Akademi Dergisi
Kanada'nın Nova Scotia bölgesine son 20 yılın en yoğun kar yağışı düştü.
Kanada Nova Scotia'da yoğun kar yağışı ile boğuşuyor
Cape Breton'daki bazı sakinler, hafta sonu yağan yoğun ve ıslak karın evlerin girişlerini tıkaması, yolları kapatması ve yerel bir olağanüstü hal ilan edilmesine yol açmasının ardından Salı günü endişeli bir şekilde kurtarılmayı bekliyordu.
Adanın en büyük topluluğu olan Sydney de dahil olmak üzere Cape Breton Bölge Belediyesi'nin bazı bölgelerinde 150 santimetreye kadar kar birikmesinin ardından Nova Scotia'da temizleme çalışmaları günlerdir devam ediyor.
Cape Breton'daki bazı sakinler, hafta sonu yağan yoğun ve ıslak karın evlerin girişlerini tıkaması, yolları kapatması ve yerel bir olağanüstü hal ilan edilmesine yol açmasının ardından Salı günü endişeli bir şekilde kurtarılmayı bekliyordu.
Adanın en büyük topluluğu olan Sydney de dahil olmak üzere Cape Breton Bölge Belediyesi'nin bazı bölgelerinde 150 santimetreye kadar kar birikmesinin ardından Nova Scotia'da temizleme çalışmaları günlerdir devam ediyor.
Akademi Dergisi
Voice message
Fatih Erbakan'ın Adnan Oktar ve FETÖ ile ilişkisi hangi seviyede?
Fatih Erbakan kadar Adnan Oktar suç örgütüyle içli dışlı hatta FETÖ ile de her zaman dirsek temasında olan AKPKK'nin yandaş derneklerinden biri sübyancı sapık Fatihle ters düştü.
Osmanlı Ocakları, Cumhur İttifakı'na katılmayan Fatih Erbakan hakkında suç duyurusunda bulundu:
"Adnan Oktar ve FETÖ ilişkisi araştırılsın."
Fatih Erbakan kadar Adnan Oktar suç örgütüyle içli dışlı hatta FETÖ ile de her zaman dirsek temasında olan AKPKK'nin yandaş derneklerinden biri sübyancı sapık Fatihle ters düştü.
Osmanlı Ocakları, Cumhur İttifakı'na katılmayan Fatih Erbakan hakkında suç duyurusunda bulundu:
"Adnan Oktar ve FETÖ ilişkisi araştırılsın."
Please open Telegram to view this post
VIEW IN TELEGRAM
Akademi Dergisi
Photo
Bu meblağa adli para cezaları, idari para cezaları, trafik cezaları, her safhada vatandaşların üzerine yağmur gibi yağdırılan türlü para cezaları, gecikme faizleri vs. de dahil mi?
Onlar eklenince meblağ kaç misline çıkıyor?
Bu ülkede onlarca senedir adliyeler "para basan banka" misali çalışıyor. Kolluk kuvvetleri de aynı... "Kesin, her fırsatta daha fazla ceza kesin" diyorlar senelerdir kolluk memurlarına bile... Senelerdir anlatıyorum ben bu sarsıcı gerçekleri, hiç kimse bunu neden görmek istemiyor? Bunlar neden hala konuşulmuyor?
Ceza evlerinin bile gelir kapısı olduğunu, toplamda devasa meblağda paraların ceza evleri üzerinden elde edildiğini yazıyorum. Birkaç basın kuruluşu peşimden birkaç çıkış yaptı. Devamı neden gelmedi, üstüne neden gidilmedi? Payını alanlar ya da başka türlü tavizler kopartanlar sustu mu?
Ülkedeki binlerce mahkemede beş dakikada bir duruşma yapılıyor. Sözde yargılama yapılıyor. Hedef, mümkün olabildiği kadar para cezaları kesmek ve kesildi, kesiliyor. Sadece o paraları verselerdi benim kontrolüme, TR'yi uçuşa geçirirdim 22 senede... Şu anda "aç öğrenci" sorunu da olmazdı.
