Akademi Dergisi
Zamanında Kara denizin arazisini madencilikte kullanmışlar, kazmışlar, değerlendirmişler, zenginleşmişler ve sonra orayı deniz yapmışlar. Biz, ona nispetle küçücük olan Van gölünü mü tıraşlayamayacağız? O genişlikteki Van gölünü yaklaşık iki bin metre ya…
Yüzbinlerce devasa ve çok özel araç, önce Kara denizden Van gölüne bağlanacak olan kanal hattını tıraşlayacak.
Bu, zan ettiğinizden çok geniş ve derin bir tıraşlama olacak. Yani o kanal hattı deniz seviyesine değil, onun da birkaç yüz metre aşağına kadar tıraşlanacak. Ayrıca kenarları uçurum gibi olmayacak, açılı, dengeli şekilde tıraşlanacak. Bu da zaten geniş olacak kanalların her iki yanında kilometrelerce arazinin de tıraşlanması demek. Binlerce kilometre uzunluğundaki kanalların bir de iki yanında beşer, onar kilometrelik araziler tıraşalanacağına göre, toplamda kanal hatları boyunca tıraşlanacak arazinin ne kadar olacağını siz yaklaşık olarak hesaplayın.
Kanalların yan kısımlarındaki tıraşlanmış alanlar, hemen binalar, tesisler, yollar yapılmaya, sıfırdan ve planlı şekilde şehirleşmeye müsait hale getirilecek. Başlanan bir iş, kısa süre sonra çok sayıda başka işi başlatacak. İşsizlik ve piyasa durgunluğu sorunları hızla çözülecek. Kanal hattı boyunca yolu kesen dağlar, tepeler, kayalar her şey yoldan alınacak. Bu, bulunmaz bir nimet...
Bu, zan ettiğinizden çok geniş ve derin bir tıraşlama olacak. Yani o kanal hattı deniz seviyesine değil, onun da birkaç yüz metre aşağına kadar tıraşlanacak. Ayrıca kenarları uçurum gibi olmayacak, açılı, dengeli şekilde tıraşlanacak. Bu da zaten geniş olacak kanalların her iki yanında kilometrelerce arazinin de tıraşlanması demek. Binlerce kilometre uzunluğundaki kanalların bir de iki yanında beşer, onar kilometrelik araziler tıraşalanacağına göre, toplamda kanal hatları boyunca tıraşlanacak arazinin ne kadar olacağını siz yaklaşık olarak hesaplayın.
Kanalların yan kısımlarındaki tıraşlanmış alanlar, hemen binalar, tesisler, yollar yapılmaya, sıfırdan ve planlı şekilde şehirleşmeye müsait hale getirilecek. Başlanan bir iş, kısa süre sonra çok sayıda başka işi başlatacak. İşsizlik ve piyasa durgunluğu sorunları hızla çözülecek. Kanal hattı boyunca yolu kesen dağlar, tepeler, kayalar her şey yoldan alınacak. Bu, bulunmaz bir nimet...
Akademi Dergisi
Yüzbinlerce devasa ve çok özel araç, önce Kara denizden Van gölüne bağlanacak olan kanal hattını tıraşlayacak. Bu, zan ettiğinizden çok geniş ve derin bir tıraşlama olacak. Yani o kanal hattı deniz seviyesine değil, onun da birkaç yüz metre aşağına kadar…
Bu kısımda da her şey hızlı olacak. Çok tasarruflu teknolojiler ve araçlar kullanılacak. Çok iyi yetiştirilmiş, eğitilmiş insanlar çalıştırılacak. Yol üstündeki ağaçlar, normal taşlar ve kayalar, şifalı doğal taşlar ve toprak bile nakite çevrilecek. Lakin o hatta bakır, demir, mermer yatakları başta olmak üzere, altın yataklarına kadar neler neler çıkacak. Ayrıca, altından ve diğer pahalı madenlerle yapılmış olan takıların ve eşyanın bulunduğu hazineler ve ayrıca paha biçilemez tarihi eserler de çıkartılacak. Ayrıca, bulunacak şeyler sayesinde, gerçek dünya tarihini daha iyi öğrenecek ve anlayacağız.
