Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.8K photos
25.1K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
Türkiye'de devlet başkanının devleti idare ettiği saray gayet büyük, etkileyici, gösterişli, ağır duran ve maddi masraflardan fazlasıyla kaçınılmamış, gerekli masraflar yapılmış ama israf seviyesine getirilmemiş bir saray olacak. Lakin devlet başkanı ve…
Bu gibi kişiler derhal yargılanacaklar, milletin hazinesine verdikleri zararları ödeyecekler, ödemezlerse varlıklarına el konulacak ve ayrıca cezalar da alacaklar.

Bu ahlaksızlık, bu rezalet bu ülkede en temelden ve tamamen yok edilecek.

Kimse kamu imkanlarını şahsi ihtiyaçları ya da yakınlarının ihtiyaçları için kullanamayacak.
Akademi Dergisi
Voice message
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ankara ayağı başta olmak üzere bütün Ankebut Ağı (Temsili)
Türkiye'nin, Kalkınma Yolu Projesi diye bir projesi yok. Şu lüzumsuz proje çıkışlarına kimse itibar etmesin. Yıllardır en açık şekilde yazıyorum, Türkiye bu gibi ana hatlarda kara yolu ya da demir yolu yapmayacak. Kanallar açacak.

17 milyar dolar para ile kanal işine başlansa, birkaç sene sonra bittiğinde elde hem kanal olur, hem limanlar olur, hem de hiç yoksa 170 milyar dolar nakit olur. Projeye hiç para harcanmamış aksine çok büyük kazanç elde edilmiş gibi bir hal olur. Hem de çeşitli kalemlerden sürekli gelir imkanları oluşur.

Kanal çevresi ise trilyonlarca dolar paranın döndüğü bir yatırım alanına dönüşür. Sürekli para akışı olur, alış veriş ve yatırım olur. Emlak sektörü de sanayi sektörü de coşar. Bölge halkına da büyük bir iyilik olur. Bölgenin iklimi hızla düzeltilir, temiz su ve temiz elektrik enerjsi sorunu bir anda çözülür. Ziraat ve hayvancılıkta da devasa bir adım atılır.

Zaten kara yolu ya da demir yolu ile değil de kanallarda su üzerinden yük ve yolcu taşımanın maliyeti her zaman çok daha düşük olur. Yıllar geçtikte kanal bu açıdan bakıldığında da bedavaya gelir.

Van gölü ve Urmiye gölü bir şekilde Basra körfezine kanal hattıyla bağlanacak. Herkes planını buna göre yapsın ve lüzumsuz planlarla zaman da para da kaybetmesin.

Sonraki yakın gelecekte de kara yollarına ve demir yollarına servet harcamayacağız. Yerin altından çok geniş ve yüksek tünel hatları açacağız.

İstanbul'un projelerinden esinlenilerek ilan edilen pek çok zorlama ve art niyetli proje saman alevi gibi parlayıp birden söndü. Kalkınma Yolu Projesi denilen şu saçmalık da aynı sonu yaşayacak.
Daha önce de uyarmıştım. Vakit iyice yaklaştı. Topraksız tarım işlerinden de kontrollü bir şekilde ve kısa bir süreçle çıkın. Yoksa yine batacaksınız.
Mühendislerinizi, idari kadrolarınızı Türkçe kurslarına gönderin. Yakın geleceğe hazırlanın. İstanbul'un kriterlerine tam olarak ayak uydurun. Sermayenizi ve sistemlerinizi o güne kadar korumanın yollarına bakın.

Yolunacak kaz arayan hükumetlere, liderlere ve onların gizli ortağı olduğu bazı büyük şirketlere kanmayın.

Şu anda Türkiye adına Ankara tarafından ilan edilen hiçbir şeyin resmi geçerliliği yok. İmzalar atılmış olsa bile yok. İmzalar ve evraklar bile hükümsüz.
İki tekerlekli motorsikletler yasaklanacak.

İlan ettiğim, çoktandır herkese duyurduğum tek kişilik yeni nesil arabalar Türkiye'de seri şekilde imal edilmeye başlanınca, iki tekerlekli motorsikletlerin kademeli olarak yasaklanma süreci de başlayacak.

