Akademi Dergisi
Çok çabuk unutuyorsunuz. Akademi Dergisi'nin yayın geçmişine bakın, aratın, daha neler neler görüp hatırlayacaksınız. Ve şaşırmayın... Ben dediğimi çoktan yaptım. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Tayvan, Japonya, Güney Kore, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
New York sokaklarından görüntüler…
Akademi Dergisi
İbret-i alem Ben size söyledim. "Şu Macron'un önüne üç beş kuruş atın da sussun. Dilenciye döndü." dedim ama atmadınız. Gerçi siz de haklısınız, sizde de yok ki nasıl atacaksınız. Ata ata nereye kadar, taşıma su ile değirmen mi döner. İşte Fransa'da milyonlarca…
Macron: "Nijer'de büyükelçimiz ve diplomatik üyelerimiz rehin alındı"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Nijer'deki Fransız büyükelçiliğinde büyükelçinin ve diplomatik üyelerin rehin tutulduğunu söyledi.
Semur-en-Auxois gezisi sırasında açıklama yapan Macron, "Nijer'de, sizinle konuştuğum sırada, Fransız büyükelçiliğinde kelimenin tam anlamıyla rehin alınan bir büyükelçimiz ve diplomatik üyelerimiz var" ifadelerini kullandı.
Nijer, Fransa'nın Niamey Büyükelçisi'ne ülkeden ayrılması için 48 saat süre vermişti.Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Slyvain Itte'ye ülkeden ayrılması için verdiği 48 saatim dolmasının ardından büyükelçiliğinin çevresinde güvenlik önlemleri artırılmıştı. Fransa ise Nijer'in verdiği kararı tanımadığını bildirmiş ve Itte'nin Nijer'de kalmaya devam edeceğini duyurmuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Nijer'deki Fransız büyükelçiliğinde büyükelçinin ve diplomatik üyelerin rehin tutulduğunu söyledi.
Semur-en-Auxois gezisi sırasında açıklama yapan Macron, "Nijer'de, sizinle konuştuğum sırada, Fransız büyükelçiliğinde kelimenin tam anlamıyla rehin alınan bir büyükelçimiz ve diplomatik üyelerimiz var" ifadelerini kullandı.
Nijer, Fransa'nın Niamey Büyükelçisi'ne ülkeden ayrılması için 48 saat süre vermişti.Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Slyvain Itte'ye ülkeden ayrılması için verdiği 48 saatim dolmasının ardından büyükelçiliğinin çevresinde güvenlik önlemleri artırılmıştı. Fransa ise Nijer'in verdiği kararı tanımadığını bildirmiş ve Itte'nin Nijer'de kalmaya devam edeceğini duyurmuştu.
Akademi Dergisi
Saha çok hareketli ama acele edilmeyecek. Türkiye'nin her yerinin her hususta karışmasını istiyorum. ABD ve çetesi Irak ve Yunanistan ile adalar üzerinden... Rusya ve çetesi Kara deniz ve Suriye ile İran ve Ermenistan üzerinden eş zamanlı işgal ya da en azından…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sokak röportajında konuşan adam:
“Lise 1'e giden çocuğumu dün okula yazdırdım, bugün geri aldım. 7500 lira yetmiyor. AKP’ye oy verdim.”
“Lise 1'e giden çocuğumu dün okula yazdırdım, bugün geri aldım. 7500 lira yetmiyor. AKP’ye oy verdim.”
Akademi Dergisi
Bunlar hiçbir şey değil... Daha çok yeraltı üssü patlayacak. Daha çok şehirler arası otobüs kazası yaşanacak. Daha çok belediye otobüsü kazası yaşanacak. Daha çok benzin istasyonu patlayacak. Daha çok yakıt nakliye gemisi/tankeri yanacak. Daha çok yakıt nakliye…
İtalya'da otobüs kamyonla çarpıştı, 2 şoför hayatını kaybetti
Geçtiğimiz günlerde Afrika'dan güney İtalya'nın Lampedusa adasına gelen yasadışı sığınmacıları taşıyan otobüs, Roma'nın kuzeyinde bir kamyonla çarpıştı.
Bu kaza sonucunda otobüs ve tırın sürücüsü hayatını kaybederken, kaçak sığınmacılar arasında herhangi bir kayıp yaşanmadı. Yeni gelen göçmenleri taşıyan otobüs, Cuma sabahı bu insanları İtalya'nın diğer bölgelerine taşıyordu. Çünkü 6 bin nüfuslu Lampedusa'nın 48 saatten kısa sürede 7 binden fazla mülteciyi kabul etme kapasitesi yok.
