Kitap Alıntıları
11K subscribers
4.05K photos
554 videos
175 links
Kitap alıntıları bahane, ben içimi döküyorum.

Web sitemiz: https://binbirkitap.net

💬 İletişim/Reklam: @ameleoit
Download Telegram
Hangisi daha şanslıydı karar veremedi. Aşkı hiç bulamamış, bulamadığı için ne yitirmiş olduğunu bilmeyen mi? Aşkı bulup doyamadan yitiren mi?


Ayfer Tunç, Kuru Kız
"Ne yazık, anne babalar sonunda ölüyordu ve hiç kimse insanın adını o kadar güzel ve içten çağırmıyordu."

Kemal Varol, Babamın Bağlaması
Ey Güneş'in doğuşundan önceki mutluluğum!
Gün geliyor, ayrılalım öyleyse.

Friedrich Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt
sevdalı menekşem

hercai eflatunum

üzgünüm seni ben soldurdum

seni ben öldürdüm

bir saksı yaparak yaşadıklarımızdan.
“Bir baharı hak ettim, hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilim.”

Virginia Woolf
"Neyi seversen, o olursun. Sevgi simyadir.
Asla yanlış şeyi sevme çünkü seni dönüştürecektir.
Hiçbir şey sevgi kadar dönüştürücü değildir.
Seni daha yükseklere, doruklara çıkabilecek bir şeyi sev.
Senin ötende bir şeyi sev."

Osho
Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi?

Kara Kitap, Orhan Pamuk
Mesela ayçiçeği olsam hep sana dönerdim...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Yaşamak ve seni yaşatmak istedim. Evet, bir düştü, tatlı bir düştü belki, ama ben istedim, bilesin bunu.

Mehmed Uzun, Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Kitapları bir yana bırakır da dobra dobra konuşursak, aşk dediğimiz şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir gibi geliyor bana.''

Montaigne, Denemeler
Bir kadının, içinde gizli, yasak bir aşkın alevlenmesine göz yumması da çılgınlıktır; çünkü böyle bir aşk ortaya çıkmazsa, karşılık görmezse kendisini besleyen yüreği yiyip bitirir; ortaya çıkar da karşılık görürse insanı vahşi bataklıklara sürükler ki bunlardan da kurtuluş yoktur.

Charlotte Bronte, Jane Eyre
“genelde öyle olur zaten. kalbim sivri bir çakıyla oyulur, ben evi süpürürüm. geberirim kahrımdan, gider faturaları öderim.”
" çöl kırgın, gül yorgun, bulut âvâre
kapanmaz yürekte işleyen yâre"
Melankolik bir orta yaş bunalımlısı mı dersin, bıçkın bir kenar mahalle külhanı mı, bilmem! “İmanın en sevdiğim şartı meleklere iman” dediğimde şartsız bir refleksle söylemiştim. Ciddiydim. Ciddiyeti her haltı sulandıran bünyeme yakıştıramasan da… Olsun. Parktaki bütün ağaçlar şahit. En az bir kaç dostum, en az bir kaç yüz şişe, en az bir kaç bin kitap, en az bir kaç milyon saat kefilimdir; şarkılardan en çok “uçurtma”yı, saatlerden en çok on ikiyi ve kadınlardan en çok seni sevdim.... Görüşememek ne ki! Ben seni bir gün kavuşuruz diye sevmedim. Ben seni o gün hiç gelmese de vazgeçemeyecek kadar sevdim. Allah gülerse yüzümüze, amenna, oturur nar yer, Nar’ı severiz. Olmazsa da, ben yine ne olur ne olmaz diye gördüğüm her güzel şeyi sana benzetirim...
Sarıl bana

Tut beni

elimi

yüzümü

avuçlarımı tut

yüreğimi tut düşecek gibiyim
deli gibi uykum var Nermin
şuramda sen
gecenin üçünde çevirmeme girmişsin
o dakka telsizime
ela gözlü türküler çalmışlar
google’da aramaya korktuğum dertlerim var
çektiğim oflar dikkat çekiyor
seviyorsam seni kalbimedir ziyanı
yemedim hak, haykırmadım savaş
rahat olsun kamuoyunun süper vicdanı
dışarıyı reddediyorum; evdeyim

