Akademi Dergisi
Yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır: “Sizler, Rumlarla güvenilir bir sulh yapacaksınız! Siz ve onlar arkanızdaki bir düşmanla savaşacaksınız! Sonra zafer kazanıp, ganimet elde ederek tepeleri çok olan bir bölgeye geleceksiniz.…
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu nakledilir:
“Siz, Rumlarla emin bir şekilde barış yapacaksınız! Siz ve Rumlar arkanızdaki bir düşmanla beraberce savaşacaksınız! Zafer kazanacaksınız, ganimet elde edeceksiniz. Korktuğunuzdan emin olacaksınız. Sonra yığma tepeleri bulunan bir yere geleceksiniz. Sonra Hristiyanlardan bir adam haçı kaldırarak:
−Bugün haç galip geldi diyecek.
Müslümanlardan bir adam ona kızacak ve haçı kıracak! Bunun üzerine Rumlar antlaşmayı bozacak ve Müslümanlarla savaşmak için toplanacaklar!”
Ebu Davud 4292
“Siz, Rumlarla emin bir şekilde barış yapacaksınız! Siz ve Rumlar arkanızdaki bir düşmanla beraberce savaşacaksınız! Zafer kazanacaksınız, ganimet elde edeceksiniz. Korktuğunuzdan emin olacaksınız. Sonra yığma tepeleri bulunan bir yere geleceksiniz. Sonra Hristiyanlardan bir adam haçı kaldırarak:
−Bugün haç galip geldi diyecek.
Müslümanlardan bir adam ona kızacak ve haçı kıracak! Bunun üzerine Rumlar antlaşmayı bozacak ve Müslümanlarla savaşmak için toplanacaklar!”
Ebu Davud 4292
Akademi Dergisi
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu nakledilir: “Siz, Rumlarla emin bir şekilde barış yapacaksınız! Siz ve Rumlar arkanızdaki bir düşmanla beraberce savaşacaksınız! Zafer kazanacaksınız, ganimet elde edeceksiniz. Korktuğunuzdan emin…
Bu rivayette bir detay ve küçük bir farklılık var. "Sonra yığma tepeleri bulunan bir yere geleceksiniz." denilmiş.
Bu kısmı sahih rivayet ise...
Buradan, üst üste yığılmış ve hazırda bekleyen hazineler manası da çıkıyor. Değerli madenleri kastetmiyorum, zaten çıkartılmış, işlenmiş, takılar ya da eserler halinde getirilmiş ve bir araya toplanmış hazinelerden bahsediyorum.
Şayet bu mana yoksa...
O bölgeye yapılacak yatırımlar sırasında devasa hazinelerin seferber edileceği, üst üste bölgeye sevk edileceği manası anlaşılıyor.
Ayrıca bilinmeli ki "tepede olmak" iş hayatında en yüksek seviyede, makamda olmak demek.
Bu kısmı sahih rivayet ise...
Buradan, üst üste yığılmış ve hazırda bekleyen hazineler manası da çıkıyor. Değerli madenleri kastetmiyorum, zaten çıkartılmış, işlenmiş, takılar ya da eserler halinde getirilmiş ve bir araya toplanmış hazinelerden bahsediyorum.
Şayet bu mana yoksa...
O bölgeye yapılacak yatırımlar sırasında devasa hazinelerin seferber edileceği, üst üste bölgeye sevk edileceği manası anlaşılıyor.
Ayrıca bilinmeli ki "tepede olmak" iş hayatında en yüksek seviyede, makamda olmak demek.
Neml suresi 82. ayette geçen "dâbbetü'l- arz" da hep yanlış yorumlandı...
"Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler."
"Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler."
Akademi Dergisi
Neml suresi 82. ayette geçen "dâbbetü'l- arz" da hep yanlış yorumlandı... "Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler."
Please open Telegram to view this post
VIEW IN TELEGRAM
Akademi Dergisi
Öylesine sorunlu bir tefsir tarihi var ki geçmişte...
Bu ayet de "saat" yani devran ile bağlantılı... Çok sayıda ayetten kesin şekilde, şüphesiz şekilde anlaşılıyor ki Allah binlerce yıldır, bir gün devranın yani saatin yaşanacağına söz vermiş. Bu ayette de "söz verilen vakit yani saat geldiğinde" manası var.
