@TurkiyeAileBirligi #önceAile #AileniNesliniKoru
62 subscribers
8 photos
74 files
805 links
#AileniKoru Teröre Cinayete şiddete DurDe içki kumar faiz zina şehvet terörü teşhircilik/tacizcilik Siyonizm kamalizm KAOS/GLP YASAKLANSIN Ailesiz AHLAKSIZ Toplum OPERASYONUna SON @HakBirr @OrtakAkil @KULHAKLARI @milliirade @AileHaklari @TurkiyeSTKbirligi
Download Telegram
Türkiye İslam Devleti BİNYILI
Türkiye İslam Cumhuriyeti 100.yıl
20Nisan1924 ANAYASASI #DevletinDiniislam
KutluDoğum HAFTASI 20Nisan571

https://www.nethaberler.com/turkiye-islam-cumhuriyeti-binyili-devletin-dini-islam-olmali/

23Nisan1920
@TBMMresmi İSTANBUL,ANKARA İngiliz/Fransız işgalinde!

İngilizce/Fransızca Fulbright Erasmus LAiklik! TC/GENDER KAOS! Mecbur!

medya90.com/haber/arsiv-1612.html

EYS 25Nisan CocukHaklari.t.me

nethaberler.com/cocuklarda-travmaya-sebeb-olan-eys-insanlik-sucudur/

5816 Zulm Kalksın
25Nisan9:38
50.AsliCeza Kartal

is.gd/LNtUkW

DARBE 116.Yıl
27Nisan13
Abdhamid Ayasofya Divan Cd74
İşgalcilerin Siyonistlerin Sabataistlerin darbecilerin AB/D dayattığı anayasa yasalar ıslah edilsin

İçki
28Nisan1920
cinayeti besleyen İçki 70/71 birr oy ile yasaklandı tekrar yasaklansın!

siyonizm sabataizm kamalizm masonluk içki kumar Riba CHABAD KAOS/GLPT YASAKLANSIN

akasyam.com/yazi/laiklik-ve-kemalizm-tasfiye-edilmelidir-8152.html

nethaberler.com/adem-cevikinsanligi-kurtulusa-insanliga-cagiran-ezani-yasaklayan-laik-chp-allaha-savas-acti/

Ahlaksız Ailesiz Cinsiyetsiz toplum operasyonlarına Dur!De!

fb.com/groups/ailehaklari/
Instagram.com/AileHaklari
M.me/AileFederasyon
Youtube.com/AileMeclisi
antiGENDERhareketi.t.me

SectikleriniDenetle.t.me

ADALETplatformu.t.me
FB.com/AdaletPlatformu
x.com/ADALETplatformu
milliirade.t.me

AileyiKoru
nethaberler.com/adem-cevik-aileyi-ve-devleti-korumak-icin/

akasyam.com/mobil/ailemizi-ve-devletimizi-korumak-icin-sapiklik-batakligi-kurutulsun-184405/

TCA/GENDER
akasyam.com/mobil/gender-tanimi-din-ahlak-ve-hukuka-aykiri-185234/

DSÖ
is.gd/zciTcd

akasyam.com/mobil/escinselligi-normal-olarak-tanimlayan-dayatmalara-itiraz-ediyoruz-186548/

Suç
bncmedyahaber.com/m-haber-7213.html

MEB
is.gd/eqAK4Q

SAVAŞ
'Hakimiyet Allah'ın Oluncaya kadar Cihad et, Cihadı Terkederek kendini ateşe atma'
Tahrim6 Bakara193/195/261

AiLEM.t.me
IBAN
TR730080700881300100184001

Kuranevi.t.me

HakBirr.t.me

02124612267

Nisa74/79
Tevbe24/14
Hûd112/116
Enfâl28/73
Râd11
Şura39/30
NUR19/55
Aile kanunlarının ıslahı faaliyetleri her salı saat:17'de üsküdar

Müzakereli Anayasa çalışmaları çalıştayı bugün salı ve her salı saat:18'de Üsküdar

Selamiali cad. 17 sağlık ocağı bitişiği
.....

ADALET Platformu 17.yıl
AİLE Meclisi 7.yıl şûrası

AileDivanı Türkiye Aile Meclisi ADALET platformu MKYK YİK mayıs istişare toplantımız 4mayıs cumartesisaat:07 beykoz

LC V/Rezervasyon 05327036115

https://ADALETplatformu.t.me

TurkiyeAileBirligi.t.me
05322033274

SectikleriniDenetle.t.me
02124612267

Hakbirr.t.me
02124612267

milliirade.t.me
05322467411

TurkiysSTKbirligi.t.me
TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ (YENİ MÜFREDAT): TESPİTLER-ÖNERİLER
Milli Eğitim Bakanlığı farklı kademelerden ortak ve zorunlu derslere ait yenilenmiş müfredatı kamuoyu ile paylaştı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredatın on yıllık bir çalışmanın ürünü olduğu ve %35'lik bir seyreltme ile görücüye çıktığı belirtiliyor. ‘‘Köklerden geleceğe.’’ mottosuyla başlayan müfredatın ortak tanıtım metninde eğitim birçok bileşeni olan bir bütün olarak ele alınmış. Buna göre bir ayağı geçmişte duran eğitimin diğer ayağı insanlığın geleceğine ufuklar açan bir kapı olarak konumlanmış. Millî ve manevi değerler manzumesi ile maddi gelişmenin zirvesini hedefleyen bu süreçte milletin talepleri esas alınmış. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem-değer-eylem modeli, sistem okuryazarlığı, alana ait bilgi kümeleri bileşenlerinden oluşan bütüncül bir model olarak tasarlanmış. Bakanlığın buradaki ana hedefi “Yalnızca medeniyete uyum sağlayan bir nesil değil, etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller yetiştirmeyi hedefleyen eğitim felsefemiz doğrultusunda ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş öğrenci modelini oluşturmak.” olarak belirlenmiş. Bakanlığın 2024-2028 Stratejik Planında da müfredatta belirtilen hedeflere uygun olarak “İstiklal ’den istikbale Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek nesiller yetiştirmek.” vizyonu benimsenmiş. Bu anlamda “Yetkin ve Erdemli İnsan” yetiştirmek yeni müfredatın önceliği olarak ortaya çıkıyor.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredatın dikkatli, özenli ve yoğun bir çalışmanın ürünü olduğu görülüyor. Eğitim sistemimizdeki boşlukların olabildiğince tespit edilerek değişen zamanın gerektirdiği ihtiyaçların sisteme eklenmesi hususuna öncelik verilmiş. Kavramsal karmaşanın giderilerek çocukların zihinlerinde sağlam bir “kavram haritası” inşa etmek bu önceliğin en önemli kısmını oluşturuyor. Mevcut durum tarihinden, değerlerinden kopuk bir neslin mantık temelinde beklenen karşılaştırma, fikir yürütme ve doğruya ulaşma sorunu yaşamasından kaynaklanıyor. Kavram becerilerinin geliştirilmesi ve tahkim edilmesinin müfredatın felsefesinde başa alınmasının arkasında bu sorunu çözmeye yönelik irade yatıyor. Bu çerçevede Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde becerilerin gelişimi; zihinsel, sosyal-duygusal, fiziksel ve ahlaki boyutları içeren bütüncül bir yapıda ele alınmış. Karmaşık ve soyut fikirleri eyleme dönüştürme sürecinde ortaya çıkan kavramsal beceriler ile bu becerilerin derse özgü bilgi ve becerileri içeren yapılarını temsil eden alan becerileri ilgili derse ait alan bilgisi ve bu alana ait bilgi kümelerini temsil eden içerik çerçevesi ile bütünleşerek öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme çıktılarını oluşturmak amaçlanmış. Öğrencilerin öğrenme çıktılarına ulaşma düzeyini belirlemek için ise öğrenme kanıtları kullanılmış. Modelde ayrıca, öğrencilerin becerilerini geliştirmek ve eyleme geçirmek için temel bir bileşen olarak yer alan eğilimler ile öğretim sürecinin dinamik bir yapıda ilerlemesine ve eğitimin örtük hedeflerini özetlemesine yardımcı olan ve Erdem-Değer-Eylem Modeli, farklı okuryazarlık becerileri ve sosyal duygusal becerilerden oluşan programlar arası bileşenlere de yer verilmiş. Öğrenme çıktılarının hayata geçirildiği ve öğrenme kanıtlarının kullanıldığı öğretme öğrenme yaşantıları, eğilimler ve programlar arası bileşenlerle desteklenerek öğrencilere zengin bir öğrenme ortamı sağlanması hedeflenmiş. Öğrenci merkezli yaklaşımı benimseyen yeni modelde esnek uygulama yöntemiyle öğretmenlerin hem kendilerinin hem de öğretim programlarının güçlü ve iyileştirilmesi gereken yönlerini değerlendirmeleri istenmiş.
 