Akademi Dergisi
Bu kısımda da her şey hızlı olacak. Çok tasarruflu teknolojiler ve araçlar kullanılacak. Çok iyi yetiştirilmiş, eğitilmiş insanlar çalıştırılacak. Yol üstündeki ağaçlar, normal taşlar ve kayalar, şifalı doğal taşlar ve toprak bile nakite çevrilecek. Lakin…
Sonra volkanik bir arazi üzerinde bulunan Van gölünün suyu kısa sürede ve emniyetli şekilde kanal üzerinden denize akıtılacak. Zaten kanalda her beş ya da on kilometrede bir, istendiğinde bütün suya karşı durabilen, set olabilen, açılır kapanır kapakları olan köprüler de yapılacak. Yaşanması muhtemel afetlere karşı, en başından her tedbir düşünelecek ve yapılacak.
Sonra, tamamen susuz kalmış olan Van gölü arazisi bütünüyle hatta daha geniş olarak tıraşlanacak. Deniz seviyesine kadar yaklaşık iki bin metre tıraşlanacak. Oradan aşağı iki hatta üç bin metre derine inmek istersek, bunun da önünde bir mani olmayacak. Bu işin içinde olanlar "Bu iş hiç bitmesin. Sonsuza kadar kanal açalım, suni göller açalım ya da gölleri elden geçirelim" diyecekler.
"Bu göle şuradan da buradan da hatlar/kanallar bağlayalım" diyecekler. O kanal hatlarının etrafında tesis edeceğimiz şehirleşme seviyesine/kalitesine Avrupa'nın ve ABD'nin hayalleri bile yetişemeyecek. İblis ve Deccal bile kıskanacak.
Hala eski kafa olanlara, anlatılan bunca şeyden sonra bile "Bu işler nasıl yapılacak, bu işlerin içinden nasıl çıkılacak" diyenlere gülüp geçin ve takılmayın.
Hiç şüpheniz olmasın ki arka plandan bütün dünya genelinde hareketlilik çoktan başladı ve hızla şekilleniyor.
Boş verin masonluğu, satanistliği, batı dünyasını... Ve boş verin onların piyonları olan Japonya'yı, Güney Kore'yi, Çin'i, Rusya'yı... Para, maddi refah artık İstanbul'da ve dürüstlükte...
Ve göreceksiniz ki İstanbul, sözüne sadık kalan, kurallara uymaya devam eden kimseye yanlış yapmaz. Keyfi tavırlar sergilemez, yolunu kesmez, kaybettirmez, haksızlık yapmaz.
Ama hak edeni de ezer, yerin dibine geçirir.
Sonra, tamamen susuz kalmış olan Van gölü arazisi bütünüyle hatta daha geniş olarak tıraşlanacak. Deniz seviyesine kadar yaklaşık iki bin metre tıraşlanacak. Oradan aşağı iki hatta üç bin metre derine inmek istersek, bunun da önünde bir mani olmayacak. Bu işin içinde olanlar "Bu iş hiç bitmesin. Sonsuza kadar kanal açalım, suni göller açalım ya da gölleri elden geçirelim" diyecekler.
"Bu göle şuradan da buradan da hatlar/kanallar bağlayalım" diyecekler. O kanal hatlarının etrafında tesis edeceğimiz şehirleşme seviyesine/kalitesine Avrupa'nın ve ABD'nin hayalleri bile yetişemeyecek. İblis ve Deccal bile kıskanacak.
Hala eski kafa olanlara, anlatılan bunca şeyden sonra bile "Bu işler nasıl yapılacak, bu işlerin içinden nasıl çıkılacak" diyenlere gülüp geçin ve takılmayın.