İtalya Kızıl Haçı Perşembe günü yaptığı açıklamada, Afrika'dan İtalya'ya ulaşan insan sayısının yeniden artmasıyla birlikte yaklaşık 700 yeni sığınmacının Perşembe günü Lampedusa'ya nakledildiğini söyledi. Bu örgüt Cuma sabahı, 3.800 yasadışı sığınmacının daha Lampedusa'ya ulaştığını duyurdu.
Geçtiğimiz günlerde Afrika'dan güney İtalya'nın Lampedusa adasına gelen yasadışı sığınmacıları taşıyan otobüs, Roma'nın kuzeyinde bir kamyonla çarpıştı.
Bu kaza sonucunda otobüs ve tırın sürücüsü hayatını kaybederken, kaçak sığınmacılar arasında herhangi bir kayıp yaşanmadı. Yeni gelen göçmenleri taşıyan otobüs, Cuma sabahı bu insanları İtalya'nın diğer bölgelerine taşıyordu. Çünkü 6 bin nüfuslu Lampedusa'nın 48 saatten kısa sürede 7 binden fazla mülteciyi kabul etme kapasitesi yok.
İtalya Kızıl Haçı Perşembe günü yaptığı açıklamada, Afrika'dan İtalya'ya ulaşan insan sayısının yeniden artmasıyla birlikte yaklaşık 700 yeni sığınmacının Perşembe günü Lampedusa'ya nakledildiğini söyledi. Bu örgüt Cuma sabahı, 3.800 yasadışı sığınmacının daha Lampedusa'ya ulaştığını duyurdu.
Akademi Dergisi
Sadece Tayyip, Hakan Fidan için değil, Mehmet Şimşek için de hep aynı oyun, onlarca ülkenin ittifakıyla oynanıyor. Ortada hiçbir şey yok. Çoktan batmış bir maliye var. Para da yok, yatırımcı da yok, güven de yok, ümit de yok. Bu enkazı kaldırmaları da imkansız.…
Prof.Dr. Mete Gündoğan:
"Bugün 5 milyon TL getirene
bankalar aylık 170.000 TL faiz teklif ediyor. Bu durumda kim ev/araba almak ister, kim yatırım yapar?"
"Bu faizleri 1994 krizine giden yolda gördük. Ekonomi kilitlendi. Sonra ne mi oldu? Servet transferi oldu ve milyonlarca insanımız varlıklarını kaybetti. Şimdi, Bakan Şimşek tarzı ile yine aynı yola girdik."
"Bugün 5 milyon TL getirene
bankalar aylık 170.000 TL faiz teklif ediyor. Bu durumda kim ev/araba almak ister, kim yatırım yapar?"
"Bu faizleri 1994 krizine giden yolda gördük. Ekonomi kilitlendi. Sonra ne mi oldu? Servet transferi oldu ve milyonlarca insanımız varlıklarını kaybetti. Şimdi, Bakan Şimşek tarzı ile yine aynı yola girdik."
Akademi Dergisi
Türkiye'de devlet başkanının devleti idare ettiği saray gayet büyük, etkileyici, gösterişli, ağır duran ve maddi masraflardan fazlasıyla kaçınılmamış, gerekli masraflar yapılmış ama israf seviyesine getirilmemiş bir saray olacak. Lakin devlet başkanı ve…
Bu gibi kişiler derhal yargılanacaklar, milletin hazinesine verdikleri zararları ödeyecekler, ödemezlerse varlıklarına el konulacak ve ayrıca cezalar da alacaklar.
Bu ahlaksızlık, bu rezalet bu ülkede en temelden ve tamamen yok edilecek.
Kimse kamu imkanlarını şahsi ihtiyaçları ya da yakınlarının ihtiyaçları için kullanamayacak.
Bu ahlaksızlık, bu rezalet bu ülkede en temelden ve tamamen yok edilecek.
Kimse kamu imkanlarını şahsi ihtiyaçları ya da yakınlarının ihtiyaçları için kullanamayacak.
Akademi Dergisi
Voice message
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ankara ayağı başta olmak üzere bütün Ankebut Ağı (Temsili)
Türkiye'nin, Kalkınma Yolu Projesi diye bir projesi yok. Şu lüzumsuz proje çıkışlarına kimse itibar etmesin. Yıllardır en açık şekilde yazıyorum, Türkiye bu gibi ana hatlarda kara yolu ya da demir yolu yapmayacak. Kanallar açacak.
