"Baskın yapalım"
"Onlar hileli bir düzen kurdu."
• Neml Suresi, 45. ayet: Andolsun, Biz Semud (kavmine de) kardeşleri Salih'i: "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye (demek üzere peygamberlik vazifesiyle) gönderdik. (Salih) Bir de ne görsün, onlar birbirlerine düşman kesilmiş iki gruptur.
• Neml Suresi, 46. ayet: Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."
• Neml Suresi, 47. ayet: Dediler ki: "Senin yüzünden ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki: "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah Katında (yazılı)dır. Hayır, siz imtihan olmakta olan bir kavimsiniz."
• Neml Suresi, 48. ayet: Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı.
(Dokuzlu çete: İblis'in sistemini idare eden ve dünya insanlarından oluşan konsey. Günümüzdeki Ankebut Ağı konseylerinin o zamanki benzeri... Yeryüzünde her şeyin İblis'in istediği gibi olmasını yani iyilik, insanlık namına hiçbir şeyin kalmamasını istiyorlardı.)
• Neml Suresi, 49. ayet: Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona (Salih peygambere) ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine (yakınlarına): Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim."
• Neml Suresi, 50. ayet: Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
• Neml Suresi, 51. ayet: Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
• Neml Suresi, 52. ayet: İşte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıssız evleri. Şüphesiz bilen bir kavim için bunda bir ayet vardır.
• Neml Suresi, 53. ayet: İman edenleri ve sakınanları da kurtardık.
"Onlar hileli bir düzen kurdu."
• Neml Suresi, 45. ayet: Andolsun, Biz Semud (kavmine de) kardeşleri Salih'i: "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye (demek üzere peygamberlik vazifesiyle) gönderdik. (Salih) Bir de ne görsün, onlar birbirlerine düşman kesilmiş iki gruptur.
• Neml Suresi, 46. ayet: Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."
• Neml Suresi, 47. ayet: Dediler ki: "Senin yüzünden ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki: "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah Katında (yazılı)dır. Hayır, siz imtihan olmakta olan bir kavimsiniz."
• Neml Suresi, 48. ayet: Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı.
(Dokuzlu çete: İblis'in sistemini idare eden ve dünya insanlarından oluşan konsey. Günümüzdeki Ankebut Ağı konseylerinin o zamanki benzeri... Yeryüzünde her şeyin İblis'in istediği gibi olmasını yani iyilik, insanlık namına hiçbir şeyin kalmamasını istiyorlardı.)
• Neml Suresi, 49. ayet: Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona (Salih peygambere) ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine (yakınlarına): Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim."
• Neml Suresi, 50. ayet: Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.
• Neml Suresi, 51. ayet: Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.
• Neml Suresi, 52. ayet: İşte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıssız evleri. Şüphesiz bilen bir kavim için bunda bir ayet vardır.
• Neml Suresi, 53. ayet: İman edenleri ve sakınanları da kurtardık.
Saika ile helak
(Saika: gökten inen yakıcı ve metafizik bir ses, metafizik bir yıldırım, metafizik bir enerji/ışın)
Ad kavminden sonra yaşayan Semud kavmi, kendilerini daima ikaz eden ama hiç inanmadıkları, tabi olmadıkları Salih peygamberi öldürmek için karar almışlar ve topluca hareket etmeye başlamışlardı. Büyük çoğunluğu Salih aleyhisselamı öldürmek kastıyla durmadan ağır büyüler yapıyorlardı ve ayrıca karanlık metafizik enerjileri onun üzerine göndermek için satanist ayinler de yapıyorlardı. Söz konusu ayinler sırasında satanistçe müzikler çalıyor, satanistçe danslar ediyor, çeşitli büyü ritüellerini yerine getiriyor, ritimli şekilde yerlere vuruyor ve insan ya da hayvanları da İblis'e acımasızca hatta işkencelerle kurban ediyorlardı. Bazı bölgelerde o sapıklar ayin yaparken tamamen çıplak halde bir arada bulunuyorlardı. Hayvanlar gibi açıkça, bir arada cinsi münasebette bulunuyorlardı. Aralarında eşcinsellik de yapıyorlardı. İblis'in kendilerine yardım edeceğini, Salih peygamberi öldüreceğini umuyorlardı. Bunu bekliyorlardı.