Hiç şüpheniz olmasın ki arka plandan bütün dünya genelinde hareketlilik çoktan başladı ve hızla şekilleniyor.
Boş verin masonluğu, satanistliği, batı dünyasını... Ve boş verin onların piyonları olan Japonya'yı, Güney Kore'yi, Çin'i, Rusya'yı... Para, maddi refah artık İstanbul'da ve dürüstlükte...
Ve göreceksiniz ki İstanbul, sözüne sadık kalan, kurallara uymaya devam eden kimseye yanlış yapmaz. Keyfi tavırlar sergilemez, yolunu kesmez, kaybettirmez, haksızlık yapmaz.
Ama hak edeni de ezer, yerin dibine geçirir.
İstanbul hükumeti:
Suudi Amerika'nın Suudi Arabistan'a dönüşmesi süreci başlatılırsa... ABD ile müttefiklerine karşı Suudi Arabistan'ı açıkça destekleyeceğiz.
Suudi Amerika'nın Suudi Arabistan'a dönüşmesi süreci başlatılırsa... ABD ile müttefiklerine karşı Suudi Arabistan'ı açıkça destekleyeceğiz.
Açık gri renk palto giyen dokuz lider, peş peşe paltolarını çıkartacaklar.
Akademi Dergisi
İstanbul hükumeti: Suudi Amerika'nın Suudi Arabistan'a dönüşmesi süreci başlatılırsa... ABD ile müttefiklerine karşı Suudi Arabistan'ı açıkça destekleyeceğiz.
Suudi Arabistan, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik görüşmeleri askıya aldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden bir kaynağa dayandırılan habere göre Netanyahu hükumetinin Filistinlilere yönelik "uzlaşmacı jestleri" reddettiğini ve sağ blokun taleplerinin kabul edilmesinin, Filistinliler ve bizzat Suudi Arabistan ile herhangi bir yakınlaşma olasılığını baltaladığı bildirildi.
Kaynak, İsrail yönetiminin, Riyad'ın Washington'la ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik her türlü müzakereyi durdurma kararı konusunda "kararsız" olduğunu da sözlerine ekledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden bir kaynağa dayandırılan habere göre Netanyahu hükumetinin Filistinlilere yönelik "uzlaşmacı jestleri" reddettiğini ve sağ blokun taleplerinin kabul edilmesinin, Filistinliler ve bizzat Suudi Arabistan ile herhangi bir yakınlaşma olasılığını baltaladığı bildirildi.
Kaynak, İsrail yönetiminin, Riyad'ın Washington'la ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik her türlü müzakereyi durdurma kararı konusunda "kararsız" olduğunu da sözlerine ekledi.
Akademi Dergisi
Çok çabuk unutuyorsunuz. Akademi Dergisi'nin yayın geçmişine bakın, aratın, daha neler neler görüp hatırlayacaksınız. Ve şaşırmayın... Ben dediğimi çoktan yaptım. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Tayvan, Japonya, Güney Kore, Fransa, Almanya, İspanya, İtalya…
Batak ABD’de tarihinde büyük grev, 13 bin işçi iş bıraktı, toplamda 150 bin işçi etkilendi, 5 milyar dolar zarar
General Motors, Ford ve Stellantis’e ait üç fabrikada önceki gün yaklaşık 13 bin işçi iş bıraktı. Bu grevin tedarik sorunları ve fiyat artışları yoluyla yüksek ekonomik kayıplara neden olabileceği tahmin ediliyor.
Üç şirketin altında çalışan yaklaşık 150 bin işçinin yeni sözleşmesine yönelik görüşmelerde sonuç çıkmadı. Grevin 10 gün sürmesi halinde 5 milyar dolarlık bir zarardan bahsediliyor. Bu ekonomik zararın 2024 yılında yapılacak olan Başkanlık seçiminde özellikle Biden’ı zor duruma sokabilir.