17 milyar dolar para ile kanal işine başlansa, birkaç sene sonra bittiğinde elde hem kanal olur, hem limanlar olur, hem de hiç yoksa 170 milyar dolar nakit olur. Projeye hiç para harcanmamış aksine çok büyük kazanç elde edilmiş gibi bir hal olur. Hem de çeşitli kalemlerden sürekli gelir imkanları oluşur.
Kanal çevresi ise trilyonlarca dolar paranın döndüğü bir yatırım alanına dönüşür. Sürekli para akışı olur, alış veriş ve yatırım olur. Emlak sektörü de sanayi sektörü de coşar. Bölge halkına da büyük bir iyilik olur. Bölgenin iklimi hızla düzeltilir, temiz su ve temiz elektrik enerjsi sorunu bir anda çözülür. Ziraat ve hayvancılıkta da devasa bir adım atılır.
Zaten kara yolu ya da demir yolu ile değil de kanallarda su üzerinden yük ve yolcu taşımanın maliyeti her zaman çok daha düşük olur. Yıllar geçtikte kanal bu açıdan bakıldığında da bedavaya gelir.
Van gölü ve Urmiye gölü bir şekilde Basra körfezine kanal hattıyla bağlanacak. Herkes planını buna göre yapsın ve lüzumsuz planlarla zaman da para da kaybetmesin.
Sonraki yakın gelecekte de kara yollarına ve demir yollarına servet harcamayacağız. Yerin altından çok geniş ve yüksek tünel hatları açacağız.
İstanbul'un projelerinden esinlenilerek ilan edilen pek çok zorlama ve art niyetli proje saman alevi gibi parlayıp birden söndü. Kalkınma Yolu Projesi denilen şu saçmalık da aynı sonu yaşayacak.
17 milyar dolar para ile kanal işine başlansa, birkaç sene sonra bittiğinde elde hem kanal olur, hem limanlar olur, hem de hiç yoksa 170 milyar dolar nakit olur. Projeye hiç para harcanmamış aksine çok büyük kazanç elde edilmiş gibi bir hal olur. Hem de çeşitli kalemlerden sürekli gelir imkanları oluşur.
Kanal çevresi ise trilyonlarca dolar paranın döndüğü bir yatırım alanına dönüşür. Sürekli para akışı olur, alış veriş ve yatırım olur. Emlak sektörü de sanayi sektörü de coşar. Bölge halkına da büyük bir iyilik olur. Bölgenin iklimi hızla düzeltilir, temiz su ve temiz elektrik enerjsi sorunu bir anda çözülür. Ziraat ve hayvancılıkta da devasa bir adım atılır.
Zaten kara yolu ya da demir yolu ile değil de kanallarda su üzerinden yük ve yolcu taşımanın maliyeti her zaman çok daha düşük olur. Yıllar geçtikte kanal bu açıdan bakıldığında da bedavaya gelir.
Van gölü ve Urmiye gölü bir şekilde Basra körfezine kanal hattıyla bağlanacak. Herkes planını buna göre yapsın ve lüzumsuz planlarla zaman da para da kaybetmesin.
Sonraki yakın gelecekte de kara yollarına ve demir yollarına servet harcamayacağız. Yerin altından çok geniş ve yüksek tünel hatları açacağız.
İstanbul'un projelerinden esinlenilerek ilan edilen pek çok zorlama ve art niyetli proje saman alevi gibi parlayıp birden söndü. Kalkınma Yolu Projesi denilen şu saçmalık da aynı sonu yaşayacak.
Akademi Dergisi
Türkiye'nin, Kalkınma Yolu Projesi diye bir projesi yok. Şu lüzumsuz proje çıkışlarına kimse itibar etmesin. Yıllardır en açık şekilde yazıyorum, Türkiye bu gibi ana hatlarda kara yolu ya da demir yolu yapmayacak. Kanallar açacak. 17 milyar dolar para ile…
Şu asfalt, çimento/beton, tuğla, briket, kremit gibi ilkel işlerden hızla çıkın. Yoksa çok fena batacaksınız.
Daha önce de uyarmıştım. Vakit iyice yaklaştı. Topraksız tarım işlerinden de kontrollü bir şekilde ve kısa bir süreçle çıkın. Yoksa yine batacaksınız.
Mühendislerinizi, idari kadrolarınızı Türkçe kurslarına gönderin. Yakın geleceğe hazırlanın. İstanbul'un kriterlerine tam olarak ayak uydurun. Sermayenizi ve sistemlerinizi o güne kadar korumanın yollarına bakın.
