Kitap Alıntıları
10.9K subscribers
4.05K photos
554 videos
176 links
Kitap alıntıları bahane, ben içimi döküyorum.

Web sitemiz: https://binbirkitap.net

💬 İletişim/Reklam: @ameleoit
Download Telegram
İşte bilginin ve güzelliğin hüküm sürdüğü bir yer diye düşündü, hiç düşlemediği kadar sıcak ve güzeldi bu. Kendini unutarak aç gözlerle ona baktı.İşte uğruna yaşanacak, kazanmak için mücadele edilecek, uğruna düşülecek -ve hatta ölünecek- bir şey diye düşündü. Kitaplar doğruyu söylüyordu, dünyada böyle kadınlar vardı ve o bu kadınlardan biriydi.

Martin Eden/Jack London
46👍10😐3
Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hale gelirler.

Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens/Yuval Noah Harari
40👍12💯84
Birisini çok sevmiş olabilirsiniz,
hatta karşınızda ki insanda sizi çok sevmiş olabilir.
Ama her şeye rağmen
yapamamışsınızdır.
Olmaz bazen,
yaz mevsiminin ortasında yağmur yağar ve siz o pikniğe gidemezsiniz.
Belki zorlarsınız ama bu kez de her yeriniz çamur olur..
❤‍🔥6231👍17😢3😐3🤔2
Ben halkımızın çoğunun yine de AKP’ye oy vereceğini düşünüyorum. Çünkü, seçmenimizin ezici çoğunluğu, bilimsel düşünce dediğimiz sebep-sonuç ilişkisi kurma işini yapamamaktadır. Bunun nedeni, Türkiye’deki ortalama bilimsel düşünce becerisi ve genel kültürün, aşağı-yukarı Afganistan'daki kadar olmasıdır. Afganistan kendi sorunlarına ne kadar demokratik bir çerçevede çözüm bulabilirse, Türkiye de ancak o kadar bulabilir.

Aptalı Tanımak/Celal Şengör
👍72👎28🤡10💯107😐6🤨2❤‍🔥1🥰1👏1
- İkimiz de iki bin yıl önce yaşadığımıza göre o zaman da tanışıyor muyduk?
- Elbette tanışıyorduk.
- Peki… Ben o zaman da bir subaydım. Ya siz neydiniz?
- Ok atılmayanlardan biri...

Ruh Adam/Hüseyin Nihal Atsız
38🔥5👍4
Böyle çabuk bir değişme, bu kadar derin bir ruh gelişmesi ancak kadınlarda görülebilir. Hayatının akışını günler içinde değil, saatler içinde duyuyordu.

Oblomov/İvan Gonçarov
50👍3
Şu erkeklere de bakın; gözlerinden, dünyada bir kadınla yatmaktan daha iyi bir şey olmadığı okunuyor. Ruhlarının dibi bataklık. Bari hayvan olarak mükemmel olsaydınız. Fakat hayvan olmak için masum olmak gerekiyor.

Friedrich W. Nietzsche,Böyle Buyurdu Zerdüşt
💯6912🤔7👍6❤‍🔥1
Çünkü sosyalizm yoksul emekçi kitlelerin işsiz kalmaması, iyi koşullar altında çalışması, doya doya yemesi içmesi, rahat bir evde oturması, hastayken bakılması, geleceğe güven duyması değildir sadece. Ömürleri boyunca bir zindana kapatılırcasına kültür yoksulluğuna mahkûm olanlara, bilimin, sanatın, edebiyatın, müziğin kapılarının açılması da sosyalizmin başlıca amaçlarından biridir. Ve açlıktan ölen, soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duyamayan bir insanın yazgısı da o denli acıdır.

Utopia, Thomas More
19👍12👏52
İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, her kötülüğü yapar, her iyiliği de yaptığı gibi...

İnce Memed, Yaşar Kemal
👍48144💯4
İyi nedir? İnsanda güç duygusunu, güç isteğini artıran her şeydir.
Kötü nedir? Zayıflıktan doğan her şeydir.
Mutluluk nedir? Gücün yükselme duygusu ve bu direnişin aşıldığı duygusudur.

Deccal, Friedrich Nietzsche
32👍9
Kafka’nın Dönüşüm eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?