Daha faturalar kısmı var. Bu ülkede en azından son sekiz senedir elektrik, su, doğalgaz, cep telefonu faturaları da mümkün olabilecek bedelin en az beş katı yazılarak gönderiliyor. Buna rağmen Botaş borç batağında, uçan kuşa borcu var ve ülkemizin milli güvenliği ipotek altına alınmış vaziyette. Özel şirket gibi görünen kısımlardaki faturalarda bile para aslında Ankara çetesine, oradan Londra merkezli sisteme akıyor. Mason biraderlere akıyor. O kadar büyük çalıyorlar ki devletimizin muhtelif taraflara yapması gereken ödemeleri yapması mümkün, hatta geçmiş borçları bile kısa sürede kapatabilecek kadar para toplanıyor faturalar üzerinden ama hala ödemeler yapılmıyor. Bunu kasten de yapıyorlar, borç batağında, maliyesi çökük, sömürülebilen bir TR istiyor o bize örnek diye dayatılan batılı sömürmeci ülkeler...
Milletin milyonlarca evladı aç yatıyor, milyonla talebenin beslenme çantaları ve/veya mideleri bile boş. Yetersiz beslenme nedeniyle on milyonlarca kişide yüzlerce farklı ciddi hastalık yaygın... Lakin hala, şu şartlarda bile, sivil ve askeri uçak satın alma, savunma sanayi harcaması, İHA, SİHA, tıbbi yatırım, eğitime yatırım, sosyal dayanışma, sözde sığınmacılara destek, teröre karşı operasyonlar, sınır dışı operasyonlar vs palavraları altında vahim seviyede soymaya, çalmaya devam ediyorlar.
İnsan değil bu idareciler, hayvan hiç değiller. Hayvanlar bile el kadar yavrulara merhamet ediyorlar. Bunlarda o bile yok. O sözde gazeteciler, TV programcıları, sosyal medya aktörleri, o sözde savcılar ve hakimler de bunlar gibiler. Hepsinin katli vacip. Bunlar topluca katledilmeden, idam edilmeden bu pislik temizlenemez.
Şuraya bir bakın... Maraş merkezli afetler nedeniyle yurt içinden ve dışından toplanan yardım paralarına bile çöktüler. Sahada yağmacılara ve teröristlere toplattıkları ziynet eşyasına bile çöktüler. Vatandaşa "Evine giremezsin. Yıkılabilir, izin veremeyiz" dediler. Resmi evraklar da ayarlayarak kendi çetelerini soktular o evlere, kapısına, dolabına kadar söktürüp çaldılar. Enkazların demirlerini bile vurgun işine çevirdiler. Bunlara laf anlatmanın, istatistik sunmanın, bunları eleştirmenin bir manası, bir faydası mı var? Bu millet silaha davranmalı artık. Genel kurmay çetesi de başta olmak üzere, askeri ve siyasi/idari kısımlarda bunlardan olan herkesi yıkmalı. Düşman askerine sıkar gibi sıkmalı.
Lakin en başta Genel Kurmay çetesindekiler ile adalet sistemi içindeki binlerce sözde savcı ve hakime sıkmalı... Kurtuluşun başka hiçbir yolu yok.
Onlar eklenince meblağ kaç misline çıkıyor?
Bu ülkede onlarca senedir adliyeler "para basan banka" misali çalışıyor. Kolluk kuvvetleri de aynı... "Kesin, her fırsatta daha fazla ceza kesin" diyorlar senelerdir kolluk memurlarına bile... Senelerdir anlatıyorum ben bu sarsıcı gerçekleri, hiç kimse bunu neden görmek istemiyor? Bunlar neden hala konuşulmuyor?
Ceza evlerinin bile gelir kapısı olduğunu, toplamda devasa meblağda paraların ceza evleri üzerinden elde edildiğini yazıyorum. Birkaç basın kuruluşu peşimden birkaç çıkış yaptı. Devamı neden gelmedi, üstüne neden gidilmedi? Payını alanlar ya da başka türlü tavizler kopartanlar sustu mu?