Yolunacak kaz arayan hükumetlere, liderlere ve onların gizli ortağı olduğu bazı büyük şirketlere kanmayın.
Şu anda Türkiye adına Ankara tarafından ilan edilen hiçbir şeyin resmi geçerliliği yok. İmzalar atılmış olsa bile yok. İmzalar ve evraklar bile hükümsüz.
Yolunacak kaz arayan hükumetlere, liderlere ve onların gizli ortağı olduğu bazı büyük şirketlere kanmayın.
Şu anda Türkiye adına Ankara tarafından ilan edilen hiçbir şeyin resmi geçerliliği yok. İmzalar atılmış olsa bile yok. İmzalar ve evraklar bile hükümsüz.
İki tekerlekli motorsikletler yasaklanacak.
İlan ettiğim, çoktandır herkese duyurduğum tek kişilik yeni nesil arabalar Türkiye'de seri şekilde imal edilmeye başlanınca, iki tekerlekli motorsikletlerin kademeli olarak yasaklanma süreci de başlayacak.
Yeni nesil ve tek kişililk araçlar havaya uçup yere sert çarpsalar ve ardından defalarca takla atsalar bile tamamen ezilmeyecekler ve parçalanmayacaklar. Ölümlü kaza oranı çok büyük oranda düşürülecek. Bu sağlanabildiği için, aklın, mantığın, vicdanın gereği olarak, sık sık çok feci şekillerde ölümlere sebep olan iki tekerlekli motorsiketler yasaklanacak. Bu yolla, iki tekerlekli motorsiketleri kullanan insanların vücutlarının, sıcaktan, soğuktan, hava cerayanından ötürü ve ayrıca kullanma süresi boyunca devam eden stresten ötürü aldığı ciddi zararların da önüne geçilmiş olacak. İnsan hayatı ve sağlığı, gerektiği gibi korunacak. Devlet sistemi, bu hususta da sorumluluğunun gereğini yapacak.
İnsan sağlığı ve kamu düzeninin menfaati göz önünde bulundurulduğunda, bazı istisnai şartlarda (çok çok acil şekilde ilaçların ve tıbbi cihazların yoğun trafik olan hatlarda nakil edilmesi gibi) iki tekerlekli motorsikletlerin kullanılması gerektiğine kanaat edilirse, o istisnai şartlarda kullanılmalarına resmen izin verilecek. Bunların da ülke genelideki sayıları çok sınırlı olacak. Bu kısmı netleşmiş değil. Muhtemelen drone denilen araçlar birkaç sene içinde daha da gelişecek ve bu maksatla da iki tekerlekli motorsikletler değil, dronlar kullanılacak.
Türkiye, iki tekerlekli motorsikletlerin resmen yasaklanması uygulamasına geçtikten sonra, bu davranışı ile de dünya ülkelerine örnek olacak. Dolayısı ile yakın gelecekte iki tekerlekli motorsikletlerin sayısı dünya genelinde çok büyük oranda azalacak. Herkes yatırım planlarında bunları da göz önünde bulundurmalı.
İlan ettiğim, çoktandır herkese duyurduğum tek kişilik yeni nesil arabalar Türkiye'de seri şekilde imal edilmeye başlanınca, iki tekerlekli motorsikletlerin kademeli olarak yasaklanma süreci de başlayacak.
Yeni nesil ve tek kişililk araçlar havaya uçup yere sert çarpsalar ve ardından defalarca takla atsalar bile tamamen ezilmeyecekler ve parçalanmayacaklar. Ölümlü kaza oranı çok büyük oranda düşürülecek. Bu sağlanabildiği için, aklın, mantığın, vicdanın gereği olarak, sık sık çok feci şekillerde ölümlere sebep olan iki tekerlekli motorsiketler yasaklanacak. Bu yolla, iki tekerlekli motorsiketleri kullanan insanların vücutlarının, sıcaktan, soğuktan, hava cerayanından ötürü ve ayrıca kullanma süresi boyunca devam eden stresten ötürü aldığı ciddi zararların da önüne geçilmiş olacak. İnsan hayatı ve sağlığı, gerektiği gibi korunacak. Devlet sistemi, bu hususta da sorumluluğunun gereğini yapacak.
