Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.7K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
Dönmeyeceğiz... Yanaşmayacağız... Türkiye, yanaşma bir ülke olmayacak
Çingene Hakan Fidan kuklası üzerinden kimin sahaya nasıl mesajlar verdiği beni ilgilendirmiyor.

Ben söyleyeceğimi söyledim. O Putin de TR'ye gelmeyecek. TR'de Rusların işleri devam etmeyecek. Akkuyu'ya kadar bütün işler bozulacak. Tayyip'in ve Hakan'ın nerelere gönderildiği de kendi meseleleri, TR'yi bağlamıyor. Gitsinler, dolaşsınlar. Mehmet Şimşek de yarım sene dolaştı, sonra döndü oturdu, kaldı.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Hileli seçimlerle iktidara gelmiş, attıkları imzaların bile yasal bir geçerliliği olmayan AKPKK'nin, batak Rusya'ya vatan toprağını peşkeş çekmesi vatana ihanetle eş değerdedir.

AKPKK suç ve terör örgütü Mersin'de dokuz ada büyüklüğündeki toprağımızı karaparacı ve batak Rusya'ya nükleer santral yapımı ayağına sinsice kanunsuzca peşkeş çekmiş.

Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz: "AK Parti, Doğu Akdeniz’de 9 ada büyüklüğünde bir vatan toprağını 100 yıllığına Rusya’ya tahsis etti."
Putin karakterinin ve Rusya'nın başına gelecek şeyler, Bohçalı ile çetesinin son darbeleri de alması demek olacak.
Putin karakterinin TR'ye gelmesi için ısrarcı olan batılı para babalarını karşılıksız bırakmayacağım. Herkes hak ettiğini yaşayacak.
Rusya ile batı alemindeki kara paracı büyük baronlar arasında adeta posta kuşu ve servis elamanı gibi işler çeviren, her iki taraftan talimatlar alan o Bohçalı da çetesi de hadlerini iyice aşıyorlar.

Türkiye, bir avuçluk Bohçalı çetesinin hem doğuya hem batıya peşkeş çekebileceği bir ülke değil. Rusya gerçekten düzgün bir ülke olsa ve düzgün işler yapsa, onun TR'de yatırımlar yapmasına kimse karşı çıkmaz.

Rusya senelerdir TR'de yatırım yapmıyor. Adeta TR'yi avucuna alıp oynatmak istiyor ve toprakları ile hakimiyetini kısım kısım çökertmeye, eline geçirmeye oynuyor.

Batılıların bir asırdan çok fazla süredir devam ettirdiği bu türlü muameleyi Rusya da TR'ye yapamaz ve söz konusu Bohçalı çetesi bu işin içinden çıkamaz, enkazın altında kalır.
Putin karakterinin TR'ye gelmesini Rusya içi gruplar değil, en çok Londra, Washington ve Tel Aviv istiyor. AB içindeki çok sayıda taraf da istiyor.

Hem enerji işlerindeki hem de kara para işlerindeki tıkanıklığı aşmayı deniyorlar. Lakin ateşle oynuyorlar. İstanbul bütün dünyayı kısa sürede yakabilecek bir kor parçası...
Ankara çetesiyle Kazakistan Astana çetesi arasındaki ilişkiler TR'nin meselesi değil. Bunlar, bu iki çetenin kendi aralarındaki sorunlar ya da anlaşmalar...

Bunların hiçbir resmi bağlayıcılığı bulunmuyor.
Kim oldukları bilinen bazı kalın kafalılar kabullenmek istemese de ben tekrar yazıyorum...

Dünya üzerinde bu cinsi sapıklık, bu kara para nizamı devam ettikçe ben dünyanın şah damarını tıkamaya devam edeceğim.

Hiç kimse enerji işlerinde de kara para işlerinde de tıkanıklığı aşamayacak, aşamaz.

Aşmayı denedikleri son birkaç haftalık sürede aslında daha da fazla tıkandılar. Dünyaya da rezil oldular, "Husilere operasyon" şovlarını kameralara sergilediler. Bu kadar çaresiz, aciz hallere düştüler. Peş peşe İstanbul boğazından kara para gemileri geçirmek istediler ama bu defa da rezil oldular.

Bu restleşmeden önce nispeten bu kadar sıkı, kapalı olmayan boğazlar, kanallar bile artık iyice kapalı, sıkı halde... Üstelik sivil hava taşımacılığına kadar her yerde iyice zora düştüler.