Ülkedeki binlerce mahkemede beş dakikada bir duruşma yapılıyor. Sözde yargılama yapılıyor. Hedef, mümkün olabildiği kadar para cezaları kesmek ve kesildi, kesiliyor. Sadece o paraları verselerdi benim kontrolüme, TR'yi uçuşa geçirirdim 22 senede... Şu anda "aç öğrenci" sorunu da olmazdı.
Daha faturalar kısmı var. Bu ülkede en azından son sekiz senedir elektrik, su, doğalgaz, cep telefonu faturaları da mümkün olabilecek bedelin en az beş katı yazılarak gönderiliyor. Buna rağmen Botaş borç batağında, uçan kuşa borcu var ve ülkemizin milli güvenliği ipotek altına alınmış vaziyette. Özel şirket gibi görünen kısımlardaki faturalarda bile para aslında Ankara çetesine, oradan Londra merkezli sisteme akıyor. Mason biraderlere akıyor. O kadar büyük çalıyorlar ki devletimizin muhtelif taraflara yapması gereken ödemeleri yapması mümkün, hatta geçmiş borçları bile kısa sürede kapatabilecek kadar para toplanıyor faturalar üzerinden ama hala ödemeler yapılmıyor. Bunu kasten de yapıyorlar, borç batağında, maliyesi çökük, sömürülebilen bir TR istiyor o bize örnek diye dayatılan batılı sömürmeci ülkeler...
Milletin milyonlarca evladı aç yatıyor, milyonla talebenin beslenme çantaları ve/veya mideleri bile boş. Yetersiz beslenme nedeniyle on milyonlarca kişide yüzlerce farklı ciddi hastalık yaygın... Lakin hala, şu şartlarda bile, sivil ve askeri uçak satın alma, savunma sanayi harcaması, İHA, SİHA, tıbbi yatırım, eğitime yatırım, sosyal dayanışma, sözde sığınmacılara destek, teröre karşı operasyonlar, sınır dışı operasyonlar vs palavraları altında vahim seviyede soymaya, çalmaya devam ediyorlar.
İnsan değil bu idareciler, hayvan hiç değiller. Hayvanlar bile el kadar yavrulara merhamet ediyorlar. Bunlarda o bile yok. O sözde gazeteciler, TV programcıları, sosyal medya aktörleri, o sözde savcılar ve hakimler de bunlar gibiler. Hepsinin katli vacip. Bunlar topluca katledilmeden, idam edilmeden bu pislik temizlenemez.
Şuraya bir bakın... Maraş merkezli afetler nedeniyle yurt içinden ve dışından toplanan yardım paralarına bile çöktüler. Sahada yağmacılara ve teröristlere toplattıkları ziynet eşyasına bile çöktüler. Vatandaşa "Evine giremezsin. Yıkılabilir, izin veremeyiz" dediler. Resmi evraklar da ayarlayarak kendi çetelerini soktular o evlere, kapısına, dolabına kadar söktürüp çaldılar. Enkazların demirlerini bile vurgun işine çevirdiler. Bunlara laf anlatmanın, istatistik sunmanın, bunları eleştirmenin bir manası, bir faydası mı var? Bu millet silaha davranmalı artık. Genel kurmay çetesi de başta olmak üzere, askeri ve siyasi/idari kısımlarda bunlardan olan herkesi yıkmalı. Düşman askerine sıkar gibi sıkmalı.
Lakin en başta Genel Kurmay çetesindekiler ile adalet sistemi içindeki binlerce sözde savcı ve hakime sıkmalı... Kurtuluşun başka hiçbir yolu yok.
Gazze'de savaş mı varmış, savaş tiyatrosu mu varmış, danışıklı dövüşle insan ve organ kaçırma mı varmış, barış görüşmesi mi varmış, yahudilerle hristiyanların gizli/sinsi çatışması mı varmış, her ne lanet şey varsa var...
TR bunun tarafı değil ve olmayacak. TR, Gazze meselesinde iki taraftan yana da değil ve kimsenin garantörü de değil ve olmayacak.
Bu meseleye dair hiçbir milletler arası görüşmede de bulunmayacak.
TR bunun tarafı değil ve olmayacak. TR, Gazze meselesinde iki taraftan yana da değil ve kimsenin garantörü de değil ve olmayacak.
