Akademi Dergisi
2.13K subscribers
61K photos
26K videos
370 files
7.59K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Mesela bir polis aracının içinde alınıp götürülüyorken kastedilecek olsa, karşılık veriliyor. Beni götüren polisler bile bir şey anlamıyor, fark etmiyor, yola devam ediyorlar.
Bir adliye binasında bulunuyorken hedef alınsam, koruma sistemi karşılık veriyor. Güya yüksek koruma olan adliye binalarında istedikleri gibi gezebiliyor görünmezlik özelliği olan o araçlar, cihazlar...
👍1
Bir ceza evine konulsam, oranın etrafında da bir kalkan hemen oluşturuluyor ve saldırıların her türlüsüne karşı duruluyor.
Hatırlıyor musunuz bazı geçmiş yayınlarımı?
Son on yılda dünyadaki devlet başkanlarından veya siyasetçilerden bazılarına silahlı saldırılar yapıldı ve kafalarından bir iki karış geride tutulan o silahlar patlamadı. Hedeflerinin o kadar dibine kadar girebilen saldırganlar, şaşırıp kaldılar. Böyle çok hadise yaşandı, yaşanıyor. Bunu konu etmiş ve özel koruma olduğunu yazmıştım.

Çünkü etrafımdaki teknolojinin çok zayıf da olsa bir benzeri düşman taraflarca da kullanılıyor. Barutlu mermiler, toplar, füzeler, çok kolayca bertaraf edilecek saldırı araçları.
Bahsettiğim koruma sistemini oluşturan araçlar, istenirse görünür olabiliyorlar. Onlar, duvarları hatta kalın ve çelik duvarları bile engel olarak görmüyorlar. Anında, kimse fark etmeden duvarların içinden geçebiliyorlar. Onların düzenli şarj edilmesi bile gerekmiyor. Bir yerde koruma yapmaları için programlanarak bırakılsalar, sonra orada unutulsalar, seneler sonra gidilip oradan alınırlar. Seneler boyunca da vazifesini aksatmamış olur.

Bu araçlar, istediklerinde fiziki şekillerini değiştirebiliyorlar. Kendilerini küçültebiliyor ya da büyütebiliyorlar. Bunu istedikleri kadar sık ve kolayca yapabiliyorlar. Bunu yapınca yıpranmıyorlar, zarar görmüyorlar.
Bu araçlardan önde gelen bazıları beynimle haberleşebiliyorlar. Metafizik sinyallerimi okuyabiliyor, anlayabiliyorlar.
Bu araçlar, sessiz olmaları gereken yerlerde son seviyede sessiz iş çıkartıyorlar. Mesela bir saldırı timi, buraya çokça yaklaşmadan beyinlerinden vurulabiliyor. Timdeki herkesin beyni ağır darbe alıyor.
Bayılıyorlar, ölüyorlar, çatlıyorlar. Veya zihinleri kontrol ediliyor, nereye gitmekte olduklarını bile unutuyorlar. Şaşkın şaşkın ortada dolaşıyorlar. Aşırı üstü aşırı bir korku veriliyor beyinleri üzerinden onlara ve çocuk gibi korkuyorlar, buraya daha fazla yaklaşamıyorlar. Bunu, onların beyinlerine cihazlar yapıyor.
Ya da şoförleri, pilotları hedefe alınıyor, içinde bulundukları araçları kazaya sevk ediliyor. Ya da araçları doğrudan hedef alınıyor.
Onların en üstün olarak gördükleri araçları bile zaten tekerlekli teneke... Ya da uçan tabut... Bu koruma araçları en gelişmiş UFO'lara bile "Sen kimsin?" diyorlar. Saniyeler içinde işini bitirebiliyorlar.
Yeri gelmişken şu eski yayınları okumanızda faydalar var...

👇👇👇
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
İblis benim ölmeyeceğimi biliyor. Çekirdek kadromdan olanların hiçbirinin ölmeyeceğini de biliyor ve yine hepinizi kafalıyor.

Ahmaklığınıza doymayın. Kaç senedir size bunu dedim, hala diyorum. Güya seneler önce de kaç kere ölüyordum, ölecektim.