Yeni nesil ve tek kişililk araçlar havaya uçup yere sert çarpsalar ve ardından defalarca takla atsalar bile tamamen ezilmeyecekler ve parçalanmayacaklar. Ölümlü kaza oranı çok büyük oranda düşürülecek. Bu sağlanabildiği için, aklın, mantığın, vicdanın gereği olarak, sık sık çok feci şekillerde ölümlere sebep olan iki tekerlekli motorsiketler yasaklanacak. Bu yolla, iki tekerlekli motorsiketleri kullanan insanların vücutlarının, sıcaktan, soğuktan, hava cerayanından ötürü ve ayrıca kullanma süresi boyunca devam eden stresten ötürü aldığı ciddi zararların da önüne geçilmiş olacak. İnsan hayatı ve sağlığı, gerektiği gibi korunacak. Devlet sistemi, bu hususta da sorumluluğunun gereğini yapacak.

İnsan sağlığı ve kamu düzeninin menfaati göz önünde bulundurulduğunda, bazı istisnai şartlarda (çok çok acil şekilde ilaçların ve tıbbi cihazların yoğun trafik olan hatlarda nakil edilmesi gibi) iki tekerlekli motorsikletlerin kullanılması gerektiğine kanaat edilirse, o istisnai şartlarda kullanılmalarına resmen izin verilecek. Bunların da ülke genelideki sayıları çok sınırlı olacak. Bu kısmı netleşmiş değil. Muhtemelen drone denilen araçlar birkaç sene içinde daha da gelişecek ve bu maksatla da iki tekerlekli motorsikletler değil, dronlar kullanılacak.

Türkiye, iki tekerlekli motorsikletlerin resmen yasaklanması uygulamasına geçtikten sonra, bu davranışı ile de dünya ülkelerine örnek olacak. Dolayısı ile yakın gelecekte iki tekerlekli motorsikletlerin sayısı dünya genelinde çok büyük oranda azalacak. Herkes yatırım planlarında bunları da göz önünde bulundurmalı.
Sahra çölünü suni iç denizlerle, suni göllerle, kanal hatlarıyla, yerdelenlerle tesis edilmiş olan devasa şehirlerle doldurmak hususunda çok kararlıyım. Mavi ile yeşil, Sahra'nın her yerinde bir arada olacak. Sahra eski zamanlarına geri dönecek.

Zaten yıllardır yazıyorum. Dünya genelinde iklim ve arazi şartlarını suni şekilde ayarlayan iklim cihazlarını bozmaya devam ediyorum. Bu günlerde aşırı yağışlar nedeniyle Sahra'nın bazı yerlerinde adeta göller oluşuyor.

Yerin altındaki uzaylı taraflar da umurumda değil. Hepsinin hakkından gelebilirim. Yerin üstünde zaten karşımda kimse kalmadı.

Yatırım planlarınızı buna göre de yapın. Betona, asfalta, demir yoluna, sözde elektrikli arabalara, küllü zarar olan hava yolu şirketlerine, beş para etmez batarya sanayiine para gömmeyin. Çökmüş bitmiş haldeki Ankebut Ağına para gömmeyin ve o ağın akıl dışı yönlendirmelerine kanmayın.
Toplum için tehlikeli olan köpek cinslerinin yasaklanması yeterli değil ve sorunları bu güne kadar çözmedi, çözmeyecek.

Bu cinslerin, mümkün olabilen en kısa sürede yok edilmeleri, nesillerinin kurutulması şart. Bu hukukun, aklın, tıbbın gereği... Emniyetli bir ülke olmanın, insan hayatını ve sağlığını korumanın gereği... Bu bir zaruret... Her devlet bunu yapmalı ve bu hususta devletler arası bir işbirliği de olmalı. Basın ve medya kuruluşları da İblis'e tapınan mason ve satanist pisliklerden temizlenerek, bu gibi acil ve çok mühim meselelerde insanlığın faydasına yayınlar, bilgilendirmeler yapmalı. Bu da sağlanmalı...

