İstanbul hükumeti:

Rusya'nın Türkiye'den özel istekleri olamaz. Türkiye, Rusya'nın sıkıntılarını aşması için kullanacağı paravan ve piyon bir ülke değildir ve olmayacak. Bu iradeyi tanımayanlar, Türkiye'de nefes bile alamayacak.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, enerji, gaz ve madencilik sahalarında Rusya Federasyonu ile işbirlikleri yapmayacak. Rusya'nın başında Rus halkının gerçek temsilcileri bulunduğu güne kadar, Türkiye ile Rusya arasında gerçek ittifaklar kurulduğu güne kadar bunları kesinlikle yapmayacak.

Bu gerçekleşmeden, Rusya'yı gerçek Ruslar idare ediyor olmadan, Türkiye'ye güya yatırıma gelecek olanlar, hem sermayelerini batırmaya hem de türlü hukuki sıkıntıların içine düşmeye gelirler.

İstanbul hükumeti, ilerleyen süreçlerdei her sahada batmış bu tarafları kesinlikle dikkate almayacak. Onların, hain Ankara hükumetinin hükümsüz imzaları ile aldıkları sözde evrakları ve hakları da tanımayacak.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, Türk milletinin de Rus milletinin de açıkça düşmanı olan bir grup kara paracı Çingene tarafından yönetilmekte olan Rusya Federasyonu ile, doğalgaz, enerji ya da başka sahalara dair ofisler, merkezler de açmayacak.

Yine bir grup kara paracı ve hain Çingeneden oluşan gayr-i meşru Ankara hükumetinin, kara para nakil işlerinde ve kara para aklamakta paravan olarak kullanmak istediği bu türlü sözde ofislere, merkezlere dair atacağı imzaların tamamı hükümsüzdür. Önümüzdeki yakın ve uzak gelecekte Türkiye bu imzaları asla geçerli saymayacak ve bu imzalara dayalı itirazlar yapanları muhatap dahi almayacak.

İstanbul hükumeti:

Türkiye'nin Suriye'ye dair bir normalleşme süreci yok. Sorunları, sorunların merkezinde çözme siyaseti var. Sorunların merkezinde hem hain Ankara çetesi hem de Esed ile çetesi var. Türkiye ikisini de acilen yok edilmesi gereken sorunlar olarak görüyor. Kara paracı ve hain olan söz konusu iki tarafı da muhatap almıyor. Türkiye'nin de Suriye'nin de Irak'ın da daha pek çok ülkenin de büyük sorunların içine savrulmasına sebep olan, BOP'a maşalık yapan Ankara hükumetleridir ve BOP eşbaşkanı Tayyip'tir.

Sorunun Türkiye ve bölge kısmında en öncelikle ortadan kaldırılması gereken kısmı Tayyip'tir.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, Tahıl Koridoru adı altında ya da başka adlar altında Türkiye'den ve bölge ülkelerinden insan, organ ve uyuşturucu kaçakçılığı yapılmasını kesinlikle savaş sebebi kabul ediyor.

Türkiye, vatandaşlarının canına, organlarına, namusuna, evlatlarına, sağlığına kasteden sözde hükumetleri ve bunların sözde resmi ittifaklarını tanımıyor.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, Irak'ta ve Suriye'de hukuka uygun, insanlığa yakışır şekilde meşru vatan müdafaası yapacak bütün aşiretleri ve toplulukları açıkça destekliyor.

Dünyadaki bütün devletleri de hukukun gereği olan bu duruşa, bu çizgiye bir an önce gelmeleri, aksi halde yakın gelecekte yargılancakları ve ağır tazminatlar da ödeyecekleri yönünde ikaz ediyor.

İstanbul hükumeti:

Suriye'deki asıl sorun YPG/PYD ve türevleri değil, çok sayıda kara paracı ve İslam düşmanı ülkeyle/hükumetle ve gizli servisle işbirliği halinde olan ve gizli bir Hristiyan olan Esed ile çetesidir.