İnsan sağlığı ve kamu düzeninin menfaati göz önünde bulundurulduğunda, bazı istisnai şartlarda (çok çok acil şekilde ilaçların ve tıbbi cihazların yoğun trafik olan hatlarda nakil edilmesi gibi) iki tekerlekli motorsikletlerin kullanılması gerektiğine kanaat edilirse, o istisnai şartlarda kullanılmalarına resmen izin verilecek. Bunların da ülke genelideki sayıları çok sınırlı olacak. Bu kısmı netleşmiş değil. Muhtemelen drone denilen araçlar birkaç sene içinde daha da gelişecek ve bu maksatla da iki tekerlekli motorsikletler değil, dronlar kullanılacak.
Türkiye, iki tekerlekli motorsikletlerin resmen yasaklanması uygulamasına geçtikten sonra, bu davranışı ile de dünya ülkelerine örnek olacak. Dolayısı ile yakın gelecekte iki tekerlekli motorsikletlerin sayısı dünya genelinde çok büyük oranda azalacak. Herkes yatırım planlarında bunları da göz önünde bulundurmalı.
Sahra çölünü suni iç denizlerle, suni göllerle, kanal hatlarıyla, yerdelenlerle tesis edilmiş olan devasa şehirlerle doldurmak hususunda çok kararlıyım. Mavi ile yeşil, Sahra'nın her yerinde bir arada olacak. Sahra eski zamanlarına geri dönecek.
Zaten yıllardır yazıyorum. Dünya genelinde iklim ve arazi şartlarını suni şekilde ayarlayan iklim cihazlarını bozmaya devam ediyorum. Bu günlerde aşırı yağışlar nedeniyle Sahra'nın bazı yerlerinde adeta göller oluşuyor.
Yerin altındaki uzaylı taraflar da umurumda değil. Hepsinin hakkından gelebilirim. Yerin üstünde zaten karşımda kimse kalmadı.
Yatırım planlarınızı buna göre de yapın. Betona, asfalta, demir yoluna, sözde elektrikli arabalara, küllü zarar olan hava yolu şirketlerine, beş para etmez batarya sanayiine para gömmeyin. Çökmüş bitmiş haldeki Ankebut Ağına para gömmeyin ve o ağın akıl dışı yönlendirmelerine kanmayın.
Zaten yıllardır yazıyorum. Dünya genelinde iklim ve arazi şartlarını suni şekilde ayarlayan iklim cihazlarını bozmaya devam ediyorum. Bu günlerde aşırı yağışlar nedeniyle Sahra'nın bazı yerlerinde adeta göller oluşuyor.
Yerin altındaki uzaylı taraflar da umurumda değil. Hepsinin hakkından gelebilirim. Yerin üstünde zaten karşımda kimse kalmadı.
Yatırım planlarınızı buna göre de yapın. Betona, asfalta, demir yoluna, sözde elektrikli arabalara, küllü zarar olan hava yolu şirketlerine, beş para etmez batarya sanayiine para gömmeyin. Çökmüş bitmiş haldeki Ankebut Ağına para gömmeyin ve o ağın akıl dışı yönlendirmelerine kanmayın.
Toplum için tehlikeli olan köpek cinslerinin yasaklanması yeterli değil ve sorunları bu güne kadar çözmedi, çözmeyecek.
Bu cinslerin, mümkün olabilen en kısa sürede yok edilmeleri, nesillerinin kurutulması şart. Bu hukukun, aklın, tıbbın gereği... Emniyetli bir ülke olmanın, insan hayatını ve sağlığını korumanın gereği... Bu bir zaruret... Her devlet bunu yapmalı ve bu hususta devletler arası bir işbirliği de olmalı. Basın ve medya kuruluşları da İblis'e tapınan mason ve satanist pisliklerden temizlenerek, bu gibi acil ve çok mühim meselelerde insanlığın faydasına yayınlar, bilgilendirmeler yapmalı. Bu da sağlanmalı...
Sonradan, genetik mühendisliği ile türetilmiş onlarca köpek cinsi var ve en kısa sürede nesilleri kurutulmalı. Bu, o hayvanlar için de en büyük merhamet. Çünkü onlar da vücutlarındaki dengesizlikler nedeniyle çok acılar çekiyorlar.
Tüyleri uzun ve gösterişli olsun diye, koyun tüyleri gibi tüyleri olsun diye genleri ile oynanmış köpek cinsleri de var. Bunlar insanları ve hayvanları parçalamıyorlarsa da çok ama çok büyük sorunlar ve acılar yaşıyorlar. Bu cins köpekler gözlerinin önünü bile doğru düzgün göremiyorlar. Ciltleri nefes almıyor ve temiz kalmıyor. Parazitler, iltihaplar, kaşınma halleri bitmek bilmiyor. Bunun devamında vücutlarının içinde de parazitler oluşuyor ve hiçbir zaman kurtulamıyorlar. Tıpkı insanlar gibiler ve bu sorunlar/acılar yüzünden doğru düzgün uyku da uyuyamıyorlar. Yeterince iştahlı olamıyor ve beslenemiyorlar.