Müfredatın Getirdiği Yenilikler
 
Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak. Yeni müfredat pek çok bakımdan özgün bir eğitim felsefesi içeriyor. Yeni modelde millî bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve ins
anlık için faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş; beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüne sahip bilge nesiller yetiştirilmesi hedeflenmiş. Bu süreçte beceri odaklı bir yaklaşım benimsenmiş. Bu yaklaşımda, sadeleştirilmiş içerikte öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine imkân sağlayacak yeni yöntemler belirlenmiş. Yeni müfredatta, öğrenciyi zihinsel, sosyal, duygusal, duyuşsal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören "bütüncül eğitim yaklaşımı" modeli geliştirilmiş. Bu yaklaşımın merkeze aldığı konular ise, "insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirme", "şahsiyet bütünlüğünü oluşturma", "karakter gelişimini sağlama" olarak sıralanmış. Yeni müfredatta, değişen dünyada değişen durum ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenebilecek şekilde esnek bir yapı tasarlanmış. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile öğrencilerin inanç, kimlik ya da sosyoekonomik durumları nedeniyle dezavantajlı olmadığı bir öğrenme süreci planlanmış. Yeni müfredat ile ilk kez yeni bir öğrenci profili tanımı da yapılmış. Buna göre müfredatın hedeflediği öğrenci "yetkin ve erdemli insan" olarak tanımlanıyor. Yetkin ve erdemli insanı önceleyen öğrenci profili, yeni müfredatta ana merkeze alınmış. Sadece akademik başarılara odaklanmanın doğru olmadığı, her bir öğrencinin kendine özgü potansiyeli olduğu tespitine öncelik verilmiş. Yeni müfredatta ayrıca ilk kez "Erdem-Değer-Eylem Modeli" de yer almış. Değerlerin eğitim sürecinde doğal süreç içinde edinilmesi için özgün bir yaklaşımla tasarlanan bu modelde "adalet", "saygı" ve "sorumluluk" üst değerler olarak ele alınmış. Ayrıca duyarlılık, merhamet, estetik, temizlik, sabır, tasarruf, çalışkanlık, mütevazılık, mahremiyet, sağlıklı yaşam, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımseverlik, dürüstlük, aile bütünlüğü, özgürlük değerlerinin programlar içinde işlenmesiyle içsel ahenge sahip "huzurlu insan", "huzurlu aile ve toplum", "yaşanabilir çevre" hedeflenmiş. Öğretim programlarında, öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme çıktıları, bilgi ve alana özgü becerilerle birleştirilerek "beceri temelli bir program yapısı" oluşturulmuş. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nde "bütüncül eğitim yaklaşımı" gereği bilgi, beceri, eğilim, tutum-davranışlar ile değerler ilişkilendirilmiş. Temel, bütünleşik ve üst düzey düşünme becerilerinden oluşan "kavramsal beceriler", öğrenme yaşantıları ile güçlü şekilde ilişkilendirilerek öğretim programlarında daha görünür ve işlevsel hale getirilmiş. Yeni müfredatta, eğitim öğretim süreçlerinde öğrencilerin aktif şekilde katılımlarını sağlayacak öğrenme yaşantıları tasarlanmış. Yeni öğretim programlarında "eğilimler" daha da önem kazanmış. Bireysel farklılıkları merkeze alan müfredatta eğilimlerin becerileri tetiklediğine odaklanılmış. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nde zenginleştirme, öğrencilerin ileri düzey kavramları ve karmaşık düşünce yapılarını keşfetmelerini teşvik edecek şekilde kurgulanmış. Böylece öğrencilerin potansiyellerini mümkün olan en üst düzeye çıkarmalarına katkı sağlamak amaçlanmış. Bakanlığın yeni eğitim programında, sonuç yerine süreç odaklı ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsenmiş. Bu yaklaşımla, ölçme değerlendirme uygulamalarında tanılayıcı, biçimlendirici ve düzey belirleyici değerlendirme yöntemleri arasında denge sağlanması hedeflenmiş. Öte yandan, öğretim programlarının uygulanmasında, esneklik sağlanması amacıyla yerel ve bölgesel eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak, öğretmenlerin ihtiyaca yönelik işbirliğine dayalı karar verebilmesine olanak sağlanmış. Ayrıca her ders özelinde ihtiyaca göre kullanılabilecek şekilde planlama yapılabileceği vurgulanmış. Okul temelli planlamada, 10. sınıf kariyer rehberliğine ayrılmış. Öğretim programlarında 10. sınıf düzeyinde okul temelli planlama için ayrılan ders saatleri, zümre öğretmenleri tarafından, meslek seçimi ve kariyer planlama amacıyla öğrencilere yol gösterici olacak şekilde kullanılacak. Bu kapsamda planlanan eğitim öğretim faaliyetleri, mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı bağlamında yürütülecek.
 