Türkiye, hem Suriye halkı hem de Türkiye halkı için devasa sorunlara sebep olmuş ve olmaya devam eden İngiltere casusu Esed'e, yine İngiltere casusu olan sözde eşine ve bunların etrafındaki kara paracı ve hain çeteye karşı asla yumuşak bir dil kullanmayacaktır. Çetelerle, kara paracılarla, casuslarla nasıl mücadele edilmesi gerektiği, sahada hangi silahlı güçlerin ne şartlarda görevlendirilmesi gerektiği tartışmasız şekilde gözler önündedir. Türkiye bunu yapacaktır. Onlara karşı nasıl bir dil ve üslup kullanılacağı da herkesin malumudur. Kara paracı hainlerin, kara paracı hainleri idare etmesine, alttan almasına meydan verilemez.

Hiçbir ülke, Türkiye bu konuda gerekenleri yapıyorken Türkiye'yi suçlu, kusurlu, hatalı bulmak hakkına sahip değildir. Öyle bir tavır hak değil, suçtur. Suçlunun yanında durmak, onu desteklemek, onu korumaya çabalamaktır.

Türkiye, kendi sorunlarını da bölgenin sorunlarını da bir an evvel kökünden, merkezinden çözmek maksadıyla, doğru zamanda Suriye'ye askeri operasyonlar yapma hakkını kullanacak ve bu sorumluluğunu da yerine getirecektir. Türkiye danışıklı dövüşlere, oyalama siyasetlerine de tepkisiz kalmayacaktır.

Arap aşiretlerin düzenlediği saldırılar neticesinde çatışmalar büyüyor... YPG/PKK, çaresiz kaldı, ABD devreye girmeye çalışıyor

Terör örgütü YPG/PKK’nın ana unsur olduğu SDG’nin kontrol ettiği Suriye’nin doğusundaki Deyrizor bölgesinde Arap aşiretleriyle çıkan çatışmalar üzerine ABD arabuluculuk için devreye girmeye çalışıyor.

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor kentinde ana unsurlarını terör örgütü YPG/PKK’nın oluşturduğu SDG ve Arap aşiretleri arasında bir haftadır devam eden çatışmalar farklı bölgelerden aşiretlerin de katılımıyla genişledi.

Arap aşiretlerin düzenlediği saldırılar neticesinde Deyrizor, Rakka ve Haseke illeri ile Halep’in Menbiç ilçesi kırsallarında 27 Ağustos’tan bu yana toplam 33 köy YPG/PKK işgalinden kurtarıldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, birçok bölgede aralarında çocukların da bulunduğu en az 150 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Çatışmaların büyümesinin ardından, bölgede Suriye Esed rejimi, İran rejimi YPG/PKK/SDG/DEAŞ’a karşı yürütülen tarihi direniş operasyonları kapsamında SDG dahil bunları destekleyen ABD devreye girmeye ve geriye kalan 900 civarı olduğu düşünülen askerleri ile söz sahibi olmaya çalışıyor.

İstanbul hükumeti:

ABD'nin Türkiye'deki ve bölgedeki bütün silahlı unsurları işgalci, bölücü ve terörist unsurlardır. ABD ve NATO üsleri hala dünyanın her yerinde insan ve organ kaçakçılığı dahil olmak üzere, her türlü kara para ve insanlık suçlarına alet edilmektedir.

Türkiye'nin emniyetinden sorumlu olan bütün silahlı unsurlarının, ABD'nin ve NATO'nun söz konusu unsurlarına karşı Türkiye'de ve bölgede silah kulalnmak hakkı tartışmasız şekilde vardır.

Türkiye, vatandaşlarının kaçırılmaması, organlarının çalınmaması için işin içindeki bütün taraflarla harp etmekten hiç kaçınmayacaktır.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, Irak'ta ve Suriye'de vatan müdafaası yapan, teröre, bölücülüğe, sömürmeye ve zulme karşı övülesi ve dünyaya örnek bir mücadele veren ahaliye...