"Saat", geçtiği bütün ayetlerde "kıyamet" manasına geliyor olsaydı...
O halde sorulur:
- Kıyamet bütün kainatta aynı anda kopmayacak mı? Kıyamet başa gelmiş ve yaşanmışsa, kim hayatta kalabilir ve kim kime nasihat edebilir? Kim kimi iman etmeye çağırabilir?
- Kıyamet kopmadan çok önce bile dünyanın tamamında kafirler olmayacak mı? Kıyamet kopma anında hayatta tek bir müslüman olmayacağına dair dini delillerimiz yok mu?
Koca ümmet, bu hataya nasıl düşmüş olabilir, insan şaşırdıkça şaşırıyor.
Bu ayet de "saat" yani devran ile bağlantılı... Çok sayıda ayetten kesin şekilde, şüphesiz şekilde anlaşılıyor ki Allah binlerce yıldır, bir gün devranın yani saatin yaşanacağına söz vermiş. Bu ayette de "söz verilen vakit yani saat geldiğinde" manası var.
"Saat", geçtiği bütün ayetlerde "kıyamet" manasına geliyor olsaydı...
O halde sorulur:
- Kıyamet bütün kainatta aynı anda kopmayacak mı? Kıyamet başa gelmiş ve yaşanmışsa, kim hayatta kalabilir ve kim kime nasihat edebilir? Kim kimi iman etmeye çağırabilir?
- Kıyamet kopmadan çok önce bile dünyanın tamamında kafirler olmayacak mı? Kıyamet kopma anında hayatta tek bir müslüman olmayacağına dair dini delillerimiz yok mu?
Koca ümmet, bu hataya nasıl düşmüş olabilir, insan şaşırdıkça şaşırıyor.
Akademi Dergisi
Photo
Daha önceki yayınlarda anlatmıştım. Dabbetü'l arz yani Mehdi meydana çıkarak insanlığa hitap edecek. Onlara nasihat edecek. Bir süreç yaşanacak. Süreç devam ediyorken Mehdi'ye tabi olanlar da çok olacak, olmayanlar da çok olacak. Bir vakit gelince dünya genelinde küresel bir tek afet ya da afet silsilesi olacak. Dünya tarihi boyunca daha önceki helak edilmiş hiçbir kavim zamanında yaşanmamış bir helak hadisesi ya da hadiseleri yaşanacak.
Kısa sürede milyarlarca insanın öleceği anlaşılıyor. Yerin altındaki gizli şehirlerinde yaşayan uzaylılar arasından da milyarlarcasının öleceği anlaşılıyor.
O kadar büyük, şiddetli ve "kıyamet mi kopuyor" dedirtecek kadar sarsıcı helak hadisesi, daha önce hiç yaşanmadı.
İlgili bütün ayetlere bu bilgi ışında bakılması gerekiyor.
Kısa sürede milyarlarca insanın öleceği anlaşılıyor. Yerin altındaki gizli şehirlerinde yaşayan uzaylılar arasından da milyarlarcasının öleceği anlaşılıyor.
O kadar büyük, şiddetli ve "kıyamet mi kopuyor" dedirtecek kadar sarsıcı helak hadisesi, daha önce hiç yaşanmadı.
İlgili bütün ayetlere bu bilgi ışında bakılması gerekiyor.
Mehdiye inanmayanların sonları çok kötü olacak
📎 Ayrıca (Dabbetü'l arz) insanların, kendisinin çıkışına, Kur’ân’a ve dirilmeye inanmadığını söyleyecektir.15
Yaptıklarının tasvirini içeren bu anlatılardan ve insanlarla konuşacak olmasından ötürü ayette geçen “konuşur” ibaresini “yaralar” şeklinde anlayan müfessirler de olmuştur.16
__
15 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleymân, 2/485-486; Beğavî, Tefsîru’l-Beğavî-Meâlimü’t-Tenzîl, 6/177; Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl ve Hakâikû’t-Te’vîl, 2/621; Zemahşerî, Keşşâf, 4/474; Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l- Kur’ân, 16/212.