Kaç kişi sanat adı altında Mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? Kız çığlıklar içinde kaçarken Mozart onun peşinde koşuyordu. Üstü başı dağınık, kendinden geçmiş bir halde kralı karşısında görünce susmak yerine krala şunu demişti: “Ben bayağı biriyim ama yazdıklarım bayağı değildir.”

Zweig’ın, tanrı’nın bileklerinden tuttum derken, “kaderime ben hakimim” demek istediğini. Hugo’nun kadın düşkünü olduğunu, Dostoyevski’nin kumar tutkunluğunu, Balzac’ın dolandırıcılığını, Poe’nun ayyaş olana kadar içtiğini, “Sen sarhoş mu yazıyorsun?” dedikleri zaman, kaç kişi yüzünde beliren sanat anlayışı ile yaşamının arasındaki uçuruma kendini koydu?

Tarih deliliklerle dolu, kaç kişi bu deliliklerin arasında yolculuk yapmak ister?
15:54
“Gecenin mahremiyetini yırttım.” derken Rimbaud’u kaçımız anladı, verlain korkularının kendini uyutmadığını, Nietzsche otel odasında kusmukları içinde ölürken yanında hiç kimsenin olmamasını, Miller’ın karısını sattığını bile bilmiyoruz belki de…

Gorki gibi yazabilmek için on yılımı harcarım diyebilecek kaç deli var aramızda, Descartes’ın alın kuralları eserini yazdıktan sonra tebessüm içinde övünerek kahvesini yudumladığını, kendi romanında kurguladığı kişiliğe herkesten önce kendisinin inandığı Gogol gibi, kaç kişi var kurgusuna güvenen?

Tarih deliliklerle dolu…

Cipolla’nın iktisat tarihine meydan okuduğunu bile unutmuşuzdur.

İbni sina’nın “tıbbı üç kelime içine alıyorum.” dediğinde kibirli halini, Batuta her gördüğü yüze inancını sorduğunu, Farabi mutluluk teorisini kalem alırken mutsuz olduğunu kaçımız düşündü ki?

Düşüncelerin sakıncalı olabileceğini bile kralların savaşları kaybettiklerinde anladıklarını, kardeş kavgalarının gölgesinde suskunlukları, saray odalarında musiki yerine fransız müziğinin seslendirildiğini, kaç kişi gerçeklerin bizim düşündüğümüz gibi olmadığını biliyor ki?

Tarih deliliklerle dolu….

Deliliğin Tarihi, Michel Foucault
9 April 2020
29👏13👍9
Arzu edilen şeyi elde etmek, onun ne kadar nafile olduğunu keşfetmektir.

Hiçliğin Mutlu Sessizliği, Arthur Schopenhauer
38👍7💯6👎3
Nâzım Hikmet ve Sakallı Celâl ile anısı

“…on beş, on altı yaşlarındayken baudelaire’i aslından okurdum. Bir gün bizim orada, Göztepe’de, Baudelaire’i okuya okuya yolda yürüyorum, Sakallı Celal karşıdan geliyormuş, ben farkında değildim, dalmış gitmişim kitaba. Bana yaklaşınca: ” okuduğun o kitap ne senin ? ” diye sorunca kaldırdım başımı baktım, o. Gösterdim kendisine kitabı. Baktı, baktı yüzüme. Ben o zaman suratı çil içinde sapsarı bir oğlandım. ” Sen büyük adam olursun oğlum !! ” dedi ve yürüdü gitti. Büyük adam olamadık ama Baudelaire’in bir çok şiirleri aklımızda kaldı…”
27🕊10👍31
Eğer eski kafalı bir profesöre sorarsanız, O Size Platon ve Aristoteles'i, Kant ve Hegel'i ayrıca daha az şohretli olan Descartes, Spinoza ve Leibniz'i ve ayrıca korkunç ibretler olarak da Hume, Locke ve Berkeley'i okumanızı önerecektir. Eğer siz onun önerilerine uyarsanız üniversitelerin felsefe olarak adlandırdıkları bölümleri atlayabilirsiniz. Büyük emekler harcayarak bu büyük insanların değişik konularda ne düşündüklerine dair birçok bilgi edinmiş olacaksınız. Büyük filozofları okuduğun sırada kendi aklının uykuya dalmasına izin vermezsen felsefi sorunlar üzerine kendinin ne düşündüğünün ayrımına vardığını anımsamayacaksın. Bu büyük insanların söylediklerinin büyük bir çoğunluğunun saçmalık olduğu ve bilim öncesi bir zihinsel ortama ait oldukları senin için kolay anlaşılır olacak. Onların söylediklerinin bir bölümü temelsiz, bir bölümü de akıllıca yapılmış varsayımlardır. Açıkçası, eğer sorunlarının çözüme ulaşmasını istersen kendi işini kendin yapmalısın.

