Akademi Dergisi
İstanbul hükumeti: Fas'ta yaşanan şiddetli deprem ve sebep olduğu kayıplar hususunda üzgünüz. Böyle bir şey yaşanmasını istemezdik. Fas kraliyetini, hükumetini ve halkını, bundan sonrasında gerekli muhasebeyi yapmaya, doğru kararları almaya, doğru safta…
Fas'ta meydana gelen depremin yapılara verdiği hasarın boyutu, gün ışığı ile daha net ortaya çıktı.
Akademi Dergisi
- Alo! Tel Aviv'den arıyoruz. Diğer ülkelerin hallerini de yakinen biliyoruz. Lakin bizim halimiz çok başka. Biz bittik, biz tükendik. Bizim hiçbir şeyimiz kalmadı. Netenyahu çoktan çöp oldu. Ordu diye bir şey kalmadı. Mali sistem ağır yara aldı. Kara paralar…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İsrail'de Netanyahu rejimine karşı 36. Cumartesi protestosu başladı.
Akademi Dergisi
İsrail'i sivil hava trafiğine kapatıyorum. Bütün sivil yolcu uçaklarına bile kapatıyorum. İsrail'e ait olmayan yolcu uçaklarına da kapatıyorum. Benim iradem tanınmadığında, ben daha fazla yeri kapatmaya devam edeceğim. Gezegen yok olacaksa bile umurumda…
Arjantin Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçağı arızalandı
İsrail'den kargo taşıyan Arjantin Hava Kuvvetlerine ait bir C-130H askeri nakliye uçağı Brezilya'da arızalandı.
Uçağın burun iniş takımında arıza meydana geldi. Arjantin, yedek parçaları getirmek için hazırlık yapıyor.
İsrail'den kargo taşıyan Arjantin Hava Kuvvetlerine ait bir C-130H askeri nakliye uçağı Brezilya'da arızalandı.
Uçağın burun iniş takımında arıza meydana geldi. Arjantin, yedek parçaları getirmek için hazırlık yapıyor.
Akademi Dergisi
Fukuşima nükleer santralinin radyoaktif suyu, ABD'li yetkililerin iddia ettiği gibi zararsız ise... Bu güne kadar o su neden bu kadar büyük bir sorun olmuş ve imha edilememiş? Japonya o suyu alıp kendi ülkelerinde toprağı, bitkileri sulamada kullansın. Öncelikle…
Fukuşima'da hükumet aleyhine dava açıldı
Japonya'da Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun tahliyesinin durdurulması istemiyle nükleer santral işleticisi firma ve merkezi hükûmet aleyhine dava açıldı.
Doğu Asya ülkesi Japonya'da, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'nde biriken işlenmiş atık suyun denize tahliyesine yönelik tepkiler gündemde yerini koruyor.
Kuzeydoğu eyaletleri Fukuşima ve Miyagi'de yaklaşık 150 kişi, Dai-içi Nükleer Santrali'nden atık suyun Pasifik Okyanusuna tahliyesinin durdurulması istemiyle mahkemeye başvurdu.
Fukuşima Bölge Mahkemesinde, işletici Tokyo Electric Power (TEPCO) ve merkezi hükûmet aleyhine açılan davada müştekiler, atık su tahliyesinin halkın güvenli yaşam hakkını tehdit ettiğini ve yerel balıkçıların işini engellediğini savundu.
Japonya'da Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun tahliyesinin durdurulması istemiyle nükleer santral işleticisi firma ve merkezi hükûmet aleyhine dava açıldı.
Doğu Asya ülkesi Japonya'da, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'nde biriken işlenmiş atık suyun denize tahliyesine yönelik tepkiler gündemde yerini koruyor.
Kuzeydoğu eyaletleri Fukuşima ve Miyagi'de yaklaşık 150 kişi, Dai-içi Nükleer Santrali'nden atık suyun Pasifik Okyanusuna tahliyesinin durdurulması istemiyle mahkemeye başvurdu.
Fukuşima Bölge Mahkemesinde, işletici Tokyo Electric Power (TEPCO) ve merkezi hükûmet aleyhine açılan davada müştekiler, atık su tahliyesinin halkın güvenli yaşam hakkını tehdit ettiğini ve yerel balıkçıların işini engellediğini savundu.