16 Zemahşerî, Keşşâf, 4/475; Râzî, Mefâtihu’l-Gayb, 24/218; Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili (İstanbul: Hisar Yayınevi, 2011), 6/280.
📎 Ayrıca (Dabbetü'l arz) insanların, kendisinin çıkışına, Kur’ân’a ve dirilmeye inanmadığını söyleyecektir.15
Yaptıklarının tasvirini içeren bu anlatılardan ve insanlarla konuşacak olmasından ötürü ayette geçen “konuşur” ibaresini “yaralar” şeklinde anlayan müfessirler de olmuştur.16
__
15 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleymân, 2/485-486; Beğavî, Tefsîru’l-Beğavî-Meâlimü’t-Tenzîl, 6/177; Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl ve Hakâikû’t-Te’vîl, 2/621; Zemahşerî, Keşşâf, 4/474; Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l- Kur’ân, 16/212.
16 Zemahşerî, Keşşâf, 4/475; Râzî, Mefâtihu’l-Gayb, 24/218; Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili (İstanbul: Hisar Yayınevi, 2011), 6/280.
📎 Dâbbe’nin ortaya çıkışı zamanı ile ilgili zikredilen rivayetlerde ortak nokta, dinî anlamda bir bozulmanın olmasıdır. İnsanların Allah’ın emirlerini unuttukları, dinî değerleri hayatlarından söküp attıkları bir dönemde Allah’ın ayetlerinden bir ayet olarak çıkacak. Fakat bu ayet daha önceden gördükleri ve aşina oldukları bir ayet şeklinde olmayacaktır. Alışılmadık bir şekilde olmasındaki hikmet; insanların dikkatini çekmek, belki birazda korkutarak onların iman etmelerini sağlamak olabilir.
📎 Dâbbe’nin ortaya çıkışından bahseden ayetin öncesine bakıldığı zaman da Allah’ın hidayet kaynağı olarak gönderdiği Kur’an ve inkârcı insanların ona karşı olan tutumlarından bahsedilmektedir. İnsanların kalplerini ilâhî hakikatlere kapatıp sağır kesildikleri bir dönemde Allah’ın azabının onlar hakkında gerçekleşeceği ve Dâbbe’nin çıkacağı belirtilmiştir. Bu durumda Dâbbe’nin çıkış zamanın insanlardaki dini hassasiyetin kaybolduğu bir dönemde olabileceğini söyleyebiliriz.
Hadis-i Şerif’te de Dâbbe’nin kıyamet alameti olarak zikredilmesi kıyametten önce, genel gidişatın bozulduğu ve dinî değerlerin unutulduğu bir dönemde çıkacağı görüşünü desteklemektedir.
Hadis-i Şerif’te de Dâbbe’nin kıyamet alameti olarak zikredilmesi kıyametten önce, genel gidişatın bozulduğu ve dinî değerlerin unutulduğu bir dönemde çıkacağı görüşünü desteklemektedir.
Yararak çıkacak
Dabbetül arz yani Mehdi, gerçek Mescid-i Haram'ı meydana çıkartacak.
(Bu konuda geçmişte başka yayınlar da yapmıştım.)
Huzeyfe (ra)’den onun (Dabbetü'l arzın) Safa tepesi’nden çıkacağına dair şu rivayet gelir:
Peygamber (sas)’e onun nereden çıkacağını sordum. O da şöyle buyurdu:
“Allah’a hürmeten mescitlerin en büyüğü olan (gerçek) Mescid-i Haram’dan çıkacak. Müslümanlar İsa (as) ile Kâbe’yi tavaf ederlerken, Safa tepesi yarılacak ve oradan çıkacak. Ne isteyen ona yetişebilecek nede kaçan ondan kurtulabilecek. İnsanlara mümin ve kâfir diyerek damga vuracak. Müminin yüzü parlak yıldız gibi parlayacak ve gözleri arasında mümin yazacak. Kâfirin ise gözleri arasına siyah bir damga vuracak.”35
__
35 et-Taberî, Câmıu’l-Beyân, X,15; es-sa’lebî, el-Keşf ve’l-Beyân, IV, 510; Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 430; el-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, VI, 19
Dabbetül arz yani Mehdi, gerçek Mescid-i Haram'ı meydana çıkartacak.
