Akademi Dergisi
2.13K subscribers
61K photos
26K videos
370 files
7.59K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
Barack Obama ve çetesi çoktandır bu günlere hazırlandılar ve bankaların içini iyice boşalttılar. Bunu önden haber vermiştim. Şimdiden sonra bile bu batışlardan çok büyük vurgun vurmanın yollarına da bakıyorlar. ABD halkı onların umurunda bile değil.
ABD'de birden fazla bankanın iflasını verdiği haftada mevduatlar son bir yılın en büyük düşüşünü kaydetti.

Banka mevduatları 15 Mart ile biten haftada 98,4 milyar dolar düşüşle 17,5 trilyon dolara geriledi.
Akademi Dergisi
Barack Obama ve çetesi çoktandır bu günlere hazırlandılar ve bankaların içini iyice boşalttılar. Bunu önden haber vermiştim. Şimdiden sonra bile bu batışlardan çok büyük vurgun vurmanın yollarına da bakıyorlar. ABD halkı onların umurunda bile değil.
ABD bankalarını çevreleyen 1,7 trilyon dolarlık gizli tehlike

ABD’deki bankacılık krizi sadece SVB’nin kötü yönetiminden kaynaklanmıyor olabilir. Zira en son 1,7 trilyon dolar olarak hesaplanan gerçekleşmemiş kayıplar ABD bankaları için büyük bir risk oluşturuyor.

Bu ayın başlarında Silicon Valley Bank (SVB) ve Signature Bank’in hızla çöküşü, ardından Credit Suisse’in de geçtiğimiz hafta ani bir müdahaleyle UBS’e satılması düzenleyici kurumları ve iş dünyası liderlerini aynı noktaya getirdi. Finans sektörü düzenleyicileri ve finans sektörü art arda gelen açıklamalarla tüketicileri bankaların güvenli olduğuna ikna etmeye çalıştı.

ABD’nin TMSF’si olarak da adlandırılan FDIC, ABD Merkez Bankası ve ABD Hazine Bakanlığı SVB’nin ve Signature Bank’in hem sigortalı hem de sigortasız mevduatlarının sahiplerine güvence vermek için bir araya gelmişti. Gelişmelerin ardından düzenleyici kurumlardan ve bankalardan krizin finans sistemi geneline ‘bulaşma’ potansiyelinin zayıf olduğuna dair açıklamalar art arda geldi.
Audio
Tayyip'in geçerli bir fakülte diploması olduğuna dair Marmara üniverisitesi tarafından yapılan açıklama da Fahrettin Altun tarafından yapılan paylaşımlar da hiçbir şeyi ispat etmiyor. Diploma denilen o şeylerin hiçbiri gerçek değil ve hukuki geçerliliği yok.

O kısımlar/tartışmalar yıllar önce geçildi. Geçerli bir diplomanın var olduğuna dair gerçek dışı bu türlü açıklamalare gerekli karşılıklar yıllardır verildi ve veriliyor. Tayyip'in evrakta sahtecilik yaparak cumhurbaşkanı olduğuna dair kesin deliller var.

Aratan herkes de bu türlü ispatlı yayınları her yerde bulabiliyor ki çoğu kişi bu seneye kadar bunları gördü okudu, izledi, anladı.

Tayyip'in lise diploması bile geçerli bir diploma değil. At etinden sucuk yaparak satarken suçüstü yapıldığı ne kadar kesin gerçekse, diplomalarının sahte olduğu da CIA marifetiyle ve hukuksuz şekilde ülkenin başına getirildiği o kadar kesin gerçek. En başından beri hukuksuzluk ve hükümsüzlük var ve attığı imzaların, aldığı kararların bağlayıcılığı yok.

Şu son süreçte Anayasa'yı bile tanımadığı, takmadığı da aday bile olmayacağı da kesin ve tartışmasız bir gerçek. Bu yolda ısrar edilmesinin bu defa ülkeyi kaosa sürükleyeceği ve çok kan akacağı da o kadar kesin gerçek.
👍1
Akademi Dergisi
Tayyip'in geçerli bir fakülte diploması olduğuna dair Marmara üniverisitesi tarafından yapılan açıklama da Fahrettin Altun tarafından yapılan paylaşımlar da hiçbir şeyi ispat etmiyor. Diploma denilen o şeylerin hiçbiri gerçek değil ve hukuki geçerliliği yok.…
Diploma iddiaları üzerine dün Marmara Üniversitesi’nin 440-687 olarak açıkladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçici mezuniyet belge numarasının, bugün Fahrettin Altun'un paylaştığı 410-677 belge numarasıyla çelişmesi tartışma konusu oldu.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Enver Aysever'den Kemal Kılıçdaroğlu'na salvolar:

