Akademi Dergisi pinned «Medipol'lerdeki organ işini durdurmuşlardı Ufak ufak yeniden başlatıyorlar. Merkez yerlerdeki büyük şubeler yerine, bu defa daha kırsaldaki daha küçük şubeleri tercih ediyorlar. Meydan bırakılmamalı... Hukuk yolunda tıkayacaklarını anladığımız zamanlarda…»
"Yardım kampanyaları yapın, nakit bulun"
Kara paraları yoksa, bunlar bir hiçtir...
Kara paralarının önünü çok büyük oranda kestik ve krize girdiler. Şu Ramazan ayında IHH'den, Kızılay'dan ve benzeri yerlerden büyük para vuruyorlar. Para hep Ankebut Ağı'na akıyor ama yetmiyor.
Konseyden talimatlar verildi. "Yardım kampanyaları yapın, nakit bulun" denildi. Memleketteki en büyük baş hainlerden biri olan Ali Koç, Ankebut Ağı'nın mensubu olan çok sayıda kişi ile birlikte gerekenleri yapmaya başladı.
Kendisi gibi gizli Yahudiler olan Cem Yılmaz'ı ve Acun Ilıcalı'yı da öne çekerek, Fenerbahçe spor kulübünü de malzeme/araç ederek bağış toplamaya başladılar. Paraların büyük kısmı Fenerbahçe'ye değil, Ankebut Ağı'na, İsrail'e, ABD'ye akacak.
Kara paraları yoksa, bunlar bir hiçtir...
Kara paralarının önünü çok büyük oranda kestik ve krize girdiler. Şu Ramazan ayında IHH'den, Kızılay'dan ve benzeri yerlerden büyük para vuruyorlar. Para hep Ankebut Ağı'na akıyor ama yetmiyor.
Konseyden talimatlar verildi. "Yardım kampanyaları yapın, nakit bulun" denildi. Memleketteki en büyük baş hainlerden biri olan Ali Koç, Ankebut Ağı'nın mensubu olan çok sayıda kişi ile birlikte gerekenleri yapmaya başladı.
Kendisi gibi gizli Yahudiler olan Cem Yılmaz'ı ve Acun Ilıcalı'yı da öne çekerek, Fenerbahçe spor kulübünü de malzeme/araç ederek bağış toplamaya başladılar. Paraların büyük kısmı Fenerbahçe'ye değil, Ankebut Ağı'na, İsrail'e, ABD'ye akacak.
"Vay köpek soyu vay"
Soysuz'un sahada kullandığı mafya lideri çıldırdı.
Üç keklik fena hale gelip hastahaneye kaldırılınca ve haberi kendisine verilince mafya lideri "Ne oluyor lan" diye tepki verdi.
Yaşanana inanamadı. Sonra Soysuz'la görüştü. "Kimdi bu adam, ne oldu böyle, bu iş niye böyle oldu?" tarzı sıkıştırdı. Soysuz "Çok önemli mevzu değil, korumaları varmış, onlara denk gelmiş" dedi, geçiştirdi.
Soysuz'un sahada kullandığı mafya lideri çıldırdı.
Üç keklik fena hale gelip hastahaneye kaldırılınca ve haberi kendisine verilince mafya lideri "Ne oluyor lan" diye tepki verdi.
Yaşanana inanamadı. Sonra Soysuz'la görüştü. "Kimdi bu adam, ne oldu böyle, bu iş niye böyle oldu?" tarzı sıkıştırdı. Soysuz "Çok önemli mevzu değil, korumaları varmış, onlara denk gelmiş" dedi, geçiştirdi.
Kullanıldığını, aldatıldığını anlayan mafya lideri, sonra benim kim olduğumun araştırılmasını istedi. Telegram'dan, yayınlarımdan, kim olduğumdan hiç haberi yokmuş. Kendisine "Bu, çok başka birisi. Türkiye'den dünyadan herkese kafa tutuyor. ABD'ye, İsrail'e, koca devletlere rest çekiyor. Uyuşturucu işinden silah işine kadar her şeyi bozuyor" falan denilince, iyice kızdı Soysuz'a ve "Vay köpek soyu vay" dedi Soysuz'un gıyabında...
