Güneşin batıdan, battığı yerden doğması: İstanbul...

Pencereden dışarı bakmak: Bütün sorunları kararlılıkla ve kısa sürede çözmek. Sahaya hakim olmak. Ufka kadar bütün sahayı ayrıntıları ile görmek.

Güneşin batıdan ikinci kez doğması...

1. Mana: Türkler en son İstanbul'da yıkıldılar ve tarih sahnesinden çekildiler. Şimdi yeniden sahne alacaklar.

2. Mana: İstanbul'u durdurmak, yok etmek için saldırdılar ama kısa süre ışığı zayıflasa da hemen yeniden doğdu. Daha da güçlendi, her yeri aydınlattı. Şu anda gerçek hayatta bütün dünyayı zaten İstanbul'un güneşi aydınlatıyor.

Gün doğması: Ülkenin kurtulup aydınlığa çıkması. İşgale ve bölünmeye mani olunması.

Yanardağ patlaması: Sorunların üzerine kararlılıkla ve doğru kararlarla gitmek, küllerinden yeniden doğmak

Yeşil ağaçların olduğu orman:

Rüyada orman görmek meslek hayatında başarılı olmaya, yükselmeye ve iyi bir ticaret ehli olmaya delalet eder. Rüyada kuşların cıvıldadığı, ağaçların çiçekler açtığı, huzurlu ve dingin bir orman görmek kısmet olarak tabir edilir. İnsanın girmediği, ağaçların ve çimenlerin kuruduğu kötü bir orman görmek kişinin sıkıntılı ve zor günler yaşayacağı aynı zamanda da kazancının azalacağı şeklinde tabir edilir.

Rüyada orman görmenin tabiri bunlarla sınırlı değildir elbette. Rüyada orman görmek ahali içinde sözü dinlenen, arkası sağlam ve varlıklı birine işaret eder. Rüya sahibi böyle bir kişi ile kendisine hayırlı gelecek bir girişimde bulunacak demektir. Varlıklı bir kişi rüyasında orman görürse kendisini küçük düşürecek bir şey yapacaktır. Gariban bir kimse rüyasında orman görürse rızkı artacak, geçim sıkıntısından kurtulacaktır.

Rüyada yanmak, mutlulukların ve hayırların en güzelini, en kutsalını yaşamaya delalete eder. Rüyada yanmak, dinine sıkı sıkıya bağlı, hem gönülde hem eylemde inancının layığı ile yaşamaya ve hakkını vermeye tabir edilir. Rüyada yanmak, rüya sahibi için Allah katında en güzel mertebeye erişme arzusunda olduğuna ve Allah aşkıyla yanıp tutuştuğuna işaret eder. Bu kişi hak yolunda helal kılınmış şeylere yakın haram kılınmışlara da uzak durur. Hayır işlerine çok meraklıdır, kendini hayır işi yapmaya adamıştır.

Rüyada Yağmur Görmek

Rüyada yağmur görmek, rüyayı gören kişinin, iş hayatında ve aile hayatında çok kısmetli bir insan olduğuna, hanesinde bolluk ve bereketin hâkim olacağına ve çok iyi kalpli ve güzel ahlaklı insanlar ile tanışacağına alamet edilir.

Rüyada sıvı yağ görmek, şans ve kısmet kapılarının sonsuza kadar açık olduğuna, rüya sahibinin rızıktan, nimetten ve kazançtan yana çok bereketli bir hayat yaşayacak oluşuna, uzun bir ömre, işlerin kolaylıkla hallolacağına, sağlığa ve zenginliğe tabir edilir. Rüya sahibinin ince eleyip, sık dokuması sayesinde hayatı boyunca kendisi için isabetli ve hayırlı olan işleri yapıp çok başarılı olacağına bu sayede krallar gibi bir yaşam süreceğine delalet eder.

Rüyada yağ görmek, ağız tadı ile geçecek bir hayata işaret eder. Rüyasında yağ gören kişi hayatın eşsiz nimetlerinden bolca istifade edecek, hayattaki tüm lezzetlerin ve heyecanların tadına varacaktır. Rüya sahibi kafasına göre, gönlünün istediği şekilde yaşayacak, gözünün gördüğü, canının çektiği her şeye sahip olacaktır. Tabir yerindeyse bir eli yağda bir eli balda olacak, hayatını istediği gibi yaşayacak ve yönlendirecektir. Rüyada yağ görmek, rüya sahibinin muradına erip, sahip olmak istediği mutlu yuvaya kavuşması anlamına da gelmektedir. Rüya sahibi eşine, çocuklarına ve ailesine bağlı biri olacak, onların rahat yaşamasını ve geleceklerinin güzel olmasını sağlayacak imkâna sahip olacak demektir.

