Queen Elizabeth sınıfı HMS Prince Of Wales Uçak Gemisi onarım için kuru havuza alındı.
HMS Prince Of Wales, Amerika Birleşik Devletleri'ne giderken pervane şaftı sorunu yaşamıştı.
Öncelikle Portsmouth deniz üssüne götürülen gemi, ardından onarım için İskoçya'daki Rosyht Tersanesi'nde bulunan kuru havuza alındı.
Geminin yeniden operasyonel olması için dalgıçlar ve mühendisler yoğun şekilde çalışıyorlar.
HMS Prince Of Wales, Amerika Birleşik Devletleri'ne giderken pervane şaftı sorunu yaşamıştı.
Öncelikle Portsmouth deniz üssüne götürülen gemi, ardından onarım için İskoçya'daki Rosyht Tersanesi'nde bulunan kuru havuza alındı.
Geminin yeniden operasyonel olması için dalgıçlar ve mühendisler yoğun şekilde çalışıyorlar.
Şu ana kadar yaşananlara "deprem" diyorsanız, şunu söylerim; kıyametiniz kopmak üzere ve hiç merhamet etmeyeceğim. Bunca nasihata, ikaza, uzlaşmacı tavırlara, tekrar tekrar verilen mühletlere rağmen bu sonu kendiniz tercih ettiniz. Şimdi sızlanmayı, ağlaşmayı, sövüp savmayı bırakın. Gerçek saha dahil, her sahada karşıma geçin. Çünkü sona çok çok yaklaştık.
Akbank'ı kısa sürede çökerteceğim. Karşımda dünya ittifak etse hatta dünyalar ittifak edebilecek olsa, yine de kimse Akbank'ı elimden alamayacak. Akbank'la birlikte çökmek isteyen bütün bankalar, bütün patronlar/şirketler, bütün hükumetler, bütün karaparacılar ve mafyalar, bütün taraflar, hemen şimdi Akbank'ın etrafında kenetlensinler.
#mfs
#mfs
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Bu düzen değişecek"
"Ya bize uyacaksınız ya da bir biz kalana kadar ölüp duracaksınız."
"Ya bize uyacaksınız ya da bir biz kalana kadar ölüp duracaksınız."
Çok geç kalındı
Şu projeyi yaklaşık bir buçuk sene önce çalışmıştım. Son bir sene içinde birkaç kere de birkaç kişiye anlatmış, alttan alttan yayılmasını istemiştim. Yeni yeni mi kulaklarına gidiyor koca firmaların, anlamadım.
Üstelik bilgilerin çok eksik ve sorunlu gittiği de anlaşılıyor. İnsanlar anlayabildiği kadarını anlatabiliyor. Hatta herkes anlayabildiği kadarını da anlatamıyor.
Bu projenin detayları daha değişik. Bu görünen sadece genel mantık... Öncelikle bu sisteme tak-sök tarzı ve gayet de büyük/güçlü rüzgar türbinleri lazım. Ya da güneş küresi ve güneş ocağı gibi sistemlerle buhar elde eden, buharla da elektrik üreten taşınabilir sistemler ve bol su lazım... Yani neredeyse hiç benzin ya da mazot kullanmadan kocaman şantiyelerde çalışmak mümkün.
Bu projede iş makinelerinin de değişmesi gerektiğini açıkça anlatmıştım.
Son anlattığım projelerden de anlaşılmıştır ki artık su ve güneş ışığı ile çalışan, depolarında tonlarca su bulunan kocaman iş makineleri yapmak işten bile değil. Böyle kablolara, aktarma sistemlerine de ihtiyaç yok. Su ve güneş enerjisi varsa, orada istenilen güç/yakıt var demektir. Koca şantiyelerde ya da maden sahalarında güneşten bol ne var... Su yokmuş gibi görünen yerlerde de suyu kolayca ve bolca üretmek işten bile değil...
Sonra, güneş enerjisi kullanılarak kısa sürede binlerce derece ısıtılan kazanların içinde, ille de su mu kaynatmak lazım? Ya da su kullanılacaksa, ille de o suyun buharını havaya mı atmak lazım?
Bu dünyada kimsenin enerji, yakıt, gıda, kuraklık, kıtlık gibi hususlarda suni krizler çıkartmasına izin vermeyeceğim. Bu görünen daha başlangıç, bundan sonra bu kadar bile direnemeyecekler, oyalayamayacaklar. Dünya çok çok büyük bir hızla çok çok büyük bir oranda değişecek.
Şu projeyi yaklaşık bir buçuk sene önce çalışmıştım. Son bir sene içinde birkaç kere de birkaç kişiye anlatmış, alttan alttan yayılmasını istemiştim. Yeni yeni mi kulaklarına gidiyor koca firmaların, anlamadım.
Üstelik bilgilerin çok eksik ve sorunlu gittiği de anlaşılıyor. İnsanlar anlayabildiği kadarını anlatabiliyor. Hatta herkes anlayabildiği kadarını da anlatamıyor.
Bu projenin detayları daha değişik. Bu görünen sadece genel mantık... Öncelikle bu sisteme tak-sök tarzı ve gayet de büyük/güçlü rüzgar türbinleri lazım. Ya da güneş küresi ve güneş ocağı gibi sistemlerle buhar elde eden, buharla da elektrik üreten taşınabilir sistemler ve bol su lazım... Yani neredeyse hiç benzin ya da mazot kullanmadan kocaman şantiyelerde çalışmak mümkün.
Bu projede iş makinelerinin de değişmesi gerektiğini açıkça anlatmıştım.
Son anlattığım projelerden de anlaşılmıştır ki artık su ve güneş ışığı ile çalışan, depolarında tonlarca su bulunan kocaman iş makineleri yapmak işten bile değil. Böyle kablolara, aktarma sistemlerine de ihtiyaç yok. Su ve güneş enerjisi varsa, orada istenilen güç/yakıt var demektir. Koca şantiyelerde ya da maden sahalarında güneşten bol ne var... Su yokmuş gibi görünen yerlerde de suyu kolayca ve bolca üretmek işten bile değil...
Sonra, güneş enerjisi kullanılarak kısa sürede binlerce derece ısıtılan kazanların içinde, ille de su mu kaynatmak lazım? Ya da su kullanılacaksa, ille de o suyun buharını havaya mı atmak lazım?
Bu dünyada kimsenin enerji, yakıt, gıda, kuraklık, kıtlık gibi hususlarda suni krizler çıkartmasına izin vermeyeceğim. Bu görünen daha başlangıç, bundan sonra bu kadar bile direnemeyecekler, oyalayamayacaklar. Dünya çok çok büyük bir hızla çok çok büyük bir oranda değişecek.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Geçmiş zaman olur ki...
Buhar gücü ile çalışan iş makinaları