Sonra da "Bizim tezgahımızı da bozacaktı." diye ekledi. Hemen bu sıkıntılı halden kurtulmanın yollarına baktı, talimatlar yağdırdı adamlarına... Hastahanede çok kötü halde olan kekliklerin konuşmaması gerektiğini söyledi. Ne olduğunu pek anlayamadan bir sokak kavgasında o hale geldiklerini söylemelerini, gerekirse içeri alınmalarını ama asla konuşmamalarını istedi. Kendi mafyasından hiç kimsenin bir daha bana bulaşmaması gerektiğini, benden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Sonra da "Bizim tezgahımızı da bozacaktı." diye ekledi. Hemen bu sıkıntılı halden kurtulmanın yollarına baktı, talimatlar yağdırdı adamlarına... Hastahanede çok kötü halde olan kekliklerin konuşmaması gerektiğini söyledi. Ne olduğunu pek anlayamadan bir sokak kavgasında o hale geldiklerini söylemelerini, gerekirse içeri alınmalarını ama asla konuşmamalarını istedi. Kendi mafyasından hiç kimsenin bir daha bana bulaşmaması gerektiğini, benden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Ama vardır bunun da hikmetleri...
Bazen ufka doğru bakıyorum ve diyorum ki:
- Bu kadar ufku dar adamlar, koca devletlerin başına nasıl geçebiliyorlar, başında nasıl kalabiliyorlar.
Bazen ufka doğru bakıyorum ve diyorum ki:
- Bu kadar ufku dar adamlar, koca devletlerin başına nasıl geçebiliyorlar, başında nasıl kalabiliyorlar.
“Benim bir görevim var. Ben görevimi tamamlayana kadar Allah beni koruyacak.”
https://vimeo.com/160560946
https://vimeo.com/160560946
Size, bu günün istihbarat raporlarından bir kısmını kısa kısa anlatayım:
- Çin lideri Şi'nin etrafındaki üst seviye isimler çok rahatsız oldu. Beni isabetli, haklı buldular. Şi'ye çok sitemliler ama yüzüne konuşmuyorlar. "Japonya gibi bir ülkeyi bile saflarımıza katmış bir adamın, kısa sürede bizlere çok büyük faydalar sağlamış bir adamın hassasiyetleri ve talepleri/beklentileri dikkate alınmalıydı" görüşündeler. Bu kadar beklediğim halde hala sahada somut bir adım atmamış olmalarını, çok büyük hata olarak değerlendiriyorlar.
- İran için de vaziyet aynı. Ruhani'nin etrafındaki üst seviye isimler de aynı görüşte. Ruhani'yi çok hatalı görüyorlar. "İran bu kadar zor şartlar içindeyken, buna ne gerek vardı. Böyle bir fırsatı kaçırmanın ne gereği vardı. Bize çok büyük faydalar sağlamıştı, sağlayacaktı" görüşündeler. Onlar da Ruhani'nin yüzüne söylemediler, arka plandan konuşup duruyorlar.
- İran'ın Ankara Büyükelçisi olan insan şeytanı o herif hakkında, İran'daki yetkililer, gizli soruşturma talimatı verdiler. Soruşturma sonrasında onu önce başka bir ülkenin elçiliğine atayıp sonra ipini bir şekilde çekeceklerdir. İran'ın Ankara elçisi hakkında ülkemiz içindeki vatanseverler de harekete geçtiler. Belki İran'a bırakmadan ipini çekerler.
- Çin lideri Şi'nin etrafındaki üst seviye isimler çok rahatsız oldu. Beni isabetli, haklı buldular. Şi'ye çok sitemliler ama yüzüne konuşmuyorlar. "Japonya gibi bir ülkeyi bile saflarımıza katmış bir adamın, kısa sürede bizlere çok büyük faydalar sağlamış bir adamın hassasiyetleri ve talepleri/beklentileri dikkate alınmalıydı" görüşündeler. Bu kadar beklediğim halde hala sahada somut bir adım atmamış olmalarını, çok büyük hata olarak değerlendiriyorlar.
- İran için de vaziyet aynı. Ruhani'nin etrafındaki üst seviye isimler de aynı görüşte. Ruhani'yi çok hatalı görüyorlar. "İran bu kadar zor şartlar içindeyken, buna ne gerek vardı. Böyle bir fırsatı kaçırmanın ne gereği vardı. Bize çok büyük faydalar sağlamıştı, sağlayacaktı" görüşündeler. Onlar da Ruhani'nin yüzüne söylemediler, arka plandan konuşup duruyorlar.
