15. ayet
Ant olsun ki onu (bu kıssayı, bu ibretlik hadiseyi) bir ayet (bir delil, bir işaret) olarak bıraktık. İbret alan yok mudur?
وَلَقَد تَّرَكْنَاهَا آيَةً فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad tereknaha ayeten fe hel min muddekir.
Ant olsun ki onu (bu kıssayı, bu ibretlik hadiseyi) bir ayet (bir delil, bir işaret) olarak bıraktık. İbret alan yok mudur?
وَلَقَد تَّرَكْنَاهَا آيَةً فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad tereknaha ayeten fe hel min muddekir.
16. ayet
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım?
فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Fe keyfe kane azabi ve nuzur.
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım?
فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Fe keyfe kane azabi ve nuzur.
17. ayet
Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad yessernel kur'ane liz zikri fe hel min muddekir.
Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad yessernel kur'ane liz zikri fe hel min muddekir.
18. ayet
Âd da yalanladı. Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Kezzebet adun fe keyfe kane azabi ve nuzur.
(Şeddad bin Ad, Ad kaviminin lideriydi. Zamanın peygamberine inat, dünyada suni cennet yapmaya kalktı. İrem bağlarını çok yüksek teknoloji ile o yaptırdı.)
Âd da yalanladı. Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Kezzebet adun fe keyfe kane azabi ve nuzur.
(Şeddad bin Ad, Ad kaviminin lideriydi. Zamanın peygamberine inat, dünyada suni cennet yapmaya kalktı. İrem bağlarını çok yüksek teknoloji ile o yaptırdı.)
23. ayet
Semud kavmi de uyarıcıları yalanladı.
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ
Kezzebet semudu bin nuzur.
Semud kavmi de uyarıcıları yalanladı.
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ
Kezzebet semudu bin nuzur.
24. ayet
"Aramızdan bir beşere/insana mi uyacağız? (Bizi uyarmak için bir melek gönderilseydi. Biz bizim gibi insan olan birine uymayız.) O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler.
فَقَالُوا أَبَشَرًا مِّنَّا وَاحِدًا نَّتَّبِعُهُ إِنَّا إِذًا لَّفِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ
Fe kalu ebeşeren minna vahiden nettebiuhu inna izen lefi dalalin ve suur.
"Aramızdan bir beşere/insana mi uyacağız? (Bizi uyarmak için bir melek gönderilseydi. Biz bizim gibi insan olan birine uymayız.) O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler.
فَقَالُوا أَبَشَرًا مِّنَّا وَاحِدًا نَّتَّبِعُهُ إِنَّا إِذًا لَّفِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ
Fe kalu ebeşeren minna vahiden nettebiuhu inna izen lefi dalalin ve suur.
25. ayet
"Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır, o yalancı ve şımarığın biridir" dediler. (Kendilerini uyaran peygamberlerini yalanladılar, aşağıladılar)
أَؤُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِن بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
E ulkıyez zikru aleyhi min beynina bel huve kezzabun eşir.
"Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır, o yalancı ve şımarığın biridir" dediler. (Kendilerini uyaran peygamberlerini yalanladılar, aşağıladılar)
أَؤُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِن بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
E ulkıyez zikru aleyhi min beynina bel huve kezzabun eşir.
31. ayet
Biz, onların üzerlerine tek bir sayha gönderdik. Böylece ağıldaki ufalanmış kuru ot gibi oldular.
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَكَانُوا كَهَشِيمِ الْمُحْتَظِرِ
İnna erselna aleyhim sayhaten vahıdeten fe kanu ke heşimil muhtezir.
Biz, onların üzerlerine tek bir sayha gönderdik. Böylece ağıldaki ufalanmış kuru ot gibi oldular.
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَكَانُوا كَهَشِيمِ الْمُحْتَظِرِ
İnna erselna aleyhim sayhaten vahıdeten fe kanu ke heşimil muhtezir.