Putin karakterinin TR'ye gelmesi bunların hiçbirini çözemeyeceği gibi, daha önce de yazmıştım, bu restleşmeyi bir anda yüzlerce katına çıkartacak.

Dünyanın denizlerinde ve okyanuslarında yakıt tankerleri yüzdürmekten bile korkar oldular. Kendi topraklarında nükleer santralleri kısım kısım kapatıyorlar, kapalı tutuyorlar da bunları halklara açıklamıyorlar. Atom bombaları patlayacak diye korkarak titriyorlar.

Yer altı şehirlerine kadar her yerde çok büyük kaybettiler. Lakin hala çirkinlik/pislik çıkartmak isteyenler var ki bunun bedelini yine bütün dünya ödeyecek.
Tekrar ediyorum. Airbus diye bir firma kalmadı. Şimdiden yok hükmünde. İstanbul ile restleşmesinin bedelini, gerçek manada çökerek, yok olarak ödeyecek.
Mevlid kandilinin halk arasında kutlanması 13. yüzyılda başladı.
Regaip gecesi, hazret-i peygamberimizin anne rahmine düştüğü gece (Recep ayının ilk cuma gecesi) olarak kabul edilir ama...
Akademi Dergisi
Regaip gecesi, hazret-i peygamberimizin anne rahmine düştüğü gece (Recep ayının ilk cuma gecesi) olarak kabul edilir ama...
12 rekatlık o meşhur namaz da uydurma...

Yani o geceye has bir namaz olduğu, çok faziletli olduğu yönündeki bilgiler hep uydurma...

Bu uydurma namaza dair bilgiler İhya-i Ulumiddin'de bile geçiyor olabilir ama yanlış. Yanlışlığı açıkça gözler önünde...

Günümüzde olduğu gibi, geçmişte de cahil ve samimiyetsiz sofiler/tarikatçılar, çok büyük fitneler çıkarttılar. Üstelik o zamanki münafık ve fitneci sofiler de "Biz ehl-i sünnet müslümanlarız" deyip duruyorlardı.
Aklen ve naklen ASILSIZDIR
Neresinden bakılırsa bakılsın, her dürüst insanın çıkacağı son aynı...

Kandiller yoktu, sonradan çıkartıldı. Kandiller, geçmişteki bazı müslüman toplulukların geleneklerinden başka bir şey değil. Üstelik, söz konusu geçmiş toplulukların neredeyse tamamı samimi, dürüst ve istikamette değildi.

Osmanlı da onun şeyhülislamları ya da "koca koca alimleri" denilen kişiler de bizim dini ölçümüz değiller. Dini hususlarda onlara tabi olmak mecburiyetimiz yok. Biz Kur'an ve sünnete tabiyiz.

Osmanlı alimleri ya da benzeri devletlerin alimleri, kandiller hususunda bunun aksine görüş beyan etmişlerse:

- Ya yanılmışlar
- Ya kasten aldatmışlar
- Ya da gerçeği söyleseler de tesir etmeyecekmiş, kimse dinlemeyecekmiş, gereksiz yere sıkıntı çekeceklermiş ve gerçeği o samimiyetsiz topluluklara anlatma gereği bile görmemişler. Bu tavrı, tarihi, siyasi, dini pek çok meselede ben de yapıyorum. Zamanı gelince gerçek yüzünü anlattığım ve zamanı geldikçe anlatacağım çok sayıda sarsıcı mesele var.
TR'de kadın cerrahların sayısı kontrollü şekilde azaltılacak. Yeni cerrahların sadece erkeklerden olması sağlanacak. Çünkü cerrahlık da kadınlara göre bir meslek değil. Bir erkek işi...

Birkaç istisna kadın cerrah bulunuyor olabilir ama genel olarak bakıldığında kadın cerrahlar, erkekler gibi bu işte kararlı, dikkatli ve marifetli değil. Bunun neticesi olarak çok sayıda hasta, kadın cerrahların elinde zarar gördü ve görmeye devam ediyor.

Kadınlar erkekler kadar sistematik değiller. Kriz yönetiminde de erkekler gibi değiller. Kadınların cerrah yapılması sadece hastalara değil, cerrah yapılan kadınlara da büyük bir haksızlık, kötülük ve eziyet.