Grev batak ABD’nin otomobil üretimini kalbinden vuruyor. Yüksek enflasyon ve istihdam kayıplarına da neden olacağı belirtilirken 2019’daki seviyelerine göre, tedarik zincirinde oluşan kesintinin üstüne böyle bir grev, mevcut stokların 5’te 1’i civarında olduğu da göz önüne alındığında, bu koşullardaki grevin muhtemelen bayileri ve müşterileri çok daha erken etkilemesi bekleniyor.
General Motors, Ford ve Stellantis’e ait üç fabrikada önceki gün yaklaşık 13 bin işçi iş bıraktı. Bu grevin tedarik sorunları ve fiyat artışları yoluyla yüksek ekonomik kayıplara neden olabileceği tahmin ediliyor.
Üç şirketin altında çalışan yaklaşık 150 bin işçinin yeni sözleşmesine yönelik görüşmelerde sonuç çıkmadı. Grevin 10 gün sürmesi halinde 5 milyar dolarlık bir zarardan bahsediliyor. Bu ekonomik zararın 2024 yılında yapılacak olan Başkanlık seçiminde özellikle Biden’ı zor duruma sokabilir.
Grev batak ABD’nin otomobil üretimini kalbinden vuruyor. Yüksek enflasyon ve istihdam kayıplarına da neden olacağı belirtilirken 2019’daki seviyelerine göre, tedarik zincirinde oluşan kesintinin üstüne böyle bir grev, mevcut stokların 5’te 1’i civarında olduğu da göz önüne alındığında, bu koşullardaki grevin muhtemelen bayileri ve müşterileri çok daha erken etkilemesi bekleniyor.
Akademi Dergisi
ABD'nin en büyük 3. petrol rafinerisinde yangın çıktı, rafineri kapatıldı. Çevreye büyük zarar verdiği belirtiliyor. Yangının petrol fiyatlarını da etkileyebileceği bildirildi. Louisiana, Garryville'deki Marathon Petrol Rafinerisinde büyük bir yangın çıktığı…
ABD'de bir savaş uçağı daha düştü
ABD Deniz Piyadeleri'ne ait bir F-35B savaş uçağı, Güney Carolina'daki (ABD) Charleston Ortak Hava Kuvvetleri Üssü yakınlarında düştü.
Hava üssü sözcüsüne göre savaş pilotu uçaktan atmayı başardı ve bir tıp merkezine götürüldü.
Düşen uçağı arama çalışmaları halen sürüyor; arama çalışmalarına Beaufort Hava Kuvvetleri Üssü'nden denizciler ve Federal Havacılık İdaresi katılıyor. Odak noktası eyaletin orta kısmındaki Moultrie Gölü ve Marion Gölü bölgeleridir.
ABD Deniz Piyadeleri'ne ait bir F-35B savaş uçağı, Güney Carolina'daki (ABD) Charleston Ortak Hava Kuvvetleri Üssü yakınlarında düştü.
Hava üssü sözcüsüne göre savaş pilotu uçaktan atmayı başardı ve bir tıp merkezine götürüldü.
Düşen uçağı arama çalışmaları halen sürüyor; arama çalışmalarına Beaufort Hava Kuvvetleri Üssü'nden denizciler ve Federal Havacılık İdaresi katılıyor. Odak noktası eyaletin orta kısmındaki Moultrie Gölü ve Marion Gölü bölgeleridir.
Fatih Altaylı: "Yılmaz Güney katildir. Türkiye'nin imajını yerle bir etmiştir"
Fatih Altaylı:
"Yılmaz Güney’in ne olduğunu yeni nesiller bilmediği için bu yutturmacaları yazıp duruyorlar.
Yılmaz Güney kadın döven, entelektüel yönü zayıf, maço bir adam aslında. İlk eşi Nebahat Çehre’yi dayaktan geçiren, Çehre’nin kaçıp kurtulduğu bir adam.
