İspanya'nın Molina de Segura'da şiddetli yağışların ardından sel baskınları hayatı olumsuz etkiledi.

Ermeni/Çingene tarikatı Menzil’de bu defa da gayrimenkul kavgası; kimin müridi fazlaysa onundur!

Menzil Cemaati'nde lider Abdulbaki Elhüseyni’nin ölümünün ardından başa geçen üç kardeşin, cemaatin mülklerini paylaşamadıkları öne sürüldü.

Üç “şeyh” arasında en fazla müridi olan Muhammed Saki Elhüseyni’nin kendi kurduğu Serhendi Vakfı’ndan yaptığı açıklamada “Mescidler, dergâhlar, vakıflar, medreseler ve bunlara ait malların yönetimi mahallindeki sofi çoğunluğa aittir. Bu varlıkların yönetimi kimsenin inhisarında değildir” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamanın Muhammed Mubarek ve Muhammed Fettah Elhüseyni’ye karşı yapıldığı iddia ediliyor. En fazla mürit Muhammed Saki Elhüseyni’ye ait olsa da cemaatin dergâhları ile külliyelerinin diğer kardeşlerin kontrolünde olduğu kaydediliyor. Bu yüzden de ülke genelinde cemaate ait binaların Muhammed Saki Elhüseyni’ye bağlı cemaat mensuplarına kullandırılmadığı bildiriliyor. Zaman zaman kavgaya varan gerilimlerin yaşandığı da edinilen bilgiler arasında.

Hüküm verildi, mülkleri alamazsınız

Diğer kardeşler Muhammed Mubarek ile Muhammed Fettah Elhüseyni taraftarları ise kendilerini hedef alan bu açıklamaya yanıt vererek “Biz istiyoruz ki Gavs’ımızın vakfı ve medreseleri eskisi gibi devam etsin, bölünmesin, parçalanmasın, bozulmasın. Kimseyi çıkarmıyoruz. Herkes vakıflara gelmekte serbesttir. Semerkand Vakfı’nın programları herkese açıktır. Onun haricinde program yapmak isteyenler de Semerkand Vakfı’nın yetkililerinden izniyle yapabilirler. Çünkü şeriat hüküm vermiştir. Gavs’ımızı henüz hayatta iken vakıf ve medreselerin tasarrufunu Muhammed Mübarek’e vermiştir. Semerkand Vakfı malları, mülkleri, medreseleri, eşyaları, paraları üzerinde yetkili kişiler dışında kimsenin tasarruf hakkı yoktur” ifadeleri kullandı.

En fazla müride sahip olduğu belirtilen Muhammed Saki, cemaatin mevcut dernek ve vakıflarıyla ilişiğini kesti. Muhammed Saki, Serhendi Vakfı ile Dehlevi Yayınları’nı ve Nezir Derneği’ni kurmuştu.

AYHAN BORA KAPLAN KONUŞMAYA BAŞLADI SOYLU VE HEDİYE DETAYLARI BOMBA

Fransa, darbe sonrası ilişkilerin gerildiği Nijer'e çağrı yaparak tutuklanan bir Fransız görevlinin serbest bırakılmasını istedi.

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Nijer güvenlik güçleri tarafından 8 Eylül'de tutuklanan görevlinin serbest bırakılması için çağrı yaptı. Danışman olarak çalışan kişinin seçimle göreve geldiği ve 6 yıllık görev süresi boyunca büyükelçilik ve konsolosluklarla yakın çalıştığı kaydedildi.

İçinde bulunulan şartlara göre gayet güzel iş...

Küçük bir atelyede, gayet dar imkanlarla küçük ve sağlam bir kamyon yapmak...

https://youtu.be/WfmLF7l6tlM

Pelin Çift

Şöyle bir baktım da kendime, ben yine gerilmişim. Bir ABD uçak gemisini oyundan düşürmeden bu gerginliğim geçmez gibi geliyor bana...

Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy:

"Temsilciler Meclisi Komitemizi, Joe Biden hakkında resmi bir görevden alma soruşturması açmaya yönlendiriyorum."