"Kılıçdaroğlu bize az şey dayatmadı. Davutoğlu veya Karamollaoğlu çekilir gibi bir adam mı, Meral Hanım çekilir gibi bir kadın mı? Bunları getirdi gözümüze soktu. Erdoğan ile birlikte bunlardan da kurtulmamız gerekiyordu."
"Tayyip, bu akşam, üniversiteden sınıf arkadaşı olan onlarca kişi ile birlikte canlı yayına çıkacak ve eski günleri yad ederek hoş bir sohbet yapacaklar. Canlı yayın sırasında izleyiciler de sosyal medyadan istedikleri soruları sorabilecekler ve sorulara cevaplar verilecek. Üstelik gemi ile gemicik arasındaki derin farka dair tartışmalara da hiç girilmeyecek ve program modoratörü de aforoz edilmeyecek." diye bir haber görürseniz, ilk tepkiniz nasıl olurdu?
⁉️
Akademi Dergisi
Tayyip'in geçerli bir fakülte diploması olduğuna dair Marmara üniverisitesi tarafından yapılan açıklama da Fahrettin Altun tarafından yapılan paylaşımlar da hiçbir şeyi ispat etmiyor. Diploma denilen o şeylerin hiçbiri gerçek değil ve hukuki geçerliliği yok.…
Fahrettin Altun, Erdoğan'ın diplomasının noter onaylı örneğini paylaştı. Diploma 1981 yılı Şubat ayında Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel tarafından imzalanmış gözüküyor. Fakat Ömer Faruk Batırel 1982 yılında Profesör unvanını kazandı.
Tayyip'in sözde üniversite öğrenim bilgileri diye paylaşılan evraklarda da tezatlar bitmiyor.

Tayyip'in sözde sınıf arkadaşları diye paylaşılan listede bir kadının çift soy isimli olması da dikkat çekiyor. Kadınlara ikinci soyadı kullanma hakkı 2014'te verilmişti. Yani o tarihte kadınlar çift soy ismi kullanamıyordu. Tayyip'in sözde sınıf arkadaşı olarak listeye adı yazılan aynı kadının 1979'da mezun olması da ayrı bir tezat oluşturuyor. Sözde diploma fotoğrafı olarak kullanılan görselde ise ayrı bir skandal olarak Tayyip'in günümüze yakın bir resminin seçildiğini görüyorsunuz.
Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite diploması tartışması, Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk kez cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğu 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde belirginleşen bir tartışmadır. Tartışmanın ana nedeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 101. maddesi uyarınca cumhurbaşkanı olacak kişinin yükseköğretim mezunu olma şartı olmasına rağmen Recep Tayyip Erdoğan'ın bir üniversite diplomasına sahip olmadığı iddiasıdır.[1][2][3]
Suçlamalar

Aslında tartışmanın geçmişi 2000'li yılların ortasına dayanmaktadır. 2007 ve 2008 yıllarında Yalçın Küçük ve Banu Avar kitaplarında ve konuşmalarında Erdoğan'ın diploması olmadığını öne sürmüştür.[4][5] Sonraki yıllarda ise farklı kesimlerden insanlar Erdoğan'ın diploması olmadığını, bu yüzden cumhurbaşkanlığı görevini yasal olarak ifa edemeyeceğini belirtmiştir. Bu iddiaların temelinde Erdoğan'ın elinde iki farklı diploma olması, noterde orijinal bir diploma gözükmemesi, mezun olduğu sene mezun olduğu okulun resmi olarak daha açılmamış olması, üniversite yıllarına dair anılarının azlığı ve lise yıllarındaki arkadaşlarının günümüzde siyasi ve ticari kurumlarda önemli yerleri gelmesine rağmen hiçbir üniversite arkadaşının önemli bir mevkide olmamasından kaynaklanmaktadır.[6][7][8] Ergün Poyraz, Erdoğan'ın lise diplomasının da şaibeli olduğunu dile getirmiştir. Üniversite mezunu olmadığı, onun yerine yüksek okul mezunu olduğu da iddialar arasındadır.[9] Üniversite diplomasının incelenmesi için yapılan başvuruları Yüksek Seçim Kurumu reddetmekte ve Erdoğan'ın diplomasının gerçek olduğunu belirtmektedir.[10]
Haziran 2016'da Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin eski genel başkanı ve Halkın Kurtuluş Partisi lideri Ömer Faruk Eminağaoğlu, YSK'den "sahte resmi belge kullanıldığı" iddiasıyla soruşturma açılması talebinde bulunmuştu. Böyle bir soruşturma yapılmaması halinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.[11][12] YSK, inceleme sonucunda davayı oy birliğiyle reddetti. YSK, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde noter tasdikli bir üniversite diploması sunması nedeniyle, bunun dışındaki incelemenin YSK'nın görev alanına girmediğine karar verdi.[13]

Erdoğan, suçlamalara "Kayıt yaptırdığım, eğitim aldığım, mezun olduğum okul belli, sınıf arkadaşlarım nettir. Ayrıca üniversite yönetimi resmi bir açıklama yaptı. Bütün bunlara rağmen bazı insanlar hala ısrarla bu konuyu gündeme getirmeye devam ediyor" diyerek Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat'tan diploma bilgilerini açıklamasını istedi.[14] Marmara Üniversitesi, Erdoğan'ın sahte diplomaya sahip olduğu iddialarının hiçbir delili bulunmadığını belirten bir açıklama yaptı.[15] ÜNİVDER (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği), kendilerinden Erdoğan'ın diplomasının bir kopyasını yayınlamaları beklenirken, sahte diploma iddialarını belge paylaşmadan inkar eden Marmara Üniversitesi rektörlüğünü eleştirdi ve Erdoğan'ın herhangi bir üniversiteden mezuniyetine dair herhangi bir delil bulunmadığını belirtti.[16] Erdoğan'ın diplomasına Marmara Üniversitesi'nin diploma bölümünden erişilebilir (diploma.marmara.edu.tr).[17]