Sonradan, genetik mühendisliği ile türetilmiş onlarca köpek cinsi var ve en kısa sürede nesilleri kurutulmalı. Bu, o hayvanlar için de en büyük merhamet. Çünkü onlar da vücutlarındaki dengesizlikler nedeniyle çok acılar çekiyorlar.

Tüyleri uzun ve gösterişli olsun diye, koyun tüyleri gibi tüyleri olsun diye genleri ile oynanmış köpek cinsleri de var. Bunlar insanları ve hayvanları parçalamıyorlarsa da çok ama çok büyük sorunlar ve acılar yaşıyorlar. Bu cins köpekler gözlerinin önünü bile doğru düzgün göremiyorlar. Ciltleri nefes almıyor ve temiz kalmıyor. Parazitler, iltihaplar, kaşınma halleri bitmek bilmiyor. Bunun devamında vücutlarının içinde de parazitler oluşuyor ve hiçbir zaman kurtulamıyorlar. Tıpkı insanlar gibiler ve bu sorunlar/acılar yüzünden doğru düzgün uyku da uyuyamıyorlar. Yeterince iştahlı olamıyor ve beslenemiyorlar.

Düzenli olarak insanlar tarafından tıraş edilmeleri, yıkanmaları gerekiyor. Aksi halde kendi başlarına hayatlarını sağlıklı şekilde devam ettiremiyorlar. Bu cinslerin de nesilleri acilen kurutulmalı. Bu acılara, bu genetik kod sorunlarına son verilmeli.
Avrupa Birliğinin, Avrupa Parlementosunun Türkiye hakkında ne dediği, Türkiye'de gündem meselesi bile olmamalı. Resmi yetkili ve yetkisiz siyasetçiler tarafından konu bile edilmemeli. Dikkate bile alınmamalı. Avrupalılar kendi çaplarında dönmeliler. Şu Avrupa hokkabazlığı, aldatıcılığı Türkiye'nin gündeminden, Türk milletinin gözlerinden ve zihninden çekilip alınmalı. O dinsizlik, namussuzluk, cinsi sapıklık ve merhametsizlik çukuruyla Türkiye'nin ve Türk milletinin işi olamaz.

Çok yakında çatır çatır yıkılacaklar ve Türkiye'ye doğru yığınlar halinde göç etmek isteyecekler. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz ve şimdiden o günler için gerekli tedbirleri almalıyız.

Türkiye yoluna bakacak. Dünyada yeni bir nizamın merkezi olacak. Avrupa ise, varsa, kaldıysa kendi yoluna baksın, ilerlesin.
Batmış, çökmüş, iflas seviyesine gelmiş bir devlet, vergileri ve para cezalarını daha da artırarak düze çıkamaz. Aksine daha da krize girer. Halktan daha az para toplayabiilir. Toplum ile devlet sisteminin arası açılır, çatışmalar yaşanır.

Zenginlerden haksız şekilde daha fazla vergi alarak da çıkamaz ve anca yıkılışını hızlandırır.

Düze çıkmanın yolu, ahlaksızlığın yok edilmesidir. Herkesin, birbirini düşünerek yaşamasını sağlamaktır. İyiliği hakim kılmaktır. Başta bu sağlanmadan, iyi insanlar yetiştirilmeden, bu sorunlar çözülemez.

Herkes vergilerini vermeli, kimse vergi kaçırmamalı. Herkes imalat yapmalı ya da hizmet üretmeli ve kimse bedavadan geçinmek peşinde olmamalı. Paradan para kazanılan kan emici sistem yok edilmeli. Herkes israfı terk etmeli. İktisat/tasarruf, kamu kurumları başta olmak üzere toplumun bütün şubelerinde artırılmalı. Kamu kurumları, israfla mücadelenin gerçekçi, samimi örneği ve bayraktarı olmalı.

Yurt dışına akan paranın önü kesilmeli. Bu maksatla başta ziraat ve hayvancılık olmak üzere, temel ihtiyaç malzemesi olan eşyayı imal eden sanayi kuruluşlarına kadar her yer ayağa kaldırılmalı. Gerekli eğitmeler sağlanmadan, ahlak yükseltilmeden bu da yapılamaz. İlan edilen hiçbir proje uygulanamaz. Kamu kurumlarındaki israf bıçakla kesilir gibi kesilmeli. Yolsuzluklar ve hukuksuzluklar son bulmalı. Liyakatsiz ve ahlaksız olanlar kamu kurumlarından acilen temizlenmeli. Bunun için de öncelikle ahlak lazım.

