Akademi Dergisi
Allah kahretsin o sömürmeci, utanmaz, uslanmaz, rahat durmaz, kara paracı ve Arap zan edilen o bedevi pislikleri... Mezarları bile olmasın. Leşleri meydanlarda çürüsün, hayvanlara yem olsun. Güçleri varsa çıkmasınlar vatanımdan, hepsini tek tek öldürürüm…
Suudi prensin 86 metrelik Benetti süperyatı Kingdom 5KR Bizerte, Tunus'ta kontrolünü kaybederek rıhtıma çarptı.
Bir zamanlar Trump'a ait olan süperyat bir Bond filminde de yer almıştı.
Bir zamanlar Trump'a ait olan süperyat bir Bond filminde de yer almıştı.
Forwarded from Marhas
Selamün aleyküm Abi.Mfs abi ile arkadaşları bizim köye gelmişler. Caminin bahçesindeyiz, Mfs abi sanki daha önce bizim köyde ikamet ediyormuş da, oradan başka bir yere taşınacak. Benim arabamı istiyor. Arabamı veriyorum, arabanın arkasına ve üstüne koli koli eşyaları bindiriyorlar. Ben diyorum ki bu kadar eşyayı almaz. Üzerine o kadar fazla eşya koymayın, sonra düşer diyorum kimse dinlemiyor. Arabalar caminin bahçesinden çıkınca yüzlerce araç konvoyu oluyor.Hepsi Mfs abi ile hareket ediyor.Benim arabam bahçe kapısından güzel bir şekilde çıkıyor. Başka bir araba var, o cikinca mazot kapağı bahçe kapısinın koluna takılıyor. Adam umursamadan basıyor gidiyor. Sonra Mfs abi köyde aşağı mahalledeki evin önünde duruyor.Mfs abi, muhtar ve kardeşini soruyor.Kimse dışarı çıkmıyor. Sonra bir havuzun başına gidiyoruz, havuzun içerisinde herhalde yün falan yıkadıkları için, havuzun içi biraz yosun tutmuş. Havuzun önü hayvan yalaklari gibi.Su oradan akıp gidiyor.Mfs abi muhtarı tutuyor. Kim burayı kirletti diyor. Kimseden çıt yok. Sonra kardeşini yakalıyor. Kim bunu böyle kirletti diyor. Yine kimseden çıt yok. En son o kadar kişinin arasında,Mfs abi muhtarı havuz suyunun içerisine atıyor. Muhtar suyun içerisinde hareketsiz yatıyor. Mfs abi de suya atlıyor. Suda muhtarı boğmaya çalışıyor. İlk önce muhtar bayılmış numarası yapıyor. Sonra Mfs abi muhtarın burnunu,nefes almaması için tutunca muhtar hareketlenmeye başlıyor. O da Mfs abiyi boğmaya çalışıyor. Mfs abi onu tuttuğu gibi, derin ve çıkamayacağı bir yere götürüyor. Bir ara ben de köyde oturduğum için, sen mi kirlettin diye sorulmasindan endişe ediyorum. Sonra Mfs Abi oradan çıkıp iç tarafa doğru geliyor. Marketin olduğu yere doğru, oradada görünmemeye çalışıyorum.
Forwarded from Mehmet Fahri Sertkaya
Akademi Dergisi
Selamün aleyküm Abi.Mfs abi ile arkadaşları bizim köye gelmişler. Caminin bahçesindeyiz, Mfs abi sanki daha önce bizim köyde ikamet ediyormuş da, oradan başka bir yere taşınacak. Benim arabamı istiyor. Arabamı veriyorum, arabanın arkasına ve üstüne koli koli…
Muhtar Tayyip...
Tayyip ceza evine giriyor.
Tayyip ceza evine giriyor.
- Rabıtada Numan kurtulmuş ayaklarından asılmış olarak gördüm daha bir çok bakanda bu haldeydi Tayyip karşılarında ceketini düğmelerken düğmesi düşüyor oluyor du.
Pasta dilimi gibi bir şekiller oluyor du .... bu dilimleri ayırıyor du bir kaçını kendine çoğunuda hocamızın payı olduğunu söylüyor du nasıl elinden alabiliriz diye planlar yapıyor du.
Netanyahu’nun bedeni parçalara ayrılıyordu ayrılan parçaları da çürüyordu bazı kısımlarınıda köpekler yiyorlardı.
Tayyip masasında oturuyor iken tuşlara dokunuyordu şehirlerin bazı bölgesinde ışıkları kapatıyordu masasın çaprazında kemikler ile tablo yapılmıştı masasının köşesinde de destelenmiş istifa kağıtları vardı.