Ön camın sağlam olması: Emniyet içinde olmak, zarar erişmemesi...

Rüya sahibinin, yağlı yağmur yağacağını daha önce yayınlarımdan okuyup bllmesi de çok büyük projelere, işlere, bağlantılara delalet ediyor. Bunlar kısa sürede somut şekilde başlatılacak.

Rüyada oda görmek, zafer anlamına gelir. Rüya sahibinin her işin hakkını vererek, girdiği işlerden hayır bulmasına, rakiplerini ezip geçmesine, bol kazanç elde etmesine ve adından başarıları ile bahsedilmesine işaret eder. Rüyada oda görmek, planlı, programlı, sağlam projelerle çalışan, disiplinli bir iş hayatı ve düzenli bir ev hayatı olan kişi ile tabir edilir. Rüya sahibinin tüm bu donelerin hepsini bir araya getirmesi kendisine şans, başarı ve mutluluk getirecek demektir.

Rüyada salon görmek, ferahlamak, üstündeki yükü atmak ve psikolojik açıdan yenilenmek demektir. Genellikle kişiye iyi gelen ve sıkıntılarını hafifleten güzel gelişmeler olacağını müjdelediği gibi, yeni oluşumların, iş konusunda farklı arayışlara girmenin işaretini de verir. Geniş bir salon görmek geleceğe dönük işler yapmak, arsa veya ev almak için girişimde bulunmak, zor günler için yapılan birikimler sayesinde zihnen rahat olmak anlamına gelir. Dar salon görmek ise rüya sahibinin bir konuda inatçılığı yüzünden sorun yaşayacağına, yaşanan soruna bakış açısı değiştirilmediği için uzunca bir süre daha aynı sıkıntıyla yüzleşmek zorunda kalacağına yorumlanır.

Rüyada anne görmek kısmetlerinizin artacağına ve hayatınıza bolluk geleceğine işaret eder. Son derece hayırlı bir rüyadır. Rüyada annesini gören kişinin durumu iyi değilse, dünyalığı artar. Rüyayı gören kimse fakir olsun zengin olsun hayatına bolluk girer. Rüya tabirlerine göre böyle bir rüya gören kişinin annesini ihmal etmeye başladığı ve annesini sık sık ziyaret ederek hayır duasını alması gerektiği önerilmektedir.

Balkon manzarası: Hakimiyet, liderlik, balkon konuşması

Eğer rüzgâr hafif hafif ve serinletecek kadar yumuşak ve güzel esiyorsa hayırlı olayların gerçekleşeceğine delalet eder.

Maraş merkezli afet bölgesinin altında, hususiyle Maraş ile Urfa hattı arasında, Karun'un hazineleri de var. Suni afet saldırıları yapılmadan önce bu hususta birkaç farklı zamanda yazılar yazmıştım. Karun'un zamanında, dünyada şu anda olduğundan bile çok çok yüksek bilim ve teknoloji vardı. O hazinelerin etrafında, tıpkı gezegenimizin etrafında olduğu gibi manyetik koruma kalkanı var.

Maraş merkezli suni deprem saldırıları sırasında, dünyanın tabii manyetik alanını ve dolayısıyla yer çekimini, o bölgede kasten zayıflatmalarının bir sebebi de Karun'un hazinelerini koruyan koruma kalkanını kırabilmek, geçebilmek hedefiydi... Tabii manyetik alan bir anda kırıldığı için yer çekiminin gücü de bir anda kırıldı. Bu da şehirlerin ve binaların adeta su üstünde yana kayan cisimler gibi hareket etmesine ve kaymasına sebep oldu. Bu suni depremler, derin fay kırıkları ile olmadı ve bütün uzmanlar bunu biliyorlar. AFAD'ın resmi sitesinden şu suni depremlere dair teknik verileri kaldırmasının arkasında da bu gerçek var. Dünyada hiçbir tabii deprem bu şiddette ve bu teknik özelliklerde yaşanmadı ve yaşanamaz. Bu yaşananlar, anladığımız ve bildiğimiz manada deprem değildi.