Bu meseleye dair hiçbir milletler arası görüşmede de bulunmayacak.
Akademi Dergisi
Gazze'de savaş mı varmış, savaş tiyatrosu mu varmış, danışıklı dövüşle insan ve organ kaçırma mı varmış, barış görüşmesi mi varmış, yahudilerle hristiyanların gizli/sinsi çatışması mı varmış, her ne lanet şey varsa var... TR bunun tarafı değil ve olmayacak.…
Netanyahu diye bir şey de bırakmadım, İsrail diye bir şey de bırakmadım. "Mesih kehaneti" diye bir şey de bırakmadım. Çoktan yıktığım BOP'un bir oldu bitti ile hayata geri döndürülmesine meydan da bırakmadım. Rezil rüsva haldeler. Çaresiz, bitmiş, tükenmiş haldeler. Her manada bitikler.
Dünyanın önde gelen bütün siyasetçileri, hükumetleri, devletleri, orduları, masonları, iş grupları, dini grupları danışıklı dövüşerek neler neler yapacaklardı, "Bütün orta doğuyu değiştireceğiz" ve "İran'ı yok edeceğiz" naraları atıyorlardı ama "yapamazsınız" dedim. İşte gözler önünde ki yaptırmadım. Dünyada İstanbul'dan başka bu süreci bozan ikinci bir "güç unsuru" yok.
TR'yi Filistin/Gazze meselesinde garantör de yapamazsınız. Orada TR'nin bir memuru, memuresi, bir malı, aracı hatta toplu iğnesi bulunduğu sürece ben bütün dünyaya ağır bedeller ödetmeye devam ediyorum, edeceğim.
TR'de tek bir Filistinli kalmışsa bile... Çok eskiden gelip vatandaş olduğu iddia edilen tek bir Filistinli dahi kalmışsa bile, ben bütün dünyaya ağır bedeller ödetmeye devam edeceğim.
O lanet olasıca Çingene Filistin milletinin hiçbir ferdini ve Filistin gürültüsünü, propagandasını vatanımda, devletimde görmeyeceğim. Görüyorsam, herkese ama dünya genelindeki herkese ağır bedeller ödeteceğim.
İyice sıktı bu pislik artık...
İki taraf da lanet millet... Filistinliler de İsrailliler de öyle... Yok olsunlar da dünya kurtulsun artık.
Dünyanın önde gelen bütün siyasetçileri, hükumetleri, devletleri, orduları, masonları, iş grupları, dini grupları danışıklı dövüşerek neler neler yapacaklardı, "Bütün orta doğuyu değiştireceğiz" ve "İran'ı yok edeceğiz" naraları atıyorlardı ama "yapamazsınız" dedim. İşte gözler önünde ki yaptırmadım. Dünyada İstanbul'dan başka bu süreci bozan ikinci bir "güç unsuru" yok.
TR'yi Filistin/Gazze meselesinde garantör de yapamazsınız. Orada TR'nin bir memuru, memuresi, bir malı, aracı hatta toplu iğnesi bulunduğu sürece ben bütün dünyaya ağır bedeller ödetmeye devam ediyorum, edeceğim.
TR'de tek bir Filistinli kalmışsa bile... Çok eskiden gelip vatandaş olduğu iddia edilen tek bir Filistinli dahi kalmışsa bile, ben bütün dünyaya ağır bedeller ödetmeye devam edeceğim.
O lanet olasıca Çingene Filistin milletinin hiçbir ferdini ve Filistin gürültüsünü, propagandasını vatanımda, devletimde görmeyeceğim. Görüyorsam, herkese ama dünya genelindeki herkese ağır bedeller ödeteceğim.
İyice sıktı bu pislik artık...
İki taraf da lanet millet... Filistinliler de İsrailliler de öyle... Yok olsunlar da dünya kurtulsun artık.
TR, sınırlarının dışında hiçbir yerde, Kıbrıs'ta bile askeri unsurlarını bulundurmayacak. Suriye'de, Irak'ta, Somali'de, Katar'da, Afganistan'da, Libya'da, Azerbaycan ya da başka hiçbir yerde bulundurmayacak.
