Günümüz Kızılderilileri de Akademi Dergisini hayranlıkla takip ediyorlar ve çok istifade ediyorlar.
Yeniden Refah Partili Doğan Aydal gizli Ermeni bir vatan haini...
Dini ve milli değerlerimize tamamen aykırı şekilde giyinerek güya spor faaliyetleri icra eden voleybolcular da Türk ve müslüman değiller. Çoğunluğu gizli Ermeni. Ebrar Karakurt da gizli Ermeni. Bu gibi proje karakterlerini kullanarak milletin değerlerini yıkmak, töresini bozmak, aile kurumunu yıkmak, cinsi sapıklığı yaymak isteyenler, bu maksatla bu gibi yarı çıplak ve cinsi sapık ekran fahişelerini her yolla müdafaa edenler de Türk ve müslüman değiller. Onların da çoğu gizli Ermeniler.
Organize şekilde, tahrip edici hatta yıkıcı bir casusluk faaliyeti sergileniyor. Sözde voleybolcuların şımarıklığı, küstahlığı, cesareti de buradan geliyor. Mesele, adli makamların derhal müdahale etmesini gerektirecek kadar tehlikeli ve yıkıcı bir ihanet teşkilatının bitmek bilmeyen taarruzları meselesi...
Her yerdeler ve ani/büyük bir temizlik şart. Böyle bir ihanet ve çökertme faaliyetinin içinde mason tarikatının bulunmaması, ihtimal dışı zaten... O masonların hepsinin kafalarının kopartılması hukukun gereği. Milli güvenliğin gereği.
Dini ve milli değerlerimize tamamen aykırı şekilde giyinerek güya spor faaliyetleri icra eden voleybolcular da Türk ve müslüman değiller. Çoğunluğu gizli Ermeni. Ebrar Karakurt da gizli Ermeni. Bu gibi proje karakterlerini kullanarak milletin değerlerini yıkmak, töresini bozmak, aile kurumunu yıkmak, cinsi sapıklığı yaymak isteyenler, bu maksatla bu gibi yarı çıplak ve cinsi sapık ekran fahişelerini her yolla müdafaa edenler de Türk ve müslüman değiller. Onların da çoğu gizli Ermeniler.
Organize şekilde, tahrip edici hatta yıkıcı bir casusluk faaliyeti sergileniyor. Sözde voleybolcuların şımarıklığı, küstahlığı, cesareti de buradan geliyor. Mesele, adli makamların derhal müdahale etmesini gerektirecek kadar tehlikeli ve yıkıcı bir ihanet teşkilatının bitmek bilmeyen taarruzları meselesi...
Her yerdeler ve ani/büyük bir temizlik şart. Böyle bir ihanet ve çökertme faaliyetinin içinde mason tarikatının bulunmaması, ihtimal dışı zaten... O masonların hepsinin kafalarının kopartılması hukukun gereği. Milli güvenliğin gereği.
Ürdün, İngiltere'nin, İsrail'in, ABD'nin kuklası gibi davranmaya devam ederse, çok yakında Ürdün diye bir devlet kalmayacak.
Kral Charles karakteri ile, oğulları olarak bilinen karakterler arasında ihtllaflar artıyor. Gerilme yükseliyor.
İngiltere'nin boyunduruğundan çıkmak isteyen ülkelerdeki bazı yetkililer, fırsat kolluyorlar. Dünyanın her yerinde Londra büyük güç kaybetti.
ABD'nin hızla uçuruma doğru sürüklendiğini gören, kabullenen senatörler, neler yapabileceklerini, tamamen mani olmayacaklarsa da hangi kısımlarda ne kadar mani olabileceklerini tartışıyorlar. ABD'nin herhangi bir yerde bir savaşa girmesi halinde dünyaya rezil olacaklarını kesinlik seviyesinde biliyorlar ve bunun yaşanmasını istemiyorlar. Türkiye ile ABD'nin karşı karşıya gelmesinden çok korkuyorlar.
Mağarada rahatsızlanan ABD’li Dickey o mağarada aslında ne arıyordu ya da neyi inceliyordu? Yanında kimler vardı, kimlerle doğrudan ya da dolaylı yollardan bağlantılıydı?
Ortadoğu yeni bir Avrupa olamaz. Ortadoğuya dair mfs projeleri tamamlandığında, Avrupa onunla kıyas bile götürmeyecek kadar geri kalmış bir sözde medeniyet olarak görülür. Kimse Avrupaya gitmez, Avrupada kalmak da istemez.