(Bu konuda geçmişte başka yayınlar da yapmıştım.)
Huzeyfe (ra)’den onun (Dabbetü'l arzın) Safa tepesi’nden çıkacağına dair şu rivayet gelir:
Peygamber (sas)’e onun nereden çıkacağını sordum. O da şöyle buyurdu:
“Allah’a hürmeten mescitlerin en büyüğü olan (gerçek) Mescid-i Haram’dan çıkacak. Müslümanlar İsa (as) ile Kâbe’yi tavaf ederlerken, Safa tepesi yarılacak ve oradan çıkacak. Ne isteyen ona yetişebilecek nede kaçan ondan kurtulabilecek. İnsanlara mümin ve kâfir diyerek damga vuracak. Müminin yüzü parlak yıldız gibi parlayacak ve gözleri arasında mümin yazacak. Kâfirin ise gözleri arasına siyah bir damga vuracak.”35
__
35 et-Taberî, Câmıu’l-Beyân, X,15; es-sa’lebî, el-Keşf ve’l-Beyân, IV, 510; Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 430; el-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, VI, 19
Akademi Dergisi
Yararak çıkacak Dabbetül arz yani Mehdi, gerçek Mescid-i Haram'ı meydana çıkartacak. (Bu konuda geçmişte başka yayınlar da yapmıştım.) Huzeyfe (ra)’den onun (Dabbetü'l arzın) Safa tepesi’nden çıkacağına dair şu rivayet gelir: Peygamber (sas)’e onun…
Huzeyfe (ra) onun Safa Tepesi’nde çıkmadan önce, biri bazı vadilerde diğeri de bazı Arap kabileleri arasında olmak üzere iki kez daha çıkıp tekrar kaybolacağını zikreder. 36
(Bazı hadislerde Araplardan bahsedilirken, gerçek Kudüs olan İstanbul'daki gerçek Arapların yani hz İbrahim soyundan gelen Türklerin kastedildiği, kesinlik seviyesinde anlaşılabiliyor. Zaten Mehdinin yaşadığı yer sorulunca da peygamberimiz, Kudüs'teki Mescid-i Aksa civarında yaşadığı cevabını vermiş. Gerçek Mescid-i Aksa'nın gerçek Kudüs olan İstanbul'da olduğunu da daha önce anlatmıştım.)
Bu ilk çıktığı yerin Yemen’in en uzak yerleri olduğu da rivayet edilmiştir. 37
__
36 es-Sanânî, Tefsîrü’l-Kurân, II, 84; et-Taberî, Câmıu’l-Beyân, X,15; es-Semânî, Tefsîrü’s-Semânî, III, 202.
37 Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 429.
(Bazı hadislerde Araplardan bahsedilirken, gerçek Kudüs olan İstanbul'daki gerçek Arapların yani hz İbrahim soyundan gelen Türklerin kastedildiği, kesinlik seviyesinde anlaşılabiliyor. Zaten Mehdinin yaşadığı yer sorulunca da peygamberimiz, Kudüs'teki Mescid-i Aksa civarında yaşadığı cevabını vermiş. Gerçek Mescid-i Aksa'nın gerçek Kudüs olan İstanbul'da olduğunu da daha önce anlatmıştım.)
Bu ilk çıktığı yerin Yemen’in en uzak yerleri olduğu da rivayet edilmiştir. 37
__
36 es-Sanânî, Tefsîrü’l-Kurân, II, 84; et-Taberî, Câmıu’l-Beyân, X,15; es-Semânî, Tefsîrü’s-Semânî, III, 202.
37 Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 429.
Akademi Dergisi
Huzeyfe (ra) onun Safa Tepesi’nde çıkmadan önce, biri bazı vadilerde diğeri de bazı Arap kabileleri arasında olmak üzere iki kez daha çıkıp tekrar kaybolacağını zikreder. 36 (Bazı hadislerde Araplardan bahsedilirken, gerçek Kudüs olan İstanbul'daki…
İbni Mesud’dan da onun Safa Tepesi’den çıkacağı rivayet edilmiştir.39
___
39 es-Semânî, Tefsîrü’s-Semânî, III, 202; Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 430; en-Nisâburî, Mahmud b. Ebu’l-Hasan, Îcâzü’l-Beyân an Meâni’l-Kur’ân, Beyrut: Darü’l-Garbi’l-İslâmî, 1995, II, 236; el-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, VI, 191.