33. ayet
Lut'un halkı da uyarıcılarını yalanladı.
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ
Kezzebet kavmu lutın bin nuzur.
Lut'un halkı da uyarıcılarını yalanladı.
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ
Kezzebet kavmu lutın bin nuzur.
34. ayet
Biz de onların üzerlerine yok edici kasırga gönderdik. Lut'un yanında yer alanlar bunun dışında tutuldu. Seher vakti onları kurtardık.
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ نَّجَّيْنَاهُم بِسَحَرٍ
İnna erselna aleyhim hasiben illa ale lut, necceynahum bi sehar.
Biz de onların üzerlerine yok edici kasırga gönderdik. Lut'un yanında yer alanlar bunun dışında tutuldu. Seher vakti onları kurtardık.
إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ نَّجَّيْنَاهُم بِسَحَرٍ
İnna erselna aleyhim hasiben illa ale lut, necceynahum bi sehar.
36. ayet
Ant olsun ki yakalayıp tutuşumuza karşı onları uyarmıştı. Ne var ki onlar bu uyarıları kuşku ile karşıladılar.
وَلَقَدْ أَنذَرَهُم بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا بِالنُّذُرِ
Ve lekad enzerehum batşetena fe temarev bin nuzur.
Ant olsun ki yakalayıp tutuşumuza karşı onları uyarmıştı. Ne var ki onlar bu uyarıları kuşku ile karşıladılar.
وَلَقَدْ أَنذَرَهُم بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا بِالنُّذُرِ
Ve lekad enzerehum batşetena fe temarev bin nuzur.
39. ayet
Haydi! Tadın bakalım, azabımı ve uyarılarımı!
فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ
Fe zuku azabi ve nuzur.
Haydi! Tadın bakalım, azabımı ve uyarılarımı!
فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ
Fe zuku azabi ve nuzur.
43. ayet
Sizin Kafirleriniz onlardan (geçmişte helak edilenlerden) daha mı hayırlı; yoksa kitaplarda size dokunulmayacağına dair söz mü verildi?
أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ أُوْلَئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَاءةٌ فِي الزُّبُرِ
E kuffarukum hayrun min ulaikum em lekum beraetun fiz zubur.
Sizin Kafirleriniz onlardan (geçmişte helak edilenlerden) daha mı hayırlı; yoksa kitaplarda size dokunulmayacağına dair söz mü verildi?
أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ أُوْلَئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَاءةٌ فِي الزُّبُرِ
E kuffarukum hayrun min ulaikum em lekum beraetun fiz zubur.
44. ayet
Yoksa: "Biz, güç birliği etmiş yenilmez bir toplumuz." (Ankebut Ağıyız, yerin altında da üstünde de hatta cinler aleminde de ittifak halindeyiz ve asla yıkılmayız) mu diyorlar?
أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جَمِيعٌ مُّنتَصِرٌ
Em yekulune nahnu cemiun muntesir.
Yoksa: "Biz, güç birliği etmiş yenilmez bir toplumuz." (Ankebut Ağıyız, yerin altında da üstünde de hatta cinler aleminde de ittifak halindeyiz ve asla yıkılmayız) mu diyorlar?
أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جَمِيعٌ مُّنتَصِرٌ
Em yekulune nahnu cemiun muntesir.
DİKKAT EDİN
45. ayet
Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve darmadağın olacaklar.
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ
Se yuhzemul cem'u ve yuvelluned dubur.
45. ayet
Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve darmadağın olacaklar.
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ
Se yuhzemul cem'u ve yuvelluned dubur.
SAAT
46. ayet
Doğrusu saat (denilen küresel, kuşatıcı felaket) onların azap vaktidir. O saat (daha önceki kafirlerin halakından bile) daha dehşetli ve daha acıdır.
بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ
Belis saatu mev'ıduhum ves sa'atu edha ve emerr.