Suriye'ye bile, Irak'a bile kapsamlı kara ve hava operasyonları yapmayacak. Masraf edilmeyecek ve operasyon görüntüsü altında kara para işleri yapılmayacak.
Çokça zaruret olmuşsa, birkaç top, roket vb atışları ile, İHA atışları ile TR karşılık verecek. Gelen gelsin, herkesi sınırında karşılayacak. Sınırlarından içeriye, izin vermediği kuş bile girmeyecek. Sözde sığınmacılar 15 milyon mu, 20 milyon mu, kaç kişi ise, sözde vatandaş yapılmışları bile hatta sözde mülk satın alarak vatandaş olmuşları bile toptan, kısacık süreç içinde kovulacak. Hemen sonra TR sınırları eskiden olduğu gibi mayınla döşenmiş arazi olacak. Üstüne, gerekli aralıklarla gözetleme kuleleri, gelişmiş kamera sistemleri vs ile donatılacak. İzinsiz şekilde sınırlarımızdan içeri girmek isteyene önce uyarı atışı yapılacak. Geri gitmez de girmek isterse vurulup öldürülecek. Leşi de orada bırakılacak, masraf edilmeyecek. Bu millet ciğeri beş para etmezlere masraf etmeyecek artık.
TR içinde bir tane bile NATO ve ABD üssü kalmayacak. TR içinde bir tane bile terör örgütü kalmayacak. Mafya kalmayacak. Çete kalmayacak.
İşte rest...
Benimle yeniden restleşmek isteyenler varsa dünya üzerinde, işte saha...
Ya bu olacak, ya dünyanın şah damarını tıkamaya, bütün dengelerini eş zamanlı olarak yıkıp atmaya, en güçlü zan edilen devletleri bile tek kurşun atmadan paçavraya çevirmeye, yerlere sermeye devam edeceğim.
Benim vatanımda sömürmecilik, kara paracılık, cinsi sapıklık, adaletsizlik, örtülü işgal, yabancı askeri unsurlar, onları aratmayan ve şirket gibi görünen yabancı unsurlar hatta misyoner tarikatı bile kalmayacak.
Ya dünyanın bütün tarafları bu irademe boyun eğecek ya da yemin ederim ki ben dünyanın her yerini kan gölüne çevireceğim. Ceset tarlasına çevireceğim. Aç, yiyecek yaprak bile bulamayan yığınlara çevireceğim. En başta da ABD'yi, Avrupa'yı, İsrail'i, İngiltere'yi, Çin'i, Rusya'yı, İran'ı, Arap zan edilen piç kurularını krizlerden krizlere, felaketlerden felaketlere sürükleyeceğim.
O mahalli seçimler de yapılmayacak. Yapılmayacağı hemen şimdi duyurulacak. O hukuki operasyonlar bütün sözde cemaatlere, tarikatlara yapılacak. Gayr-i müslim tarikatlarına da misyoner tarikatlarına da yapılacak. En başta da FETÖ ile Adnan Oktar suç örgütüne yapılacak. Şekilden ibaret de yapılmayacak. Hukukun gereği ne ise, her safhada o yapılacak. Benim vatanımdan insanlık düşmanlarına, masonlara, Yahudilere, Ermenilere, küresel çetenin unsurlarına bir kuruş çıkmayacak, akmayacak.
TR gerçek bir hukuk devleti olacak. Kan, terör, yağma, sömürme, dolandırıcılık, haksızlık, zulüm, acı, açlık, cahillik, gözyaşı, her sorun yok edilecek. Bunun için öncelikle Adıtürkçülük denilen lanetli sistem, demokratik cumhuriyet denilen sömürmecilik ve cahillik sistemi yok edilecek.
Hala kaldıysa "Bunları yapmana izin vermeyiz" diyenler, çıksınlar karşıma, İstanbul burada...
Yine aynını yaparım. Gülle, dikenle, fidanla da oyalanmam. Asıl tarafları uzaktan uzağa bile boğmaya devam ederim.