Bırakın bu boş hayalleri... Melhame-i kübra tam olarak patlak verdiğinde ben de çekirdek kadrom da bu harbi sevk ve idare edeceğiz. Onlarca ülkenin ordularını cehenneme topluca göndereceğiz. İblis bunları da biliyor. Kaderi değiştiremeyeceğini de biliyor.
👍1
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
Bundan böyle, öldürmeyen darbe, devleştirir...
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
Akademi Dergisi
İblis benim ölmeyeceğimi biliyor. Çekirdek kadromdan olanların hiçbirinin ölmeyeceğini de biliyor ve yine hepinizi kafalıyor. Ahmaklığınıza doymayın. Kaç senedir size bunu dedim, hala diyorum. Güya seneler önce de kaç kere ölüyordum, ölecektim. Bırakın…
“Kimsenin öldüremeyeceği kullar yarattım"

Hadis-i şerif meali:

(...) Mesih (İsa peygamber) parıldayan yüzüyle başını yere eğince, saçlarından terler damlar. Başını kaldırınca, inci gibi nûrânî damlalar dökülür. Onun nefesini koklayan kâfir derhal ölür. Nefesi, baktığı yere ânında ulaşır. Mesih deccâlin peşine düşer, onu (Kudüs yakınındaki) Bâbülüd’de yakalayıp öldürür. Sonra Îsâ aleyhisselam, Allah Teâlâ’nın kendilerini deccâlin şerrinden koruduğu birtakım insanların yanına gelir, onların yüzlerini okşayarak deccâl fitnesinin sona erdiğini söyler ve kendilerine cennetteki yüksek derecelerini haber verir. Bu sırada Allahü Teâlâ, Îsâ’ya (aleyhisselam) vahyederek “Kimsenin öldüremeyeceği kullar yarattım; diğer kullarımı toplayıp Tûr’a götür” buyurur. Allah Teâlâ Ye’cûc ve Me’cûc’ü yeryüzüne gönderir. Onlar tepelerden süratle inip giderler; öncüleri Taberiye gölüne varıp gölün bütün suyunu içer...

(Müslim, Fiten 110. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 59; İbni Mâce, Fiten 33)
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
Akademi Dergisi
“Kimsenin öldüremeyeceği kullar yarattım" Hadis-i şerif meali: (...) Mesih (İsa peygamber) parıldayan yüzüyle başını yere eğince, saçlarından terler damlar. Başını kaldırınca, inci gibi nûrânî damlalar dökülür. Onun nefesini koklayan kâfir derhal ölür. Nefesi…
Daha önce de izah etmiştim. Bu gibi hadis-i şeriflerde "nefes"ten kasıt, metafizik kabiliyetler. Peygamberler ve yüksek dereceli veliler, bir Huuu diyerek nefes verseler, kıtaları bile yerinden oynatabilirler.

Başka gezegenlerdeki milyonlarca kişiyi bile bir anda ve topluca öldürebilirler.
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
Hz İsa ile hz. Mehdi'nin, Deccal'ı nasıl öldüreceklerini anlatan hadiste de "nefes"e temas edilmiş. Metafizikle, uzaktan öldürecekler.
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
Yine bu gibi hadislerde bahsedilen "Kudüs" de aslında İstanbul...
Sadece ben değil, ekiplerim arasındaki çekirdek/ana kadrodan olanlar da öldürülemiyor. Onlar da aynı yüksek teknoloji ile korunuyor.
Akademi Dergisi
Sadece ben değil, ekiplerim arasındaki çekirdek/ana kadrodan olanlar da öldürülemiyor. Onlar da aynı yüksek teknoloji ile korunuyor.
Onların hepsi İstanbul'da değiller ama fark etmiyor. Dünyanın farklı ülkelerinde olanlar da var ama öldürülmeleri mümkün değil. Deccal bile bu konuda çaresiz, aciz...

Dünya devletleri mi, konunun muhatabı bile değiller.
Bu defa daha açık şekilde herkes tarafından anlaşılmış oldu ki hazret-i İsa, gerçek Kudüs olan İstanbul'a ve bizim aramıza inecek.