Çindeki askeri hareketlilik artık çok daha derinden, tabandan geliyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sokak röportajında eski binaların yıkımı hakkında ne düşünüyorsun sorusuna dair konuşan yaşlı adam, "Daha kötüsü olsun" dediği anda arkasındaki bina yerle bir oldu.
İstanbul hükumeti:
Japonya'da Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun okyanusa dökülmesine hala seyirci kalan, tepkisiz kalan bütün hükumetler, insanlığa karşı işlenen büyük bir suça ortak oluyorlar.
Japonya'da Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun okyanusa dökülmesine hala seyirci kalan, tepkisiz kalan bütün hükumetler, insanlığa karşı işlenen büyük bir suça ortak oluyorlar.
İstanbul hükumeti:
Türkiye G20 üyesi değildir. Güya batı karşıtı ülkelerin, batının insanlığı çökertecek sözde değerlerine güya karşıt ülkelerin de bulunduğu bu tamamen masonik, satanik, kara paracılık teşkilatında alınan kararlar da Türkiye için hükümsüzdür.
Dini, kültürü, milliyeti, vatan sınırlarını, namusu, ahlakı, tabii cinsiyet farklılıklarını bile bir an önce yok etmek isteyen, insanın fıtratını bile değiştirmeye ve insanlıktan çıkartmaya çabalayan, bütün dünya insanlığını maddi ve manevi sahalarda tamamen çökertmek isteyen G20 ile Türkiye'nin hiçbir ortak değeri, bağı bulunmuyor. Böyle bir şeyi iddia etmek bile Türkiye ve Türk milleti için ağır bir hakarettir.
G20'nin üyelerini, bir de Türkiye'yi inadına pilot bölge yapmak istermiş gibi tavırlarından derhal vazgeçmeye davet ediyoruz. Bilinmeli ki tarih boyunca olduğu gibi dini, vatanı, devleti, namusu için ölmeye bile hazır Türkler hala var.
Türkiye G20 üyesi değildir. Güya batı karşıtı ülkelerin, batının insanlığı çökertecek sözde değerlerine güya karşıt ülkelerin de bulunduğu bu tamamen masonik, satanik, kara paracılık teşkilatında alınan kararlar da Türkiye için hükümsüzdür.
Dini, kültürü, milliyeti, vatan sınırlarını, namusu, ahlakı, tabii cinsiyet farklılıklarını bile bir an önce yok etmek isteyen, insanın fıtratını bile değiştirmeye ve insanlıktan çıkartmaya çabalayan, bütün dünya insanlığını maddi ve manevi sahalarda tamamen çökertmek isteyen G20 ile Türkiye'nin hiçbir ortak değeri, bağı bulunmuyor. Böyle bir şeyi iddia etmek bile Türkiye ve Türk milleti için ağır bir hakarettir.
G20'nin üyelerini, bir de Türkiye'yi inadına pilot bölge yapmak istermiş gibi tavırlarından derhal vazgeçmeye davet ediyoruz. Bilinmeli ki tarih boyunca olduğu gibi dini, vatanı, devleti, namusu için ölmeye bile hazır Türkler hala var.
İstanbul hükumeti:
Netanyahu'nun İsrail'i geren ve bölen tavırları nedeniyle bütün İsrail sürekli geriliyor. Bu, bütün bölgeyi de sürekli geriyor. Yetmezmiş gibi Netanyahu, bölgenin meselelerinde de aynı hukuk tanımazlıkla tavırlar sergiliyor eve bu da bölgeyi ayrıca geriyor. İsrail halkı tarafından istenmeyen, bölge halkları için bile büyük bir tehdide dönüşmüş olan Netanyahu istifa etmeyecekse, görevinden alınmalıdır.
Dünyanın bütün hükumetleri, İsrail halkının iradesine saygı duymak ve Netanyahu ile kanun tanımaz çetesine karşı gerekli duruşu sergilemek durumundadır.
Halkları diktatörlerden kurtarmak iddiasındaki batılı devletleri, Netanyahu diktatörünü bir an önce devirmeye ve İsrail halkını özgürleştirmeye ve bölgeyi de sakinleştirmeye davet ediyoruz.