Lakin ısrarla yanlış yolda ilerleyen prenses Selman, ortadoğunun o günlerini göremez.
Lakin ısrarla yanlış yolda ilerleyen prenses Selman, ortadoğunun o günlerini göremez.
Marmara denizinin sahillerinde en az beş adet, ihtimal ki sekiz ya da oniki adet "onarıcı istasyon" kurulacak.
Üç beş adet de çokça büyük olan deniz platformları üzerinde "Seyyar onarıcı istasyon" kurulacak.
Seyyar ve sabit onarıcı istasyonlar, Marmara denizinin muhtelif noktalarından alınan verilerin incelenmesi sonucunda elde edilen değerlere göre programlanlanacaklar. Hepsini en tepde tek bir merkez yönetecek. Sadece işin gerçekten uzmanı olan ve gerçekten vatansever olan kişiler bu merkezde çalışabilecek. Kriptolar, masonlar, satanistler, hainler buraya sızamayacaklar.
Bu istasyonlar, denizin kaba çöplerini ve kimyevi atık halindeki çöplerini gelişmiş teknolojilerle temizleyecekler. Bir yandan da gerekli zamanlarda denize oksijen takviye edecekler. Aynı anlarda otomatik sistemlerle balık da avlayacaklar ve balıklar ile diğer deniz mahsüllerinin satışı yolu ile de bu onarıcı istasyonların masraflarının büyük bir kısmı karşılanmış olacak. Marmara denizi her zaman tertemiz, sağılıklı bir deniz olacak. Bu denizdeki çok sağlıklı balıklara dünyanın her yerinden talipler olacak, satın almak isteyecekler.
Zaten istasyonlarda çok çok az insan çalışacak. Benzin, mazot gibi yakıtlar yakılmayacak. Havadaki oksjien gazı yakıt olarak da kullanılacak ve ayrıca güneş enerjisi de kullanılacak. Çok masraflı ve zor görülen işler çok düşük masraflı ve çok az insanla kolayca yapılabilir bir hale getirilecek.
Bu sistemin, deniz dibinde sürekli devriye gezen yüzlerce küçük aracı da olacak. Bu denizaltı küçük araçlar, bir yandan askeri güvenlik maksadıyla da kullanılırken, bir yandan da denizin hangi noktasında istenmeyen derecede sıcaklıklar olduğunu, istenmeyen seviyede gaz artışları olduğunu tespit ederek "erken tespit" sistemine raporlayacaklar. Konunun uzmanları hemen sorunlu bölgelerle ilgilenecekler. Gerekiyorsa gazın kaynağına doğru sondaj çalışmaları yapılacak. Gerekiyorsa gaz doğrudan deniz üstü seviyesine borularla çıkartılacak. Kullanılabilir bir gaz ise depolanarak kullanılacak. Bu işler de gelişmiş teknolojilerle çok kolaylaştırılacak, hızlandırılacak ve düşük maliyetlere çekilecek.
Üç beş adet de çokça büyük olan deniz platformları üzerinde "Seyyar onarıcı istasyon" kurulacak.
Seyyar ve sabit onarıcı istasyonlar, Marmara denizinin muhtelif noktalarından alınan verilerin incelenmesi sonucunda elde edilen değerlere göre programlanlanacaklar. Hepsini en tepde tek bir merkez yönetecek. Sadece işin gerçekten uzmanı olan ve gerçekten vatansever olan kişiler bu merkezde çalışabilecek. Kriptolar, masonlar, satanistler, hainler buraya sızamayacaklar.
Bu istasyonlar, denizin kaba çöplerini ve kimyevi atık halindeki çöplerini gelişmiş teknolojilerle temizleyecekler. Bir yandan da gerekli zamanlarda denize oksijen takviye edecekler. Aynı anlarda otomatik sistemlerle balık da avlayacaklar ve balıklar ile diğer deniz mahsüllerinin satışı yolu ile de bu onarıcı istasyonların masraflarının büyük bir kısmı karşılanmış olacak. Marmara denizi her zaman tertemiz, sağılıklı bir deniz olacak. Bu denizdeki çok sağlıklı balıklara dünyanın her yerinden talipler olacak, satın almak isteyecekler.