___
39 es-Semânî, Tefsîrü’s-Semânî, III, 202; Beğâvî, Meâlîmu’t-Tenzîl, III, 430; en-Nisâburî, Mahmud b. Ebu’l-Hasan, Îcâzü’l-Beyân an Meâni’l-Kur’ân, Beyrut: Darü’l-Garbi’l-İslâmî, 1995, II, 236; el-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, VI, 191.
Akademi Dergisi
Yararak çıkacak Dabbetül arz yani Mehdi, gerçek Mescid-i Haram'ı meydana çıkartacak. (Bu konuda geçmişte başka yayınlar da yapmıştım.) Huzeyfe (ra)’den onun (Dabbetü'l arzın) Safa tepesi’nden çıkacağına dair şu rivayet gelir: Peygamber (sas)’e onun…
Bir de şu açıdan bakın...
Daha önce resim üzerinde de çizerek anlatmıştım, gerçek Mescid-i Haram'ın, şu bilinen temsili Mescid-i Haram olmadığını, temsili Mescid-i Haram'ın çok yakınında ve yer altında olduğunu...
O vakit, az önce paylaştığım hadis rivayetlerine de denk gelmemiştim. Onlardan haberdar değildim.
Şimdi safa ve mervenin ne demek oldğuna bir bakın...
Safâ “sert, başka bir kütleye karışmayan, toprak ve çamurdan arınmış taş” demek.
Merve ise “yumuşak ve esmer, kırmızımtırak volkanik kökenli, parçalanıp etrafı incelmiş sert ya da yumuşak her türlü taş” demek.
Daha önce resim üzerinde de çizerek anlatmıştım, gerçek Mescid-i Haram'ın, şu bilinen temsili Mescid-i Haram olmadığını, temsili Mescid-i Haram'ın çok yakınında ve yer altında olduğunu...
O vakit, az önce paylaştığım hadis rivayetlerine de denk gelmemiştim. Onlardan haberdar değildim.
Şimdi safa ve mervenin ne demek oldğuna bir bakın...
Safâ “sert, başka bir kütleye karışmayan, toprak ve çamurdan arınmış taş” demek.
Merve ise “yumuşak ve esmer, kırmızımtırak volkanik kökenli, parçalanıp etrafı incelmiş sert ya da yumuşak her türlü taş” demek.
Akademi Dergisi
Yararak çıkacak Dabbetül arz yani Mehdi, gerçek Mescid-i Haram'ı meydana çıkartacak. (Bu konuda geçmişte başka yayınlar da yapmıştım.) Huzeyfe (ra)’den onun (Dabbetü'l arzın) Safa tepesi’nden çıkacağına dair şu rivayet gelir: Peygamber (sas)’e onun…
Neyin nişanesi onlar?
Ne tamamen kaybolmasın diye, neyin yeri belli olsun diye konmuş nişaneler onlar?
Bakara suresi, 158. ayet:
Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belirlediği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Ve yine kim gönülden bir iyilik yaparsa; kuşkusuz, Allah Karşılık Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir.
اِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَٓائِرِ اللّٰهِۚ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ اَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ اَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَاۜ وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراًۙ فَاِنَّ اللّٰهَ شَاكِرٌ عَل۪يمٌ
İnnes safa vel mervete min şeairillah, fe men haccel beyte evı'temera fe la cunaha aleyhi en yettavvefe bi hima ve men tetavvaa hayran, fe innallahe şakirun alim.
Ne tamamen kaybolmasın diye, neyin yeri belli olsun diye konmuş nişaneler onlar?
Bakara suresi, 158. ayet:
Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belirlediği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Ve yine kim gönülden bir iyilik yaparsa; kuşkusuz, Allah Karşılık Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir.
اِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَٓائِرِ اللّٰهِۚ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ اَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ اَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَاۜ وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراًۙ فَاِنَّ اللّٰهَ شَاكِرٌ عَل۪يمٌ
İnnes safa vel mervete min şeairillah, fe men haccel beyte evı'temera fe la cunaha aleyhi en yettavvefe bi hima ve men tetavvaa hayran, fe innallahe şakirun alim.