Destek olmak yerine, müdahale edecek, onları durdurmak isteyecek bütün sözde orduları...

Kara paracıların, terör örgütlerinin, bölücülerin, katliamcıların, kanun tanımaz eşkıyanın, suçluların ortağı kabul edecektir. Çünkü o türlü davranışlar, bu türlü kişiler ve teşkilatlar olduklarının açıkça ilanı olacaktır.

Ordu olduklarını, insanlığın iyiliğini istediklerini, Suriye ve Irak halkının da iyiliklerini istediklerini ifade eden... Diktatörlere ve teröristlere karşı mücadele verdiklerini iddia eden silahlı unsurların... Açıkça terörden, kara paracılıktan, bölücülükten yana davranmasını Türkiye asla görmezden gelmeyecektir.

Söz konusu kanun tanımaz ve başlarında kara paracı hükumetler bulunan ülkelerin iç dinamiklerini, büyük savaşlar çıkmadan, bütün dünyaya rezil olmadan, ülkeleri de büyük karışıklıklara ve zararlara sürüklenmeden önce hükumetlerini indirip yargılamaları konusunda ikaz ediyoruz.

İstanbul hükumeti:

Kerkük ve çevresindeki tahrikler bir an önce son bulmazsa, söz konusu kanun tanımaz devletler o bölgeyi de karıştırmak gayretlerini devam ettirirlerse, Türkiye öz toprakları ve vatandaşları olarak gördüğü Kerkük'ü ve Türkmenleri korumaktan geri durmayacaktır.

Bölgeye getirdikleri askeri birlik görünüşlü üçbeş silahlı çete ile, bölgede istedikleri gibi at koşturabileceğini zan edenleri, bulundukları hayal aleminden çok sarsıcı şekilde çıkartmak Türkiye için büyük bir zevk olacaktır.

Bölgede işgalci askeri birlikleri, daha doğrusu askeri birlik gibi görünen terörist, yağmacı ve kanun tanımaz çeteleri bulunan malum ülkelerden her gün emirler alan hain Ankara hükumeti, Kerkük ve Türkmen meselesinin de tarafı değildir.

Hükmünü yitirmiş limon kolonyası misali bir halde olan hain Ankara çetesine güvenerek Kerkük ve Türkmen meselesinde haddi aşmayı deneyecek olan taraflar, tarihe geçecek kadar vahim bir hamle yapmış olacaklardır.

İstanbul hükumeti:

Hain Ankara hükumetlerinin bu güne kadar yaptığı bütün açıklamalar da hükümsüz olduğu gibi, bundan sonra herhangi bir konuda yapacağı bütün açıklamalar da hükümsüzdür. Bunları dikkate alarak hamleler yapanlar, sonrasında askeri, siyasi, mali kayıplar yaşayanlar, Londra'yı muhatap alıp hesap sorabilirler. Türkiye, bu hatayı bile bile yapan tarafların sözde hak arayışlarını dikkate almayacak. Onların zararlarını umursamayacak. Aksine olarak, onlar nedeniyle Türkiye devleti ve milleti ne kadar zarar görmüşse, bunların tazmin edilmesi yolunu izleyecek.

Türkiye İngiltere'nin de Rusya'nın da ABD'nin de devlet sayılamayacak olan İsrail'in de sömürgesi ya da piyonu, maşası değildir.

İstanbul hükumeti:

Türkiye'nin gerçek hükumeti olan, Türk milletinin haklarını gerçekten savunan İstanbul hükumeti, sarsılmaz bir dağ gibi durmaktadır. İstanbul hükumetinin idaresine ve iradesine rest çekebileceğini düşünen başkaları varsa, onların da bir adım öne çıkmasını beklemektedir.

Dünyanın tamamı yanıp yıkılacak olsa bile İstanbul hükumeti Türkiye'nin muhafazası ve en isabetli şekilde idaresi için üzerine düşenleri yapmaktan, gerekiyorsa Türkiye'yi düşman taraflarla savaşlara dahil etmekten geri durmayacaktır.