Avrupa'yı bu millete örnek gösteren hokkabazlık... Cumhuriyet, laiklik, demokrasi sistemi... Masonların kasten topluma, devlet sistemine, dini ve milli değerlere vurduğu devasa darbeler... Onlarca senedir Türkiye'nin ve Türk milletinin temellerini bile boşalttı. Temelden yeni bir sistem tesis edilmeli. Sorun olan her şey açıkça ve dik duruşla ret edilmeli, inkar edilmeli. Türkiye kendini acilen yenilemeli. Bunun için acilen basın ve medya kuruluşlarındaki hainler, piyonlar, masonlar, satanistler temizlenmeli.

Adalet sistemi acilen ayağa kaldırılmalı ve haksızlığa, hukuksuzluğa, rüşvete, yolsuzluğa, dolandırıcılığa, kamu imkanlarını çalmaya set çekmeli. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey düzgün işlemez. Yurt içindeki yatırımcılar bile yurt dışına kaçarlar ki yurt dışı yatırımcıların gelmesini beklemek ahmaklık olur.

Ülkede baştan ayağa herkes sorumluluklarını yerine getirmeli ki ülke ayağa kalksın. Aksi halde, vergi artırmakla, faturaları şişirmekle, zenginlerden haksız şekilde vergiler almakla anca yıkılış hızlandırılır ve o devlet daha gürültülü şekilde yıkılır.

Toplumun ahlakını en kısa sürede yükseltmenin yolu, kız çocuklarını hususi bir eğitme ve öğretme sisteminde, nadide çiçekler misali koruma altına alarak, her türlü zarardan ve tacizden koruyarak, yüksek ahlaklı ve maneviyatli kişiler olarak yetiştirmektir. Çünkü erkekleri kadınlar doğurur. Sonra erkekleri kadınlar büyütür, yetiştirir ve her zor şartta onların yanında durarak, onların ayakta durmalarını sağlarlar.

Önce ahlak ve maneviyat yükseltilecek. Lafta değil, icraatta bu olacak. Derhal Tiktok, LGBT ve türlü zararlı şeyler resmen yasaklanacak. Yasaklamalarla alakalı denetlemeler de yapılacak. Yasaklamaların işe yaradığına emin olunacak. Evet, mali sorunları, krizleri aşmanın da en kestirme yolu bu, böyle gerekli ahlaki eğitmeler ve yasaklamalar.

Ahlaksız bir milletin batması, hatta batmak nedir, topluca helak olması, kaçınılmaz sondur.
ABD yetkililerinin hangi konularda nasıl açıklamalar yaptıklarını çok dikkate almıyorum. ABD, dünyanın meselelerine karışabilecek, yön verebilecek güce, imkanlara ve hareket sahasına sahip değil.

Hala çökmemiş, tükenmemiş rolü oynuyorlar. Her hamlelerinin/çıkışlarının arkası boş. Konuşup dursunlar, icraat sıfır...
Rüyamda masaüstü bilgisayarıma, görmediğim biri aniden büyük bir taş attı. Tam da ekranına çarptı. İki yumruktan daha büyük ve sert bir taştı.

Ben kızmadım. Çok takılmadım. Sakince ayağa kalktım. Gidip yedekte duran tablet bilgisayarımı elime aldım. Hala ayaktaydım, bir yere oturmadım ve onu kullanarak işlerimi ayakta iken yapmaya başladım.
Akademi Dergisi
Rüyamda masaüstü bilgisayarıma, görmediğim biri aniden büyük bir taş attı. Tam da ekranına çarptı. İki yumruktan daha büyük ve sert bir taştı. Ben kızmadım. Çok takılmadım. Sakince ayağa kalktım. Gidip yedekte duran tablet bilgisayarımı elime aldım. Hala…
Hiç yorulmayın, orayı burayı aramayın, sormayın.