Akademi Dergisi
Neyin nişanesi onlar? Ne tamamen kaybolmasın diye, neyin yeri belli olsun diye konmuş nişaneler onlar? Bakara suresi, 158. ayet: Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belirlediği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf…
Nişane: Alâmet, işaret. İz, bellik. Belirti.
Bu dini/ilmi kısmını bilmeden, gerçek Mescid-i Haram'ın nerede olduğunu nasıl bildiğimi, aylar önceki yayınlarımda nasıl olup da kendimden emin şekilde çizerek gösterdiğimi merak edenler vardır...
Rüya tabiri ile tespit ettim onun yerini...
Ve şimdi dini delilleri ile de emin oldum ki tam isabet çıktı.
Rüya tabiri ile tespit ettim onun yerini...
Ve şimdi dini delilleri ile de emin oldum ki tam isabet çıktı.
Bir gün Mehdi meydana çıkacak. Çok büyük işler yapacak. Hem dini hem dünyevi olarak çok büyük işler çıkartacak.
Hz İsa da gelmiş olacak. Lakin gerçek Mescid-i Haram'ı bile hz İsa değil, hz Mehdi meydana çıkartacak.
O tepelerin altından gerçek Mescid-i Haramı yukarı çıkartacak. O sırada o tepeler yarılacak, parçalanacak.
Mehdi bunu yapana kadar kimse gerçek Mescid-i Haram'ı bulamaz, bulsa ona giremez. Onun koruma kalkanını geçemez. Girse ona talimat/komut veremez.
Ve Mehdi gerçek Mescid-i Haram'ı yeryüzü seviyesine çıkarttıktan sonra da çok sayıda "ayet" görülmüş olacak. Yani insanları sarsan, Allah'ın varlığının ve birliğinin ispatı gibi olan, İslam'ın hak din olduğunu açıkça meydana çıkartan olağan üstü gerçekler herkesçe görülecek. Lakin yine de inanmayan inanmayacak. İşte ondan sonra dünya/gezegen kendini silkeleyecek, üzerindeki milyarlarca lüzumsuz iki ayaklı pisliği temizleyecek.
Zaten bunu da hz Davud'un yaptığı misali hz Mehdi yapacak. Dünyanın çekirdeğine emir verecek.
Hz İsa da gelmiş olacak. Lakin gerçek Mescid-i Haram'ı bile hz İsa değil, hz Mehdi meydana çıkartacak.
O tepelerin altından gerçek Mescid-i Haramı yukarı çıkartacak. O sırada o tepeler yarılacak, parçalanacak.
Mehdi bunu yapana kadar kimse gerçek Mescid-i Haram'ı bulamaz, bulsa ona giremez. Onun koruma kalkanını geçemez. Girse ona talimat/komut veremez.
Ve Mehdi gerçek Mescid-i Haram'ı yeryüzü seviyesine çıkarttıktan sonra da çok sayıda "ayet" görülmüş olacak. Yani insanları sarsan, Allah'ın varlığının ve birliğinin ispatı gibi olan, İslam'ın hak din olduğunu açıkça meydana çıkartan olağan üstü gerçekler herkesçe görülecek. Lakin yine de inanmayan inanmayacak. İşte ondan sonra dünya/gezegen kendini silkeleyecek, üzerindeki milyarlarca lüzumsuz iki ayaklı pisliği temizleyecek.
Zaten bunu da hz Davud'un yaptığı misali hz Mehdi yapacak. Dünyanın çekirdeğine emir verecek.
Akademi Dergisi
Bir gün Mehdi meydana çıkacak. Çok büyük işler yapacak. Hem dini hem dünyevi olarak çok büyük işler çıkartacak. Hz İsa da gelmiş olacak. Lakin gerçek Mescid-i Haram'ı bile hz İsa değil, hz Mehdi meydana çıkartacak. O tepelerin altından gerçek Mescid-i…
Lanet var...
Bakara suresi, 159. ayeti;
Bizim indirdiğimiz apaçık kanıtları ve hidayeti; insanlara Kitap'ta açıkça gösterdikten sonra, onları gizleyenler var ya! Onlara hem Allah lanet eder hem de bütün lanet edebilenler lanet ederler.