Hapisten kaçıp yurtdışına gitmesinin ise fikirle mikirle alakası yok. Adam katil. Bayağı bir katil. Kadın döven bir katilden, bir mit yaratmak için gerçekler saptırılıyor.
Benim için Yılmaz Güney, Türkiye’nin Avrupa’daki imajını yerle bir eden, bunu da kendi menfaatleri için yapan bir katildir. Gerisi palavra."
Fatih Altaylı:
"Yılmaz Güney’in ne olduğunu yeni nesiller bilmediği için bu yutturmacaları yazıp duruyorlar.
Yılmaz Güney kadın döven, entelektüel yönü zayıf, maço bir adam aslında. İlk eşi Nebahat Çehre’yi dayaktan geçiren, Çehre’nin kaçıp kurtulduğu bir adam.
Hapisten kaçıp yurtdışına gitmesinin ise fikirle mikirle alakası yok. Adam katil. Bayağı bir katil. Kadın döven bir katilden, bir mit yaratmak için gerçekler saptırılıyor.
Benim için Yılmaz Güney, Türkiye’nin Avrupa’daki imajını yerle bir eden, bunu da kendi menfaatleri için yapan bir katildir. Gerisi palavra."
Akademi Dergisi
İstanbul hükumeti: PKK/YPG elebaşı Mazlum Abdi bir terör örgütünün lideridir. Dünyadaki resmi ve gayr-i resmi hiçbir taraf onu muhatap alamaz, meşrulaştırılamaz. PKK/YPG elebaşı Mazlum Abdi ve suç çetesi, kanun koyucu da kanun uygulayıcı da değildir. Bölge…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Suriye'de aşiret güçleri Menbiç cephesinde terör örgütü PKK/YPG'nin mevzilerini hedef aldı.
Rusya'nın Vladivostok şehrinde bir otoyol üzerindeki köprü çöktü. Çökme sonucu otoyol trafiği tıkandı.
Akademi Dergisi
İŞTE SOYLU VE ÇETESİNİ ÇÖKERTEN ADAM
Senelerdir ona neden "Soysuz" dediğimi, neden seviyemi düşürerek yayınlar yaptığımı, neden restleştiğimi daha iyi anladınız mı?
Anladığı dilden konuşmalıydım. İşe yarayan ve sonuç verecek yoldan gitmeliydim. Adnancılar karşısında da sonunda bunu yapmak zorunda kaldım ve sonuç da aldım. Çok sınırlı bir operasyon da olsa, bir operasyon yaşadılar ve sahada açıkça faaliyet yapamaz hale geldiler. Arka plandan türlü pis işleri hala devam ediyor.
Bu videoda anlatılanlar bile meseleden sayılmaz, Soysuz'un ve çetesinin yaptığı asıl işlerin yanında...
O Erkan Doğan da gariban bir emekçi falan değil. Aynı yolun yolcularından ama farklı gruplaşmalardan... O da kripto ve Cevheri o kısımları da çok iyi biliyor ama anlatmak işine gelmiyor. Çünkü kendisi de kriptolardan...
İsmi geçen mafya üyeleri, polisler, avukatlar, savcılar, hepsi kriptolardan... Bu hikayenin bu kısmında ismi geçenler arasında hiç gerçek Türk ve müslüman yok.
Benim karşımda da karakollar, polisler, savcılar, hakimler, cezaevi müdürleri, hastahane başhekimi ve doktorları hep bu tavırları sergilediler. Her safhada hukuk tanımadılar, delilleri hiçe saydılar, hükümsüz evraklar hazırladılar. Bunları yaparken türlü türlü suç delilleri ve ayrıca şahitler de bıraktılar, kendilerini açık ettiler ve sözde adelet sisteminin umurunda bile olmadı. Keyiflerince çok sayıda dilekçemi bile UYAP sistemine dahil etmediler, yok ettiler. Bunu ispat edeceğim, dilekçelerin yok edildiğini her türlü ispat edebiliyorum ama karşımda gerçek savcı ve hakimler bulamaz hale getirdiler.