Karayip ülkeleri, İngiliz Kraliyet Çingeneleri'nden tazminat talep edecek

The Guardian gazetesi, sömürülen karayip ülkelerinin Londra Çingeneleri şebekesinden kölelik dönemi tazminatını talep edeceğini yazdı.

Karayip ülkeleri İngiliz Kraliyet Çingenleri'nden tazminat talep etmeye hazırlanıyor. Haberde, çingene kraliyet ailesinin yanı sıra İngiltere Kilisesi ve kamu sigorta şirketi Lloyds of London'dan da tazminat talep edileceği belirtildi.

Karayipler'de kurulan tazminat komisyonunun bu yolla sömürgeci İngiliz hükumetini devre dışı bırakarak, köle ticaretiyle doğrudan bağlantılı Britanya kurumlarından tazminat kazanma arayışında olduğu ifade edildi. Guardian'ın haberinde konuyla ilgili resmi evrakların hazırlandığı ve tazminat davasının 2023 sonuna kadar açılacağı aktarıldı.

Çin: “UAEA’nın Fukushima denetimleri milletlerarası standartlara uygun değil”

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Milletlerarası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) Japonya'nın radyoaktif atık su tahliyesi konusundaki denetimlerinin milletlerarası temsil ve bağımsızlık kriterlerini karşılamadığını söyledi.

UAEA'nın internet sitesindeki bir haberde, Japonya'nın radyoaktif atık suyu okyanusa boşaltmasının ardından Fukushima Nükleer Santrali yakınlarındaki deniz sularında yapılan ilk denetimde, trityum oranının Japonya'nın belirlediği risk sınırının altında olduğu belirtildi.

Mao Beijing'de düzenlenen basın toplantısında, Japonya'nın uyguladığı bu türden bir radyoaktif atık su tahliyesinin daha önce yaşanmamış bir durum olduğunu ve tüm ülkeler için önemli bir mesele olduğunu vurguladı.

Binlerce Katalan sakini Barselona'da bir kez daha yürüyüş yaparak bağımsızlık talebinde bulundu.

Neyi bekliyorsunuz?
Ne yazmalıyım?

Herif iyi değil işte, güya proje açıkladı ama hangi bir kısmını eleştirelim? Saatlerce durmadan eleştirilebilir bu sözde proje...

Güya Türkiye'yi ve boğazlarını ve yapacağım bunca devasa projeyi devre dışı bırakarak muhteşem bir poje ilan ettiler.
Gülsen gülemiyorsun, ciddiye alsan alamıyorsun.

Ben susmayı tercih ettim. Doktorlar konuşacaklarsa, konuşsunlar Bidon hakkında... Bidon'u geçtim, orada güya bir de başkan yardımcısı var. Kafasını cinsi sapıklık meselelerinden kurtaramadığı daha iyi anlaşılıyor. Hepi aklı uçkurunda yaşayan sefil tipler...

Bunların emrinde koca devlet sistemi var. Paslaştıkları kaç tane danışman ve ayrıca üniversite var. Tutup bu şartlarda proje diye bunu açıklıyorlarsa ve ABD içinden de "Ne oluyor? Bu bir şaka mı?" tarzında tepkiler yükselmiyorsa, yine susmak gerekiyor. Konuşşak da havada kalacak. Laf anlatılabilecek bir ortam olmadığı görülüyor.

Çökmüşler, bitmişler, kokuşmuşlar artık. Dibin dibine düşmüşler. Şu herif şu haliyle kaç yıldır ABD'nin başında nasıl durabilir. Bir millet ve hususiyle eşraftan olanlar, nasıl tepkisiz kalabilirler. Basın ve medya bunu nasıl bu kadar tepkisiz ya da düşük tepkiyle geçiştirebilir. Akıl alır gibi değil. Bu neyin inadıdır ve kim kiminle neden inatlaşıyor? Sözde başkan Bidon ve sözde süper güç olan ABD, daha ne kadar rezil olmalı? Amerikan halkı daha ne kadar rezil olmalı? İnsan, başkasının yerine utanmak denilen hali daha kaç kere yaşamalı. Biz burada yerin dibine giriyoruz, sıkılıyoruz. Kendimizi onların yerine koyamıyoruz.

