Kitap Alıntıları
11K subscribers
4.05K photos
554 videos
175 links
Kitap alıntıları bahane, ben içimi döküyorum.

Web sitemiz: https://binbirkitap.net

💬 İletişim/Reklam: @ameleoit
Download Telegram
ŞAMPİYONUZZZZZZZ! 🇹🇷
Bana göre, insan dehasının günler, haftalar veya yıllar içerisinde yarattığı bir şeyi kaybetmekle doğanın binyıllar içerisinde yarattığı bir şeyi kaybetmek arasında temel bir fark vardır. Her ikisi de feci bir kayıp olacaktır ancak türlerin kaybı ile insan eliyle yapılmış eserlerin kaybını karşılaştırmak, insan yaratıcılığını doğanın yaratıcılığına denk görmek, karşı karşıya olduğumuz durumun vahametini yansıtmaz. Ben, zaman zaman duyduğumuz başka bir analojiyi tercih ediyorum: Müdahale etme gücüne sahip olduğumuz halde türlerin yok olmasına göz yummak, tam kitap okumayı öğrendiğimiz anda kütüphanenin yanmasını izlemeye benzer. Bu, dünyamızla ilgili verilerin heba olması ve bilgilerin kaybedilmesi anlamına gelir. Türleri kaybetmek, geçmişi daha iyi anlama fırsatınin heba olmasıdır; oysa geçmişi anlamak, geleceği yönetmek için elzemdir. Ginkgoyu ve diğer türleri korumak kendi kökenlerimiz, kendi tarihimiz ve bir parçası olduğumuz biyolojik ve jeolojik sistemlerin tarihi ile ilgili verileri korumaktır. Yok oluş, dünyamızın ve onun içindeki her şeyin nasıl meydana geldiğini gösteren kanıtları imha eder.

Ginkgo: Zamanın Unuttuğu Ağaç, Peter Crane
"Madem ki kişi dünyaya atılmıştır, kendi başına bırakılmıştır, öyleyse yaptıklarından sorumludur. Nitekim o, kendini nasıl kurarsa öyle olacaktır. Tasarılarına, seçmelerine, eylemlerine göre varlığına bir öz kazandıracaktır. Edimleriyle kendini gerçekleştirecektir.. Gerçekleştirmelidir.."

Varoluşçuluk, Jean-Paul Sartre
İnsan, dünyanın en muhteşem manzarasına bile bir süre sonra alışıyor. Hayran olduğun insanın sende hayranlık yaratan özelliği daha sonra onun en itici yanı oluveriyor. İnsan, bütün canlılar arasında alışkanlık sorunu yaşayan tek tür!

Toprak, Buket Uzuner
Erkeklerin, duygusal anlamda hayatlarına devam edebil­meleri için kadınlara ihtiyacı var. Bizim onayımız, desteğimiz ve cesaretlendirmemiz kendilerinden emin yaşamalarını sağlı­yor. Kadınların ilgisi ve sağladıkları rahatlık, yaşamlarındaki erkeklerin güvende olduklarını ve destek aldıklarını hissetme­lerine yardım ediyor.

Divanımdaki Erkekler, Brandy Engler
“Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur.”

Şeker Portakalı, José Mauro de Vasconcelos
Sevdiğiniz bir kitap, sevdiğiniz bir yazar olsun
Bugün alıntılar sizden olsun;
ne alemdesin yaşama sevincim benim
Ama bunların hepsi çok önceydi, gençliğin bu çağında insan her gördüğü adama candan bağlanır, her rastladığı kadına âşık olur, hemen evlenmeye kalkar, bazen de evlenip ömrü boyunca pişmanlık çeker. O mutlu yıllarda Oblomov da güzel kadınlardan içli, tatlı, hatta arzulu bakışlar, vaatli gülümsemeler, ucuz birkaç öpücük elde etmiş, gözyaşlarına varan bir coşkunlukla sıktığı eller olmuştu. Ama İlya İlyiç hiçbir zaman güzel kadınlara tutulmamış, sürekli olarak hiçbir kadının esiri ya da hayranı olmamıştı. Bunun nedeni de, daha çok, böyle bir bağlanmanın doğuracağı zahmetler, külfetlerdi. Oblomov kadınları uzaktan sevmekle yetinirdi. Bir tanışıklığı birkaç gün sürdürüp de kendini âşık sandığı zamanlar pek azdı; aşk serüvenleri hiçbir zaman tutku haline gelmiyordu. Sevgisi daha başlarken bitiyor ve bir okul çocuğunun aşkı gibi, masum, temiz ve basit bir halde kalıyordu.

Oblomov, İvan Gonçarov
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi...
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda,
Gözlere haya...
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca

Belki yine gelirim, Ahmet Telli
"Rahatım bozulsun diye okudum. Bana bir şekilde eziyet çektirmeyen yazar ilgimi çekmez." diyor Emil Michel Cioran

Aynı zamanda Çürümenin Kitabı ve Doğmuş Olmanın Sakıncası Üzerine kitaplarının yazarı kendisi.
Peki sizlere bir şekilde eziyet çektiren uykunuzu kaçıran uzun uzun düşündüren bir kitap yahut kitaplar var mı, bizimle paylaşır mısınız? 🙃
Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz, kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.

Çürümenin Kitabı, Emil Michel Cioran
Gün batımı kaybolduğu için sevilir. Çiçekler solduğu için sevilir. Bahçedeki köpekler ve mutfaktaki kediler, yakında gitmeleri gerektiği için sevilir. Başka sebepler de vardır tabii, ama sabah sefalarının ve öğleden sonra gülücüklerinin kalbinde bir veda vaadi yatar. Yaşlı bir köpeğin gri burnunda hoşça kal yazar. Eski dostların yorgun yüzlerinden, dönüşü olmayan uzun yolculuklar okunur.

Topraktan Dönenler, Ray Bradbury
+Mutsuzum
-Cidden mi, ne zamandır?
+Unutmuşum

Godot'yu Beklerken, Samuel Beckett
Ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
Kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
Mesela o zamanlar
Mutsuz olduğunda insanlar,
Yok olurmuş bazı dakikalar…

Ah'lar Ağacı, Didem Madak
Gidersen yıkılır bu kent diye bir kitap var, Ahmet Telli'nin şiir kitabı.
Alıntıya ihtiyaç var mı?
-Yazarım sana.

+Yazma. O zaman bekliyor insan. Buraya çok az insan geliyor, çok insan gidiyor. Kalan da bekliyor ama bazen çok uzun bekliyor. Yani hani mesela zannediyorsun ki, bi yoldan birisi gelecek. boş, uzun bi yol. Devamlı ona bakıyorsun. Sonra kimse gelmiyor.

Yazma.