Düzenli olarak insanlar tarafından tıraş edilmeleri, yıkanmaları gerekiyor. Aksi halde kendi başlarına hayatlarını sağlıklı şekilde devam ettiremiyorlar. Bu cinslerin de nesilleri acilen kurutulmalı. Bu acılara, bu genetik kod sorunlarına son verilmeli.
Bu cinslerin, mümkün olabilen en kısa sürede yok edilmeleri, nesillerinin kurutulması şart. Bu hukukun, aklın, tıbbın gereği... Emniyetli bir ülke olmanın, insan hayatını ve sağlığını korumanın gereği... Bu bir zaruret... Her devlet bunu yapmalı ve bu hususta devletler arası bir işbirliği de olmalı. Basın ve medya kuruluşları da İblis'e tapınan mason ve satanist pisliklerden temizlenerek, bu gibi acil ve çok mühim meselelerde insanlığın faydasına yayınlar, bilgilendirmeler yapmalı. Bu da sağlanmalı...
Sonradan, genetik mühendisliği ile türetilmiş onlarca köpek cinsi var ve en kısa sürede nesilleri kurutulmalı. Bu, o hayvanlar için de en büyük merhamet. Çünkü onlar da vücutlarındaki dengesizlikler nedeniyle çok acılar çekiyorlar.
Tüyleri uzun ve gösterişli olsun diye, koyun tüyleri gibi tüyleri olsun diye genleri ile oynanmış köpek cinsleri de var. Bunlar insanları ve hayvanları parçalamıyorlarsa da çok ama çok büyük sorunlar ve acılar yaşıyorlar. Bu cins köpekler gözlerinin önünü bile doğru düzgün göremiyorlar. Ciltleri nefes almıyor ve temiz kalmıyor. Parazitler, iltihaplar, kaşınma halleri bitmek bilmiyor. Bunun devamında vücutlarının içinde de parazitler oluşuyor ve hiçbir zaman kurtulamıyorlar. Tıpkı insanlar gibiler ve bu sorunlar/acılar yüzünden doğru düzgün uyku da uyuyamıyorlar. Yeterince iştahlı olamıyor ve beslenemiyorlar.
Düzenli olarak insanlar tarafından tıraş edilmeleri, yıkanmaları gerekiyor. Aksi halde kendi başlarına hayatlarını sağlıklı şekilde devam ettiremiyorlar. Bu cinslerin de nesilleri acilen kurutulmalı. Bu acılara, bu genetik kod sorunlarına son verilmeli.
Avrupa Birliğinin, Avrupa Parlementosunun Türkiye hakkında ne dediği, Türkiye'de gündem meselesi bile olmamalı. Resmi yetkili ve yetkisiz siyasetçiler tarafından konu bile edilmemeli. Dikkate bile alınmamalı. Avrupalılar kendi çaplarında dönmeliler. Şu Avrupa hokkabazlığı, aldatıcılığı Türkiye'nin gündeminden, Türk milletinin gözlerinden ve zihninden çekilip alınmalı. O dinsizlik, namussuzluk, cinsi sapıklık ve merhametsizlik çukuruyla Türkiye'nin ve Türk milletinin işi olamaz.
Çok yakında çatır çatır yıkılacaklar ve Türkiye'ye doğru yığınlar halinde göç etmek isteyecekler. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz ve şimdiden o günler için gerekli tedbirleri almalıyız.
Türkiye yoluna bakacak. Dünyada yeni bir nizamın merkezi olacak. Avrupa ise, varsa, kaldıysa kendi yoluna baksın, ilerlesin.
Çok yakında çatır çatır yıkılacaklar ve Türkiye'ye doğru yığınlar halinde göç etmek isteyecekler. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz ve şimdiden o günler için gerekli tedbirleri almalıyız.
Türkiye yoluna bakacak. Dünyada yeni bir nizamın merkezi olacak. Avrupa ise, varsa, kaldıysa kendi yoluna baksın, ilerlesin.
Batmış, çökmüş, iflas seviyesine gelmiş bir devlet, vergileri ve para cezalarını daha da artırarak düze çıkamaz. Aksine daha da krize girer. Halktan daha az para toplayabiilir. Toplum ile devlet sisteminin arası açılır, çatışmalar yaşanır.