Suriye'ye bile, Irak'a bile kapsamlı kara ve hava operasyonları yapmayacak. Masraf edilmeyecek ve operasyon görüntüsü altında kara para işleri yapılmayacak.
Çokça zaruret olmuşsa, birkaç top, roket vb atışları ile, İHA atışları ile TR karşılık verecek. Gelen gelsin, herkesi sınırında karşılayacak. Sınırlarından içeriye, izin vermediği kuş bile girmeyecek. Sözde sığınmacılar 15 milyon mu, 20 milyon mu, kaç kişi ise, sözde vatandaş yapılmışları bile hatta sözde mülk satın alarak vatandaş olmuşları bile toptan, kısacık süreç içinde kovulacak. Hemen sonra TR sınırları eskiden olduğu gibi mayınla döşenmiş arazi olacak. Üstüne, gerekli aralıklarla gözetleme kuleleri, gelişmiş kamera sistemleri vs ile donatılacak. İzinsiz şekilde sınırlarımızdan içeri girmek isteyene önce uyarı atışı yapılacak. Geri gitmez de girmek isterse vurulup öldürülecek. Leşi de orada bırakılacak, masraf edilmeyecek. Bu millet ciğeri beş para etmezlere masraf etmeyecek artık.
TR içinde bir tane bile NATO ve ABD üssü kalmayacak. TR içinde bir tane bile terör örgütü kalmayacak. Mafya kalmayacak. Çete kalmayacak.
İşte rest...
Benimle yeniden restleşmek isteyenler varsa dünya üzerinde, işte saha...
Ya bu olacak, ya dünyanın şah damarını tıkamaya, bütün dengelerini eş zamanlı olarak yıkıp atmaya, en güçlü zan edilen devletleri bile tek kurşun atmadan paçavraya çevirmeye, yerlere sermeye devam edeceğim.
Benim vatanımda sömürmecilik, kara paracılık, cinsi sapıklık, adaletsizlik, örtülü işgal, yabancı askeri unsurlar, onları aratmayan ve şirket gibi görünen yabancı unsurlar hatta misyoner tarikatı bile kalmayacak.
Ya dünyanın bütün tarafları bu irademe boyun eğecek ya da yemin ederim ki ben dünyanın her yerini kan gölüne çevireceğim. Ceset tarlasına çevireceğim. Aç, yiyecek yaprak bile bulamayan yığınlara çevireceğim. En başta da ABD'yi, Avrupa'yı, İsrail'i, İngiltere'yi, Çin'i, Rusya'yı, İran'ı, Arap zan edilen piç kurularını krizlerden krizlere, felaketlerden felaketlere sürükleyeceğim.
O mahalli seçimler de yapılmayacak. Yapılmayacağı hemen şimdi duyurulacak. O hukuki operasyonlar bütün sözde cemaatlere, tarikatlara yapılacak. Gayr-i müslim tarikatlarına da misyoner tarikatlarına da yapılacak. En başta da FETÖ ile Adnan Oktar suç örgütüne yapılacak. Şekilden ibaret de yapılmayacak. Hukukun gereği ne ise, her safhada o yapılacak. Benim vatanımdan insanlık düşmanlarına, masonlara, Yahudilere, Ermenilere, küresel çetenin unsurlarına bir kuruş çıkmayacak, akmayacak.
TR gerçek bir hukuk devleti olacak. Kan, terör, yağma, sömürme, dolandırıcılık, haksızlık, zulüm, acı, açlık, cahillik, gözyaşı, her sorun yok edilecek. Bunun için öncelikle Adıtürkçülük denilen lanetli sistem, demokratik cumhuriyet denilen sömürmecilik ve cahillik sistemi yok edilecek.
Hala kaldıysa "Bunları yapmana izin vermeyiz" diyenler, çıksınlar karşıma, İstanbul burada...
Yine aynını yaparım. Gülle, dikenle, fidanla da oyalanmam. Asıl tarafları uzaktan uzağa bile boğmaya devam ederim.
Hiçbir kararımda değişiklik yok. Hiçbir hususta geri adım atmıyorum. Afrika'dan bile çıkın. O hususta bile kararım aynı.