Zaten istasyonlarda çok çok az insan çalışacak. Benzin, mazot gibi yakıtlar yakılmayacak. Havadaki oksjien gazı yakıt olarak da kullanılacak ve ayrıca güneş enerjisi de kullanılacak. Çok masraflı ve zor görülen işler çok düşük masraflı ve çok az insanla kolayca yapılabilir bir hale getirilecek.
Bu sistemin, deniz dibinde sürekli devriye gezen yüzlerce küçük aracı da olacak. Bu denizaltı küçük araçlar, bir yandan askeri güvenlik maksadıyla da kullanılırken, bir yandan da denizin hangi noktasında istenmeyen derecede sıcaklıklar olduğunu, istenmeyen seviyede gaz artışları olduğunu tespit ederek "erken tespit" sistemine raporlayacaklar. Konunun uzmanları hemen sorunlu bölgelerle ilgilenecekler. Gerekiyorsa gazın kaynağına doğru sondaj çalışmaları yapılacak. Gerekiyorsa gaz doğrudan deniz üstü seviyesine borularla çıkartılacak. Kullanılabilir bir gaz ise depolanarak kullanılacak. Bu işler de gelişmiş teknolojilerle çok kolaylaştırılacak, hızlandırılacak ve düşük maliyetlere çekilecek.
Çimento fabrikalarını fonlamak, desteklemek için ayrılan paranın yüzde biri, yeni nesil inşaat malzemelerinin geliştirilmesi için uzmanlara, bilimsel çalışmalara harcansaydı, şimdiye bütün dünya kanser eden, ciğer parçalayan, cildi mahveden, doğurganlığı bile düşüren, beyin faaliyetlerini bile sınırlayan çimentodan/betondan kurtulmuştu.
Hastalıklar fark edilir şekilde azalmıştı. Hatta ruhi/psikolojik hastalıklar bile azalmıştı. Huzursuz, tartışmalı ve kavgalı ortamların oluşması azalmıştı. İnşaat maliyetleri çok düşmüştü. İnşa süreleri çok kısalmıştı. Evlerin kullanma ömürleri çok uzamıştı. Hayat pahalılığını yenmek yolunda çok büyük ilerleme sağlanmıştı.
Ama o masonlar bunu da istemiyorlar. Hep şeytanlık, hep sömürme, hep kötülük peşindeler.
Hastalıklar fark edilir şekilde azalmıştı. Hatta ruhi/psikolojik hastalıklar bile azalmıştı. Huzursuz, tartışmalı ve kavgalı ortamların oluşması azalmıştı. İnşaat maliyetleri çok düşmüştü. İnşa süreleri çok kısalmıştı. Evlerin kullanma ömürleri çok uzamıştı. Hayat pahalılığını yenmek yolunda çok büyük ilerleme sağlanmıştı.
Ama o masonlar bunu da istemiyorlar. Hep şeytanlık, hep sömürme, hep kötülük peşindeler.
Zalimin yüzüne gülerek masumu diri diri gömenlere lanet olsun.
Fukuşima nükleer santralindeki radyoaktif sudan tirityumun ayrıştırılabilmesi günümüzde teknik olarak mümkün değil. O atık suyun zararsız olduğunu iddia edebilmek de teknik olarak mümkün değil.
Tirityumun, radyasyon ölçen cihazlarla tespit edilmesi mümkün değil. Japonya'nın yaptığı açıklamalar, teknik bilgi yetersizliği bulunan insan topluluklarını kandırmaya dönük açıklamalar. Yüksek mikfarda tirityum bulunan radyoaktif sular, insan vücudu ile birleşince kanser eden bir etkiye sahipler.
Japonya'ya itiraz etmeyen hatta destek vermeye çabalayan ülkelerin de gizledikleri şeyler var. Onlar da nükleer santrallarındeki radyoaktif suları okyanuslara dökerek seyreltiyorlar. Bu atık suların, okyanus suları ile iyice karışıp tam olarak seyrelmesi onlarca sene sürüyor. Bu süre boyunca deniz/okyanus canlıları zarar görüyor.
Japonya, elli yıldan fazla süre boyunca hiçbir şeyle temas etmemesi gereken tirityumlu radyoaktif suları okyanusa döke döke seyreltmek, bir an önce yükünü atmak istiyor. Bunu yaparken insan sağlığını da hayvan sağlığını da denizler başta olmak üzere tabiatın dengesini de umursamıyor.
Japonya, insanlığa karşı alenen suç işlemeye devam ediyor.