Lakin, bir anda neye uğradıklarını şaşırdılar. Karanlık enerjiler kendilerine döndü. Daha fazlası da üzerlerine indi. Bir kısmı anında ve feci hallerde öldüler. Bazıları ise yaklaşık üç gün kadar can çekiştiler de yine feci hallerde öldüler. Dışarıdan bakan ve metafizik kabiliyetleri olmayan kişiler, onların nasıl öldüklerini anlayamazlardı ama hepsinin kalp ve beyin başta olmak üzere iç organları adeta yanıp kararmıştı. Bazılarının suretleri de değişmiş, kafaları/yüzleri eşek, domuz, maymun kafalarına benzemişti.
İblis, tarihin farklı zamanlarında çok sayıda hak peygamberi, yoldan çıkarttığı ve büyücülük ile metafizik öğrettiği kavimlerin toplu metafizik saldırıları ile şehit ettirmişti. Lakin o defa da Allah, zamanın peygamberi Salih aleyhisselam hakkında ölüm/ecel takdir etmemiş ve Salih peygamberi de muhafaza etmişti.
• Ankebut Suresi, 38. ayet: Ad'ı ve Semud'u da (yıkıma uğrattık). Gerçek şu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yaptıklarını şeytan süsleyip çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi.
• Sad Suresi, 13. ayet: Semud, Lut kavmi ile Eyke halkı da. İşte onlar (Allah'a karşı isyanda birleşen ve güç toplayan) fırkalardı, bölüklerdi)
• Sad Suresi, 14. ayet: Hepsi de peygamberleri yalanladılar, böylece azapla sonuçlandırmam (onlara) hak oldu.
• Mü'min Suresi, 31. ayet: "Nuh kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah, kullar için zulüm istemez."
• Fussilet Suresi, 13. ayet: Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin helak edilmesine vesile olan) saikasına benzer bir saika ile uyardım."
• Fussilet Suresi, 14. ayet: Onlara "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye önlerinden ve arkalarından peygamberler gelince, dediler ki: "Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkar edicileriz."
• Fussilet Suresi, 17. ayet: Semud'a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın saikası yakalayıverdi.
• Fussilet Suresi, 18. ayet: İman edenleri ve sakınanları ise kurtardık.
• Kaf Suresi, 12. ayet: Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı ve Semud (kavmi) de yalanladı.
• Zariyat Suresi, 43. ayet: Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: "Belli bir süreye kadar yararlanın" denmişti.
• Zariyat Suresi, 44. ayet: Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken, onları saika çarpıp yakaladı.
• Zariyat Suresi, 45. ayet: Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.
• Necm Suresi, 51. ayet: Semud'u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
• Kamer Suresi, 23. ayet: Semud (kavmi) de uyarıları yalanladı.
• Kamer Suresi, 24. ayet: Dediler ki: "Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık (dalalet) ve çılgınlık içinde kalmış oluruz."
(Saika: gökten inen yakıcı ve metafizik bir ses, metafizik bir yıldırım, metafizik bir enerji/ışın)
Ad kavminden sonra yaşayan Semud kavmi, kendilerini daima ikaz eden ama hiç inanmadıkları, tabi olmadıkları Salih peygamberi öldürmek için karar almışlar ve topluca hareket etmeye başlamışlardı. Büyük çoğunluğu Salih aleyhisselamı öldürmek kastıyla durmadan ağır büyüler yapıyorlardı ve ayrıca karanlık metafizik enerjileri onun üzerine göndermek için satanist ayinler de yapıyorlardı. Söz konusu ayinler sırasında satanistçe müzikler çalıyor, satanistçe danslar ediyor, çeşitli büyü ritüellerini yerine getiriyor, ritimli şekilde yerlere vuruyor ve insan ya da hayvanları da İblis'e acımasızca hatta işkencelerle kurban ediyorlardı. Bazı bölgelerde o sapıklar ayin yaparken tamamen çıplak halde bir arada bulunuyorlardı. Hayvanlar gibi açıkça, bir arada cinsi münasebette bulunuyorlardı. Aralarında eşcinsellik de yapıyorlardı. İblis'in kendilerine yardım edeceğini, Salih peygamberi öldüreceğini umuyorlardı. Bunu bekliyorlardı.