- İran'ın Ankara Büyükelçisi olan insan şeytanı o herif hakkında, İran'daki yetkililer, gizli soruşturma talimatı verdiler. Soruşturma sonrasında onu önce başka bir ülkenin elçiliğine atayıp sonra ipini bir şekilde çekeceklerdir. İran'ın Ankara elçisi hakkında ülkemiz içindeki vatanseverler de harekete geçtiler. Belki İran'a bırakmadan ipini çekerler.
Ben ise karar aşamasındayım.
İçimden bir ses "Biz Rusya ve diğer müttefik ülkelerle birbirimize yeteriz. İran'sız ve Çin'siz de iyi bir ekibiz, güçlü bir ittifakız. Armagedon'u zorlanmadan kazanabiliriz. Ankebut Ağı'nı dünya genelinde çökertebiliriz. Şu manzaraya bir baksana... İran'ın ve Çin'in başındaki yöneticilerin, ABD'nin ve İsrail'in başındaki yöneticilerden ne kadar farkı var. Biz dünyayı Ankebut Ağından ve ABD'den kurtarsak, bunlar o boşluğu doldurmaya oynayacaklar. Zulüm edecekler, kan dökecekler, işgal edecekler, üstü örtülü işgal edecekler, sömürecekler, kasten krizler çıkartacaklar hatta belki uyuşturucudan organ ve fuhuş işine kadar hepsini yaptıracaklar. Sonra bunlar başımıza ve dünya insanlığının başına bela olacaklar. Baksana kendi ülkemizde CRI Türk yayını yapıyorlar, bizim ülkemizdeki Türklerin bile sinsice kodları ile oynamaya çalışıyorlar. Zihin formatlamak istiyorlar. Üstelik henüz Türkiye'de bir güçleri yok iken tavırları böyle... Doğu Türkistan'daki zulüm, "İnsanlık dışı vahşet ve zulüm" denebilecek seviyeye geldi, umurlarında değil. O halde şimdiden hasım olalım, şimdiden Türkiye'ye, Ortadoğuya ve dünyaya dair ne planları varsa diplerini oymaya başlayalım." diyor.
Sizler ne dersiniz bilmem ama benim aklım, mantığım, gönlüm, içimden gelen bu sesin dediklerine "Haklısın" diyor.
İçimden bir ses "Biz Rusya ve diğer müttefik ülkelerle birbirimize yeteriz. İran'sız ve Çin'siz de iyi bir ekibiz, güçlü bir ittifakız. Armagedon'u zorlanmadan kazanabiliriz. Ankebut Ağı'nı dünya genelinde çökertebiliriz. Şu manzaraya bir baksana... İran'ın ve Çin'in başındaki yöneticilerin, ABD'nin ve İsrail'in başındaki yöneticilerden ne kadar farkı var. Biz dünyayı Ankebut Ağından ve ABD'den kurtarsak, bunlar o boşluğu doldurmaya oynayacaklar. Zulüm edecekler, kan dökecekler, işgal edecekler, üstü örtülü işgal edecekler, sömürecekler, kasten krizler çıkartacaklar hatta belki uyuşturucudan organ ve fuhuş işine kadar hepsini yaptıracaklar. Sonra bunlar başımıza ve dünya insanlığının başına bela olacaklar. Baksana kendi ülkemizde CRI Türk yayını yapıyorlar, bizim ülkemizdeki Türklerin bile sinsice kodları ile oynamaya çalışıyorlar. Zihin formatlamak istiyorlar. Üstelik henüz Türkiye'de bir güçleri yok iken tavırları böyle... Doğu Türkistan'daki zulüm, "İnsanlık dışı vahşet ve zulüm" denebilecek seviyeye geldi, umurlarında değil. O halde şimdiden hasım olalım, şimdiden Türkiye'ye, Ortadoğuya ve dünyaya dair ne planları varsa diplerini oymaya başlayalım." diyor.
Sizler ne dersiniz bilmem ama benim aklım, mantığım, gönlüm, içimden gelen bu sesin dediklerine "Haklısın" diyor.
Size, CRI Türk'ün kadrosunda kimlerin olduğunu, kadrosu seçilirken nelerin gözetildiğini.... Bu kadronun Türkiye'deki hangi hain, Türk ve İslam düşmanı kadrolarla işler tuttuğunu, aralarında neler konuştuklarını...
