Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.8K photos
25.1K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Forwarded from Akademi Dergisi
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri: 'Cerrahlar neşterlerini bilemiş, kurban kesmeyenleri bekliyorlar'
Forwarded from Akademi Dergisi
Kurban kesmeyenleri cerrahlar keser... Ya da düşman askerleri...

Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) ''Doktorlar neşterlerini bilemiş, kurban kesmeyenleri bekliyorlar'' buyurdu bir sohbetinde... Kurban kesilmeyen yerde bir vesile ile mutlaka kan akar.

Kurban kesilen yerde savaş, iç savaş, terör olmaz. Kurban ibadetini ihmal etmeyelim. Çevremizde bu hususta gaflete düşmüş ve nefsine uymuş ve nasihatten tesirleneceğini düşündüğümüz kişiler varsa onlara münasip dilde izah edelim, nasihat edelim.

SADAKA BELAYI, MUSİBETİ DEF EDER
Şu günlerde bu tedbirlere çok ihtiyacımız var. Merhum Arif Ahmet Denizolgun ağabeyimiz de alemi değişmeden kısa bir süre önce, dikkat çekici şekilde kurbanlar kestirdi. Bir seferinde ''Çok büyük bir beladan aramızdaki sabiler hürmetine kurtulduk'' buyurdu.

Dünyanın her bir yerinin fokur fokur kaynadığı, her yerde düzenin bozulduğu, geçimin aşırı zorlaştığı, büyük belalardan önce kıtlığın hakim olduğu bir manzara hakim. Bu gün kıtlık belasını bile "ekonomik kriz" tabiri ile gölgelemeye çalışıyorlar. Allah'a isyan olan yerde, İslam'ın emirlerine göre yaşanmayan yerde gerçek bir bolluk, huzur, saadet olmaz, olamaz.

Amerika'dan Almanya'ya, Fransa'dan Avusturya'ya, İtalya'dan Yunanistan'a, Ortadoğu'dan Asya'ya, güneyden kuzeye, doğudan batıya her yerde manzara vahim. Bu derece bir kriz ancak bir dünya savaşı ile aşılabilir. İki dünya savaşı da patlak verdiğinde dünyada manzara bu şekildeydi. Kurbanların kesilmesi, ibadetlere dikkat edilmesi, günahlardan kaçınmak, sadakalar vermek, dünya yanarken bile bolluk, huzur, adalet, saadet içinde yaşamayı sağlar. Aksi durum ise herkesler gibi ateşin içinde kalmayı, yanmayı...

Şu bayramda ihtiyaç sahiplerini gözetelim. Sadakalar verelim. İkramlarda bulunalım. Kestiğimiz kurbanların etlerini elimizden geldiğince bol bol dağıtalım. Çocukları küçük hediyelerle de olsa sevindirelim. Bir babanın, kendi çocuklarına hatta hanımına, Allah'ın rızasını ümit ederek yaptığı masraf, aldığı hediyeler, güzelce yedirmesi, giydirmesi de hep sadakadır. Hz. Allah bundan çok razı olur ve daha ahirete bırakmadan bu dünyada iken, rızası için yapılan cömertliğe, daha büyük bir cömertlik ile karşılık verir. Nimetleri artırır.

Sokak hayvanlarına merhamet etmek, onlara su, yem vermek sadakadır. Yolda müslümanlara rahatsızlık veren bir taşı kaldırmak sadakadır. İlim öğretmek, ilim ile nasihat etmek sadakadır.

Hiç bir şeye imkan bulamayan, imkanları dar olan müslümanlar da sadaka vermiş gibi olabilirler. Çünkü müslümanın, müslüman kardeşine tebessüm etmesi de sadakadır.
Forwarded from Akademi Dergisi
Forwarded from Akademi Dergisi
Kan akmazsa, kan akar...

Şayet bir beldede, ülkede ya da bölgede, kurban bayramında kurban kesmek kendisine vacip olan kimseler, kurbanlarını keserlerse oralarda savaş da çıkmaz, iç savaş da çıkmaz, terör de olmaz. 

