Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.8K photos
25K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Zelensky eleştirmeni ölü bulundu

Acil servislerin Sputnik'e yaptığı açıklamaya göre, Ukrayna parlamentosunun eski üyesi Ilya Kiva'ya ait olduğu tahmin edilen ceset, Moskova yakınlarındaki bir köyde bulundu.

Kiva, Telegram kanalındaki son paylaşımında, Zelenskiy'nin başarısızlığından bahsetti ve intihar etmesini önerdi.
Akademi Dergisi
Birden bir şey oldu koca dünyaya... Zaten hep sel, afet vardı ama çok daha sık ve daha şiddetli afetler yaşanır oldu. Nedir böyle, dünyanın neresine bakılsa sel, taşkın, fırtına, ölüm, bela, musibet... Bir de "olağan üstü" seviyede yıkıcı olacak iken köşeden…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Tanzanya'da şiddetli yağışlar ve toprak kaymaları en az 65 kişinin ölümüne neden oldu

Doğu Afrika ülkesinde evler, yollar ve köprüler tahrip oldu ve devam eden kurtarma çalışmalarını zorlaştırdı.

Başbakan Kassim Majaliwa Salı günü yaptığı açıklamada, Tanzanya'nın kuzeyinde şiddetli yağışların tetiklediği toprak kaymaları ve sellerde en az 65 kişinin öldüğünü söyledi. 116 kişi de yaralı olarak belirtildi.

Hafta sonu boyunca etkili olan sağanak yağışlar başkent Dodoma'nın 300 km (185 mil) kuzeyindeki Katesh kasabasında araçları sürükledi ve binaları yıktı.

Majaliwa, "Devam eden arama çalışmalarında iki ceset daha bulundu ve ölü sayısı 65'e ulaştı" dedi.
Akademi Dergisi
Peygamberimiz'in (sav) Dilinden Hz. Mehdi (as) - Kudüsü Kurtaracak O Zat 👁 647.4K 👍 12.1K 📥 26.10.2023 👤 Hayalhanem İstanbul 🕒 55:07 I can download this tracks:
"Hz. Mehdi, kupkuru bir odunu kuru toprağa sapladığı/gömdüğü zaman, o odundan yaprak yeşerir."

Kupkuru odun, çok cahil kalmış, bildiğini okuyan, laf anlatılamayan, terbiye edilemeyen kişi demektir.

Hz Mehdi, bir şekilde insanlara ulaşacak, sesini sürekli duyuracak ve o insanların çoğu kupkuru odun gibi olacak.

Dini ve ahlaki meselelerde çok kuru kalmış olacaklar. Üstelik, normal zamanlarda ilim yoluna hiç sevk edilmeyecek yapıda insanlar olacaklar.

Hz Mehdi onları dahi irşad edecek. Çok kısa süreler içinde onlar çok değişecekler. Yeşil yaprak, kuvvetlenen maneviyat demek. Onların maneviyatı hem ilim, hem ihlas ve amel/ibadet cihetinden kuvvetlenecek. Hz. Mehdi böylece, kapkara bir devirde, yeniden gerçek müslümanların yetişmesini, tekamül etmesini ve sayılarının yavaş yavaş artmasını sağlayacak.

Üstelik hz Mehdi bunu, kuru toprakta yapacak. Bu da çok kısıtlı, hiç de uygun olmayan şartlar demek. İçinde bulunduğu şartlar, dengeler, insanları bilgilendirmeye, terbiye etmeye elverişli olmasa da Hz Mehdi mümkün olabilen bütün teknik imkanları kullanacak. Hz Mehdi bütün risklere de girecek, bütün çileleri de çekecek. Öldürülmekten, zindana konulmaktan, iftiralar atılmasından, karalanmaktan, baskı altına alınmaktan, dışlanmaktan hiç çekinmeyecek ve yine de kuru odunları yeşertecek.
"Mehdi, elini, havada uçan bir kuşa doğru tutar ve o an o kuş eline düşer"

Bunun benzeri birkaç rivayet var. Hepsinde "eline düşer" denilmemiş ama düşeceği ifade edilmiş.