Erdem ve Ahlak Perspektifi
 
Adalet, hikmet, merhamet, iyilik, doğruluk, çalışkanlık, faydalı olmak
ve güzellik gibi değerler üzerinde yükselen bir medeniyet mirasına sahip olan milletimizin, eğitim alanında kararlı adımlarla geleceğe hazırlanması bir zorunluluktur. Türk eğitim sistemi bütün ideolojilerin üstünde millî bir şahsiyetin oluşumuna katkı sağlamak ve millî bilince sahip şahsiyetlerden oluşan bir toplum oluşturabilmek adına ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş bilge nesiller yetiştirmeyi hedeflemiş görünüyor. Eleştirel düşünebilen, sorgulayan, araştıran, mesuliyet ve ülkü sahibi; yalnızca medeniyete uyum sağlayan değil etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi nesiller yetiştirmek bakanlığın diğer hedeflerini oluşturuyor. Eğitim sisteminin her unsuru; zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal, manevi olarak dengeli ve güçlü insanlar yetiştirmeye hizmet etmek için yapılandırılmış. Bu anlamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin merkezinde insan yer almış. İnsan; zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak ele alınmış. Böylece insanın kendini tanımasına ve keşfetmesine imkân tanınarak kişilerin ilgi ve kabiliyetleri ölçüsünde esnek ve özgür öğrenme ortamlarının yaygınlaştırıldığı hak ve gelişim temelli bir öğrenme süreci yapılandırılmış.
 
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bilme ile sorumluluk, birbirini bütünleyen iki temel kavramdır. Bilginin kendisi ve bilme eylemi kadar bilgiye sahip olmayla üstlenilen sorumluluk da eğitim sistemimizde önemli bir yere sahiptir. Bu kapsamda sorumluluk; kişinin kendi varlığını dengeli biçimde geliştirme azminin yanında çevreye, topluma, insanlığa ve dahası tüm kâinata yönelik eylemlerle desteklenmiş bir bütün olarak değerlendirilmiş. İnsan madde ve manadan oluşur. İnsanın varoluşunu olgunlaştırması, kemale erdirmesi esas itibarıyla eğitim ile gerçekleştirilebilir. İnsanın hayatında iyi, doğru, faydalı ve güzel; hep bu çerçevede farklı şekillerde ortaya çıkar. Bu bağlamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, sahip olduğu mefkûre ile toplumu ve ülkesini imar eden şahsiyetler yetiştirmeyi ahlaki bir sorumluluk olarak ele almış. Bu çerçevede değerler, geniş bir perspektifle sistemi bütünleyen anlamlı bir olgu olarak ele alınmış; programların ruhunda tabii bir şekilde yer almış.
 
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde eğitim, herkesin hayat boyu erişiminin teminat altına alındığı temel bir hak olarak görülmüş. Eğitim alma ve öğrenme; hayatın toplumsal açıdan herkes için daha güvenli, müreffeh ve iyi kılınması, birlikteliğimizin pekiştirilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dinamik vizyonuyla güçlü bir şekilde var olması bağlamında bir ödev olarak görülmüş. Tüm politika ve uygulamalar, eğitim hakkının kullanımını ve fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla uygulamaya geçirilmiş. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrencilerin inanç, kimlik ya da sosyoekonomik durumları nedeniyle dezavantajlı olmadığı bir öğrenme sürecini tasarlamış ve bu farklılıkları dikkate alarak gerektiğinde olası dezavantajları giderici tedbirlerle herkes için adil bir eğitim sürecini tahkim etmeyi amaçlamış.
 
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde dil; insanın varlık dünyasına erişiminin, düşünceyi oluşturmasının ve değer üretmesinin, dolayısıyla kendini ve başkalarını anlamlandırmasının temel aracı olarak önem kazanmış. Türkçe bütün zenginliğiyle toplumun birbiriyle iletişimine, bu iletişimi anlamlandırma çabalarına ve kültür unsurlarımızı nesilden nesile aktarılmasına öncülük ve eşlik eder. Bu nedenle Türkçemizin öğretimi ve geliştirilmesi, eğitim sistemimizde temel bir politika olarak yer almış. Eğitimin her aşamasında Türkçenin öğretimine, doğru kullanımına titizlikle dikkat edilmiş. Türkçenin zenginliği, derinliği, estetiği ve inceliğinden faydalanılarak oluşturulan eğitim programları ile bu programlar doğrultusunda hazırlanan kitaplar, uygulanan etkinlikler; dilin birleştirici ve bütünleştirici bir ana unsur olarak ön plana çıkması amaçlanmış.
 
Türk eğitim sisteminde Türkçe, eğitim süreçlerinde hem istifade edilen büyük bir kültür ve hazine hem de bilginin ve sanatın aktarımında kullanılan temel araçtır. Bu nedenle Türkçemizin et
kili kullanılmasına yönelik becerilerin kazandırılması tüm derslerin ortak hedefi görülmüş. Nihayetinde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, fertlerin bütün yönleriyle gelişimini amaçlamış ve bu çerçevede bütüncül bir eğitim yaklaşımını esas almış. Bu bağlamda eğitim süreçlerini zenginleştirmek üzere disiplinler arası niteliğinin yanında disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımlardan da yararlanılmış. Medeniyetimizin üzerine inşa edildiği temel kavramlar olan aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sahibi nesiller yetiştirmek için madde-mana, akıl-duygu, nefis-vicdan, insan-toplum ve zaman-mekân dengesi gözetilmiş. Kısacası “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile şahsiyet sahibi, ahlaklı, erdemli, eleştirel düşünebilen, sorumluluklarının farkına varabilen, şuurlu, özgüveni yüksek, vizyon sahibi, Türkçeyi düzgün konuşabilen, teknolojiyle barışık, zevk sahibi, dengeli, sağlıklı ve şuurlu nesiller yetiştirmek hedeflenmiş.
 