Türkiye'ye ve Türk milletine nasıl baktıklarını, kısa ve uzun vadede nelere sebep olmak istediklerini falan uzun uzun anlatayım mı?
Mevzu zaten geceye kadar uzar. Belki yine birkaç keklik konar kapımın önüne, hemen görüntülü canlı yayına da geçerim 😊
İftardan sonra çayı, kahveyi hazır tutun, söz vermeyeyim ama mevzuya girebilirim
Türkiye'ye ve Türk milletine nasıl baktıklarını, kısa ve uzun vadede nelere sebep olmak istediklerini falan uzun uzun anlatayım mı?
Mevzu zaten geceye kadar uzar. Belki yine birkaç keklik konar kapımın önüne, hemen görüntülü canlı yayına da geçerim 😊
İftardan sonra çayı, kahveyi hazır tutun, söz vermeyeyim ama mevzuya girebilirim
Keşke Çin'i Esad yönetseydi...
Kibirli değil... Artılarını, eksilerini her zaman tam isabetle değerlendirebiliyor. Kiminle ne zaman dost, kiminle ne zaman düşman olması gerektiğini çok iyi biliyor. Derinden akıyor, iç dünyası çok derin. Çok düşünüyor, hesaplıyor, az konuşuyor ve çok iş yapıyor. Bir işe girişirken acele etmiyor. Girince de pes etmiyor. Hiç kimseyi hafife almıyor ve tepeden bakmıyor. Kafasında çevirdiği ve ilgilendiği bazı konuları, yakın çevresindeki üst yetkililere bile anlatmıyor. Lüzumsuz şovmenlık yapmıyor. Sağa sola dönüp durup kibirli ve zorlama gülücükler saçmıyor. İktiza ettiğinde alttan almayı da biliyor. Muhataplarının karakter analizini ve neye nasıl baktıklarını yüksek isabetle değerlendirebiliyor. Tahmin ediyorum ki Esad da dünyadaki pek çok önemli devletin idarecilerini basit ve önemsiz buluyordur.
Kibirli değil... Artılarını, eksilerini her zaman tam isabetle değerlendirebiliyor. Kiminle ne zaman dost, kiminle ne zaman düşman olması gerektiğini çok iyi biliyor. Derinden akıyor, iç dünyası çok derin. Çok düşünüyor, hesaplıyor, az konuşuyor ve çok iş yapıyor. Bir işe girişirken acele etmiyor. Girince de pes etmiyor. Hiç kimseyi hafife almıyor ve tepeden bakmıyor. Kafasında çevirdiği ve ilgilendiği bazı konuları, yakın çevresindeki üst yetkililere bile anlatmıyor. Lüzumsuz şovmenlık yapmıyor. Sağa sola dönüp durup kibirli ve zorlama gülücükler saçmıyor. İktiza ettiğinde alttan almayı da biliyor. Muhataplarının karakter analizini ve neye nasıl baktıklarını yüksek isabetle değerlendirebiliyor. Tahmin ediyorum ki Esad da dünyadaki pek çok önemli devletin idarecilerini basit ve önemsiz buluyordur.
Lüzumsuz herif...
Vakit harcamaya bile değmeyecek basitlikte birisi. Sanki hayatı boyunca sürekli destek olduğu, el uzattığı, zor zamanlarında yanında olduğu, yanında bedel ödediği ve hayran bırakacak bir güzel ahlak ve mertlik sergilediği bir kişi, hiç olmayacak şekilde kendisine ihanet etmiş, kendisini meydanda bırakmış ve hiç hakkı yokken bir de kötü söz söylemiş gibi bir hale büründü.
Bir nevi sinir krizi geçirdi. Bağırdı, çağırdı. "Kim bu adam, kendini ne zan ediyor?" falan dedi. Ondan da tam bu türlü bir davranış beklenirdi. Bu işler hep böyledir, içi boş olanların dışı çok gürültü çıkartır. İnsanı değerli kılan, bulunduğu makam ve sahip olduğu rütbe değildir. İnsanı değerli kılan sahip olduğu ahlaktır, fazilettir, iyi niyettir ve insanlığa ne kadar hizmet ettiği, fayda sağladığıdır. Aslında benim tavrım da "Kim bu adam, nasıl geçmiş koca Çin'in başına, kendini ne zan ediyor? Nasıl olabiliyor da o ülkenin başında hala durabiliyor. Her şeyi berbat ediyor" tavrı ve bunu bile fark ediyor ama kabullenmek istemiyor. Kibir işte, insanı çok acınası hallere düşüyor.