Bahsedilenler, anladığımız manada gerçek kuşlar değiller. Zamanın bilim ve teknoloji seviyesinde yapılmış uçan araçlar. Hz Mehdi, çok ama çok yüksek metafizik/manevi gücü ile onlara darbeler vurur ve o uçan araçları hiç silah, bomba, teknoloji kullanmadan düşürülebilir. Hatta uçan vasıtalar dünyanın ters köşesinde olsa da bunu yapabilir. Hatta aynı anda çok yüksek sayıda uçağı, bir arada olsalar da farklı yerlerde uçuyor olsalar da düşürebilir.

Onun Mehdi olduğunun çok sayıda insan tarafından bilinmesinde, doğrulanmasında, bu kabiliyeti belirleyici olacak. İnsanlar onun gerçekten uçan araçları düşürebildiğini defalarca doğrulayacaklar ve böylece onun Mehdi olduğuna da kani olacaklar.
Mehdi'nin başından sarığını hiç çıkartmayacak olması, aynı zamanda ilimden, hikmetten, adaletten, merhametten, İslam'dan hiç ayrılmayacağı manasına geliyor.
Hz Mehdi'nin kim olduğu iyice belli olmaya, anlaşılmaya başladığı zamanda, onun karşısında bir araya getirilecek devasa ordular, zahiri/görünür, açıkça meydanda olan ordular olmayacak.

Öncelikle metafizikçi orduları olacak. Medyumlar, büyücüler, cinler ve dünyanın dört bir yanında eş zamanlı satanist ayinlere katılan kalabalıklar olacak.

Sık sık hz Mehdi'ye çok ama çok büyük metafizik saldırılar yapacaklar. Onu metafizik tekniklerle ve bazen milyarlarca kişinin aynı anlarda saldırdığı saldırılarla öldürmek isteyecekler. Çünkü o saldırılara Ye'cüc ve Me'cüc artıkları ve diğer uzaylı insan türleri, yerin altındaki şehirlerinden katılacaklar. Hatta zaman zaman Kaf dağının hemen dışına kadar bazı uzaylı insan türlerinin uzay donanmaları gelecek. İçeri giremeyecekler ama oradan metafizik saldırılara katılacaklar.

Bir yandan da İblis ve Deccal, devrin önde gelen yeryüzü ülkelerinin zahiri ordularına, hz Mehdi'ye inat hamleler yaptıracaklar. Hz Mehdi, metafizik sahadaki devasa orduları, dünya seferberliği ile yapılan saldırıları bertaraf ettiği gibi, zahiri sahada yapılmak istenen hamleleri de bertaraf edecek.

Her türlü hava vasıtalarını, sadece uçaklar değil de UFO'lara kadar her türlü hava vasıtalarını metafizikle bozabildiği gibi... Onların çok sayıda askeri gemisini ve denizaltı gemisini, ayrıca uydu ve haberleşme sistemlerini, radar ve sonar sitemlerini, askeri üslerindeki enerji ve haberleşme sistemlerini ve daha pek çok şeylerini sık sık bozabilecek. Hatta istediği zaman onların önde gelen siyasi ve askeri yetkililerini uzaktan çarparak öldürebilecek ya da ağır hasta hale getirebilecek. İsterse erlere kadar bütün orduyu sinyale alabilecek.