Beden ve Ruh Uyumu: Süreç Odaklı Eğitim Modeli
 
Yeni müfredatta öğrenci profilini oluşturan iki bütünlük alanı “Beden ve Ruh” olarak belirlenmiş. Hayati değerdeki bu iki alanın uyumu için Sağlıklı – İradeli – Sorgulayıcı – Üretken – Bilge – Cesaretli – Merhametli – Vatansever – Estetik – Ahlaklı öğrenci profili belirlenmiş. Müfredatta amaçlanan bu profil özellikleri ayrıntılı olarak açıklanmış. Bütüncül bir eğitim anlayışıyla tasarlanan yeni modelde “Yetkinlikler” ve “Erdemler” eş güdümlü ilerleyen bir süreç olarak düşünülmüş. Yeni modelin tasarımında “bütüncül eğitim”, insan ve toplum hayatında yer alan tüm alanların dikkate alındığı bir eğitim yaklaşımı olarak tanımlanmış. Buna göre bütüncül eğitimin genel hedefi; insanı temel değerler doğrultusunda yetiştirmek, insana kendisi dâhil tüm varlıkların varoluşunun değerini bir varoluşsal bütünlük içinde kavratarak çocuklarımızın hayatını anlamlı kılmaktır. Değerli olan, arzu edilen beceri ve davranışların kendi hayatlarında somutlaşmasını sağlamaktır. Bu bakış açısıyla Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, çok yönlü bir varoluşu gerçekleştirme iddiasındadır. Bu model; insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirmeyi, karakterini olgunlaştırmayı, şahsiyet bütünlüğünü oluşturmayı merkeze alarak insanın kendi yeteneklerini ve potansiyelini gerçekleştirmeyi ve toplum ile insan arasında akılcı ve ahlaki bir uyum oluşturmayı hedeflemiş. İnsanı bilgi, beceri, eğilim, değer, tutum ve davranış bütünlüğü içerisinde geliştirmeyi öncelemiş. Bu sayede öğrenenin hem şahsiyet gelişimine hem sosyal ilişkilerinin zenginleşmesine hem de doğal çevre ile barış içinde yaşamasına katkı sağlaması amaçlanmış. Kişisel sorumluluk ile sosyal sorumluluk bütünlüğünü ve insan-insan, insan-toplum, insan-doğa ilişkilerinin gelişiminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için çaba harcamayı sağlayacak becerilerle öğrencilerimizin donatılması bu modelin temel gayesi olarak düşünülmüş. “Bütüncül Eğitim” yaklaşımını destekleyen iki temel unsur “Birleştirici ve bütünleştirici ana unsur” ve “Türkçemiz” olarak belirlenmiş. Soyut bir tanımlama olsa da “Birleştirici ve bütünleştirici ana unsur” ile kastedilenin dini ve manevi değerler yani İslam olduğunu varsayabiliriz.
 
Müfredatın özenle vurguladığı diğer husus ise “Türkçemiz”dir. Kavram, anlam, değer ve erdem haritasının insan hafızasında sağlıklı şekilde inşa edilebilmesi için sade ve anlaşılabilir bir dil zorunluluğu “Türkçe” vurgusunun arkasındaki temel sebeptir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde becerilerin gelişimi; zihinsel, sosyal-duygusal, fiziksel ve ahlaki boyutları içeren bütüncül bir yapıda ele alınmış. “Kavramsal Beceriler” bu tasarımda önemli bir yer tutuyor. Buna göre Kavramsal beceriler; karmaşık bir süreç gerektirmeden edinilen ve gözlenebilen temel beceriler ile soyut fikirleri ve karmaşık süreçleri eyleme dönüştürürken zihinsel faaliyetlerin bir ürünü olarak işe koşulan bütünleşik ve üst düzey düşünme becerilerini ifade ediyor. Bu eylemler iç içe geçmiş üç farklı boyut (temel, bütünleşik ve üst düzey düşünme) içeren geniş bir beceri kümesinin parçaları olarak tanımlanmış. Bu beceri kümesini terminolojik olarak tanımlamak ve tüm boyutları
ortak bir yapıda ifade etmek amacıyla becerilerin ilişki süreçlerini ve bileşenlerini ifade etmek için “Kavramsal Beceri” terimi kullanılmış. Temel ve bütünleşik beceriler aşamalı bir durum olmaksızın üst düzey düşünme becerilerinin gerçekleştirilmesinin alt yapısını oluşturmuş. Her bir becerinin alt bileşenleri de ayrıntılı olarak ele alınmış. Bu tasarımda “Temel Beceriler” karmaşık bir süreç gerektirmeden edinilen, gözlenebilen eylemleri ifade ediyor. Saymak, okumak, yazmak, çizmek, bulmak, seçmek, belirlemek, işaret etmek, ölçmek, sunmak, çevirmek, kaydetmek gibi eylemler temel beceriler arasında gösterilebilir. “Bütünleşik Beceriler” süreç modellemesi yapılabilen eylemleri ifade ediyor. Öğretim programlarında (i) çelişki giderme, (ii) gözlemleme, (iii) özetleme, (iv) çözümleme, (v) sınıflandırma, (vi) bilgi toplama, (vii) karşılaştırma, (viii) sorgulama, (ix) genelleme, (x) çıkarım yapma, (xi) gözleme dayalı tahmin etme, (xii) mevcut bilgiye/veriye dayalı tahmin etme, (xiii) yapılandırma, (xiv) yorumlama, (xv) yansıtma, (xvi) muhakeme (akıl yürütme), (xvii) değerlendirme, (xviii) tartışma, (xix) mantıksal denetleme ve (xx) sentezleme olmak üzere Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde yirmi bütünleşik beceri tanımlanmış. “Üst Düzey Düşünme Becerileri” ise temel ve bütünleşik becerilerin her birinden bir ya da daha fazlasını içeren ve çok boyutlu zihinsel süreçler gerektiren eylemleri ifade ediyor. Kavramsal becerilerde vurgulandığı üzere temel ve bütünleşik beceriler arasında bir aşamalılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu beceriler, üst düzey düşünme becerilerinin hayata geçirilmesindeki alt yapıyı oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde (i) karar verme, (ii) problem çözme ve (iii) eleştirel düşünme olmak üzere üç üst düzey düşünme becerisi tanımlanmış. Modelde “Kavram Becerileri”ni takiben “Fiziksel Beceriler”, “Eğilimler” ve “Alan Becerileri” ayrıntılarıyla ele alınmış. Öğretim programlarının öğrenme çıktıları belirlenirken de dersin ünitesine/temasına/öğrenme alanına ait içerik çerçevesi ile hangi alan becerileri ya da kavramsal becerilerin süreç bileşenleri ile birlikte etkinliğe dönüştürüleceğine karar verilmiş. Becerilere ait süreç bileşenleri, ilgili ünite/tema/öğrenme alanı kapsamındaki bilgi kümesiyle birleştirilerek öğrenme çıktılarının süreç bileşenlerini oluşturmak üzere öğretim programlarında yeniden ifade edilmiş. Süreç bileşenleri yapılandırılırken konu ve bilginin yapısı, sınıf düzeyi ve öğrencilerin özellikleri dikkate alınmış. Bu yönüyle öğrenme çıktıları süreç temellidir; öğrencilerin bütüncül gelişimini, süreçteki ilerlemesini niteliksel ve niceliksel olarak ölçülebilir kılması amaçlanmış. Öğrenme çıktılarının programın konuları kapsamında dikey ve yatay olarak düzeye uygunluk, ön koşulluluk ve karmaşıklık açısından bağlantılı olmasına önem verilmiş. Öğrenme çıktıları, öğretim programlarının genel amaçları ve ilgili dersin öğretim programının özel amaçları ile tutarlı bir şekilde belirlenmiş. Bu çerçevede belirlenen öğrenme çıktıları, gözlenebilir ve ölçülebilir eylemler olarak ifade edilmiş. Bu sebeple de eğitimin diğer önemli ayağı olan öğretmenlerin; öğretme-öğrenme sürecini planlarken öğretim programında yer alan öğrenme çıktılarını, bunlara ait süreç bileşenlerini dikkate alması ve süreci öğrencilerin bu çıktılara ulaşmasını sağlayacak şekilde yapılandırması istenmiş. Bu noktada, öğretme-öğrenme süreçlerinin konuyla ilgili tüm öğrenme çıktılarına yönelik planlanmasına ve ilgili çıktının süreç bileşenlerini kapsayacak şekilde tasarlanmasına önem verilmesi gerektiği vurgulanmış. Bu talepler yeni modelin esnekliğinin birer göstergesi olarak değerlendirilebilir. Modelin bir diğer yeniliği ise “Programlar Arası Bileşenler” tanımını getirmesidir.  “Programlar Arası Bileşenler” hangi derste yer aldığı fark etmeksizin bütün alan becerileri ve kavramsal becerilerin gerçek hayata transferini kolaylaştıran ve destekleyen boyutlardır. Bu kapsamda programlar arası bileşenler, sarmal bir düzende tüm eğitim kademeleri boyunca geliştirilmiş. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde üç farklı programlar arası bile
şen tanımlanmış. Bu bileşenler şunlardır:
 
