İstanbul hükumeti:

Ellerinde oynattıkları o hükümsüz, gay-i meşru Ankara çetesi üzerinden, asırlardır dünya genelinde yaptıkları gibi şimdi yine yeni bir sömürme rüzgarı estirmeye çalışan o İspanya'nın bu hevesi kursağında kalacak.

İspanyol yatırımcılar denilen kara paracı, satanist, mason ve sömürmeci pisliklere ve onlar vesilesiyle Türkiye'ye dev yatırımlar yapacağını, buralardan devasa kazançlar elde edeceğini uman, diğer ülkelerden olan onlar gibi sömürmeci ve ahmak pisliklere/taraflara "zifiri ve sonsuz karanlık" vaad ediyoruz.

Bu topraklarda bir çakıl taşına bile sahip olamayacaklar, bir çakıl taşını bile dışarıya çıkartamayacaklar.

Türkiye sahipsiz değil hatta dünya sahipsiz değil, İstanbul hükumeti var.

İstanbul hükumeti:

Kafasında takıntılar olan Özgür Demirtaş gibi din ve ahlak düşmanlarının, bölücü ve terörist unsurların, onun bunun piyonlarının, gerçek kimliğini ve dinini gizleyerek Türkün dinine, kültürüne, örfüne, devlet nizamına savaş açanların varlığı, Türkiye devletinin bekasını ve bütünlüğünü tehdit ediyor.

Bunlara göz yumulan, meydan bırakılan her gün Türkiye geriye gidiyor, vahim tehlikelere doğru sürükleniyor.

Ahlak derdinde olanların tamamına, hiç çekinmeden ve küstahça "sapık" diyebilecek kadar haddi aşan, toplumu geren, arkasındaki bölücü ve terörist unsurlara dayanarak atıp tutan ve bir de tehdit etmeye kalkan böyle şahıslara adalet yetkililerinin gerekli müdahaleleri yapmaması, büyük bir iç gerilme hatta çatışma riski oluşturuyor.

Kendi kızlarını, eşlerini, annelerini zaten onlarca senedir dizilerde, filmlerde yarı çıplak ya da bazen tamamen çıplak şekilde oynatmış ve bu günkü yozlaşmanın ana müsebbibi olan bu gizli kimlikli, omurgasız sürüngen tiplerin hiçbir ferdi, bu ülkedeki hiçbir memuru, amiri tehdit edemez, onları tahkir de edemez.

İstanbul hükumeti:

Son yaşanan vaka bir kez daha gözler önüne serdi ki Türkiye'deki yayıncılık çeşitlerinin/yollarının hepsine birden derhal "ayar" çekilmeli.

İsteyen herkesin istediği gibi küfürler edebildiği, kadınları istediği seviyede çıplak halde oynatılabildiği, isteyen herkesin kadını bir mal gibi kullanabildiği serbestlikler... Bütün toplumu cinsi sapık yapabilecek serbestlikler... Bütün toplumu ibneleştirmeye dönük serbestlikler... Yayıncılık imkanlarını yozlaştırma, çürütme, çökertme silahına çevirmeye meydan bırakan serbestlikler... Hükmü kesin/net anlaşılabilecek olan kanun maddeleri ile yasaklanmalı.

Türkiye'nin bu yozlaşmış, dibe vurmuş halinin en büyük, en önde gelen sebeplerinden biri, en başından beri kripto kimlikli hainlerin ellerinde bir silah olarak kullanılan basın ve medyadır.

Her şeyin başında, Türkiye için çok büyük bir milli güvenlik tehdidi olan Netflix'in Türkiye'deki bütün faaliyetleri kanun kapsamında sonlandırılmalı. Netflix gibi satanist, mason, dünya insanlığına düşman, namusa ve ahlaka düşman kişilerin buluştuğu ve yayıncılığı silah gibi kullandığı bir platform, Türkiye devleti ve milleti için nükleer silahlardan bile kat kat daha tehlikeli.

Ünlüler, sanatçılar, oyuncular, şarkıcılar, mankenler denilen rezil alemlerde mevcut olan gizli Yahudi, gizli Ermeni/hristiyan, gizli satanist, gizli mason tarikatları da tıpkı FETÖ gibi ifşa edilmeli ve bunların bütün mensupları sosyal ağlara kadar her yerde kazınarak temizlenmeli, kazındıkları yerler gül suları ile yıkanmalı. Bunların karanlığı o kadar derin, o kadar ileri seviyede ki kazındıkları halde bile arkalarında karanlık tesir kalacak. Bunların bu güne kadar bu kadar rahat şekilde faaliyet göstermesini sağlayan malum ülkeler, o ülkelerle bunlar arasındaki derin bağlantılar da derhal ifşa edilmeli.