Hz Mehdi'nin karşısında açıkça ordu toplayabilecekleri zaman, Melhame-i Kübra zamanı olacak. O vakit de hz Mehdi, işin büyük kısmını metafizikle halledecek ve geriye kalan kısmını zahiri/silahlı ordularına bırakacak. Rumlar yani hristiyan batı alemi ve onların tasmalarını elinde tutan Yahudiler, topyekun hezimete uğrayacaklar.
Akademi Dergisi
Hz Mehdi'nin kim olduğu iyice belli olmaya, anlaşılmaya başladığı zamanda, onun karşısında bir araya getirilecek devasa ordular, zahiri/görünür, açıkça meydanda olan ordular olmayacak. Öncelikle metafizikçi orduları olacak. Medyumlar, büyücüler, cinler ve…
"Hayatımda bu kadar büyük ordu görmemiştim. Toz bulutundan dolayı göz gözü görmüyordu."

Öyle anlar olacak ki hz Mehdi'yi yok etmek için yerin üstündeki bütün devletlerdeki mason, satanist, medyum, büyücü kişiler seferber edilecek. Ayinler dünya genelinde saatler boyunca kesilmeden devam edecek. Bir günde o satanist ayinlerde on binlerce masum ve kaçırılmış kişi İblis'e kurban edilecek. Bu ritüellerden oluşan karanlık enerjiler de hz Mehdi'nin ve Kur'an-ı Kerim'de "Ashab-ı Rakim" denilen arkadaşlarının üzerine topluca gönderilecek. O saatler boyunca üzerlerine yüz binlerce ağır büyü yağacak. Kara büyülerin sayısı bile binlerce hatta on binlerce olacak.

Yetmeyecek, aynı şeyler, aynı anlarda yerin altındaki uzaylı şehirlerinde de organize halde yapılacak.

Yetmeyecek, aynı anlarda Kaf dağının dışına milyarlarca kişiyi, bazen yüz milyarlarca kişiyi bulan uzaylı orduları gelecek. Kaf dağı, gezegenin dışına çıkmaya geçit vermediği için binlerce senedir dünyamızda sıkışıp kalmış ve yerin altında yüksek teknolojili şehirlerde yaşayan o uzaylı türleri korumak, onlara yardımcı olmak isteyecekler. Onlar da eş zamanlı olarak metafizik saldırılara katılacaklar.

"Toz bulutu" ise o sıralardaki metafizik sis, dalgalar, enerjiler... Dünya tarihinde o kadar ağır, şiddetli, kapsamlı metafizik harpler daha önce yaşanmamış olacak. Bundan çok ama çok daha zayıf seviyede olanları ile bu dünyada çok sayıda hak peygamberi şehit etmişlerdi. Lakin hz Mehdi'yi ve onun önderliğindeki Ashab-ı Rakim'i şehit edemeyecekler. Hatta zarar bile veremeyecekler. Sayıca bakıldığında çok çok orantısız bir güç olan hz Mehdi ve ekibi, o koca orduları metafizik sahada yıkıp geçecek. Aynı anlarda cinler alemini yıkıp yerle bir etmiş olacak. Çünkü aynı anlarda bütün cinler alemi de hz Mehdi'nin karşısında seferber edilmiş olacak.

Bu zaferlerden sonra hz Mehdi çok daha güçlü ve tesirli olacak. Dünya liderleri denilenlere bile sık sık restini çekecek, onları türlü meselelerde hizaya sokacak. Mehdinin icraatleri, hizmetleri, cihadı, zahiri sahada da açıkça görülebilir, anlaşılabilir olacak. Onun "Hayır, yapmayacaksınız" dediği şeyi, onlarca ülke ittifak kurarak yapmak istese bile yapamaz olacaklar. Çok güçsüz düşecekler.
İlerleyen süreçte Melhame-i Kübra yaşanacak. Orada da hz Mehdi metafizik tasarrufu ile "olağan üstü" hadiselerin yaşanmasına sebep olacak. Koca ordular, saman çöpü gibi savrulup ölecekler. İbretlik hallerde ölecekler. Bazılarının leşleri bile bulunamayacak. Çünkü ayak bastıkları yerin altında bulunan uzaylı yer altı şehirleri çökecek. Devasa alanlar bir anda yüzlerce ya da binlerce metre yere batacak. Bu sırada hem yerin üstündeki kalabalık ordular helak edilmiş olacak. Hem de yerin altından onları sevk ve idare eden uzaylı insanlar topluca helak edilmiş olacak.