1. Sosyal-duygusal öğrenme becerileri
2. Ahlaki pusula olarak millî ve manevi değerlerimiz: Erdem-Değer-Eylem Modeli
3. Öğretim programlarını zenginleştiren sistem okuryazarlığı
 
Programlar arası bileşenler, insanın kişisel, sosyal, entelektüel ve ahlaki açıdan bütüncül gelişimini sağlamayı hedefleyen yapısıyla öğretim programlarının tamamlayıcısı niteliğinde ele alınmış. Bu yönüyle toplumsal hayatın ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerileri kapsayan geniş perspektifli öğretim programlarının özü olarak planlanmış. Öğretim programlarında yer verilen programlar arası bileşenler, öğretim sürecinin dinamik bir yapıda ilerlemesini sağlamakta ve aynı zamanda eğitimin örtük hedeflerini özetlemektedir. Yani ortak değerler, her kademede ve her derste öğrenciye verilecek şekilde tasarlanmış. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde programlar arası bileşenler güçlü, çeşitli ve kapsayıcı bir şekilde ele alınmış. Gelişim sürecinin tamamlayıcı ve bütüncül yönünü yansıtan sosyal-duygusal öğrenme becerilerinin gelişimi; toplumun millî ve manevi değerlerinin öğrenciler tarafından içselleştirilmesi; her yaştan insanın sahip olması gereken sistem okuryazarlığı bağlamında farklı okuryazarlık becerilerinin kazandırılması programlar arası bileşenlerin temel hedefi olarak tasarlanmış. Bu anlamda “Erdem-Değer-Eylem Modeli” özgün bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. “Adalet-Saygı-Sorumluluk” kavramlarının yer aldığı bu modelin temel dayanağını kendi medeniyet dünyamızın referansları olan millî ve manevi değerlerimiz oluşturmuş ve değerlerin evrensel boyutu da göz ardı edilmemiş. Modelin ana hedefi; eylemlerden değerlere, değerlerden erdemli insana, erdemli insandan ise nihai hedef olan "Huzurlu Aile ve Toplum" ile "Yaşanabilir Çevrede Huzurlu İnsan"a ulaşmak olarak belirtilmiş.
 
Modelin Temel Hedefleri ve Uygulama Basamakları
 
Özet olarak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde:
 
• Her öğrencinin kendini tanıması ve keşfetmesine imkân tanınarak ilgi, ihtiyaç, kabiliyetleri ölçüsünde esnek ve özgür öğrenme ortamlarının yaygınlaştırıldığı hak ve gelişim temelli bir öğrenme süreci inşa edilmesi hedeflenmiş.
 
• Türkçemizin öğretimi ve geliştirilmesi temel politika olmak üzere öğretim programlarında Türkçenin öğretimine, doğru ve etkili kullanımına titizlik gösterilmiş.
 
• Bilgi kümeleri ile birlikte kavramsal beceriler, alan becerileri, bu becerileri destekleyen eğilimler ve programlar arası bileşenler çerçevesinde beceri örgüsüne dayalı bir yaklaşım esas alınmış.
 
• Öğretme-öğrenme yaşantıları; öğrencinin aktif ve çevresiyle etkileşim içinde olduğu, öğrenme sorumluluğunu aldığı öğrenme yaklaşımları etrafında şekillenmiş.
 
• Yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önünde bulunduran farklılaştırılmış öğretim yaklaşımı benimsenmiş.
 
• Öğrencilerin çok yönlü gelişimini destekleyen millî ve manevi değerlerimiz istikametinde oluşturulan Erdem-Değer-Eylem Modeli, sistem okuryazarlığı ile birlikte sosyal ve duygusal öğrenme becerileri programlar arası bileşenler olarak tüm derslerin önemli bir parçası olarak tasarlanmış.
 
• Somut ve gözlemlenebilir öğrenme kanıtlarıyla ölçme ve değerlendirme süreçlerinin daha nesnel ve açık hâle getirilmesi amaçlanmıştır. Süreç ve durum temelli ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarına yer verilmiş.
 
• Bilim ve teknolojinin üretici ve yöneticisi olan, dijital yetkinliğe ve hayat boyu öğrenme kültürüne sahip fertler yetiştirmek hedeflenmiş.
 
• Öğrencilerin disiplinler üstü ve disiplinler ötesi deneyimler ile ilgi alanlarını keşfetmeleri, yeteneklerini geliştirmeleri, toplum bilincine sahip aktif vatandaşlar olmaları için okul dışı öğrenme deneyimleri sunan program dışı etkinliklere yer verilmiş.
 
Program, anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlamak amacıyla öğrenme sürecine yönelik bazı temel ilkeler belirlemiş. Buna göre programdaki öğrenme sürecinin temel ilkeleri şunlardır:
 
• Öğrencinin aktif katılımını sağlayacak öğrenci merkezli etkinlikler temel alınır.
• Farklı öğrenci ihtiyaçlarını karşılayabilecek esnek ve zenginleştirilmiş öğrenme yaşantılarına dayanır.
Derin öğrenmeyi sağlamak amacıyla anlamlı öğrenme bağlamları içinde gerçekleşir.
• Öğrencilerin bilgi ve becerilerini yapılandırması için araştırma ve sorgulamayı merkeze alır.
• Bilgi, beceri, eğilim ve değerleri birlikte kullanarak bütüncül gelişime odaklanır.
 