Netanyahu'nun İsrail'i geren ve bölen tavırları nedeniyle bütün İsrail sürekli geriliyor. Bu, bütün bölgeyi de sürekli geriyor. Yetmezmiş gibi Netanyahu, bölgenin meselelerinde de aynı hukuk tanımazlıkla tavırlar sergiliyor eve bu da bölgeyi ayrıca geriyor. İsrail halkı tarafından istenmeyen, bölge halkları için bile büyük bir tehdide dönüşmüş olan Netanyahu istifa etmeyecekse, görevinden alınmalıdır.
Dünyanın bütün hükumetleri, İsrail halkının iradesine saygı duymak ve Netanyahu ile kanun tanımaz çetesine karşı gerekli duruşu sergilemek durumundadır.
Halkları diktatörlerden kurtarmak iddiasındaki batılı devletleri, Netanyahu diktatörünü bir an önce devirmeye ve İsrail halkını özgürleştirmeye ve bölgeyi de sakinleştirmeye davet ediyoruz.
İstanbul hükumeti:
Bütün ikazlara rağmen ısrarla yanlış safta duran ve durmaya devam eden Brezilya, Türkiye'nin dostu değildir. Türkiye, açıkça düşmanlığını sürdüren Brezilya'nın gün gün daha da zor şartlara düşmesi, daha büyük kayıplar yaşaması, daha fazla güç kaybetmesi için üzerine düşenleri yapmaya devam edecektir.
Bu duruşun aksi yönde açıklama yapan hiç kimseye, dünyadaki hiçbir taraf itibar etmemelidir.
Bütün ikazlara rağmen ısrarla yanlış safta duran ve durmaya devam eden Brezilya, Türkiye'nin dostu değildir. Türkiye, açıkça düşmanlığını sürdüren Brezilya'nın gün gün daha da zor şartlara düşmesi, daha büyük kayıplar yaşaması, daha fazla güç kaybetmesi için üzerine düşenleri yapmaya devam edecektir.
Bu duruşun aksi yönde açıklama yapan hiç kimseye, dünyadaki hiçbir taraf itibar etmemelidir.
İstanbul hükumeti:
Gerçekten vatansever olan, gerçekten milletini muhafaza etmek ve kurtarmak niyetinde olan askerlerin, dünyanın herhangi bir yerindeki ülkelerinde, Ankebut Ağına bağlı hain ve zalim liderlere karşı darbeler yapmasını yasadışı görmüyoruz. Suç ya da kusur olarak görmüyoruz. Hatta açıkça destekliyoruz. O askerleri de askerliğin şerefini taşıyan, yaşayan kişiler olarak görüyoruz. Demokrasi denilen yalana hiç inanmadık ve inanmıyoruz.
Gerçekten vatansever olan, gerçekten milletini muhafaza etmek ve kurtarmak niyetinde olan askerlerin, dünyanın herhangi bir yerindeki ülkelerinde, Ankebut Ağına bağlı hain ve zalim liderlere karşı darbeler yapmasını yasadışı görmüyoruz. Suç ya da kusur olarak görmüyoruz. Hatta açıkça destekliyoruz. O askerleri de askerliğin şerefini taşıyan, yaşayan kişiler olarak görüyoruz. Demokrasi denilen yalana hiç inanmadık ve inanmıyoruz.
İstanbul hükumeti:
ABD'nin inanamayacağı yerlerde halk yanlısı gerçek darbeler yaşanacak. ABD oraları sömüremez olacak. Zaten batak halde olup da hali gizlenmeye çalışılan ABD maliyesi son darbeleri de alacak. O şerefli askerlerin şerefli darbelerinin yaşanmasının hemen ardından ABD maliyesi, gizlenemez şekilde savrulmaya başlayacak.
Dünyadaki bütün sermaye sahiplerini, bu ihtimale bir an önce hazırlanmaları hususunda uyarıyoruz.
ABD'nin ve onu kukla olarak kullanan Londra ile İsrail'in, o darbeleri engelleyebilecek güçleri, paraları, bağlantıları, teşkilatları yok.
ABD'nin inanamayacağı yerlerde halk yanlısı gerçek darbeler yaşanacak. ABD oraları sömüremez olacak. Zaten batak halde olup da hali gizlenmeye çalışılan ABD maliyesi son darbeleri de alacak. O şerefli askerlerin şerefli darbelerinin yaşanmasının hemen ardından ABD maliyesi, gizlenemez şekilde savrulmaya başlayacak.