Hadislerde haber verilen yere batma hadiselerinden bazıları bu süreçte yaşanacak.
İşte ondan sonra,

"Ey insanlar! Allah bu günden sonra cebbarların, zalimlerin, zorbaların, müslüman rolü oynayan münafıkların, iki yüzlülerin, sahtekarların, kafirlerin ve taraftarlarının gücünü kuvvetini, devletini, şevketini, izzetini, heybetini kesmiştir. Bundan sonra dünyada dinsiz, sahtekar, münafık kimse hakim olamayacaktır." kısmı yaşanacak.

Çünkü dünya genelinde Ankebut Ağı çok çok büyük oranda yok edilmiş, çökertilmiş, işlemez hale getirilmiş olacak. Geriye önde gelen liderlerinin öldürülmesi, Deccal'ın öldürülmesi gibi kısımlar kalacak. Bu kısımda hz Mehdi'nin yanında hz İsa da bulunacak. Çünkü Melhame-i Kübra'dan hemen sonra hz Mehdi, gerçek Kudüs olan İstanbul'u gerçekten fethedecek. Gerçek Mescid-i Aksa'yı meydana çıkartacak ve hz İsa da gerçek Mescid-i Aksa'ya inecek.

Mehdi'nin gerçek Mehdi olduğunu insanların bazıları Melhame-i Kübra sürecinde yaşananlardan sonra kabullenebilecekler. Bazıları hz İsa semadan indikten sonra... Bazıları ise hala umursamayıp kabul etmeyecekler.

Daha önce yayınlarda temas etmiştim. "Cebbarlar" denildiğinde her zaman uzaylı türler kastedilmiyor ama çok zaman onlar kastediliyor. Çünkü yeryüzündeki devletleri, milletleri şeytani nizama asıl zorlayanlar, dinsizliğe ve ahlaksızlığa asıl zorlayanlar, yerin üstünde düzenleme yapanlar, sistem kuranlar aslında onlar...

Ankebut Ağında Yahudiler de aslında basit piyonlar. Kendilerini seçkin, üstün zan eden, damardan kandırılan basit maşalar. Ankebut Ağının asıl beyni, merkezi, yerin üstünde değil, altında... İşte geleceği haber verilmiş olan çok sayıda Deccalden asıl Deccal olanı, o yer altındaki idare sisteminin lideri. Asıl Deccal, dünya insanlarından bir kişi değil.
Akademi Dergisi
İşte ondan sonra, "Ey insanlar! Allah bu günden sonra cebbarların, zalimlerin, zorbaların, müslüman rolü oynayan münafıkların, iki yüzlülerin, sahtekarların, kafirlerin ve taraftarlarının gücünü kuvvetini, devletini, şevketini, izzetini, heybetini kesmiştir.…
Melhame-i Kübra çok kısa sürecek. Zan edildiği gibi uzun sürmeyecek. Kısa ama çok yıkıcı bir savaş süreci olacak.

Melhame-i Kübra'dan sonra Ankebut Ağı çok daha büyük hızla, yıldırım hızıyla dağılmaya başlayacak. O günlere kadar zor ayakta durabilmişken hatta ayakta duruyormuş rolü oynuyorken, o günden sonra dünyanın her yerinde eş zamanlı olarak çökecek, yıkılacak.

Hal böyle olunca, hz Mehdi Kudüs'ü yani İstanbul'u binlerce sene sonra küfrün idaresinden ve İblis'in elinden alabilmiş tek/ilk müslüman kişi olacak. İşte bu nedenle İstanbul'un fethi manevi/metafizik fetih olacak. Melhame-i Kübra'dan sonra, bir de İstanbul'un fethi için savaş yaşanmasına gerek kalmayacak. İstanbul gerçek bir Türk/İslam şehri olmaya başlayacak. Buna karşı koyabilecek kimseler kalmayacak.