Lakin, bir anda neye uğradıklarını şaşırdılar. Karanlık enerjiler kendilerine döndü. Daha fazlası da üzerlerine indi. Bir kısmı anında ve feci hallerde öldüler. Bazıları ise yaklaşık üç gün kadar can çekiştiler de yine feci hallerde öldüler. Dışarıdan bakan ve metafizik kabiliyetleri olmayan kişiler, onların nasıl öldüklerini anlayamazlardı ama hepsinin kalp ve beyin başta olmak üzere iç organları adeta yanıp kararmıştı. Bazılarının suretleri de değişmiş, kafaları/yüzleri eşek, domuz, maymun kafalarına benzemişti.
İblis, tarihin farklı zamanlarında çok sayıda hak peygamberi, yoldan çıkarttığı ve büyücülük ile metafizik öğrettiği kavimlerin toplu metafizik saldırıları ile şehit ettirmişti. Lakin o defa da Allah, zamanın peygamberi Salih aleyhisselam hakkında ölüm/ecel takdir etmemiş ve Salih peygamberi de muhafaza etmişti.
• Ankebut Suresi, 38. ayet: Ad'ı ve Semud'u da (yıkıma uğrattık). Gerçek şu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yaptıklarını şeytan süsleyip çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi.
• Sad Suresi, 13. ayet: Semud, Lut kavmi ile Eyke halkı da. İşte onlar (Allah'a karşı isyanda birleşen ve güç toplayan) fırkalardı, bölüklerdi)
• Sad Suresi, 14. ayet: Hepsi de peygamberleri yalanladılar, böylece azapla sonuçlandırmam (onlara) hak oldu.
• Mü'min Suresi, 31. ayet: "Nuh kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah, kullar için zulüm istemez."
• Fussilet Suresi, 13. ayet: Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin helak edilmesine vesile olan) saikasına benzer bir saika ile uyardım."
• Fussilet Suresi, 14. ayet: Onlara "Yalnızca Allah'a kulluk edin" diye önlerinden ve arkalarından peygamberler gelince, dediler ki: "Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkar edicileriz."
• Fussilet Suresi, 17. ayet: Semud'a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın saikası yakalayıverdi.
• Fussilet Suresi, 18. ayet: İman edenleri ve sakınanları ise kurtardık.
• Kaf Suresi, 12. ayet: Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı ve Semud (kavmi) de yalanladı.
• Zariyat Suresi, 43. ayet: Semud (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onlara: "Belli bir süreye kadar yararlanın" denmişti.
• Zariyat Suresi, 44. ayet: Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp dururlarken, onları saika çarpıp yakaladı.
• Zariyat Suresi, 45. ayet: Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.
• Necm Suresi, 51. ayet: Semud'u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
• Kamer Suresi, 23. ayet: Semud (kavmi) de uyarıları yalanladı.
• Kamer Suresi, 24. ayet: Dediler ki: "Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık (dalalet) ve çılgınlık içinde kalmış oluruz."
👍1
• Kamer Suresi, 25. ayet: "Zikr (vahy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır."
• Kamer Suresi, 26. ayet: Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
• Hakka Suresi, 4. ayet: Semud ve Ad (toplumları), kariayı yalan saydılar.
• Hakka Suresi, 5. ayet: Bu nedenle Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
(Karia: Çarpmak, bir şeyi başka bir şeye şiddetle çarpmak. Dehşetten yürekleri hoplatan bir çarpma/şok/enerji... Korkudan dahi ölüme sebep olan bir çarpma... Beklenmedik musibet.)
(Gerçek yıldırımlar bir noktaya düşerler. Koca bir kavmi aynı anda helak etmezler. Üstelik kastedilen şey, gerçek manasıyla bir yıldırım olsaydı, kaçabilenler çok olurdu. O kavimden sadece iman eden ve Salih peygamberle birlikte oradan Mekke'ye hicret eden küçük bir grup kurtuldu.)
(Netice: Semud kavmi, önceleri Müslümanca yaşayan bir kavim iken, sonradan İblis'e uyan hatta nüfusunun tamamına yakını satanistleşen bir kavimdi. Büyücülüğe ve metafizik sahaya dair bilgiler çok yaygındı. İblis onları çıkmaz yola sevk etti. Salih peygambere topluca metafizik saldırı yaparlarsa, öldürebileceklerini söyledi. Lakin Semud kavmi ava giderken, av oldu. Çok ileri seviyede, mucizevi seviyede, ancak bir peygamberin elinde görülebilecek kadar güçlü bir metafizik karşılık buldular. Helak oldular. Her devirde, hak peygamberlere, kendi devirlerinde ne çok meşhursa, ne çok yaygınsa ve değerli görülüyorsa, o sahada mucizeler verilir.)