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدٰى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِۙ اُو۬لٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَۙ
İnnellezine yektumune ma enzelna min el beyyinati vel huda min ba'di ma beyyennahu lin nasi fil kitabi, ulaike yel'anuhumullahu ve yel'anuhumul lainun.
Bakara suresi, 159. ayeti;
Bizim indirdiğimiz apaçık kanıtları ve hidayeti; insanlara Kitap'ta açıkça gösterdikten sonra, onları gizleyenler var ya! Onlara hem Allah lanet eder hem de bütün lanet edebilenler lanet ederler.
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدٰى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِۙ اُو۬لٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَۙ
İnnellezine yektumune ma enzelna min el beyyinati vel huda min ba'di ma beyyennahu lin nasi fil kitabi, ulaike yel'anuhumullahu ve yel'anuhumul lainun.
Akademi Dergisi
Neyin nişanesi onlar? Ne tamamen kaybolmasın diye, neyin yeri belli olsun diye konmuş nişaneler onlar? Bakara suresi, 158. ayet: Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belirlediği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf…
Bu ayetin neden nazil olduğu, ne manaya geldiği, bu güne kadar zaten çözülememiş, anlaşılamamış.
📎 Mekke’nin fethinden sonra putlardan temizlenmesine rağmen ensar başta olmak üzere müslümanların bir kısmı Safâ ile Merve’nin hac ve umrenin menâsikine dahil olup olmadığı hususunda şüpheye düşmüş, bunun üzerine Bakara sûresinin 158. âyeti nâzil olmuştur (Buhârî, “Ḥac”, 79; “ʿUmre”, 10; “Tefsîr”, 2/21). Diğer bir rivayete göre ise Resûl-i Ekrem, Vedâ haccında Safâ’ya yaklaştığında bazı müslümanlar Câhiliye dönemi putlarını hatırlayarak sa‘y yapmaktan çekinince anılan âyet nâzil olmuş, bu tepelerin eskiden beri Allah’ın koyduğu semboller olduğu vurgulanmış, Hz. Peygamber de, “Safâ ve Merve Allah’ın alâmetlerindendir” diyerek (Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 56; Tirmizî, “Ḥac”, 38; İbn Mâce, “Menâsik”, 84) bu iki tepe arasında sa‘y yapmayı hac ve umre ibadetine dahil etmiştir. Resûl-i Ekrem, Safâ ile Merve tepelerine çıktığı zaman Kâbe’ye dönerek ellerini yukarıya kaldırıp dua ederdi. İbn Abbas ellerin kaldırılacağı yedi yer arasında bu iki tepeyi de saymıştır (Ezrakī, I, 279)
📎 Mekke’nin fethinden sonra putlardan temizlenmesine rağmen ensar başta olmak üzere müslümanların bir kısmı Safâ ile Merve’nin hac ve umrenin menâsikine dahil olup olmadığı hususunda şüpheye düşmüş, bunun üzerine Bakara sûresinin 158. âyeti nâzil olmuştur (Buhârî, “Ḥac”, 79; “ʿUmre”, 10; “Tefsîr”, 2/21). Diğer bir rivayete göre ise Resûl-i Ekrem, Vedâ haccında Safâ’ya yaklaştığında bazı müslümanlar Câhiliye dönemi putlarını hatırlayarak sa‘y yapmaktan çekinince anılan âyet nâzil olmuş, bu tepelerin eskiden beri Allah’ın koyduğu semboller olduğu vurgulanmış, Hz. Peygamber de, “Safâ ve Merve Allah’ın alâmetlerindendir” diyerek (Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 56; Tirmizî, “Ḥac”, 38; İbn Mâce, “Menâsik”, 84) bu iki tepe arasında sa‘y yapmayı hac ve umre ibadetine dahil etmiştir. Resûl-i Ekrem, Safâ ile Merve tepelerine çıktığı zaman Kâbe’ye dönerek ellerini yukarıya kaldırıp dua ederdi. İbn Abbas ellerin kaldırılacağı yedi yer arasında bu iki tepeyi de saymıştır (Ezrakī, I, 279)