Dünyadaki bütün sermaye sahiplerini, bu ihtimale bir an önce hazırlanmaları hususunda uyarıyoruz.
ABD'nin ve onu kukla olarak kullanan Londra ile İsrail'in, o darbeleri engelleyebilecek güçleri, paraları, bağlantıları, teşkilatları yok.
İstanbul hükumeti:
Azerbaycan ile İran arasında bir silahlı çatışma yaşanması halinde Türkiye/TSK asla bu çatışmanın tarafı olmayacak. Şuşa Beyannamesi gayr-i resmi, gayr-i meşru ve hükümsüz bir beyannamedir. Türkiye ile Azerbaycan arasında gerçek bir müttefiklik bulunmuyor.
Azerbaycan'ı İsrail, İngiltere, ABD korusun. TSK komuta kademeleri içinde, kara paracı ve piyon Azerbaycan'ın başındaki gizli Ermenilere tabi olanlar olacaktır. Bunların tamamına derhal Türk milleti adına birer kurşun hediye edilecektir.
Azerbaycan ile İran arasında bir silahlı çatışma yaşanması halinde Türkiye/TSK asla bu çatışmanın tarafı olmayacak. Şuşa Beyannamesi gayr-i resmi, gayr-i meşru ve hükümsüz bir beyannamedir. Türkiye ile Azerbaycan arasında gerçek bir müttefiklik bulunmuyor.
Azerbaycan'ı İsrail, İngiltere, ABD korusun. TSK komuta kademeleri içinde, kara paracı ve piyon Azerbaycan'ın başındaki gizli Ermenilere tabi olanlar olacaktır. Bunların tamamına derhal Türk milleti adına birer kurşun hediye edilecektir.
İstanbul hükumeti:
TSK bünyesindeki mason, kripto kimlikli ve kara paracı hain subayların idaresinde olan bazı TSK birimleri, geçmişte çok defa köyleri yaktı. İnsanları yaşadıkları yerlerden sürdü. Yağma suçları işledi. İşkence ve tecavüz suçları işledi. Bunlar, Türkiye'nin inkar edilemez gerçekleri. Söz konusu hainler, Türkiye'de ve bölgede terörü daima kendi elleriyle örgütlemiş, alevlendirmiş ve bu ateşin sönmesine izin vermemek için de her türlü suçları işlemeye devam etmiş, bunu yaparken TSK dahil devletimizin bütün kurumlarını da alet etmiş hainler...
Bu gerçekler inkar edilmeyecek, üzeri örtülmeyecek ve geriye dönük yargılamalar yapılarak, o hain ve mason TSK subaylarının emekli olanları da yargılanacak.
Şu sıralarda da TSK bünyesindeki mason ve hain subaylar, bir yandan Azerbaycan ile çevresinde kara para hedeflerine ulaşmaya çabalarken, bir yandan Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya, Somali'ye kadar uzanan coğrafyalarda TSK'yi cinayet, katliam, uyuşturucu ve insan/organ kaçakçılığı işlerine bile alet etmektedir. TSK içindeki bütün masonlar/hainler, kara paracılar en kısa sürede temizlenecektir.
TSK bünyesindeki mason, kripto kimlikli ve kara paracı hain subayların idaresinde olan bazı TSK birimleri, geçmişte çok defa köyleri yaktı. İnsanları yaşadıkları yerlerden sürdü. Yağma suçları işledi. İşkence ve tecavüz suçları işledi. Bunlar, Türkiye'nin inkar edilemez gerçekleri. Söz konusu hainler, Türkiye'de ve bölgede terörü daima kendi elleriyle örgütlemiş, alevlendirmiş ve bu ateşin sönmesine izin vermemek için de her türlü suçları işlemeye devam etmiş, bunu yaparken TSK dahil devletimizin bütün kurumlarını da alet etmiş hainler...
Bu gerçekler inkar edilmeyecek, üzeri örtülmeyecek ve geriye dönük yargılamalar yapılarak, o hain ve mason TSK subaylarının emekli olanları da yargılanacak.