Bu nedenle, şu anda hiçbir Türkiye vatandaşının kolluğa ve adli yetkililere itaat etme ve sözde mahkemelerin kararlarına uyma zorunluluğu yok. Sözde Ankara hükumetine ve onlardan talimatlar alan sözde idari yetkililere, bir kaymakama bile itaat etme mecburiyeti yok. Çünkü en tepeden en aşağıya kadar devlet sistemi, istedikleri anlarda çeteler tarafından ayarından çıkartılabiliyor. Bu, mason tarikatı üzerinden yapılabiliyor. Bu ülkede, kimin elinde nasıl bir delil bulunduğunun da hiçbir önemi yok. Çünkü adalet yok. Hiç yok. Kırıntısı bile yok. Hep Türkler ve diğer müslüman unsurlar devlet gücüyle, adalet sistemi ayarından çıkartılarak eziliyor. Bu sistem kriptoların böyle pislik mafyalarına, çetelerine bile karışmıyor ve aksine koruyor. Anlatılan şeyler birkaç karakolda, birkaç emniyet müdürlüğünde ya da sadece Ankara'da değil, memleketin her yerinde yaşanıyor. Sadece kolluk ve adliye kısmında değil, devletin bütün kurumlarında yaşanıyor.
O malum ülkeler, TR'de devlet sistemini, bu kriptolar ve onların devlet sistemi ile iç içe geçmiş mafyaları üzerinden ellerinde oynatıyorlar. Bu ülkede bir devrim, bir kurtuluş savaşı yapılması farz üstüne farz.
Sadece Soysuz değil, her dönemde TBMM bunlarla doluydu, şimdiki sözde vekillerin çoğu da böyle şeytanlaşmış kripto kişiler. AKPKK'nin ilk Suçişleri bakanı Abdülkadir Aksu bile Soysuz'dan hiç farklı bir kişi değil. Hatta daha beter bir pislik...
Bu nedenle yıllardır "AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü" diyorum. Bu mahkemede ifademe bile yazdırmayı başardım. "Deliller vereceğim" dedim. Birkaç gün sonra kendimi hastahane sürecinde buldum.
Anladığı dilden konuşmalıydım. İşe yarayan ve sonuç verecek yoldan gitmeliydim. Adnancılar karşısında da sonunda bunu yapmak zorunda kaldım ve sonuç da aldım. Çok sınırlı bir operasyon da olsa, bir operasyon yaşadılar ve sahada açıkça faaliyet yapamaz hale geldiler. Arka plandan türlü pis işleri hala devam ediyor.
Bu videoda anlatılanlar bile meseleden sayılmaz, Soysuz'un ve çetesinin yaptığı asıl işlerin yanında...
O Erkan Doğan da gariban bir emekçi falan değil. Aynı yolun yolcularından ama farklı gruplaşmalardan... O da kripto ve Cevheri o kısımları da çok iyi biliyor ama anlatmak işine gelmiyor. Çünkü kendisi de kriptolardan...
İsmi geçen mafya üyeleri, polisler, avukatlar, savcılar, hepsi kriptolardan... Bu hikayenin bu kısmında ismi geçenler arasında hiç gerçek Türk ve müslüman yok.
Benim karşımda da karakollar, polisler, savcılar, hakimler, cezaevi müdürleri, hastahane başhekimi ve doktorları hep bu tavırları sergilediler. Her safhada hukuk tanımadılar, delilleri hiçe saydılar, hükümsüz evraklar hazırladılar. Bunları yaparken türlü türlü suç delilleri ve ayrıca şahitler de bıraktılar, kendilerini açık ettiler ve sözde adelet sisteminin umurunda bile olmadı. Keyiflerince çok sayıda dilekçemi bile UYAP sistemine dahil etmediler, yok ettiler. Bunu ispat edeceğim, dilekçelerin yok edildiğini her türlü ispat edebiliyorum ama karşımda gerçek savcı ve hakimler bulamaz hale getirdiler.
