Batak Almanya'nın bankaları değer kaybetmeye devam ediyor

Deutsche Bank hisseleri, temerrüde karşı sigorta maliyetindeki ani sıçramanın ardından, %12'den fazla değer kaybetmesi dünyada maliye gündemine konu oldu.

Edirne'de polis müdürü uyuşturucu şebekesiyle bağlantılı çıktı, jandarma komutanı sessizce emekli oldu

Edirne'de uyuşturucuyla mücadeleden sorumlu polis müdürü Z. A., bir uyuşturucu şebekesiyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle ev hapsine alındı. Yaptığı uyuşturucu operasyonlarıyla dikkat çeken Edirne İl Jandarma Komutanı Albay Taşkın Keleş ise sessiz sedasız emekli oldu.

New York, Manhattan'daki Çin mahallesinde çok katlı bir binada büyük bir yangın çıktı. Yangına itfaiyenin yanı sıra FBI ekipleri de müdahale ediyor.

Afganistan'da sel felaketi

Afganistan'ın Belh vilayetinde meydana gelen selde 300 kadar ev sular altında kaldı.

Sel suları aynı zamanda yüzlerce büyükbaş hayvanı da sürükledi ve 600 hektarlık tarım arazisini sular altında bırakmıştı.

Minnesota eyaletinde ikinci kez nükleer sızıntı

Minneapolis yakınlarındaki bir nükleer santral, santral yetkililerinin radyoaktif madde içeren suyun ikinci kez sızdığını açıklamasının ardından kapatılıyor.

Kamu hizmeti şirketi Xcel Energy tarafından perşembe günü yapılan açıklamada, trityum içeren yüzlerce galon su sızıntısının bu hafta Monticello Nükleer Üretim Tesisi'nde tespit edildiği belirtildi. Aynı santralde, Kasım ayında 400.000 galon trityum içeren su sızıntısı meydana gelmiş, ancak şirket bu aya kadar sızıntıyı kamuoyuna açıklamamıştı.

Xcel Energy, yeni sızıntının, iki bina arasındaki bir borudan gelen ve rutin yeraltı suyu izleme sistemleri tarafından tespit edilen orijinal sızıntıya geçici bir düzeltme yapılmasından kaynaklandığını söyledi.

ABD'nin Florida eyaletinin Medley şehrinde bir hurdalıkta büyük bir yangın çıktı.

- Rüya
Abi geçen akşam detayları unuttum patates çıkarttım iri iri kocamandılar. Kızkardeşim yanımdaydı babaanneme (rahmetli) gösterme dedi nazar olur dedi gibisinden.
Tam hatırlamıyorum babama da gösterme filan dedi galiba.

Bu gecede sebzeli patatesli bir yemek yedimmi sadece gördümmü öyle bir rüya gördüm.

Birde biryere gidiyordum yolu karıştırdım farklı bir yola girdim biraz uzattım yolu sonra pazar yoluna girdiğimi farkettim. Birgün önceden hazırlık amaçlı pazar tezgahları kurulmuştu. Birkaç kimsede gelip kendi ürünlerini koymuşlardı pazar açılana kadar satış yapmaya çalışıyorlardı.

Bir tezgahta biraz kuru sebzeler vardı. Patates soğan gibi. Daha çok soğanlar gözüme takıldı kırmızı iri 🧅 soğanlar.

O pazarcıyla biraz sohbet ettim. Napıyon ne ediyorsun gibisinden.

= Çok büyük ihtimalle temsilisin bu rüyada

ve hayrılı bir rüya, sıkıntı edilecek yanı yok

- Bende öyle düşünüyorum abi.
Gördüğüm rüyaların tabirlerine bakıyordum makam, mevki, para gibi şeyler çıkıyordu. Gerçek hayatta bakıyordum ben yine hep aynı ben 😊
Sizin tabirlerinizden sonra anladımki her rüya şahsi değil.
Rabbim iki cihanda bizlere iman kuran nasip etsin.

= Amin.

ABD'nin Suriye'de bulunan askeri unsurları işgalci unsurlardır. ABD'nin Suriye'deki varlığı tamamen hukuksuzdur. Suriye'deki ABD işgalci unsurlarının vurulmasından ötürü ABD'nin hiçbir karşılık vermek hakkı da yoktur.

Ayrıca, ABD unsurlarının ya da ABD'nin maşa olarak kullandığı YPG gibi terör unsurlarının, Suriye'de organize şekilde terör, kaçakçılık, yağma, cinayet, katliam suçları işledikleri de somut delilleriyle bütün dünyanın gözleri önündedir.

ABD Suriye'den de def olup gitmelidir.

ABD'li ilgili yetkililer yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. ABD'nin, bu kadar hukuksuz ve suç üstü haline rağmen üste çıkarcasına küstah açıklamalarına gerekli tepkileri vermeyen ülkeler/hükumetler de ABD'nin suç ortaklarıdır.

ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Pakistan, İsrail diye saymaya başlasak, onca ülke nükleer silahlara sahip olabildiği gibi, İran'ın ya da geriye kalan bütün ülkelerin de nükleer silahlara sahip olmak hakkı vardır.

Aksine bir görüş beyan etmek, hukuk tanımazlık ve art niyettir. Dünyayı nükleer silah tehlikesinden gerçekten korumak isteyen taraflar varsa, ilk işleri, ellerindeki nükleer silahları tamamen ve gerçekten imha etmek olmalıdır.

ABD, İngiltere, İsrail, Fransa gibi geçmişi, işleri, duruşu, yapısı açıkça gözler önünde olan yağmacı, sömürgeci, terörist, hırsız, katliamcı, namus tanımaz ülkelerin dünyayı nükleer silah tehlikelerinden koruyacak taraflar olduğuna inanmak ahmaklık ötesi bir tavırdır. Ya da kimsenin tahammül etmek zorunda olmadığı bir küstahlık, samimiyetsizlik, yalancılık ve art niyettir. Bu masallarla, bu çifte standartlarla koca dünyayı hala istedikleri yöne çevireceklerini zan edenler de ahmaklığın zirvesine varmış kişilerdir. Artık öyle bir dünya kalmadı.

İsrail'in, ABD'nin ya da herhangi bir ülkenin, nükleer silah bahanesi ile İran'a askeri müdahale yapması, tamamen kanunsuz, tamamen işgal ve sömürme maksatlı müdahale olacaktır ve hak ettikleri karşılıkları da bulacaklardır.

ABD, İngiltere, İsrail ve bilinen müttefikleri, öncelikle Irak'ın, gerçekte hiç var olmamış sözde kimyasal silahlarını şu senede bari ispat etsinler. Suriye'nin, var olmayan sözde kimyasal silahlarını da şu vakitte bari ispat edebilsinler.

Ya da bütün dünya insanlığı artık bu vahşiliğe, hukuki söylemler arkasına gizlenen adiliğe/şeytanlığa karşı ses versinler. Irak ve Suriye'de, var olmayan kimyasal silahlar bahanesi ile yapılan askeri müdahaleler neticesinde can veren milyonlarca kişinin hesabını ABD, İsrail ve müttefik olan ülkelerin ilgili bütün yetkililerinden sormak adalettir, dünya barışına hizmet etmektir. Keyiflerine göre milletler arası hukuk esasları belirlemeye ve uygulamaya kalkan milletler arası teröristlik yapan ülke liderlerine uymak adalet değildir. İnsanlığa ve dünya barışına hizmet değildir.

Bu türlü basit oyunlarla batı dünyası kendine yeni sömürme sahaları bulamayacaktır. Buna inanan ve milletler arası terör, katliam, yağma suçlusu hükumetlerle paslaşan holdinglerin yetkilileri de yargılanacaklardır. Hem de "insanlığa karşı işlenmiş suçlar" kapsamında ve idam cezasıyla yargılanacaklardır.

Türkiye'ye karadan ya da denizden sınırı olan herhangi bir ülkeye yapılacak hukuksuz askeri müdahalelere, üstü örtülü işgal ve yağma teşebbüslerine karşı... Türkiye'nin kendini, milletini, menfaatlerini, komşularını korumak maksadıyla askeri, siyasi, istihbari müdahaleler yapmak ve hukuksuzluklara son vermek hakkı da vardır.

Mason tarikatı marifetiyle birbirleriyle organize şekilde hareket eden, sık sık danışıklı dövüşen hükumetlerin de maskeleri düşmüştür. İran'ın başındaki sözde resmi idarecilerin ve sözde dini/İslami liderlerin de maskeleri düşmüştür.

İran'ın başındaki resmi idari kadronun, son süreçte büyük oranda düşman unsurlarla danışıklı dövüşüyor olması bile Türkiye için vahim seviyede milli güvenlik sorunları oluşturmaktadır ve Türkiye, bu şartlarda da İran'a askeri müdahale yapma hakkına sahiptir. İran denilen topraklarda yaşayan 45 milyon Türkün güvenliğini dert etmek de Türkiye'nin sorumluluğudur. Gerektiğinde onları muhafaza etmek için bedeller ödemek de Türkiye'nin sorumluluğudur.

Türkiye, batılı ve doğulu hükumetlerin organize şekilde kendi çevresini/bölgesini sömürme teşebbüslerine karşı kendini savunmak, bölgenin yeni trajedilere sürüklenmesine mani olmak ve yeni göç dalgaları oluşmasına mani olmak hakkına sahiptir. Lüzumu halinde, bu insani, vicdani ve hukuki müdahalesini askeri sahaya taşımak hakkına da sahiptir.