Bu lanetli dünya bütünüyle bir temizlik operasyonundan geçmeden, milyarlarca insan suretli canavar temizlenmeden bu dünyada kimseye huzur da yok, iş de yok, imalat da yok, satış da yok, enerji de yok, yakıt da yok, gıda da yok, para da yok.
Aylardır karşımda çok adice restleşildi. Bütün bunların hesabını en sert şekilde sormaya, küstahlıklara en ağır karşılıkları vermeye devam ediyorum ve yıllarca da devam edeceğim.
"Yeter mfs, dur artık. Af et artık" çığlıklarını dünyanın her yerinden duyacağım. Bütün şeytanlaşmış milletlerinden ve başlarındaki o alçak kere alçak idarecilerinden duyacağım. "Hayır... Size peygamberler misali, senelerce mühlet verdim. Bu süre boyunca yüzlerce kere nasihat ettim. Defalarca canınızı da yaktım, gücümü de gösterdim. İbretlik hadiseler bile umurunuzda olmadı. Kibrinizden, şeytanlığınızdan, pisliğinizden, adiliğinizden, düşmanlığınızdan, tuzaklarınızdan, küstahlığınızdan başka bir şey görmedim. Siz insan değilsiniz. Siz bu gezegende yaşamayı hak etmiyorsunuz" diyeceğim.
Sahte müttefiklerden de sıkıldım hatta iğrendim artık. Onların da canları cehenneme...
Bu lanetli dünya bütünüyle bir temizlik operasyonundan geçmeden, milyarlarca insan suretli canavar temizlenmeden bu dünyada kimseye huzur da yok, iş de yok, imalat da yok, satış da yok, enerji de yok, yakıt da yok, gıda da yok, para da yok.
Aylardır karşımda çok adice restleşildi. Bütün bunların hesabını en sert şekilde sormaya, küstahlıklara en ağır karşılıkları vermeye devam ediyorum ve yıllarca da devam edeceğim.
"Yeter mfs, dur artık. Af et artık" çığlıklarını dünyanın her yerinden duyacağım. Bütün şeytanlaşmış milletlerinden ve başlarındaki o alçak kere alçak idarecilerinden duyacağım. "Hayır... Size peygamberler misali, senelerce mühlet verdim. Bu süre boyunca yüzlerce kere nasihat ettim. Defalarca canınızı da yaktım, gücümü de gösterdim. İbretlik hadiseler bile umurunuzda olmadı. Kibrinizden, şeytanlığınızdan, pisliğinizden, adiliğinizden, düşmanlığınızdan, tuzaklarınızdan, küstahlığınızdan başka bir şey görmedim. Siz insan değilsiniz. Siz bu gezegende yaşamayı hak etmiyorsunuz" diyeceğim.
Sahte müttefiklerden de sıkıldım hatta iğrendim artık. Onların da canları cehenneme...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Kim kimdir
Fatih Karahan kim
Fatih Karahan'ın gelmesiyle bir şeyler düzelecek mi
Fatih Karahan kim
Fatih Karahan'ın gelmesiyle bir şeyler düzelecek mi
21 Cemâziyelevvel 1401 Cuma günü
Hicri yılın 5. ayı ve 139. günü
Gece yarısından sonra, sabah namazından önce...
Üsküdar'daki Zeynep Kamil doğum hastahanesinde...
Nerede imiş? Üsküdar'da, gerçek Mescid-i Aksa'nın olduğu yerde...
Hesapları doğru yapın.
Hicri yılın 5. ayı ve 139. günü
Gece yarısından sonra, sabah namazından önce...
Üsküdar'daki Zeynep Kamil doğum hastahanesinde...
Nerede imiş? Üsküdar'da, gerçek Mescid-i Aksa'nın olduğu yerde...
Hesapları doğru yapın.
Akademi Dergisi
İzlanda için üzülecek bir şey yok. Aralarındaki bir avuç azınlık dışında, geriye kalanlarının Pompei halkından farkları yok.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Güneybatı İzlanda'da üç ay içinde üçüncü kez bir yanardağ patladı.