• Kamer Suresi, 26. ayet: Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
• Hakka Suresi, 4. ayet: Semud ve Ad (toplumları), kariayı yalan saydılar.
• Hakka Suresi, 5. ayet: Bu nedenle Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
(Karia: Çarpmak, bir şeyi başka bir şeye şiddetle çarpmak. Dehşetten yürekleri hoplatan bir çarpma/şok/enerji... Korkudan dahi ölüme sebep olan bir çarpma... Beklenmedik musibet.)
(Gerçek yıldırımlar bir noktaya düşerler. Koca bir kavmi aynı anda helak etmezler. Üstelik kastedilen şey, gerçek manasıyla bir yıldırım olsaydı, kaçabilenler çok olurdu. O kavimden sadece iman eden ve Salih peygamberle birlikte oradan Mekke'ye hicret eden küçük bir grup kurtuldu.)
(Netice: Semud kavmi, önceleri Müslümanca yaşayan bir kavim iken, sonradan İblis'e uyan hatta nüfusunun tamamına yakını satanistleşen bir kavimdi. Büyücülüğe ve metafizik sahaya dair bilgiler çok yaygındı. İblis onları çıkmaz yola sevk etti. Salih peygambere topluca metafizik saldırı yaparlarsa, öldürebileceklerini söyledi. Lakin Semud kavmi ava giderken, av oldu. Çok ileri seviyede, mucizevi seviyede, ancak bir peygamberin elinde görülebilecek kadar güçlü bir metafizik karşılık buldular. Helak oldular. Her devirde, hak peygamberlere, kendi devirlerinde ne çok meşhursa, ne çok yaygınsa ve değerli görülüyorsa, o sahada mucizeler verilir.)
Nedir bu?
Güney Kore'de yaşanan hadiselerin üzerinde, ilk anlardan itibaren büyük karartmalar, sansürlemeler yapılıyor ama yine de yayılmasını istemedikleri bazı görüntüler ve bilgiler sızıyor, yayılıyor. Çok gelişmiş yapay zekalar hatta çok gelişmiş uzaylı iletişim kontrol sistemleri bile bu hadiseye dair bilgileri ve görüntüleri sansürlemekte zorlanıyor.
Dünyada pek çok kişi, Amerikan askerlerinin, sıcağı sıcağına orada ne halt etmek için bulunduklarını sorguluyor. Ölümlerin haber alınmasının hemen ardından, ABD savaş uçaklarının bölgenin üstünde uçtuğu, bölgeyi kontrol ettiği de ciddiyetle iddia ediliyor. Uzaydan bir enerji silahı ile sivil insanlara saldırı yapıldığı iddiasını mı duydular? Nasıl bu kadar hızlı davranabildiler? O kadar mı sarsıcı şeyler yaşandı o bölgede ve o nedenle mi anında bu ihtimali değerlendirdiler? ABD'liler bölgeyi en ileri teknolojilerin desteğiyle incelediler mi? Aradıklarını buldular mı?
Bir eğlence merkezinin önündeki kısacık sokaktan yüzlerce ölü, yüzlerce ağır yaralı çıktığını iddia ediyorlar. Buna inanmamızı bekliyorlar. Şu anda dünyaya yayılmış olan ve sayıları dikkat çekici şekilde çok sınırlı olan görüntülerin hiçbirinde, yüzlerce insanın nerede nasıl öldüğünü görebilmek mümkün değil. Üstelik, söz konusu dar sokağın muhtelif yerlerinde güvenlik kameraları mevcut. Ayrıca sokağın giriş ve çıkışında o anlarda insanların geri gidebilecekleri ve baskıyı derhal azaltabilecekleri boşlukların mevcut olduğu da video görüntülerinden tartışmasız şekilde anlaşılıyor. Ölüler, yakındaki başka bir yerde mi öldüler, bu da sorgulanıyor.