Cam parçaları bir kovanın içinde konulmuş içerisinde tayyiben kanı ve kravatları vardı vücudununda bazı uzuvları vardı sonra bu kovayı ateşe veriyorlardı.
Pasta dilimi gibi bir şekiller oluyor du .... bu dilimleri ayırıyor du bir kaçını kendine çoğunuda hocamızın payı olduğunu söylüyor du nasıl elinden alabiliriz diye planlar yapıyor du.
Netanyahu’nun bedeni parçalara ayrılıyordu ayrılan parçaları da çürüyordu bazı kısımlarınıda köpekler yiyorlardı.
Tayyip masasında oturuyor iken tuşlara dokunuyordu şehirlerin bazı bölgesinde ışıkları kapatıyordu masasın çaprazında kemikler ile tablo yapılmıştı masasının köşesinde de destelenmiş istifa kağıtları vardı.
Cam parçaları bir kovanın içinde konulmuş içerisinde tayyiben kanı ve kravatları vardı vücudununda bazı uzuvları vardı sonra bu kovayı ateşe veriyorlardı.
- S.a hocam.
Rüyamda bir arabanın arka koltuğunda oturuyordum. Sonra sol kapıdan ya Abraham Kalın, Süfyan'ın yakın koruması ya da Fidan bindi. Sağ taraftan da Süfyan geçiyordu. "Bu da mı buraya binecek, sığmayız ki, sıkışırız" dedim. Pencere inikti. Süfyan bir şeyler dedi ve arkaya doğru devam etti. Sonra benim yanıma oturan o üç kişiden hangisiyse, bana sitem etti. Neden telsizden anons ettiniz tarzı bir cümle kullandı.
Sahne değişti. Kraliçe Elizabeth arabayı kullanıyor. Sağ koltukta annem var, arka sağ tarafta abim, solda ise ben varım. Ben önce telefonumu çıkartıp fotoğraf çektim "kimse inanmaz" dedim. Daha sonra bir baktım, arabanın el freninın uyarı ışığı yanıyor. Tam uyaracaktım, ben daha bir şey demeden, abim el atarak el frenini indirdi. Annemin ve benim elimde 10 Sterlin vardı. Üzerine bakıyorum ama bir türlü Charles'ın fotosunu bulamıyordum. Annemin elindekinde de öyle. Elizabeth'in portresi var. Sonra Charles'ı da gördüm ama çok sönük ve neredeyse çok zor görülüyordu.
Devamında kraliçe "Alman malı silahımı nereye koyacağım az sonra, bunu alırlar" tarzında bir şey dedi. O silahı isteyip, onu vurmak geçti aklımdan. Almanya'daydık. Kraliçe'nin üzerinde açık mor renginde bir kazak/hırka vardı. Bu kadın ne cılız dedim.
Ardından abim için durduk. Abim, ulu yerde, çok afedersiniz küçük abdest giderdi. Ardından yola devam ettik. Araba hareket etmeye başlayınca kraliçe bana "Sen yalan söyledin" dedi ve ardından Almanca konuştu. Hangi konuda yalan söylediğimi sordum ve Almanca konuşmasına da şaşırdım. İngilizce konuşsa, cevap verebilirdim. Soruma cevap vermedi. "Bak iftira atıyorsun, yalan söylemedim. Haydi anlat, hangi konuda yalan söylemişim" dedim. Tekrar cevap vermedi.
Şehir içinde, trafik lambasında duruyorduk. Bir araba ters şeride girerek, lambada bekleyen bir kaç tane bisiklet sürücüsüne ve onun arkasındaki arabalara çarptı.
Bu sahne başkaydı galiba. Bir genç geldi, elinde papaya meyvesine benzeyen bir şey ikram etti. Denemeye başladım. Tadi güzeldi ama görünümü pek hoş olmadığı için, ufak bir tiksinme yapmıştı bende.
Rüyanın devamı var mı bilmiyorum.
Rüyamda bir arabanın arka koltuğunda oturuyordum. Sonra sol kapıdan ya Abraham Kalın, Süfyan'ın yakın koruması ya da Fidan bindi. Sağ taraftan da Süfyan geçiyordu. "Bu da mı buraya binecek, sığmayız ki, sıkışırız" dedim. Pencere inikti. Süfyan bir şeyler dedi ve arkaya doğru devam etti. Sonra benim yanıma oturan o üç kişiden hangisiyse, bana sitem etti. Neden telsizden anons ettiniz tarzı bir cümle kullandı.