2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı Muharrem İnce, kampanyasının bir kısmını Erdoğan'ın üniversite diploması üzerine kurmuştur.[18] 2019 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, Erdoğan'ın diplomasının olmadığı iddiası ile suç duyurusunda bulunulmuştur.[19] Günümüzde bu iddialar dillendirilmeye devam etmektedir.[20][21]
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"Esrarengiz şekilde bir sabah cesedi bulundu."

Tayyip'in diplomasının sahte olduğunu gizlemek için de çok vahim suçlar işlendi...

Keser de sap da döndü ve hesap vakti de geldi.
Akademi Dergisi
"Esrarengiz şekilde bir sabah cesedi bulundu." Tayyip'in diplomasının sahte olduğunu gizlemek için de çok vahim suçlar işlendi... Keser de sap da döndü ve hesap vakti de geldi.
CIA işte böyle çalışıyor. Mason tarikatı işte böyle çalışıyor. İçimizdeki İsrail ve içimizdeki Ermenistan işte böyle çalışıyor.

Kafası hiçbir şeye basmaz, İmam Hatip okulunu bile bitirememiş ve hayatında binlerce sahtekarlık ve nitelikli dolandırıcılık bulunan birini... Eşek etinden sucuk yapıp satarken suçüstü olmuş birini... Ülkenin başına getiriyor ve binlerce kere tepki gösterilse ve hukukun gereğinin yapılması istense bile orada tutuyor. Sonra ülkede güya hukukun üstünlüğü ve demokratik cumhuriyet rejimi varmış gibi numaralara devam ediliyor.

Karşısına da Baykal gibi, Kemal gibi, Muharrem, Meral ve Ümit gibi danışıklı dövüşçüler çıkartıyor. Bohçalı gibi birini de "Büyük ağabey" olarak başına atıyor.

Sonra zina, eşcinsellik, misyonerlik bile serbest bırakıyor. Memleket Sodom ve Gomore gibi oluyor. Sonra memleketin her şeyi satılıyor, peşkeş çekiliyor. Sonra BOP deniliyor, İsrail'e çalışılıyor. Milyonlarca sivilin ölümüne sebep olunuyor. Ordumuz dahi buna alet ediliyor.

Ülkede sözde mülteci yabancılardan geçilmiyor. Onlara birinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor, binlerce halkte öfke patlamaları oluyor ama CIA basın ve medyayı da ayarlıyor ve bastırılıyor her seferinde...

Adım adım ülke gidiyor. Ar namus yıkılıyor. Uyuşturucu sakız gibi satılıyor. Emniyet müdürlükleri mafya mekanları gibi işliyor. Suçişleri bakanı bin kere suçüstü oluyor. Maddeten ve manen çökerten her şey yağmur gibi ülkenin üzerine yağıyor. Sonunda ise başından beri dediğim şeyler yaşanmaya başlıyor. Toplu helaklar oluyor. Elektromanyetik saldırılarla suni depremler yapılıyor da tek seferde bir milyon kişi öldürülüyor. Bu sırada ordu bile sahaya indirilmiyor. Devletten sayılmaz Ermenistan'ın, İsrail'in sözde yetkilileri afet bölgesinde millete inat şekilde dolaştırılıyor. NATO kapsamında işgalci ön kuvvetler şehirlerde cirit atıyorlar. Hala o sözde muhalefet danışıklı dövüşmeye devam ediyor. Her hususta resmi verilerle oynanıyor, yalanlar anlatılıyor, halk kandırılıyor. Yüzlerce milyar dolar çalınıyor, kimseden hesap sorulmuyor. Ülkede vatansever, dürüst kim varsa emniyet, istihbarat ve adalet mekanizması onun üzerine, düşman ordusunun üzerine gider gibi gidiyor. Bu millet, kendi devletinin kurumlarının eliyle örtülü bir işgal altında yaşatılıyor. Çalınan vergilerin hiçbirinin hesabı sorulamıyor. CIA bir devleti ele geçirince, işte bunlar ve çok daha fazlası oluyor.

Senelerce söyledim, yine söylüyorum. AKPKK'nin enkazının altında herkesten çok savcılar ve hakimler kalacaklar. O güne de bir şey kalmadı. Her şey çok çok yakın. Hala şu herifi ve çetesinin mensuplarını ve onlarla danışıklı dövüşen malum hainleri korumaya ve kollamaya çalışan sözde hakimleri ve savcıları da meydan yerlerde asacağım. Bunu bütün dünya duydu ve asamayacağımı düşünen hiçkimse kalmadı.

Lanetullahi teala aleyhim ecmeiyn.
👍2