Öyle ki kısa süre sonrasında Roma da binlerce sene sonra yeniden Türk/İslam şehri olacak. İstanbul hükumetinin gönderdiği ordular, Roma'yı, Vatikan'ı, zorlanmadan fethedecekler.

Vatikan gibi bir şer merkezi de son darbeleri alınca... Dünyayı şeytani nizama zorlayan, terör ve kara paracılık sistemini dünya genelinde işleten, insan ve organ kaçakçılığı da yapan, uyuşturucu kaçakçılığı da yapan, her yerde LGBT pisliğini de yayan, pislikleri sıralamakla baş edilmeyecek kadar çok olan Vatikan da tamamen ve açıkça çökertilince... Dünya insanlığı büyük bir nefes daha alacak.

Ta ki kadınlar, genç kızlar, çocuklar, bebekler, hayvanlar, bitki örtüsü bile derin nefesler alacaklar. Dünyanın manevi enerjisi büyük bir hızla iyileşmeye, düzelmeye başlayacak. Londra merkezli küresel şeytani çete, artık gezegen üzerinde şeytani nizamın hakim olmasını/kalmasını sağlayamayacak.
"Hz Mehdi Mekke'de ortaya çıkacak" kısmı hatalı olabilir. Ya ben hata ediyorum ya da o bilgi/rivayet de hatalı. Hz Mehdi, medinede yani İstanbul'da ortaya çıkacak. Onun çıkışıyla birlikte İstanbul'un gerçek Kudüs olduğu da herkes tarafından duyulacak. Mekke ve Medine-i Münevvere şehirleri sönük kalacak ki bu hususta hadisler var.
Daha önce anlatmıştım. Gerçek Mescid-i Haram yani gerçek Ka'be şu anda gözler önünde değil.

Hz Mehdi onu da meydana çıkartacak. Onun da içine girebilecek. Koruma sistemlerine takılmayacak. Onun içindeki maddi ve manevi hazineleri eline alacak. Kendisi için ayrılmış maddi hazinelerin haricinde, orada manevi ilimler, deliller, kaynaklar, eserler, görüntüler, ses kayıtları bulacağını değerlendiriyorum. Bunların bir kısmını bütün insanlığa gösterecek, ilan edecek.

Belki de insanlık, Kur'an-ı Kerim'de ve hak/bozulmamış İncil'de, bozulmamış Tevrat ve Zebur'da bahsedilen peygamberlerin gerçek görüntülerini görecekler. Peygamberlerin yaşadıkları devirlere dair sesli ve görüntülü video kayıtlar meydana çıkacak. Belki de hak İncil ile hak Tevrat ve Zebur da gerçek Mescid-i Haram'ın içinde bulunacak ya da birer matbu kopyaları ya da dijital kopyaları orada bulunacak ve dünyaya ilan edilecek.

Bunun yapılması ile kimse İncil, Tevrat ya da Zebur ile amel etmeyecek. Çünkü Kur'an-ı Kerim, kendisinden önceki hak/ilahi kitapların hükümlerini sonlandırdı. Bu gerçeği de herkes görecek, anlayacak. Çünkü İncil'de peygamberimizden ve ona kitap verileceğinden zaten bahsedildi.

İşte bu videoda, hz Ali'nin sözleri aktarılmış. Hz Ali, hz Mehdinin Mescid-i Haram'a gireceğini, girmesine Allah'ın izin vereceğini, Mehdinin oradan/içinden hazineleri çıkartacağını söylemiş.