Bazı kişilerin ''Gâvur Trakya'' dedikleri Trakya bölgemizde bile, ''Çok dindar'' insanların yaşadığı iddia edilen Güneydoğu bölgemizdekinden kat kat fazla kurban kesilmektedir ve Trakya bölgesinde ne savaş, ne iç savaş ne de terör vardır. 
Maalesef Güneydoğu topraklarımızda hayvancılık yaygın olduğu halde manzara bu şekildedir, sürekli kan akmaktadır. Çok dindar insanların yaşadığı iddia edilen Güneydoğu topraklarımızda genel anlamda kurak bir iklim hakim iken, adı gâvura çıkartılmış Trakya toprakları ülkemizin en kaliteli, tarıma ve geçime en müsait topraklarıdır. 

Trakya misali çokça kurban kesilen bölgelerde, dinin bilhassa kurban gibi esrarlı emirlerine riayet edilen bölgelerde yaşayıp, kurbanını kesenlerin çokça olması hürmetine, genel belalardan kurtulabilen şahısların da, imkanı olduğu halde kendisi kurban kesmeyen kişilerin de, ya trafik kazalarında, ya da ameliyathanelerde neşter altında kendi kanı akmaktadır. ''Daha fazla kan akmaması için, bolluk, bereket ve huzur olması için kan akması gerekiyor.''

Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri, "Cerrahlar neşterlerini bilemiş, kurban kesmeyenleri bekliyorlar." buyurmuştur. 
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Irak'ın Divaniyah eyaletindeki ABD askeri konvoyuna ait tırlar yakıldı.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Herşey olması gerektiği yerde, olması gerektiği zamanda, olması gerektiği gibi olduğunda ortaya çıkan görüntünün insan üzerindeki rahatlatıcı etkisi...

#HarikaVideolar
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Gece boyu yoğuşan çiğ damlaları toprakla buluşuyor.

#HarikaVideolar
Telegram'daki Takva Vakti kanalının şu yazısını, konuyla alakadar olarak Hasan Arıkan yazdırdı, bu bir...

İkinci husus da şu ki kanalın yöneticisi şu meşhur Halil Akdere...

Yıllardır Akademi Dergisi'nin yasaklandığı iftirası ile kendince metinler yazıp bunları sosyal medyadan, sms'den, e-postadan herkese atıp da defalarca fitne çıkartan kişi...

Bir defasında beni yasaklatmak niyetiyle ve kendisine çok da güvenerek ve yanına kendi gibi insan şeytanı sözde Süleymanlı birkaç kişiyi de alarak merkezimize giden ve orada tam manasıyla duvara çarpan, merhum Arif Ahmet Bey ağabeyimizin sert şamarını yiyen kişi...

Üçüncü hususu da bilmelisiniz ki Hasan Arıkan'ın ve bu kanalın arkasında Hüseyin Kumaş'tan Kangelcilere ve Kaplancılara ve Tayyip'e kadar her nevi münafık var. Tayyip de bu kanaldan çok şeyler bekliyor.

Sahi, bunlar gibileri CIA'nın Facebook'u ve WhatsApp'ı sansürlemiyor, o halde neden WhatsApp'da değil de Telegram'dalar?
İşte bu kişi...
Karşınızda Takva Vakti kanalının yöneticisi Halil Akdere...
Forwarded from Akademi Dergisi
Beş seneden daha fazla süredir şu münafık Halil Akdere'nin fitnelerini bastırdım durdum. Bin kere suç üstü yaptım, kendini bile savunamaz hale düşürdüm. Her seferinde rezilin, alçağın teki olarak meydanda kaldı. Bunu savunmak isteyenler bile gık diyemediler.

Ya Hasan Arıkan? Ya Hüseyin Kumaş? Onlar hala somut delil, ispat ve ayrıca şahitleri mi göremediler?

Bu kadarı münafıklık değilse nedir?

Gerçek ve genel bir yasaklama metninin içine parantez açarak Akademi'yi yasaklanmış gibi ekleyen ve müesseselerimizin ancak yarısına bu hileli metni gönderen de işte bu ekip... Arıkan, Aygın, Kumaş ve çetesi...
Örümcekler, bebekler neden eziliyor

Yeri gelmişken, 15 gün kadar önce gördüğüm ve çok etkilendiğim bir rüyamı burada yazarak anlatayım...