Ben tabir edeyim. Bu rüya şunu diyor:

"Artık yerinden kalkacaksın. Bilgisayarın yani projelerin aniden çok büyük destek bulacak. Çünkü bilgisayar değişik fikirler ve projeler demektir ve taş ise para ve maddi şeyler demektir. Sonra, senin hızını kesen sistemden, seni bağlayan, senin hareketlerini sınırlandıran şeylerden kurtulup sürekli hareket halinde iş yapacaksın. Daha gelişmiş, daha hafif sistemlerle ama daha faydalı şekilde bunu yapacaksın."

Eee, ne zaman? Ne diyorsunuz, bu rüyadan zaman da anlaşılabilir mi?
Ben o Mercedes'i de çökerteceğim ve uzun sürmeyecek.
Türkiye'nin, Rolls-Royce'un ya da başka şirketlerin motorlarına ihtiyacı yok.

Türkiye'nin, ihtiyaç duyduğu motorları geliştirerek üretmesi için önünde gerçek bir engel de yok. Masonlar, kriptolar temizlendiğinde... Londra'nın, ABD'nin, İsrail'in, Rusya'nın, Çin'in buradaki piyonları topluca oyun dışına atıldığında... Motor sorunu çok kısa sürede çözülecek.

Türkiye'nin, kendi motorlarını geliştirerek imal etme sürecinde, söz konusu şirketlerin desteklerine de ihtiyacı yok. Kendi iç dinamikleri ile birkaç ay içinde proje kısmı tamalanabilir ve sonraki birkaç ay içinde seri imalata geçilebilir.

Zaten Türkiye, dünyada genelindeki beyin takımı denilebilecek kişiler için bir cazibe merkezi haline dönüşecek. Koşar adımlarla Türkiye'ye gelip yaşamak ve bilgi ile tecrübelerini burada değerlendirmek isteyecekler.
Türkiye, gereksiz fırkateynler de üretmeyecek ya da satın almayacak.

Daha önce anlatmıştım. Türkiye'de karada ve denizde kuleler bulunacak. Bunlar çok maksatlı olarak kullanılan, çok yüksek, çok çok sağlam kuleler olacaklar.

Bu kuleler, bir yandan, yoğuşma yoluya havadan çok bol miktarda ve çok düşük masrafla temiz su üretmekte kullanılacak.

Ayrıca bu kuleler, bulutları tehlike oluşturmadan yere indirmekte, yağışları düzenlemede kullanılacak. Kurak zamanlarda bulutlar oluşturmaya ve yağış sağlamaya dönük sistemleri olacak.

Ayrıca bu kuleler, bütün ülke topraklarını ve insanlarını, saldırgan tarafların elektromanyetik saldırılardan korumakta da kullanılacak. Bu kuleler sayesinde, Türkiye'ye suni deprem saldırısı, iklim saldırısı yapmak isteyen taraflara mani olunacak. Hak ediyorlarsa, onalra aynı türden karşı saldırılar yapılacak ve ders verilecek.

Ayrıca bu kuleler, saldırgan tarafların uydularını çok kolayca imha etmekte kullanılacaklar. Starlik ve benzeri art niyetli projelerin uydularını sürekli olarak imha edecekler. Ayrıca UFO'ları avlamakta da kullanılıcaklar.


En başta ise düşman devletlerin hava ve deniz güçlerine karşı kullanılacaklar.

Karşı koyamayacakları, kalkan yapamayacakları kadar güçlü elektro şoklar, sinyaller ve lazer ışınları atacaklar. Koca bir düşman donanmasını yarım saate kalmadan işe yaramaz hale getirebilecek. Bazen tamamen patlatacak, yakacak ve batıracaklar. Donanmadaki gemilere zarar vermeden, sadece askerlerini öldüren teknolojiler de kullanılacak ve düşman donanmasının araçları ile diğer teknik imkanları ganimet olarak alınacak.

Bu filolar, uçaklardan oluşan koca bir hava filosunu, yüzlerce km uzakta iken bile topluca düşürüp imha edebilecekler. Dronlar zaten gerçek bir tehlike değil ama çok gelişmiş dron sürülerine karşı da birkaç dakika içinde yok edici müdahaleler yapabilecekler.