Zenginlerden haksız şekilde daha fazla vergi alarak da çıkamaz ve anca yıkılışını hızlandırır.
Düze çıkmanın yolu, ahlaksızlığın yok edilmesidir. Herkesin, birbirini düşünerek yaşamasını sağlamaktır. İyiliği hakim kılmaktır. Başta bu sağlanmadan, iyi insanlar yetiştirilmeden, bu sorunlar çözülemez.
Herkes vergilerini vermeli, kimse vergi kaçırmamalı. Herkes imalat yapmalı ya da hizmet üretmeli ve kimse bedavadan geçinmek peşinde olmamalı. Paradan para kazanılan kan emici sistem yok edilmeli. Herkes israfı terk etmeli. İktisat/tasarruf, kamu kurumları başta olmak üzere toplumun bütün şubelerinde artırılmalı. Kamu kurumları, israfla mücadelenin gerçekçi, samimi örneği ve bayraktarı olmalı.
Yurt dışına akan paranın önü kesilmeli. Bu maksatla başta ziraat ve hayvancılık olmak üzere, temel ihtiyaç malzemesi olan eşyayı imal eden sanayi kuruluşlarına kadar her yer ayağa kaldırılmalı. Gerekli eğitmeler sağlanmadan, ahlak yükseltilmeden bu da yapılamaz. İlan edilen hiçbir proje uygulanamaz. Kamu kurumlarındaki israf bıçakla kesilir gibi kesilmeli. Yolsuzluklar ve hukuksuzluklar son bulmalı. Liyakatsiz ve ahlaksız olanlar kamu kurumlarından acilen temizlenmeli. Bunun için de öncelikle ahlak lazım.
Avrupa'yı bu millete örnek gösteren hokkabazlık... Cumhuriyet, laiklik, demokrasi sistemi... Masonların kasten topluma, devlet sistemine, dini ve milli değerlere vurduğu devasa darbeler... Onlarca senedir Türkiye'nin ve Türk milletinin temellerini bile boşalttı. Temelden yeni bir sistem tesis edilmeli. Sorun olan her şey açıkça ve dik duruşla ret edilmeli, inkar edilmeli. Türkiye kendini acilen yenilemeli. Bunun için acilen basın ve medya kuruluşlarındaki hainler, piyonlar, masonlar, satanistler temizlenmeli.
Adalet sistemi acilen ayağa kaldırılmalı ve haksızlığa, hukuksuzluğa, rüşvete, yolsuzluğa, dolandırıcılığa, kamu imkanlarını çalmaya set çekmeli. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey düzgün işlemez. Yurt içindeki yatırımcılar bile yurt dışına kaçarlar ki yurt dışı yatırımcıların gelmesini beklemek ahmaklık olur.
Ülkede baştan ayağa herkes sorumluluklarını yerine getirmeli ki ülke ayağa kalksın. Aksi halde, vergi artırmakla, faturaları şişirmekle, zenginlerden haksız şekilde vergiler almakla anca yıkılış hızlandırılır ve o devlet daha gürültülü şekilde yıkılır.
Toplumun ahlakını en kısa sürede yükseltmenin yolu, kız çocuklarını hususi bir eğitme ve öğretme sisteminde, nadide çiçekler misali koruma altına alarak, her türlü zarardan ve tacizden koruyarak, yüksek ahlaklı ve maneviyatli kişiler olarak yetiştirmektir. Çünkü erkekleri kadınlar doğurur. Sonra erkekleri kadınlar büyütür, yetiştirir ve her zor şartta onların yanında durarak, onların ayakta durmalarını sağlarlar.
Önce ahlak ve maneviyat yükseltilecek. Lafta değil, icraatta bu olacak. Derhal Tiktok, LGBT ve türlü zararlı şeyler resmen yasaklanacak. Yasaklamalarla alakalı denetlemeler de yapılacak. Yasaklamaların işe yaradığına emin olunacak. Evet, mali sorunları, krizleri aşmanın da en kestirme yolu bu, böyle gerekli ahlaki eğitmeler ve yasaklamalar.
Ahlaksız bir milletin batması, hatta batmak nedir, topluca helak olması, kaçınılmaz sondur.
Zenginlerden haksız şekilde daha fazla vergi alarak da çıkamaz ve anca yıkılışını hızlandırır.