Herkes haddini bilecek

Tekrar ediyorum. Herkes haddini bilecek, herkes...

Çok uzadı bu iş...
Kalkın ayağa ve çatışalım artık.

O Irak'ta yanan petrol rafinerisi hiçbir şey değil. Bu gidişle Irak'ın tamamı yanacak.

Kalkınma yolu dedikleri kandırma yolu, kara para yolu uğruna ve Ankara çetesini arkalam uğruna hepsinin dünyası bile cehennem ateşine dönüşecek.

Ne İsrail, ne İngiltere, ne ABD, ne AB, ne İblis bu yangınları söndürebilir. Hiçbirinin gücü yetmez. İttifakla mani olmak isteseler bile mani olamazlar. Zaten hepsi ayrı ayrı yangınlardalar, hem de eş zamanlı olarak.

Siz asıl sivil ve askeri uçaklarda peş peşe yaşanacak yangınlara bir bakın...

Neye uğradığınızı şaşıracaksınız.

Sağı solu yumruklarken ve tekmelerken, o lanet olasıca Ankara'ya lanetler yağdıracaksınız.

Ben bu moddan çok memnunum. Az konuşmaya, çok icraat sergilemeye devam edeceğim.

Bana sorarsanız, Kaliforniya'yı, San Fransisko'yu, Florida'yı ve bunların geniş etrafını hemen boşaltın. Oralarda insan kalmasın. Soranlara da "Türkiye'ye sığınmacı diye diye doldurduğumuz 15 milyondan fazla çingenenin TR dışına gönderilmesine izin vermedik, restleştik, böyle oldu. Haydi derhal bu eyaletleri boşaltın. Hemen sonra onlarca ABD eyaleti daha boşaltılacak, buna da hazır olun." deyin.

Adolf Hitler: Son nefesime kadar savaşacağım

👆👆👆 Bu paylaşımı bilhassa İspanya kralının ve çetesinin mensuplarının gözlerine sokuyorum. Yakında gözlerini oyacağımı da şimdiden garanti ediyorum.

Adolf Hitler Ankebut Ağı'nı anlatıyor ve rest çekiyor: Biz asla teslim olmayacağız!

"Yahudiler buna gülüyordu. Şaka gibi görüyorlardı. Artık gülemiyorlar."

Selamün aleyküm.
Ben rüyamda abdest almak için camiye gidiyorum.Camide imam odasında imam ve Recep Tayyip Erdoğan konuşuyorlar.Cami kapısında koruma filan yok.Neyse ben camiden çıkarken Recep Tayyip Erdoğan da çıkıyor.Ben ayakkabımı ararken o benim ayakkabılarımı bulup bana veriyor.Onun böyle yapması benim ona sevgi ve saygı duymama sebep oluyor.
Yorum için şimdiden teşekkürler.

Normalde siyasete dair rüyaları tabir etmem ama bunu kasten tabir edeceğim.

Dünyadan takip edenler anlasınlar diye...

Cami, yatırımcıların toplanma yeri ise, su da kurtuluş ya da para demek ise, o halde camiden abdest almak da yatırımcılardan para bulmak çabası demek.

Bütüne bakılınca anlaşılıyor ki bunun gerçekleşmesi için imamın "oluru" lazım. İmam, yatırımcıların başı yani Mehdi...

Ayakkabı vermek ise makam vermek, resmi yetki vermek gibi manalara da gelir, para vermek gibi manalara da gelir.

Duydun mu Semih?

Sana diyor. "Sinan Ateş meselesine benzemesin" diyor. "Eski Türkiye yok." diyor.

Derin hikaye derin, kalmadı bende yerin...
Vicdanım rahat, serin, unuttum, unuttum seni...

Kapanmış bir perdesin, unuttum seni...

https://youtu.be/ROOiyM_eHQk

Katranı kaynatsan da olur mu şeker
Cinsine tükürdüğüm, cinsine çeker

👆👆👆 Profesörler tek tek yanılır, heyet olurlar ve toptan yanılırlar, bilimsel incelemelerde yanlış/hatalı sonuçlar çıkar, devletlerin kanunları hatta rejimleri bile çöker ama rüyalar sapasağlamdır. Bütün dünya insanlığının ezberi bozulacak olsa bile rüyalar doğruyu gösterirler. Rüyalar şaşmaz, yeter ki doğru tabir edilsinler.

O rüyayı tabir ederken biliyordum, Fatih Altaylı'nın bu işi, bu dengeyi götüremeyeceğini ve aniden çok fena çakılacağını...

Şu andan itibaren, Fatih Altaylı ile sorunlar yaşayanların o sorunları, Fatih ile aralarındaki sorunlardır. Beni ve benimle birlikte yoluna devam etmek isteyenleri hiç ilgilendirmiyor.