Gemiye yükleyecekmiş yükleri, sonra trene yükleyecekmiş. Sonra Suudi Amerika'da çölün 50 derece sıcağında demir yolu ağı kullanacakmış. Sonra İsrail'de tekrar gemi, sonra Yunanistan'da tekrar tren...

Para yok ki nasıl o demiryolu ağını yapsın. Zaman yok ki yapılmasını nasıl beklesin. Yapsa kum fırtınalarını nasıl aşacak. 50 derece yakıcı çöl sıcağında o raylar nasıl düz duracak, nasıl genleşmeyecek ve yılan gibi kıvrılmayacak. O sıcaklıkta o yükler nasıl zarar görmeyecek. O trenlerin katarları ve vagonların tekerlerine kadar her şey sürekli sorun çıkartacak.

Tamam, Süveyş kanalından da kara para işlerini geçiremiyorlar. Aynı anda kaç tane boğazda ve kanalda tıkandılar, kara para bulunan gemileri geçemiyor. Alternatif arıyorlar ama Süveyş kanalını kapatacak güce sahip olan biri, Suudi Amerika'daki tren hattını işler halde mi bırakır? Bu işe kullanılacak limanları işler halde mi bırakır? Bu işte görev verilecek insan şeytanlarını iş yapabilir halde mi bırakır? Ortada bir Kıbrıs ve Yunanistan mı bırakır?

Dünya genelinden bazı kişiler kaç gündür gülüyorlar Bidon'a... "Öyle yapacağına o gemiyi Süveyş kanalından geçirsene be bunak" diye... Geçemiyor işte, adam ne yapsın?

Geçemediğini anladık da bu yine de proje değil, rezalet... Çaresizlik, acizlik... Daha yenice yazdım "Bitti bunlar" diye...

Elinde kalmış ve işler halde birkaç tane savaş gemisi, onunla güya ABD'yi güçlü göstermeye çalışıyor. Nükleri bombaları olsa ne olacak, kendi topraklarında bile uzaktan patlatılabiliyor. Hala sanki ortada bir gerçek ABD varmış gibi, ortada Çin kalmış gibi, Rusya kalmış gibi görüntü vermeye çabalıyorlar. Hepsi birbirinden aciz, çaresiz, sefil ve çıkış yolu kalmamış vaziyette. Kara para gelirleri de meşru imalatları, satışları ve gelirleri de dibin dibi seviyesinde...

Sözde süper güç ABD, dünyanın boğazlarını ve kanallarını kara para işlerine açamayacak kadar aciz ve sefil bir halde duruyor. Bu gerçeği görmek istemeyenler büyük bir hızla uçuruma yaklaşıyor.

Bu kadar ikazdan sonra, bu kadar güç gösterisinden sonra, gelinen bu noktadan/seviyeden sonra, bu kadar restleşmeden galip çıkmamdan sonra hala dört ayaklılar gibi gözünün önünü değerlendirmeden ve ortama uyarak kendini o uçuruma bırakıp parça parça olanlara, dönüp bakmam bile... Canları cehenneme...

Al Hadath'ın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Libya'nın Derna şehrinde sel nedeniyle 6 bin kişi hayatını kaybetti.

İspanya sellerden sonra fırtınaya teslim...

İspanya'nın bazı kesimlerini de fırtına vurdu.

Lüks yolcu gemisi Ocean Explorer, 206 yolcusu ile karaya oturdu

Avustralyalı kruvaziyer operatörü Aurora Expeditions'a ait lüks yolcu gemisi Ocean Explorer, Grönland’de karaya oturdu. Danimarka ordusunun Ortak Arktik Komutanlığı'ndan (JAC) Camilla Schouw Broholm yaptığı açıklamada, "Operasyon merkezimiz gemiyle iletişim kurdu.

Gemide 206 yolcu ve mürettebat bulunuyor. Neyse ki olay herhangi bir yaralanmaya neden olmadı ve gemide herhangi bir hasar meydana gelmedi" dedi. Danimarka Donanma gemisi ya da SAR gemisi yola çıktı.