Sürecin bir diğer ayağı ise “Okul Temelli Planlama”dır. Okul temelli planlama için belirlenen süre; her ders özelinde, öğretim programlarının üniteler / temalar / öğrenme alanları için ayrılan süre tablolarında belirtilmiş. Bu süreler dâhilinde gerçekleştirilecek okul temelli planlama, özünde sistematik bir yaklaşımı gerektirdiğinden ihtiyaçların net olarak belirlenmesi, bu ihtiyacı giderecek uygun öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi ve bu faaliyetlerin etkisine yönelik bir değerlendirme yapılması istenmiş. Okul temelli planlama faaliyetleri, öğretim programından bağımsız olmayıp öğrenme çıktılarına hizmet eden ve beklenen hedeflere ulaşmada öğretmenlere hareket imkânı sağlayan bir alan olarak düşünülmüş. Bu açıdan bakıldığında okul temelli planlama faaliyetlerinin öğrenme programlarının tamamlayıcısı ve destekleyicisi olduğu söylenebilir. Öğretmenlerin yeni modeli uygularken “Öğretim programlarının tüm bileşenlerini amaca uygun bir şekilde öğrenme ortamlarına yansıtabildim mi?”, “Öğretim sürecinde farklı öğrenme profillerine sahip öğrencilere ulaşmak için çeşitli öğretim yöntemleri kullandım mı?”, “Öğrencilerin öğrenme sürecine katılımını teşvik ettim mi?”, “Sınıf yönetiminde öğrenci davranışlarını etkili bir şekilde yönettim mi?”, “Pozitif ve katılımcı bir sınıf ortamı oluşturdum mu?”, “Değerlendirme ve geri bildirimde tanılayıcı, geliştirici (biçimlendirici) ve düzey belirleyici yöntemler arasında denge sağladım mı?”, “Zamanında ve yapıcı geri bildirimde bulundum mu?”, “Değerlendirme sonuçlarını öğretim sürecimi planlamak için kullandım mı?”, “Ders içeriğini öğrenciler için ilgi çekici ve anlamlı hâle getirdim mi?” tarzında sorularla yansıtma yapması da istenmiş. Müfredatın ortak tanıtım metninin son kısmında “Erdem-Değer-Eylem Tabloları”, “Okuryazarlık Tabloları” ve “Sosyal-Duygusal Öğrenme Becerileri Tabloları” verilerek uygulamanın tüm aşamaları somutlaştırılmış.
 
Programlar Arası Bileşenler Olarak "Okuryazarlık" Becerileri
 
Okuryazarlık becerileri, yeni hazırlanan öğretim programlarının kesişim noktası olarak ele alınmış ve bunlara her bir derse ait öğretim programında açık bir şekilde yer verilmiş. Bu kapsamda, "sistem okuryazarlığı" ilk kez müfredata dâhil edilmiş. Sistem okuryazarlığı ile öğrencilerin getirilen herhangi bir konuda öğrenme yöntemini kendisinin belirlemesi, kendi kendine öğrenebilmesi amaçlanmış. Bunun hayata geçirilmesi için dokuz alt okuryazarlık türü de belirlenmiş. Bu okuryazarlık türleri ise bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı, veri okuryazarlığı, sürdürülebilirlik okuryazarlığı, sanat okuryazarlığı olarak sıralanmış. Okuryazarlık türlerinin, okul öncesinden başlanarak sarmal bir yapı içerisinde öğrenciye kazandırılması amaçlanmış. Bu anlamda “okuryazarlık” başlığı altında metin okumalarının yanı sıra dijital okumaların öğrencilere bir bakış açısı ve estetik duyarlılık kazandırması büyük önem taşıyor. Kullanılacak kaynak materyalin özenle ve dikkatle seçilmesi halinde bu adımın eğitimimize çok şey kazandıracağını söyleyebiliriz.
 
ÖNERİLER/ELEŞTİRİLER
 
Türkiye’nin en zor fakat bir o kadar da çözülmesi aciliyet gerektiren meselesinin eğitim olduğu hususu uzun zamandır dillendiriliyor. Bu sebeple eğitimi tüm yönleriyle ele alıp kolektif bir anlayışla çalışan ve çözümün paradigma değişikliğinde yattığını bilen tecrübeli kadrolara ihtiyaç vardı. Konu “Milli Eğitim” olduğunda liyakatten taviz verilmemelidir. Bu anlamda eğitimin başına getirilen bir Bakan’ın eğitimin içinden gelen, tecrübeli ve ufuk sahibi kadrolarla çalışması zorunludur. Yirmi yıldır eğitimde kemiyet olarak ileri gitmemize karşın keyfiyet noktasında başarı sağlanamamasının arkasında bu hakikatin ihmal edilmesi yatıyor. Sayın Bakan’ın göreve başladığı ilk günden itiba
ren eğitimde paradigma değişikliğine işaret etmesi bizleri umutlandırmıştır. Fakat şunun da farkındayız ki yapılacak her değişiklik belirli kanunların çerçevesini aşmamak zorundadır. Açıklanan müfredatın bu hassasiyet de gözetilerek yapılabilecek olanın en makul hali olduğu görülüyor. Yeni müfredatta milletin uzun zamandır talep ettiği değişiklilerin kısmen karşılandığını söyleyebiliriz. İletişim çağında çocuklarımızın durumunu yeni bir gerçeklik çerçevesinde ele almak ve bu yeni gerçekliğin getirdiği zorlukları karşılayacak değer kodlarını eğitim sistemimize dâhil etmek gerekiyordu. Sayın Bakan’ın açıkladığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı yeni müfredatı işte bu gerekliliğin ilk adımı olarak görüyoruz. Bu kritik adım sadece bugünü değil yarınımız olan nesilleri yani “Türkiye Yüzyılı”nın alt yapısını da inşa edecektir. Bu noktada kaybedecek tek bir saniyemiz yoktur. Bu sebeple açıklanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı yeni müfredatı eğitim sistemimizin yerli ve milli anlayışa kavuşmasındaki önemli bir adım olarak görüyor ve bu adımı destekliyoruz.
 
Pek çok olumlu yönü bulunmasına rağmen yeni müfredatın bir takım önemli ve telafisi zor eksikleri bulunduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Özellikle Okul Öncesi ve İlkokul 1-2-3 müfredatında belirgin şekilde seküler eğitim anlayışının yer aldığını üzülerek belirtmeliyiz. Atalarımızın “Ağaç yaşken eğilir” sözüne kulak verecek olursak Okul Öncesi ve İlkokul müfredatında büyük bir eksiklik olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Biz de sürece katkı sunmak amacıyla İki bin sayfayı bulan yeni müfredata dair tespitlerimizi ve önerilerimizi paylaşmak istiyoruz:
 
1- Yeni müfredatın tüm kesimler tarafından incelenebilmesi için bir haftalık erişim süresi uzatılmalı ve makul öneriler dikkate alınmalıdır.
 
2- Yeni müfredatın felsefesi, amaç ve hedefleri oldukça açık ve beklentileri karşılayacak düzeyde olsa da eğitimin kaynak metinleri olan ders kitaplarının da hedeflerle uyumlu şekilde yazılması büyük önem taşımaktadır.
 
3- Eğitimin sahadaki uygulayıcıları olan öğretmenlerin yeni müfredata ilişkin bilgilendirilmesi, hizmetiçi eğitimler yoluyla yeni müfredatın ruhunu kavramaları sürecin sağlıklı şekilde devamı için zorunludur.
 