Ben baştan söylemiştim ama yine bana itibar etmediler. O batık haldeki bina ya da saray, etrafındaki koruma kalkanı için gereken sürekli enerjiyi, dünyanın çekirdeğinden dışarı doğru yayılan tabii manyetik alandan sağlıyor. Böylelikle binlerce senedir hiç enerjisiz kalmadı, bozulmadı, faaliyeti durmadı.

Dünyanın çekirdeğinden dışarı doğru yayılan manyetik alan ile Karun'un hazinelerinin arasına set çekildi. Çok kuvvetli ve suni bir manyetik alan oluşturuldu ve çekirdekten yüzeye gelen tabii manyetik alana set/bariyer olarak kullanıldı.

Çok kısa süreliğine bu sağlanınca, o yere batırılmış saraydaki yüksek teknolojili sistemin enerjisiz kalacağı ve koruma kalkanını söndüreceği düşünüldü. Ayrıca, bölgeye defalarca yapılan elektromanyetik şok atışlarının da kalkanı bozup dağıtacağına ihtimal verdiler. Yerdeki acayiplerin ve gökteki çok sayıda acayipliğin asıl sebebi de bunlar... Enerji ile öyle bir oynandı ki peş peşe devasa ışımalar yaşandı. Gece, gündüze dönecek gibi oldu.

Neticede o yere batmış saraya, etrafındaki kalkana ve akıl almaz büyüklükteki hazineye hiçbir şey olmadı. Dikkat edin, hiçbir şey olmadı. En ufak bir zarar dahi görmedi. Olan, 10 vilayete ve üzerindeki milyonlarca kişiye oldu. Bebekler, çocuklar, kadınlar, siviller, masumlar, ihtiyarlar acımasızca katledildi. Toplam ölü sayısı birbuçuk milyonu çoktan geçti...

Bu ülkede hatta dünya genelinde Göbekli Tepe'nin öneminin anlaşılmasını, sarsıcı gerçeklerinin meydana çıkmasıını Akademi Dergisi sağladı. Seneler önce ilk defa bu konularda yazılar yayınladığımda herkes sarsılıyor ve sessizliğe bürünüyordu. Uçuk bulanlar oluyordu. Ana akım internet siteleri bile konuyu Akademi Dergisinden anlayarak, kavrayarak haberler yaptılar ve devamında hızla yayıldı.

Oranın aslında bir maden ocağı olduğunu, tapınakla alakası bile olmadığını, sonraki nesillerden gelenlerin eklemeler yaptığını, orada yerin altında çok değerli madenler ve ayrıca hazineler bulunduğunu da dünya Akademi Dergisinden öğrendi. Yıllar sonra işte mevzu Maraş merkezli saldırılara kadar geldi. Arada geçen bunca süre boyunca bu devletin yetkilileri gereki hiçbir şey yapmadı. Sonra, saldırı sürecinde de düşmanlara açıkça çalıştılar, çalışıyorlar.

Fırat'ın altından, dağ gibi büyük bir altın madeni çıkmayacak. Fırat'ın altından, zan edildiği gibi bir altın dolu hazine de çıkmayacak. Fırat'ın altında çok ama çok daha fazlası ve şaşırtıcı olanı var.

Fırat'ın altından bir dağ yani bir koruma kalkanı çıkacak ve çıktı. O koruma kalkanının içinde de maden yatağı, kasalar dolusu altınlar v.s. değil, akıl almaz seviyede büyük ve değişik bir hazine var ki işte o Karun'un hazinesi... Bunu da yıllardır yaptığım yayınlar sayesinde çok net, kesin şekilde anladılar ve peşine düştüler.

O yere batırılmış, yere geçirilmiş ve zamanında yüksek teknoloji ile sapasağlam yapılmış olan sarayın içinde, her türlü değerli madenden yapılmış hazineler var. Yüksek teknolojili cihazlar var. Gelişmiş bir elektronik arşiv var. Dünyanın gerçek tarihine ışık tutacak veriler, sesler, görüntüler, yazılı metinler var.

Belki de Musa peygamberin görüntüsü ve o zamanda şehirlerin, dünyanın farklı yerlerinin görüntüleri de vardır. Türlü teknolojilerin izah edildiği kaynaklar var. Yapılmış ya da yapılması planlanmış türlü şeylerin projeleri var. Bunların yanında, şu bizim zamanımızdaki en ileri projeler bile oyuncak misali kalır.