Şu anda meydanda olan Kabe gerçek Kabe olsa, zaten herkes girebiliyor. Girmesi o kadar zor bir iş değil. Üstelik bu güne kadar TR'deki siyasi liderlerden de Kabe'nin içine girenleri çok oldu. İçinden görüntüler de çekildi. İçinde hazine falan yok? Hatta internette aratın, Kabe'nin içine dair görüntüler ve ayrıca üç boyutlu ve birebir özelliklerde canlandırma görüntüleri var. Hz Ali'nin anlattığı Kabe, bize Kabe diye yutturulan şey/yer olamaz. Buna ihtimal yok.

Artık samimi müslümanların bu hususlarda silkelenip derhal kendilerine gelmeleri gerekiyor. Bunu yapmaları onlar üzerine farz üstüne farz... İblis'in tuzakları, oyunları, tiyatroları hızla yıkılmalı, bozulmalı. Peygamberimizin ve dört halifenin vefatından sonra, dinimiz organize bir faaliyetle, ezici bir güçle yok edilmek istendi. Allah'ın nuru söndürülmek istendi. Bunu Ankebut Ağının o devirdeki mensupları denedi. O aradaki kopma/kesinti devrinde çok tiyatrolar sergilendi. Çok tahrifat yapıldı. İslami meselelere dair yanlış bilgiler yayıldı. Uydurma hadisler "sahih" görülerek kaynaklara yazıldı. Bunun artık görmezden gelinebilmesi mümkün değil. Görmeli ve gereğini yapmalıyız.

Bu arada, ben daha önceki ilgili yayınları yaparken, hz Ali'nin bu sözleri söylediğini hiç bilmiyordum. Hiç duymamıştım ve okumamıştım. Bilmesem bile, başka başka çok yerden/konudan anlamış, birbirine bağlamış ve çözmüştüm meseleyi...

Biliyorsunuz, ben tek başıma bir mekanda kalıyorum ve kimse ile oturup istişare etme imkanına sahip değilim. Elektronik cihazları ve internet ortamını da güvenli bulmuyor ve bu kısımlarda kullanmıyorum. Bir yandan da bir günde bile onlarca meseleyle ilgilenmek zorunda kalıyor, hiçbir şeye yeteri kadar vakit ayıramıyorum.

Nefsimi hiç araya katmadan, büyük bir samimiyetle, ulaşabildiğim gerçekleri yazıyor, anlatıyorum. Yerli yabancı herkesin bu konuları araştırmasını, tartışmasını istiyor ve bekliyorum.

Bunu ihlasla yapıyorum. Kimsenin kınamasından, dışlamasından, tehdidinden, iftirasından, karalamasından, deli demesinden, uçmuş demesinden çekinmiyorum. Evet ben sık sık siyasetle tavırler sergilemek, saha dengelerini ve insanların fıtratını/yapısını gözetmek ve bazı gerçekleri söylememek zorundayım ama vakti gelmiş hiçbir gerçeği gizli tutmuyorum. Vakti gelmişse, kıyamet kopartacaksa bile umrumda olmaz, hiçbir şeyden de çekinmem, bana ne denileceğini de umursamam ve söylerim, yazarım o bilgiyi...
hayırlı sabahlar hocam.
Rüyamda recep tayyibi gördüm. Bi kalabalığın arasına geldi. Etrafında adamları vardı. Bulundugumuz yer topraktı. Sandalye getirdiler birine oturdu diğerine ayaklarını uzattı. Suratı çok perişan vaziyetteydi. Ayakları o kadar çok ağrıyordu ki nerdeyse ağlayacaktı. Sonra defter yada kitap gibi bişey çıktı piyasaya. Onu bn çaktırmadan alıp üzerine kısa bir not yazdım. Sonra o kitabı tayyibe okumaya başladı birisi. Benim notumu görünce bana baktı. Onu okursa tayyib çıldıracakmış da bana sen buraya nasıl böyle bir şey yazarsın dermiş gibi baktı. Bnde alaycı bir tavırla yoo onu bn yazmadımki diyordum. Çok rahat bir haldeydim