4- Eğitimin kalitesinin artırılması ve istenen hedeflerin gerçekleşmesi öğretmen kalitesinin artmasıyla mümkün olabilir. Bu sebeple üniversitelerin öğretmenlik programlarının yeni müfredatla uyumunun sağlanması ve öğretmenlik bölümlerinde kontenjanların düşürülmesi gereklidir. Bu amaçla öğretmenlik bölümleri için tavan başarı sıralaması düşürülmelidir.
 
5- Geleneksel eğitimimizin önemli bir yöntemi olan “tekrar” hususu yeni müfredata dâhil edilmelidir. Milletimizin temel kodlarını oluşturan belirli konular, isimler, olaylar her düzey ve kademede tekrar edilerek öğrencilere kazandırılmalıdır. Örn: İstiklal Marşı, “Çanakkale Şehitlerine” şiiri, Şeyh Edebali’nin “Ey Oğul” metni, Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiiri, namaz sureleri ve duaları, 32 farz, Ömer Seyfettin’in hikâyeleri vb.
 
6- Okul Öncesi müfredatta değerler eğitimine daha geniş yer verilmelidir. Bu sebeple “Alan Becerileri” kısmına “Değerler Eğitimi” veya “Dinimizi Öğreniyoruz”, “Peygamberimizi Öğreniyoruz” dersleri konulmalı ve bu dersler alan öğretmenleri tarafından verilmelidir.
 
7- İlkokul 1-2-3. Sınıflarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi konulmalı ve bu dersler alan öğretmenleri tarafından verilmelidir.
 
8- Okul Öncesi müfredatta yer alan “Jimnastik, dans ve hareket etkinliklerinde ritmik beceriler sergileyebilme” (s.78,155,163,164,181,231,286,288,290,291), “Bireysel/eşli dans etkinliklerine katılır.” (s.79), “Bireysel veya birlikte hareket/dans çalışmalarında aktif rol alır.” (s.104) aktivitelerinin müfredattan çıkarılarak yerine geleneksel çocuk oyunlarımız, geleneksel milli sporlarımız ve geleneksel halk oyunlarımız konulmalıdır. Bu tür aktivitelerin çerçevesi net bir şekilde belirlenmeli ve müzik olarak Türk halk müziği kullanılmalıdır.
 
9- Yeni müfredatta yer verilen atölye çalışmaları, okul dışı öğrenme çalışmaları, laboratuvar dersleri vb. aktiviteler için her okulda imkân
bulunamaması eğitimde eşitlik ilkesini zedeleyebilir. Bu anlamda müfredatta yapılması istenen bu tür çalışmalar için zorunlu olan eğitim ortamlarının sağlanması gereklidir.
 
10- Okul Öncesi ve İlkokul 1-2-3 müfredatında müze ziyaretleri yer alıyorken tarihi, kültürel, dini mekân ziyaretlerinin yer almaması büyük bir eksikliktir. Çocuklar küçük yaşlarda cami, imaret, türbe, külliye gibi yerleri görmelidir. Küçük yaşlarda verilmeyen değerlerin ileri yaşlarda verilmesi daha da zordur.
 
11- Okul Öncesi eğitimde “yılbaşı kutlaması”, “Noel ağacı” gibi aktiviteler kaldırılmalıdır. Okul Öncesi ve İlkokul müfredatında sadece dini ve milli bayramlarımıza ve geleneksel kutlamalarımıza yer verilmelidir.
 
12- Üzülerek belirtmeliyiz ki yenilenen Okul Öncesi müfredatta çocuklarımıza tarih şuuru aşılayacak neredeyse hiçbir etkinlik bulunmamaktadır. Okul Öncesi ve İlkokul müfredatında yer alan drama etkinliklerinde tarihi kahramanlarımıza, Osmanlı Padişahlarına, tarihi şahsiyetlerimize yer verilmelidir. Bu çalışmalar açık şekilde çerçevesi belirlenerek müfredata eklenmelidir. Örn: Seyit Onbaşının Azmi, Başını Vermeyen Şehit, Mohaç Kahramanları, Osmangazi’nin Rüyası, Dedem Korkut, Nasreddin Hoca Fıkraları vb.
 
13- Okul Öncesinin 392 sayfalık yeni müfredatında temel aidiyetimiz olan Müslümanlık, İslam, Peygamber, Kuran-ı Kerim, namaz, oruç vb. kelimeler bir defa bile geçmemektedir. Bu çocuklar Müslüman anne-babaların çocukları olduğuna göre, bu çocuklar Müslüman olduğuna göre müfredatta bağlı oldukları dine dair konuların yer almaması büyük bir eksikliktir. Müfredatta yer alan değerler hümanist bakış açısıyla (dini değerlere dayandırılmadan) yansıtılmıştır. Bu haliyle Okul Öncesi müfredatında verilmek istenen değerler kökü olmayan ağaca benzemektedir. Oysa çocuklarımızın küçük yaşlarda dinlerini, peygamberlerini, kitaplarını öğrenmesi milli varlığımızın devamı için zorunludur.
 
14- Okul Öncesi müfredatının “Fen Alanı” bölümünde evrim teorisi “Hayat Döngüsü” adı altında ele alınmıştır. İsmi değişse de verilen bilgiler evrim teorisinin spekülatif bilgileri olduğu için çocuklarımızın seküler kafa yapısıyla yetişmesine sebep olacaktır.
 
15- Okul Öncesi müfredatının “Sosyal Alanı” bölümünde “Farklı toplumların özel gün, yemek, giysi, müzik gibi kültürel özellikleri hakkında sorular sorar.” (s.285) alt öğrenme başlığı eklenmiştir. Yeni Müfredatta çocukların kendi dinlerine ve geleneklerine dair tek bir kelime yokken farklı toplumların özel günlerinin ve kültürlerinin öğretilmesi telafisi zor sonuçlar doğuracaktır.
 
16- Yeni müfredatın 3-4-5-6-7-8. sınıflar Fen Bilgisi müfredatında evrim teorisi “Yaşam Döngüsü” adı altında (s.25) ele alınmıştır. İsmi değişse de verilen bilgiler evrim teorisinin spekülatif bilgileri olduğu için çocuklarımızın seküler kafa yapısıyla yetişmesine sebep olacaktır.
 
17- Yeni müfredatın 4-5-6-7-8. sınıflar Din Kültürü alanında namaz duaları ve sureleri hakkında bilgi verilmişken(anlamı, nerelerde okunduğu vs) bu surelerin ezberlenmesine dair kayıt bulunmamaktadır. Oysa bu duaların küçük yaşlarda öğrenilmesi çocuklarımıza büyük bir güvenlik ve huzur alanı sağlayacaktır.
 
18- Yeni müfredatın 4-5-6-7-8-9-10-11-12. sınıflar Din Kültürü alanında önceki müfredata göre konular, öğretme yöntemleri, yaklaşımlar, yorumlar, örnekler ve etkinlikler bakımından fazla değişiklik olmadığı görülüyor. Oysa müfredatın en önemli derslerinden biri olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi için çağın gereklerine uygun değişiklikler yapılması gerekiyor. Örn: “Transhümanizm”, “Eşcinselliğin dindeki durumu”, “Cinsel Eğilimler”, “Dijital dünyada haram ve helaller”, “metavers” vs.
 