şimdi, yani, haşa
allah kürtleri hor mu görüyor
arabı, acemi, türkü ümmet mi şimdi yani
şimdi, yani, haşa
ayet mi yasalar, devletler allah mı
anlayan sıyırıyor, bu nasıl dünya böyle
bunlar başkan mı şimdi, bunlar da kul mu
bu sabotaj yuvaları okul mu
beynimin içi arap baharı, beynimin içi bom bop
yav, ne bileyim, böyle, mesela
muhammed bin abdullah ile sarılıp ağlaşasım geliyor
oturup rakı içesim geliyor mustafa bin ali rıza ile
onarılmaktan vazgeçtim, benim dermanım kırılmak
şimdi, yani, haşa
bu lobi elemanı kılıklı yalancılar müverrih mi
allame mi şimdi bu kefen tüccarları
rezidanslar, avmler, bunlar reklamlar mı
bunlar da şehit mi
şu ömrüne doymamış ana kuzuları
her şeyi görüyorum; evdeyim

sonra çıkıyorum dışıma
dolaşıyorum ömrümden biraz daha eksilsin diye
biraz ilayı kelimetullah, biraz arz-ı mevud
dolaşıyorum sapiens tarihine veryansın ederek
saddam hüseyin’i bile özledim bu nasıl dünya böyle
sardım bir uzun cin işi duman, nasıl dünya bu böyle
hayat böyle çekilmiyor, namerdin bileği bükülmüyor dedim
dedim kendimi derinliğimdeki iblisle aklayarak
gel birlikte sürünelim çifte müjgan’ım benim
defolarımızı allah’la açıklayarak
ben mütemadiyen evdeyim

anlayamadım tarihi, hudutları anlayamadım
hakikat izafi, hakikat çok değişken
alem muamma, kafam karışık
kafam çok karışık cenge tutuşamam
arz edin allah’a tutuşamam
bu ne kadar çok islam, bir şeyler yapsın
ben teravihlere gitmiyorum, cumalara, biraz perşembelere
cüneyt arkın’ı tercih ediyorum; gitmiyorum
şekeri bırakıyorum, iyi bok yiyorum
cemiyete karışmıyorum, öküzlük ediyorum
roman okumuyorum, film izliyorum
seviyorum hem ömer muhtar’ı
hem italyan rönesansını; evdeyim

sonra kuş yemi yiyorum, göbek yapıyorum
biraz müjde ar, biraz belgesel izliyorum
yılanları filan görünce ürküyorum allah’tan
hele o timsahları, vahşi doğayı filan, “allah’ım bu ne iş” diyorum
umarım blöftür diyorum sonra
şu cehennemler, şu zebaniler filan yok mu
“ammaaann” diyorum sonra rahmana yaslanarak
tarkovski yanacaksa eğer, ben yanmışım çok mu
hem anlıyorum zamanla, ateş bir metafor
burdan tutup ben bir yığın şey düşünüyorum
ölen çocuklar görüyorum sonra, utanıyorum şükretmeye
ve acayip kırılıyorum sinemdeki zülcelal’e
gâh ağlıyor gâh küfrediyorum; evdeyim

sonra düşünce kanseri oluyorum tabi
intihar edenleri selamlıyorum, hakka iltihak edenleri
selahattin cesur dinliyorum sonra, biraz rossini
işte ajanslar, saat başı acı
nasılsa öleceğiz diyorum sonra, elhamdülillah öleceğiz
sonra anlıyorum bu bir matrix, biliyorum bu bir solaris döngüsü
bütün bu hengamenin dışında, sen bir incelik üzresin hani
gönlüm oysa piç bir gönül, peygamber gönlü değil
ve yani bu bana vahyedilen zulümdür
tanıdım kendimi, nefsimin vebali kabulümdür
bir vebal ki ikbal yeşili, kubrick kırmızısı
ben onunla bezm-i elestten beri tanışırım
imanımın ortasından vur beni
ben mevlayla bir şekilde anlaşırım
her şekilde evdeyim.

payidar zaraman
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
“Etraf zifiri karanlık bile olsa, şiir orada bir yerlerde, seni bekler.”

Abbas Kiyarüstemi