Sahne değişti. Kraliçe Elizabeth arabayı kullanıyor. Sağ koltukta annem var, arka sağ tarafta abim, solda ise ben varım. Ben önce telefonumu çıkartıp fotoğraf çektim "kimse inanmaz" dedim. Daha sonra bir baktım, arabanın el freninın uyarı ışığı yanıyor. Tam uyaracaktım, ben daha bir şey demeden, abim el atarak el frenini indirdi. Annemin ve benim elimde 10 Sterlin vardı. Üzerine bakıyorum ama bir türlü Charles'ın fotosunu bulamıyordum. Annemin elindekinde de öyle. Elizabeth'in portresi var. Sonra Charles'ı da gördüm ama çok sönük ve neredeyse çok zor görülüyordu.
Devamında kraliçe "Alman malı silahımı nereye koyacağım az sonra, bunu alırlar" tarzında bir şey dedi. O silahı isteyip, onu vurmak geçti aklımdan. Almanya'daydık. Kraliçe'nin üzerinde açık mor renginde bir kazak/hırka vardı. Bu kadın ne cılız dedim.
Ardından abim için durduk. Abim, ulu yerde, çok afedersiniz küçük abdest giderdi. Ardından yola devam ettik. Araba hareket etmeye başlayınca kraliçe bana "Sen yalan söyledin" dedi ve ardından Almanca konuştu. Hangi konuda yalan söylediğimi sordum ve Almanca konuşmasına da şaşırdım. İngilizce konuşsa, cevap verebilirdim. Soruma cevap vermedi. "Bak iftira atıyorsun, yalan söylemedim. Haydi anlat, hangi konuda yalan söylemişim" dedim. Tekrar cevap vermedi.
Şehir içinde, trafik lambasında duruyorduk. Bir araba ters şeride girerek, lambada bekleyen bir kaç tane bisiklet sürücüsüne ve onun arkasındaki arabalara çarptı.
Bu sahne başkaydı galiba. Bir genç geldi, elinde papaya meyvesine benzeyen bir şey ikram etti. Denemeye başladım. Tadi güzeldi ama görünümü pek hoş olmadığı için, ufak bir tiksinme yapmıştı bende.
Rüyanın devamı var mı bilmiyorum.
“ Artık ayağa kalkman lazım, başa geçmen lazım !”
- Selamun aleyküm
Rüyamda cemaat yurdundayım. Bir odaya giriyorum, içeride uyuşturucu ticareti. Bir diğerine giriyorum çocuk ticareti. Bir diğerine giriyorum kadın ticareti… Dayanamıyorum gördüklerime. “MFS ‘yi bulmalıyım .” diyorum. Bir kapıdan giriyorum , Kızıl Goncalar’ daki dizi karakteri Cüneyd, sizmişsiniz. Sevdiği kız Zeynep, oturur vaziyetteki Cüneyd’e : “ Artık ayağa kalkman lazım, başa geçmen lazım !” diyor. Bir beyit okuyor peşinden.
Beşar Esad göründü. Yalvarır halde diz çökmüş .
Filiz sizin yolunuzda değil.
Dün gökyüzü çok değişikti. Ordu sarmıştı gökyüzünü. Karanlıklar dağılıyordu.
- Selamun aleyküm
Rüyamda cemaat yurdundayım. Bir odaya giriyorum, içeride uyuşturucu ticareti. Bir diğerine giriyorum çocuk ticareti. Bir diğerine giriyorum kadın ticareti… Dayanamıyorum gördüklerime. “MFS ‘yi bulmalıyım .” diyorum. Bir kapıdan giriyorum , Kızıl Goncalar’ daki dizi karakteri Cüneyd, sizmişsiniz. Sevdiği kız Zeynep, oturur vaziyetteki Cüneyd’e : “ Artık ayağa kalkman lazım, başa geçmen lazım !” diyor. Bir beyit okuyor peşinden.
Beşar Esad göründü. Yalvarır halde diz çökmüş .
Filiz sizin yolunuzda değil.
Dün gökyüzü çok değişikti. Ordu sarmıştı gökyüzünü. Karanlıklar dağılıyordu.
- Abi selamün aleyküm. Şöyle bir rüya gördüm. Bir amfide oluyoruz. Askeriyenin bir toplantısı var. Rütbeli subaylar bulunuyor. Ben de rütbeli subayım. Amfinin orta kısmına bir subay oturmuş, aşağıdan gelenlerin yukarıya çıkmasına mani olarak daha dengeli bir sınıf ortamı oluşmasına çabalıyor.
Beni ve yanımdaki subayı da engellemek istiyor ama biz yukarılara kadar çıkıyoruz. Oturduktan sonra yanımdaki subayın Saldıray Berk okduğunu fark ediyorum. Çinli/Mao'cu bir tipi var. Elinde rulo gibi yaptığı kağıtlar var. Bana "durumları nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye soruyor. "Sizin gibi" diye cevap veriyorum.