Nükleer santrallerin gerçek yüzü dünya insanlığına hiçbir zaman yeterince şeffafça anlatılmadı ve hala anlatılmıyor. Riskleri bu kadar büyük olan nükleer santraller dünya genelinde yasaklanmalı ama önce Japonya'nın işlemekte olduğu insanlık suçuna derhal dur denilmeli.
Tirityumun, radyasyon ölçen cihazlarla tespit edilmesi mümkün değil. Japonya'nın yaptığı açıklamalar, teknik bilgi yetersizliği bulunan insan topluluklarını kandırmaya dönük açıklamalar. Yüksek mikfarda tirityum bulunan radyoaktif sular, insan vücudu ile birleşince kanser eden bir etkiye sahipler.
Japonya'ya itiraz etmeyen hatta destek vermeye çabalayan ülkelerin de gizledikleri şeyler var. Onlar da nükleer santrallarındeki radyoaktif suları okyanuslara dökerek seyreltiyorlar. Bu atık suların, okyanus suları ile iyice karışıp tam olarak seyrelmesi onlarca sene sürüyor. Bu süre boyunca deniz/okyanus canlıları zarar görüyor.
Japonya, elli yıldan fazla süre boyunca hiçbir şeyle temas etmemesi gereken tirityumlu radyoaktif suları okyanusa döke döke seyreltmek, bir an önce yükünü atmak istiyor. Bunu yaparken insan sağlığını da hayvan sağlığını da denizler başta olmak üzere tabiatın dengesini de umursamıyor.
Japonya, insanlığa karşı alenen suç işlemeye devam ediyor.
Nükleer santrallerin gerçek yüzü dünya insanlığına hiçbir zaman yeterince şeffafça anlatılmadı ve hala anlatılmıyor. Riskleri bu kadar büyük olan nükleer santraller dünya genelinde yasaklanmalı ama önce Japonya'nın işlemekte olduğu insanlık suçuna derhal dur denilmeli.
Akademi Dergisi
Almanya'da savaş uçakları için yedek parça temini sorunu artık devasa bir seviyeye geldi. Olağan akış çok büyük oranda bozuldu. Fark edilmesin diye hava üslerinde askeri uçakları çalıştırıp karada dolaştırarak etrafa görüntü veriyorlar. Sonra motorları kapatıyorlar.…
Pistorius, kışlaların tadilatına hız verilmesini istiyor
19 Ocak'tan bu yana batak Almanya'nın Savunma Bakanı olan Pistorius, Düsseldorf'ta yayınlanan "Rheinische Post" ve Bonn'da yayınlanan "General-Anzeiger" gazetelerine verdiği demeçte, Federal Ordu'ya ait 1.500 mülkten bazılarında geçmiş yıllardaki tasarruf tedbirlerinin izlerinin açıkça görüldüğünü söyledi.
Pistorius, 230'dan fazla tesisteki yaklaşık 2.000 konaklama binasının artık ücretsiz kullanım için Wireless LAN (kablosuz internet) ile donatıldığını söyledi.
19 Ocak'tan bu yana batak Almanya'nın Savunma Bakanı olan Pistorius, Düsseldorf'ta yayınlanan "Rheinische Post" ve Bonn'da yayınlanan "General-Anzeiger" gazetelerine verdiği demeçte, Federal Ordu'ya ait 1.500 mülkten bazılarında geçmiş yıllardaki tasarruf tedbirlerinin izlerinin açıkça görüldüğünü söyledi.
Pistorius, 230'dan fazla tesisteki yaklaşık 2.000 konaklama binasının artık ücretsiz kullanım için Wireless LAN (kablosuz internet) ile donatıldığını söyledi.
Akademi Dergisi
Şu andan itibaren Almanya'nın bütün sivil ve askeri fabrikalarını... Bütün elektrik santrallarını... Bütün nükleer güç santrallerini... Bütün nükleer silahlarını... Bütün sağlık sistemini... Bütün gaz/petrol depolarını... Bütün kimya tesislerini... Bütün rafinelerini...…
Almanya, Kuzey Ren-Vestfalya'da yük treni raydan çıktı
Kuzey Ren-Vestfalya'nın Soest bölgesindeki Geseke'de çimento yüklü bir yük treni raydan çıktı. Kaza sonucu havai hat ciddi şekilde hasar gördü. Olayda bir kişi hayatını kaybetti.