Felsefe Yapma Sanatı, Bertrand Russell
👍253🥱3
Damarlarında tanrıbilimci kanı akan herkes her şeye en başından onursuzca yaklaşır. Bu durumdan oluşan zavallı durumun adı inançtır ve diğer bir deyişle yanlış bakış açısının neden olduğu acıdır. Diğer bir deyişle insanın gözünü kapatıp, acıyı görmezden gelip, onun tedavi edilmezliğine boyun eğmesidir.
...
Tanrıbilimcilerin doğru olduğunu söylediği her şey yanlış olmak zorundadır.

Deccal, Friedrich Nietzsche
👍154👎1
Hüseyin Rahmi Gürpınar, anneanne, teyzeler, dadılardan oluşan kadınlarla dolu bir evde büyüdüğü için onlardan nakış işlemeyi, dantel örmeyi, yemek yapmayı, müziğe, estetiğe derin bir sevgi beslemeyi öğrenmiş. Muhtemeldir ki romanlarında kadınları, onların iç dünyalarını bu kadar iyi anlatması çocukluğunda büyüdüğü bu ortamın eseridir.

Hüseyin Rahmi’nin bir sürü eldiveni vardı. Sokağa, eldivensiz hiç çıkmazdı. Bunları, şık olmak düşüncesiyle değil, mikrop kapma korkusuyla giyerdi. Kapı kollarına mendilsiz dokunmazdı. Hiç kimseyle tokalaşmaz. Peçetesiz, kolonyasız evden çıkmazdı. Jestler yaparak konuşan, kibar bir İstanbul hanımefendisi gibi ellerini dizlerinin üzerinde kavuşturarak oturan ya da kısa kahkahalarla gülerek bitiştirdiği parmaklarıyla dudaklarını kapatan, kravat, papyon gibi aksesuarlara düşkün, kırmızı renge tutkun Hüseyin Rahmi zaman zaman da kendinden beklenmeyecek kadar sert üslupla yazılmış makaleleriyle kendisini şakacı, nazik biri olarak hatırlayanları şaşırtmıştır.
31👍13
“Biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin. Eğer kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız.”

Friedrich Nietzsche
👍59💯114
Resim sessiz kalarak bir şiir söyler, oysa şiir bir resmi dillendirir.

Simonides
57👍9
Yaşamın üstünde, beygir üzerindeki kötü binici gibi oturuyorum.
Hemen şimdi yere çalınmamamı da yalnızca atın iyi huyluluğuna borçluyum...

Yan Değiniler, Ludwig Wittgenstein
29👍4❤‍🔥2
Şüphesiz hapishane ve kürek cezaları caniyi düzeltmez, onu ancak cezalandırır. Beri yandan toplumu, suçlunun ilerideki kötü hareketlerinden ve eylemlerinden korur. Suçluda da, tutukevi ve en ağır kürek cezası, ancak kin,yasak zevklere karşı arzu ve korkunç bir ele avuca sığmazlık geliştirir. Ama sarsılmaz inancıma göre, ünlü ayrı hücre sistemi de yanlıştır, aldatıcıdır, ancak görünüşte amaca ulaştırır. O, insanın hayat özünü çeker, ruhunu hırpalar, zayıflatır, sindirir. Sonra da bu ruhça kurumuş insan mumyasını, yarı delirmiş halde iken düzelme, pişmanlık örneği olarak gösterirler. Doğal olarak, topluma karşı gelen bir cani, ondan tiksinir ve hemen her zaman kendini haklı, toplumu suçlu görür. Bundan başka, verilen cezayı da çekmiş; bu yüzden kendini aşağı yukarı temizlenmiş, topluma karşı borcunu ödemiş sayar.

Ölüler Evinden Anılar, Fyodor Dostoyevski
👍241