Oturduğumuz uzun sıranın masasının bir ayağı boşa gelince masa devriliyor. Sınıfta bir gürültü oluyor. Biraz düzeltmek istiyorum ama düzelmeyeceğini anlayıp sınıfta başka yer arıyorum.
Sınıfın bir kısmına güneş düşüyor. Biraz daha gölge bir yer olsun diye düşünürken en ön sıraya oturuyorum. Masanın üzerinde tavuk döner olduğunu degerlendirdiğim ekmek arası bir yiyecek var. Onu yemeye başlıyordum. Hayır olsun inşallah.
Beni ve yanımdaki subayı da engellemek istiyor ama biz yukarılara kadar çıkıyoruz. Oturduktan sonra yanımdaki subayın Saldıray Berk okduğunu fark ediyorum. Çinli/Mao'cu bir tipi var. Elinde rulo gibi yaptığı kağıtlar var. Bana "durumları nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye soruyor. "Sizin gibi" diye cevap veriyorum.
Oturduğumuz uzun sıranın masasının bir ayağı boşa gelince masa devriliyor. Sınıfta bir gürültü oluyor. Biraz düzeltmek istiyorum ama düzelmeyeceğini anlayıp sınıfta başka yer arıyorum.
Sınıfın bir kısmına güneş düşüyor. Biraz daha gölge bir yer olsun diye düşünürken en ön sıraya oturuyorum. Masanın üzerinde tavuk döner olduğunu degerlendirdiğim ekmek arası bir yiyecek var. Onu yemeye başlıyordum. Hayır olsun inşallah.
"Ülkenin başına geçtiği, yöneticimizin Mehmet olduğu ekranda yazıyor."
- Abi selamün aleyküm, şöyle bir rüya gördüm. Bir evde oluyorum, akşam saatleri. Ortada duran iki tane cep telefonu var. Ne olduysa telefonlar titremeye başlıyor ve mesajlar geliyor, ışıkları yanıp sönüyor.
Ne oluyor derken, duvarda bir bilgisayar ekranı beliriyor. Hackerların yaptığı gibi kodlar ekranda görünüyor. Ülkede durumların karışık olduğunu biliyorum. Ülkemize siber saldırı yapıldığını anlıyorum.
Bu durum bitince, ülkenin başındaki adam değişiyor. Bir tanıdığımızın oğlunu (adı Mehmet) ekranda görüyorum. Ülkenin başına geçtiği, yöneticimizin Mehmet olduğu ekranda yazıyor. "Bunun siyasetle ne alakası olur, bu (gerçek hayatta) elektrikçi, ülkeyi yönetebilir mi?" diye düşünüyorum.
Bütün bu siber saldırıdan sonra, ülkenin yöneticisi değiştikten sonra herkesin annesi babası da değişiyor. Bunlardan biri de benim babam. Ne dedem babamın babası oluyor, nede babannem babamın annesi oluyor, hepsi değişip başkası oluyor.
Babamın babası Kurtlar Vadisi'ndeki Tombalacı Mehmet oluyor ve adı V ile başlayan (Veysi veya Veysel) bir isim oluyor. Herkesin babası değiştiği için ben de yeni sisteme uymak zorunda olduğumu düşünüyorum.
Hayır olsun inşallah.
- Abi selamün aleyküm, şöyle bir rüya gördüm. Bir evde oluyorum, akşam saatleri. Ortada duran iki tane cep telefonu var. Ne olduysa telefonlar titremeye başlıyor ve mesajlar geliyor, ışıkları yanıp sönüyor.
Ne oluyor derken, duvarda bir bilgisayar ekranı beliriyor. Hackerların yaptığı gibi kodlar ekranda görünüyor. Ülkede durumların karışık olduğunu biliyorum. Ülkemize siber saldırı yapıldığını anlıyorum.
Bu durum bitince, ülkenin başındaki adam değişiyor. Bir tanıdığımızın oğlunu (adı Mehmet) ekranda görüyorum. Ülkenin başına geçtiği, yöneticimizin Mehmet olduğu ekranda yazıyor. "Bunun siyasetle ne alakası olur, bu (gerçek hayatta) elektrikçi, ülkeyi yönetebilir mi?" diye düşünüyorum.
Bütün bu siber saldırıdan sonra, ülkenin yöneticisi değiştikten sonra herkesin annesi babası da değişiyor. Bunlardan biri de benim babam. Ne dedem babamın babası oluyor, nede babannem babamın annesi oluyor, hepsi değişip başkası oluyor.
Babamın babası Kurtlar Vadisi'ndeki Tombalacı Mehmet oluyor ve adı V ile başlayan (Veysi veya Veysel) bir isim oluyor. Herkesin babası değiştiği için ben de yeni sisteme uymak zorunda olduğumu düşünüyorum.
Hayır olsun inşallah.