O gece o sokakta Türk Youtubecular dahi vardı, sıkıştılar, bir seviyeye kadar izdiham oldu ama ölmediler ve sonrasında Youtube'da videolar yayınlamaya devam ediyorlar. O sokaktan nasıl olur da o şartlarda yüzlerce ölü çıkar, bir Güney Kore'li yetkili, bunu kaale alınabilecek tarzda anlatmalıydı. Lakin Güney Kore idaresi, hadisede çok tuhaflıklar olduğunu, olay yerindeki insanların davranışlarının normal olmadığını, ölümlerin tek sebebinin izdiham olamayacağını tartışan vatandaşlarını bile korkutmak ve susturmak maksadıyla resmi açıklama yaptı. "Asılsız iddialarda bulunanlar hakkında İdari ve hukuki soruşturmalar yapılacak. Gerekli cezalandırmalar yapılacak" dedi. İnsanların tartışması ve gerçeği bulması neden istenmedi? İddialar asılsız ise tartışılır, şeffafça değerlendirmeler yapılır, eldeki deliller meydana serilir ve asılsız iddialar olduğu netleşir. Bir idare, bunun yapılmasından, bu sürecin yaşanmasından neden rahatsız olur?
Sahi, ölü sayısı gerçekte yüzlerce mi, binlerce mi? Üç binden daha fazla kişinin hakkında kayıp ilanı verildiği iddiaları mevcut. O kadarcık yerde nasıl olur da üç bin ya da daha fazla kişi kaybolur? Sadece birkaç saat içinde ilk şok atlatılır, kriz masası çoktan kurulmuş olur, hastahaneler, morglar ve idari makamlar verileri netleştirirler, herkesin kimliği ve akıbeti teşhis edilebilir. Cesetlerin bazıları tanınmaz halde miydi? Gizlenmeleri mi gerekiyordu? Çöp konteynerleri içine doldurup bölgeden uzaklaştırılan cesetler de oldu mu? Cesetleri ailelere vermemek için ortadan yok edenler mi oldu? Hala yakınlarının ölü ya da diri bir şekilde bir yerden çıkmasını bekleyen aileler var mı?
Bütün bunlar komplo teorisi ve deli uydurması ise, ABD askerlerinin ve uçaklarının olay yerinde ve o kadar kısa süre içinde işi ne? Güney Kore hükumetinin paniğinin sebebi ne? Kayıplar nerede, bulundular mı? Başlarına ne gelmiş? Olay mahaline gelen polislerin hepsi de gerçekten polis mi, yoksa çoğu gizli servis elemanları mı? Dünyanın önde gelen basın ve yayın kuruluşları oraya ayrı ayrı onlarca ekip göndermeli ve oradan detaylı haberler geçmeliydi, neden böyle olmuyor? Dünyanın etkili ve yetkili binlerce insanı, konuya dair daha duyarlı olmalıydılar, dikkat çekici ve gündem oluşturucu açıklamaları peş peşe yapmalıydılar. Dünya Seul'e ağlamalıydı ama sanki bir güç unsuru Seul'ü dünyanın dikkatinden kaçırmaya çalışıyor.
Güney Kore'de yaşanan hadiselerin üzerinde, ilk anlardan itibaren büyük karartmalar, sansürlemeler yapılıyor ama yine de yayılmasını istemedikleri bazı görüntüler ve bilgiler sızıyor, yayılıyor. Çok gelişmiş yapay zekalar hatta çok gelişmiş uzaylı iletişim kontrol sistemleri bile bu hadiseye dair bilgileri ve görüntüleri sansürlemekte zorlanıyor.
Dünyada pek çok kişi, Amerikan askerlerinin, sıcağı sıcağına orada ne halt etmek için bulunduklarını sorguluyor. Ölümlerin haber alınmasının hemen ardından, ABD savaş uçaklarının bölgenin üstünde uçtuğu, bölgeyi kontrol ettiği de ciddiyetle iddia ediliyor. Uzaydan bir enerji silahı ile sivil insanlara saldırı yapıldığı iddiasını mı duydular? Nasıl bu kadar hızlı davranabildiler? O kadar mı sarsıcı şeyler yaşandı o bölgede ve o nedenle mi anında bu ihtimali değerlendirdiler? ABD'liler bölgeyi en ileri teknolojilerin desteğiyle incelediler mi? Aradıklarını buldular mı?
Bir eğlence merkezinin önündeki kısacık sokaktan yüzlerce ölü, yüzlerce ağır yaralı çıktığını iddia ediyorlar. Buna inanmamızı bekliyorlar. Şu anda dünyaya yayılmış olan ve sayıları dikkat çekici şekilde çok sınırlı olan görüntülerin hiçbirinde, yüzlerce insanın nerede nasıl öldüğünü görebilmek mümkün değil. Üstelik, söz konusu dar sokağın muhtelif yerlerinde güvenlik kameraları mevcut. Ayrıca sokağın giriş ve çıkışında o anlarda insanların geri gidebilecekleri ve baskıyı derhal azaltabilecekleri boşlukların mevcut olduğu da video görüntülerinden tartışmasız şekilde anlaşılıyor. Ölüler, yakındaki başka bir yerde mi öldüler, bu da sorgulanıyor.