Akademi Dergisi
Voice message
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Batak ABD'de San Francisco'da sıradan bir gün:
Hırsız, 49 iPhone'u çaldı ve bir polis arabasının yanından geçerek sakin bir şekilde Apple mağazasından çıktı.
Hırsız, 49 iPhone'u çaldı ve bir polis arabasının yanından geçerek sakin bir şekilde Apple mağazasından çıktı.
Akademi Dergisi
Voice message
Büyük bir mali kriz içinde olan Tesla'da işten çıkarmalar tartışılıyor
Batak elektrikli araç şirketi Tesla'nın hangi pozisyonların kesinlikle gerekli olduğu üzerinde kafa yorduğu bildiriliyor ve bu durum çalışanların otomobil üreticisinde işten çıkarmaların yakın olduğu yönündeki endişelerine yol açıyor.
Tanıdık insanlardan alıntı yapan Bloomberg Çarşamba günü, Tesla'nın ABD'li yöneticilerinden her bir astının işinin operasyon için "kritik" olup olmadığını değerlendirmesini istediğini ve personelin işten çıkarma olasılığı konusunda şaşkına döndüğünü bildirdi.
Şirketin 2023 sonu itibarıyla dünya çapında 140.000'den fazla çalışanı vardı.
Batak elektrikli araç şirketi Tesla'nın hangi pozisyonların kesinlikle gerekli olduğu üzerinde kafa yorduğu bildiriliyor ve bu durum çalışanların otomobil üreticisinde işten çıkarmaların yakın olduğu yönündeki endişelerine yol açıyor.
Tanıdık insanlardan alıntı yapan Bloomberg Çarşamba günü, Tesla'nın ABD'li yöneticilerinden her bir astının işinin operasyon için "kritik" olup olmadığını değerlendirmesini istediğini ve personelin işten çıkarma olasılığı konusunda şaşkına döndüğünü bildirdi.
Şirketin 2023 sonu itibarıyla dünya çapında 140.000'den fazla çalışanı vardı.
Akademi Dergisi
2009'da AKPKK'den 2014 ve 2019 yerel seçimlerinde de CHPKK'den seçilen Lütfü Savaş'ın yeniden aday olması halktan tepki topladı CHPKK Genel Başkanı Özgür Özel, Lütfü Savaş’ı tekrar aday gösterdikleri gerekçesiyle Hatay’da protesto edildi.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Eski AKPKK'li son dönem CHPKK'li Lütfü Savaş haddi iyice aştı
Kendisini protesto eden vatandaşları provokatörlükle suçlayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile gazeteci Deniz Zeyrek arasında canlı yayında gergin anlar yaşandı.
Deniz Zeyrek:
"Ben Hatay'ın her yerini dolaştım, sizden hep şikayet duydum.
Hataylılar için kendinizi yırtmanız gerekir, kendinizi parçalamanız lazım. Acılı insanları provokasyon yapmakla suçluyorsunuz."
Kendisini protesto eden vatandaşları provokatörlükle suçlayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile gazeteci Deniz Zeyrek arasında canlı yayında gergin anlar yaşandı.
Deniz Zeyrek:
"Ben Hatay'ın her yerini dolaştım, sizden hep şikayet duydum.
Hataylılar için kendinizi yırtmanız gerekir, kendinizi parçalamanız lazım. Acılı insanları provokasyon yapmakla suçluyorsunuz."
Akademi Dergisi
Bu arada, artık açıkça yazmam gerekiyor. Evet, devasa orman yangınlarına sebep oluyoruz. İlahi takdir böyle ve buna uyuyoruz. Nükleer santraller de sırada...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Şili'deki ölümcül orman yangınlarında yüzlerce kişi hala kayıp ve en az 130 kişi öldü.
Akademi Dergisi
Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleşen eylemde öldürülen DHKP-C’li terörist Pınar Birkoç’un, 1 yıl önce cezaevinden çıktığı ve 'DEV-GENÇ'e röportaj verdiği tespit edildi.
Çağlayan’da meydana gelen terör saldırısı sonrası “Devrim şehitleri onurumuzdur” paylaşımı yapan TİP Çanakkale Milletvekili Adayı Doruk Ulaş Özdemir tutuklandı.