19- Yeni müfredatın 9-10-11-12. sınıflar Din Kültürü alanında namaz duaları ve surelerine yer verilmediği gibi ibadetler konusu sadece 9. sınıfta toplu olarak kısa şekilde ele alınmış. Oysa temel ibadetler olan namaz-oruç-zekât konuları her kademede ele alınmalı, namaz duaları/sureleri ezberletilmeli ve bu konular tekrarlanmalıdır. Çocuklarımızın dinin temeli olan namazı her yönüyle öğrenmesi millet olma vasfımızın sigortasıdır. Çünkü Allah’la bağı olmayan, ahire
t inancı olmayan bir insandan vatanseverlik, sabır, merhamet, cömertlik, mütevazılık, yardımlaşma, erdem gibi hasletleri beklemek çölde su aramaktan farksızdır.
 
20- Yeni müfredatın 9-10-11-12. sınıflar Biyoloji müfredatında evrim teorisi “adaptasyon” adı altında (s.16) ele alınmıştır. İsmi değişse de verilen bilgiler evrim teorisinin spekülatif bilgileri olduğu için çocuklarımızın seküler kafa yapısıyla yetişmesine sebep olacaktır.
 
21- Yeni müfredatın 4-5-6-7. Sınıflar Sosyal Bilgiler alanında liseye hazırlık anlamında tarihte kurulan Türk devletleri hakkında bilgi verilmesi gereklidir. Sadece bir ünitede Osmanlı Devleti hakkında bilgi verilmesine karşın Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti ve öncesine dair hiçbir bilgi verilmemesi çocuklarımızın tarihinden kopuk yetişmesine sebep olacaktır.
 
22- Yeni müfredatın 9-10-11. sınıflar Tarih dersi alanında Selçuklu Devleti, Karahanlılar, Gazneliler gibi büyük devletler “Türkistan’dan Türkiye’ye (1040-1299)” başlığı altında tek bir üniteye sıkıştırılmış. Bugünün Türkiye’sine temel oluşturan bu devletlerin ayrı ayrı ve geniş olarak ele alınması çocuklarımızda tarih şuuru oluşması bakımından gereklidir. Yeni müfredatta sadeleştirme yapalım derken tarih dersinin yarısının tasfiye edildiğini söyleyebiliriz. İslam Tarihi’nin çok kısa şekilde ele alınması müfredatın aksayan bir diğer yönünü oluşturuyor.
 
23- Yeni müfredatın 1-2-3-4. sınıflar Türkçe dersi alanında Türkçe’nin yapı taşı sayılan temel isimlere ve metinlere değinilmemesi önemli bir eksikliktir. Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Hashacip, Edip Ahmet Yükneki, Ahmed Yesevi, Yunus Emre gibi Türkçemizi inşa eden isimlere müfredatta yer verilmelidir. Çocuklarımız küçük yaşlarda bu isimlerle tanışmalıdır.
 
24- Türkçe’ye büyük önem verildiği vurgulanan yeni müfredatta yabancı kelimelerin fazla olması bir çelişki oluşturmaktadır. Argümantasyon, analitik, infografik, ünite, diyagram, performans, tema, ekoloji, argüman, organizasyon, motif, materyal, dans, ritmik gibi onlarca yabancı kelimenin başlık olarak kullanılması bu çelişkinin kaynağını oluşturmaktadır. Başlıkların yanı sıra ana metinde yüzlerce yabancı kökenli kelime kullanılması dikkat çekicidir. Bu durum Sayın Bakan’ın Türkçe hassasiyetine karşın müfredatı hazırlayan isimlerin bu hassasiyeti paylaşmadığını göstermektedir.
 
25- Yeni müfredatın 9-10-11-12. sınıflar Türk Dili ve Edebiyatı alanında bölümlerin “Sözün İnceliği”, “Anlam Arayışı”, “Anlamın Yapı Taşları”, “Dilin Zenginliği”, “Sözün Ezgisi”, “Kelimelerin Ritmi”, “Dünden Bugüne”, “Nesillerin Mirası” gibi soyut başlıklar halinde tasarlanması Türk Edebiyatı tarihinin bütünlüklü şekilde öğrencilere aktarılamaması riskini taşımaktadır. Bu sebeple bölüm başlıklarının somut bir gerçekliğe (bir isme veya esere) işaret ederek tasarlanması öğrencilerin kavram haritasının sağlıklı oluşmasında etkili olacaktır. Örn: Türkçenin Süt Dişi/Yunus Emre, Divan Şiirinin Zirvesi: Bâki, Dilde Sadeleşme: Namık Kemal-Şinasi, Modern Türk Şiirinin Altın Dönemi: İkinci Yeni vb.
 
26- Yeni Müfredat temel felsefesi, amaç ve hedefleri ile uygulama basamakları, içerik ve yöntemleri bakımından çelişen bir yapı izlenimi vermektedir. Müfredatın felsefesi yerli ve milli bir izlenim bırakırken müfredatın uygulama basamakları ve içeriği seküler ve batıcı bir izlenim vermektedir.
 
27- Yeni müfredatın asıl tamamlayıcı unsuru ders kitapları olacaktır. Bu sebeple yeni kitapların mümkün olduğunca yeni isimler tarafından hazırlanması yerinde olacaktır. Aksi halde madde planında değişiklik var görünse de mana planında hiçbir değişiklik gerçekleşmeyecektir.
 
28- Yeni müfredatta “Erdem-Değer-Eylem Modeli” esas alınmışsa da bu durum daha çok ortaokul ve lise kademesinde belirgin şekilde görülebilmektedir. Okul Öncesi ve İlkokul kademesinde ise bu değerlerin minimum düzeyde verildiğini söyleyebiliriz. Bu durum müfredatın mottosu olan “Köklerden geleceğe” iddiasını slogan seviyesine düşürme tehlikesi taşımaktadır.
 
29- Müfredatın yeniliklerinden olan “Program Dışı Etkinlikler” ile “Okul Temelli Planlama” faaliyetlerinin çerçevesinin dikkatli şekilde belir
lenmesi ve kötü emeller için kullanılmasının önünün kapatılması elzemdir.
 
30- Yeni müfredat bu eksikleriyle uygulamaya konulacak olursa olumlu bir güncellemeden öteye gidemeyecektir. Oysa milletin beklentisi devrim niteliğinde cesur adımlar atılmasıdır. “Türkiye Yüzyılı” bu adımların eseri olacaktır. Bu sebeple sloganlardan daha çok o sloganların altını doldurmak hayati derecede önem taşımaktadır.
 
 
Yunus Emre Altuntaş
Türkiye Aile Birliği Genel Başkan Yardımcısı, 28 Şubat Platformu Eğitim Komisyonu Başkanı

TurkiyeOkulAileBirligi.t.me
Basinaciklamasi.t.me