Şu sıralarda da TSK bünyesindeki mason ve hain subaylar, bir yandan Azerbaycan ile çevresinde kara para hedeflerine ulaşmaya çabalarken, bir yandan Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya, Somali'ye kadar uzanan coğrafyalarda TSK'yi cinayet, katliam, uyuşturucu ve insan/organ kaçakçılığı işlerine bile alet etmektedir. TSK içindeki bütün masonlar/hainler, kara paracılar en kısa sürede temizlenecektir.
İstanbul hükumeti:
NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına... Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına... İnsanların fert fert ya da grup grup ölmesine, on milyonlarca insanın mülteci haline düşmesine ve/veya zulüm altında inlemesine, acı hallerde ölmesine sebep oluyor.
Batı/NATO çetesi ile Rusya arasında kara paraya, sömürmeye dayalı danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor. Dünya barışını ve istikrarını tehdit ediyor. Suriye, Irak, Ukrayna ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere, dünya genelinde Batı/NATO çetesi ile Rusya arasındaki ve Batı/NATO çetesi ile Çin arasındaki danışıklı dövüşlere, saymakla bitmez vahim suçlara derhal son verilmeli.
Bunca sorunlu bölge yetmezmiş gibi, danışıklı dövüşlerin taraflarının bir de Azerbaycan ile Ermenistan bölgesinde kan dökmesine, orada da danışıklı dövüşmelerine, orada da otorite boşlukları oluşturmalarına, orada da kara para işleri yapmalarına izin verilmeyecek.
NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına... Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına... İnsanların fert fert ya da grup grup ölmesine, on milyonlarca insanın mülteci haline düşmesine ve/veya zulüm altında inlemesine, acı hallerde ölmesine sebep oluyor.
Batı/NATO çetesi ile Rusya arasında kara paraya, sömürmeye dayalı danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor. Dünya barışını ve istikrarını tehdit ediyor. Suriye, Irak, Ukrayna ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere, dünya genelinde Batı/NATO çetesi ile Rusya arasındaki ve Batı/NATO çetesi ile Çin arasındaki danışıklı dövüşlere, saymakla bitmez vahim suçlara derhal son verilmeli.
Bunca sorunlu bölge yetmezmiş gibi, danışıklı dövüşlerin taraflarının bir de Azerbaycan ile Ermenistan bölgesinde kan dökmesine, orada da danışıklı dövüşmelerine, orada da otorite boşlukları oluşturmalarına, orada da kara para işleri yapmalarına izin verilmeyecek.
Akademi Dergisi pinned «İstanbul hükumeti: NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına... Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına... İnsanların fert fert ya da grup…»
İstanbul hükumeti:
Son süreçte Ermenistan ile Rusya arasında yaşanan gerilmenin, restleşmenin tamamına yakını danışıklı dövüşten, tiyatrodan ibaret. ABD ve Fransa tarafları başta olmak üzere, batılı taraflar ile Rusya arasında Ermenistan üzerinden bir kuvvet/nüfuz mücadelesi yaşanıyormuş görüntüsü de basit bir tiyatrodan ibaret. Bu mücadelenin tamamına yakını da danışıklı bir mücadele.
Fransa/Macron, Rusya'nın daha doğrusu Rusya'nın başındaki batı yanlısı hain idari kadronun en sıkı müttefiklerinden biri... Scholz da gerçekten Rusya karşıtı bir lider değil. Dünya genelinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sözde savaş ihtimaline bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınması da baştan ayarlanmış/çalışılmış bir projenin gereği...
Dünya insanlığı ahmak yerine konuluyor ve yine o bilinen ülkeler ve ittifaklar, dünyanın bir bölgesinde daha kanla, vahşetle elde edilecek kara paralar peşinde koşuyor.
Rusya da Ermenistan da Azerbaycan da hatta İran da Batı/NATO çetesi ile büyük oranda danışıklı dövüşerek yol alıyor. Yine İsrail ve İngiltere bu işte de çıbanbaşı olarak sevk ve idare işini yapıyor. Zaten vaziyet/dengeler gerçekte böyle olduğu için Ukrayna meselesi de bir türlü sonlanmıyor.
Netanyahu, Rishi Sunak, Kral Charles, Bidon, Putin, Şi gibi karakterler derhal milletler arası meşru bir mahkemede savaş, terör, katliam, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar başta olmak üzere, onlarca ceza maddesi kapsamında yargılanmalılar. Bunların yargılanmasının hemen ardından Aliyev, Paşinyan, Macron, Reisi, Tayyip, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Esed ve benzeri piyonlar da yargılanmalılar. Bu kara paracı, vahşi, gayr-i meşru liderlerin emirlerine itaat eden orduların genelkurmay kademeleri ile devlet kurumlarının üst idarecileri de aynı mahkemelerde yargılanmalılar.