46. ayet
Doğrusu saat (denilen küresel, kuşatıcı felaket) onların azap vaktidir. O saat (daha önceki kafirlerin halakından bile) daha dehşetli ve daha acıdır.
بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ
Belis saatu mev'ıduhum ves sa'atu edha ve emerr.
Akademi Dergisi
SAAT 46. ayet Doğrusu saat (denilen küresel, kuşatıcı felaket) onların azap vaktidir. O saat (daha önceki kafirlerin halakından bile) daha dehşetli ve daha acıdır. بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ Belis saatu mev'ıduhum ves…
Nuh kavminden, Ad kavminden, Semud kavminden, Firavunların devrinden ve bunların ne hallerde halak edildiğinden bahsedildikten sonra işte bu rest çekilmiş.
Allah, Ankebut Ağı da dediğimiz kafirleri dünya genelinde, kuşatıcı/küresel bir afetle bozguna uğratacağını, helak edeceğini haber vermiş. O güne kadar helak edilmiş olan ümmetlerden işte böyle önde gelenlerin, en bilinenlerin bile hatta Nuh kavminin bile bu kadar feci, acı şekilde helak edilmediğini haber vermiş.
Allah, Ankebut Ağı da dediğimiz kafirleri dünya genelinde, kuşatıcı/küresel bir afetle bozguna uğratacağını, helak edeceğini haber vermiş. O güne kadar helak edilmiş olan ümmetlerden işte böyle önde gelenlerin, en bilinenlerin bile hatta Nuh kavminin bile bu kadar feci, acı şekilde helak edilmediğini haber vermiş.
Akademi Dergisi
Nuh kavminden, Ad kavminden, Semud kavminden, Firavunların devrinden ve bunların ne hallerde halak edildiğinden bahsedildikten sonra işte bu rest çekilmiş. Allah, Ankebut Ağı da dediğimiz kafirleri dünya genelinde, kuşatıcı/küresel bir afetle bozguna uğratacağını…
İşte "Sen de o inkarcılara bir şeyi kabullendiremezsin. Onlardan yüz çevir, onlara nasihat etme ve ahir zamanda ben onların sistemini bozguna uğratacağım, dünya genelinde çökerteceğim" manasında peygamberimize haber verilmiş.
O çökertme işi de Mehdi yani Dabbetü'l arz vesilesiyle olacak...
Ayette bahsedilen "uyarıcı" da zaten Mehdi...
Mehdi ne yapacaksa yapacak, Ay'ın ayarını değiştirecek, Ay'da büyük denge değişikliğine sebep olacak. Ay da dünyanın çekirdeğine manyetik alan gücüyle tesir edecek ve saat yaşanacak.
O çökertme işi de Mehdi yani Dabbetü'l arz vesilesiyle olacak...
Ayette bahsedilen "uyarıcı" da zaten Mehdi...
Mehdi ne yapacaksa yapacak, Ay'ın ayarını değiştirecek, Ay'da büyük denge değişikliğine sebep olacak. Ay da dünyanın çekirdeğine manyetik alan gücüyle tesir edecek ve saat yaşanacak.
Akademi Dergisi
Dünden beri bir senaryo daha yazacağım ama bir türlü fırsat bulup da yazamadım.
👆👆👆
"Ben bunları insanlığa anlatamam. Anlatsam da inanmazlar"
Tam da şimdi, şu işaretlediğim eski yayına giderek tekrar okumanızda çok faydalar var.
25 Temmuz 2023
"Ben bunları insanlığa anlatamam. Anlatsam da inanmazlar"
Tam da şimdi, şu işaretlediğim eski yayına giderek tekrar okumanızda çok faydalar var.
25 Temmuz 2023
51. ayet
Ant olsun ki size benzer nicelerini yok ettik. Buna rağmen düşünen mi var?
وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad ehlekna eşyaakum fe hel min muddekir.
Ant olsun ki size benzer nicelerini yok ettik. Buna rağmen düşünen mi var?
وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ
Ve lekad ehlekna eşyaakum fe hel min muddekir.