Bu nedenle, şu anda hiçbir Türkiye vatandaşının kolluğa ve adli yetkililere itaat etme ve sözde mahkemelerin kararlarına uyma zorunluluğu yok. Sözde Ankara hükumetine ve onlardan talimatlar alan sözde idari yetkililere, bir kaymakama bile itaat etme mecburiyeti yok. Çünkü en tepeden en aşağıya kadar devlet sistemi, istedikleri anlarda çeteler tarafından ayarından çıkartılabiliyor. Bu, mason tarikatı üzerinden yapılabiliyor. Bu ülkede, kimin elinde nasıl bir delil bulunduğunun da hiçbir önemi yok. Çünkü adalet yok. Hiç yok. Kırıntısı bile yok. Hep Türkler ve diğer müslüman unsurlar devlet gücüyle, adalet sistemi ayarından çıkartılarak eziliyor. Bu sistem kriptoların böyle pislik mafyalarına, çetelerine bile karışmıyor ve aksine koruyor. Anlatılan şeyler birkaç karakolda, birkaç emniyet müdürlüğünde ya da sadece Ankara'da değil, memleketin her yerinde yaşanıyor. Sadece kolluk ve adliye kısmında değil, devletin bütün kurumlarında yaşanıyor.
O malum ülkeler, TR'de devlet sistemini, bu kriptolar ve onların devlet sistemi ile iç içe geçmiş mafyaları üzerinden ellerinde oynatıyorlar. Bu ülkede bir devrim, bir kurtuluş savaşı yapılması farz üstüne farz.
Sadece Soysuz değil, her dönemde TBMM bunlarla doluydu, şimdiki sözde vekillerin çoğu da böyle şeytanlaşmış kripto kişiler. AKPKK'nin ilk Suçişleri bakanı Abdülkadir Aksu bile Soysuz'dan hiç farklı bir kişi değil. Hatta daha beter bir pislik...
Bu nedenle yıllardır "AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü" diyorum. Bu mahkemede ifademe bile yazdırmayı başardım. "Deliller vereceğim" dedim. Birkaç gün sonra kendimi hastahane sürecinde buldum.
Dünyanın hiçbir yerindeki yer altı uzaylı şehirleri benim için engel değil. Çok canımı sıkarlarsa, önce o bölgeyi onların başına çökertir, sonra orada yine de yapacağım projeyi yaparım. Bu hususta çok iddialıyım. Baştan bir iki örnek uygulama da gösterebilirim. Bence fena da olmaz, çatlak sesleri baştan keser.
Akademi Dergisi
Bunlar hiçbir şey değil... Daha çok yeraltı üssü patlayacak. Daha çok şehirler arası otobüs kazası yaşanacak. Daha çok belediye otobüsü kazası yaşanacak. Daha çok benzin istasyonu patlayacak. Daha çok yakıt nakliye gemisi/tankeri yanacak. Daha çok yakıt nakliye…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ekaterinburg'a uçan bir uçak motor arızası yaşadı
Red Wings'e ait bir Boeing 777 dün gece Antalya'dan Koltsovo'ya sefer yapıyordu. Hazar Denizi üzerinde uçarken, pilotlar sağ motor arızası bildirmiş ve alçalma talebinde bulunmuşlardı.
Yaklaşık 1,5 saat sonra uçak Kazakistan'ın Aktobe şehrindeki alternatif bir havaalanına güvenli bir iniş yaptı.