İstanbul hükumetinin kararlılığını, cesaretini, gücünü, vasıflarını, bağlantılarını, gerçek müttefiklerini hafife alanlar, akıbetlerini berbat etmiş kişiler olacaklardır.

İstanbul hükumetinin kılıcı, kınında değildir.

İstanbul hükumeti:

İstanbul hükumeti, hain Ankara hükumetleri boyunca şu gibi fotoğraf karelerine giren... Hiçbiri gerçek Türk ve gerçek müslüman olmayan... Tamamı bilinçli bir şekilde ihanetlerin, zulümlerin, kara para işlerinin ve türlü suçların içinde bulunan... Tamamı kalemini milletimizi sürekli kandırmak ve zararlardan zararlara sürüklemek maksadıyla kullanan... Tamamına yakını başka ülkelere ve gizli servislere de çalışan şu gibi kişilerin çok yakın süreçte idam edileceklerini garanti etmektedir.

İstanbul hükumeti, her konuda olduğu gibi bu konuda da suçlu olanların cezalarını bulmalarını sağlayacak, hukukun ve milli güvenliğin gereğini yerine getirecektir.

İstanbul hükumeti:

Japonya ile Mısır'ı tehlikeli yakınlaşmaları hususunda uyarıyoruz.

İstanbul hükumeti:

İran'ın idaresini elinde tutan, molla rolü oynayan gizli Ermeni ve kara paracı ve şunun bunun piyonu kişileri, hain Ankara çetesi ile tehlikeli yakınlaşmaları hususunda uyarıyoruz.

Türkiye'nini Türk milletinin ve bölge halklarının en ufak bir zarar görmemesi için, herhangi bir zarar oluşmadan önce gerekli savunma reflekslerinin sergileneceğini ilan ediyoruz.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, Türk milletine ve Türkiye'ye açıkça ya da sinsice düşmanlık etmeyen hiçbir ülkenin, milletin, grubun ve tarafın düşmanı değildir. Türkiye barışçıl duruşunu devam ettirecek, lakin saldırgan unsurları imha edecektir.

İstanbul hükumeti:

Türkiye'nin Azerbaycan ile dostluğu, müttefikliği ve hiçbir anlaşması bulunmuyor. Azerbaycan'ın sorunları ve içine düştüğü tehlikeler ile Türkiye ilgilenmiyor. TSK'nin gücünü, imkanlarını, araç, silah ve mühimmatını gayr-i meşru şekilde kullanarak, Azerbaycan'ın idaresini elinde tutan gizli Ermenilere çalışan, onlara desteğe koşan gizli Ermeni ve mason TSK mensupları suç işliyorlar. Divan-ı harpte doğrudan idam cezaları alacakları suçlar işliyorlar.

İstanbul hükumeti, sahadaki geçici kaos ortamı iyice dindikten sonra onlar hakkında da hukukun gereğini yapacak.

İstanbul hükumeti:

Türkiye ile Japonya arasında bir dostluk, müttefiklik ilişkisi bulunmadığı gibi, enerji sahasında ya da başka sahalarda herhangi bir geçerli anlaşma da bulunmuyor.

Dünyadaki bütün tarafları, bu gibi hususlarda aldanarak zararlara düşmeleleri konusunda ikaz ediyoruz.

İstanbul hükumeti:

Yunanistan denilen gayr-i meşru otorite ile yeni ve olumlu bir döneme girilmedi. Londra'nın bu konudaki beklentilerine ve sinsi planlarına da meydan verilmedi ve verilmeyecek.

Yunanistan denilen o gayr-i meşru otorite, Türkiye tarafından muhatap alınmayacak. Kara paracı, insan kaçakçısı, Londra piyonu Miçotakis hakkında da hukukun gereği yapılacak. O otorite de organize suç, terör ve ihanet örgütü ilan edilecek. İlgili mahkemelerde yargılanmaları ve cezalandırılmaları sağlanacak. İnsanlığa karşı işledikleri vahşice suçları da gözler önüne serilecek.