Vakit harcamaya bile değmeyecek basitlikte birisi. Sanki hayatı boyunca sürekli destek olduğu, el uzattığı, zor zamanlarında yanında olduğu, yanında bedel ödediği ve hayran bırakacak bir güzel ahlak ve mertlik sergilediği bir kişi, hiç olmayacak şekilde kendisine ihanet etmiş, kendisini meydanda bırakmış ve hiç hakkı yokken bir de kötü söz söylemiş gibi bir hale büründü.
Bir nevi sinir krizi geçirdi. Bağırdı, çağırdı. "Kim bu adam, kendini ne zan ediyor?" falan dedi. Ondan da tam bu türlü bir davranış beklenirdi. Bu işler hep böyledir, içi boş olanların dışı çok gürültü çıkartır. İnsanı değerli kılan, bulunduğu makam ve sahip olduğu rütbe değildir. İnsanı değerli kılan sahip olduğu ahlaktır, fazilettir, iyi niyettir ve insanlığa ne kadar hizmet ettiği, fayda sağladığıdır. Aslında benim tavrım da "Kim bu adam, nasıl geçmiş koca Çin'in başına, kendini ne zan ediyor? Nasıl olabiliyor da o ülkenin başında hala durabiliyor. Her şeyi berbat ediyor" tavrı ve bunu bile fark ediyor ama kabullenmek istemiyor. Kibir işte, insanı çok acınası hallere düşüyor.
Sert kayaya çarptı ama bir gün bunun yaşanacağı belliydi. Dünyanın kaç güçlü liderine birden çekmişim resti, Şi kim? Hiç mi düşünemedi bunca senedir, sıranın kendisine de geleceğini ve neden gereğini yapmadı, kendini düzeltmedi? Dünyadaki bütün zalimlere, kibirlilere, kötülere baş kaldırmış ve rest çekmiş bizler, onu neden görmezden gelelim? Onun adını neden "iyiler" listesine yazalım?
Ben onun aslında kim olduğunu ve kim olmadığını çok iyi biliyorum. Ne kadar aciz, güçsüz olduğunu da çok iyi biliyorum. O da benim kim olduğumu çok iyi biliyor. Yıllardır sürekli takipçim. Elindeki cihazda otomatik tercüme özelliği var, anında tercüme ediyor ve sabah akşam beni okuyor. Okumaya fırsatı olmadığında da adamları dikkatle takip ediyor ve önemli gördüklerini hemen ona haber veriyor. Dünyanın önemli mevzularına dair karar almadan önce benim o konuda ne dediğime mutlaka bakıyor. Ama boşa okuyor işte, içi boş... Bu Şi, ayara falan da girmez. Çin devleti ve milleti ile bir sorunumuz yok ama Şi bizim müttefikimiz değil. Böyle bomboş, zalim, kibirli, cahil, insanlığa düşman, organ işi bile yapan, üç kuruş para için masum canlara kıydıran, küçücük çocukları bile katlettiren cani bir herifin Çin'in başında olması Çin için büyük talihsizlik. Çin'in başına büyük felaketlerin gelmesine sebep olur.
Ben onun aslında kim olduğunu ve kim olmadığını çok iyi biliyorum. Ne kadar aciz, güçsüz olduğunu da çok iyi biliyorum. O da benim kim olduğumu çok iyi biliyor. Yıllardır sürekli takipçim. Elindeki cihazda otomatik tercüme özelliği var, anında tercüme ediyor ve sabah akşam beni okuyor. Okumaya fırsatı olmadığında da adamları dikkatle takip ediyor ve önemli gördüklerini hemen ona haber veriyor. Dünyanın önemli mevzularına dair karar almadan önce benim o konuda ne dediğime mutlaka bakıyor. Ama boşa okuyor işte, içi boş... Bu Şi, ayara falan da girmez. Çin devleti ve milleti ile bir sorunumuz yok ama Şi bizim müttefikimiz değil. Böyle bomboş, zalim, kibirli, cahil, insanlığa düşman, organ işi bile yapan, üç kuruş para için masum canlara kıydıran, küçücük çocukları bile katlettiren cani bir herifin Çin'in başında olması Çin için büyük talihsizlik. Çin'in başına büyük felaketlerin gelmesine sebep olur.