Okyanus ötesinden gelerek buralarda kan dökenler, yağma yapanlar, katliam suçları işleyenler, insan ve organ kaçakçılığı bile yapanlar bilsinler ki lüzumu halinde Türkiye ve gerçek müttefikleri, bölge ülkelerine ve bölge ülkelerindeki işgalci/sömürgeci askeri unsurlara müdahale ettikleri gibi, okyanus ötesindeki suçlu ülkelere dahi müdahale edecekler.

Dünya artık eski dünya değil. Öyle olup olmadığını denemek isteyenler için, işte saha...

Saçma sapan, temelsiz sözde hukuki söylemlerle ve mesnedsiz suçlamalarla İran'a tek bomba dahi attıran ülke liderleri ve hükumetler, milletler arası savaş suçları işlemiş olacaklar. "Kesinlikle yargılanacaklar" demiyorum, pek çoğu yargılanmaya kalmadan cezalandırılacaklar. Zira dünyada şu anda BM çatısı dahi çökmüş de ilan edilmemiş vaziyette. Yeni ve gerçekten adil, gerçekten dünya insanlığının barışını ve iyiliğini isteyen, masonların ve satanistlerin sızamadığı, kara paracı Yahudilerin elinde maşa olmamış bir BM teşkilatı oluşması, milletler arası ceza mahkemeleri oluşması da zaman alacaktır. Lakin söz konusu savaş suçlusu liderler, bakanlar, genelkurmay kademeleri, bunlarla organize halde hareket eden büyük holdinglerin sorumluları cezalarını daha önden bulacaklardır.

Hukuk tanımaz şekilde başka ülkelere askeri müdahaleler yapmaya kalkan ve/veya bu türlü ittifakların içinde az ya da çok bulunan ülkelere de askeri müdahaleler yapılması hukuka uygundur ve dünya barışına gerçekten hizmet etmek, söz konusu iki yüzlü ve İblis'e hizmet eden ülkelere haddini bildirmekle mümkündür.

Aksi halde, basın ve medya gücünü, mason tarikatının hükumetler arası bağlantılarını kullanarak insanlığı kandırmaya ve muhtelif ülkeleri sömürmeye yeniden yeniden teşebbüs edeceklerdir. Dünyada savaşlar, katliamlar, acılar, zulümler, sömürmeler hiç bitmeyecektir ve İblis'in istediği dünya düzeni yürürlükte kalacaktır.

İstanbul merkezli yeni dünya düzeninde sömürgeciliğe, yağmacılığa, hukukun keyfi söylemlerle ve mesnedsiz iddialarla bir silah gibi kullanılmasına, katliamlara, göz yaşlarına, soykırımlara asla izin verilmeyecektir. Herkes safını gözden geçirsin ya da karanlık sona doğru gitmekte oldukları şu yolun sonuna geldiklerinin farkında olsun. Her gürlü meşru karşılıklara hazır olsun.

ABD'nin, sayılamayacak kadar çok askeri araç, teçhizat ve mühimmatı, Taliban gibi sözde İslami, aslında azılı terörist ve kara paracı bir örgüte bırakıp çekilmesi... Daha fazla kara para trafiği oluşturabilmek için devamında Taliban'ı resmi bir hükumet gibi görmesi, sorunsuzca ikili ilişkiler içinde olması ve müttefiki ülkeleri de böyle davranmaya sevk etmesi... Bu bile tek başına kimin ne maksatla hareket ettiğini, maksadının ne olduğunu gözler önüne seriyor. Bütün gereksiz tartışmaları yok ediyor.

ABD ve malum müttefikleri, İblis'e, kara paracılığa, yağmacılığa, sömürgeciliğe hizmet ediyor.

Dünya insanlığı, her fırsatta basının ve medyanın karşısına ülkelerin lideri ya da bakanı sıfatıyla geçerek, kara paracı hükumetlere ve İngiltere merkezli vahşi dünya düzenine yarayan palavralar anlatan insan şeytanlarını dinlemek zorunda değil.

Bu gibilerin hiçbirinin eylem ve söylemleri hukuka ve milletler arası hukuka ve vicdana uygun değil. Bu türlü açıklamaların hiçbir bağlayıcılığı yok. Bu türlü açıklamaların peşinden yapılacak askeri ve siyasi müdahalelerin de hiçbir meşruiyeti yok.

ABD'yi Suriye'den çıkartmak ya da Suriye'deki unsurlarını imha etmek, en fazla iki saatlik iş...

Türk ordusu, en çok da içindeki masonlarla harp ediyor.

Bilinçaltı dışa mı vuruyor?

Biden "Bankalar oldukça iyi durumda" demiş. Gerçekte ABD bankalarının hali tıpkı kendisiyle aynı vaziyette... Aynı görüntüyü veriyorlar.