeki yazılarımın arasında poseidon araması yapın...

Bir de şunu bilmeniz gerekiyor...

Şu anda dünyada milyarlarca dünya insanı var. Bunların arasında hiç yoksa, yüz binlerce medyum/metafizikçi kişi var.

Onların arasından, dürüst karakterli olanlarına gitseniz ve bu yazımı okutsanız... Sonra da "Neler görüyorsun duru görüşünle?" diye sorsanız. Bu yazdıklarımı saniyeler içinde onlar, metafizikçiler de doğrularlar.

Bu işler, zor işler değil...

Çabuk sevindiler, çok heyecan yaptılar. "Türkiye artık ayağa kalkamaz dediler" ama şimdi de kalkacak, o büyük İstanbul depremi olduktan hemen sonra da kısa sürede ayağa kalkacak...

Ben buradayım, hep burada olacağım ve Türkiye'ye hiç kimse diz çöktüremeyecek.

Gaziantep'te depremden etkilenen bir vatandaş: "Bu sabah 04.00'ten 15.00'e kadar bir balyoz ve bir kürekle 20 kişi halk olarak çalıştık. Bir tane ekip görmedik."

4 Şubat...