Türkiye doğru gönderilen, atom başlıklı füzeler de dahil olmak üzere, her türlü füzeleri, daha düşman ülkelerin hava sahalarında bile imha edebilecekler.

Bir yandan da uzayı gözlemede, izlemede, bilimsel veriler elde etmekte kullanılacaklar. Uzaydaki diğer insan türleri ile sağlıklı iletişim kurmak için de kullanılacaklar.

Bu kulelerin karadan emniyetlerinin sağlanması hususunda çok hassas ve tedbirli olunacak. Bu nedenle bunlardan önde gelen bir tanesi Tuz gölünün ortasına dikilecek. Diğeri Van gölünün ortasına dikilecek. Bazıları karasularımızda belirlenmiş yerlere dikilecek. Orta ve büyük boylarda çok sayıda kule bulunacak. Türkiye genelinde bunlar organize halde çalışacaklar, kullanılacaklar.

Ege adalarımızı geri aldığımızda, onlardan bazılarına da bu kulelerden dikilecek. Bu kuleleler, çevredekiinsanlar için de kuleler içinde ve çevresidne görevli olan kişiler içinde sağlık riski oluşturmayacak. Radyasyon yaymayacaklar.

Masonların, satanistlerin, kripto kimlikli omurgasız hainlerin, şunun bunu piyonu olanların, bu savunma sisteminin içine sızmalarına, sistem içinde vazife almalarına asla meydan bırakılmayacak. Şimdi olduğu gibi, Türkiye'nin savunma gücünü, başka ülkelerin emirlerine göre kullanmalarına ya da kullanmamalarına benzer haller oluşamayacak.

Türkiye gereksiz, çağın gerisinde kalmış motor, kanat, uçak, helikopter, İHA, SİHA, TİHA, tank, top gibi projelere zaman da para da harcamayacak. Bu kule ağı sayesinde, tek parça hale getirilmiş devasa bir güvenlik kalkanı, Türkiye'nin üzerinde daima bulunacak.

Bu kulelerin sürekli enerji ihtiyaçları için nükleer enerji gibi aşırı tehlikeli, zararlı ve mantıksız ve geleceği olmayan sistemler de tercih edilmeyecek.
Mehmet Ceyhan denilen o satanist pislik herifi, TV ekranlarında görmek izlemek istemiyorum. Radyolarda dinlemek istemiyorum. İnternet mecralarında izlemek, dinlemek, görmek, okumak istemiyorum.

Bu hususta aşırı hassasiyetim var.

Covid 19'un öldürücü bir varyantının dolaştığı tamamen palavradan ibaret. Bu bahane ile yeniden sahte pandemi şartları oluşturulmasına, organ ve insan kaçakçılığı da dahil olmak üzere yeniden kara para işleri yapılmasına asla meydan bırakmayacağım.

Kimlerle ne şartlarda çatışmam gerekiyorsa çatışacağım. Çok da derinden darbeler vuracağım. Çok da yıkıcı olacağım. Satanistlerden bile daha merhametsiz olacağım.

Millet denilemeyecek sürü kısmının, mümkün olabilen en kısa sürede belasına bulmasına, türlü vesilelerle toplu toplu helak olmasına karşı değilim. Bunu en çok isteyen kişiyim. Lakin bu süreçlerin, insanlığın düşmanı olan çevrelerce kara para gelirlerine dönüştürülmesine azla izin vermeyeceğim.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
ABD'nin sözde Genelkurmay başkanı Mark Milley...
Akademi Dergisi
ABD'nin sözde Genelkurmay başkanı Mark Milley...
Acil, çok acil...

Taliban'ı kendileri kurdular. Kendileri eğittiler. Silah ve mühimmat verdiler. Süreç boyunca onların ahlaklarını bilerek ve isteyerek daha da bozdular. Daha da çok ibneleştirdiler, cinsi sapık yaptılar, uyuşturucu bağımlısı yaptılar. Süreç boyunca onları kara para işlerinde hakim hale getirdiler. Aynısını yapmak isteyen ve kara para gelirlerini artırmak isteyen Sovyetler'e karşı, Taliban ile ortak halde galip gelen taraf oldular.