Japonya, Filipinler açıklarında meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremin ardından güneydoğu bölgeleri için tsunami uyarısı yaptı. 1 metreye kadar dalga bekleniyor.

Bunlar başlangıç, Güney Kore'ye, Japonya'ya, Çin'e kadar yıkacağız.

Ankara'ya selam vermek ve tebessüm etmek suretiyle bile Türkiye'nin, Türk milletinin karşısında duranların, üzerinde durdukları yeri bile yerinden oynatacağız. Son yaşadıklarından sonra bile aklını başına almamış olan Avustralya'yı bile yıkacağız.

Bastıkları yerin altındaki uzaylı şehirlerini de imha edeceğiz.

Kana kan, göze göz, dişe diş, zarara zarar, reste rest...

Sonuna kadar savaş...

Filipinlerin en büyük ikinci adası olan Mindanao hala sallanıyor. Adada son 50 dakikada, 5.6, 5.7 ve 5.9 şiddetinde, üç büyük deprem daha yaşandı.

Ayranı yok içmeye, mason ihanetiyle girer köprü işine...

1915 Çanakkale köprüsü, o kadar geniş aralığa sahip bir asma köprü olarak yapılmamalıydı. Boğazın içinde birkaç ayak daha yapılmalıydı ve orta açıklığı dar tutulmalıydı. Böylece maliyet, nispeten çok çok düşük seviyede tutulmalıydı ve emniyetin en yüksek sevide olması sağlanmalıydı.

O denli geniş asma kısmın yapılmasını gerektiren, zorunlu kılan hiçbir sebep yok. Orta kısımda yeterli genişliğe sahip asma kısım bulunurdu ve ihtiyaç karşılanırdı. Başka ülkelerde bu kadar geniş orta açıklığı olan köprü bulunmaması da onların güçsüzlüğü, gerimizde kalması ile alakalı değil. Bizim gibi bilime, akla, mantığa aykırı işler yapmamaları ile alakalı. Dünyanın en büyük adliyelerinden birinin bizde olması gibi bu... Onların çoğunda yok çünkü onların sosyal düzeni ve eğitme sistemi bizdeki kadar dibe vurdurulmamış. Bizdeki gibi herkes davalık değil.

Gösteriş için, iç siyasete malzeme üretmek için, halkı kandırmak için ve ayrıca malum Ankebut Ağı ülkelerini Türk milletinin vergileriyle beslemek yani sömürmeciliğe meydan açmak için o köprü o şartlarda yapıldı. Bu milletin milyonla çocuğu kahvaltı yapamıyorken, peynir bile yiyemiyorken, okula bile aç gidiyorken, akşamları aç ya da yarı aç yatıyorken... Onların hakkı olan o paralar utanmadan "gelişmiş ülke" denilen o sömürmeci, kara paracı ülkelere aktı, akıyor. Bir de bu pis oyuna, adice dolandırıcılığa ve sömürmeciliğe Çanakkale zaferimiz alet ediliyor.

Çanakkale'de şehit olan atalarımız şimdi aramızda olsalar, Türkiye'nin resmi idaresini elinde tutan bu insan şeytanlarını hemen devirmek için bir daha savaşırlar. Yedi düvele sıkar gibi sözde iktidarından sözde muhaleferine kadar hepsine sıkarlar. Bu uğurda da çekinmedn can verirler.

Hemen her pis işte olduğu gibi, bunu, köprü inşası üzerinden büyük dolandırıcılık ve aldatıcılık işini de en çok mason tarikatı üzerinden organize ettiler, ediyorlar.

Bunun hesabını, işin içinde bulunan şirketlere ve ülkelere kadar en ağır şekilde soracağım. Sadece TR ayağı ile sınırlı kalmayacağım. O yabancı şirketlerin ve ülkelerin nasıl pislik çukurları olduğu, "gelişmiş ülke" denilerek dünyaya model olarak gösterilen ülkelerin nasıl satanist yuvası olduğu, hırsızlar, namussuzlar güruhu olduğu belgeleri ile meydana dökülecek.

O paraları tahsil edeceğim. Geri alacağım. Yakın tarihte de bu gibi projelerin tamamında devam etmekte olan ödemelerin tamamını tek emirle kestireceğim. Hiçbir karşılık da veremeyecekler. Hiçbir hak talebinde de bulunamayacaklar. Direnseler bile sonuç değişmeyecek ve sonunda attıkları bu kazıkların hesabını verecekler. O paralar o ülkelerden faiziyle birlikte tahsil edilecek. Oluşmuş diğer kamu zararları da tazmin edilecek.

Ortalama derinliği 50 metre olan ve kullanışlı olmayan, yakın gelecekte deniz araçları geliştikçe oyun dışında bırakılması şart olan Çanakkale boğazında, iki kilometre genişliğinde orta açıklığı olan asma köprüye kimin nasıl bir ihtiyacı vardı? Bunların çalışmalarını kimler yaptı, kararlarını kimler hangi gerekçelerle aldı? Hepsi yargılanacaklar.

(Gelibolu yarımadasının kuzeyi geniş bir alanda tıraşlanacak ve Gelibolu yarımadası tam bir adaya çevrilecek. Kullanışsız olan Çanakkale boğazını gemiler kullanmayacaklar ve açılan geçiş hattından doğrudan, Çanakkale boğazına hiç girmeden Ege denizine girecekler)

Yazık değil mi milyonlarca ihtiyaç sahibi Türkiyeliye? Bu nasıl bir vicdansızlık ve şeytanlık?

O köprünün kısa aralıkla yaşanacak bir kaç şiddetli fırtınaya ve depreme dayanmasına bile ihtimal yok. 20 sene bile iş görmez.

Nerede o satanist, sömürmeci, namus ve dürüstlük bilmez pislik Güney Koreliler?

Ruhunu şeytana satmış ve dünya insanlığının başına tıpkı Japonlar gibi bela olmuş o sadistler, o ibneler, o cinsi sapıklar?

Bu vurgunun, bu zulmün Güney Kore tarafında bulunanlar da buraya gelecekler. Bunun hesabını verecekler. Bütün dünyanın önünde verecekler.