Red Wings'e ait bir Boeing 777 dün gece Antalya'dan Koltsovo'ya sefer yapıyordu. Hazar Denizi üzerinde uçarken, pilotlar sağ motor arızası bildirmiş ve alçalma talebinde bulunmuşlardı.
Yaklaşık 1,5 saat sonra uçak Kazakistan'ın Aktobe şehrindeki alternatif bir havaalanına güvenli bir iniş yaptı.
Akademi Dergisi
Bunlar hiçbir şey değil... Daha çok yeraltı üssü patlayacak. Daha çok şehirler arası otobüs kazası yaşanacak. Daha çok belediye otobüsü kazası yaşanacak. Daha çok benzin istasyonu patlayacak. Daha çok yakıt nakliye gemisi/tankeri yanacak. Daha çok yakıt nakliye…
Iran Air’e ait uçağın inişi esnasında tekeri patladı
Iran Air'e ait IRA769 Tahran - İstanbul seferini yapan EP-IBA tescillli Airbus A300 tipi uçağın İstanbul'a inişi sonrası lastiği patladı.
Önlem amaçlı ARFF ekipleri müdahale etti. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Uçak halen taksi yolunda duruyor. Aynı uçağın geçtiğimiz ayda da benzer bir sorun yaşadığı bildirildi.
Iran Air'e ait IRA769 Tahran - İstanbul seferini yapan EP-IBA tescillli Airbus A300 tipi uçağın İstanbul'a inişi sonrası lastiği patladı.
Önlem amaçlı ARFF ekipleri müdahale etti. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Uçak halen taksi yolunda duruyor. Aynı uçağın geçtiğimiz ayda da benzer bir sorun yaşadığı bildirildi.
İstanbul hükumeti:
Çağın çok gerisinde kalmış savaş araçları için, çağın çok gerisinde kalmış patlayıcı mühimmat üretecek fabrikalar tesis etmeyeceğiz. Gayr-i meşru Ankara çetesinin imzalarıyla tesis edilmiş ya da edilecek her yer için çok yönlü soruşturma ve yargılamalar yaptıracağız.
Bütün dünyaya canlı yayınlanacak ve kesinlikle tamamen adil ve şeffaf olacak mahkemelerde, mühimmat üretilen tesislerde dönen bütün pis işleri ve üretilen mühimmatın hangi ordulara ve terör örgütlerine teslim ediliğini de gözler önüne sereceğiz. Yargılamayı milletler arası bir seviyeye yükselteceğiz.
Bu milletin bir kuruşunu başkalarına peşkeş çekeni, hususiyle de sözde İslam terör örgütlerine silah, mühimmat, erzak ve maaş olarak peşkeş çekeni bile idam edeceğiz. Bunları görüp de müdahale etmemiş, üzerine düşen kısımları yapmamış idari ve adli yetkilileri de idam edeceğiz.
Çağın çok gerisinde kalmış savaş araçları için, çağın çok gerisinde kalmış patlayıcı mühimmat üretecek fabrikalar tesis etmeyeceğiz. Gayr-i meşru Ankara çetesinin imzalarıyla tesis edilmiş ya da edilecek her yer için çok yönlü soruşturma ve yargılamalar yaptıracağız.
Bütün dünyaya canlı yayınlanacak ve kesinlikle tamamen adil ve şeffaf olacak mahkemelerde, mühimmat üretilen tesislerde dönen bütün pis işleri ve üretilen mühimmatın hangi ordulara ve terör örgütlerine teslim ediliğini de gözler önüne sereceğiz. Yargılamayı milletler arası bir seviyeye yükselteceğiz.
Bu milletin bir kuruşunu başkalarına peşkeş çekeni, hususiyle de sözde İslam terör örgütlerine silah, mühimmat, erzak ve maaş olarak peşkeş çekeni bile idam edeceğiz. Bunları görüp de müdahale etmemiş, üzerine düşen kısımları yapmamış idari ve adli yetkilileri de idam edeceğiz.