O gece o sokakta Türk Youtubecular dahi vardı, sıkıştılar, bir seviyeye kadar izdiham oldu ama ölmediler ve sonrasında Youtube'da videolar yayınlamaya devam ediyorlar. O sokaktan nasıl olur da o şartlarda yüzlerce ölü çıkar, bir Güney Kore'li yetkili, bunu kaale alınabilecek tarzda anlatmalıydı. Lakin Güney Kore idaresi, hadisede çok tuhaflıklar olduğunu, olay yerindeki insanların davranışlarının normal olmadığını, ölümlerin tek sebebinin izdiham olamayacağını tartışan vatandaşlarını bile korkutmak ve susturmak maksadıyla resmi açıklama yaptı. "Asılsız iddialarda bulunanlar hakkında İdari ve hukuki soruşturmalar yapılacak. Gerekli cezalandırmalar yapılacak" dedi. İnsanların tartışması ve gerçeği bulması neden istenmedi? İddialar asılsız ise tartışılır, şeffafça değerlendirmeler yapılır, eldeki deliller meydana serilir ve asılsız iddialar olduğu netleşir. Bir idare, bunun yapılmasından, bu sürecin yaşanmasından neden rahatsız olur?
Sahi, ölü sayısı gerçekte yüzlerce mi, binlerce mi? Üç binden daha fazla kişinin hakkında kayıp ilanı verildiği iddiaları mevcut. O kadarcık yerde nasıl olur da üç bin ya da daha fazla kişi kaybolur? Sadece birkaç saat içinde ilk şok atlatılır, kriz masası çoktan kurulmuş olur, hastahaneler, morglar ve idari makamlar verileri netleştirirler, herkesin kimliği ve akıbeti teşhis edilebilir. Cesetlerin bazıları tanınmaz halde miydi? Gizlenmeleri mi gerekiyordu? Çöp konteynerleri içine doldurup bölgeden uzaklaştırılan cesetler de oldu mu? Cesetleri ailelere vermemek için ortadan yok edenler mi oldu? Hala yakınlarının ölü ya da diri bir şekilde bir yerden çıkmasını bekleyen aileler var mı?
Bütün bunlar komplo teorisi ve deli uydurması ise, ABD askerlerinin ve uçaklarının olay yerinde ve o kadar kısa süre içinde işi ne? Güney Kore hükumetinin paniğinin sebebi ne? Kayıplar nerede, bulundular mı? Başlarına ne gelmiş? Olay mahaline gelen polislerin hepsi de gerçekten polis mi, yoksa çoğu gizli servis elemanları mı? Dünyanın önde gelen basın ve yayın kuruluşları oraya ayrı ayrı onlarca ekip göndermeli ve oradan detaylı haberler geçmeliydi, neden böyle olmuyor? Dünyanın etkili ve yetkili binlerce insanı, konuya dair daha duyarlı olmalıydılar, dikkat çekici ve gündem oluşturucu açıklamaları peş peşe yapmalıydılar. Dünya Seul'e ağlamalıydı ama sanki bir güç unsuru Seul'ü dünyanın dikkatinden kaçırmaya çalışıyor.
O gece orada çok sayıda ve ileri seviyede satanist büyücü, ayinci, insanlık düşmanı kişiler bir araya gelmişler miydi? Kendi gruplarından olan kişilerin enerjilerini birleştirdikleri gibi, neler döndüğünü tam olarak bilmeyen diğer kişilerin/kalabalıkların enerjilerini de kullanıyorlar mıydı? Askerler, sivil bir insanın elinde kamera görünce neden sert tepkiler verdiler? Uzaktan uzağa kayıt yapan bir kişinin neyi görmesini ve kayda almasını istemiyorlardı? Bölgedeki yüksek sayıda sivil insanın elindeki görüntülere acele ile el konuldu mu? Özellikle Samsung marka cep telefonları ile kayıt ettikleri resimlerin ve videoların kim tarafından, ne zaman, nerede silindiğini anlayamayan çok sayıda Kore'li var mı? Cep telefonlarının işletme sistemleri yeraltı şehirlerinden de idare ediliyor mu? Gerektiğinde bu tarz sansürlemeler bile yapılabiliyor mu? Kayıtlı dosyaları tamamen silmeden bozabiliyolar mı?