Federal polis, ölen kişinin, trenin makinisti olduğunu açıkladı. Kazanın nedeni hala belirsizliğini koruyor.
Kuzey Ren-Vestfalya'nın Soest bölgesindeki Geseke'de çimento yüklü bir yük treni raydan çıktı. Kaza sonucu havai hat ciddi şekilde hasar gördü. Olayda bir kişi hayatını kaybetti.
Federal polis, ölen kişinin, trenin makinisti olduğunu açıkladı. Kazanın nedeni hala belirsizliğini koruyor.
Akademi Dergisi
İstanbul hükumeti: ABD'nin inanamayacağı yerlerde halk yanlısı gerçek darbeler yaşanacak. ABD oraları sömüremez olacak. Zaten batak halde olup da hali gizlenmeye çalışılan ABD maliyesi son darbeleri de alacak. O şerefli askerlerin şerefli darbelerinin yaşanmasının…
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Soygun, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde artık sıradanlaştı
Bugün erken saatlerde, Northridge Alışveriş Merkezi'ndeki Macy's mağazasında soygun gerçekleşti. Soygunda, 20 bin doların üzerinde kolonya/parfüm ve diğer eşyalar çalındı.
Bugün erken saatlerde, Northridge Alışveriş Merkezi'ndeki Macy's mağazasında soygun gerçekleşti. Soygunda, 20 bin doların üzerinde kolonya/parfüm ve diğer eşyalar çalındı.
Akademi Dergisi
Hawai fena olmamış. Güzel, beğendim ben... Kıbrıs adası için de bundan istiyorum. Oraya da çok yakışır. Kıbrıs adasının bir başından girmeli alevler, diğer tarafından çıkmalı. Hayvanlara yazık ama ne yapalım, kurunun yanında yaş da yanıyor maalesef... Nedir…
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Yangınlardan sonra Hawaii'de Kilauea Yanardağı faaliyete geçti
Dünyanın en aktif yanardağlarından biri olan Hawaii'deki Kilauea yanardağı kısa bir süre önce faaliyete geçti ve şu anda Halema'uma'u Krateri'nin içinde yoğun lav püskürmelerine neden oluyor. USGS, volkanik zehirli gaz üretimi ve aktif lav akıntıları nedeniyle Kilauea yanardağı için kırmızı uyarı yayınladı.
Dünyanın en aktif yanardağlarından biri olan Hawaii'deki Kilauea yanardağı kısa bir süre önce faaliyete geçti ve şu anda Halema'uma'u Krateri'nin içinde yoğun lav püskürmelerine neden oluyor. USGS, volkanik zehirli gaz üretimi ve aktif lav akıntıları nedeniyle Kilauea yanardağı için kırmızı uyarı yayınladı.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Bidon: "Sizi bilmem ama ben yatmaya gidiyorum."
Akademi Dergisi
Bir doğalgaz sebebine, yanacaksa bütün cihan, çakalım çakmağı, beklemeyelim bir an... Kanlar aksa da başlar kopsa da liderler devrilse de ülkeler yıkılsa da Macaristan da cayır cayır yansa da Türkiye, Rusya'nın hiçbir şeyi olmayacak. Rus gazı Avrupa'ya ya…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Macaristan'da bir Amerikan uçağı düştü.
Bir Amerikan uçağı Macaristan'daki bir hava gösterisinde düştü, iki yolcu anında öldü ve üçünün durumunun ciddi olduğu bildirilen dört kişi de yaralandı.
Bir Amerikan uçağı Macaristan'daki bir hava gösterisinde düştü, iki yolcu anında öldü ve üçünün durumunun ciddi olduğu bildirilen dört kişi de yaralandı.
Akademi Dergisi
Çok karanlıktalar, çok sıkıntılı zamanlar yaşıyorlar ve her şeyleri yıkıldı, sistemleri çöktü. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yaşadıkları sorunlar basına/medyaya şeffafça yansısa, dünya insanlığı şok geçirir. BOP öldü... İsrail yıkıldı... ABD tükendi...…
Rusya güne yine yangınlarla başladı
Krasnodar'da bir depo alevler içinde kaldı. Yangının 700 metrekarelik bir alana yayıldığı bildiriliyor. Depoda tam olarak neyin yandığı bilinmiyor.
Krasnodar'da bir depo alevler içinde kaldı. Yangının 700 metrekarelik bir alana yayıldığı bildiriliyor. Depoda tam olarak neyin yandığı bilinmiyor.