Düze çıkmanın yolu, ahlaksızlığın yok edilmesidir. Herkesin, birbirini düşünerek yaşamasını sağlamaktır. İyiliği hakim kılmaktır. Başta bu sağlanmadan, iyi insanlar yetiştirilmeden, bu sorunlar çözülemez.
Herkes vergilerini vermeli, kimse vergi kaçırmamalı. Herkes imalat yapmalı ya da hizmet üretmeli ve kimse bedavadan geçinmek peşinde olmamalı. Paradan para kazanılan kan emici sistem yok edilmeli. Herkes israfı terk etmeli. İktisat/tasarruf, kamu kurumları başta olmak üzere toplumun bütün şubelerinde artırılmalı. Kamu kurumları, israfla mücadelenin gerçekçi, samimi örneği ve bayraktarı olmalı.
Yurt dışına akan paranın önü kesilmeli. Bu maksatla başta ziraat ve hayvancılık olmak üzere, temel ihtiyaç malzemesi olan eşyayı imal eden sanayi kuruluşlarına kadar her yer ayağa kaldırılmalı. Gerekli eğitmeler sağlanmadan, ahlak yükseltilmeden bu da yapılamaz. İlan edilen hiçbir proje uygulanamaz. Kamu kurumlarındaki israf bıçakla kesilir gibi kesilmeli. Yolsuzluklar ve hukuksuzluklar son bulmalı. Liyakatsiz ve ahlaksız olanlar kamu kurumlarından acilen temizlenmeli. Bunun için de öncelikle ahlak lazım.
Avrupa'yı bu millete örnek gösteren hokkabazlık... Cumhuriyet, laiklik, demokrasi sistemi... Masonların kasten topluma, devlet sistemine, dini ve milli değerlere vurduğu devasa darbeler... Onlarca senedir Türkiye'nin ve Türk milletinin temellerini bile boşalttı. Temelden yeni bir sistem tesis edilmeli. Sorun olan her şey açıkça ve dik duruşla ret edilmeli, inkar edilmeli. Türkiye kendini acilen yenilemeli. Bunun için acilen basın ve medya kuruluşlarındaki hainler, piyonlar, masonlar, satanistler temizlenmeli.
Adalet sistemi acilen ayağa kaldırılmalı ve haksızlığa, hukuksuzluğa, rüşvete, yolsuzluğa, dolandırıcılığa, kamu imkanlarını çalmaya set çekmeli. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey düzgün işlemez. Yurt içindeki yatırımcılar bile yurt dışına kaçarlar ki yurt dışı yatırımcıların gelmesini beklemek ahmaklık olur.
Ülkede baştan ayağa herkes sorumluluklarını yerine getirmeli ki ülke ayağa kalksın. Aksi halde, vergi artırmakla, faturaları şişirmekle, zenginlerden haksız şekilde vergiler almakla anca yıkılış hızlandırılır ve o devlet daha gürültülü şekilde yıkılır.
Toplumun ahlakını en kısa sürede yükseltmenin yolu, kız çocuklarını hususi bir eğitme ve öğretme sisteminde, nadide çiçekler misali koruma altına alarak, her türlü zarardan ve tacizden koruyarak, yüksek ahlaklı ve maneviyatli kişiler olarak yetiştirmektir. Çünkü erkekleri kadınlar doğurur. Sonra erkekleri kadınlar büyütür, yetiştirir ve her zor şartta onların yanında durarak, onların ayakta durmalarını sağlarlar.
Önce ahlak ve maneviyat yükseltilecek. Lafta değil, icraatta bu olacak. Derhal Tiktok, LGBT ve türlü zararlı şeyler resmen yasaklanacak. Yasaklamalarla alakalı denetlemeler de yapılacak. Yasaklamaların işe yaradığına emin olunacak. Evet, mali sorunları, krizleri aşmanın da en kestirme yolu bu, böyle gerekli ahlaki eğitmeler ve yasaklamalar.
Ahlaksız bir milletin batması, hatta batmak nedir, topluca helak olması, kaçınılmaz sondur.
ABD yetkililerinin hangi konularda nasıl açıklamalar yaptıklarını çok dikkate almıyorum. ABD, dünyanın meselelerine karışabilecek, yön verebilecek güce, imkanlara ve hareket sahasına sahip değil.
Hala çökmemiş, tükenmemiş rolü oynuyorlar. Her hamlelerinin/çıkışlarının arkası boş. Konuşup dursunlar, icraat sıfır...
Hala çökmemiş, tükenmemiş rolü oynuyorlar. Her hamlelerinin/çıkışlarının arkası boş. Konuşup dursunlar, icraat sıfır...