Sahi, kendilerine İnka Federasyonu diyenler kimler ve ne halt ederler bunlar?
Sahi, kendilerine İnka Federasyonu diyenler kimler ve ne halt ederler bunlar?
Türkiye Kedicikler Cumhuriyeti Karaparacı Anonim Şirketi
Bir 'kedicik'in daha makamı yükseldi
Togg bünyesinde finans ekiplerine liderlik yapan ve Adnancı 'kedicik' olduğu bilinen İrem Sadıkoğlu, Finanstan Sorumlu Üst Seviye Yönetici (CFO) olarak atandı.
Kedicikler her yerde...
Kedicikler en namussuzca işlerde vazifelendiriliyorlar. Kural/sınır tanımaz tarzlarda onlardan istifade ediliyor. Gerektiğinde "yatak casusluğu" bile yapıyorlar. Her türlü şantaj, montaj, ayar çekme operasyonlarında değerlendiriliyorlar. Araştırıldığında çoğunun diplomaları ve eğitimleri de sahte çıkıyor. Belli başlı makamlara getiriliyorlar ve Adnan'ın emriyle "devlet içinde devlet" ya da bilinen diğer adıyla "paralel devlet" olmaya devam ediyorlar.
Bir 'kedicik'in daha makamı yükseldi
Togg bünyesinde finans ekiplerine liderlik yapan ve Adnancı 'kedicik' olduğu bilinen İrem Sadıkoğlu, Finanstan Sorumlu Üst Seviye Yönetici (CFO) olarak atandı.
Kedicikler her yerde...
Kedicikler en namussuzca işlerde vazifelendiriliyorlar. Kural/sınır tanımaz tarzlarda onlardan istifade ediliyor. Gerektiğinde "yatak casusluğu" bile yapıyorlar. Her türlü şantaj, montaj, ayar çekme operasyonlarında değerlendiriliyorlar. Araştırıldığında çoğunun diplomaları ve eğitimleri de sahte çıkıyor. Belli başlı makamlara getiriliyorlar ve Adnan'ın emriyle "devlet içinde devlet" ya da bilinen diğer adıyla "paralel devlet" olmaya devam ediyorlar.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Milli ve yerli otomobil TOGG'un Türkiye'de değil İtalya'da üretildiği ortaya çıkalı bir gün oldu.
Akademi Dergisi
Ben burada oyun oynamıyorum https://mfs.tv/?p=27672
Aksa Akrilik Mısır'daki iştirakini satıyor
Aksa Akrilik, Mısır'daki işinden çıkıyor.
Şirketten Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamaya göre, 100 milyon Mısır poundu (4,12 milyon dolar) özsermayeli Aksa Egypt'in tamamının satılması amacıyla potansiyel alıcılarla görüşmelere başlandı.
Şirket söz konusu kararına gerekçe olarak, Mısır piyasasında uzun dönemdir süregelen durgunluk, üretim hatlarındaki duruşlar, ülkenin mali/ticari uygulamaları ve üretim tesislerinin etkinliğinin değerlendirilmesi gösterdi.
Aksa Akrilik, Mısır'daki işinden çıkıyor.
Şirketten Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamaya göre, 100 milyon Mısır poundu (4,12 milyon dolar) özsermayeli Aksa Egypt'in tamamının satılması amacıyla potansiyel alıcılarla görüşmelere başlandı.
Şirket söz konusu kararına gerekçe olarak, Mısır piyasasında uzun dönemdir süregelen durgunluk, üretim hatlarındaki duruşlar, ülkenin mali/ticari uygulamaları ve üretim tesislerinin etkinliğinin değerlendirilmesi gösterdi.
Mfs - Şehitlerin cenazeleri yakılıyor mu
https://soundcloud.com/akademidergisi/sehitlerin-cenazeleri-yakiliyor-mu-2022-11-07-17-01-16
https://soundcloud.com/akademidergisi/sehitlerin-cenazeleri-yakiliyor-mu-2022-11-07-17-01-16
SoundCloud
Şehitlerin cenazeleri yakılıyor mu
www.mfs.tv