Bir trendeyim, tren seyir halinde... Ben en ön vagonda, makinistin hemen arkasında ve ayakta yolculuk ediyorum. Trende makinist kısmı ile yolcu kısmı arasında bir bölme yok. O vagondaki herkes baktığı zaman makinisti görebiliyor ve makinist de muhterem büyüğümüz Alihan Kuriş Bey ağabeyimiz...
"Eziliyorlar, durdurun, durdurun"

Ben, ayakta yolculuk ederken, dikkatli gözlerle etrafa bakıyorum, yolcuları süzgecimden geçiriyorum. Sıkıntılı bir ruh halim var.

Bir ara büyüğümüz treni aniden durduruyor ve bakıyorum ki orası tren istasyonu değil. Lakin yolcular bakmıyorlar ve bir kısmı istasyona geldiğimizi zan ederek kapılara yöneliyor. O arada otomatik olan kapılar da zaten açılıyor. Tam da yolcular fark etmeden kapı dibine gelmişlerken büyüğümüz ani bir hamle ile treni hızla hareket ettiriyor. Kapı diplerinde olup sarsılan çok sayıda kişi yerlere düşüyor. Ben, beklemediğim bu hadise karşısında şaşırıyorum ve o anda çok sayıda insanın feryat figan "Eziliyorlar, durdurun, durdurun" şeklinde bağırdığını duyuyorum.

Büyüğümüz de duyuyor ama oralı bile olmuyor, kafasını çevirip bakmıyor bile... Yola devam ediyor ve ezilen eziliyor.
Sonra tren kalan yolcuları ile birlikte yola devam ederken, biraz ileride rayların üzerinde çok sayıda örümcek yavruları olduğunu görüyorum. "Büyüğümüz şimdi treni durdurur ve onları ezmez" diyorum ama durmuyor ve acımadan ezip geçiyor.
Yine yola devam ediliyor ve bu defa rayların üzerinden insan bebekleri görüyorum.

"Büyüğümüz şimdi de durmayacak değil ya, duracaktır ve ezmeyecektir" diyorum içimden ama bir bakıyorum ki hiç acımadan onları da ezip geçiyor.

"Bu nasıl olur, muhakkak ki bir hikmeti vardır ama nedir." diye düşünürken kendi kendime "Bu kadar çok bebeğin gelip de bu raylarda dolaşması akıl alır şey midir, bu, fark edilmeyecek, hemen müdahale edilip düzeltilmeyecek bir şey midir, bunların burada ne işleri var" diye aklımdan geçiriyorum ve uyanıyorum.
Kendimce tabir ettim:

▪️ Büyüğümüz, kimsenin beklemediği bir hamleyi kimsenin beklemediği bir anda yapacak ve yolumuzdaki münafıkları, samimiyetsizleri, itaatsizleri toptan uzaklaştıracak. Hiç gözyaşlarına ve numaralarına, rol kesmelerine aldırış etmeyecek. Kimin canı ne kadar yanarsa yansın, acımayacak.

▪️ Örümcek yavruları ise acemi seviyede üfürükçüler... Bunlar, yolumuzdan görünen, aramızda bizden gibi bulunan, münafıkça yaşayan büyücüler değiller. Yolumuzun dışında olup yolumuza, kardeşlerimize ve Ankebut Operasyonumuza katılmış herkese kasteden, durmaksızın büyüler yapan kişiler. Böyle kişilerin büyük baş denecek kadar tecrübeli olanlarını zaten çoktan oyundan düşürdük. Artık sayıca çok olsalar da usta olmayanlar kaldılar ve onların da hakkından topluca gelinecek.

▪️ Cemaatimizin dışında olup, cemaatimize/kardeşlerimize muhabbeti varmış gibi görünen... Sürekli hizmetlerimize destek veriyormuş gibi görünen... Kendilerini bebek kadar masum, temiz insanlar gibi gösteren, iyi rol oynayan... Lakin durmaksızın cemaatimizin içinde sıkıntılara, karışıklıklara sebep olan etkili ve yetkili insanlar, siyasetçiler, bürokratlar, iş adamları, basın mensupları v.s. hepsi de ifşa olacaklar, rezil olacaklar, ağır bedeller ödeyecekler, ezilip geçilecekler. Bir daha aynı şeytanlıkları yapamayacaklar.

Bunlar yaşanınca da zaten Akademi Dergisi'ni kimlerin yasaklı gibi göstermek istediği, kimlerin ne oyunlar çevirdiği iyice gözler önüne çıkacak ve bu fitne tamamen sönecek.

#RüyaTabirleri