Bu gezegen, üç beş tane mason ve satanist caninin, İblis'e tapınan ve kendilerini İblis'in öz evladı gören Çingenelerin, keyfilerine göre danışıklı harpler çıkartacakları, kan dökecekleri, vahşet sergileyecekleri, kara para işleri çevirecekleri, bebekleri ve çocukları bile kaçıracakları, cephedeki askerlerin bile organlarını çalacakları bir gezegen değildir.
Dünyanın bütün tarafları, insanlık düşmanlarından oluşan bu satanist teşkilata yani Ankebut Ağına karşı artık açıkça İstanbul'un yanında durmalıdır.
Muktedirler İttifakı, dini ve ırkı ne olursa olsun, asgari insani hassasiyetlere/kaidelere riayet edebilen, dünya huzur ve emniyet içinde yaşamak isteyen bütün ülkelere ve milletlere açık bir teşkilattır.
Son süreçte Ermenistan ile Rusya arasında yaşanan gerilmenin, restleşmenin tamamına yakını danışıklı dövüşten, tiyatrodan ibaret. ABD ve Fransa tarafları başta olmak üzere, batılı taraflar ile Rusya arasında Ermenistan üzerinden bir kuvvet/nüfuz mücadelesi yaşanıyormuş görüntüsü de basit bir tiyatrodan ibaret. Bu mücadelenin tamamına yakını da danışıklı bir mücadele.
Fransa/Macron, Rusya'nın daha doğrusu Rusya'nın başındaki batı yanlısı hain idari kadronun en sıkı müttefiklerinden biri... Scholz da gerçekten Rusya karşıtı bir lider değil. Dünya genelinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sözde savaş ihtimaline bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınması da baştan ayarlanmış/çalışılmış bir projenin gereği...
Dünya insanlığı ahmak yerine konuluyor ve yine o bilinen ülkeler ve ittifaklar, dünyanın bir bölgesinde daha kanla, vahşetle elde edilecek kara paralar peşinde koşuyor.
Rusya da Ermenistan da Azerbaycan da hatta İran da Batı/NATO çetesi ile büyük oranda danışıklı dövüşerek yol alıyor. Yine İsrail ve İngiltere bu işte de çıbanbaşı olarak sevk ve idare işini yapıyor. Zaten vaziyet/dengeler gerçekte böyle olduğu için Ukrayna meselesi de bir türlü sonlanmıyor.
Netanyahu, Rishi Sunak, Kral Charles, Bidon, Putin, Şi gibi karakterler derhal milletler arası meşru bir mahkemede savaş, terör, katliam, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar başta olmak üzere, onlarca ceza maddesi kapsamında yargılanmalılar. Bunların yargılanmasının hemen ardından Aliyev, Paşinyan, Macron, Reisi, Tayyip, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Esed ve benzeri piyonlar da yargılanmalılar. Bu kara paracı, vahşi, gayr-i meşru liderlerin emirlerine itaat eden orduların genelkurmay kademeleri ile devlet kurumlarının üst idarecileri de aynı mahkemelerde yargılanmalılar.
Bu gezegen, üç beş tane mason ve satanist caninin, İblis'e tapınan ve kendilerini İblis'in öz evladı gören Çingenelerin, keyfilerine göre danışıklı harpler çıkartacakları, kan dökecekleri, vahşet sergileyecekleri, kara para işleri çevirecekleri, bebekleri ve çocukları bile kaçıracakları, cephedeki askerlerin bile organlarını çalacakları bir gezegen değildir.
Dünyanın bütün tarafları, insanlık düşmanlarından oluşan bu satanist teşkilata yani Ankebut Ağına karşı artık açıkça İstanbul'un yanında durmalıdır.
Muktedirler İttifakı, dini ve ırkı ne olursa olsun, asgari insani hassasiyetlere/kaidelere riayet edebilen, dünya huzur ve emniyet içinde yaşamak isteyen bütün ülkelere ve milletlere açık bir teşkilattır.